Dilaruba'nın Sayfası- Genç Kurgu ( Küçük Yazar)

Çevrimdışı devranber

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.887
  • 1.638
  • Müdür Yardımcısı
  • 1.887
  • 1.638
  • Müdür Yardımcısı
# 19 Ağu 2016 11:20:23
Dilaruba'ya  iyi tatiller iyi dinlenmeler

Çevrimdışı Dilaruba

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 24
  • 76
  • 24
  • 76
# 28 Ağu 2016 12:28:36
Bölüm 19

Ben anahtarı kapıda çevirirken, Arda valizlerimi bagajdan çıkarmaya çabalıyordu.
Blackrace kasabasını sevmiştim.İkinci el dükkanları kasabanın dört bir yanını sarmıştı ve görebildiğim kadarıyla oldukça hoş şeyler satan mağazalar vardı.Kasaba küçük sayılabilecek bir yerdi, en azından bir yerleşim yerine göre küçüktü ancak Race Koleji neredeyse kasaba kadar genişti.
Kapıyı açıp içeri baktığımda ağzım kocaman bir 'O' şeklini aldı.
Gerçekten oldukça hoş ve temiz bir evdi.Bu evde yaşayan biri olmamasına rağmen oldukça temiz bir evdi.Mutfak ve salon beyaz ağırlıklı düzenlenmişti.Yukarıdaki odalarla alakalı bir fikrim olmasa da yukarıdaki odaların da mükemmel döşendiğine emindim.Simon'a şaşırıyordum.Bir insan bu evde kalmayı ne için sevmezdi ki?
Arda valizlerimi bagajdan çıkarıp kapının yanındaki dolabın önüne bıraktığında evi şöyle bir inceledi.Başını memnuniyetle salladığında gülümsedim.
''Gerçekten güzel bir yer.''
''Güzel ve temiz.''
''Nasıl bu kadar şanslısın anlamıyorum.'' Dediğinde kaşlarımı kaldırdım.
''Ne gibi?''
''Güzel bir eve, başarılı bir okula ve benim gibi bir erkek arkadaşa sahipsin.Bu kadarı da şans doğrusu.'' Gözlerimi devirdim.
''Egoist bir erkek arkadaşa sahibim.Bu benim çok da şanslı olmadığımın kanıtı.'' Yanağımı öpüp saate baktı.
''Seninle kalmayı çok isterdim ama okulda turnuvalar için çalışmamız gerekiyor.''
''Sen git, ben hallederim.Vaktin olduğunda yanıma uğra.''
''Bunu memnuniyetle yaparım.'' Deyip kapıdan çıktığında arkasından kapıyı kapattım.
Evi bir kez daha şöyle bir süzüp merdivenleri çıktım.Sol tarafta yine beyaz ağırlıklı bir banyo ve tuvalet vardı.Sağ tarafta ilk oda misafir odası olmalıydı çünkü rahat görünen koltuklar ve küçük bir dolap vardı.Burayı ne amaçla kullanırdım bilmiyordum.Maiya geldiğinde yada kolejden yeni bir arkadaş edindiğimde mantıklı bir seçenek olabilirdi.Sağ taraftaki ikinci odayı açınca buranın Simon'un odası olduğunu anladım.Duvara asılmış ve sanırım ortaokuldan mezun olan Simon bana baktı.Ortaokulda bu kadar garip göründüğü bilmiyordum.O zamanlar da bana dünyadaki en yakışıklı erkek gibi geliyordu ancak sanırım öyle değilmiş.Bu oda da evin tüm bölümlerine uyacak şekilde beyaz ağırlıklıydı.Kendimi beyazda boğuluyor gibi hissediyordum.Simon'un yatağının altından çıkan kahverengi kutular odanın tek koyu eşyalarıydı.Merakım hemen şuanda kutuları açıp içine bakmamı söylese de boş verip kapıyı kapattım.
Koridorun en sonundaki odanın kulpuna asılmış not dikkatimi çekti.
Umarım beğenirsin.
-xx.Simon
Notu elime alıp kapıyı açtım ve gülümsedim.Gerçekten güzel bir odaydı.
Başlıkları mor olan çift kişilik bir yatak odanın ortasına, kapının karşısına konulmuştu.Her iki yanında da komodin vardı ve yatağın üstünde umut dolu notlar yazan çerçevelenmiş bir resim vardı.Odanın solunda çalışma masası ve kitaplık vardı.Sağında da büyük bir giysi dolabı bulunuyordu.Simon'a minnetle teşekkür ederek valizlerimdeki eşyaları dolaplara yerleştirmek için aşağı indim.

''Çok yorgunum.'' Kendimi koltuğa attığımda karnımın gurultusunu duydum.
''Ve açım.'' Buzdolabı bana, ben buzdolabına bakıyordum ancak yerimden kalkıp bir şeyler hazırlayacak halim yoktu.Pestil gibi yayılıp kalmıştım.
Tüm eşyalarımı yerleştirmiş, annemin bana verdiği paranın bir kısmını alıp alışveriş yapmıştım.
Uykuya dalmak üzereyken çalan kapı beni yine uyandırmış, yorgunluğumla açlığımı hissetmeme neden olmuştu.Sinirle koltuktan kalkarak kapıyı açtım.
''Merhaba.'' Dedi bir kadın.Elinde bir tabak vardı ve üstü peçete ile örtülmüştü.
''Merhaba.Yeni taşındığını duydum ve bunu sana getirmek istedim.Bu evin sahibi ile oldukça yakın bir tanışıklığımız vardır.'' Kaşlarımı kaldırdım.
''Öyle mi, sevindim.'' Kadın tabağı bana uzattı.
''Afiyet olsun.''
''Teşekkür ederim.'' Kadın eliyle çaprazdaki evi gösterdi.
''Hemen şurada oturuyorum, bir ara uğra lütfen.''
''Tabii, uğrarım.''

-----
Sabah Bay Smith aradı ve okul kaydımın hazır olduğunu, yarın başlayacağımı söyledi.Onu sabırla dinledim ve telefonu kapattık.
Telefonum çaldığında arayana baktım.
'Karanlık Yazar'
''Alo?''
''Selam,Küçük Yazar.'' sesi her zamanki gibi tüylerimin ürpermesine ve kalp atışlarımın hızlanmasına neden olurken telefonu açtım.
''Selam.''
''Hey, neler oluyor?'' Bana dediğini düşünüp cevap verdim.
''Bir şey olmuyor.''
''Sana demedim, arkadaşlarlayız da.'' Göz devirdim.
''Pekala.''
''Alex, seni daha sonra arayacağım.'' Telefon kapandığında sinirlerim nüksetti.Hayır yani, onu ben aramamıştım sonuçta.Müsait değilse aramak zorunda değildi.
Üzerime rastgele bir şeyler giyip dışarı çıktım.
Oradakileri özlemiştim.Annemi, Maiya'yı, Simon'u ve diğer herkesi.
----
Skinny pantolonumu ve beyaz tişörtümü giydim.Okul çantam omuzlarımdan aşağı düşüyordu ve ayağıma da beyaz spor ayakkabılarımı giymiştim.Rahat olmayı seviyordum.
Kapı çaldığında açtım ve bana bakan Ardayı, arkasından da evimin önünde duran servisi gördüm.Dışarı çıkıp kapıyı kapattım ve kısa bir süreliğine Ardaya baktım.
''Bugün servisle gideceğim.''
''Neden?'' Çokta servise ilerlemeye başlamıştım.
''Beni her gün evimden okula bırakamazsın, bu yüzden.''
''Hayır bunu yapabilirim.'' Arkamı dönüp ona baktım.
''Okulda görüşürüz.''

---
Okul kapısından içeri girdiğimde sadece birkaç çift göz benim gözlerimle buluştu.Herkes kendi halinde takılıyordu işte.
bay Smith'in odasına ilerledim ve bulduğumda kapıyı tıklatıp içeri girdim.
''Merhaba Bay Smith.'' Gülümsedi.
''Oturun lütfen Bayan Moon, hoş geldiniz.''
''Hoş buldum.Sınıfımı öğrenmeye gelmiştim.'' Bilgisayara girip kaydıma baktı.
''Sınıfınız D-17, edebiyat bölümünü seçmişsiniz.Öyle mi?'' Başımı salladım.
''Öyle.''
''Dediğim gibi, sınıfınız D-17.Edebiyat sınıfı.'' Merakıma yenik düşüp sordum.
''Tüm Edebiyat bölümünü seçenler o sınıfta mı?'' Başını salladı.
''Evet.Okulumuzda maalesef edebiyat bölümünü seçen az öğrencimiz var.'' Gülümseyip iyi günler diledim ve odadan çıkmadan önce sordum.
''Kaçıncı kat?''
''Bir üst, dördüncü kat.'' Teşekkür edip odadan çıktım ve merdivenlerden çıkıp D-17'ye girdim.
Sınıfın tatlı bir havası vardı.Sekiz civarında kız ve beş tane de erkek vardı.Tabi erkeklerin arasında Arda yoktu.Arkadaşlarıyla zilin çalmasını bekliyordur.Haklı tabii.
İkinci sıradaki saçı örgülü olan kızın yanına gidip oturdum.
''Oturabilir miyim?''
''Tabii.'' Çantamı sıraya koyduktan sonra ona döndüm.
''Adın ne?''
''Eleanor.Senin?''
''Alexis.''
''Alex denmesine izin veriyor musun?''
''Şey, hayır.Alex'in özel bir anlamı var.Lütfen Alexis de.'' Başını salladı.
''Anlıyorum.'' Tatlı bir kızdı.
Bir süre sonra sıraya birinin daha oturduğunu hissettim.
''Selam, çirkin.'' Ne?
''Yuh!'' Max beni burada da bulmuştu.Ne mükemmel ama.
''Beni mi takip ediyorsun?'' Dedi alayla.
''Hayır.Peki sen beyninden problemli misin?''
''I-ıh, sadece yakışıklıyım.''
''Kes sesini Max.'' Bize gülerek bakan Eleanor'a döndüm.
''Fazla sorunlu değil mi?'' Gülümsemesi genişledi ve onayladı.
''Seni duyuyorum çirkin.''
''Çirkinmiş, sen çok kaarizmatiksin.'' güldü.
''Pardon, sarışın.'' diyerek göz kırptı.
''Çirkin'den sonra bir de sarışın mı çıktı?''
''Ne yani? Çakma sarışın mısın?''
''Max ne alakası var?'' Onu elimle ittirdim ama yerinden kıpırdamadı.
''Max gider misin yanımdan?''
''Gidecek misin, yoksa zor mu kullanayım?'' Pis pis sırıttı.
O sırada öğretmen geldi ve Max de sonunda yerine geçti.
''Merhabalar.'' Dedi bayan hoca ve beni fark edip gülümsedi.
''Sen yeni gelen Alexis Moon olmalısın.Bize kendinden biraz bahseder misin?'' Gülümseyip ağzımı açtığımda Max'in sesi beni susturdu.
''Kendisi, bizim komşumuz olur.Çakma sarışın ve çirkinin tekidir.''
''Çakma sarışın değilim ben ya!'' Dedim bağırarak.Hoca bile bize gülüyordu.
''Max, izin ver Alexis'i dinleyelim.'' Yutkundum ve söze başlayacakken yine Max ağzını açtı.
''Sarı-
''Kes sesini Max!'' dedim ona bakarak ve o konuşmadan ben konuştum.
''Adım Alexis Moon.On yedi yaşındayım.Çakma sarışın değilim ve  güzel sayılırım.'' Hoca gülümsedi.
''Teşekkürler, Alexis.'' Başımı salladım ve hocaya döndüm.
''Şimdi, bir sıra düzeni ayarlayacağım.'' Birkaç ismin yerini değiştirdi.
''Eleanor, Nick'in yanına.'' Eleanor yanımdan giderken, ona acı dolu bir bakış attım.
''Ve Max, Alexis'in yanına.'' Gözlerim hortlak gibi büyürken Max sırıtarak yanıma geldi.
''Selam, sarışın.'' Göz devirip ona sırtımı döndüm ve derse başladık.
10 dakika sonra Max kulağıma eğildi.
''Ders dinlerken çok hoş görünüyorsun.''
''Maz ve Alexis.Ne konuşuyorsunuz?''
''Hocam, arkadaşın tuvalet sorunu varmış ve bunu size söylemekten utanıyormuş.Benim size kibarca söyleyip söyleyemeyeceğimi sordu.'' Sınıfın kahkahası kulaklarıma dolarken arkama yaslandım ve keyifle sırıttım.

Çevrimdışı Dilaruba

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 24
  • 76
  • 24
  • 76
# 28 Ağu 2016 12:44:21
Bölüm 20

''Yemekler güzel görünüyor.'' Dedim tabağıma biraz salata alırken.
''Öyleler.Aşçımız çok iyi iş çıkarır.'' birkaç bir şey daha aldım ve Eleanor'la beraber pencere kenarındaki masaya oturduk.
''Eleanor, Arda'yı tanıyor musun?''
''Soy adı ne?''
''Şey, unuttum.Ama kahverengi saçları var, uzun boylu zayıf.Gözlüksüz.Saçlarını diken gizemli biri.''
''Ha, evet.Seçmeli derslerimiz aynı.Neden ki?''
''Onun kitap yazdığını duymuştum ama Edebiyat bölümünde değil?'' Güldü.
''Kitap yazıyor da, onun için her şeyden önce basketbol gelir.O basketbol bölümünde.Turnuvaların vazgeçilmezi.Çok iyi oynuyor.'' Dağına baktı ve homurdandı.
''Ayrıca Victoria ile de eski sevgili.'' Sağıma baktığımda oldukça güzel, 90 60 90 bir kız gördüm.Yemek boğazımda kaldı ve Eleanor'a döndüm.
''Victoria şu esmer olan 90 60 90 kız mı?'' Başını salladı.
''Okulun popüleri.Ayrılmalarına rağmen hala Arda'yla aynı arkadaş grubu içerisindeler.'' Suratım iyice düşerken homurdandım.
''Kesin onun da olduğu bir arkadaş grubudur.''
''Hı?'' dedi Eleanor.
''Eleanor, sana güvenebilir miyim?'' güldü.
''Tabikide.Sen gelmeden önce hep tek başıma yemek yerdim.Ayrıca bana 'El' de.Eleanor çok uzun.''
''Pekala, El.'' deyip Arda ile yaşadığımız her şeyi başından sonuna kadar ona anlattım.Ağzı açık bir şekilde beni dinledi.
''İnanamıyorum, bu çok tatlı.'' Arda hakkında ve benim hakkımda süren sohbetten sonra herkes bir anda bakışlarını kapıya çevirdi.İnsanların sırtlarından dolayı kapıda ne olduğunu göremiyordum.
''Neden herkes kapıya bakıyor?''
''Muhtemelen Arda gelmiştir.Burada ona duyulan bir hayranlık var.''
Arda beni görebileceği bir yere geldiğinde, bakakaldı.
''Alex?'' Kalbim hızla atarken yüzüne bakarak cevap verdim.
''Merhaba ve sanırım yanlış masada oyalanıyorsun.Masan orada.'' Diyerek masalarını işaret ettim.
Yemekhaneden ayrılırken herkes fısıldaşıyordu.Arda'nın arkamdan geldiğini hissederken hızlandık.
''El,spor salonu nerede?''
''Şuradan aşağı in.'' Arda benden 2 metre civarında uzaktaydı.
''Sana olanları anlatacağım.Şimdi ayrılalım.'' El sağa dönerken ben merdivenlerden indim.Karşımda büyük bir basketbol sağası görmemle Arda'yı burada basket oynarken hayal ettim.Ancak hayalim yarım kaldı çünkü Arda kolumdan tutup beni kendine çevirdi.
''Neden böyle yapıyorsun?''
''Victoria ile buluşuyorsun.'' Başını salladı.
''Buluşmuyorum.Bana inan.''
''O zaman ne yapıyorsun? Neden sürekli arkadaşlarımla buluşmak zorundayım yada şu var bu var deyip beni ekiyorsun?''
''Alex...''
''Ne var?''
''Daisy hap kullanıyor.Ona yardımcı olmaya gidiyorum.Ona destek oluyorum.Bunu sana daha önce söylemediğim için üzgünüm.'' Yüzüm pişmanlıkla asılıp utançla kızarırken konuştum.
''Özür dilerim. ''
''Boş ver.''
''Daisy için gidiyordun.'' Kollarını bana doladığında ona sarılmaya çalıştım.
''Ayrıca düşündüğün gibi bir arkadaş grubum da yok.Onları önemsemiyorum.''
''Hiç mi arkadaşın yok?''
''Sadece Burak var.O da burada okuyor.''
Ön yargılarımdan nefret ediyorum.
''Üzgünüm, gerçekten.Böyle yapmamalıydım.''
''Tamam, sana problem değil dedim.Boş versene.''
''İyi ki benimlesin, Küçük Yazar.'' Gülümsedim.
''Sen de öyle, Karanlık Yazar.'' Bana uzunca baktı.
''Kararmış ruhumu aydınlatan tek şeysin.''
''Daisy'ye destek olmaya gittiğin zamanlarda ben de geleceğim.Daisy'nin beni ne kadar çok sevdiğini biliyorsun.'' Başını salladı.Gözlerinin altındaki hafif morluk dikkatimi çekti.
''Kaç gündür uyumuyorsun?''
''Bunları boş ver.İyiyim ben.'' Parmak ucuna kalkıp gözünü öptüm.Ona kıyamamak bu olsa gerekti.
''Hey, sarışın.'' Spor salonundan gelen sesin kime ait olduğunu anlamak zor değildi.
Max.
''Ne var?''
''Bu romantik durumu bozmak istemezdim ama müdür seni çağırıyor.Seçmeli ders işlemleri için.'' Arda'yı yanağından öpüp görüşürüz dedim ve spor salonundan Max'e ters ters bakarak çıktım.
--
''Hangi dersleri seçeceksin?'' Önümdeki kağıda baktım ve hiç düşünmeden Türkçe dersini işaretledim.Ardından basketbolu.Böylece El'le ve Ardayla derslerimiz aynı olacaktı.
Kağıdı Müdüre verdim ve iyi günler dileyip çıktım.
Sınıfıma geldiğimde içeri girdim ve El'in yanına oturdum.
''Seçmeli derslerimi seninle aynı yaptım.'' Sırıttı.
''Ve Ardayla.'' Bende güldüm.
''Görünüşe bakılırsa konuşma iyi geçmiş.'' Ona olanları anlattıktan hemen sonra kapı şiddetle açıldı.İçeri kim girdi sizce?
''Ya, şu Max, iyi kitap yazıyor mu?'' Başını olumsuz anlamda salladı.
''Dersleri umursamıyor.En kolay olanı budur diye seçmiş.'' Göz devirdim.
''Yine de güzel taktik.''
''Aynen öyle.''
''Peki burada ne bileyim şöyle popülerliği olan kişiler yok mu?''
''Okulun popüleri Arda.Onun dışında Max'in de bir saygınlığı var.Komik çocuktur, ne bileyim popülerliğini pek önemsemiyor.Onun dışında Burak ve Cenk var.''
''Cenk?''
''Hıhı, Arda'nın eski dostu.Şuan ise, ezeli düşmanlar.Bıraksan birbirlerini öldürecekler.'' Başımı salladım.Ardanın bunlardan bahsetmemesi...
''Peki senin hoşlandığın yada çıktığın biri var mı?'' Muzip muzip güldü.
''Kimseye söylemeyeceksin?''
''Tamam.''
''Arda'nın yakın arkadaşı var.Burak.Ondan çok hoşlanıyorum.'' Sırıttım.
''Peki o?''
''Hiç bir fikrim yok.'' İç çekti.
''Ama hoşlansaydı bile çıkmazdık.''
''Neden?''
''Yani bir bana bak, bir de ona.O popüler.Bense, yazar kız...'' umutsuzlukla söylediği cümleler içimi yaktı.
''Arda ve ben.Arda'da popüler.Ben de, yazar kız...dedim ya sana.Bana Küçük Yazar diyor.'' Güldü.
''Keşke öyle olsaydı.Onunla çıkmayı çok isterdim.Ama maalesef.Her şey istediğimiz gibi olmuyor.''
''Çabalarsan oluyor.'' Hoca içeri girdi ve ayağa kalktık.
----
''Seni eve bırakayım mı?'' dedi El.
''Ehliyetin mi var?''
''Motosiklet ehliyeti.''
''Yarın bıraksan? Ardayla yeni barıştık ya.Onunla gitmem en uygunu olur.''
''Olur tabi.Hadi neyse, yarın görüşürüz.'' El salladım ve motosikletine binip uzaklaştı.
''Selam.'' Arda'nın elini omzumda hissetmemle sırıttım.
''Selam.''
''Hadi gidelim.'' Dedi ve beraber okulun arka tarafına ilerledik.
''Nereye gidiyoruz?''
''Otoparka.''
''Okulun bir otoparkı da mı var?''
''Max'i nereden tanıyorsun?'' Ne alaka?
''Ne?''
''Bilmemezlikten gelme.Bugün sana sarışın dedi.Duydum.Max'i sevmiyorum.'' Sırıtmamak için yanaklarımın içini dişliyordum.
''Sitede tam karşımızdaki evde oturuyordu.Bir gün senle konuştuktan sonra perdeyi açtım ve onun bana baktığını gördüm.Onun sen, yani darkrainy0987 olabileceğini düşündüm ve onların evine gittim.Kavga ettik.Böyle işte.'''
''Sana neden bakıyormuş?'' Arkama baktığımda Victoria'nın Arda'ya baktığını gördüm.
''Onu boş ver de, Victoria sana neden bakıyor?''
''Benden hoşlanıyor.''
''Ben rakip istemiyorum.'' Dedim küçük çocuklar gibi.
''Ben de istemiyordum.Ama rakiplerim çıktı.Simon,Shane ve Max.Hepsini ayrı işkenceyle geberteceğim.'' Dediğinde arabaya binmiştik.
''Ayrıca gebertirken This İs Sparta diye bağıracağım.Filmedeki gibi.'' Kahkaham arabanın içini doldururken onunla ne kadar mutlu olabildiğimi düşündüm.


Çevrimdışı Dilaruba

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 24
  • 76
  • 24
  • 76
# 28 Ağu 2016 12:56:38
Bölüm 21

- Eleanor Ağzından -

Alexis'i sevmiştim.Çok tatlı bir kızdı.Üstelik güzeldi.Benim aksime.
Alexis'e bahsettiğim konuya gelirsek Burak cidden çok yakışıklıydı ve onu üç yıldır seviyordum.Platonik olmuştum sanırım.
Kırmızı ışık yandığında durdum.Kaskımı açtım ve o an, yan arabadakileri fark etmem bir oldu.Martin,Steve,Burak,Mark hey,ne? Aman Tanrım! Burak!
''Ya bağırmasana!'' Dedi iç sesim.Evet, iç sesimle konuşuyordum.Onu umursamadan önüme döndüm ve Burak'ın beni fark etmesini bekledim.Öyle de oldu.Bana bakıyordu.Hissetmek zor değildi.Tüm cesaretimi toplayıp ona baktığımda, bana göz kırptı!
Göz.
Kırptı.
Bana.
Bir şey yapmadan önüme döndüm.İyi de yapmışım, çünkü bana değil, motorumun diğer yanındaki arabada oturan sarışın kıza göz kırpıyormuş.Tüm sinirim tepeme çıkarken, sarı yandığında gazı kökledim ve onu arkamda bıraktım.
Benim de sarışın olmam mı gerekiyordu yani? Beni sinir ediyordu.Çapkının tekiydi.Okuldaki tüm kızlara yüz veriyordu ama bana? Kesinlikle.Bana o kızlara yaptığı gibi iğrençlikler yapmasını kesinlikle istemiyordum.Ama bir kez olsun gülümseyebilirdi.Üstelik onunla tüm seçmeli derslerimiz aynıydı ve bir yıl da yaz kampında kalmıştık.O da vardı.Beni fark etmemesi beni çok sinirlendiriyordu.Kaç yıldır aynı şey oluyordu.Güzeldim, fiziğim güzeldi, sevimliydim, sesim güzeldi, iyi huyluydum.Daha ne bekliyordu?
Işık kırmızı olduğunda tekrar durmak zorunda kaldım ve motorumun ön kısmına sertçe vurdum.Beni deli ediyordu.
''İyi kullanıyorsun güzelim.'' Duyduğum sesle kafamı sağa çevirdim.Tabii ki de Burak'ların arabası değildi.Salak bir erkek topluluğuydu.
''İyi inceledin herhalde.''
''Atarlı mısın sen biraz?''
''Ağzına bir tane çakarsam atarlı kızı görürsün.'' Sinirli tarafım da budur.
''Neden naz yapıyorsun bebeğim? Ayrıca sinirliyken çok hoş görünüyorsun.'' Ağzımı açmışken bir erkek sesi duyuldu.
''Ağzını yüzünü dağıtmamı istemiyorsan, o salak iltifatlarını başka bir kıza yaparsın.'' Arkamı dönmemle Burak'ların arabasını ve o çocuğa sinirle bakan Burak'ı gördüm.
''Yuh...'' Hafifçe söylendim ve Burak'a baktım.
''Gel de dağıt koçum.Kızı önce ben gördüm.'' Ağzım 'o' şeklini alırken, Burak'a baktım.Bana baktı ve o çocuğa döndü.
''O kızı üç yıldır tanıyorum.Uza koçum, yoksa o pis dilini alır, sana yediririm.''  Oda ağzını açmışken ben konuştum.
''Sus ve kaybol.Emin ol o dediğini yapan biri.'' Dedim ve kırmızı ışık olup olmamasını umursamayarak gaza bastılar.Kaybol dediysek kırmızı ışıkta geç dememiştik.Onların arabasının yerini Burak'ların arabası alırken, o tarafa bakmamaya çalıştım.
''Bu halin de oldukça çekici, ama cici kız halin daha çok ilgimi çekiyor.'' Burak'ın sözleri beni şoka sokarken, ona baktım.
''Öyle mi? Gidip az önceki sarışın kıza bunları söylesene.'' O sırada yeşil yanmıştı, fırsat bilerek onların arabasından uzaklaştım.
--
''Hoş geldin El.'' Dedi annem neşeyle.
''Merhaba.''
''Okul günün nasıldı?''
''İyiydi.Yeni bir arkadaşım oldu.''
''Ah, çok sevindim.Yemek birazdan olacak.Seni çağırırım ve sen de bana detayları anlatırsın.'' Başımı sallayıp yukarı çıktım.
Burak neden bir anda  öyle davranmıştı ki? Amma saçmaydı.Ayrıca yalancının teki olduğu kanaatine varmıştım.Onun ilgisini filan çektiğim yoktu.

- Burak Ağzından -
''Ne oldu Burak? Yüz bulamadın mı?'' Dedi Steve gülerek.
''Ağzının üzerine bir tane patlatırsam sen de yüz bulamayacaksın.'' Öfkem zehir gibi her yere saçılıyordu.
''Sen de neden sarışın kıza göz kırpıyorsan.'' dedi Jessie.
''Jessie bunu yapabilirim.Biz Eleanorla sevgili değiliz.Öyleyse özgürüm.''
''Ben Eleanor'u tanıyorum.Seni sevdiğini de biliyorum.Ama sen onu sevdiğini belirtecek hiç bir şey yapmıyorsun.''
''Ne demek yapmıyorum? Bugün yaptım ya.''
''Burak sadece bu yeterli olmuyor işte.Bir kız bu kadar çapkın bir erkeğe güvenemez.''
Derin bir nefes alıp arkama yaslandım.
''Onunla sevgili olmak için ne yapmalıyım?''



Çevrimdışı Dilaruba

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 24
  • 76
  • 24
  • 76
# 01 Eyl 2016 21:00:39
Merhabalar,
Düşünceleriniz ve fikirleriniz benim için çok önemli olduğu için bir şey sormak istedim.Gerçekten büyük bir kararsızlık içindeyim çünkü.
Daha önce Küçük Yazar'ın yayımlanmış hatta bitmiş bir kitap olduğunu söylemiştim.Wattpad üzerinde kitabımın tüm bölümleri bulunuyor.Ben, Küçük Yazar'ı bitirdikten sonra Benimle Kal isimli bir kitap daha yazmaya başladım ve Benimle Kal'ın da finaline sayılı bölüm kaldı.Bu yüzden ben hemen yeni bir fikir, yeni bir konu ürettim.
Kitabımın adı, tanıtımı, tasarımı hatta ilk birkaç bölümü hazır.Gerçekten yayımlayacağım kitap şuana kadar üzerinde en çok durduğum, beynimi en çok yorduğum kitabım.Bu yüzden yayımlamaya can atıyorum.
Wattpad'de henüz bu kitabımı yayımlayamam ama en azından Eğitimhaneye yayımlamak istiyorum.Böylece Wattpad'de yayımlamadan önce kitabım tekrar elden geçmiş olur.
Sadece tek bir şey söyleyeceğim, yeni kitabımın adı Capella.Capella'yı buraya yayımlamak istiyorum ama burada da yayımlamaya başladığım bir kitabım var.Yani size sorum şu;
Küçük Yazar bitene kadar Capella beklemeli mi, yoksa sizler Küçük Yazar'ı Wattpad'den okumaya devam edip burada Capella'yı okur musunuz?

Böyle bir soru sorduğum için üzgünüm.Buradaki hiç kimsenin Wattpad hesabı açmak gibi bir zorunluluğu yok.Bu yüzden sizler ne derseniz ben onu yapacağım.Bu soruyu sormamın tek nedeni çok heyecanlı olmam ve Küçük Yazar'ın daha yayımlanacak birçok bölümü olması.
Sizleri seviyorum, fikirlerinizi belirtirseniz çok sevinirim.Bekliyor olacağım.
Hoşça kalın.

Çevrimdışı devranber

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.887
  • 1.638
  • Müdür Yardımcısı
  • 1.887
  • 1.638
  • Müdür Yardımcısı
# 01 Eyl 2016 22:41:32
Dilaruba okul baslayacagi icin zaman ayirmak zor olabilir ben kucuk yazari wattpad okurum.su an senin icin onemli olan capella ile ilgili gorusler sevgiler iyi calismalar

Çevrimdışı sebocan

  • Yönetim Ekibi
  • *****
  • 32.871
  • 512.407
  • 32.871
  • 512.407
# 02 Eyl 2016 13:13:02
Capella için sana yeni bir konu açayım canım. Burası Küçük Yazar için kalsın.  :)

Yeni hikayeni aşağıdaki linkte yazabilirsin.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK