Dilaruba'nın Sayfası- Genç Kurgu ( Küçük Yazar)

Çevrimdışı Dilaruba

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 24
  • 76
  • 24
  • 76
# 10 Ağu 2016 12:06:56
Yeniden Merhaba,
Bana sorulan iki soruyu cevaplamak amacıyla sizinle beraberim.


1) Bu yetenek size eğlenin/eğlendirin diye mi verildi yoksa insanlara faydalı olacak şekilde değerlendirilmeniz için mi VERİLDİ?
2) Kişiler arasında yaşanan elektriklenmenin kaynağı nedir?


Öncelikle ilk soruyu şöyle cevaplayayım, bence bu yetenek bana çok şey başarmam için verildi.Kitap yazmak bana insanlara bir faydam olsun diye verildi, paralel evrende yolculuk yapıyormuş gibi farklı bir dünyaya geçmem için verildi, en sıkıntılı olduğum durumlarda en azından bir süre unutmam için verildi, aynı şekilde okuyucularımın da yaşadıklarından biraz da olsa uzaklaşmaları için verildi.Benim kitap yazmak için birçok nedenim var.Ancak bana 'Neden kitap yazıyorsun?' diye soranlara tek bir cevabım oluyor.
Umudunu yitirmiş çok fazla insan var ve benim bu insanlara seslenebilmem lazım.

İkinci soru, elektriklenmenin kayağı kalpleri.Ellerinde olmadan birbirlerine tutunmaya başlıyorlar.İncinseler de aralarındaki bağ kopmuyor.Bunun sebebi de karşı koyamadıkları duyguları.


Umarım yeterli bir cevap vermişimdir.Küçük Yazar ve diğer kitaplarımla yeniden buluşmak dileğiyle, hoşça kalın.

Çevrimdışı muratugr

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 869
  • 718
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 869
  • 718
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 10 Ağu 2016 13:02:18
Yapılan/yapılmakta olan/yapılacak eleştirileri düşününce, aklıma şu iki kitap geldi nedense sevgili yazar: Küçük Kara Balık ve Martı kitapları. Yaşın 14 sanırım, bunu doğru bilgi olarak aldığımda, yaptığın iş, seni eleştirme "haddinde" bulunan "dede/ninelerin" düşüncelerinden çok daha cesaretli ve büyük bir iş. Bazıları alıntı üstüne alıntı yaparken gelip seni eleştirmeleri karşısında bir "Küçük Kara Balık" gibi dik ol, meraklı ol, cesaretli ol, "Martı" gibi de hayalperest ve güçlü ol. Başarılar...

Çevrimdışı razor065

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 1.129
  • 1.252
  • 1.129
  • 1.252
# 10 Ağu 2016 13:23:50
Bir sürü cevap yazılmış yazdığım mesaj/eleştiri hakkında, cevap vermek isterdim ama çoğunu da okumadım, umrumda değil, çünkü bu ülkede bu hastalık var; bilinç altınız sürekli belli sebeplerle kayırma modunda, kafanızda bir şema var ve aslında olumlu yapılan eleştirilerde bile bu mekanizma doğrudan çalışıyor.

Yazar öğrenci kardeşimiz bir çok eser yayınladığını söylüyor, arkadaşım sana tavsiyem şudur; ben o piyasayı biliyorum seni ve yayınladığın yayın evlerini bilmiyorum o yüzden tenzih ediyorum, bu iş 2000 yılından sonra giderek merdiven altına döndü, her önüne gelen yayın evi açıp, meraklı hevesli insanların eserlerini makul bir paraya basıyor felan. Hiç unutmam bir öğretmen arkadaş geldi yanıma bak benim şiir kitabım var felan diye o sektörü ve amatör ruhu bildiğimden "iyiymiş" dedim aldım bozmadım umutlarını, 2 gün çokta kalın olmayan eseri okudum, tekrar tekrar okudum, esinlenmeler gırla, imgeler semboller felan komple esinlenme, farkında olmadan okudukları tarzını esir almış. Oysa edebiyet su altı kaynakçılığı gibidir ne kadar derine inersen işin o kadar zorlaşır ve ne kadar derine inersen üstünde o kadar kitap yığılır. Katıldın mı bilmiyorum, çeşitli yazarların yahut yayın evlerinin yarışmalarına katıl ancak kendini böyle geliştirirsin. Gerçeğe çarpana dek, elinde sadece ilhamın varsa; bu aynı zamanda tekrarında olur.

Bu konuda bilgim sorulmuş, titrim tartışılmış, o konulara hiç girmiyorum, edebiyatın, sanatın; e sinden s sinden anlamam.

Çevrimdışı sebocan

  • Yönetim Ekibi
  • *****
  • 32.863
  • 512.266
  • 32.863
  • 512.266
# 10 Ağu 2016 14:15:43
Bir konuda yanlış anlaşılma durumu var. Buna bir açıklık getirmek istiyorum. Dilaruba'nın kitaplarım yayınlandı dediği yayınevi aracılığıyla değil wattpad sitesinde yayınlama söz konusudur.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 11 Ağu 2016 12:16:50
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Herkese Merhaba,
Buraya yazmaya başladığımdan beri beni destekleyen birçok kişiyle karşılaştım.
Onlara gerçekten minnettarım ancak şöyle bir şey var ki ben eleştirilere zaten kullandığım Wattpad hesabımdan alışıktım.
Yazmaya başladığım ilk zamanlarda gelen kötü yorumlara ve eleştirilere ağladığım bile oluyordu ama zamanla bunun olabileceğini öğrendim.
Yazdığım tür gençlik romanı olarak geçiyor.Başlıkta da yazdığı gibi genç kurgu.
Belirtmek istediğim bir konu daha var, benim yayımladığım altı kitabım var ve ben buraya ilk yazdığım kitabı yayımlamak istedim.
Amatörce yazıldığının farkındayım, buraya eklemeden önce düzenlemeler yapıyorum ama kitabın tüm eksiklerini düzeltmeye kalkarsam hem kitabın kurgusu farklı yönlere sapabilir hem de gerçekten çok yorulurum.
Tam elli dört bölüm var ve her bölümde de hatalar mevcut.Buraya hataları en aza indirerek bölümleri aktarıyorum.
Yerinde saymaya gelince, hataları düzeltirken bu kitaptaki hataları şimdi yazdığım kitabımda yapmadığımı fark ettim, ki bu da yerimde saymadığımı gösterir.
Önerdiğiniz tarzdaki kitapları okuyacağım.Bunun için teşekkürler.
Buraya yazdığım hiçbir şeyin saygısızlık olarak algılanmasını istemem.Benden yaşça büyük kişilersiniz, asla size bir saygısızlık yapma amacım olamaz.
Yazılan tüm yorumlar için sonsuz teşekkürler, iyi ki varsınız.
Dilaruba.
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

1) Alışmak, iyi ve kötü yönleri olan bir kavramdır. Eleştirilere alıştığınız zaman, yeterince dikkat etmezsiniz. Bu durum eleştirilerden yararlanmanız için engel teşkil eder.

2) "Kötü yorumlar" ifadesi yerine "kalitesiz yorumlar" ifadesini kullanmak daha uygun olur inancındayım. Herkes kaliteli eleştiri yapacak diye bir kural yok. :) "kalitesiz yorumlar" olabileceğini kabullenmek olgunluk işaretidir.

3) Bu konuya yazdığım 2. mesajımda "Okuduğum kadarıyla, beklentilerimden FARKLI bir çalışma ile karşılaştığımı söyleyebilirim." ifadesini kullanmıştım.
8. sınıf öğrencisinin "karşı cinsler arası iletişimi / ilişkileri" kurgulayan bir çalışma yapmış olması beni çok şaşırttı.
Muhtemelen forumdaşlarımda benim gibi şaşırmışlardır.
Yaş itibariyle "karşı cinsi" anlayabilecek / anlatabilecek tecrübeye sahip olmanız mümkün değil.
Buna rağmen ilk çalışmanızın içeriğinin bu olması cesaret gerektiren bir husustur.
Örneğin, bir annenin hislerini yazınıza yansıtabilmek için, ya anne olmanız gerekir, ya da iyi bir gözlem gücüne sahip profesyonel bir yazar olmanız gerekir. 
Aksi takdirde, yaptığınız işi elinize yüzünüze bulaştırırsınız.
Bu nedenle anne olmadan, ya da iyi bir gözlem gücüne sahip profesyonel bir yazar olmadan anne karakterini işleyen bir çalışma yapmayı TERCİH etmemeniz gerekir.
Daha fazla tecrübe sahibi olduğunuz, daha fazla gözlem yapabilme imkanınızın olduğu "okul hayatı" konusunda yapacağınız çalışmaların daha başarılı olacağına inanıyorum.
Eğer tahmin ettiğim gibi Amerika'da öğrenim görmüşseniz, Türkiye'deki öğretim sistemi ile Amerika öğretim sistemini kıyaslayan bir çalışma bizler için çok FAYDALI olabilir.
Özellikle ukala bir karakter tanımlaması yapabilirseniz çok güzel olur inancındayım.

4) Hikayenin ilk bölümlerinde, Arda, küçük yazarın her yaptığını görebiliyor, söylediğini duyabiliyor izlenimini veren cümleler kullanmıştın. Bu cümleler hikayenin merak uyandıran cümleleriydi.
Devam bölümlerinde, bunun nasıl olduğuna / olabileceğine dair bir açıklama yapacağın beklentisi oluşuyor.
Hikayenin forumda yayınlanan bölümlerinde bu hususta bir açıklamanın yer almaması bende HAYAL KIRIKLIĞI oluşturdu.
Bu hususa hikaye içinde bir açıklama getirebilseydin çok iyi olacaktı.

5) Okuyan / yazan  bir insanın yerinde sayması mümkün değildir. Bununla birlikte METODLU bir çalışma ile daha hızlı ilerlemek mümkün olabilir.
"METODLU bir çalışma" hususunda başka bir mesajla açıklama yapmaya çalışacağım.

6) Anladığım kadarıyla, bir süre Amerika'da kalmışsınız ve ingilizceyi konuşabilecek seviyede biliyorsunuz.   
Farklı kültürler hakkında tecrübe / bilgi sahibi olmak, ikinci bir dili konuşabilecek seviyede bilmek ve yazıyor olmak forum üyelerimiz arasında nadir bulunan özelliklerdir.
Bu özelliklerinizi dikkate aldığımızda, (ben dahil) forum üyelerimizin bir çoğundan büyük / olgun olduğunuz söylenebilir.
Bu nedenle (en azından ben) yazdığınız hiç bir şeyi saygısızlık olarak ALGILAMAM / ALGILAMAYIZ.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 11 Ağu 2016 12:19:37
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Hikaye / roman türü üzerine METODLU bir çalışma nasıl olur?

Mesajlarımı takip eden forumdaşlarımın bildiği gibi, hemen her konuda makale / fıkra türünde yazılar yazıyorum.
Bununla birlikte hikaye / roman türünde yazılar yazmayı sevmiyorum / tercih etmiyorum.
Sevmesem de, tercih etmesem de zaman zaman hikaye / roman türünde yazılar yazma İHTİYACI hissediyorum.
Hikaye türünde yazma denemelerimden biri
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
linkinde yer almaktadır.
Bu alandaki başarısızlığımı  bildiğim için hikayenin sonuna, hikayeden anlaşılması gerekenleri içeren mesaj ekleme ihtiyacı hissettim. :)

Roman türünde yazma ihtiyacını kuvvetle hissettiğim bir dönemde okuduğum kitaplardaki tasvir (betimleme) cümlelerini arşivlemeye başlamıştım.
Manzara, eşya, duygu, davranış, kişi vs. her türlü tasvir cümlesini not alıyordum. 
Hatta web sitemde bir çağrı yaparak, takipçilerimden okudukları kitaplardaki tasvir cümlelerini paylaşmalarını istemiştim.
Bu çalışmam muhtelif sebeplerle kesintiye uğradı ve arşiv dosyamı kaybettim.

Bir süredir, okuduğum her konu ile ilgili yazılar yazarak, okuduklarımı PEKİŞTİRME çalışması yapıyorum.
Bu yazılarımın bir kısmını forumda paylaşıyorum ve tümünü bilgisayarımda arşivliyorum.
Yazılarımın tamamında kaynak bilgisi bulundurmaya özen gösteriyorum.

Yakın zamanda, "Elif Şafak Okuru Olmak" başlıklı konuda "Siyah Süt" romanından alıntılar paylaşacağım.

 "Siyah Süt" romanında Elif Şafak 6 farklı kişiliğini 6 karakter olarak tasvir etmiş.
(Sinik Entel Hanım, Anaç Sütlaç Hanım, Can Derviş Hanım, Hırs Nefs Hanım, Saten Şehvet Hanım, Pratik Akıl Hanım)
Karakterlerin, kitabın çeşitli bölümlerinde yer alan tasvir ve sözlerini, her bir karakterin başlığı altında ayrı ayrı derliyorum.
Örneğin : Sinik Entel Hanım karakteri ile ilgili tüm bilgiler bir arada olacak.
Bu şekilde KARAKTER TANIMLAMASI YAPILIRKEN nelere dikkat edilmesi gerektiğini anlamaya çalışacağım.
Benzer şekilde farklı kitaplardaki manzara, eşya, duygu, davranış vs. tasvirleri arşivlenerek sınıflandırıldığında GÖZLEM YAPILIRKEN nelere dikkat edilebileceği daha net olarak anlaşılır.


Bu hususların hikaye / roman türü üzerine METODLU bir çalışma olduğu düşüncesindeyim.
Hikaye / roman türü üzerine METODLU çalışma konusunda başka öneriler olursa memnun olurum.

Roman türünde yazma ihtiyacı hissettiğim olay kurgusu, vermek istediğim mesajlar, karakterler KABATASLAK zihnimde olmasına rağmen bugüne kadar cesaret edemediğimden / tembelliğimden yazılı hale getirmeye başlayamadım.
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]   sitesinden haberdar olmam bu konuda harekete geçme isteğimi kamçıladı.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 11 Ağu 2016 12:21:56
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Yeniden Merhaba,
Bana sorulan iki soruyu cevaplamak amacıyla sizinle beraberim.


1) Bu yetenek size eğlenin/eğlendirin diye mi verildi yoksa insanlara faydalı olacak şekilde değerlendirilmeniz için mi VERİLDİ?
2) Kişiler arasında yaşanan elektriklenmenin kaynağı nedir?


Öncelikle ilk soruyu şöyle cevaplayayım, bence bu yetenek bana çok şey başarmam için verildi.
Kitap yazmak bana insanlara bir faydam olsun diye verildi, paralel evrende yolculuk yapıyormuş gibi farklı bir dünyaya geçmem için verildi, en sıkıntılı olduğum durumlarda en azından bir süre unutmam için verildi, aynı şekilde okuyucularımın da yaşadıklarından biraz da olsa uzaklaşmaları için verildi.
Benim kitap yazmak için birçok nedenim var.
Ancak bana 'Neden kitap yazıyorsun?' diye soranlara tek bir cevabım oluyor.
Umudunu yitirmiş çok fazla insan var ve benim bu insanlara seslenebilmem lazım.
İkinci soru, elektriklenmenin kayağı kalpleri.Ellerinde olmadan birbirlerine tutunmaya başlıyorlar.İncinseler de aralarındaki bağ kopmuyor.Bunun sebebi de karşı koyamadıkları duyguları.
Umarım yeterli bir cevap vermişimdir.Küçük Yazar ve diğer kitaplarımla yeniden buluşmak dileğiyle, hoşça kalın.
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Neden kitap yazıyorsun? sorusu "Neden kitap yazmalısın?" şeklinde  sorulduğunda daha güzel bir anlam ortaya çıkıyor.
Çoğu insan hikayeyi / romanı "olay kurgusu" şeklinde değerlendiriyor.
Başarılı bir hikaye / roman çalışmasında yazarın topluma vermek istediği mesajın açık ve anlaşılır olması gerektiği inancındayım. Olaylar arka planda kalabilmelidir.
Mesaj hikayedeki / romandaki bir karakter aracılığıyla bir cümle / bir paragrafta özetlendiğinde çok daha VERİMLİ oluyor.
Örnek :
Aşk’ın hiçbir sıfat ve tamlamaya ihtiyacı yoktur. Başlı başına bir dünyadır aşk. Ya tam ortasındasındır, merkezinde ya da dışındasındır, hasretinde...

Bir çok kişi bu cümleyi paylaşır. Cümlenin Elif Şafak'ın AŞK romanından alıntı olduğunu bilmeyenler dahil.
Elif Şafak AŞK romanını sanki bu cümleyi söylemek için yazmış gibidir. Halbuki, bu ifade kitapta yer alan 40 kuralın sadece bir bölümüdür.
Her bir hikayenin / romanın bir tek cümle / paragraf için yazılmış izlenimi verecek bir ifade içermesi gerektiğine inanıyorum.

İkinci soru için yaptığınız açıklama öğrenmek istediğim husus için yeterince açık değil.
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
linkinde sorumun örnekler içeren açılımını bulabilirsiniz.

Çalışmanızdan örnek verecek olursam, neden bazı bayanlar Arda'dan elektrik almamaktadır? (Arda tipinden hoşlanmamakta, itici bulmaktadırlar?)
Veya küçük yazarın Simon karakterinden elektrik alamamasının sebebi siyahlar giyinmemesi / esararengiz olmaması / yakışıklı olmaması gibi etkenler midir?
Elektriklenme, irade zayıflığı veya duyguların yoğunluğuna mı bağlıdır?
Elektrik alma olayının, beyin, kalp gibi ET PARÇALARIYLA bağlantılı olduğu görüşüne katılıyor musunuz?
Duygular nerede oluşur? Kalp veya beyin duyguların MERKEZİ olabilir mi?
Daniel Goleman'ın Duygusal Zeka isimli kitabında şu cümle mevcuttur :
- Amigdala beynin geri kalan kısmından ayrılsa, olayların duygusal anlamını değerlendirmekte inanılmaz bir yetersizlik, hatta “duygusal körlük” denilen durum ortaya çıkar.
Beyindeki "Amigdala" bölgesi alınarak kişiler arasındaki elektriklenmenin ortadan kalması sağlanabilir mi?

Çevrimdışı kardia

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 3.421
  • 16.034
  • 3.421
  • 16.034
# 11 Ağu 2016 13:04:03
Maalesef bu sayfa epey karışmış.:) Fakat karışmasının sebebi bir dizi yanlış anlamalardan kaynaklı. Ben ve birkaç arkadaşımız sevgili Dilaruba'ya yapılan eleştiriler için cesaretinin kırılmaması yönünde destek vermek istemiştik ama görüyorum ki Dilaruba hakkını zaten çok güzel savunuyor, bize ihtiyacı yok.:)
 
Benim değinmek istediğim nokta farklı. Ben ve buradaki tüm arkadaşlarımın asıl destek olmak istediği nokta yazılan yazıya yapılan eleştiriler değil, eleştirilerin üslup olarak sert ve ağır olduğu konusundaydı. Yoksa elbette eleştiriler olacaktır. Fakat karşımızda yaşça bizden küçük bir arkadaşımız olunca yapılan eleştirilerin hevesini kırmadan ve daha incitmeden yapılması gerektiğini düşünüyorum.
 
Bazı arkadaşlarımızın da bizim ne yazdığımızı okumadan yaptığı çeşitli eleştirileri olmuş. :)  Keşke okuyup ne olduğunu anladıktan sonra yazsalarmış. Söyledikleri ortada kalmış. Herhalde canları sıkkındı, o da buraya denk geldi.:)

Bu arada değerli Turgut Kuzan Beyin benimle ilgili eski ve yeni yorumları olmuş.:) Kendisine yorumları için teşekkür ediyorum. Ben konunun bu şekilde daha fazla uzayıp Dilaruba'nın sayfasını meşgul etmesini istemediğim için kendisine özel mesajla cevap vereceğimi söyleyip, sayfayı yeniden Dilaruba'ya bırakmak istiyorum.

Başarılar Dilaruba.

Çevrimdışı caki1910

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.830
  • 6.746
  • 1.830
  • 6.746
# 11 Ağu 2016 13:24:29
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
uzun uzun mesajlari görünce [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] abi sandım neyseki korkum yersizmiş başarılar diliyorum :)

korktuğum başıma geldi sanırım ...

Çevrimdışı Dilaruba

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 24
  • 76
  • 24
  • 76
# 11 Ağu 2016 13:43:11
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

1) Alışmak, iyi ve kötü yönleri olan bir kavramdır. Eleştirilere alıştığınız zaman, yeterince dikkat etmezsiniz. Bu durum eleştirilerden yararlanmanız için engel teşkil eder.

2) "Kötü yorumlar" ifadesi yerine "kalitesiz yorumlar" ifadesini kullanmak daha uygun olur inancındayım. Herkes kaliteli eleştiri yapacak diye bir kural yok. :) "kalitesiz yorumlar" olabileceğini kabullenmek olgunluk işaretidir.

3) Bu konuya yazdığım 2. mesajımda "Okuduğum kadarıyla, beklentilerimden FARKLI bir çalışma ile karşılaştığımı söyleyebilirim." ifadesini kullanmıştım.
8. sınıf öğrencisinin "karşı cinsler arası iletişimi / ilişkileri" kurgulayan bir çalışma yapmış olması beni çok şaşırttı.
Muhtemelen forumdaşlarımda benim gibi şaşırmışlardır.
Yaş itibariyle "karşı cinsi" anlayabilecek / anlatabilecek tecrübeye sahip olmanız mümkün değil.
Buna rağmen ilk çalışmanızın içeriğinin bu olması cesaret gerektiren bir husustur.
Örneğin, bir annenin hislerini yazınıza yansıtabilmek için, ya anne olmanız gerekir, ya da iyi bir gözlem gücüne sahip profesyonel bir yazar olmanız gerekir. 
Aksi takdirde, yaptığınız işi elinize yüzünüze bulaştırırsınız.
Bu nedenle anne olmadan, ya da iyi bir gözlem gücüne sahip profesyonel bir yazar olmadan anne karakterini işleyen bir çalışma yapmayı TERCİH etmemeniz gerekir.
Daha fazla tecrübe sahibi olduğunuz, daha fazla gözlem yapabilme imkanınızın olduğu "okul hayatı" konusunda yapacağınız çalışmaların daha başarılı olacağına inanıyorum.
Eğer tahmin ettiğim gibi Amerika'da öğrenim görmüşseniz, Türkiye'deki öğretim sistemi ile Amerika öğretim sistemini kıyaslayan bir çalışma bizler için çok FAYDALI olabilir.
Özellikle ukala bir karakter tanımlaması yapabilirseniz çok güzel olur inancındayım.

4) Hikayenin ilk bölümlerinde, Arda, küçük yazarın her yaptığını görebiliyor, söylediğini duyabiliyor izlenimini veren cümleler kullanmıştın. Bu cümleler hikayenin merak uyandıran cümleleriydi.
Devam bölümlerinde, bunun nasıl olduğuna / olabileceğine dair bir açıklama yapacağın beklentisi oluşuyor.
Hikayenin forumda yayınlanan bölümlerinde bu hususta bir açıklamanın yer almaması bende HAYAL KIRIKLIĞI oluşturdu.
Bu hususa hikaye içinde bir açıklama getirebilseydin çok iyi olacaktı.

5) Okuyan / yazan  bir insanın yerinde sayması mümkün değildir. Bununla birlikte METODLU bir çalışma ile daha hızlı ilerlemek mümkün olabilir.
"METODLU bir çalışma" hususunda başka bir mesajla açıklama yapmaya çalışacağım.

6) Anladığım kadarıyla, bir süre Amerika'da kalmışsınız ve ingilizceyi konuşabilecek seviyede biliyorsunuz.   
Farklı kültürler hakkında tecrübe / bilgi sahibi olmak, ikinci bir dili konuşabilecek seviyede bilmek ve yazıyor olmak forum üyelerimiz arasında nadir bulunan özelliklerdir.
Bu özelliklerinizi dikkate aldığımızda, (ben dahil) forum üyelerimizin bir çoğundan büyük / olgun olduğunuz söylenebilir.
Bu nedenle (en azından ben) yazdığınız hiç bir şeyi saygısızlık olarak ALGILAMAM / ALGILAMAYIZ.



Yazdığınız her şey için teşekkür ederim.Yazdıklarıma bu denli ilgi gösterdiğiniz ve yardımcı olmaya çalıştığınız için de çok teşekkürler.
Hakkımda yanlış bir bilgi oluşmasın istiyorum, Amerika'da kalmadım, orada yaşamadım.Race Koleji, ileride ortaya çıkacak Race Uçurumu ve  Blackrace kasabası hayal ürünüdür.Bunu en başından söylesem sanırım daha iyi olacaktı ama aklıma gelmedi.
Amerika'da yaşamadığım gibi oradaki eğitim sistemiyle alakalı de bilgim yok.Yeterli araştırmayı yapmadan iki sistemi kıyaslayacak bir çalışma yapamam.
İngilizce seviyemin konuşabilecek düzeyde olması dil konusuna karşı ilgilimin olmasından kaynaklanıyor.

Eleştirilere alışmaktan kastım kesinlikle dikkat etmemek değildi.Eleştirileri dikkate alıyorum ancak hatalarımı söyleyenlere kızmıyorum, bunu söyledikleri için alınmıyorum.Tam tersine kendimi düzeltmeye çalışıyorum.Bunu kast etmiştim.Çünkü yazmaya başladığım ilk zamanlarda hatalarımı söyleyenlere kızıyordum, alınıyordum.Bir şeylerin değiştiğini anlatmaya çalıştım.


Söylediklerinize fikrim şu, normal olarak Alexis ve Arda gibi bir aşk yaşamadım.Ancak ben iki cins arasındaki bağla ilgili yazılar yazmaya Wattpad'de bunu korkmadan kitaplarında işleyen yazarlar gördüğümde karar verdim.Kendimi bu konuda zamanla geliştireceğimi, iki kişi arasındaki bağı daha net, daha görülebilir bir şekilde anlatmaya başlayacağımı düşünüyorum.


Arda'nın her şeyi bilmesine gelince, bunun nasıl olduğunu ilerideki bölümlerde göreceksiniz.Alexis de bunu merak ediyor ve Arda'ya soruyor.Bu konuda da bir soru işareti olmasın kafanıza.

Metodlu çalışma konusundaki mesajınızı da dikkate alacağım.
Sonsuz teşekkürler, Dilaruba.

Çevrimdışı Dilaruba

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 24
  • 76
  • 24
  • 76
# 11 Ağu 2016 14:24:00
Bölüm 18

'Çok güzel olmuşsun.'' dedi Simon.Gülümsedi ve beni döndürdü.
''Sende çok yakışıklısın.'' dedim.Yalan değildi.Simon her zaman yakışıklıydı.
"Çıkalım mı?" Dedi.Bir sorudan ziyade ricaydı..
"Olur." Arabaya bindik.Ulusal köprünün yanında sağa çekti.Bir süre durduk.Önce arabaya bir şey oldu sandım ama diyeceği bir şey olduğunu belli eder hareketler sergilediğinde ona baktım.
"Simon, ne oluyor?"
"Alexis, beni etkiliyorsun." Evet, mükemmel bir şaka.Daha önce de bana bu şakayı yapmıştı ve ben bu kez kanmazdım.
"Hadi hadi Simon, şakayı bırak.Yemezler."
"Şaka değil." Başımı salladım.
"Evet Simon, tahmin edebiliyorum."
"Alexis yeter.Ben ciddiyim." Sessiz kalmamın ardından karnım guruldadı.
"Ee ne diyorsun?" Karnımı işaret ettim.
" Karnım aç diyorum."
İşi ciddiye almayacağımı anladığında güldü.
"Deli kız." Arabayı çalıştırdı.Eski zamanları hatırlatan bir restoranın önünde durduk.İçeride kimse yoktu.
"Beni neden yemekleri güzel olmayan bir yere getiriyorsun?" Tek kaşını kaldırdı.
"Ne diyorsun?"
"Restoran bomboş,Tanrım.Demek ki yemekleri güzel değil." Kahkaha attı.
"Restoranın bomboş olmasının nedeni yemeklerinin kötü olması değil, çok paramın olması."
"Koskoca restoranı kapattırdığına inanamıyorum." Yine yaptığıyla övünen bir Simon ve şaşırmayan bir Alexis.
Güldü.
"Hadi güzel bayan, içeri girelim."
İçeri girdiğimizde kemancılar çalmaya başladılar.Ne kadar klişe ve...vıcık vıcık!
Masaya oturduktan kısa bir süre sonra önümüze yemekler geldi.
Aman Tanrım!
Bol soslu ıstakoz! Yemek yemek için hazırlanıyordum ki öksürüğü böldü.
"Bir fotoğraf çekinseydik?" Başımı sallayıp garsona döndüm ve objektife gülümsedim.Ardından Simon yanıma geldi ve birkaç poz daha çekindik.
Sonunda garson gidebildiğinde  yemeğe başladım.Kemanlar hala gıyk gıyk ötüyorlardı ve sinirim bozulmuştu.
"Öhm, acaba artık çalmasanız olabilir mi?'' Çalmaya devam ettiler.
"Neden susmadıkları hakkında bir fikrin var mı?" Simon kemancılara baktı.
"Sadece benim emirlerimi dinlerler." Harika, artık kralsın.
"Susmalarını söyler misin?''
"Kesin sesinizi!" Dedi gürleyerek.Söyler misin diye sorarken gürlemesini istememiştim.Kemancılar bizi oldukları yerde izlemeye başladıklarında sabırla nefes aldım.Derin bir nefes.
"Simon acaba insani bir şekilde gitmelerini söyler misin? Hoş bir jest yapmışsın ama yemek yerken rahatsız oluyorum." Onlara döndü ve en sert sesiyle haykırdı.
"Kaybolun!" Yine gürlüyordu, gereksiz gürlemeler.
Istakozu büyük bir iştahla yerken tuza uzandım.Ve o an Simon'un beni seyrettiğini fark ettim.
''Yemeğini yer misin Simon?''
''Benden nasıl etkilenmediğini anlayamıyorum.'' Cevapsız kaldım.Aslında bir cevabım vardı ama söylemeyecektim.
Seni yıllarca sevdim ama sen beni hiç fark etmedin.
''Yarın seni Blackrace kasabasına kadar götürmemi ister misin?'' Yutkunup boğazımı temizledim.
''Şey, hayır...gerek yok.Beni bir arkadaşım almaya gelecek.'' Kaşlarını kaldırdı.
''Kim o arkadaş?''
''Blackrace kasabasında oturuyor.''
''Kim?'' sesi sertleşmişti.
''Simon, üzgünüm ama bunu ne yapacaksın?'' Dedim.En az onun kadar sert bir tavırla.Üzgünüm kelimesi sanki üzgün olmadığımı bağırıyordu.
''Söyle.'' Dişlerini birbirine bastırıyordu.Ne yaptığını anlamaya çalıştım.Daha doğrusu neden yaptığını.
Sabır diledim ve derin bir nefes aldım.
''Arda.''
''Ne?''
''Bir Türk.Wattpad'den tanıştık.''
''İngilizce konuşabiliyor mu? Hiç sanmıyorum.'' İngilizce ne alaka?
''Senden daha güzel konuşuyor.'' Uzun bir sessizlik hüküm sürerken, ıstakozumla beyaz şarabımı bitirdim ve arkama yaslandım.Elimle masada ritim tutuyordum.
Bir an elini elimin üstüne koydu.Yavaşça elimi çektim.
''O çocuğa aşık mısın?'' Cevap vermedim.
''Alexis?''
''Benden daha yakışıklı olan o mu?'' Cevap vermeye niyetim yoktu.
''Alexis!''
''Ne?'' Sinirlerimi bozuyordu.
''O çocuğa aşık mısın?''
''Simon sen ne ara benimle bu kadar ilgilenir oldun?'' Susuyordu.
''Yıllardır ne yapmışım, kimle takılmışım umurunda değildi.Şimdi ne değişti anlamıyorum.''
''Bak, sadece yanlış bir şey olmasını istemiyorum.''
''Kendimi koruyabilecek kadar büyüdüm.Eski küçük, savunmasız Alexis değilim artık.''
''Bunu biliyorum.Sadece..''
''Sadece, ne?'' Cebinden anahtarı çıkardı.
''Sadece anahtarı al.'' Elimi anahtara uzatmadım.
''Alexis, benim için bir şey yap.''
''Ben senin için çok şey yaptım, benim için bir şey yapmayan sendin.''
''O zaman şimdi bir şey yapmama izin ver.'' Elimi yavaşça masaya uzattım ve anahtarı aldım.
''Yemek için teşekkürler.'' Peçeteyi uzattı.
''Dudağında sos var.'' Güldüm ve sosu sildim.
''Ziyaretine ya da ziyaretime kadar hoşça kal Simon.''
''Hoşça kal.''
-------
Saat:
08.30

Yavaşça gerindim ve saate baktım.Bakmamla yataktan fırlamam bir oldu.
''Aman Tanrım.'' Hızlıca dün hazırladığım kıyafetlerimi giydim.Siyah bir kot, topuklu botlar ve kot gömlek.

Saat:
08.50

Günlük bakım işlerimi de hallettiğimde dışarıda bir korna sesi duydum.Annem evde değildi, bunun için şükrediyordum.Eğer evde olsaydı Arda'nın gelmesini nasıl anlatırdım bir fikrim yoktu.Kapıya çıktım ve ona sarıldım.
''Bana yardım etmen gerek.Bavulları hazırladım ama tek başıma indiremem.'' Beni dinlemedi, sadece süzdü.
''Güzel görünüyorsun.'' Güldüm.
''Gülme.Gerçekten.'' üzerime doğru yürüdüğünde geri geri yürüdüm ve duvarı hissettiğimde durdum.Alnını alnıma yasladı ve öylece bir süre durduk.Sadece gözlerimiz buluştu,saniyeler ilerlemedi.Zaman durmuştu.Ayrıldığımızda o an ne düşündüğümü bile hatırlamıyordum.
''Domates gibi olmuşsun.'' Deyip bana sarıldı.Boyum onun omzunda bitiyordu ama şimdi giydiğim topuklu botlar sebebiyle aynı gibiydik.
''Ayakkabılarını değiştir, boylarımızdaki benzerlikten hiç hoşlanmadım.Omzuma gelmeni istiyorum.'' Üşenerek yukarı çıktım.Pantolonun üzerine ilk kez bot giymenin heyecanını yaşıyordum ama o mahvetmişti.Teşekkürler.Topuk lu botlarımın yerine siyah babetlerimi giydim.
Valizleri yerleştirip arabaya bindiğimizde eve baktım.
Seni özleyeceğim.Evime seni diye hitap etmem ne kadar garipti bilmiyordum.

''Vardığımızda yurt için işlemleri halletmene yardımcı olurum.'' Derin bir nefes aldım.
''Bir arkadaşımın orada bir evi varmış ve oraya uğramıyormuş.Orada kalabileceğimi söyledi.'' Başını salladı.
''Kim ki?''
''Bir tür aile dostu.'' Kaşlarını kaldırdı.
''Anladım.'' Bir süre sessiz kaldım.Nedense evlendiğimizi hayal ettim.
Rüya gibi bir hayaldi.Cidden rüya gibiydi çünkü adımı değiştirmiştim.Adım Azra olmuştu.Azra adı hakkında pek bir fikrim yoktu, bir yerden duymuş olmalıydım ki aklımda kalmıştı.
''Ne düşünüyorsun, Küçük Yazar?''
''Bana ne zaman Küçük Yazar demeyi bırakacağını çok merak ediyorum.''
''Çok merak etme.Çünkü bırakmayacağım.''
''İyi de, ben elbet bir gün büyüyeceğim.''Ggüldü.
''Yani şuan küçük olduğunu kabul ediyorsun.''
''Ne, hayır!'' Ardından tatlı kahkahası kulaklarıma doldu.


Çevrimdışı devranber

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.887
  • 1.638
  • Müdür Yardımcısı
  • 1.887
  • 1.638
  • Müdür Yardımcısı
# 12 Ağu 2016 10:12:09
Bazen hiç bir şey düşünmeden okurum kitapları  bu dünyadan kaçış kısacık bir mola .Eski müdürüm demişdi o kadar çok kitap okuyorsun yine de noktalama işaretlerinde hata yapıyorsun.Kitap okurken yaratılan dünyada girip orada yaşamak kelimeleri işaretlemeleri fark etmeden

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 15 Ağu 2016 19:44:27
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Ancak bana 'Neden kitap yazıyorsun?' diye soranlara tek bir cevabım oluyor.
Umudunu yitirmiş çok fazla insan var ve benim bu insanlara seslenebilmem lazım.
Kitabın karakterlerini öldürmek, okuyuculara pek umut vaad etmiyor :)

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Arda'nın her şeyi bilmesine gelince, bunun nasıl olduğunu ilerideki bölümlerde göreceksiniz.
Alexis de bunu merak ediyor ve Arda'ya soruyor.Bu konuda da bir soru işareti olmasın kafanıza.
Karmaşık görünen şeylerin basit cevaplarının olması her zaman ilgimi çekmiştir.
Okuldaki olay için getirdiğiniz açıklama bu yönüyle çok hoşuma gitti.
Bu açıklama elektronik ortamdaki gizemleri açıklamak için yetersiz kalıyor.
Beklentim bilim-kurgu türü veya fantastik bir açıklama olacağı yönündeydi.
Muhtemelen bilim-kurgu ve fantastik konularda yeterince okuma imkanınız olmamıştır.
Bu hususu daha önce düşünemediğim için, beklentilerimi yüksek tuttum.

En yakın zamanda "BENİMLE KAL"ı okumaya başlayacağım.
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Çevrimdışı devranber

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.887
  • 1.638
  • Müdür Yardımcısı
  • 1.887
  • 1.638
  • Müdür Yardımcısı
# 18 Ağu 2016 09:52:57
Dilaruba yeni bölümler ne zaman

Çevrimdışı sebocan

  • Yönetim Ekibi
  • *****
  • 32.863
  • 512.266
  • 32.863
  • 512.266
# 18 Ağu 2016 10:32:09
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Dilaruba yeni bölümler ne zaman

Dilaruba tatilde öğretmenim.

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK