Bugün Ders Müzede

Esra AÇIKGÖZ

Eğitim çoktan okulların dışına çıktı. Bu konuda önemli mekânlardan biri de müzeler. Birçok müze çocuklara yönelik atölyeler, etkinlikler düzenliyor. Yaşayarak öğrenmede kilit rol oynuyor. Uzmanlara göre, öğrenciler müze ortamında birçok bilgi ve beceri kazanıyor. Üstelik bunlar daha kalıcı oluyor.

Teknoloji, globalleşen dünya anlayışı her şeyi olduğu gibi eğitimi de etkiliyor. Eğitim; uzun zamandır sadece okullarla sınırlı değil. Bu noktada müzeler önemli bir yer tutuyor. Sanattan bilime, oyuncaktan kadına kadar birçok türde hizmet vererek, ikinci eğitim merkezleri haline dönüşüyorlar. Artık hemen her müzenin çocuklara yönelik atölye ve etkinliği de bulunuyor. Öğretmenler kimi dersleri işlemek için bu mekânları kullanıyor. Ankara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekan Vekili, Sanat Eğitimcileri Derneği Başkanı ve Müze Eğitimcileri Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ayşe Çakır İlhan’a göre, Türkiye’de müzelerin eğitimdeki yeri özellikle 2000’lerden beri daha etkin biçimde ele alınıyor. Müzelerin gerçek nesnelerin yer aldığı, tarihe tanıklık etmiş ya da gelecekteki gelişmelerin kurgulandığı eşsiz laboratuvarlar ve atölyeler olduğunu söyleyen Prof. Dr. Çakır İlhan, onların eğitimdeki yerini, kullanımının yaygınlaşması için yapılması gerekenleri şöyle anlatıyor:

 Müzeler bilim, sanat, arkeoloji, kent gibi çok çeşitli alanlarda hizmet veriyor. Ayrıca çocukluk, oyuncak, kadın gibi konularla ilgili müzeler de gün geçtikçe çoğalıyor. Buralar, günümüzde seyredilecek nesnelerin sergilendiği vitrinler değil, koleksiyonuyla halkın eğitimine katkı sağlayan eğitim, kültür, tarih, bilim ve sanat kurumları. Gerçek nesnelerin yer aldığı, tarihe tanıklık etmiş ya da gelecekteki gelişmelerin kurgulandığı eşsiz laboratuvarlar ve atölyeler. Öğretimin gerçekleşmesinde eğitim ortamı son derece önemli. Özellikle öğrenmede, yaratıcı düşüncenin gelişmesinde, görsel ve düşünsel algının içselleştirilmesinde ortam, kişinin motivasyonunu yükselten, merakını harekete geçiren, sosyal becerilerinin gelişmesine katkı sağlayan bir öneme sahip. Öğretmen sınıfta ders işlerken göstereceği fotoğrafın gerçek nesnesini ve öyküsünü müzelerde bulabiliyor. Bu nedenle müzeler tüm yaş ve ilgili gruplar için son derece elverişli eğitim ortamları.
 
ÖĞRENİLEN KALICI OLUYOR
 
Öğrenci okul dışına eğitim için çıktığı andan itibaren hem duyuşsal hem duygusal açıdan öğrenmeye, eğlenmeye, keşfetmeye, tasarımlarda bulunmaya daha açık oluyor. Gideceği yer, heyecanla gelen öğrenciye ev sahipliği yapabilecek donanıma ve farkındalığa sahip bir müze ise, öğrencinin edineceği her yeni kazanım daha kalıcı hale geliyor. Çocuk örtük pek çok bilgiyi ve beceriyi de etkileşimli müze ortamında kazanıyor. “Toplum içinde nasıl davranılır, bir nesneye nasıl bakılır ve görülür? Görülen nesne nasıl okunur, algılanır? Başka bir alana bilgi ve edinim nasıl aktarılır?” gibi. En önemlisi öğrenme hem çok ciddi, hem de eğlenceli nasıl yaşanır ve gerçekleştirilir, bunun farkına varıyor.
 
SORUN ORGANİZASYON VE EĞİTİM EKSİKLİĞİNDE
 
Tüm gelişmiş ülkeler bu durumun çoktan farkına vardı, müzeciliğe önemli yatırımlar yaptı, yapıyor. Türkiye’de de müzelerin eğitimdeki yeri özellikle 2000’lerden sonra daha etkin ele alınıyor. Okul öncesinden üniversiteye kadar, hatta yaşam boyu eğitim kapsamında müzelerden nasıl yararlanılacağı konusu üzerinde önemle duruluyor. Bir öğretmenin ya da öğretim üyesinin dersini müzede işlemesine ilişkin okul mevzuatında bir engel yok. Eksik olan, organizasyon ve eğitim eksikliği. Türkiye’de müzelerin eğitime sokulabilmesi için her şeyden önce devletin bu konuda karar alması gerekiyor. 22 Kasım 2016’da Milli Eğitim ile Kültür ve Turizm bakanlıkları arasında bir protokol imzalandı. Müzeleri ve ören yerlerini birer eğitim ortamı olarak da gördüklerini vurgulayan Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı, “Bu protokolle, eğitim ortamlarının sınırsız biçimde öğretmenlerin ve öğrencilerin hizmetine sunulması için gerekli düzenlenmeler yapılıyor” dedi. Daha sonra Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz protokolle öğretmen ve öğrencilerin sanatsal, kültürel ve sosyal alanlarda bilgi, beceri ve yeteneklerinin ortaya çıkarılmasının; estetik zevklerinin geliştirilmesinin hedeflendiğini belirtti. Ancak “Bütçe ayrıldı mı?”, “Bu eğitimleri gerçekleştirecek müze eğitimcisi kadroları oluşturuldu mu?”, “Üniversitelerle ne ölçüde işbirliği yapılıyor?”, “Öğretmenler, aileler, müze çalışanları müzede eğitim yapabilecek donanıma sahip mi?” gibi birçok sorunun yanıtlanması gerekiyor.

Yaratıcı drama yaptırın

Drama, müzede yapılan etkinlikler arasında önemli bir yer tutuyor. Bir konunun, olayın geçmiş bilgilerden, becerilerden yararlanılarak, grup halinde canlandırılması, tartışılması sürecini kapsayan drama, oyunu barındırdığından hem eğlenceli hem öğretici. Kişiye grup içinde kendini önemli ve değerli hissettiriyor. Aktif öğretim yöntemleri arasında tartışılmaz bir yere sahip.

BİRKAÇ ÖNERİ

İSTANBUL OYUNCAK: 23 Nisan 2005’te şair, yazar Sunay Akın’ın kurduğu müzede, 1700’lerden günümüze oyuncak tarihinin en gözde örnekleri sergileniyor. Akın’ın 20 yılda 40’ı aşkın ülkedeki koleksiyonerlerden, antikacılardan ve açık artırmalardan aldığı oyuncakların olduğu müze, dünya tarihini daha eğlenceli, akılda kalıcı bir öğrenme yöntemiyle ziyaretçilere sunuyor.

ANADOLU MEDENİYETLERİ: Kendine özgü koleksiyonlarıyla dünyanın sayılı müzeleri arasında yer alıyor. Anadolu arkeolojisi, paleolitik çağdan başlayarak günümüze kadar kronolojik bir sırayla sergileniyor. Ayrıca düzenli olarak okul gezileri, atölyeler düzenleniyor.

RAHMİ KOÇ: 2002’den beri sistemli şekilde müze eğitimi projeleri uygulanıyor. Anasınıfından ortaokuldakilere kadar birçok yaş grubu için etkinlik var. ‘Fen ve Teknoloji’, ‘Renkli Matematik’, ‘DNA’, ‘Matbaa’ gibi farklı başlıklarda atölyeler yapılıyor.

MARDİN: Kuzey Mezopotamya ve Güneydoğu Anadolu kültürlerine ait eserlerin yanı sıra gümüş işçiliğinden örnekler, yöresel giysiler, kılıçlar gibi malzemeler yer alıyor. Çocukların kenti tanımaları, tarihiyle ilgili bilgi sahibi olmaları, müze ve müzeciliğin önemini kavramaları için eğitim kurumlarıyla işbirliği yapılıyor.

PERA: Çocuklar ve gençleri sanatla buluşturmak, müze bilinci oluşturmak amacıyla çalışılıyor. Sergilerle bağlantılı, farklı yaş gruplarına yönelik renkli ve yaratıcı etkinlikler yıl boyu sürüyor.

TÜRKİYE İŞ BANKASI: 2011’den beri müzede öğrenciler için atölyeler yapılıyor. Anaokulundan üniversiteye kadar geniş bir yelpazedeki öğrencilere ‘Finansal Okuryazarlık’, ‘Dünyanın Parası’, ‘Fiyat Keşif Laboratuvarı’ gibi atölyeler düzenleniyor. Katılım ücretsiz, ancak rezervasyon gerekiyor. Atölyeler hafta içi okul gruplarına, hafta sonları ise bireysel katılıma açık.

Müzelerin farkına varın

Müzedeki eğitime yalnızca çocuk ve gençlerin değil, ailelerin ve öğretmenlerin de bireysel olarak ihtiyaçları var. Giriş ücreti de müze ziyaretine engel olabiliyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı aileler için müze kart çıkarabilir. Bu kartla anne-baba ve tüm çocuklar müzeye girebilir. Öncelikle ailelerin ve öğretmenlerin müzelerin farkına varması gerekiyor.

  • 3 0
  • 27 Şubat 2017 11:29 2.470
  • Aktif Haberler
UYARI: Yayınlanan haberler, Egitimhane.Com'un görüşlerini yansıtmaz. Yazılan yorumlar, onaylanmış olsalar bile yazanın sorumluluğundadır.

Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK