Çocukların İyiliği İçin Bırakın Şu Akıllı Telefonları!

Ekran zamanını abartan sadece çocuklar değil. Ebevenler de akıllı telefonları ve e-mailleri kontrol etmeye aşırı zaman harcama konusunda bir o kadar suçlu. Ve işin kötüsü, bunun çocukları için sonuçları pek de iyi değil.

Dr. Jenny Radesky, çocuk gelişimi konusunda uzmanlaşmış bir çocuk doktru. Radesky, yüksek teknoloji kullanımının çok yüksek olduğu bir bölgenin kliniğinde çalıştığında, ebeveynlerin çocuklarını bir mobil cihaz uğruna nasıl görmezlikten geldiğini ilk kez bu kadar belirgin bir şekilde fark etti. Telefonunu pusete, bebeğiyle tam arasına yerleştiren bir anne gördüğünü bile hatırlıyor. “Bebek annesine gülümsüyor ve mimikler yapıyordu, ama anne bir tanesini bile yakalayamıyordu çünkü o sırada bir YouTube videosu izliyordu” diye anlatıyor Radesky.

Radesky konu hakkında o kadar fazla endişe duymaya başladı ki, bu davranışı araştırmaya karar verdi. Boston Tıp Merkezi’nden iki araştırmacıyla birlikte fast food restoranlarında yemek yiyen 55 farklı ebeveyn ve küçük çocuk grubunu bir yaz boyunca gözlemlediler. Ebeveynlerin çoğunun hemen bir mobil cihaz çıkardığını söylüyor Radesky. “Yemeğin çoğunda cihazlarına baktılar, ekranı aşağı kaydırdılar ve bir şeyler yazdılar. Cihazları sadece ara ara ellerinden bıraktılar.”

“Bu bilimsel bir araştırma değildi elbette” diyor Radesky. Çalışma daha çok sadece detaylı saha notlarından oluşan antropolojik bir gözlem gibiydi. 55 ebeveynin 40′ı yemek sırasında bir mobil cihaz kullandı. “Ve çoğu, cihazlarına çocuklardan çok daha fazla gömülmüş durumdaydı” diyor Radesky.

Radesky bunun bir hata olduğunu çünkü çocukların öğrenmesinin öncelikli yolunun yüz yüze etkileşim olduğunu söylüyor. “Dili öğrenirler, kendi duygularını öğrenirler, onları nasıl düzenleyebileceklerini (regüle edebileceklerini) öğrenirler. Nasıl sohbet edileceğini, başka insanların yüz ifadelerinin nasıl okunacağını bizi izleyerek öğrenirler. Ve eğer bu gerçekleşmiyorsa, çocuklar gelişimin önemli mihenktaşlarından mahrum kalıyor demektir” diye açıklıyor Radesky.

Yaptıkları gözlemleri incelediklerinde Radesky ve arkadaşlarının, cihazlarına en fazla gömülmüş olan yetişkinlerin çocuklarının, ebeveynlerinin dikkatini çekmek için “yaramazlık” yapmaya daha eğilimli olduklarını bulması hiç de şaşırtıcı değil belki de. Radesky üç oğlan çocuğunu ve bir babayı şöyle anlatıyor: “Baba cep telefonundaydı ve çocuklar tekrar tekrar aynı şarkıyı söyleyip tuhaf hareketler yapıyorlardı. Çocuklar aşırı gürültü yaptığında baba telefonundan başını kaldırdı ve bağırarak susmalarını söyledi. Ama bu sadece çocukların daha sesli şarkı söylemesine ve daha garip hareketler yapmalarına sebep oldu.”

Büyük Kopuş: Dijital Çağda Çocukluğu ve Aile İlişkilerini Korumak kitabının yazarı ve çok sayıda ebeveyn, ergen ve küçük çocuk danışanı olan psikolog Catherine Steiner-Adair, babanın bu tepkisinin beklenebilir bir şey olduğunu söylüyor: “Çünkü mesajlaşırken ya da bir mail’e cevap yazarken, beynin bununla meşgul olan bölümü, işin başarılması için bir aciliyet ve zaman baskısı duygusunun da yaşandığı “yapma” bölümüdür. Bu yüzden rahatsız edildiğimizde çok daha asabi oluruz.”

Ve Steiner-Adair’e göre ebeveynler önce – çocuklarının önünde – dijital dünyalarına odaklandıklarında, bunun çocuk için derin duygusal sonuçları olabilir. “Çocuklara kesinlikle önemsiz olduklarını, bizim için ilginç olmadıklarını, zamanımızı onlara ayıracak kadar cazip olmadıklarını söyleyen bir biçimde davranıyoruz.”

Steiner-Adair, kitabı için inceleme yaparken yaşları 4 ve 18 arası değişen 1,000 çocukla görüştü ve onlara ebeveynlerinin mobil cihaz kullanımı hakkında sorular sordu. Bu görüşmelerde tekrar tekrar söylenen kelimelerin başında, “üzgün, kızgın, öfkeli ve yalnız” geliyordu. 4 yaşındaki bir çocuk babasının telefonuna “aptal telefon” diyordu. Bazıları ebeveynlerinin telefonlarını tuvalete attıklarını, fırına koyduklarını ya da sakladıklarını neşeyle anlattı. “Kendimi sıkıcı gibi hissediyorum. Babamı çok sıkıyorum çünkü her zaman bir mesaja ya da telefona cevap veriyor. Teleferik de bile!” dedi çalışmaya katılan kızlardan biri.

Steiner-Adair, bir ebeveyn ve çocuk arasındaki bu küçük kopukluk anlarının uzun vadede çocuğu ne kadar etkileyeceğini bilmediğimizi söylüyor. Ancak Steiner-Adair muayenehanesinde dinlediği hikayelere dayanarak şunu öneriyor: Çocuğunuzla birlikte olduğunuz zamanlarda eliniz mobil cihazınıza gitmeden önce bir kez daha düşünün.

  • 9 0
  • 30 Mart 2017 00:01 1.521
  • Aktif Haberler
UYARI: Yayınlanan haberler, Egitimhane.Com'un görüşlerini yansıtmaz. Yazılan yorumlar, onaylanmış olsalar bile yazanın sorumluluğundadır.

Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK