1. Sınıfa Hazırlık Çalışmaları 2017-2018

Birde okuma anlama çalışmalarına dikkat etmek lazım

Birde okuma anlama çalışmalarına dikkat etmek lazım

Katılıyorum hocam . izniniz olursa birkaç şey ekleyeyim.
1- İlk haftalardan dinleme anlama çalışmalarina başladık bu yıl. Ben okudum soru cevap yaptım. Bu çalışma çocuklari çok geliştiriyor.
2-Bir de matematiği ertelemeyin ilk haftadan başlayın
3-ayrıca matematik defterine de ilk ayın sonunda başlattım. Sonuçlar harika . Erken diye düşünmeyin, çocuklar çalışacaklari materyale alissinlar .
4-Cok az ödev verdim. Çarşamba odevsizlik günümüz.
5-ilk toplantımda sınırları belirledim. Sistemime kimseden müdahale kabul etmediğimi,  velinin en büyük görevinin çocuğuyla ilgili sorumlulukları yerine getirmek olduğunu vurguladım.Cok şükür velilerim saygılı  ve ilgili idiler.
6-Cocuklar arasında kıyas yapmanın ne kadar yanlış olduğunu hep vurguladım.Cocuklarina güven duymalarıni istedim.
7-Sene başında sınıf kurallarıni iyice oturtmaya gayret ettim. Kuralları baştan belirledim ve veliler ile bilgi akışı,  iletişime önem verdim.
Herkese kolaylıklar dilerim

Asumanoz hocam çok güzel özetlediniz. Teşekkür ederim deneyiminizi paylaştığınız icin😀

Arkadaşlar inceler misiniz?
(interaktif film)

DNZ öğretmenim çalışmalarınızı beğeniyorum.Şahsınıza çok teşekkür ederim.Bütün sesleri sırayla vermeniz mümkünmü.Sevinirim.Bilgi paylaştıkca güzeldir.Saygılar öğretmenim.

Merhabalar. 4. sınıfta öğrencilerimi mezun edip bende 1. sınıf okutma şansına nail oldum. Dik temel harflere tekrar dönecek olduğumuz için çok mutluyum ben

DNZ öğretmenim çalışmalarınızı beğeniyorum.Şahsınıza çok teşekkür ederim.Bütün sesleri sırayla vermeniz mümkünmü.Sevinirim.Bilgi paylaştıkca güzeldir.Saygılar öğretmenim.

"elan" sırasına göre yeni bitirmiştim hocam ama sıra tekrar değişti, yaptığım zaman paylaşırım,

Yukarıdaki yazımdan şu anki süreci savunduğum sonucu çıkmasın lakin ilk kez 1. Sınıf okutan öğretmeni suçlayıcı cümlenin yanlış olduğunu belirtmek isterim ve sürecin neden bu şekle dönüştüğünün asıl nedenini açıklamak istiyorum;İlk görev yeri çoğu öğretmenin köy okuludur ve müfettişlerin ilçe geneli toplantılarında genç öğretmene vurguladıkları ‘’ Nisan-Mayıs aylarında okulları dolaşıp öğrencilerin okuma-yazma durumlarını değerlendirip geri olan sınıflarla ilgili gerekli soruşturmaları açacaklarını ifade eden’’ konuşmalarını hepimiz dinlemişizdir. Ya da büyük okullarda başladıysanız müdürünüzden duymuş olmanız lazım. Ben kimseden gelip sınıflarını değerlendireceğiz öğrencilerinize mutlu olup olmadıklarını; görsel, müzik ve fiziksel etkinliklere yeterli zaman ayrılıp ayrılmadığını; bunun da okuma-yazma ve hatta ondan da önemli olduğu vurgusunu duymadım. Bize de geldiler okuttular, yazdırdılar, yüzde olarak başarıyı not ettiler gittiler. Sistem teog’da sosyal başarı ölçmüyor, salt bilgi ölçüyor. İyi liseye sosyal yeterliliklerinle değil Türkçe, matematik becerinle giriyorsun. Devamında da üniversite sınavında lisedeki 4 yıllık bilgi yüklemenin karşılığında istediğin mesleğe sahip oluyorsun. Onun için meslek liselerindeki öğrenciler mutluyken, fen liselerindeki öğrenciler en mutsuzları. Yani sistem savunduğu sosyal becerileri yüksek, kendine güvenen bireyler yetiştirme hedefini yaptığı sınavlarla çürütmüş oluyor; sosyal olarak kendini yetiştirmiş ama bilgi yönünden zayıf öğrencileri üniversitede sistemin dışına atarken, hard disk haline getirdiği bireylere ise istedikleri meslekleri sunuyor. Şimdi genç öğretmenle tecrübeli öğretmen farkına gelelim. Genç öğretmen belirttiğinizin aksine müziğe, resme, fiziksel etkinliklere deneyimli öğretmenlerden daha fazla zaman ayırır. Daha geç okumaya geçirir ama daha hareketli, sesli, aktif ve sosyal bir sınıfı vardır. Ama müdür teftişe girdimi sınıfa, bunu yadırgar, mum gibi olan deneyimli öğretmenin sınıfını örnek gösterir. Ben bu sene zümre başkanıydım, yıllar sonra büyük okulda çalışmaya başladım ve 3 senelik de bir tecrübem oldu bu okulda. 16 tane 1. Sınıf şubesiydik. Gerekli zümre vb. evrak, formları kendim sınıfları dolaşarak dağıtıyordum, imzalatıyordum arkadaşlarıma, yani çat kapı giriyordum sınıflarına. Yeni öğretmenler öğrencilerle etkileşim içindeyken, aktif sınıf modunda ders anlatırlarken, eski öğretmenlerin sınıflarında çıt çıkmıyor, öğrenciler sürekli dinleme modunda oluyorlardı, deneyimli arkadaşlar dediğimiz yıllanmış öğretmenler müzik kitaplarını dahi kullanmadı ve fiziksel etkinlik dersi de yaptırmadı, çünkü tecrübeleriyle sistemin ileride nasıl elemelerle ne tür yeterlilikleri olan bireyleri meslek sahibi yaptıklarını, öğrencilerine hangi yeterlilikleri kazandırarak onları diğerlerinin önüne geçirebileceklerini, kendilerinin de yöneticiler tarafından hangi kriterlere göre değerlendirileceklerini çok iyi biliyorlar, yani özellikle ilk kez 1. Sınıf okutan öğretmenlerde sıkıntı yok, onu bozan, yanlış ölçme-değerlendirme sisteminde sıkıntı var. Demek istediğim ben de aşırı bilgi yüklemesi yapan ağır müfredatı savunmuyorum. Geçen seneyi kendim açısından değerlendirdiğimde ilçedeki spor aktivitelerindeki birinciliklerimiz ve il genelinde katıldığımız geleneksel çocuk oyunları yarışmaları ve fiziksel oyun şenlikleri bana tatmin sağladı yoksa er geç öğreniyor çocuklarımız okumayı, onlara başarma duygusunu hissettirmemiz lazım ama önce şu ölçme-değerlendirme sisteminin değişmesi gerekiyor.

Bende bu yil allah nasip ederse 1.sinif okutacagim yukarida dediginiz gibi hep koylerde calistik hep okuma yazma ogrendiklerine bakti mufettisler 4 yil once konya merkezde kenar mahalleye tayinim cikti 1.sinifi aldim gonullu olarak ve 1.donem bitmeden mufettis geldi 63 yasinda bir mufettisti daha onceleri hep  cocuklari okuma yazma uzerine test ediyorlardi bu mufettis girdi sinifa selamlastik sinifa bakti hocam dedi cocuklar mutlumu dedi sasirdim ve evet hocsm mutlular dedim iyi o zaman dedi bosver nasil olsa hepsi okuyup yazcak dedi cocuklari cok sıkma dedi sasirdim tabi sonra bilgisayarin basina oturdu ve flas bellekten 1.sinif matematik cd si yukledi birde mp3 sarkilar atti sonra attigi sarkilarin icinden hadisenin düm tek sarkisini acti ben hala hayretler icindeydim basladi cocuklar oynamaya sonra zil caldi ve mufettis kolay gelsin hocam dedi ve gitti...

İlk veli toplantısı önemli. Velilere yapılacak sunum 4 yılı kurtarır. Nelerin yapılması özellikle 1. Sınıfta nelerin yapılmaması gerektiğini açıklamak gerekir. Velilere ilkelerinizi açık ve net anlatmalısınız.Amiyane tabirle patronun kim olduğunu net bir şekilde ortaya koymakta fayda var

Bende bu yil allah nasip ederse 1.sinif okutacagim yukarida dediginiz gibi hep koylerde calistik hep okuma yazma ogrendiklerine bakti mufettisler 4 yil once konya merkezde kenar mahalleye tayinim cikti 1.sinifi aldim gonullu olarak ve 1.donem bitmeden mufettis geldi 63 yasinda bir mufettisti daha onceleri hep  cocuklari okuma yazma uzerine test ediyorlardi bu mufettis girdi sinifa selamlastik sinifa bakti hocam dedi cocuklar mutlumu dedi sasirdim ve evet hocsm mutlular dedim iyi o zaman dedi bosver nasil olsa hepsi okuyup yazcak dedi cocuklari cok sıkma dedi sasirdim tabi sonra bilgisayarin basina oturdu ve flas bellekten 1.sinif matematik cd si yukledi birde mp3 sarkilar atti sonra attigi sarkilarin icinden hadisenin düm tek sarkisini acti ben hala hayretler icindeydim basladi cocuklar oynamaya sonra zil caldi ve mufettis kolay gelsin hocam dedi ve gitti...

Olay budur hocam, tam bahsetmek istediğim şey, ama koca makale döşedim ilginçtir kimsenin dikkatini çekmedi demek ki yorum da gelmedi sağlık olsun, verdiğiniz olumlu örnek için teşekkürler Eğitim sistemimizin neden son sırada olduğunun kendimce bir özetini yapmak istemiştim, bence aşırı yükleme var müfredatta ve çok kısa süre içerisinde kazandırılması gereken bilgiler öğrencinin sürekli dinleme modunda kalmasına neden oluyor, kendini ifade edemiyor öğrenci ve okula karşı olumsuz algı geliştiriyor 1. sınıftan itibaren. Öğretmeni ve öğrenciyi ve devamında veliyi strese sokmazsa sistem, eğitim-öğretim süreci daha pozitif sonuçlar verir. Öğretmenden önce yöneticilere; mutlu, kendine güvenen bireyler yetiştirmenin eğitimin temel kazanımı olması gerektiği ve öğretmenlere verdikleri seminer ve toplantılarda asıl bunu vurgulamaları, okuma-yazmaya çok takılmamaları gerektiği anlatılmalı. Onlarda daha genç, mesleğe yeni başlamış öğretmeni korkutucu, tehditvari yaklaşımlarından vazgeçerler belki! Ayrıca bence bu okuma-yazma süreci 1. döneme sıkıştırılmamalı, ses hissettirme sürecinin ana sınıfında başlaması sağlanmalı ve 1. sınıfta sürecin sene sonuna kadar yayılması gerektiğini düşünüyorum, sosyal etkinlik çalışmaları için de; gerekirse zorla da olsa her sınıfın gerek müzik etkinlikleri, gerek görsel sergilerle gerekse şiir, koro, tiyatro, halk oyunu, çocuk oyunu yarışmalarına, fiziksel etkinlik oyunlarına okul ve ilçe çapında katılımının sağlanması ve bunun için bir şube müdürünün ayrı olarak görevlendirilmesi, internette kurulacak sosyal etkinlik sisteminden sınıfların neler yaptığının takip edilmesinin sağlanması gerektiğini düşünüyorum. Yoksa radikal tedbirler alınmazsa ezberci sistemin değişeceği yok.

merhaba zümrelerim, bu yıl ben de 1. sınıf öğretmeni olarak devam edeceğim. Kendimce hazırlamak istediğim materyaller var, onun için hazırlık yapıyorum ufaktan, geçen sene indirdiğim dökümanlar ne yazık ki artık atıl duruma geldi.
Ben daha çok öğrencilere daha zevkli nasıl veririm diye düşünüyorum.
 Önceden uyguladığınız beğendiğiniz taktikler varsa paylaşabilir misiniz?

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] öğretmeninden alıntı, benim de geçen dönemki birlerimde kullandığım çok güzel ve etkili bir İPUCU:
Ben de her gün için 6 dersi temsilen 6 üçgen, kare, daire, dikdörtgen vb. şekiller çiziyorum. egitimhaneli eski bir zümreden çalıntı.
Ana sınıfına gidenler şekilleri biliyor diğerleri de öğreniyor okula alışana kadar. Her teneffüs bir şekil siliniyor ve 3 günde ne zaman gideceğiz soruları bitiyor.
A sesinden sonra şekillerin yerine kalan 6 sesli harfi yazıyorum ve her derse girdiğimizde  farklı  bir öğrencime hangi derste olduğumuzu soruyorum. Çıkarken de aynı şekilde. U dersinseyiz, O dersindeyiz gibi. Kısa çizgide beslenme, uzun çizgide öğle vakti diyorum.
Paylaşanlara çok çok teşekkür ederim ayrıca...

çok hoşuma gitti bu uygulama, inşallah ben de yapacağım

Olay budur hocam, tam bahsetmek istediğim şey, ama koca makale döşedim ilginçtir kimsenin dikkatini çekmedi demek ki yorum da gelmedi sağlık olsun, verdiğiniz olumlu örnek için teşekkürler Eğitim sistemimizin neden son sırada olduğunun kendimce bir özetini yapmak istemiştim, bence aşırı yükleme var müfredatta ve çok kısa süre içerisinde kazandırılması gereken bilgiler öğrencinin sürekli dinleme modunda kalmasına neden oluyor, kendini ifade edemiyor öğrenci ve okula karşı olumsuz algı geliştiriyor 1. sınıftan itibaren. Öğretmeni ve öğrenciyi ve devamında veliyi strese sokmazsa sistem, eğitim-öğretim süreci daha pozitif sonuçlar verir. Öğretmenden önce yöneticilere; mutlu, kendine güvenen bireyler yetiştirmenin eğitimin temel kazanımı olması gerektiği ve öğretmenlere verdikleri seminer ve toplantılarda asıl bunu vurgulamaları, okuma-yazmaya çok takılmamaları gerektiği anlatılmalı. Onlarda daha genç, mesleğe yeni başlamış öğretmeni korkutucu, tehditvari yaklaşımlarından vazgeçerler belki! Ayrıca bence bu okuma-yazma süreci 1. döneme sıkıştırılmamalı, ses hissettirme sürecinin ana sınıfında başlaması sağlanmalı ve 1. sınıfta sürecin sene sonuna kadar yayılması gerektiğini düşünüyorum, sosyal etkinlik çalışmaları için de; gerekirse zorla da olsa her sınıfın gerek müzik etkinlikleri, gerek görsel sergilerle gerekse şiir, koro, tiyatro, halk oyunu, çocuk oyunu yarışmalarına, fiziksel etkinlik oyunlarına okul ve ilçe çapında katılımının sağlanması ve bunun için bir şube müdürünün ayrı olarak görevlendirilmesi, internette kurulacak sosyal etkinlik sisteminden sınıfların neler yaptığının takip edilmesinin sağlanması gerektiğini düşünüyorum. Yoksa radikal tedbirler alınmazsa ezberci sistemin değişeceği yok.

Hocam yapmış olduğunuz analizlere yüzde yüz katılıyorum. Özellikle kısa sürede çok kazanım elde etme gayretine girilmesi yanlışların en büyüğü.

1.sınıf okutacak öğretmenler seçeceklermiş:
Bitişik eğik yazı mı dik temel yazı mı?

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]