Anlamlı Yazılar

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.231
  • 222.969
  • 28.231
  • 222.969
# 10 Mar 2020 19:18:31
Mazhar Alanson'dan ilginç bir umre anısı :

"Yerde bir çekirge gördüm tavaf öncesinde. Çekirgeyi aldım yerden, sonra tavaf ettim. iç cebime koymuştum hatıra olarak götürecektim.

"Ondan sonra tam dönerken, çekirgeyi aldığım noktadan geçerken düşündüm. Dedim ki, çekirge rüyamda karşıma dikilip 'ben mis gibi Kabe'de kalıyordum da sen beni buralara niye getirdin' derse diye aldığım yere bıraktım.

"İlerledikten sonra aklıma geldi, çekirge kendini tavaf ettirdi ya bana..''

Çevrimdışı burcum7

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 5.395
  • 41.828
  • 5.395
  • 41.828
# 10 Mar 2020 22:20:59
...

Çevrimdışı burcum7

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 5.395
  • 41.828
  • 5.395
  • 41.828
# 11 Mar 2020 00:41:00
..

Çevrimdışı DELİNİNYEKİ

  • B Grubu
  • 275
  • 751
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 275
  • 751
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 12 Mar 2020 12:59:37
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Hamalsan iki şey önemli oluyor senin için:

Yük ve yol...

Ancak sırtına aldığın yükle bu mesafeyi aşabilirsen, ücret mevzu bahis oluyor. Aksi olursa, cereme çekiyorsun! Bunu düşünüyordum. Yanımdaki hamalla yola çıktık. İhtiyardı. Kendinden büyük bir yük almıştı. Benim sırtımda ise birkaç bavul vardı sadece, onunkinin çeyreği... Diyordum ki içimden "Çok gitmeden kıvrılırsa titreyen bacakları, yüklenirim sırtındaki yükün yarısını!.."

Nitekim, çok geçmeden dedi ki: "Mola vakti. Gel biraz dinlenelim!. .. "Ne molası, dedim ona hayretle. Ben daha terlemedim!. . "Sözüme aldırmadı. Durdu. Çöktü. Salarken yükünün ipini "Sen de dinlen hadi" dedi. Benim canım sıkılmıştı bu işe.Genç olduğumu, ondan kuvvetli olduğumu, bunun gibi bir bunakla yola çıkmamın ne büyük hata olduğunu düşünüyordum. O ihtiyar, bir bacağını azıcık uzatmış halde sessizce dinleniyorken, ben huzursuz bir şekilde ayakta dolanıyordum. Bir saat kadar sonra yine durdu, oturdu, dinlendi. Ben kızgınlıkla dolandım etrafında...

"Yükünü indirip sen de dinlen", demesine aldırmadım, ona daha çok kızdım...
Sonra yine durdu. Bana da "dinlenmemi" söyledi yine ama dinlenmedim. Yarım saat sonra "dinlenelim mi" diye sordu, aksi aksi başımı salladım...
Kaçıncı molasıydı hatırlamıyorum, birden bire dizlerimin bağı çözüldü.
Kafamın içinde uçuşan kara kara sinekler sustu, çöküp kaldım. Kayış kolumdan çıktı, sırtımdaki bavullar kaydı. Ne kadar zaman geçtiğini fark etmedim.

Uyumuştum da uyandım mı, yoksa bayılmıştım da ayıldım mı anlamadım...
Baktım kendi kocaman yükünün üzerine benim bavullarımı da bağlamıştı. Küçük tasına birazcık su koyup dudağıma dayadı, içtim. Sonra koluma girerek; "Hadi kalk, dedi. Bana yaslan. Ağır ağır gider ve bir süre sonra gene dinleniriz." Dediğini yaptım. Omzundan güç aldım, ama asıl anlattıkları iyi geldi bana.
"Ben yılların hamalıyım, dedi. Nice pehlivan yapılı adamlar gördüm. Çoğu, dinlenmek istemediklerinden yükleriyle birlikte kendilerini de toprağa serdi sonunda... Yolda gördüğümüz saçılmış kuru kemiklerin çoğu, anlattığım bu insanlara ait...

Halbuki bir yükü "taşımak" bizim işimiz, "altında ezilmek" değil!.. Unutma ki bir yük taşıdıkça ağırlaşır.
Dinlenerek sen yükünü hafifletiyorsun! Belki günün birinde hamallığın şekli değişir. Belki o günleri ben göremem.
Ama sen kavuşursan o zamanlara, aman ha, kafanın içinde de sakın yük taşıma...

Akşamları bırak ve hafifle... Sabah dinlenmiş olarak yeniden tekrar taşırsın yükünü. Bizim işimiz, bugünü yarına taşımak, bugünün altında yok olmak değil. Çünkü, yarınlarda bizi bekleyenler var, taşıdıklarımızı bekleyenler var...

Gerçek şu ki, hepimiz şu hayatın hamallarıyız.. Yüklerimizi en doğru şekilde taşımak ve hayatın altında ezilmemek dileklerimle.

Fügen Tekin---

HARİKA MÜKEMMEL BİR YAZI....

Çevrimdışı toplum-bilim

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.119
  • 52.937
  • 4.119
  • 52.937
# 12 Mar 2020 18:49:30
"Sene 1942... Babam, başbakan.  Aynı zamanda, Fenerbahçe başkanı. Ankara'dayız. Fenerbahçe'nin maçı var.  Kardeşim ve dayımla birlikte maça gitmek istiyoruz. Ama, havamız olsun diye, bizi babamın götürmesini istiyoruz. Babamdan çekindiğimiz için söyleyemiyoruz, anneme söylüyoruz. Annem, babama aktarıyor, çocukları maça götür diyor. Babam, peki diyor. Hep birlikte başbakanlık makam aracına biniyoruz, stada geliyoruz. Şeref tribününe oturup, sahayı en güzel yerden seyredeceğimizi düşünürken... Babam şoföre sesleniyor, şurada dur diyor. Cüzdanından para çıkartıyor, dayıma veriyor ; haydi bakalım çocuklar, gişenin önüne geldik, gidin biletinizi alın diyor !."

Oğlu anlatıyor bunu... Şükrü Saracoğlu'nun oğlu...
Başbakan, Fenerbahçe başkanı...
"Avanta almayacaksın" diyor...
Alt tarafı bilet...
Evladına bile ayarlamıyor...
"Her ne almak istiyorsan, mutlaka parasını ödeyeceksin" diyor... "Suistimalin büyüğü küçüğü olmaz" diyor...

Ve seneler geçiyor... Başbakanlar değişiyor... Fenerbahçe başkanları değişiyor...

Kadıköy'de maç var. Sonradan Fenerbahçe başkanlığı koltuğuna oturacak olan Faruk Ilgaz, stada giriş yapmak üzere geliyor. O sırada gözü takılıyor, bilet kuyruğunda bekleyen, yaşı hayli ilerlemiş, bastonlu bir beyefendi görüyor. Dikkatlice bakıyor, o da ne ? Bilet kuyruğunda bekleyen beyefendi, Şükrü Saracoğlu !..
Çünkü, seneler geçiyor ama, evladına bile avanta vermeyen başbakanın, zihniyeti aynı kalıyor ; her ne almak istiyorsan, mutlaka parasını ödeyeceksin...

Çünkü, ateşten gömleği giymiş, milli mücadelede kanla-barutla yoğrulmuş, boğazından tek kuruş haram lokma geçmemiş, milletin çıkarlarını ailesinden, evladından, kendisinden önce tutmuş adamlardı onlar ; adam gibi adamlardı...
(Alıntı)

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.231
  • 222.969
  • 28.231
  • 222.969
# 12 Mar 2020 21:28:47
Susuyorum...
Cümlelerim küsüyor yalan dünyaya...
Bekliyorum...
Sabredenlerden olmak muradıyla...
Biliyorum...
Acıdan geçer Sana gelen yollar...
Ağlıyorum...
Farketmeden ben bile ve farkettirmeden kimseye...
Kaçıyorum...
Seni üzecek ne varsa uzak kalbim onlara...

Yürüyorum..
Melekler saf tutuyor benimle...

Duruyorum...
Huzurunda secdeye ,derdimi Sana açıyorum...

Seviyorum...
Ve Sen'in hoşnutluğunu diliyorum sadece...

Ey Rabbim ,
Gözyaşlarımda umutlarımı büyüten kalbimin tek sahibi...

Hoşnutluğunu diliyorum sadece...

Çevrimdışı PINARCIK

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 5.796
  • 30.402
  • 5.796
  • 30.402
# 24 Mar 2020 00:18:37
Mutluluk, şimdi nasıl da boyut değiştirdi değil mi?

Arkadaşınla beraber dışarıda bir yerde kahve içmek, ne kadar anlamlıymış değil mi?

İstediğinde dışarıya çıkmak, ne kadar değerliymiş.

Hayatı ne kadar çok seviyormuşsun meğer...

Arda Erel

Çevrimdışı PINARCIK

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 5.796
  • 30.402
  • 5.796
  • 30.402
# 27 Mar 2020 02:31:58
Anlamak fiilinden meşaleler yapılmalı; yeryüzünde birbirimizi görebilmek için...

Nuri Pakdil

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.231
  • 222.969
  • 28.231
  • 222.969
# 27 Mar 2020 09:59:02
Bu susmalar bilmenin susmalarıdır, bilmemenin değil, sözün yetmediği yerdeki bilmenin.Bitişin değil başlangıcın, tükenişin değil hazinenin.
Susarak söylemek bu işte:"Cana can katan sözü susarak söylemek daha iyidir."
Nasıl?Sözün ihanetine uğramadan, üzerinden sözcük geçmeden, “Söyleme”nin üzerine bir sözcük değmeden...

Nazan Bekiroğlu

Çevrimdışı adamın biri

  • Bilge Üye
  • *****
  • 5.008
  • 23.129
  • 5.008
  • 23.129
# 27 Mar 2020 19:43:57
‘’Baba bana muz alır mısın?’’ dedi. Adam sessizce ‘’Söz kızım para kalırsa bu hafta alacağım sana’’ deyip ilerledi, ama tam arkasındaki beni farketmedi. Pazarcı abiye dedim ki "Bu adam ile çocuğuna iyi bak. Şimdi 2 kilo muz tart.  Birazdan senin tezgahın önünden geçerse ve durup muz almazsa abi diye seslen. Sonra ona " Hani geçen hafta bozuk yok diye para üstü verememiştim ya. İstersen muz vereyim, helâlleşelim" diyeceksin. O  baba çocuğun yanında rencide olmasın. Ama canı muz çekmiş, aklında kalmasın. Eğer böyle yaparsan hem sevaba girersin, hem de bereketlenirsin. Söz fazla fazla vereceğim, 10 kilo da ben alıp götüreceğim. Şimdi ben arka taraftan sizi seyredeceğim... Abi kızını diğer tarafa almış, geçiyor. Kızı muz tezgahını görmesin istiyor. Pazarcı abi tam da dediğimi yaptı. O küçük kız o poşeti babasına bırakmadı, kendisi taşıdı. Aslında babası anlamıştı. Pazarcı bir hayır yapmak için bu oyunu tasarlamıştır diye sanmıştı. Başı önde yürüdü gitti. Son bir defa dönüp sessizce gözleri ile teşekkür etti. Pazarcı abiye uzattım parayı almadı. Gözyaşlarını saklamak için arkasına bakmaktaydı. Birini mutlu etmek bu kadar kolaydı. Ama bütün mesele aynı zamanda da babayı utandırmamaktı. Çok şükür bu da kısmet oldu. İçimiz huzur ile doldu. Aslında 7,5 TL idi kilosu. Ama işte olmayınca olmuyordu. Ama en çok beni etkileyen bir tane yemek isteyen kızına ‘’Evde ye kızım, belki alamayan vardır; olur mu? ‘’ diyen baba oldu…

___Yaşadığımız hayattan...

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.231
  • 222.969
  • 28.231
  • 222.969
# 27 Mar 2020 19:51:09
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
‘’Baba bana muz alır mısın?’’ dedi. Adam sessizce ‘’Söz kızım para kalırsa bu hafta alacağım sana’’ deyip ilerledi, ama tam arkasındaki beni farketmedi. Pazarcı abiye dedim ki "Bu adam ile çocuğuna iyi bak. Şimdi 2 kilo muz tart.  Birazdan senin tezgahın önünden geçerse ve durup muz almazsa abi diye seslen. Sonra ona " Hani geçen hafta bozuk yok diye para üstü verememiştim ya. İstersen muz vereyim, helâlleşelim" diyeceksin. O  baba çocuğun yanında rencide olmasın. Ama canı muz çekmiş, aklında kalmasın. Eğer böyle yaparsan hem sevaba girersin, hem de bereketlenirsin. Söz fazla fazla vereceğim, 10 kilo da ben alıp götüreceğim. Şimdi ben arka taraftan sizi seyredeceğim... Abi kızını diğer tarafa almış, geçiyor. Kızı muz tezgahını görmesin istiyor. Pazarcı abi tam da dediğimi yaptı. O küçük kız o poşeti babasına bırakmadı, kendisi taşıdı. Aslında babası anlamıştı. Pazarcı bir hayır yapmak için bu oyunu tasarlamıştır diye sanmıştı. Başı önde yürüdü gitti. Son bir defa dönüp sessizce gözleri ile teşekkür etti. Pazarcı abiye uzattım parayı almadı. Gözyaşlarını saklamak için arkasına bakmaktaydı. Birini mutlu etmek bu kadar kolaydı. Ama bütün mesele aynı zamanda da babayı utandırmamaktı. Çok şükür bu da kısmet oldu. İçimiz huzur ile doldu. Aslında 7,5 TL idi kilosu. Ama işte olmayınca olmuyordu. Ama en çok beni etkileyen bir tane yemek isteyen kızına ‘’Evde ye kızım, belki alamayan vardır; olur mu? ‘’ diyen baba oldu…

İncitmeden yapabilmek...
Ne güzel yürek..
Sanırım  en çok hata  bu noktada günümüzde.
İki cihanda mutlu etsin Rabbim o koca yüreklileri..

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.231
  • 222.969
  • 28.231
  • 222.969
# 28 Mar 2020 16:10:53
O kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler,
arkalarında doldurulması
mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer.
Dayanılması o kadar da zor değildir, büyük ayrılıklar bile,
en güzel yerde başlatılsaydı eğer.

Çevrimdışı toplum-bilim

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.119
  • 52.937
  • 4.119
  • 52.937
# 28 Mar 2020 16:25:09
“Düzelecek” deyin…
Mutfaktan gelen çaydanlığın tıkırtısı,
kızarmış ekmeğin kokusu yıllarca eksik olmasın, dileyin…
Bir küçük belanın dünyayı esir alacağını, illa ki bizim canımızı yakacağını düşünmeyin…
Hiçbir aşının, ilacın, çarenin olmadığı çağlarda kolerayı, vebayı, tifoyu, veremi yok eden insanoğlu,
bu zıkkıma teslim olacak değil…

Sevdiklerinizi uzaktan gözlerinizle öpün…
Güzel sözcüklerle yüreklerine sarılın…

“Kimseye bir şey olmayacak” diyerek, gülücüklerle evinize çiçekler serpiştirin…

Dileyin:
Kader hiçbirimizi sevdiklerimizden ayırmasın…

Bekir Coşkun

Çevrimdışı burcum7

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 5.395
  • 41.828
  • 5.395
  • 41.828
# 28 Mar 2020 18:27:42
Milli Eğitim Bakanlığı tarafından bayan müfettiş, bir okulu teftiş etmek için görevlendirilir:
Müfettiş okula gitmek için yola koyulur ancak yolda arabası hararet yapar ve aracı çalışmaz. Oradan geçen bir çocuk araca doğru yanaşarak yardıma ihtiyacının olup olmadığını sorar.
Müfettiş: Araçlardan anlar mısın?
Çocuk: Babam tamircidir ben de bazen ona yardım ederim.
Arabanın motoruna bir bakış attıktan sonra, alet-edevat çantasını ister. Çocuk birkaç dakika uğraştıktan sonra, müfettişten aracı çalıştırmasını rica eder. Bu arada müfettiş bütün bu olanları dehşet içerisinde izliyordu. Araç tekrardan hareket etmeye başladı!
Çocuğa teşekkür etti ve bu saatte neden okulda olmadığını sordu.
Çocuk: Bugün okulumuza müfettiş gelecekmiş ve öğretmenin dediğine göre benim sınıfın en tembel öğrencisi olmamdan dolayı evde kalmam gerekiyormuş.
 

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.231
  • 222.969
  • 28.231
  • 222.969
# 29 Mar 2020 13:09:00
Moralin niye bozuk?
Hz. Adem (a.s) gibi 200 sene tevbe mi
ettin?
 Moralin niye bozuk?
Hz. İbrahim (a.s) gibi ateşe mi atıldın?
Moralin niye bozuk?
Hz. Zekeriyya (a.s) gibi testerehle mi kesildin?
Moralin niye bozuk?
Hz. Yusuf (a.s) gibi kuyuya mı atıldın?
 Moralin niye bozuk?
 Hz. Muhammed (sav) gibi taşlandın mı Taifte,başına işkembe mi konuldu?
namaz kılarken, dişin mi kırıldı, yüzüne tükürük mü atıldı,
hicrete mi zorlandın, sevdiklerinden mi ayrıldın?
Moralin niye bozuk?
Hz. Hamza (r.a) gibi burnun kulağın mı kesildi?
Moralin niye bozuk?
Musab Bin Umeyr (r.a) gibi kolların mı
kesildi?
Moralin niye bozuk? Cafer Bin Ebi Talip (r.a) gibi ok,
mızrak ve kılıç darbeleriyle yaralandın mı?
 Moralin niyebozuk? Ammar, Sümeyye, Yasir (r.a) gibi işkence mi gördün?
Moralin niye bozuk? Bilal-ı Habeşi (r.a) gibi kızgın kumlara
yatırılıp, üzerine taşlar mı kondu?
 Moralin niye bozuk? Yunus peygamber (a.s) gibi denize mi atıldın? Moralin niye bozuk?
Eyüp peygamber (a.s) gibi vücudunu yaralar mı kapladı?
Moralin niye bozuk? Ne düşünüyorsun, dünyalık işler mi?
Üzüleceksen, namazını kazaya bıraktığın için, teheccüde
kalkamadığın için, birinin kalbini kırdığın, pazartesi perşembe
orucunu tutamadığın için üzül.. Üzüleceksen, bugün Allah için
bir şey yapamadığın için, Allah ve Rasulü'nü (s.a.v) memnun
edemediğin için üzül.. Filistin'de, Çeçenistan'da, Irak'ta ve
Dünyanın dört bir yanında zulüm gören, işkence edilen,
öldürülen din kardeşlerin için üzül.. Üzülürsen, bir fakire
yardım edemediğin için üzül!..

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK