Biraz Hüzün-biraz Nostalji...

Çevrimdışı efe_muallim

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.023
  • 2.055
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 1.023
  • 2.055
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 13 May 2012 09:26:53
Değerli 'adamın biri' öğretmenim,

Açtığınız konuyu ve yazdığınız o tarifi imkansız yüreklerimize dokunan yazılarınızı yeni gördüğüm için kendime kızdım açıkcası... Her bir kelimesi adamın yüreğine işliyor... Yazılarınızı, şiirlerinizi çocukken babamın eve gelişini bekler gibi dört gözle beklediğimi ve her okuyuşumda ayrı bir heyecanla okuduğumu belirtmek isterim...

Kaleminize, yüreğinize sağlık... Eserlerinizi bizimle paylaştığınız için "sağolun" "varolun" değerli öğretmenim... Saygılar...

Çevrimiçi adamın biri

  • Bilge Üye
  • *****
  • 5.008
  • 23.129
  • 5.008
  • 23.129
# 25 Haz 2012 23:19:05
KALDI MI?

Şehirler yedi bitirdi beni,
Halden anlayacak eşin dostun kaldı mı?
Üç gün önce ölsen  komşunda sormuyor seni?
Kafanı koyacak çulun, postun kaldı mı?

Yerinde mi Beştepe, yerinde mi Yazır dağı?
Kefen giyip sardı mı , yeşerdi mi toprağı?
Şekerpınar, Karşıyaka, Kaplıca
Bir kuru ağaç, bir tutam yaprağın kaldı mı?

Bayramlarda kim garip, kim neşeli?
Kim öpüyor  bayramlarda bıraktığım eli?
Beli bükülmüş, bekliyor mu anam beni ?
Başımda kar, saçıma vuracak tarağın kaldı mı?

Çayırlarda duruyor mu salkım sögüt,
Gül yüzlü  ihtiyarlar nasıl,  veriyor mu öğüt?
Adam et, oğlan ever, kız büyüt?
Laf dinleyecek durağın kaldı mı?

Çiğdemoğlu’nda  akşam geceye erdi mi?
Dualar okundu yağmur yere değdi mi?
Ezanların öksüz mihrabın yalnız
Müezzinlik yapacak çırağın kaldı mı?

Düğünlerde  davul zurna, evlendi mi arkadaşım?
Kimler geldi kimler gitti anlat hele gardaşım!
Dert dinleyecek bir ben kaldım, bir de başım
Seher vaktinde,  el değecek gırağın kaldı mı?

Bend’in başında duman, közün kokusunda balık,
Tarlasında ırgat, duruyor mu  o kalabalık?
Kerpiç damlar, garaj, ahır ve samanlık
Pazara gidecek boz yeleli burağın kaldı mı?

Gurbete  düştün mü  hasret  sarar yanını,
Yanında hal kalmaz alır bütün canını,
Eeey güzel Sarıkaya, eyyy güzel İlçe
Beni alacak, mezarda toprağın kaldı mı?

S.ORAK-CİH66   
ADAMIN BİRİ
06 HAZİRAN 2012
ŞEKERPINAR/SARIKAYA
BÜTÜN HAKLARI SAKLIDIR

Çevrimdışı kardia

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 3.421
  • 16.034
  • 3.421
  • 16.034
# 23 Tem 2012 15:03:59
adamın biri öğretmenim, ellerinize sağlık. Tebrik ederim.

Çevrimdışı bekir7133

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.785
  • 9.869
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 3.785
  • 9.869
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 23 Tem 2012 15:07:46
  Elleirinize,yüreğinize sağlık öğretmenim.

Çevrimdışı snnx

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 231
  • 243
  • Okul Müdürü
  • 231
  • 243
  • Okul Müdürü
# 23 Tem 2012 15:11:30
Paylaşım İçin Teşekkürler

Çevrimdışı smyrnian

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 535
  • 299
  • 535
  • 299
# 25 Tem 2012 21:12:32
güzel paylaşımlar

Çevrimiçi adamın biri

  • Bilge Üye
  • *****
  • 5.008
  • 23.129
  • 5.008
  • 23.129
# 16 Haz 2016 01:33:54
Sahur vakti gelince zaman zaman eskiyi hatırlıyoruz.
Klasikleşmiş kelime ama eskiden sahurlar bir başkaydı hakikaten..
Eskiden birbirine yakın komşular gündüzden kararlaştırdıkları bir tandırda sahur vakti toplanıp mis gibi bazlamalar, tereyağından yağlamalar ve kenarları gevrek olmuş mis gibi kokulu katmerler pişirirlerdi. Pişirilen her bir parçada komşu hakkı gözetilir birbirlerine ikram edilir, evlere öyle gidilirdi.
O insanlar ne güzel insanlardı.
Ölenlere rahmet, kalanlara selamet diliyorum..

Sahurunuz bereketli olsun öğretmenlerim. Hayırlı ramazanlar

Çevrimiçi adamın biri

  • Bilge Üye
  • *****
  • 5.008
  • 23.129
  • 5.008
  • 23.129
# 16 Haz 2016 01:51:15
Çocukluk işte;
Ne zamanki davulcu-tenekeci kapı önünden geçecek pijamalarla fırlardık sokaklara..
Hangi komşu uyanamamış kalkmamış avazımız çıktığı kadar bağırırdık, kapılarını çalardık; ta ki ışıkları yanıncaya kadar..
Şimdi her mahallede üç-beş ev kapalı, sevdiklerimizin çoğunu ahirete uğurladık, bir çoğu göç etti uzak şehirlere; ışığı yanmayan evlere baktıkça sahurların tadı yok gibi..

Bizi bizden ayırma yarabbi!

Çevrimiçi adamın biri

  • Bilge Üye
  • *****
  • 5.008
  • 23.129
  • 5.008
  • 23.129
# 29 Eyl 2016 19:21:14
Gündüzler günle arkadaş,
Akşamın soğuğu bize kaldı.
Okul kapısında yorgun anneler,
Sırtı çantalı çocuklarını aldı..
Yorulmuşum,
Bacaklarımda hal kalmamış.
Bacalarda tek-tük duman,
Odun mu kömür mü yanan
Anamın emri varmış;
"Kalın giyinsin aman!"

Karşıdaki teyzem de yok bugünlerde
Kapılarında kör kilit..
Selamlaştığımız günleri hatırlatıyorum
Kuşlukta o her vakit!
Yalnız burası mı?
Mahallemdeki sevdiklerim çoktan öldü,
Eli öpülecek kimseler kalmadı,
Hepsi yanyana gömüldü..
Her yan aynı;
Evler bomboş,
Perdeler yarım yamalak,
Çerçeveler kırık..
Baktıkça üzülüyorum
Üzüldükçe yoruluyorum  artık..

Gündüzler günle arkadaş,
Akşamın soğuğu bize kaldı.
Okul kapısında yorgun anneler,
Sırtı çantalı çocuklarını aldı..

Bize yine, bir hüzünlü akşam kaldı..

S.ORAK-CİH66
27.10.2015/Sarıkaya

Çevrimdışı seliali

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 4.869
  • 31.316
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 4.869
  • 31.316
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 29 Eyl 2016 20:18:55
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
BULGURUN HİKAYESİ

Çocukluğumuzda buhar dolu kazanlarda pişerken bir avuçta olsa almak için sıra beklediğimiz,gıpta ile baktığımız  sevgili bulgurun ve düğürcüğün annesi: HEDİK!
Şimdi pazarlarda satılan bulgurun ve düğürcüğün nasıl hazırlandığını, bulgur olana kadar hangi merhalelerden geçtiğini biliyor musunuz?
Köydekilerin hepsi bilirler ki her buğdaydan bulgur yapılmaz.İlk iş bulgur olacak buğdayı bulmaktır.Harman zamanı hemen her komşuya sorulur:
-Sarıbursaan var mı?
Sarıbursa bulgar olacak buğdayın en güzel cinsidir.Bazen çok kolay bazen de zor bela bulunur.Fiyatı da diğer buğdaylardan biraz daha pahalı olduğu için insanımız birazcık zorlanır.Bu eşsiz buğdaya karşılık ya para verilir ya da buğday cinsinden biraz daha fazla buğday verilerek alınır.Sonrasında eleme-temizleme faslı derken kocaman kocaman kazanlar hazırlanır.Altına kocaman kocaman odunlar yerleştirilerek suyun kaynaması beklenir.Hazırlanan buğday kazana boşaltılır.Kaynama işi hiç durmadan devam eder.Odun üstüne odun atılır.Elimizde Çömçe(Kepçe) karıştır Allah'ım karıştır!
Belirli bir kıvama gelince bakır ilaanlara(leğenlere)doldurularak -hayvanların giremeyeceği gelemeyeceği bir yer tahsis edilerek- oradaki çulların üzerine boşaltılır.Sıyırgı denilen tahtadan yapılmış bir aletle hedik çulun her tarafına yayılır.
Sonrasında mahallenin çocuklarına, komşularımıza tas tas takdim edilir.Hedik suğuyuncaya kadar bu güzellikler devam eder.Soğuduktan sonra artık hedik taşlaşmıştır.Olsa da yiyemezsiniz.
Artık nöbet vaktidir.Elimizde sopa, taş ne bulusak tavuklara, kuşlara karşı hazırlıklar başlar.Akşam vaktine kadar hiç bir yere ayrılamazsınız.Tabii bekleme sırasında yaşananlarda kolay kolay unutulmaz. Çaylar kaynatılır, yemekler yenilir, sohbetler edilir.Adına "sergi" denilen nöbet yerinde gece bile yatanlar vardır. Maksat bu kadar emek heba olmasın.Bir haftaya yakın süren bu uğraşlar "tamam, doğru değirmene" denilinceye kadar devam eder.Çuvallara konularak komşularla ya da kendi arabanızla değirmene gidilir.
Orada sıra varsa beklenilir.Değirmenciye de belli bir "hak" (ücret) verilerek hedik "setenleme" denilen bir işleme tabi tutulur.Setenleme kocaman bir taş kazanda yine taştan yapılmiş kocaman bir  tekerleğin dönmesi işlemidir.
Torbalar sırayla boşaltılır.Arada sırada seten dönerken hedik suyla ıslatılır.Islatmadan maksat buğdaydan kabuğu ayrıştırmaktır.İşlem tamamlandıktan sonra tekrar sergi yerine geri dönülür.Yine nöbetler beklenilir, çay-yemek derken bir kaç gün geçer.Daha sonra  burada kuruyan hedik savrulur, kepekleri ayrılır.Artık bulgur ve düğürcük yapma zamanı gelmiştir.Her şey hazırdır.Tekrar araçlara binilerek değirmene gidilir.Modern makinalarda aynı kazana dökülen hedik bir taraftan bulgur, diğer yandan düğürcük diğer yandan da kepek olarak dökülür.İşlem bittikten sonra köye dönülür.
Yeniden kepekten temizlenme olayı için savrulma işlemi yapılır.
Tertemiz kıvama gelen bulgur artık ev halkına, misafirlere pişirilip takdim edilmeye hazırdır.

Şiirlere-şairlere konu olan bulgurun hikayesi işte bu kadar arkadaşlar.Ona "banak" (yufka lokması) atarken soğanın cücüğünü(soğanın en iç kısmını) ve ayranı da unutmayınız olur mu?
Hepinize afiyet olsun!


S.ORAKCİH-66
"ADAMIN BİRİ"
17 AĞUSTOS 2008
SARIKAYA


Ah öğretmenim çocukluğuma , bulgur kazanının başını beklediğim ; Kovalarla dama serdiğim günler geldi aklıma... Yüreğinize sağlık , öyle bir köz alevlendi ki anılarımda, anlatamam.. :(

Çevrimiçi adamın biri

  • Bilge Üye
  • *****
  • 5.008
  • 23.129
  • 5.008
  • 23.129
# 03 Ara 2016 00:00:17
Kuzinede patates, patlıcan, biber ve kuru soğan.Üzerine biraz pul biber, biraz tuz..
Yufkası olanlar hemen buyursun :)

Çevrimiçi adamın biri

  • Bilge Üye
  • *****
  • 5.008
  • 23.129
  • 5.008
  • 23.129
# 03 Ara 2016 00:19:42
Bulgurun küçük kardeşi Düğürcük :) soğan, karabiber, pul biber,reyhan, nane, tuz, kekik, kimyon ve kıyma et karışımı ile yapılan yöresel yemek kültürlerimizden Bezdirme :)

Çevrimdışı ALAMET-i FARİKA

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.093
  • 11.855
  • 1.093
  • 11.855
# 03 Ara 2016 00:21:15

   Gece gece iştahımızı açtınız.

Çevrimiçi adamın biri

  • Bilge Üye
  • *****
  • 5.008
  • 23.129
  • 5.008
  • 23.129
# 03 Ara 2016 00:23:02
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
   Gece gece iştahımızı açtınız.
Afiyet olsun sayın hocam :)

Çevrimdışı Quasimodo

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 70
  • 675
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 70
  • 675
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 03 Ara 2016 00:24:07
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Kuzinede patates, patlıcan, biber ve kuru soğan.Üzerine biraz pul biber, biraz tuz..
Yufkası olanlar hemen buyursun :)
Kuzine, kümpül, hedik, yufkayı görünce çocukluğuma gittim ve gece gece canım "keşkek" istedi. Beni memlekete götürdünüz, sağ olun.

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK