Bunları Biliyor Musunuz?

Çevrimdışı ugurlucky

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 12.957
  • 33.460
  • Müdür Yardımcısı
  • 12.957
  • 33.460
  • Müdür Yardımcısı
# 06 Haz 2016 00:01:22
Ramazan ayı, Hicri takvimine (yani arap aylarına) göre, diğer bir deyişle ay takvimine göre dokuzuncu ayın adıdır. Ramazan ayının dinimizde büyük bir önemi ve diğer aylar arasında seçkin bir yeri vardır. Çünkü Yüce kitabımız Kur'an-ı Kerim bu ayda indirilmeye başlanmıştır. Kur'an-ı Kerim'de bin aydan daha hayırlı olduğu bildirilen "kadir gecesi" yine bu ay içinde kutlanır. Ayrıca İslam'ın beş şartından biri olan oruç da bu ayda tutulur. Bu nedenle Ramazan ayı, Müslümanlar için en kutsal aydır ve ona "on bir ayın sultanı" denilmiştir.

Çevrimdışı ugurlucky

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 12.957
  • 33.460
  • Müdür Yardımcısı
  • 12.957
  • 33.460
  • Müdür Yardımcısı
# 06 Haz 2016 14:48:42
100 gram karpuzda 1 gram protein, 6 gram şeker varken hiç yağ bulunmuyor. Lif oranı yüksek ve ağırlığının %90'ı su olan karpuz yazın vazgeçilmesi. Ramazan ayında ise iftardan hemen sonra yenen karpuz şişkinliğe sebep olacağından, iftar ile sahur arasında yenilmesi salık veriliyor.

Uzmanlar lif oranıyla metabolizmayı hızlandıran ve kilo vermeyi destekleyen karpuzun sıvı alımı açısından öneminin altını çiziyor. Ayrıca karpuz böbrekleri çalıştırarak idrarı düzenler ve içerisindeki B ve C vitaminleri zindelik vererek yorgunluğu giderir. Antioksidan özelliği ile kanserden korur. Karpuz ramazan ayında iftarla sahur arasında ara öğün olarak tüketilmesi ideal yaz meyvelerinden.

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.288
  • 223.373
  • 28.288
  • 223.373
# 11 Haz 2016 08:33:40
Çocuk davranışları üzerinde yapılan çalışmalarda, ilginç bir gerçekle karşılaşıldı. Çocuklar belli yaş dönemlerine girdiklerinde benzer davranışlar sergiliyorlardı. Örneğin, daha önce keyifli, sakin de olsa, 2 yaşına girdiklerinde huzursuzlanıyor, inatçılaşıyor, tepkiselleşiyorlardı.

Ya da daha önce annesinin peşini bırakmayan, onu kimse ile paylaşmayan, bir başka çocuğu kucağına aldığında kıskançlık gösteren çocuklar, yaklaşık dört yaşına geldiklerinde, bırakın annesini kıskanmasını ‘Benim niye kardeşim yok? Ben de kardeş istiyorum’ demeye başlıyorlardı…

Veya, 4 yaşına geldiğinde çocuklar koltukların üzerinde zıplamaya, koltuktan koltuğa hoplamaya başlıyorlardı…

Çocukların belli yaş dönemlerindeki ortak davranışları, sadece günümüz çocuklarında değil, geçmiş yüzyıllarda da böyleydi… Bundan yüz yıl önceki çocuklar da, aynı yaş dönemlerine girdiklerinde, aynı davranışları sergilemişlerdi…

Bu bir tesadüf müydü, yoksa bilmemiz gerekli önemli bir pedagojik ayrıntı mıydı?

Çalışmalar derinleştikçe, çocukların ‘duygusal gelişiminin’ bir tesadüf değil, ilahi bir plan doğrultusunda gerçekleştiği ortaya konmaya başladı.

Her çocuğun içinde sanki ‘buyurucu bir iç kılavuz’ vardı. Bu kılavuz, belli yaş dönemlerinde çocuğu belli davranışlar yapmaya zorluyor, çocuk istemsizce gerçekleştirdiği bu davranışlarla belli ‘ruhsal kazanımlar’ gerçekleştiriyordu.

Aslında birçok anne babanın çocukları ile yaşadıkları çatışmaların kökeni de işte buradaydı.

Çocuk, bir ilahi sevk ile belli kazanımlara doğru ilerlerken, anne babalar çocuklardaki bu ‘garip’ duruma anlam veremedikleri için onları durdurmaya, engellemeye, yaramazlık yaptıkları gerekçesi ile baskı oluşturmaya başladığında sorunlar başlıyordu.

Örneğin; birçok anne baba çocuklarının tertip ve düzen alışkanlığı edinemediğinden şikâyetçidir. Çocuklarının odalarının dağınıklığından, eşyalarının birinin orada, diğerinin burada oluşundan… Çamaşırlarını katlayıp dolaba yerleştirmediğinden rahatsızdırlar.

Hâlbuki çocuklar belli yaş dönemi geldiğinde, düzene karşı bir duyarlılık hali oluşur. Eğer ebeveynler bu duyarlılık halinin başladığını görebilir ve bu ‘kutsal var oluşa’ destek olabilirlerse, çocuklarında hiç de zorlamaya gerek kalmadan tertip ve düzenin oluştuğunu göreceklerdir.

Çocuklarda düzene karşı duyarlılık üç buçuk-dört yaşında başlar. Bu yaşa giren çocuklar, enteresan bir davranış sergilerler. Onların oyun yeri olarak masa altlarına girdiklerini görürüz. Ya da iki koltuk arasına saklanır, üzerlerini kapatırlar. Hatta bir de anne babalarının eşyalarını alır, orada onlarla oynarlar. Çocukların bu davranışları içsel bir yol alışla gerçekleştirdiğini fark edemeyen ebeveynler, onları girdikleri yerden çıkartmaya, oyun için kullandıkları kendi eşyalarını alıp ‘Bir daha buraya saklama’ demeye başlarlar…

Aslında birçok yetişkine göre anlamsız gibi görünen bu davranış, çocuğun bir ‘alan’ oluşturma mücadelesidir. Zira bir yerde ‘düzen’ olabilmesi için, önce ‘alan’ olması gerekir. İşte çocuk masa altına girmekle veya kendince bulduğu sınırları belli ‘alanlar’ içine kendini almakla, düzen kazanımı elde etme mücadelesindedir. Küçük alan içinde kendince bir düzen kurmasına izin verilmiş çocukların bir süre sonra burada elde ettikleri kazanımı kendi odalarına, yaşam alanlarına taşımakta zorluk çekmediklerini görürüz.

alıntı

Çevrimdışı eessrraa

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 5.906
  • 46.126
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 5.906
  • 46.126
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 11 Haz 2016 21:33:56
      zayıf insanlar intikam ister,
      güçlü insanlar affeder,
      zekiler umursamazmış....

Çevrimdışı eessrraa

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 5.906
  • 46.126
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 5.906
  • 46.126
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 18 Haz 2016 18:39:17
    Oruçtaki Sünnetler :
1.     Ramazandan bir veya iki gün önceden oruç tutmamak sünnettir.
2.     Muharrem ayının dokuz, on ve onbirinci günü oruç tutmak sünnettir.
3.     Ramazandan sonra Şevval ayında altı gün oruç tutmak sünnettir.
4.     Pazartesi ve Perşembe günleri oruç tutmak sünnettir.
5.     Her ayın başında ortasında ve sonunda üç gün oruç tutmak sünnettir.
6.     Sahura kalkmak mutlaka bir şeyler yemek sünnettir.
7.     İftar duasını yapmak sünnettir.
8.     Hurma, su veya tuzla iftar etmek sünnettir.
9.     Orucu bozduktan sonra akşam namazını kılmak sünnettir.

10. Orucu her organla tutmak ve sabırlı olmak sünnettir.

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.288
  • 223.373
  • 28.288
  • 223.373
# 23 Haz 2016 18:43:54
Sağlam çınarlar sert rüzgarlarda yetişir.

Çevrimdışı Gül Rengi

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.941
  • 47.505
  • 2.941
  • 47.505
# 23 Haz 2016 19:27:22
.

Çevrimdışı adamın biri

  • Bilge Üye
  • *****
  • 5.008
  • 23.135
  • 5.008
  • 23.135
# 30 Haz 2016 16:31:35

Dünyada ticarette konu olan tüm mal ve ürünlerde kalite arayan ilk millet Türkler olmuştur.Uygulama ilk defa 1502 yılında Sultan İkinci Bayezid zamanında başlamış olup batılı ülkelerede örnek teşkil etmiştir.İsmi “Kanunname-i İhtisab-ı Bursa” olan ferman ile et,tuz,şeker,yumurta,peynir,mücevher ve deri gibi çeşitli ürünlerin ayrı ayrı sahip olması gereken özellikleri belirtilerek,fiyat yönünden standarda bağlanmıştır.
Daha sade ve anlaşılır bir biçimde yazacak olursak günümüzde  “TSE” ilk defa Türkler tarafından kullanmaya başlamıştır…

Çevrimdışı ugurlucky

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 12.957
  • 33.460
  • Müdür Yardımcısı
  • 12.957
  • 33.460
  • Müdür Yardımcısı
# 01 Tem 2016 03:46:15
-Göz kalitesinde (megapikselinde) bir fotograf makinesi yapılsa çekeceği en kötü görüntünün bilgisayarda kapladığı yerin 1gb 353mb olacağını,
-Kemiklerimiz sağlamlığında ve hafifliğinde bir madde olsa bu maddeden yapılan evlerin hiç bir depremde yıkılmıyacağını,
-Eklemlerimizdeki sıvıyı araba motorundaki yağın yerine kullansak en kaliteli motor yağının oluşturduğu sürtünmeden %700 daha az sürtünme oluşacağını,
-İnsan akciğerlerinin bir hava temizleyici klima yerine kullanılması durumunda o ortamdaki havada hiç bir bakteri kalmayacağını ve havanın tertemiz olacağını,
-İnsanda bulunan sinirlerin içindeki elektriksel hızı internet ağına aktarabilsek 1gb lık bir dosyanın internetten pc ye 10 sn de ineceğini,
biliyor muydunuz?

Çevrimdışı Gurisima

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 3.440
  • 121.495
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 3.440
  • 121.495
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 01 Tem 2016 13:57:23
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
-Göz kalitesinde (megapikselinde) bir fotograf makinesi yapılsa çekeceği en kötü görüntünün bilgisayarda kapladığı yerin 1gb 353mb olacağını,
-Kemiklerimiz sağlamlığında ve hafifliğinde bir madde olsa bu maddeden yapılan evlerin hiç bir depremde yıkılmıyacağını,
-Eklemlerimizdeki sıvıyı araba motorundaki yağın yerine kullansak en kaliteli motor yağının oluşturduğu sürtünmeden %700 daha az sürtünme oluşacağını,
-İnsan akciğerlerinin bir hava temizleyici klima yerine kullanılması durumunda o ortamdaki havada hiç bir bakteri kalmayacağını ve havanın tertemiz olacağını,
-İnsanda bulunan sinirlerin içindeki elektriksel hızı internet ağına aktarabilsek 1gb lık bir dosyanın internetten pc ye 10 sn de ineceğini,
biliyor muydunuz

Çok güzel tespitler. Allah'ın yüceliğinin delilleri.. . BarekAllah...

Çevrimdışı Gurisima

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 3.440
  • 121.495
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 3.440
  • 121.495
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 01 Tem 2016 14:01:13
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
.
   Bir elin verdiğini diğer elin bilmemesi gerektiğine çok güzel örnek...
    Allah'ım bizede güzel ameller işlemeyi nasip et...

Çevrimdışı gokdeniz1966

  • Uzman Üye
  • *****
  • 5.731
  • 51.768
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 5.731
  • 51.768
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 03 Tem 2016 00:32:50
» Farelerin Avusturya hariç her yerde yaşadıklarını,

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.288
  • 223.373
  • 28.288
  • 223.373
# 04 Tem 2016 23:20:26
Arefe Günü İbadetleri (2016) - Neler? Arefe Günü ve Bayramda yapılacak ibadetler!
Arefe Günü ibadetleri neler? sorusu merak ediliyor. Arefe Günü hangi ibadetler yapılır, Arefe günü yapılması gerekenler ve Bayramda yapılacak ibadetler ve bayramda okunacak dua haberimizde.

 Arefe Günü İbadetleri (2016) - Neler? Arefe Günü ve Bayramda yapılacak ibadetler!
Arefe günü ibadetleri arefe gününe yaklaştığımız bu günlerde en fazla öğrenilmek istenen konular arasında yer alıyor. Bayramdan önceki gün anlamına gelen arefe gününü ibadetle geçirmenin büyük sevap olduğu rivayet edilmektedir. Arefe gununde yapılacak ibadetler neler? Arife günü dualar okumanın ve dilek duası, salavat, tesbihlerin çekmek ve namaz kılmanın Allah katında karşılığı olacağı rivayet edilmektedir. Arefe , herhangi bir dini bayramdan bir önceki gün anlamına gelen Arife günü, kelime olarak arife mi arife mi doğru olan sorusunu da akıllara getirmektedir. Arife günü aslen hicri takvime göre, Zilhicce aynın 9. Gününe denk gelen güne verilen addır. Aslen Kurban Bayramında önce, tevriye gününden sonraki güne denmektedir. Arife ilk zamanlar sadece Kurban Bayramı için kullanılmasına rağmen zamanla Ramazan Bayramında da kullanılmaya başlanmıştır. Genellikle bayrama hazırlık günü olarak geçirilen Arife Günü, İslam dinine göre bayramı müjdeleyen gün olarak da tanımlanmaktadır. İslam alimleri bu önemli günün dua ve ibadet ile geçirilmesini öneriyorRamazan Bayramı’na artık sayılı günler kala, tüm ay boyunca ibadetlerini yerine getirenler şimdi de arefe günü yapılması gereken ibadetleri merak ediyorlar. Arefe gününde hangi ibadetler yapılır? Arefe günü orucu niyeti ve detaylar ile Bayramda yapılacak ibadet ve dualar ajanshaber.com da...

AREFE GÜNÜ İBADETLERİ AYRI BİR ÖNEM TAŞIR
Arefe günü ibadetleri ayrı bir yer tutar. Bayramdan bir gün anlamına gelen Arede günü Zilhicce ayının 9. gününe denk gelen güne verilen ad olarak tanımlanır. Arefe günü aslen Kurban Bayramından önceki tevriye gününe denmesine rağmen zamanla Ramazan Bayramından önce gelen güne de arefe denmektedir. Genellikle bayrama hazırlık günü olarak geçirilen Arefe Günü, İslam dinine göre bayramı müjdeleyen gün olarak tanımlanıyor. İlahiyatçılar bu önemli günün dua ve ibadet ile geçirilmesini öneriyor.

PEYGAMBER EFENDİMİZ AREFE GÜNÜ İBADETLERİ İLE İLGİLİ HADİSLERİ

Arefe günü yapılacak ibadetler için, Resulullah (s.a.v) arefe günüibadetletleri ile ilgili şöyle buyuruyor: “Günlerin en faziletlisi arefe günü' dür. Faziletçe cumaya benzer. Arefe günü cuma günü dışında yapılan yetmiş hacdan daha faziletlidir (Hac da iken). Duaların en faziletlisi de arefe günü yapılan duadır. Benim ve benden önceki peygamberlerin söylediği en faziletli söz de, Lailahe illallahu vahdehü la şerike lehu. (Allah birdir, O’ndan başka ilah yoktur. O`nun ortağı da yoktur.) sözüdür.” (Muvatta,Hacc 246)Resulullah (s.a.v) şöyle buyuruyor,

“Arefe gününe hürmet edin! Arefe Allah’ın kıymet verdiği bir gündür.”“
Arefe Günü oruç tutana, Adem aleyhisselamdan Sura üfürülünceye kadar yaşamış bütün insanların sayısının iki katı kadar sevap yazılır.””Arefe günü tutulan oruç, bin gün tutulan nafile oruca bedeldir.”Resulullah (s.a.v) arefe akşamı ümmetinin affedilmesi için Allah’a dua etti. Duasına Yüce Allah (c.c.) “Muhakkak ki ben zalimden başkasına mağfiret ettim. Zalimden mazlumun hakkını alırım” diye buyurdu. Resulu Ekrem “

Çevrimdışı ankaragucux

  • B Grubu
  • 2.822
  • 6.603
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 2.822
  • 6.603
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 04 Tem 2016 23:33:23
Yalniz hocam ramazan bayramin onceki gunune arefe denmez, kurban bayramin onceki gunune arefe denir diye biliyorum, bizimki biraz agiz aliskanligi olmus gibi...

Çevrimdışı ankaragucux

  • B Grubu
  • 2.822
  • 6.603
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 2.822
  • 6.603
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 04 Tem 2016 23:35:00
Gimmm yaziyi tam okumamistim, ortalarda yaziyor zaten...

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK