Benden Selam Söyle Matematiğe

Çevrimdışı fraktal33

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.349
  • 6.438
  • Matematik Öğretmeni
  • 3.349
  • 6.438
  • Matematik Öğretmeni
21 Nis 2014 16:18:45
BENDEN SELAM SÖYLE MATEMATİĞE
 
Kanal A televizyonunda her Pazar saat 11.30’da yayına giren, Eğitim Editörü adlı programımda, Hipokampüs Dergisi Yayınları Matematik Editörü Haldun Öznar’a “bir yıl önce girdiği sınavda 10 matematik neti yapan öğrenci bunu bir yıl sonra 30 nete çıkartabilir mi?” sorusunu sorduğumda Haldun Öznar “10 neti 30 değil, 50 hatta 70 net yapmak mümkün” yanıtını vermişti.
Bu yanıt ülkede büyük oranda tartışılmış, Haldun Hoca’ya destek veren de, karşı çıkan da olmuştu.
Biz bir eğitim bilimci olarak, bu tarz yaklaşımı, başarmak için vazgeçilmez bir koşul olan “duygusal enerji ve duygusal hafızanın” devreye girmesi açısından oldukça olumlu bulmuştuk.
Öğrenci matematik öğretmeninden korkmamalı. Bazen matematik öğretmenleri gerçekçilik adına etrafa matematik korkusu saçmaktadırlar.
Yapamam diye korkan öğrenci de öğretemem diye korkan öğretmen de bilinç dışı olarak tek bir noktaya bakar.
Korkan hareket edemez. Olduğu yerde kalakalır. Korkuyla çalışan, sadece çalışa kalır. Boynu tutulur, aklı tutulur, kalemi tutulur ama asla öğrenemez.
Öğrencisini çalıştırmak isteyen matematik öğretmeni de, çocuğunu matematiğe çalıştırmak isteyen aile de hep aynı telden çalar: “Matematik zor ve zorunlu!”
Bu “matematik zor” vurgulaması çağdaş falakayı hatırlatır bana. Çocuğu bir özel ders hocasına teslim edip, “eti senin, kemiği benim” babından garip ve yararsız uygulamalarla sonuca ulaşmaya çalışan çok sayıda veli var bugün.
Keramet çocuğa özel ders aldırmakta değil, doğru ve bilimsel yöntemler uygulayan, doğru öğretmeni bulmakta.
 
MATEMATİKÇİ DEĞİL MATEMATİK ÖĞRETMENİ BULUNUZ
Keramet, çocuğa matematikçi bulmakta değil, keramet çocuğa matematik öğretmeni bulmaktadır.
Matematikçi “çocukta temel yok” kavramına sığınıp, ne yapacağını bilemezken, matematik öğretmeni temel var-yok demeden, çocuğun sorununa çözüm arayan, bulan ve sorunu çözen kişidir.
Çocukta matematik temeli yok bakış açısı çok sıklıkla dile getirilen bir düşüncedir.
Bu düşünce, kendi içinde, bu düşünceyi dile getirenin çaresizliğini de taşımaktadır.
Aslında bunu, bu temel yok sorununu dile getiren matematikçi “bende eğitim yöntemleri ve öğretme teknikleri ile ilgili bilgi ve temel yok” demeye getirmektedir.
Temel yok söylemi, eğitimin çaresiz hastalığıdır bence.
Neymiş bu temel eksiği? Geriye doğru birkaç yılı kapsayan bir miktar ya da çok miktar konu eksiği değil mi? Peki bu çocukta temel yok diyen matematikçi geriye dönük konuların tamamlanması için gerekli olan plan ve programı yapmayı mı bilmiyor, yoksa böyle bir şey hiç mi aklına gelmiyor?
Eğer matematikçi (bunu öğretmen olmayan ve matematik bilgisi satan anlamında kullanıyorum), temel yok yerine, şu konular eksik, çalışıp kapatırız diye yaklaşırsa, işte o zaman, matematikçilikten, matematik öğretmenliğine terfi etmiş olacaktır.
 
SORUYU ANLAMADAN İŞLEME GEÇMEK
Matematikte bazen öğrenciler soruyu anlamadan hemen işleme geçip, sonuca ulaşmaya çalışıyorlar ve elde ettikleri sonuç anladıklarından ibaret oluyor.
Amerika’da yapılan bir araştırmada, öğrencilere şu soru sorulmuş; “Bir gemide 20 koyun 16 keçi var, bu durumda kaptan kaç yaşındadır?” Öğrencilerin büyük çoğunluğu buna “kaptan 36 yaşındadır yanıtını vermiştir.
Sorunun neyi sorduğunu anlamadan işleme geçmek, bir temel eğitim sorunu değildir.
Bir davranış, bir zihinsel öncelikler sorunudur. Bu sorun üzerinde durularak kesinlikle çözülebilecek bir sorundur.
Bugün öğrencilerin, kurumsal ve ailelerarası rekabetin etkisiyle, daha çok daha çok, çok çok soru çözme yarışına girdikleri düşünülecek olursa, öğrenci, soruyu anlama davranışını göstermeden hemen yanıta geçmektedir. Böylece, öğrenci daha çok soru çözerek, çevrenin ve kurumun takdirini kazanmaya çalışmaktadır.
Günümüzde, çok soru çözdüren dershane, çok soru çözdüren özel hoca, çocuğu çok soru çözen aile kavramı hızla yaygınlaşıp toplumumuzda yer etmektedir.
 
TÜREVE DEĞİL MATEMATİĞE ÇALIŞINIZ
Sadece eksik olduğunuz konuya değil, bir bütün halinde, o konunun ilişkili olduğu bütün konuları da dikkate alarak matematiğe çalışırsanız kesin başarılı olur ve öğrendiğiniz konuyu asla unutmazsınız.
Hipokampüs Yayınları Matematik Editörü Haldun Öznar diyor ki; “Konuya değil, matematiğe çalışırsanız başarılı olursunuz. Sadece türeve çalışmak matematiğe çalışmaktan farklıdır. Türeve çalışan bir öğrenci, türevin bağlantılı konuları olan, limit ve dizilere de çalışırsa, işte o zaman matematiğe çalışmış demektir. İşte o zaman yaptığı çalışma, matematiği öğrenme çalışması demektir.”
 
SORU ÇÖZEN MATEMATİKÇİYİ SEYRETMEK
Öğrenciye sürekli matematik sorusu çözmek ve öğrenciye hiç kalemi veya tebeşiri verip soruyu kendi kendisine, zorlanarak, yanılarak çözmesine ortam hazırlamamak, bir matematik ders ortamı olduğu ve bir matematik dersi yapıldığı anlamına gelmez.
Bu olsa olsa, kulağa hitap eden bir matematik konseri veya matematik gösterisi olur.
Öğrenci matematik çözen hocayı seyrederek asla matematik öğrenemez. Tıpkı futbol maçı izlemekle futbol oynamanın öğrenilemeyeceği gibi.
İnsan beyni “duyduğu zaman değil, yaptığı zaman öğrenen” bir organdır.
Unutulmamalı ki, matematik öğrenmek, hatta bütün dersler için geçerli olan öğrenmelerde “bir anlatan ile bir dinleyenin” yan yana gelmesi bir öğrenme sonucu doğurmaz.
Eğer anlatan ile dinleyenin aynı ortamda bulunması öğrenmeye yol açsaydı, bugün eğitim ve öğrenme dünyanın en kolay ve masrafsız işi olurdu.
Ailelerin şunu hiç unutmaması ve öğrencilerin de yine bu kuralı asla ihlal etmemesi gerekmektedir ki, sürekli ders dinleyerek, hiç kendi başımıza, öğretmenden uzak bir noktada, evde çalışma yapmadan sınavlara hazırlanmak asla başarı getirmeyecektir.
Öğretmeniniz hep soru çözen değil, yol gösteren, sizin kendi kendinize soru çözmenizi sağlayan bir uzman olmalıdır. Buna dikkat ediniz yeter.
Hoşça kalınız.

Çevrimdışı fraktal33

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.349
  • 6.438
  • Matematik Öğretmeni
  • 3.349
  • 6.438
  • Matematik Öğretmeni
# 22 Nis 2014 12:13:40
Gerçek arkadaş zor zamanda belli olur :)

Çevrimdışı aydanur89

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.483
  • 1.535
  • 3.483
  • 1.535
# 31 May 2014 14:23:59
hiç bir zaman matematiğim iyi olmadı.lisede Roma rakamıyla 4 yapmam istendi IIII yaptım...oh iyi yaptım  :D

Çevrimdışı eslemnurum

  • Uzman Üye
  • *****
  • 10.560
  • 26.279
  • 10.560
  • 26.279
# 31 May 2014 14:28:24
Bende selam gönderemiyorum.  :D Hatta okurken Matematik dendiğinde tüylerimin diken diken olduğu zamanları hatırlıyorum.

Çevrimdışı aydanur89

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.483
  • 1.535
  • 3.483
  • 1.535
# 31 May 2014 14:31:28
hele o koordinatlar yok muydu....neydi,nasıl bişeydi,neye yarardı bilemeden good bye :D
hey gidi günler heeeeey :D

Çevrimdışı elida9087

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.562
  • 3.035
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 1.562
  • 3.035
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 31 May 2014 14:42:53
Matematik kabusum oldu ya. 1 sene onun yuzunden universiteye gec hirdim. 3 sene kpssde çektim.  Her seye ragmen şimdi cocuklara severek anlatmaya calisiyorum:)Yukarıda bahsedildigi gibi korkmamalarini en başta soyluyorum.simdilik fena sayilmayiz;)

Çevrimdışı nalan44

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 120
  • 152
  • 120
  • 152
# 08 Haz 2014 19:46:16
Sınıfta bir kelime bir işlem oynuyoruz çocuklarım bayılıyor...

Çevrimdışı nalan44

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 120
  • 152
  • 120
  • 152
# 08 Haz 2014 19:48:03
Bende hiç sevmezdim.Lise 1 de Yusuf Oğul öğretmenim sevdirdi.Allah ondan razì olsun.

Çevrimdışı farukceliksop

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 10
  • 1.702
  • 10
  • 1.702
# 08 Haz 2014 20:15:52
Bu konunun açılmış olması çok güzel. Zira yapılan genel sınavlara bakıldığında ortalaması en düşük ders olarak hep matematik çıkmakta. İnsanlara sorulduğunda en sevilmeyen ders matematik. En çok zorlanılan ders matematik. İnsan düşünmüyor değil millet olarak insanın daha doğumundan önce hayatına yön vermeye çalışan bir dersi biz nasıl sevmeyiz? Nasıl anlamayız? Tarihinde bir çok başarılara sahip bir milletin matematikten korkuyor, zorlanıyor olması açıkçası kabullenemediğim bir durumdur. Tespitin nedir derseniz; 1-Sevdirilmemiş olması. 2-Konuları birbirine bağlantılı bir ders olduğundan konuların müfredatı yetiştirmek pahasına hızla geçilmesi. 3-Bazı sınıf seviyelerinde müfredatın ağır olması vb...
Çözüm derseniz; Önce kendimiz bu dersi sevmeliyiz. Sevmezsek iyi taraflarını, güzel taraflarını göremeyiz. Kendimizin görmediği güzelliği ise çocuklarımıza aktaramayız.
Matematik dersi benim için olmazsa olmaz bir ders. MEB imkan verse matematik öğretmenliğine geçmek isterim veya açıktan okuma imkanım olsa okurum. :)

Çevrimdışı fraktal33

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.349
  • 6.438
  • Matematik Öğretmeni
  • 3.349
  • 6.438
  • Matematik Öğretmeni
# 09 Haz 2014 12:34:07
bölme

Çevrimdışı fraktal33

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.349
  • 6.438
  • Matematik Öğretmeni
  • 3.349
  • 6.438
  • Matematik Öğretmeni
# 11 Haz 2014 10:05:38
Matematik

Çevrimdışı mutlusefer

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 400
  • 2.717
  • 400
  • 2.717
# 11 Haz 2014 10:30:06
Bu işin temeli ilkokulda atılıyor, öğretmen bu dersi sevdirmek için gayret göstermelidir diye düşünüyorum...Yukarıda sorulan soruyu anlamadan cevap verildiğini belirten bir araştırmadan söz ediliyor matematiği yapmanın yolu önce anlamadan geçiyor bunun için de çok kitap okumalı öğretmen de çocuğun sayılarla uğraştığı ortamı hazırlamalı bu dersin çok zor olmadığını ,öğrenciye yapabilirsin şeklinde sürekli telkinde bulunması, matematiğin hayatın her alanında olduğu yaşamın bile bir matematik hesabına göre aktığı vurgulanmalı,   bu derse karşı öğrenci de bir  tutum,  ve sevimli bir algı oluşturmalıdır  ...Ayrıca beynin sol yarımküresini geliştirici etkinliklere oyunlara yer verilmeli,kısaca bu ders sevdirilmeli  diye düşünüyorum.

Çevrimdışı aslı_80

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.080
  • 12.050
  • Öğrenci Velisi
  • 2.080
  • 12.050
  • Öğrenci Velisi
# 11 Haz 2014 10:59:50
  Matematik öcü değilmiş. :) Öğrenilecek hatta sevilecek bir dersmiş. Pek çok Türk vatandaşı gibi matematik, benim için de fobiydi. Bize neden matematiği sevdirememişler diye üzülüyorum. Kendi öğrenciliğimde matematikle yıldızım pek barışmadı ama çocuklarımın dersleri ile ilgilenirken matematiği yeniden aslında ilk defa öğrendim ve sevdim.
  Bize yıllarca prizmayı, küpü ezberlettiler. 12 ayrıt, 8 köşe, 6 yüzü var, diye ezberledik durduk. Ama hiçbir zaman gördüğümüz bir eşyanın prizma olduğunu bilemedik. Çocuklarımın matematiği sevmesi için gayret sarfettim. Onlara çaktırmadan matematiği hayatlarına oyunlarla dahil ettim. Şu an ikisi de matematiği çok seviyor ve anlıyor. Asla ezber yok. Somutlaştırarak, neden, nasıl, görerek matematik derslerini zevkle yapıyorlar.

Çevrimdışı @EĞİTİMCİ@

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 225
  • 507
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 225
  • 507
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 16 Haz 2014 22:48:23
Evet oyun çok önemli şu bilgisayar oyunlarını da eğitime bir uyarlasalar yada dizilerde de uyarılar olsa..

Çevrimdışı uyuzz

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.562
  • 13.070
  • 2.562
  • 13.070
# 16 Haz 2014 23:18:23
Hayatimdaki en buyuk pismanligim sanirim matematik bransini secmemis olmam..

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK