Dilaruba'nın Sayfası- Genç Kurgu ( Küçük Yazar)

Çevrimdışı caki1910

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.845
  • 6.764
  • 1.845
  • 6.764
# 26 Tem 2016 13:29:24
uzun uzun mesajlari görünce [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] abi sandım neyseki korkum yersizmiş başarılar diliyorum :)

Çevrimdışı saraydangelme

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.474
  • 34.654
  • Öğrenci Velisi
  • 4.474
  • 34.654
  • Öğrenci Velisi
# 26 Tem 2016 13:52:46
çok beğendim,teşekkürler genç yazar...

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.288
  • 223.370
  • 28.288
  • 223.370
# 26 Tem 2016 14:02:45
Yüreğine kalemine  sağlık [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] .yazmaya devam.

Çevrimdışı tülün1

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.185
  • 14.059
  • Müdür Yardımcısı
  • 2.185
  • 14.059
  • Müdür Yardımcısı
# 26 Tem 2016 14:39:08
Genç yazar çok güzel olmuş. Devam.......

Çevrimdışı sebocan

  • Yönetim Ekibi
  • *****
  • 32.871
  • 512.400
  • 32.871
  • 512.400
# 26 Tem 2016 16:08:38
Bölüm 6


'Sana inanamıyorum Mai.'' güldü.

''Bende kendime inanamıyorum, gerçekten.'' Ne mi olmuştu? Dolapta dura dura mahvolmuş elbisemi kesip dikerek gerçekten çok güzel bir elbiseye dönüştürmüştü.

''Havanın esme ihtimaline karşı şu hırkayı da giyersin.'' başımı salladım.

''Sen?''

''Şimdi eve gidiyorum.Daniel dörtte burada olur.''

''Önce beni alacak değil mi? Sonra sizin eve geçeriz seni alırız.''

''Aynen.Görüşürüz canım.''

''Görüşürüz.'' kapıyı kapattıktan sonra direk Wattpad'e girdim.Onu hiç görmemiştim, dokunmamıştım ama özlüyordum.Çevirimdışıydı.Yin e de mesaj attım.



-Beni ara.

Sesini duymaya ihtiyacım vardı.Görüntülü konuşmasını reddettiğim için kendimi tuhaf hissediyordum.Sesini duymaya ihtiyacım vardı.Sesi Tanrı tarafından yaratılmış en güzel ses gibiydi.Ses tellerini bile kıskanmıştım.

Ev telefonu çaldığında numaraya baktım.Arıyor muydu? Kalbim deli gibi çarpıyordu.Arama kabul tuşuna basıp telefonu kulağıma koydum.

''Alo?'' Ses yoktu.Oyun mu oynuyordu?

''Öhm, karanlık yazar?'' Dedim ciddileşerek.

''Heyy?''

''Oyun mu oynuyorsun?'' Küçük bir kahkaha duyuldu.

''Aman Tanrım, Ben Daniel!'' Sesi alaylı geliyordu.Derin bir nefes aldım.

''Ah,şey....selam.'' Hayal kırıklığına uğramıştım.

''Yarım saate kadar ordayım.'' Kafamı saate çevirdim.

14.55

''Daha erken değil mi?''

''Öyle.Bir şeyler konuşmalıyız.''

''Pekala.'' deyip telefonu kapattım.

''Herkesin konuşacak bir şeyleri var.'' Söylenmeme kısa bir süre daha devam ettim.Giyindikten sonra saçlarımın uçlarına maşa yaptım ve tokayla arkadan tutturdum.Altında da krem renk dolgu topuk ayakkabılarım vardı.

''Güzel oldum mu?''

''Bu sefer güzel olmadın diyemiyorum.Ben bile.''Dedi iç sesim.

''Sen diyemiyorsan, kimse diyemez.'' Telefonumun bildirim sesi geldiğinde koşarak aşağı indim.

-DarkRainy0987 kullanıcısından 1 mesaj.

-Meşgul.

Daniel'le konuşurken aramıştı ve ben fark etmemiştim!

-Üzgünüm.Tekrar arayabilir misin?

-Hayır. dedi hızlıca.Tek kelimesiyle kırılabiliyordum.Buna neden izin veriyordum?

-Neden?

-Herkes tek şansı hak eder, Küçük Yazar ;)

-Anlıyorum.

-Ah, demek sesimi duymak istedin ;)

-Pek sayılmaz.

-Aramamı kendi kendine konuşmak için mi istedin?

-Ah,hayır.Sadece konuşmak istedim.
Gördü ama cevap vermedi.Bende ümidi kesip çantama telefonumu ve cüzdanımı koyup Daniel'i beklemeye başladım.

Tam o arada, tam o saniyede, kapı ziliyle birlikte ev telefonu hızla ötmeye başladı.İkilemde kalıp olduğum yerde kaldım.Sonra aklıma karanlık yazar geldi ve koşarak telefonu açtım.

''Alo?''

Cevap vermesini beklemeden kapıya koşturdum.Daniel siyah takımıyla karşımda duruyordu.Elimle 'bir dakika' işareti yaptım ve içeri geçmesi için el kol hareketleri yaptım.O içeri girerken hızlıca mutfağa girip kapıyı kapattım.

''Hey?''

''Kapıya bakmanı bekliyorum.'' Dedi cazibeli ve etkileyici sesiyle.

''Ba-baktım.'' İkinci kez kekeliyorum!

''Tanrı Aşkına Alex, her seferinde ses tonumdan etkilendiğini bu kadar belli etmene gerek yok.''

''Ses tonundan etkilenmedim.''

''Tabii.''

''Şey...yarın görüntülü konuşamaz mıyız?''

''Im...hayır.''

''Neden?''

''Herkes bir şansı hak eder, Küçük Yazar.''

''Ah,yapma ama Karanlık Yazar.İkinci şansı hak ediyorum.''

''Ow, birileri kendini mükemmel görüyor.'' 'Ow' derken dudağının aldığı şekli görebiliyordum.

''Konuşmayacak mıyız, Alexis!'' Dedi içeriden Daniel, sesini duymam için bağırmıştı.

''Meşgul müsün?'' Dedi etkileyici sesiyle darkrainy0987.

''Bir dakika.'' Dedim ve telefonu bırakıp salona geçtim.

''Üzgünüm, hemen geliyorum.'' Ardından mutfağa geçip telefonu elime aldım.

''Şey, kusura bakma, ufak bir misafirim vardı.'' Ses yok.

''Hey?'' Telefona baktım.

KAPATMIŞTI.

İçimdeki tuhaflık artarken telefonu yerine koydum.Beni bu kadar etkilemesine izin vermemeliydim.Aşk çok büyük bir aptallıktı.

Boş vermek için elimden gelen tüm gayreti göstererek içeri geçtim.

''Konuşabiliriz.''

''Öhm, ben nasıl söyleyebilirim bilmiyorum.''

''Lafı ağzında gevelemeyi bırak.''

''Ben...''

''Sen?''

''Şey...''

''Üff.''

''Alexis ben, Mai'den hoşlanıyorum.''



-DANİEL'DEN-





''Alexis ben, Mai'den hoşlanıyorum.''

Harika.Senden hoşlanıyorum, demek yerine Mai'den hoşlanıyorum dedim.Gerçekten hayatımın en güzel günü.

''Ne?!'' Evet, bence de 'Ne!?'

''Senin bir sevgilin var, Daniel.'' Durumu düzeltemezdim ve olan olmuştu.

''Ben...bir şey yapman için demedim.Bil diye.''

''Madem onu seviyorsun, neden başkasıyla çıkıyorsun?''

''Onunla çıkarken, Mai'den hoşlanmaya başladım.''

''İnanamıyorum.'' Ben de.

''Her neyse, cidden boşver.Şimdi Mai'yi almaya gidelim.''

''Hop, dur bakalım.Ne zamandan beri?''

''4 ay.'' Ne amaçla bu kadar çok yalan söyledim?

''Pardon, ne?'' Bende bilmiyorum.Sadece işleri berbat ediyorum Alexis.

''4...ay.''

''Konuyu kapat.Mai'yi almaya gidiyoruz.''

Beraber evden çıkarken hala olayın şokunu yaşıyor gibiydi.Harikasın Daniel.Tebrikler.

''Ön koltuğa oturuyorum.'' Başımı salladım.Sürücü koltuğuna geçtim ve o da binince Mai'lerin evine sürdüm.

''Tanrım, Daniel...bu şok edici.''

''Bence de.'' Kırmızı ışıkta durdum.

''Fazla tepki veriyor olabilirim.'' Dedi bana dönüp.

''Aslında seviyor olabilirsin.'' Ofladım.Bir anda bu kadar duygu değişimi neden?

''Yapma,Alexis.Unut gitsin tamam mı?''

''Ay hayır neden bu gece söylüyorsun? Keyfim zaten yerinde değildi iyice bozuldu.Ne yapacağız şimdi?'' Yeşil ışık yandığında gaza yüklendim.

''Bizi öldürmeye mi çalışıyorsun?'' Aniden direksiyonu kırdım ve sağa döndük.

'' Koltuktan fırlıyordum!'' cevap vermemeyi tercih ettim.Mai evlerinin önünde sağa sola bakınıyordu.Kornayı hunharca çaldığımda irkildi.

''Sen iyi misin?'' Dedi Alexis endişeden çok alay ve sitemle.

''Selam çocuklar.'' Diyerek her zamanki neşesiyle içeri girdi Mai.

''Selam.'' Deyip gaza yüklendim, böylece Alexisin 'selam' deyişi yarıda kaldı.Bana bakmaya başlamıştı ve kalbim deli gibi çarpıyordu.

Gözlerine baktım.

''Yola bak.'' dedi ve penceresine döndü.

Doğum günü evinin yakın civarına park ettim ve herkes arabadan indi.

''Hadi, Daniel!'' dedi Mai ben arabadan inmeyince.

''Siz içeri girin, benzin alacağım.''

''Benzin deposu doluyken mi,Daniel?'' Alexis pencereye yaslanmıştı.

''Çekil.'' dedim.

''Kendin bilirsin,tripli.'' diyerek kaldırdı vücudunu arabadan.Kaldırdığı gibi gaza basıp ileri sürdüm.

Çevrimdışı sebocan

  • Yönetim Ekibi
  • *****
  • 32.871
  • 512.400
  • 32.871
  • 512.400
# 26 Tem 2016 16:10:22
Bölüm 7


Aceleyle saate baktım.

18.45

Hızlıca evin arka tarafına gitmem gerekiyordu.Onu görmem gerekiyordu.Görüntülü konuşmamız gerekiyordu.Havuz tarafı özellikle kalabalıktı ve bu yavaş ilerlememe neden oluyordu.

''En fazla ne olabilir?'' Dedim kendi kendime ve adımlarımı koşma modunda hızlandırdım.

''Hızlanma.''Dedi iç sesim.Umursamadım.En iyi yaptığım şeydi belki de.

Ve o an olanlar oldu.Kahverengi gömlekli çocuğa sertçe çarptım ve gerileyip havuza düştüm.

''Aman Tanrım!'' Yüzmeye çalışırken bir yandan da telefonumu kontrol etmeye çalışıyordum. Telefon çalışmıyordu! Havuzun kenarlarına tutunup kendimi kaldırdım.Kalabalık toplanmıştı.

''Gel buraya.'' Dedi kahverengi gömlekli.Rezilliğin ta kendisiydim.
''Kusura bakma.'' Deyip güldü havuzdan çıktığımda.Bu, evin karşısındaki çocuktu!

''Ne demek kusura bakma?'' dedim sinirle.

''Hey, sakin ol.Seni kim dövdü?''

''Ne diyorsun ya!'' sinirim tepemdeydi.Vaktin hızlıca geçtiğinin farkındaydım ama nasıl görüntülü konuşacağımızı bilmiyordum.

''Dudağın.'' Dudağım! Rujum akmış mıydı?

''Aman tanrım.'' deyip kalabalığın arasından eve sıyrıldım.Elbisemden sular damlıyordu.Evin çimlerinde suları sıktım ve içeri girdim.İçerisi yeterince kalabalıktı.Kimse beni görebilecek durumda değildi.Hızlıca yukarı çıktım ve adını bile hatırlamadığım doğum günü çocuğunun odasını aramaya koyuldum.Bir bilgisayarı olduğuna emindim.Yıllar öncesinde yaşıyor olamazdı.

Üçüncü katta odasını buldum ve kapıyı hızlıca kapatıp kilitledim.Ardından ışıkları açtım.Bilgisayar oradaydı.Hemen düğmesine bastım.

Açıldığında chrome'a tıkladım ve harflere bastım.

W-A-T-T-P-A-D

Onunla olan konuşma balonuna girdim ve hızlıca yazdım.

-Görüntülü konuşabiliriz.

Gördü ama cevap vermedi.Umudumu kesmişken cevap yazdı.

-Snapchat'e gir.

Hızlıca snapchat'e girdim.Parmaklarım titriyordu.Onu görecektim.O an dank etti.

ISLAKTIM.

DUDAĞIM BERBAT GÖRÜNÜYORDU.

MAKYAJIM AKMIŞTI.

BERBATTIM.

''Önemli olan onun seni görmesi değil, senin onu görmen.'' dedim kendi kendime.

''Hayır.Ona karşı bir şeyler hissediyorsun ve onun da sana karşı böyle şeyler hissetmemesine neden olabilirsin.''

''Umurumda değil.''

O anda bilgisayardan bir ses yükseldi.Kafamı ekrana çevirdim.

DarkRainy'den arama isteği.

Koyu yağmurlara ne kadar meraklıydı bu çocuk.İsteği ederken parmaklarım titriyordu.Ekrana önce bir karartı geldi, sonraysa o.

Gözlerimi ekrana sabitledim ve şaşkınlıkla ona bakmaya başladım.

O, kesinlikle hayatımda gördüğüm en çekici kişiydi.Parmaklarım donmuş gibiydi, sadece parmaklarım değil tüm vücudum.Kalbim hariç.O son hız atıyordu.Belki dakikada iki yüz kez.
Çok yakışıklıydı.Beyaz bir hırka ve lacivert gömlek giymişti.Ardından beyaz papyon.Saçlarını dikmişti ve dağınık görünüyorlardı.Ayıca yumuşak.

''Kendine gel.'' Diyerek bir çıkış sergiledi iç sesim.

''Selam.'' Dediğinde bayılabilirdim.

''Selam.'' Dudakları bile ahenkle hareket ediyordu.Onun artık kusursuz olduğunu düşünmeye başlamıştım.Tabii egosunu saymazsak.

''Neden bu kadar ıslaksın?'' Dedi.Gerilmiyordu.Ben de akışına bırakmaya karar verdim.

''Çünkü seni görebilmek için hızla yürürken ağaç gibi bir çocuğa çarpıp havuzu boyladım.'' Diyemezdim.Belki derdim ama demek istemiyordum.

''Duştan yeni çıktım.'' Ne! Sırıttı.

''Emin misin?''

SIRITTI.

Gülüşü harikaydı.Kalbimin atışı daha da hızlandı.

''Makyajını neden temizlemiyorsun?'' Dedi sırıtmasını daha da arttırarak.

''Şey,ben...''

''Ah, hadi ama Alex.Benden etkilendiğini neden bu kadar belli ediyorsun?''

''Adım Alex değil.'' dedim göz devirip.

''Haklısın.Adın Küçük Yazar.'' odasının duvarındaki kocaman saat dikkatimi çekti.

20.00

Yarım saattir konuşuyorduk ve ben tek kelime dahi etmemiş miydim? Yani neredeyse tek kelime dahi.

Hey, bekle.Saat burada da 20.00'dı.Yani burada oturuyordu!

''Sevgili Karanlık Yazar, bazen ince ayrıntıları düşünmeyi unutuyorsun.''

''Neyi unutmuşum?'' Dedi kibirle.Kendinden fazla emindi.

''Burada yaşamadığını söylemiştin.Ama orada da saat 20.00 yani birkaç dakikaya kadar önce öyleydi.'' güldü.

''Sevgili Küçük Yazar, cidden orada yaşamıyorum.''

''Hadi ama,yapma!'' Dedim ve sahte bir kahkaha attım.

''Adını bilmek istiyorum.'' Ciddileşti.

''İşine yarayabilecek biri değilim.'' Evet öylesin.Seni görünce kalbim nasıl çarpıyor bilemezsin.Ayrıca saçların çok çekici ve onlarla oynamak için nelerimi vermezdim bilemiyordum.Ay- hey ben ne diyorum!

''Değilsin.Ama bilmek istiyorum.''

''Arda.'' Dedi.Değişik bir aksanla.Sanırım Türkçeydi.Söylemeye çalıştığımda hakiki bir kahkaha attı.

''Arda.'' Dedi düz bir şekilde.Türkçeyle.Onun gibi söylemeye çalışıyordum ama dilim bir tuhaf oluyordu.

''Sen bana James de.'' Tek kaşımı kaldırdım.Evet bunu yapabiliyorum gençler.

''James?'' Dedim anlamazca.Ne alakaydı yani?

''Eğer yabancı olsaydım, adımın James olmasını isterdim.Bu yüzden, James de.''

''Im,hayır.'' dedim sırıtarak.

''Niye?''

''Çünkü, istediğin şeyi yapmak istemiyorum.''

''Arda diyemiyorsun, Alex.''

''Sen de Alexis diyemiyorsun,Arda.''

''Alexis.'' o an dünya durmayı bıraktı.Adımı ağzından duymak suları yeni kuruyan beynimi tekrar sulandırdı.Afalladım.Ona aşık mı oluyordum?

''Aşıksın bile.'' dedi iç sesim.

''Hayır ona aşık değilim!'' dedim.Aman Tanrım,az önce sesli olarak bağırdım.

''Ne?'' Dedi anlamsızca.Anlamsızca değil, yalan söylememeliyim.Anlamıştı.

''Şey...'' Cevap vermemi bekledi.

''Ben...''

''Arda!'' Diye bağırdı onun evinden bir kız sesi.Çok uzaktan gelmiyordu.Belki karşı oda.

''Görüşürüz, Küçük Yazar'' deyip göz kırptı ve kamerasını kapattı.Göz Kırptı! Bana!

''Tanrım o kız kimdi!'' diye bağırdım odanın içinde.Sinirimden ölebilirdim.Zaten oldukça kıskanç bir yapım vardı.

''Ardaymış.Bir kere Arda ismini telaffuz ederken ben herkesten tatlı oluyorum.''

Bilgisayarda açık bıraktığım Wattpad, kısık bir bildirim sesi çıkardı.Hızlıca sayfayı açtım.

-DarkRainy0987 kişisinden bir mesaj.

-Bir kez daha görüntülü konuşacak olursak eğer, sohbeti kapatıp kapatmadığından emin ol Küçük Yazar.Dediklerini kelimesi kelimesine duydum ;)

Çevrimdışı kurthan

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 10.655
  • 72.847
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 10.655
  • 72.847
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 26 Tem 2016 16:48:02
Maşallah genç yazarımıza.Devamını bekliyoruz.Tebrik ederim.

Çevrimdışı sebocan

  • Yönetim Ekibi
  • *****
  • 32.871
  • 512.400
  • 32.871
  • 512.400
# 26 Tem 2016 22:00:45
Bölüm 8

''Aman Tanrım!'' Dedim ağzımdaki keki adeta kusarak.
Ara ara dün olanların etkisiyle travma yaşarmış gibi tepkiler veriyordum.Bana şaşkınca bakan anneme döndüm.
''Kek....çok şekerli anne.'' Bana yöneldi ve browniden bir parça koparıp ağzına attı.
''Yo.'' boğazımı temizlemek için birkaç kez öksürürken yalan arıyordum.
''Bence öyle.Bir dahakine bu kadar şeker koyma.'' Diyerek tabağı tezgaha bıraktım ve odama sıvıştım.

Dün beni duymuştu.Onu kıskandığımı duymuştu ve rezil olmuştum.Üstüne üstlük odadan çıkarken de düşmüştüm ve kalçam morarmıştı.Dün felaket bir gündü.Şuan onunla konuşmaya utanıyordum.
O bu kadar kusursuzken ben onun karşısına palyaço gibi çıkmıştım.Bu da ayrı bir rezaletti.
Wattpad'e girip profiline baktım.
*Çevirimiçi*
Mesaj atmaması için tanrıya adeta yalvarırken telefonumun mesaj melodisi duyuldu.
DarkRainy0987 kişisinden bir mesaj.

-Utanma ama Küçük Yazar ;) Duymamış gibi yapabilirim...

''En iyisi bilmiyormuş gibi yap.'' dedi iç sesim, bir olaya dahil olmasa olmuyordu.
''Hayır yapmayacağım.''
''Dün beni dinleseydin suya düşmezdin.Komşuna ve partideki diğer insanlara olan rezilliğini de unutmayalım istersen.'' haklı olabilirdi.
''Ama seni dinleseydim onunla hiç konuşamaya da bilirdim.''
''Hayır konuşurdun.'' inatlaşmaktan vazgeçip onu dinlemeye karar verdim ve mesaj attım.

-Neyi?
Birkaç dakika sonra mesaj geldi.
-Bilmiyormuş gibi yapma, anlayabiliyorsun..
Hemen mesaj attım.
-Evet anlıyorum.Şimdi sus.
-Hadi ama, beni üzüyorsun :(
Alaycı kişiliğinden asla kopmuyordu.
-Üzüldüğün filan yok.Neden benimle konuşuyorsun? Dünkü kızın yanına gitsene.
Mesajı gördü ve birkaç dakika sonra çevrimdışı oldu.Ciddi miydi? Gerçekten gitmiş miydi yani?
'Birileri kıskandı;)' filan demesini beklerken gitmişti.Çok sinir bozucu!

Telefon çaldığında aşağı indim.Annem telefonu açıp bir şeyler söyledi ve bana döndü.
''Alexis, bir arkadaşın.Ders notları için arıyor.'' Telefonu alıp sıkıntıyla ofladım.
''Ne var? Ders notları için başka birini arayamıyor musun? Neden derste uyuyup sonra çalışmak için ders notlarını benden istiyorsun?'' Sinirimi yüzünden telefondaki kişiye patladığım için pişmanlık duymuyordum.Derste yan gelip yatıp sonra beni arayamazlardı.
Karşı taraftan bir gülme sesi geldi.
''Selam, Küçük Yazar.'' Ses, beni adeta büyülerken sarhoş gibiydim ve vücudumun her bir yanı ateş içindeydi.Bu çocuk neden beni bu kadar büyülüyordu?
''Sana onun yanına gitmeni söylemiştim.'' Dediğimde derin bir nefes alıp konuştu.
''O artık burada değil.'' Ne?
''Ne demek burada değil?''
''O benim kardeşim Alex.''
''Kardeşin sana Arda mı diyor?'' Derken içimde ciddi bir rahatlama hissi vardı..Ciddi anlamda.
''Evet diyor.Her neyse.''
Ne diyeceğimi bilemiyordum.Ağzıma gelen ilk şeyi söyledim.
''Buluşmak istiyorum.'' Kısa süreli bir sessizliğin ardından yanıtladı.
''Zamanı gelince Alex.'' Adımı ağzında duymak beni sarhoşa çeviriyordu.
''Bu kadar etkileniyorsan sana yalnızca Küçük Yazar diye hitap ederim.'' Dediğinde gözlerim büyüdü.
''Düşünce okuma gücün mü var?''
''Saçmalama.'' bir süre sessiz kaldık.
''Alex, hikayenin yeni bölümünü bekliyorum.Ne kadar berbat yazsan bile hikayene bulaşmış sıradanlık kokusunu seviyorum.'' Ve ardından telefon kapandı...

Çevrimdışı sebocan

  • Yönetim Ekibi
  • *****
  • 32.871
  • 512.400
  • 32.871
  • 512.400
# 26 Tem 2016 22:43:59
Bölüm 9

'Yayımla' tuşuna basıp hikayemin yeni bölümünü yayımladım.
Arda'ya karşı olan hislerimi bilmiyordum.Ona aşık gibi davrandığımın farkındaydım ama öyle miydi yoksa yalnızca etkilenmiş miydim anlayamıyordum.Aşık olup olmadığını anlamak bu kadar zor olmamalıydı.
Evet, gerçekten çok karizmatikti ve yakışıklıydı.Ama bu ona aşık olduğum anlamına gelmezdi değil mi? Etkilenmiş te olabilirdim.Acaba aşık mıydım? Deliriyorum.
''İç ses, biraz yardımcı olamaz mısın?''
''Bunu neden sorguluyorsun, ona aşıksın!''
''Ne münasebet!'' diye cırladığımda kendimden iğrendim.Sadece biraz.
''Onu gördüğünde hissettiklerin...sesini duyduğunda bile kuduruyorsun!''
Sessiz kaldım.Neden onu bu kadar takıyordum ki?
Sessizliğimi mesaj sesi bozdu.Ondan gelmemesini umarak mesaja baktım.

İşte! Ondandı!

-Bölümün şaşırtıcı derecede sıradan.Bu kadar sıradanlaşmak zorunda mısın?
-Sıradan filan değil.
-Ow, seni anlıyorum bebeğim.Ben olsam ben de kabullenmem.
-En azından benim hikayelerim senin hikayalerin kadar...
-Benim hikayelerim kadar, ne? Hikayelerim mükemmel Küçük Yazar.
-En azından benim hikayelerim senin hikayelerin gibi boğucu değil.
-Boğucu mu? Anlayamıyorsan senin sorunun bebeğim ;)
-Bana bebeğim demeyi ne zaman keseceksin?
Bir süre sonra mesaj geldi.
-Sen olgun davranınca:))
-Ben olgun davranıyorum!
-Sinirlenme ama minik kuşum ;) Üzülüyorum :(
-Yalan söyleme be.
-Ve Küçük Yazar'ın atarlı karakteri ortaya çıkar...
Atarlı mı demişti o?
-Sensin atarlı.
Mesaj gelmeyince tekrar yazdım.
-Ne zaman buluşacağız?
-Çok mu istiyorsun?
Ne diyecektim? Evet çok istiyorum.Hatta o kadar çok istiyorum ki o saçlarını koklamak, ellemek sana sarılmak yanağına küçük bir buse kondurmak, dizine yatmak ve hayal kur-
Kendime şiddetli bir tokat attım ve toparlandım.
''Deliriyorum.''
-Sadece biraz.
-Bana neden güveniyorsun? Seni kendime aşık ederek uyuşturucu bağımlısı yapmak istiyor olabilirim.Seni kaçırırım? Nasıl yapmayacağımdan emin olabiliyorsun?
Vay, lafı ne güzel soktun.
-Olamıyorum.İçimdeki ses sana güvenmemi söylüyor.
''Beni ne de güzel kullanıyorsun.'' Diyen iç sesime kulak asmadım.
-Pekala.Yarın saat üçte, Central Park'da diyerek oturumunu kapattı.

Sevinç çığlığım tüm evi inletirken sevinç dansımı yapıyordum.
''Çok teşekkürler!''
Sonunda onunla buluşacaktım!
Sevinç dansımla yetinmeyip bilgisayardan bir şarkı açıp hoparlöre bağladım ve dansa devam ettim.Dansımı ardı ardına çalan kapı zili böldü.Müziği kapatıp aşağı indim ve kapıyı açtım.
Görmek isteyeceğim son kişisin.
''Ne istiyorsun?''
''Bu ne gürültü? Sağır mısın?"
"Değilim."
"Uyumaya çalışıyorum.Şu müziği kapat!"
"Bağırmasana be!"
"Kes sesini ve şu müziğin sesini kıs!"
"Ya bağırma kulağımın dibinde!" Diye cırladığım anda sinirle soludu
"Müziğin sesini kısıp tek bir insanın dinleyebileceği seviyeye getirmezsen polisi ararım, komşu." Hastalıklı bir kahkaha attım.
"Ara,ara da geçen gün beni sapık gibi izlediğini anlatayım.Arar mısın lütfen?"
"Boş konuşmayı kes ve şu lanet müziğin sesini kıs." Dediğinde sinirle gözlerine baktım.
"Kimse Justin Timberlake'in müziğine lanet diyemez!" Diyerek kapıyı çarptım.

Telefonum çaldıgında yukarı koştum, Mia arıyordu.
"Efendim?"
"Naber bebek?"
"Mia, ne var?"
"Upss, biraz ters tarafından kalktın galiba?"
"Alakası yok.Komşum Justin Timberlake'in müziğine lanet okudu!"
"Aman tanrım.''
"Çok sinir bozucu." Mia ve ben tam bir Justin Timberlake hastasıydık.
"Hemen oraya geliyorum Alexis."
"Bekliyorum." Diyerek telefonu kapattım.

Ev telefonu çalmaya başladığında la havle çektim.
"Selam bebeğim" karsı taraftaki ses bir yerden tanıdıktı ama nereden?
"Sen kimsin?"
"Hadi ama,yapma" diyerek bir kahkaha attı.Kahkahası kulaklarımı doldururken tiz bir çığlık attım.
"Simon!"

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 27 Tem 2016 07:37:39
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
uzun uzun mesajlari görünce [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] abi sandım neyseki korkum yersizmiş başarılar diliyorum :)
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Doğru yolun takipçileri artıyor :)
Konuyu dün görmeme rağmen okuma imkanım olmadı.
İnşallah bugün okuyup, UZUN bir değerlendirme yazısı yazmaya çalışacağım.
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 27 Tem 2016 12:36:02
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Tek oturuşta Bölüm 9'a kadar okudum.

Hikayenin merak uyandırabildiği düşüncesine katılıyorum.
Bununla birlikte eksiklik olarak değerlendirdiğim bir kaç husus gözlemledim.
Hikayenin tamamlanmasından önce değerlendirme yaparak hata yapmak istemiyorum.

Okuduğum kadarıyla, beklentilerimden FARKLI bir çalışma ile karşılaştığımı söyleyebilirim.
Ayrıca [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] sitesinden daha önce haberim yoktu.
Siteye üye oldum. En kısa zamanda detaylı bir incelemesini yapacağım.

Yeni bölümlerin yayınlanmasını merakla bekliyorum.

Çevrimdışı Dilaruba

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 24
  • 76
  • 24
  • 76
# 30 Tem 2016 18:20:04
Gösterdiğiniz ilgi ve alaka için gerçekten çok teşekkür ederim.İyi veya kötü her türlü yorum benim yazmaya devam etme sebebim.Sizler benim yazmaya devam etme sebeplerimden birisiniz.
Bu siteye üye olmamı sağlayan, beni her zaman destekleyen sebocan'a da sonsuz teşekkür ediyorum.
İyi ki varsınız.


________________________
Bölüm 10

''Simon!''
''Aynen bebeğim.''
''Nerlerdesin yakışıklı? Seni özledim.'' Şuan 4 yaşımdan beri platonik aşık olduğum çocukla konuşuyorum, bilginiz olsun.
''Acaba hala platonik aşık mısın?'' Diyen iç sesimi yine umursamadım.Çoğu zamanki gibi.
Simon iç çekti.
''Bugünlük bardayım.Yarın yanına uğrayacağım bebeğim.'' Simon küçüklükten beri bana 'bebeğim' derdi.Başka hiç kimseye 'bebeğim' dediğini duymamıştım.Onun için yerim özeldi ama bana aşık değildi.O aşık olabilecek biri değildi.
''Aman Tanrım, New York'ta mısın?''
''Aynen öyle.Alexis baksana, burası fıstıklarla dolu.'' Her telefonda bana fıstıklardan bahsederdi.Tabikide çerez olanlardan değil, güzel kızlardan.Her seferinde de sinirlenirdim, bu seferki hariç.
''Simon...'' diyerek ofladım.Beni bir zerre bile umursamadan söylediklerimle tamamen zezat olan o cümleyi söyledi.
''Annene selamlarımı söyle bebeğim,seni seviyorum.''
''Görüşürüz.'' diyerek telefonu kapattım.'Seni seviyorum' larına alışmıştım artık.Arkadaşça şeylerdi.

Birkaç dakika sonra annem son derece kızgın bir şekilde eve geldi.Elinde okulumdan alınmış bir kağıtla beraber.
''Alexis Moon!'' diyerek kapıyı çarptı.Sıradan bir ses tonuyla cevap verdim.
''Ne var, anne?''
''Matematik-Geometri sınavına girmemenin nedeni nedir acaba?!'' Ups, doğru.Sınava girmemiştim.Arda yüzünden.
''Şey, ben...Maiya sınavın iptal olduğunu söylemişti.'' Yüz ifadesi biraz yumuşamıştı.Ardından yine kasıldı.
''Maiya neden uydurmuş?''
''Uydurmamış ki,Max adında biri ona öyle söylemiş.Sanırım bizi kıskanıyor.''
''O Max'i bulacağım ve okula ihbar edeceğim.'' Abartıyor da abartıyordu.
''Bence de yapmalısın.Bu haksızlık!'' Annemi  gaza getirmeye çalıştığınızda yapacağı şeyden soğumaya başlardı ve yapacak olsa bile yapmazdı.
''Öğretmenin yeniden sınav yapmayacağını söyledi.'' Devam etti.
''Dersteki hal ve tavırlarından notunu verecekmiş.''
''Ayağını denk alsan iyi edersin.'' Diyerek yukarı çıktı.Disiplini hayat sigortası haline getirmiş kadın.
Koltuğa iyice yayılıp televizyonu açmıştım ki tekrar zil çaldı.Deliriyorum! Deliriyorum!

Kapıyı sertçe açtığımda onu gördüm.Çok sevgili komşumu.
''O böğürmelerin hesabını ödeyeceksin, kızım.'' Alayla güldüm.
''Ne yapacaksın? Isıracak mısın? Hastaneyi arayıp şimdiden aşıyı hazırlamalarını söyleyeyim, bir dakika.'' diyerek kapıyı kapatmaya çalıştığımda ayağını kapıya koyup kolumdan tuttu ve beni kendine çekti.
Aramızdaki yakınlığın farkına varıp kolumu çektim.
''Bıraksana be!''
"Benimle geliyorsun.''
''Yok ya, bunu görüyor musun sen?'' Diyerek avucumu gösterdim.
''Bunu yalarsın anlıyor musun?'' Güldü.
''Yürü.''
''Emrin olur, başka arzun?''
''Yürümeye başlamazsan sokağın ortasında hiç hoş olmayan şeyler söyleyerek bağırırım.Emin ol insan içine çıkamazsın'' Boş tehditlerine kanacağımı sanıyorsa çok yanılıyordu.
''Beni korkutamazsın.'' Tek kaşını kaldırıp bağırmaya başladı.
''İmdaat! Bu kızbeni taciz ed-'' suratına tokadı yapıştırıp elimle ağzını kapattım.
''Geliyorum!'' Eve hafiften başımı sokup bağırdım.
''Maiya geldi, ben dışarı çıkıyorum!'' Diyerek kapıyı kapattım.Kapıyı kapatmamla kolumu sıkıca kavradı.
''Bıraksana ya, acıyor!'' Hiçbir şey demedi.
Beyaz spor arabasının arka koltuğuna beni adeta fırlattıktan sonra kendi de bindi ve hızla sürmeye başladı.
''Yavaş sürmek ister misiniz acaba lordum, ölmeyelim yani.''
----
Elimi tutup beni bara sürüklerken ne yapacağına anlam veremiyordum.Pantolon ve tişörte beni gece kulübüne getirmişti ve rezil hissediyordum.
''Elimi bırak!'' Dediğimde bana ters ters baktı.
''Bırak dedim ya, ayaklarım var kendim yürürüm.'' Elimi bırakmayınca adeta kelepçelenmiş ellerimizi ağzıma götürdüm ve onun elini sertçe ısırdım.
''Kahretsin!'' Diyerek elimi bıraktığında keyifle sırıttım.
''Bıraksaydın, çok umurumdaydı.'' Kulüp oldukça kalabalıktı, beni hızlı adımlarla bir masaya götürdü.Siyah saçlı çocuk elini uzattı.
''Ben Mark, memnun oldum.Ve sen de?''
''Aslında adımı öğrendikten sonra memnun oldum demen gerekiyordu ama her neyse.Adım Alexis.'' Gülerek bardağından bir yudum aldı.

Çaprazımda oturan sarı afet bana iğretiyle bakarken 'ne var?' anlamında başımı salladım.Önüne döndü.Diğer arkadaşları da masaya akın ettiğinde gözlerimi devire devire Max'e baktım.
''Max, beni buraya ne diye getirdin?'' Gülüp önüne döndü.Hayır, komik miydi?
''Ee Max, bizi tanıştırmayacak mısın?'' Dedi çocuklardan biri.Max bir şey demeden lafa atladım.
''Ben Alexis.''
''Bende Luke.'' Diyerek elimi öptü.Gösterdiği saçma sapan ilgiyle suratımı buruşturdum.
''Tuvalete gitmeliyim.'' Dedim ve sordum.
''Max, tuvalet nerede?''
''İlerideki koridorda,sağda.Bir yere kaybolursan seni döverim.'' oflayıp koridora ilerledim.
Koridorun solunda WC yazısını görüp sağa döndüm.Ve dönmemle durdum.
''Arda?''

Çevrimdışı sebocan

  • Yönetim Ekibi
  • *****
  • 32.871
  • 512.400
  • 32.871
  • 512.400
# 30 Tem 2016 20:14:30
Hikayenin kalan bölümlerini ve diğer hikayelerini heyecanla bekliyoruz. Emeklerine sağlık. Yolun açık olsun canım benim.   :)

___________________________

Bölüm 11

''Arda?'' dediğimde beni duydu ve esmerden ayrılarak bana baktı.Gözlerimin dolduğunu hissettiğimde bayanlar tuvaletine ilerledim.Beni gördüğünde gözlerinde en ufak bir duygu görmemiştim.
Aramızda hiç bir şey olmamıştı.Ama ben onu öyle görünce resmen ağlamak üzereydim.Hatta durun, ağlıyordum bile.İç sesim beni terk etmişti.Ama şuan umurumda bile değildi.Tuvaletin birinde ağlama krizine girmiştim.Neden ağlıyordum? Benim için bu kadar önemli biri miydi? Bu kadar önemli olmamalıydı.Yarın buluşmaya gidip ikimizin arasındaki tuhaf şeye bir son verecektim.Beni cici kız, akıllı kız filan yapamazdı.Onun gizemli havalarına daha fazla dayanamazdım.Herhangi sıradan bir erkeğin tekiydi.Bitmişti işte.
Elimi yüzümü yıkayıp makyajımı tekrar yaptım ve orada olmamasını ümit ederek dışarı çıktım.Yoktu.



Hoparlörlerden gelen ses iyice yükselmişti ve insanlar şarabın etkisiyle adeta coşuyorlardı.Masanın önüne geldim.
''Hey Max'' dedim parmak ucuna kalkıp.O kadar uzundu ki topuklu ayakkabılarla bile kulağına yaklaşmak için parmak ucuna kalkmam gerekiyordu.
''Ne?'' dedi bana dönüp.
''İntikamını mı alacaksın, ne yapacaksan yap ve beni eve götür.Bıktım.'' Elimi tutup beni ana platforma çıkardı.Herkes bize bakıyordu.
''Ondan intikam almak istersin diye düşündüm.'' Kaşlarımı kaldırdım.
''Ciddi misin, bu mu?'' Başını salladı.
''Ortada intikam falan yok.Ben gidiyorum ve senin saçma sapan oyunlarına daha fazla vakit harcayamam.''

*********************

Siyah dar paça pantolonumla siyah tişörtümü giydim ve evden çıkıp Central Park'a ilerledim.İçimde en ufak bir heyecan yoktu.Bugün bu işi bitirecektim.Öyle yada böyle.
Park'ın içine girdim ve buluşacağımız noktaya ilerledim.Oradaydı.Simsiyah giyinmişti.Bugünün benim için olan anlamı gibi.Bugün ondan vazgeçiş günümdü.
''Selam, Karanlık Yazar.'' dedim.Sesimdeki kırgınlıkları bastırmaya çalışsam bile olmuyordu.Sesim çok zayıftı.
''Selam.'' dedi.Sesi kırıktı.Ama neden?
İlerideki banka oturduk ve ben konuşmaya başladım.
''Bugünkü buluşma için teşekkür ederim.Şimdi ben konuşacağım ve sen de dinleyeceksin.Sözüm bitene kadar ağzını bile açma.''
Başını salladı.Fiziksel çekiciliğini boş verip yere baktım ve konuşmaya başladım.
''Sevgili Karanlık Yazar, bana her ne yaptıysan bu bana iyi gelmedi.Sonunda kabul ediyorum.Çekicisin, yakışıklısın, tatlısın, sevimlisin, sesin çok harika.Sen de öylesin.Hikayelerin de öyle.Ukalalığın seni mükemmel yapıyor.Seninki tatlı bir ukalalık.Ve ben senin içine dışına, ses tonuna, saçlarının uçlarına kadar her şeyine aşık oldum.Gerçekten.Çok düşündüm.Acaba yaşadığım şey etkilenmek mi diye kendime defalarca sordum ama öyle değil.Seninle görüntülü konuşabilmek için havuza düştüm, telefonumu kaybettim, rezil oldum, her telefon çaldığında sen arıyorsundur diye koşturdum.Mesaj atmanı bekledim.Beni kendine çektin.Beni büyüledin.Ancak dünkü olaylar beni yıktı.Üzgünüm ama aramızdaki şeye bir son vermek istiyorum.Gerçi aramızda bir şey yoktu.Sen ve gizemli kişiliğin hayatıma girdiğinizden beri ben tuhafım.Her şeyi boşladım.Şimdi izin ver eski halime döneyim.Senden önceki halime.Bunu istediğim için çok özür dilerim.Özür dilerim Arda.'' Yerden bakışlarımı bir an bile kaldırmadım.Ancak o boğazını temizlediğinde ona bakmaya çalıştım, ve başardım.
''Sevgili Küçük Yazar, kararına saygı duyarım.Öhm, şey bana tuhaf aksanınla Arda demeni ve kavgalarımızı özleyeceğim.Benden etkilendiğinde sesinin ve suratının aldığı şekli de.Hoşça kal.'' Diyerek ayağa kalktı ve yürümeye başladı.
''Arda!'' diye bağırdım, yavaşça arkasını döndü.
''Hoşça kalmaya çalışmadan önce, bana bir kez sarılır mısın?''
Bana yaklaştığında bende ona yaklaştım.Uzun kolları ince bedenimi sararken parmak ucuma kalktım ve ellerimi boynuna doladım.Kokusunu içime çektim ve korkmadan içimden geçeni söyledim.
''Seni seviyorum Karanlık Yazar.''
''Bende demeyi ne kadar çok isterdim bilemezsin.Ancak böyle bir durumda yalan söylemek hiç hoş olmaz.'' Söyledikleri kalbime bir bıçak misali saplanırken yutkundum.
Bir şey demeden arkamı döndüm ve sessiz hıçkırıklarım içinde, soldaki köşeden döndüm ve Central Park'tan çıktım.Buraya bir daha asla gelmeyecektim.

- 1 HAFTA SONRA -
"Neden evden hiç çıkmıyorsun Alexis?'' Kitaplarımı daha sıkı tuttum ve yutkundum.
''Dersler çok yoğun Mai, merak etme sınavlar bitince eski halime döneceğim.'' Cümle tamamen yanlıştı.Aslında şöyle olmalıydı:
''Duygularım çok yoğun Mai,merak etme aşk acım bitince eski halime döneceğim.''
O günden beri Wattpad'e 3 kez girmiştim ve ikisinde o açık değildi.Zaten son girdiğimde beni takipten çıkardığını fark ettim.
''Öyle olsun bakalım, neyse şunların fotokopisini çektirmem gerekiyor, seni ararım.'' Diyerek okulun fotokopisine girdi.Alel acele attığım adımlarla okulun çıkışına ilerledim.Bir saat içinde ders notlarını Fean'a götürmem gerekiyordu ve evleri oldukça uzaktı.İlerlemekte zorlanıyordum çünkü on birinci sınıflar dağılıyorlardı.Biz daha iki ders görecekken onların şuan dağılıyor olmaları...

Zor bela okulun çıkış kapısına geldiğimde onu gördüm ve dişlerimi sıkmaya başladım.Oradaydı.Öylece arabasına yaslanmıştı ve bana bakıyordu.Hemen gözlerimi kaçırıp yürümeye devam ettim.
Bakma Alexis.Bakma.
Biraz yürüdükten sonra arkama baktım, on birinci sınıftan Daisy ile sarılıyorlardı.Demek birini bulmuştu, mutlu olması onur vericiydi.Aynı zamanda kırıcıydı da.Onlar önümden hızla geçip gittiklerinde duvara yaslandım.Önümden birkaç on birinci sınıf geçerken konuşmalarını dinledim.
''Şu Daisy kadar şanslı birini görmedim.Onun ağabeyi gibi ağabeyim olsun, karşıma oturtur seyrederdim.''
Demek kardeşlerdi.İçimdeki sevinç hissini bastırdım.
Tüm olanları boş verip Fean'ların evine giden metroya ilerledim.

Çevrimdışı Dilaruba

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 24
  • 76
  • 24
  • 76
# 06 Ağu 2016 14:50:06
Bölüm 12


''Saol Alexis, iyi oldu.'' dedi Fean arkamdan ve evlerine girdi.
O gün eve gittiğimde evde Simon vardı, ona hiçbir şey anlatmadım.Mutlu rolünü oynamaya devam ettik.Beraber film izledik ve yemeğe çıktık.
Simon annemin arkadaşının çocuğuydu.Annem için Simon bir taneydi.Ne de olsa Simon onun yanında uslu çocuktu.
Telefonum çaldığında arayana baktım: Simon
''Efendim?''
''Bebeğim?''
''Benim Simon''
''Bu akşam bir arkadaşımın evinde parti var gidelim mi?'' Düşündüm.Ortada beni engelleyen hiçbir şey yoktu.
''Meşgulüm.''
''Lütfen ama, beni kırma.'' Gitsem ne olurdu?
''Simon, hayır diyorum.''
''Alexis, lütfen.'' Ofladım.
''Pekala Simon, gidelim.''
''Harika, seni sekizde almaya gelirim.'' Saatime baktım, dördü otuz beş geçiyordu.Şuan yapacağım en mantıklı şey, diğer derslere girmeyip alışverişe yollanmaktı.
Rehberden Mai'nın numarasını bulup aradım.Dördüncü çalışta açtı.
''Efendim?''
''Bu akşam Sİmon'la partiye gidiyoruz.Elbise ve ayakkabı seçimi için alışverişe çıkacağım ve yardımın lazım.'' sırıttığını hissedebiliyordum
''Gelirim tabii ki.Bulvarda buluşuruz.'' diyerek telefonu kapattı.
Otobüse binip eve gittim ve kitaplarımı bırakıp çantamı aldım.Taksinin numarasını tuşlayıp adresi verdim.
Birkaç dakika sonra taksinin kornası duyuldu.Evden çıkıp taksiye bindim.

---------
''Harika görünüyorsun.'' dedi Simon.Dudakları keyifle yukarı kıvrılmıştı.
''Mükemmel.''
Gülümsedim.
''Sen de öyle.''
Üzerimde siyah kabarık bir etek ve  beyaz bir tişört vardı.Siyah ve beyaz uyumunu en güzel şekilde tutturmuştum.
''Simon, bir arkadaşım da partiye gelebilir mi?'' Başını salladı.
''Güzelse, evet.''
''Partiye sadece güzelleri mi alıyorsunuz?''
''Yo, sadece yanımdaki kızlar güzel olmalı.'' Gülümseyip bağırdım.
''Maiya?'' Maiya, son derecede havalı bir şekilde arkamda biterken Simon gülümsedi.
' Mia, lacivert renk mini ve üzere yapışan bir eteğin üstüne siyah askılı bir bluz giymişti..
''Hadi kızlar ne duruyoruz? Parti bizi bekler.''

''Iyy, leş gibi kokuyor be!'' Dedim.Bağırsam bile sesim fısıltı gibi duyuluyordu.Müzik gerektiğinden fazla yüksekti.
''Leş gibi kokmasını geçtim, kulaklarım nota doldu, her an kusabilirim!'' Dedi Mai, adeta yakarıyordu.
Simon bize döndü.
''Ne içiyorsunuz?''
Maiya, masumca beyaz şarap derken, ben, kendi ağzımdan duyduğuma inanamadığım şeyi söyleyiverdim.
''Viski.'' Simon küçük bir şaşkınlıkla  bizi masamıza götürdü ve içecekleri almaya gitti.
''Şu Simon, çok yakışıklı.'' dedi Mia, güldüm.
''İnan bana o sana göre biri değil.Kızım, sana yada bana göre değil.'' Güldü.
''Ben de ona uyarım o zaman.'' gözlerim pörtledi.
''Ne?''
''Şaka yapıyorum ya!'' Maiya güldü.
''Saçma şakalar.'' Dedim ve Simon'un getirdiği ve ardından kaybolduğu viskimden bir yudum aldım.Bu gece sert içecektim.


Bir süre sonra Simon yanıma geldi ve dans ettik.Ardından megafondan şarkı yarışması olacağı söylendi.
Mai anında yanımda bitti.
''Kızım, şarkı söyle-hı sene...'' arada çıkardığı 'Hı' seslerinden de belli oluyordu ki, sarhoştu.
''Mai, sus ve yerine otur.Sarhoş olmuşsun.''
''Lütfen şarkı söyle, benim için.''
''Hayır Mai.''
''Ne olur, lütfen Alexis.Ben senin için çok şey yaptım ve şimdi senden bir kerecik şarkı söylemeni istiyorum.Bunu bana çok mu görüyorsun?'' Yüzündeki ifade yüzünden yarışmaya katıldım.Şarkı söyleme sırası bana geldiğinde, sahneye çıktım.Tüm gözler bana bakarken onu da gördüm.Arda'yı.Bana bakıyordu.Sahneden inmeyi bir an için bile düşünmedim.Şarkımı söyleyecektim.

Aren't you somethin' to admire
Sen hayran olunacak bir şey değil misin?
Cause your shine is somethin' like a mirror
Çünkü parlaklığın tıpkı bir ayna gibi
And I can't help but notice
ve farketmeden edemiyorum
You reflect in this heart of mine
Bunu kalbime yansıttığını
If you ever feel alone and
Eğer yalnız hissedersen ve
The glare makes me hard to find
Parlama bulunmamı zorlaştırırsa
Just know that I'm always
Şunu bil ki ben her zaman
Parallel on the other side
Diğer tarafta aynın olacağım

Cause with your hand in my hand and a pocket full of soul
Çünkü elin elimdeyken ve cebim ruhunla doluyken
I can tell you there's no place we couldn't go
Sana gidemeyeceğimiz bir yer olmadığını söyleyebilirim
Just put your hand on the past
Sadece ellerini geçmişin üstüne koy
I'm here tryin' to pull you through
Ben buradayım bunları aşman için
You just gotta be strong
Sadece güçlü olmalısın

Cause I don't wanna lose you now
Çünkü seni şimdi kaybetmek istemiyorum
I'm lookin' right at the other half of me
Tam olarak diğer yarıma bakıyorum
The biggest scene is set in my heart
En büyük sahne kalbime yerleşti
There's a space, but now you're home
Bir boşluk var ama şimdi evdesin
Show me how to fight for now
Şimdi nasıl savaşılacağını göster bana
And I'll tell you, baby, it was easy
Ve sana anlatacağım, bebeğim, kolaydı
Comin' back into you once I figured it out
Sana geri dönmek bunu bir kere fark edince
You were right here all along
Sen hep tam buradaydın
It's like you're my mirror
Sanki sen benim aynamsın
My mirror staring back at me
Bana geri bakan aynam
I couldn't get any bigger
Daha büyük olamazdım
With anyone else beside me
Yanımda bir başka olsa
And now it's clear as this promise
Ve şimdi bu söz kadar net
That we're making
Biz iki yansımayı
Two reflections into one
Tek yapıyoruz
Cause it's like you're my mirror
Çünkü sanki sen benim aynamsın
My mirror staring back at me, staring back at me
Bana geri bakan aynam, geri bakan aynam

Aren't you somethin', an original
Sen orijinal değil misin
Cause it doesn't seem really as simple
Çünkü bu kadar basit görünmüyor
And I can't help but stare, cause
Ve sana bakmaktan kendimi alamıyorum, çünkü
I see truth somewhere in your eyes
Gözlerinde bir yerde gerçeği görüyorum
I can't ever change without you
Sensiz değişemem
You reflect me, I love that about you
Beni yansıtıyorsun, bunu seviyorum
And if I could, I
Ve yapabilsem, ben
Would look at us all the time
Hep bize bakardım

Yesterday is history
Dün tarih oldu
Tomorrow's a mystery
Yarın bir gizem
I can see you lookin' back at me
Senin de bana baktığını görüyorum
Keep your eyes on me
Gözlerini üzerimde tut
Baby, keep your eyes on me
Bebeğim, gözlerini üzerimde tut

You are, you are the love of my life
Sen, sen hayatımın aşkısın

Baby, you're the inspiration for this precious song
Bebeğim sen bu değerli şarkı için ilham kaynağısın
And I just wanna see your face light up since you put me on
Ve benimle olduğundan beri sadece yüzünün aydınlanğını görmek istiyorum
So now I say goodbye to the old me, it's already gone
Öyleyse şimdi eski ben'e elveda diyorum, o çoktan gitti
And I can't wait wait wait wait wait to get you home
Ve seni eve götürmeyi bekleyemiyorum, bekleyemiyorum
Just to let you know, you are
sadece bilmeni istiyorum ki sen,

Girl you're my reflection, all I see is you
Kızım benim yansımamsın, tek gördüğüm sensin
My reflection, in everything I do
Yansımamsın, yaptığım her şeyde
You're my reflection and all I see is you
Benim yansımamsın ve tek gördüğüm sensin
My reflection, in everything I do
Yansımamsın, yaptığım her şeyde

Şarkı bittiğinde gözlerim dolmuştu.Bu şarkıyı  ona söylemiştim.Alkışlar peşi sıra gelirken o yoktu.Teşekkür edip sahneden indim.Birkaç kişi sonra, sahneye o çıktı.Ona bakmamaya çalışırken, çok zorlanıyordum.
O ne söyleyecekti? Merak uyandırıcıydı.
Şarkıya başlamasıyla, aksanı kulaklarıma doldu ve onu dinledim.

Going out tonight

Gece dışarı çıkıyor

Changes into something red

Bir şeyi kırmızıya değiştiriyor

Her mother doesn't like that kind of dress

Annesi o tür elbiselerden hoşlanmıyor

Everything she never had she's showing off

(Annesi) Asla sahip olmadığı şeylerle gösteriş yaptırtıyor

Driving too fast

Çok hızlı sürüyor

Moon is breaking through her hair

Ay saçlarına vuruyor

She's heading for something that she won't forget

O unutamayacağı bir şeye doğru gidiyor

Having no regrets is all that she really wants

İstediği tek şey pişmanlığın olmaması

We're only getting older, baby

Biz sadece yaşlanıyoruz bebeğim

And I've been thinking about it lately

Ve son zamanlarda bunu düşünüyorum

Does it ever drive you crazy

Seni de deliye çeviriyor mu

Just how fast the night changes?

Gecenin bu derece hızlıca değişmesi

Everything that you've ever dreamed of

Kurduğun her bir hayal

Disappearing when you wake up

Uyandığın zaman kayboluyor

But there's nothing to be afraid of

Ama korkacak hiçbi şey yok

Even when the night changes

Gece değişse bile

It will never change me and you

Bu beni ve seni asla değiştiremeyecek

Chasing it tonight,

Bunu bu gece kovalıyor

Doubts are running 'round her head

Şüpheler onun kafasında dolaşıyor

He's waiting, hides behind a cigarette

O bir sigaranın arkasında bekliyor

Heart is beating loud, and she doesn't want it to stop

Kalp gürültüyle atıyor ve bunun durmasını istemiyor

Moving too fast

Çok hızlı ilerliyor

Moon is lighting up her skin

Ay cildini aydınlıtıyor

She's falling, doesn't even know it yet

Düşüyor ama henüz bunun farkında değil

Having no regrets is all that she really wants

Tek istediği hiç pişmanlığın olmaması

We're only getting older, baby

Biz sadece yaşlanıyoruz bebeğim

And I've been thinking about it lately

Ve son zamanlarda bunu düşünüyorum

Does it ever drive you crazy

Seni de deliye çeviriyor mu

Just how fast the night changes?

Gecenin bu derece hızlıca değişmesi

Everything that you've ever dreamed of

Kurduğun her bir hayal

Disappearing when you wake up

Uyandığın zaman kayboluyor

But there's nothing to be afraid of

Ama korkacak hiçbi şey yok

Even when the night changes

Gece değişse bile

It will never change me and you

Bu beni ve seni asla değiştiremeyecek

Going out tonight

Gece dışarı çıkıyor

Changes into something red

Bir şeyi kırmızıya değiştiriyor

Her mother doesn't like that kind of dress

Annesi o tür elbiselerden hoşlanmıyor

Reminds her of a missing piece of innocence she lost

Ona kaybettiği masumluğundan parçaları hatırlatıyor

We're only getting older, baby

Biz sadece yaşlanıyoruz bebeğim

And I've been thinking about it lately

Ve son zamanlarda bunu düşünüyorum

Does it ever drive you crazy

Seni de deliye çeviriyor mu

Just how fast the night changes?

Gecenin bu derece hızlıca değişmesi

Everything that you've ever dreamed of

Kurduğun her bir hayal

Disappearing when you wake up

Uyandığın zaman kayboluyor

But there's nothing to be afraid of

Ama korkacak hiçbir şey yok

Even when the night changes

Gece değişse bile

It will never change, baby

Bu asla değişmeyecek bebeğim

It will never change, baby

Bu asla değişmeyecek bebeğim

It will never change me and you

Bu beni ve seni asla değiştiremeyecek

''Bu beni ve seni asla değiştiremeyecek,Küçük Yazar.'' Dediğinde ona döndüm, ve biriken gözyaşlarımın akmalarına izin verdim.


Evet, bölüme küçük bir not ekleyeyim dedim.Bu bölümde şarkılara ve çevirilere yer verdim.Çevirilerde hatalar olabilir,elimden gelen sadece bu kadardı.Her bölümde böyle bir şey yapmayacağım çünkü yaparsam sıkıcı olur.Ara ara bölümlerde şarkılarla karşılaşabilirsiniz.Bir dahaki bölüme dek hoşça kalın.

Çevrimdışı Dilaruba

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 24
  • 76
  • 24
  • 76
# 06 Ağu 2016 14:59:00
Bölüm 13

Ders bitiş zili çaldığında kafamı soğuk sıradan kaldırdım.Mai uyuyordu.
''Mai, uyan.'' gözlerini yavaşça açtı.
''Bitti mi?'' başımı salladım.
''Şu dersten nefret ediyorum ya.'' Dedim çantamı toplarken.Coğrafya benim için işkenceydi.
''Hep nefret ediyorum diyorsun da, aldığın notlar hiç nefret ediyormuşsun gibi değil.''Güldüm.
''Alexis, sence konuşmanın zamanı gelmedi mi?'' Anlamamış gibi yapmak favorimdi.
''Ne?''
''Kendini iyice derslere verdin.Partiden sonra okul haricinde evden bile çıkmadın.Sen iyi misin? Ters giden şeyler mi var?''
''Yoo.''
''Alexis.Neler oluyor?''
Okula en yakın kafeye geldiğimizde yaşadıklarımın hepsini ona anlattım.
''Hatta Night Changels'ı söyledi.Sonunda bana bakarak şarkıyı ithaf etti.Sende oradaydın.'' boğazını temizledi.
''Benim kafam bin beş yüzdü.''
''O artık tek gecelik yaşamadığını söyledi.''
''Her neyse.'' Deyip arkama yaslandım.Mai beni dürttü.
''Bu arada,''
''Ne?''
''Simon artık eskisi gibi değil.Onunla konuştuk ve ben onun senin bahsettiğin gibi biri olmadığına kesinlikle eminim.''
Simon beni şaşırtıyordu.Çok ince davranıyordu.Bu çok ama çok ilginçti.
''Sana şarkıyı ithaf ettiğinde sen ne yaptın?'' Diye konumuzla kısmen alakasız bir soru sordu.
''Orayı terk ettim.'' Dediğimde kaşlarını çattı.
''Beni delirtiyorsun Alexis.Affedemez misin?'' Başımı salladım.
''O bana hiç iyi gelmiyor.''

---- Arda Ağzından ----
''Yapma Ağabey, seni affedecektir.'' Dedi Daisy.
''Bundan sonra umurumda bile değil.Kendi bilir.''
''Tanrım, o çok güzel ve iyi kalpli biri gibi görünüyor.Bir şeyler daha yapmalısın.''
''Bir kızın peşinden asla koşmazdım Daisy, Alexis beni etkiledi ve ona bir adım attım.Hemde sevgili değilken.Bir adım daha atmam.''
''Haksızlık ediyorsun, kızların duyguları karışıktır.Ne yapacaklarını bilemedikleri zamanlar elbette olur.''
''Umurumda gibi mi görünüyor?''
''Hey, aslına bakarsan o senden önce sana bir adım attı.''
''Neymiş o adım?''
''Sana çok anlamlı bir şarkı söyledi.''
''Bana söylediği ne malum?''
''Tabikii de sana söyledi ağabey, Simon'a söyleyecek değil!''
''Simon da kim?''
''Simon, Alexis'in arkadaşı.''
''Senin nereden tanıdığını soruyorum.''
''Eskilerden.''
Oflayıp geriye yaslandım.
''Senin için Alexis ile konuşacağım.'' Demesiyle gözlerim büyüdü.
''Konuşmayacaksın.''
''Neden istemiyorsun? Onunla konuştuğun zamanlarda gülümsüyorsun Arda.''
''Hiçte bir kere.''
''Evet öyle.Mutlu oluyorsun.O kız sana iyi geliyor.''
''Ama ben ona iyi gelmiyorum.'' Gülümsedi ve rahatlamış havasına girdi.
''Haa, demek tüm sorun buydu.Hatanı söylememe izin ver.''
''Söyleme.''
''Madem o kadar ısrar ettin söylüyorum, naz yapan kızlar gibisin.Şu gizemli havanı biraz kaldır.Senin hakkında hiçbir şey bilmiyor.Bilmesine izin vermiyorsun.''
''Ne yapayım? Süt çocuğu mu olayım?''
''Onu mu dedim şimdi?''
''Neyse ne Daisy, umurumda değil.Ölse bile.''


-- Alexis ağzından ----
Çalan zili duyduğumda kucağımdaki cips leğenini koltuğa bırakarak kapıyı açtım.Karşımda kumral bir kız vardı.
''Selam, Alexis nam-ı diğer, Küçük Yazar.'' Bir şey dememe fırsat vermeden içeri girdi.
Onu tanıyordum.Ama kim olduğunu çıkaramamıştım.
''Ben, Karanlık Yazar'ın kardeşi, Daisy.'' Dediğinde şoka girdim.Neden konuşmaya gelmişti? Aşağılamaya mı?
''Seni dinliyorum.'' Dedim, sanki her gün sevdiğim çocuğun kız kardeşi beni ziyarete gelirmiş gibi.
''Arda, bitkin durumda.Sende öylesin.''
''Yo, değilim.'' Dedim, sesimin güçlü çıkmasını umarak.
''Ve o da senin gibi bitkin durumda olduğunu inkar ediyor.'' Ofladım.
''Ağabeyim seni seviyor.Ve ben seni anlıyorum.Geri dönmek istemiyorsun çünkü o sana iyi gelmiyormuş gibi görünüyor, değil mi?'' Başımı salladım.
''Aslında öyle değil Alexis.Buraya gelmeden önce, arkadaşın Maiya ile konuştum.Ardayla konuşurken gözlerinin parladığını mutlu olduğunu söyledi.Ağabeyim de öyleydi Alexis.Siz konuşmayı bıraktıktan sonra evden çıkmayı kesti.Yalnızca o partiydi.Başka da yok.''
''Peki Arda sana onu partideyken başka bir kızla gördüğümü de anlattı mı?''
''Anlatmadı.Çünkü ben biliyordum.Arda budur Alexis.Sevdiği kişiden yüz bulamazsa, başkasına gider..Ama sen onu değiştirdin.''
''Ardanın ve benim, geçmişimiz karanlık.Bunu zamanı gelince o sana anlatacaktır.Lütfen ona bir şans ver.Buraya geldiğimden onun haberi yok.Lütfen geldiğimi söyleme.'' Diyerek ayağa kalktı.
''Bu akşam bir parti düzenliyorum.Aynı şeyleri Arda ile de konuştum.Partiye gel lütfen.'' Başımı salladım.
''Partide görüşürüz, merak etme.Her şey iyi olacak.'' Diyerek gitti.


 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK