Dil, Bilim, Sanat Mı Öğretiyoruz?

AZİZ ERDOĞAN: DİL, BİLİM, SANAT MI ÖĞRETİYORUZ?

Herkes eğitimci… Dili olan konuşuyor… Bize de aslında susmak düşüyor. Söylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil, diyen şairin ruhuna rahmet… Bizimki tam da bu misale uygun… Dağ başında bağırıyoruz, belki sesimize ses veren dağlar olur, dercesine…

Çocuklarımıza tıka basa matematik okutuyoruz. Her okulda en fazla matematik öğretmeni oluyor, her sınıfa haftada beş, altı, yedi saat matematik dersi veriyoruz, nedense PİSA sınavlarında nal topluyoruz. TEOG, YGS ve LYS’de matematik ortalamamız iki elin parmaklarının sayısını geçmiyor. Bırakın bilgiyi YGS Türkçe sorularının yüzde doksanı okuduğunu anlamayla ilgili, -sözcükte anlam, cümlede anlam, paragraf- ekstradan hiçbir bilgi istemiyor. Peki sizce çocuklarımız okuduklarını anlıyor mu? Zorunlu din dersimiz var.- seçmeli Kur’an-ı Kerim dersimiz var- ; fakat mezun olduğunda namaz kılacak kadar sure bilen öğrencimiz yok . -Tahiyyat’ı, subaneke’yi sure biliyor yavrularımız- Hatta İmam Hatip Mezunlarımız Osmanlıca metinleri Arapça zannediyor. Resim, müzik, edebiyat dersimiz var; estetikten, sanattan, güzellikten bihaberiz. Herkes her şeyi biliyor. Ancak her işi yaparım abi diye iş başvurusuna giden amcam gibi hiç kimse hiçbir işten anlamıyoruz. Ne olacak bu memleketin hali deyip -bu satırların sahibi de içinde geçerli bu durum- ahkam kesiyoruz. Sahi biz ne yapıyoruz.

İlkokuldan başlayarak -hatta işi abartıp anaokuluna indirgeyenler de var- üniversite bitene kadar yabancı dil okutuyoruz. -Üniversitenin üstünü, bir de yüksek lisans yapmış, onca yıl Fransızca görmüş; Fransa’ya gittiğinde fırına gidip “ Bir sıcak ekmek ver.” diye cümle kuramamış biri olarak söylüyorum, hatamız varsa baştan affola-Ancak İngilizce, Fransızca, Arapça… cümle konuşanı görünce ağzımız açık kalıyor: “Vay beee!” diyesimiz geliyor.

Mesleğim icabı birçok Anadolu Lisesinde görev yaptım. Süper liseleri iyi bilirim. Yabancı dil ağırlıklı liseleri de… -Birçok Anadolu Lisesi, mevcut kitapları beğenmeyip özel yayınlardan yüksek meblağlar ödeyerek bir sürü kitap da aldırır- Aldırırlar da ne olur? Bu liselerde meramını anlatacak kadar yabancı dil konuşan öğrenci sayısı ortalamaya vurursanız yüzde beşi geçmez. Aksini ispatlayan olursa özür dileyeceğim. Miyop olduğum doğrudur, uzağı göremem; ancak yakından benim gördüklerim bunlar. Niçin yabancı dili öğretemiyoruz:

- Dil öğretimimiz gramere dayalı…

- Zevkli, heyecanlı değil.

-Öğretmenlerimizin de pratiği yok, yurt dışı tecrübesi yok.

- Öğrencilerimizin öğrendiklerini uygulayacakları alanlar kısıtlı… Pratikleri yok…

- Oyun, drama içeren bir anlatım tarzı okullarımızda mevcut değil.

- Öğrencilerimizin yurt dışı tecrübeleri yok. Ne proje, ne kamp, ne gezi…

Bir yıl öğrenilen yaz tatilinde sıfırlanıp bir sonraki sene yine aynı yerden başlayan bir dil öğretimimiz var. Benim yavrum bina okur, döner döner yine okur kavlinden…

Yazık ediyoruz… Kendimize yazık ediyoruz. Çocuklarımıza yazık ediyoruz, ülkemize yazık ediyoruz… Havanda su döğmeye devam etmemeliyiz. Öğretim modellerimizi gözden geçirmeliyiz. Eğlenerek öğretmeliyiz. Oyun tadında dersler işlemeliyiz. Önce kendimizi ve mesleğimizi sevmeliyiz. Öğrencimizi sevmeliyiz ki onlar da derslerimizi sevsinler. Sevgi dili oluşturmalıyız. Sevgi dili oluşturma adına güzel örnekleri paylaşmalıyız. Güzel öğretme paydası altında önce bütün fikirleri almalıyız. Bana sorarsanız işe müfredattan ve eğiticilerin eğitiminden başlamalıyız. Bu satırları girizgah kabul etmeniz temennileriyle…Çocuklarımızı çar çur etmemeliyiz; çünkü onlar en değerli hazinemiz ve geleceğimiz.

Okulların Sesi
  • 10 2
  • 09 Şubat 2016 14:40 1.572
  • Aktif Haberler
  • sayin19
    11 Şubat 2016 13:20
    0 0
    Merakla istekle okula başlayan öğrencilerin heyecanı 3. sınıfa gelince bitiyor.Okulun öğretmenlerin kitapta bulunan konuları anlatması ve bununla ilgili ödev vermesinden ibaret oldugunu anlıyor...Önde oturan çoçuk keyfinden önde oturmuyor.Çünkü arka sıralar dolu...
  • engin1984
    10 Şubat 2016 10:00
    0 0
    50 kişilik sınıflarda oyunlaştırarak ders mi yapılabilirmiş?
  • ozak
    09 Şubat 2016 22:45
    0 0
    Bunların hepsi doğru, Değerli Hocam. Düşünce ve eleştirilerinize katılıyorum, oysa çözümü göstermiyor. Sorunu tekrarlıyor ve ucu yine öğretmene dokunuyor. Cümleler, etmeliyiz yapmalıyızla bitiriyor. Elimizdeki somut örnekleri sunsak ve paylaşsak daha iyi olur.
    Top benden çıksın, modundan çıksam her şey güzel olacak.
  • abdil7
    09 Şubat 2016 21:35
    3 0
    giriş cümlesi olayı bitiriyor zaten bizi bizden başkası anlamaz ,sisteme öğretmen üzerinden yüklenen zatı muhteremlerin absürp yazılarından sonra ilaç gibi geldi,pisada neden nal topluyoruz çünkü sınav sitemi ve mantıgı farklı bizde çoktan seçmeli
  • neydim
    09 Şubat 2016 17:00
    3 1
    Doğruları söyleyen,gerçekleri önümüze seren öğretmenimin karşısında saygıyla eğiliyorum.
UYARI: Yayınlanan haberler, Egitimhane.Com'un görüşlerini yansıtmaz. Yazılan yorumlar, onaylanmış olsalar bile yazanın sorumluluğundadır.

Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK