Batı Ve Doğu Toplumları Arasındaki Farklar Nelerdir?

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 25 Haz 2016 08:50:38
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Alev Alatlı'nın "Viva La Muerte! • Yaşasın Ölüm" kitabından alıntı :

Kore savaşında, en az esir veren ulus yine bizdik. Belgelerle sabittir.
Anadolu insanı özgürdür. Evet, aktif bir özgürlük de değildir, ama asla zincire vurulamayan bir yapı geliştirmiştir.
Ne patronun, ne paranın, ne inançlarının, ne kitaplarının, ne de geçmişinin kölesidir... "

1992'de durum böyleymiş, Anadolu insanı özgürmüş.
Günümüzde de özgür mü?

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 26 Haz 2016 08:35:45
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Alev Alatlı'nın "Viva La Muerte! • Yaşasın Ölüm" kitabından alıntı :

"Kim ne derse desin, sürgit havadan sudan konuşma, insanoğlunun beynini dumura uğratıyor, eminim bundan," demişti,
"Sür-git havadan sudan konuşma ve sürgit havadan sudan yazma, çizme! Sür-git, her şey! Uygarlıkların böyle mahvolduklarına inanıyorum.
İnsanlar hele de maddi refah içindeyseler, tembelleşmeye, kendilerini salmaya, incir çekirdeğini doldurmayan şeylerle uğraşmaya başlıyorlar.
İki kuşak bunu yaparsa, üçüncü kuşak dedelerinden daha cahil olacaktır. Çaresiz, çünkü bilginin üzerine eklenmediği gibi, olan da unutuluyor!"
Bir de örnek vermişti, "Tuti-i mucize guyem'den, 'Yükletmezler sana olun yükünü kamefin dal olmayınca'dan, 'Penceresi cam cama, muallim'e düşüşü başka nasıl açıklayacaksın?"
"Selimiye'den Partenon taklidi Anıt-kabir'e geçişi nasıl açıklayacaksın? Karadeniz evlerinden, Laz inşaatına geçici nasıl açıklayacaksın?"

Öğretmenlerin refah seviyesinin yükseltilmesi gerektiği görüşünde olanlara ithaf olunur :)

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 26 Haz 2016 08:36:56
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Alev Alatlı'nın "Viva La Muerte! • Yaşasın Ölüm" kitabından alıntı :

İslâm'ın ruh-beden ikilemini içermeyen insan görüşü de Şamanlara yakın gelir.
İslamiyet’te insanın nasıl yüce tutulduğunu, meleklerin bile ona secde ettiğini daha önce anlattım.
Eh, Şamanlar zaten Ülgen'in kardeşleridirler. Burada da yadırganacak bir şey yoktur.
Üçüncüsü, İslâmiyet'te, Allah, Âdem'in tövbesini kabul etmiş, onu hidayete eriştirmiştir.
Yani, insanlık, 'özgün günahtan' dolayı mahkûm edilmemiştir. Hayata, deyiş yerindeyse 'yanlış' başlamaz! Bu da Şaman’a uygundur."

Hayata 'yanlış' başlamaz da 'yanlış' başlatılabilir.
Çocuğun fıtratı muhafaza edilmediği zaman hayata 'yanlış' başlatılmış olur, büyük bir ihtimalle de 'yanlış' devam eder.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 26 Haz 2016 08:38:40
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Alev Alatlı'nın "Viva La Muerte! • Yaşasın Ölüm" kitabından alıntı :

"İslâmiyet'in insan görüşünde, insan özgür bir yaradılışa sahiptir ve böyle olduğu için Allah'ın emanetinin kendisi için yaratılanın koruyucusudur.
Hıristiyanlıkta ise, insanın özgür ruhu tabiatın ahengini bozmasına neden olur, gururu yeni bir ahenk yaratmasını engeller diye kınanır."
"Ama öyle oldu! Bak, insanoğlu dünyayı ne hale getirdi!"
"Hayır! 'İnsanoğlu' diye yekpare bir bütün yapmadı bunu! 'Siz' yaptınız! Yanlışı ektiniz, yanlışı biçiyorsunuz!
Ne bizim, ne Azteklerin, ne Hintlilerin, ne Afrikalıların bu işte dahli yoktur! Ozon tabakasında delik açan sizsiniz, biz değil!
Öyle barbarsınız ki, bastığınız yerde ot bitmiyor! Her şeyi tüketiyorsunuz! Doğal kaynakları, insanları, atmosferi, her şeyi!"

"Kevorkian bunu duymalıydı!"
"Dahası, bizim Orta Asya'daki ekonomik rejimimiz, 'ilkel komünizm'dir. Epikurosçu, Demokritosçu düşüncenin, Şamanizm’e ne kadar yakın geldiğinden bahsettim sana.
Doğal kaynakların sahiplerinin olmadığı bir rejimdi. İlkel kaynaklar ortak kullanıma açıktı. Cemaate aitti.
Cemaat üyesi aileler, bu kaynakları elde etme hakkına eşit olarak sahiptiler.
Hazreti Muhammed gelip de, mülkiyetin bir kişinin hakkı olmadığı gibi, bir grubun ya da bir sultanın hakkı olmadığını, malın sahibi ister tek kişi, ister bir ortaklık, ister bir devlet olsun, sahip olunan mal toplumun malı olduğunu söyleyince, çok yakın geldi."
"Peki, tapu kimdeydi?" diye sordu Diana, biraz alaylı.
"Bu sandığın kadar alaycı bir soru değil," dedi Günay, "Tapu mesela, Sovyetler'de olduğu gibi devlette olabilir, ama ürünü azami doyumu getirecek gibi paylaşılmıyordur ya da kötü yönetiliyordur da paylaşılacak şey kimseye yetmez.
Ya da sizdeki gibi ferdin elindedir, iyi işletiliyordur ama kimseye zırnık koklatılmıyordur.
Önemli olan, azami doyumu sağlayacak bölüşüm ve üretimin aynı anda işlemesidir ki, bu bence... ilkel komünizmin üzerinde parlayan hilal ile gerçekleşebilir."

Jacob "Jack" Kevorkian (d. 26 Mayıs 1928, Pontiac, Michigan - ö. 3 Haziran 2011, Royal Oak, Michigan), Ermeni asıllı ABD'li patolog, ressam, besteci, enstürmanist ve mahkûm katildir.
1990'dan başlayak 130 ölümcül hastaya kendi geliştirdiği bir karışımı enjekte ederek ötanazi ile ölmelerine yardım etmiştir.
Bundan dolayı ötanazi karşıtlarınca Doktor Ölüm olarak anılmıştır.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 27 Haz 2016 08:03:03
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Alev Alatlı'nın "Viva La Muerte! • Yaşasın Ölüm" kitabından alıntı :

Yabancılaşmış toplumlarda büyük aşklar gibi, büyük nefretlerin de olamayacağını, insanların, muhataplarının ne içtenliğini, ne de içtensizliğini içselleştirebildiklerini unutmuş gibiydi.
"Pazar ahlâkının testiyi kıranla suya gideni bir tuttuğunu unuttum, oysa yabancılaşmış kişiliklerin, dün yüzlerine tükürdükleri insanlarla bugün yeni bir dengede bir araya gelebileceklerini hatırlamam gerekirdi!"

'pazar ahlâkı' önceki mesajlarımda Mişonaçi'nin dürüstlük hikâyesi ile anlatılmıştı.
Temelde insanlar arasındaki ilişkinin ÇIKARA dayalı olduğu bir ahlak anlayışıdır.
Ortak çıkarlar söz konusu olduğunda başka hiç bir şeyin önemi yoktur.

Ortak dilimiz yoktu, anlıyor musun? Yabancılaşmış toplumlarda dil de kayboluyor!

Yabancılaşmış toplumlarda insanlar kendileri dahil hiç bir kişiye / şeye karşı samimi duygular beslemezler, duygularını çıkarları yönlendirir.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 27 Haz 2016 08:04:07
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Alev Alatlı'nın "Viva La Muerte! • Yaşasın Ölüm" kitabından alıntı :

Yani, sen benim yerime karar verme durumunda olmamalısın.
Ha, sen şöyle düşünüyorsun, 'Doğrusu bu.' Ha, doğrusu o olabilir.
Doğrudur da. Ama, o doğru da beni fazla ilgilendirmiyor, çünkü, o doğruya ödediğim bedel fazla. Anlatabildim mi?

Yabancılaşmış toplumlarda, insanlar ortak çıkarları sona erdiğinde "o senin sorunun", "o senin doğrun" gibi kalıplar kullanmaya başlarlar.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 27 Haz 2016 08:05:35
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Alev Alatlı'nın "Viva La Muerte! • Yaşasın Ölüm" kitabından alıntı :

"Benim politika yapma amacımla seninki arasında çok fark var. Ben niçin politika yapıyorum. Düşünüyorum.
Senin benim politika yapma ihtiyacı duyduğum hiçbir şeye ihtiyacın yok. Gerek yok. Yani, ben kendimi kanıtlamak için politika yapıyorum, işte, ben bu işi yapıyorum. Yaparım.
Toplumda kendime saygın bir yer yapmak için yapıyorum. Senin toplumda zaten saygın bir yerin var. Türkiye'de kendini kanıtlamışsın. Şenin işin başka.
O işi de iyi yapıyorsun çünkü. Ne ihtiyaç var politikaya?"
"ihtiyaç."
"Politika ihtiyaç diye yapılır, ihtiyaç olmazsa yapılmaz. Heves olur, geçer gider.
Yani, Şafak Özden'in toplumda yer kazanması için politika yapması ki, bu bizim arkadaşlarımızın çoğu için böyledir, başka bir yerlerde kendilerini kanıtlamış olsalar, bu işe girmezler.
Ve, başka işlerde kanıtlamış olanların bu işe girmeleri çok zor. Çünkü alternatifleri her zaman var. Bir iş ancak alternatifsizse, ondan sonuca varmak, en üst düzeyde verim almak mümkündür.

Yani, keyif için yüzerken ancak elli metre yüzersin de, denize düştüğünde yüz metre yüzersin ya da yüz elli metre. Ha, sonuçta ülke için güzel şeyler yapılır.
Senin yaptığın işte de yapılır. Ayrıca, ülke için güzel bir şeyler yapabilecek yere gelmek en az beş yıl. En az beş yıl. O da riskli. Oraya gelmek risk. Öteki işte risk yok ama.
Kitap yazma işinde risk yok. O işin içindesin. Biliyorsun."

Türkiye'de bir dönemin siyaset anlayışı...
Bu anlayışın kısmen devam ettiğini söylemek mümkündür.
Bununla birlikte günümüzde alternatifleri olanlar da politikanın içinde yer almaktadır.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 28 Haz 2016 08:34:14
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Alev Alatlı'nın "Viva La Muerte! • Yaşasın Ölüm" kitabından alıntı :

Bu yabancı işgalcilerle ekonomik koşullar arasındaki acıklı ittifak, günümüz Türk insanını düzene midesinden bağımlı, köle haline getirmiştir.
Bu olguyu çok zor değiştiririz. Kaybolan özgürlüğümüzü, bütünlüğümüzü, haysiyetimizi bulmamıza yaşam koşullarımız engel olacaktır.
Ancak, şunu yapabiliriz: Kendimizi bilmeye, 'doğru'yu görmeye, başımıza gelenlerin aslını anlamaya çalışabiliriz.
Haddini bilen bir Türk milliyetçiliğinin -çünkü milletler de mazoşistleşip kendilerini sevmeyi unutabilirler- hazinelerini insanlığın yararlanması için sunan bir milliyetçilik olduğunu öğrenebiliriz.
Ekonomik kalkınma telaşı içinde, mümkün olan her şeyi, adaletin dinamitlenmesi pahasına kullanarak hayatta kalmaya çalışan devletimizi, aslolanın insan hayatı olduğuna ikna etmeliyiz.

Zaman zaman milliyetçilik kılıfı altında, azınlıkların haklarını çiğnemek normal bir davranış olarak benimsenmiştir.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 28 Haz 2016 08:35:45
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Alev Alatlı'nın "Viva La Muerte! • Yaşasın Ölüm" kitabından alıntı :

Türkiye toplumun kişinin benci dürtülerini kamçılarken, toplumca dürtülerini törpülediğinin idrakinde olmalıyız.
Her mevki ve her statüdeki Türkiye insanının yozlaşmadan nasibini aldığının farkına varmalıyız.
Benciliklerinin kölesi olan insanların güvensiz, yalnız olduklarını, yaşamın naif, sade, karmaşasız keyfini alamazken, başkalarına da yasakladıklarını gözlemlemeliyiz.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] linkinde
"Narsist misiniz?" başlığıyla bir konu açtığımda, forumdaşlarımın gösterdiği  tepki, toplumumuzda "Benciliklerinin kölesi" insanların tahmin ettiğimden fazla olduğu kanaatini uyandırmıştı.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 28 Haz 2016 08:37:31
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Alev Alatlı'nın "Viva La Muerte! • Yaşasın Ölüm" kitabından alıntı :

Bugün eğer bir Türkiye Cumhuriyeti medeniyetinden bahsedemiyorsak, bunun nedeni, uygarlıkların İNSANI MERKEZ ALAN bir dünya görüşü üzerine yapılandığını unutmuş olmamızdandır.
'Ahlâk' kelimesini yeniden gündeme getirmeli, yeniden yorumlamalı, dünya görüşümüzün temeli yapmalıyız, Mehmet'im.
Unutma ki, on dokuzuncu yüzyıl Avrupa'sında, uzak görüşlü insanlar, Marx, Engels, Owen ve onlarcası, bütün o zenginlik, şaşaa ve siyasi gücün arkasındaki yozlaşma ve insanlıktan çıkışı görmüşlerdi.
O dönemde de, orman kanunlarına dönüşün kaçınılmaz bir gereklilik olduğuna inanan, oluşumlara teslim olanlar vardı.
Bunlardan bir kısmı kendilerini, tıpkı günümüzde Müslümanlığı kimselere bırakmayanlar gibi, dini bütün Hristiyan sanıyorlardı.
Ama alternatif önerileri, eleştirilerini dini-insancı bir insan ve tarih görüşü üzerine yapılandıran başkaları getirdiler.
Toplum istikrarlı olduğu sürece, birey topluma uyarlandığı sürece sağlıklıdır türünden göreli ahlâk anlayışını reddedenler onlardı.

Günümüz Türk toplumunun / toplumlarının ahlak anlayışı nedir sorusunun bir cevabı yoktur.
Ahlak anlayışı toplumsal gelişmelere bağlı olarak değişim halindedir.
Bazı değişimler kaçınılmaz olsa da, değişmemesi gereken hususların belirlenip, "Türk toplumunun / toplumlarının ahlak anlayışı" olarak uygulanması için gayret gösterilmelidir.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 29 Haz 2016 08:26:32
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Alev Alatlı'nın "Viva La Muerte! • Yaşasın Ölüm" kitabından alıntı :

İnsan amaçtır, asla araç değil. Hayatın amacı, insanın yaratıcı güçlerinin önündeki engelleri kaldırmaktır.
Tarihin amacı, toplumu adalet ve doğrulukla yönetilen bir topluma dönüştürmektir.
Çağdaş kapitalizme yönelttikleri eleştiriler bunlardır.

Beşeri sistemler ne kadar düzenlenmeye çalışılsa da eksik / olumsuz yönleri olmaya devam edecektir.
Toplumlar yaratıcının kuralları ile idare edilmelidirler.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 29 Haz 2016 08:27:32
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Alev Alatlı'nın "Viva La Muerte! • Yaşasın Ölüm" kitabından alıntı :

Hiçbir sosyal, siyasal ya da ekonomik reform insanın nekrofilik eğilimlerini yok edemez.
Bunları denetim altında tutmak devamlı bir gözetleyiciliği, sürekli savaşı gerektirir.
Bu, hiçbir sosyo-ekonomik yapının unutmaması gereken bir tarihi gerçekliktir. İnsanın doğası ahlakidir.
Biyofilik eğilimleri, nekrofilik eğilimlerinden daha güçlüdür.
Ancak, biyofilyanın baskı altında kalmaması, nekrofilyanın denetimsiz biçimde hükmetmemesi için özel ve sürekli çaba, yani, iç ıslahat, yani iç cihat gerekir.

Birileri cihat mı dedi? Nerede benim silahım? :)

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 29 Haz 2016 08:28:52
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Alev Alatlı'nın "Viva La Muerte! • Yaşasın Ölüm" kitabından alıntı :

Türkiye'nin hastalığı maddi yoksulluktan çok özgürlük ve öz-güven ruhunun ölmesidir.

Son yıllarda AR-GE araştırmalarının yaygınlaşması, sanayi ürün türlerinin ve üretimdeki artışlar öz-güveni artırmıştır.
Her alanda diğer toplumlarla rekabete girilmesi, her zaman başarılı sonuçlar alınmasa da öz-güveni artırmaktadır.
Hasta, tedaviye olumlu cevap vermektedir, İnşaAllah sağlığına kavuşacaktır.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 30 Haz 2016 08:15:31
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Alev Alatlı'nın "Viva La Muerte! • Yaşasın Ölüm" kitabından alıntı :

Marx'a göre, zengin insan, çok şeye sahip olan değil, KENDİSİ ÇOK BİR ŞEY OLANDIR.

Haydi hep birlikte çok bir şey olalım.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 30 Haz 2016 08:16:30
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Alev Alatlı'nın "Viva La Muerte! • Yaşasın Ölüm" kitabından alıntı :

'Laiklik' söylemi, Türkiye insanının elinden vahiye dayalı ahlâk anlayışını aldı.
Bundan böyle, rüşvet almayı, yalan söylemeyi, zulmü, 'Müslüman Allah'ı yasakladığı ya da Peygamber öyle söylemediği için yapmamazlık etmeyecektik.
'Cehennem' bizi dizginleyen bir korku olmaktan çıktı. Gökyüzünde bir yerlerde cayır cayır yanan ateşe inanmıyorduk artık.
Vahiye dayalı ahlâk sistemi gitti, ama yeri boş kaldı. Onun yerine akla dayalı bir ahlâk sistemi de konmadı.
Sonuç, Batılıların nicedir, yakındıkları 'relativistik', görecelikçi, ahlâk sisteminin yerleşmesi oldu.
'Herkesin ahlâkının kendine göre' olduğu bu düzenlemede,
haz veren şey 'iyi', haz vermeyen şey 'kötü'dür diye öğreten hedonist ahlâk yeşerdi.
Hedonist ahlâk, tanımı itibariyle özneldir. Öznel ahlâkın kabul görmesi, "güçlü"nün kendi kurallarını dayatmasıyla sonuçlanır.
Otoriter ahlâk sistemi yabancılaşmayı, yabancılaşma otoriter ahlâk sistemini güçlendirir, Türkiye insanını dayatılan her değeri kabule zorlayan patolojiyi bu sistemin yerleşmiş olmasında aramak gerekir...
Türkiye insanını muhakeme etmekten, davranışlarının sahici sonuçlarını öngörmekten alıkoyan, direnme gücünü elinden alan, sindiren, aciz bırakan, ezen, akıldışı otoritedir.


 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK