Eğitimhane Sağlık Köşesi

Çevrimdışı ferdem

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 4.415
  • 27.381
  • 4.415
  • 27.381
# 03 Şub 2016 22:14:21
Su Hayattır!!! Lakin içmesini bilmeliymiş :)

Ye tatlıyı, içme suyu, yanarsa yansın.
Ye yağlıyı, iç suyu, donarsa donsun..  Atalar sözü.

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.302
  • 223.466
  • 28.302
  • 223.466
# 03 Şub 2016 22:18:56
ONKOLOG KANSER OLURSA!
Onkoloji alanında 30 yıldır çalışan bir bilim adamı ve aynı zamanda bir tıp doktoru olan Prof. Dr. Vincent Castronovo, kaderin bir cilvesi ile 2011 yılında gırtlak kanserine yakalandı ve kendi uyguladığı tedavi yaklaşımı ile bu hastalıktan tamamen kurtuldu.

Prof. Dr. Vincent Castronovo kanser ve beslenme ilişkisi konusunda çalışan dünyaca ünlü Belçika’lı bir bilim adamı ve tıp doktorudur.

Bu yazıyı kendisi ile 12 Nisan 2012 de Belçika RTL radyosunda yapılan söyleşiden derledik.

KANSERE YAKALANDIM

Meslek hayatımı kansere karşı savaşmaya adadım. Bilhassa ölümlere sebep olan metastazların oluşmasını sağlayan mekanİzmaların deşifre edilmesi üzerinde uzun yıllar çalıştım.

15 yıldan fazla bir süredir, bilim ve tıp dünyasında fazla üzerine gidilmeyen beslenmenin kötü huylu tümörlerin ortaya çıkmasında ve gelişmesinde oynadığı anahtar rol üzerine yoğunlaştım.

Geçtiğimiz yıl, 2011 yılı Şubat ayında ben de reflüye bağlı olarak gırtlak kanseri teşhis edildi. Sonunda 30 yılı aşkın bir süredir mücadele ettiğim bu kötü hastalık beni kendi evimde yakaladı.

HEM DOKTOR HEM DE HASTA OLMAK

Liege Üniversitesi Hastanesinden uzman bir doktor ekibi ve kendi geliştirdiğim tedavi stratejimle bu hastalıktan tamamen kurtuldum. Hastalıkla geçirdiğim bu serüvenli yolculuktan sonra, eskisinden çok daha sağlıklı bir hayata kavuştum.

Ben her iki tarafı da gördüm. Hem doktor hem hasta. Tabii benim meslekten olmam ve bu konu üzerine zaten çalışıyor olmam bu hastalığı daha iyi anlamamı ve adımlarımı ona göre atmamı sağladı.

Benim tedavi yaklaşımım 4 unsurdan oluşuyor: Beslenme, Egzersiz, Sevgi ve Dostluk

REFLÜ DEYİP GEÇMEYİN!

Bende senelerdir reflü sorunu vardı. Bunu çok önemsemedim çeşitli ilaçlarla antibiyotiklerle bunu geçiştirdim.

Ancak sürekli olarak yukarı çıkan bu asit gırtlak dokusunu tahriş ediyor ve enfeksiyonlar oluşturuyor. Buradaki enfeksiyonları önlemek için aldığım antibiyotiklerle beraber gırtlak dokusundaki bağışıklık mekanizması duyarsızlaştı ve oluşabilecek bozuk genetikli hücreleri yok edemedi.

Ben kanser olduğumu son safha da öğrendim.

KANSERİN BESLENME İLİŞKİSİ

Uzun süre kanserin kalıtsal olduğu düşünüldü. Ancak kanser kalıtsal değil çevresel etkenlere dayanan bir hastalık.

Akciğer kanserinin %90 sebebi sigaradır. Bunu herkes biliyor. Mevcut kanserlerin %40 sebebi ise doğrudan beslenme ile ilişkili. Bazı kanser türlerinde bu oran çok daha yüksek örneğin benim uzmanlık alanım olan barsak ve mide kanserlerinin %54'ünün sebebi beslenme ile ilişkili.

Araştırmalarımız sırasında biz şüphelendik acaba bu kansere yakalanan hastaların beslenmelerinde herhangi bir şey var mı?

Daha sonra bunu bizim kanser araştırma merkezimizde inceledik. Gördük ki analiz etiğimiz hastaların tamamına yakınında bir beslenme bozukluğu var. Araştırmayı derinleştirdiğimizde bulgularımız şaşırtıcı idi. Vakaların tamamında beslenme ile kanser arasında istatistiksel olarak göze batan doğrudan nedensel bir ilişki var.

Beslenme ile kanser ilişkisini şu şekilde izah edebiliriz. Beslenme bozukluğu bağışıklık sisteminin düzgün çalışmamasına yol açıyor, vücudu koruyan hücrelerin üremesi yeterli hammadde olmadığı için yavaşlıyor. Vücutta zaman zaman dış etkenlerle oluşan bozuk genetikli hücreler yok sekteye uğramış bu bağışıklık sistemi tarafından yok edilemiyor.

ŞEKER ZEHİRLİ!

Çağımızdaki en büyük tehlike şeker. Bundan 100 sene önce yılda 1 kg şeker tüketirken şu an sizin tüketiminiz 72 kg oldu.

İnsan vücudu buna alışkın değil vücuda giren bu kadar şekere karşı ne yapacağını bilmiyor. Vücutta iç iltihaplanma oluşturuyor. Bizi bugün meşgul eden pek çok hastalığın sebebi bu iltihaplanmadır.

Obezitenin tıptaki adı iltihaplanmadır ve sebebi şekerdir.

MS hastalığı bir iltihaplanma hastalığıdır. Beynin bazı bölgeleri iltihaplanma yüzünden dopamin üretemez hale gelir. MS hastalığının sebebi bu dopamin üretememedir.

Kanserinde gelişmesi için ortamı hazırlayan bu iltihaplanmadır.

YETERSİZ BESLENEN ZENGİNLER

Yetersiz beslenme yiyeceğin az olduğu fakir ülkelerin sorunu değil. Günümüzde zengin saydığımız batı ülkelerinde bir yetersiz beslenme söz konusu.

Tükettiğimiz besinlerin çoğu endüstride işlenip rafine ediliyor ve faydalı her şeyden arındırılıyor. Örneğin ekmek buğdayın en faydalı olan kabuğu atılarak yapılıyor. B12, protein ve demir gidiyor geriye saf nişasta yani şeker kalıyor.

İlginçtir ki gıda endüstrisinin diğer bir kolu da bu artıkları alıp bunlardan vitamin destek ürünleri yapıp bize ayrıca satıyor.

PALMİYE YAĞI ZEHİRLİ

Bize hayvansal yağların kötülüğünden bitkisel yağların iyiliğinden bahsedilir. Oysa bitkisel bir yağ olan palmiye yağı toksik bir yağ .

Maalesef palmiye yağı gıda endüstrisinde en çok kullanılan yağdır. Bugün süpermarket raflarında gördüğünüz ve üzerinde “bitkisel yağ” yazan yiyeceklerin neredeyse tamamında palmiye yağı kullanılır. Çünkü diğer yağlara göre sıcaklığa çok dayanıklıdır. Gıdalar işlenirken uygulanan yüksek ısılı işlemlere dayanıklıdır. Bu yağ ayrıca uzun süre yapısı bozulmadan durabilir. Bu şekilde hem yiyeceklerin raf ömrü uzatılmış olur hem de fabrikada yağı depolama ve üretme maliyeti düşürülür.

Son zamanlarda gıda şirketleri yaşanan ekonomik kriz yüzünden karlılıklarını koruyabilmek için maliyet düşürmeyi iyice ön plana aldılar.. Örneğin diğer yağların yerine palmiye yağı kullanılması onların karlı kalabilmesine yardım ediyor. Bu yüzden daha çok şirket bu yağı kullanmaya başladı.

Ben herkesi uyarıyorum bu yağ toksiktir, kanserojendir lütfen palmiye yağı bulunduran yiyeceklerden uzak durun. Henüz bu yağın kullanımı yasaklanmadı ancak yaptığımız baskılarla Avrupa Birliği geçtiğimiz günlerde palmiye yağı bulunan gıdaların üzerinde bunun açıkça yazılması için bir yasa çıkardı. Bundan önce sadece bitkisel yağ yazıyorlardı. Bitkisel yağ dedikleri ise çoğu zaman bu palmiye yağıdır.

KANSERİ NASIL YENDİM?

Önce tıbba güvendim. Ancak bununla bırakmadım beslenmemi planladım ve besin destekleri kullandım.

Kemoterapi sırasında probiotikler kullandım. İnsanın bağırsağında bizim için vazgeçilmez olan bakteriler vardır. Bu bakterilerin bizim için hayati önemi vardır. Bunlar olmadan bazı besinleri hazmedemeyiz. Ayrıca gerekli bazı enzim ve vitaminlerin üretilmesini sağlarlar. İlginç bir nokta şu, geçtiğimiz günlerde aslında beynimiz ile bağırsakta yaşayan bu bakteriler arasında karşılıklı bir iletişim olduğu bulundu. Kemoterapi sırasında maalesef bağırsaklardaki bu bakteriler ölüyor. Bu yüzden onları yenilemek için probiotik kullandım. Probiotikler bu bakterilerin uyur halde bulunduğu kültürüdür. Bunlar bağırsağa yerleşir ve azalan veya yok olan barsak florasını yeniler.

Bunun yanı sıra vitamin hapları aldım. Mineraller aldım.

Omega-3 yağlarını düzenli olarak beslenmeme dahil ettim.

Yeteri kadar protein aldım.

Kızartmaları kestim.

Hepsinden önemlisi ise şeker almayı kestim.

Doktorlarım çok açık fikirli idi benim getirdiğim önerileri her zaman değerlendirmeye aldılar. Böyle bir şansım oldu. İletişimim diğer hastalara göre çok daha kolay oldu.

Çiğnemenin önemi

Memelilerin beslenmesinin ilk ve en önemli aşaması çiğnemedir. Maalesef sosyal yaşam biçimimiz ve değişen ve rafine olan gıdalar bizleri çiğneme davranışından uzaklaştırdı. Çiğnemek bizler biyo mekanik bir olaydır ve vücutta bazı sistemleri harekete geçirir. Bunun yanı sıra parçalanan gıdalar kolayca hazmedilir. Bağırsaklarda oluşan gazların sebebi iyi çiğnememedir.

ÖNERDİĞİMİZ KANSER TEDAVİSİ

Biz merkezimizde hastalara bir kan testi yaparak hangi vitamin, mineral ve yağların eksik olduğunu tespit ediyoruz.

Buna göre hastaya uygun bir beslenme planı oluşturuyoruz. Çünkü zaten bir kere yetersiz ve yanlış beslenme yüzünden insan hasta olmuş. Hastalığın tedavi sürecinde bu yanlış mutlaka giderilmeli ve vücutta eksik olan ne varsa beslenme ile yerine konulmalı. Aksi halde bir iyileşmeden söz edemeyiz.

Yiyecekleri çiğneyin ve strese kapılmadan yavaş yavaş yiyin. Yemek yemeyi aceleye getirmeyin yemek için kendinize zaman ayırın.

Yağlı balıkları tüketmeyi ihmal etmeyin. Ton balığı tüketin, bu balığın içinde yüksek miktarda vücut için dışarıdan alınması şart olan yağ asitleri bulunur. Bu yağ asitlerini vücudumuzun çalışması için gereklidir. Ancak vücutta üretemeyiz dışarıdan alınması gerekir. Haftada en az 3 kez yağlı balıkları tüketin.

Şekerden uzak durun. Şekeri ve türevlerini (nişastalar, karbonhidratlar) hayatınızdan çıkarmaya çalışın. Hızlı şekerleri kesinlikle tüketmeyin.

Brokoli tüketin. Bunun içinde kanserin metastaz yapmasını önleyen bir madde var.

Yağları pişirmeyin. Yakmayın. Üzerinden duman çıkan bir yağ toksiktir. Sıcaklık yağların kimyasal yapısını değiştirir onları zehirli hâle getirir. Yağı mümkünse pişmenin son aşamasında ekleyin.

Brokoli ve diğer sebzeleri tüketirken bunları suda kaynatmayın. İçinde faydalı olan her şeyi suyuyla atarsınız. Tüketirken bunu ağır buharda pişirin. Yağını da sonradan ekleyin üstüne.

Kanınızdaki bakırı azaltın. Bunun için ıspanak tüketin.

Kızartmalardan uzak durun. Palmiye yağı ve ay çiçek yağını kullanmayın.

Gülün.

Profesör Dr. Vincent Castronovo kimdir

Profesör Vincent Castronovo, Belçika’da Liege Üniversitesi Onkoloji Araştırma Merkezinin yöneticisi ve aynı üniversitenin tıp fakültesi

Çevrimdışı ferdem

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 4.415
  • 27.381
  • 4.415
  • 27.381
# 03 Şub 2016 22:43:52
Bir aile kutu içecekleri ile birlikte pikniğe giderler. Aile üyelerinden ikisi Pazartesi günü hastaneye kaldırılır ve yoğun bakım ünitesine alınır. Ve Çarşamba günü aile üyelerinden bir kız ölür.

Otopsi sonuçlarına göre ölüm sebebi leptospiroz'dır. Sebep olan bakteri tenekenin üzerinde yaşamaktadır ve içecek bardak kullanılmadan içilmiştir. Test sonuçları bakterinin tenekenin üzerine kurumuş fare idrarından bulaştığını ortaya koymuştur. Bildiğiniz gibi bu kutular depolarda saklanıyor ve genellikle hiç bir temizlik yapılmadan perakende olarak satışa sunuluyor.

Yapılan bir çalışma içecek kutularının üzerinin umumi tuvaletlerden daha kirli olduğunu ortaya koymuştur. (daha fazla mikrop ve bakteri yaşıyor) Bu nedenle kutu içecekleri tüketmeden önce mutlaka yıkayın.

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.302
  • 223.466
  • 28.302
  • 223.466
# 03 Şub 2016 23:02:21
 Nohutun faydaları
Vücut direncinin artırılmasında,
Kalp ve damar sağlığında,
Sinir sistemi sağlığında,
Midenin kuvvetlendirilmesinde,
Bağırsak sağlığında,
Böbrek sağlığında,
İdrarın söktürülmesinde,
Anne sütünün artırılmasında ve
Östrojen hormonunun dengelenmesinde etkili olabileceği belirtilmiştir.

Çevrimdışı 38fatma

  • Bilge Üye
  • *****
  • 11.244
  • 134.748
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 11.244
  • 134.748
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 05 Şub 2016 07:55:32
Salatalığın Sağlığa Faydaları
B Vitamini Kaynağı: Salatalık B vitamini bakımından iyi bir kaynaktır. Halsizlik, sinirlilik, kansızlık, ağız yaraları, dikkat dağınıklığı ya da unutkanlık gibi şikayetlerin altından B vitamini eksikliğinin çıktığı çok olur. Bu tip şikayetler olsun olmasın, B vitamini yönünden zengin gıdalara öğünlerinde yer vermek isteyenler, listeye salatalığı da rahatlıkla ekleyebilir.
Doğal Sıvı Takviyesi: Bir salatalığın % 96’sı sudur. Bizim kendi vücutlarımızın da yarısından fazlası su olduğundan, vücuttaki farklı sistemlerin gereğince işleyebilmesi için günlük su ve sıvı alım miktarı önemlidir.
Vücudu susuz bırakmak halsizlik, hazımsızlık ya da kas krampları gibi pek çok sorunu beraberinde getirecektir. Bu bakımdan özellikle vücudun su kaybettiği sıcak havalarda öğünlerde ve hatta öğün aralarında salatalığı eksik etmemek, vücudun susuz kalması ve çeşitli problemlerin baş göstermemesi adına faydalı olacaktır. (2)
K Vitamini Deposu: Salatalığın bir K vitamini deposu olduğunu duymuş muydunuz?. K vitamini kemik sağlığının yanı sıra kanın pıhtılaşması için de önemli bir vitamindir. Vücutta D vitamini ile birlikte çalışan K vitamini kemik yoğunluğunun artmasında ve yaşlılıkta kırık vak’alarının azalmasında etkilidir. Bu vitaminlerin işbirliği ayrıca vücutta kalsiyum dengesini de olumlu
şekilde etkiler.
Antioksidan Özellikler: Salatalık C vitamini ve beta-karoten gibi adını sık duyduğumuz antioksidanların yanı sıra, kuersetin, apigenin, luteolin ve kaempferol gibi adını belki de hiç duymamış olabileceğiniz ama oldukça önemli antioksidanlar da içerir.
Örneğin salatalığın içerdiği kuersetin adlı madde, alerjiye karşı etkiliyken, kaempferol adlı madde kalp hastalığı veya kansere karşı koruyucu kabul edilen maddelerden biridir. (3)
Zengin antioksidan içerisi sayesinde salatalık iltihap giderici özellik de kazanır. İçerdiği C vitamini ile bağışıklık sistemine olumlu yönde etki ederken, beta-karoten ile göz sağlığını korur.
Vücudun yaşlanma sürecini hızlandırıp çeşitli hastalıklara kapı açan serbest radikalleri durdurmak için salatalık önemli bir antioksidan kaynağıdır. Kozmetik sektörünün salatalıktan vazgeçememesinin nedenlerinden biri de budur.
Kalp Sağlığı: Beslenmede çeşitli sebze ve meyvelere ağırlık vermek kalp hastalığı, diyabet veya obezite gibi sağlık sorunlarına karşı önleyici bir rol oynar. Bu bakımdan salatalığın potasyum içeriği hastalıkları önlemek adına etkili olabilir. Bir adet salatalığın potasyum içeriği günlük potasyum ihtiyacını karşılayamaz elbette ancak en azından muz gibi diğer potasyum kaynaklarına göre çok daha düşük kalorilidir. (4)
Cilt Sağlığı: Salatalığın içerdiği vitamin ve antioksidanlar, salatalığı harici olarak cildinize uyguladığınızda da olumlu etki gösterir. Ciltteki şişlikleri indiren, iltihap ve tahrişi gideren salatalık özellikle göz altı şişlikleri için sık sık önerilir. Güneş yanıklarını tedavide de etkili doğal yöntemlerden biridir. Salatalık içerikli pek çok losyon ve krem benzeri cilt bakım ürünlerine mağazalarda bolca rastlayabilirsiniz. (5 )
İdrar Söktürücü Özellik: Orta düzeyde de olsa salatalık idrar söktürücü özelliğe sahip gıdalardan biri olarak sayılabilir. Su, potasyum ve düşük sodyum içeriği sayesinde kiloyu dengede tutma ve tansiyonu düzenleme gibi konularda çekinmeden başvurulabilecek bir yiyecektir. (6)
Sindirim Düzenlemeye Yardımcı: Sağlıklı bir sindirim için gerekli iki önemli öğe de salatalıkta mevcuttur: Su ve lif. Özellikle de eğer reflü şikayetiniz varsa su içmenin reflü belirtilerini dindirmeye yardımcı olduğunu biliyorsunuzdur. Yoğun su içeriği ile salatalık da mide için benzer bir yatıştırıcı etki gösterir.
Salatalığın lif içeriği de gıdaların bağırsakta daha kolay ilerlemesini ve kolay hazmedilmesini sağlar. (7)
Diyabet, Kolesterol ve Tansiyona Karşı: Salatalık, pankreas hücreleri tarafından insülin üretimi için kullanılan ve diyabet hastaları için yararlı olabilecek, bir hormon içerir. Araştırmacılar salatalıktaki steroller adlı bileşenin kolesterol seviyelerini düşürmeye yardımcı olduğunu gözlemlemişlerdir. Salatalık ayrıca hatırı sayılır oranda potasyum, magnezyum ve lif içerdiğinden tansiyonu düzenlemeye yardımcı gıdalar arasında yer alır.
Zihin Sağlığı: Salatalıkta bulunan iltihap giderici fisetin adlı maddenin beyin sağlığı üzerinde önemli bir rol oynadığı belirlenmiştir. Hafızayı güçlendirdiği ve sinir hücrelerini yaşlanmanın olumsuz etkisinden koruduğu bilinmektedir. Alzheimer hastalığı ile ilgili yapılan çeşitli araştırmalarda fisetin maddesinin hafıza ve öğrenme ile ilgili olumlu etkileri görülmüştür. (8)
Nefesi Tazeleyici Özellik: Bir dilim salatalığı damağınıza yerleştirerek ağız kokusuna yol açan bakterileri yok edebilirsiniz. Ayrıca salatalık yemek mideyi de yatıştırdığı için, mideden gelen ağız kokusuna da faydası dokunacaktır.

Çevrimdışı sınıfçı20

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 411
  • 5.832
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 411
  • 5.832
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 05 Şub 2016 21:40:19
Soğanın bu etkisini biliyor musunuz?

Bir ailenin yaşadıkları soğanın önemini gözler önüne seriyor. “1919 yılında, dünyada 40 milyon kişi ‘grip’ten öldüğünde, bir doktor birçok çiftçiyi griple mücadelede yardım amacıyla ziyaret eder. Birçok çiftçi ve ailesi grip kapmıştır ve birçoğu ölürler.Doktor ziyaretlerine devam eder ve bir sürprizle karşılaşır, ziyaret ettiği bir çiftçi ve ailesi çok sağlıklıdır. Doktor böyle olabilmesi için aileye herkesten farklı ne yaptıklarını sorar ve cevaben çiftçinin hanımı odaya, bir tabak içine ‘soyulmamış’ bir ‘soğan’ koyduklarını söyler.Doktor buna inanamaz ve bu ‘soğan’lardan birini alarak laboratuvarda mikroskop altına koyarak inceler ve ‘soğan’ın içinde ‘grip’ virüsünü görür. Soğan’ açıkça ‘grip’ bakterisini absorbe etmiş (içine çekmiş) ve bu sayede de aile sağlıklı kalmıştır.Bu öyküden alınacak ders, bir miktar ‘soğan’ almanız ve evinizin çevresinde bir yerlere yerleştirmenizdir. Ne olduğunu görmek için onu deneyin.”

Mor Soğan suyu kalbi güçlendirmektedir, Taşıdığı esterler kanın pıhtılaşmasını önler.

-Boğaz iltihabı tedavisi sesin güzelleştirilmesi sinirsel rahatsızlıkların tedavisi öksürüğe bronşit ve boğaz ağrısına karşı en iyi ilaç soğan suyunun balla karıştırılarak yenmesidir. Bu maksatla hazırlanan macundan günde üç çorba kaşığı tüketilmeli.

-Kan yapımına yardımcı olur. Kalp çarpıntısını giderir. Kan basıncını (tansiyonu) düşürücü etkiye sahiptir.

-Safra kesesi salgısını artırır ve bunun sonucu olarak taş oluşumunu önler.

-Şeker hastalığına karşı bol miktarda mor soğan yenir. El ve ayak tırnaklarının çabuk kırılmasında, tırnakları sık sık mor soğan suyu ile ovmak gerekir.

-Kesik ve yanık yaralarının mikrop almaması için mor soğan suyu sürülür.

-Ayak bacak karın göğüs ve ellerdeki şişmelere karşı günde üç defa yemeklerden önce birer çorba kaşığı soğan suyu içilir.

-Burun kanamalarını durdurmak amacıyla soğan yumrusu ikiye kesilir yarısı burnun önüne bağlanır.

-Çıbanları olgunlaştırmak için soğan yumrusunu oluşturan yapraklar haşlanarak çıban üzene konur.

-Nasırları yok etmek için sirke içerisinde kaynatılan mor soğan nasır üzerine konarak bağlanır ve bu işlem birkaç kez tekrarlanır.

Dizanteri veya bağırsak iltihaplarına karşı çiğ yumurta sarısı taze tereyağı iyice ezilmiş kimyon tohumu ve fazla miktarda soğan suyu karıştırılıp günde üç defa birer çorba kaşığı yenir.

İdrar yolları ağrılarında taze kesilmiş ve ısıtılmış soğan sıcak sıcak ağrıyan yerin üzerine konur ve bu işlem birkaç kez tekrarlanır.

-Karın sancılarına ve mide kanamalarına karşı çok ince doğranmış soğan süt içerisinde kaynatılarak içilir.

Çevrimdışı sınıfçı20

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 411
  • 5.832
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 411
  • 5.832
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 06 Şub 2016 22:02:41
1. Eşim evliliğimizden önce başlayan migren ağrılarından şikayetçi idi ve cebinde bir suru ağrı kesici ilaçlarla dolaşır ve kriz anlarında da başımı kesin de bu ağrıdan kurtulayım' derdi.

Hacettepe Tip Fakültesi’nde 1980 başlarında MR' çekilip migren teşhisi konuldu ama olumlu bir sonuç alamadık. 1983 yılında iş yerim Ankara Üniversitesi'nden Gazi Üniversitesi' ne geçince burada da MR çekilip migren teşhisi konulunca migren tedavisi başladı. Verilen çeşitli haplar etkili olmayınca depresyon tedavisine başlayacağız dediler ve giderek değiştirilen ilaçlar sonucu eşim neredeyse 24 saat uyumaya başladı ilaçların etkisi ile.

Bu aşamada ben tedavi ve ilaçları kestirdim. Bitkisel ilaç aramaya başladım ve tanıdığım bir zamanlar orman bakanlığında tıbbi bitkiler araştırma projesi'nde çalışmış emekli tanıdığım biberiye çayını tavsiye etti. Günde 5–6 fincan biberiye çayı tedavisine başladık ve 20–25 gün sonra migren, baş ağrıları sorunları bir daha gelmemek üzere sona erdi.

2. Ortopedist kardeşime ameliyat olan sanatçı Selçuk Ural kardeşime migreni olduğunu söylüyor ve kardeşim biberiye çayını tavsiye ediyor. Selçuk Ural birkaç yıl önce ATV televizyonundaki bir programda migreninin ortopedist doktorunun botanikçi ağabeyinin tavsiyesi ile geçtiğini söylüyor ve teşekkür ediyor.

3. Kayınbiraderimin eşi Elmadağ’da kızakla kayarken düşüp kızak freni demirinin ayak bileği ile diz arası orta bölgede V harfi şeklinde ve büyükçe bir bölgede etini kemiğe kadar kaldırdı. Buraya dikiş atıldı ancak kalkan kısmın büyüklüğünden 1 ay V harfi iç kısmındaki deri canlanmadı ve doktorlar bu bölgeye deri nakli yapmamız gerekir dediler. Kayınbiraderimin bulduğu estetik ameliyatı yapacak doktor Amerika’dan yeni bir ilaç geldi önce birkaç gün bunu sürüp deneyelim, sonuç alamazsak ameliyatı yaparız dedi. Sürülen yağ deriyi 3–4 gün sonra canlandırmaya başladı. Bu yağın üzerine baktığımda Rosmarinus kelimesini görünce biberiye bitkisine olan ilgim çok daha arttı. Kendi kütüphanem ve internetten yaptığım araştırmada biberiye bitkisinin iyi geldiği hastalık ve sorunlar 100'u çok aşınca araştırmayı kestim bu kadar yeter diye.

4. Biberiye yağını yazlık evimize götürdük. Ağabeyimin torunları düşüp veya koşarken başlarını veya eller ve ayaklarını bir yerlere çarptığın da evde başlayan telaşa hiç gerek olmadığını söyleyip bu yağı sürüyordum ve şişmesi, morarması veya ağrıması gereken bölgelerde bunların hiç biri gerçekleşmiyordu.

5. Eşimin işyerinde arkadaşının babasının ayaklarında diz altı bölgesinin dolaşım bozukluğu nedeniyle ayakları soğuk idi. Biberiye çayı ile bu sorunları çözüldü.

6. Çok yaşlı komşumuzun 2 yıldır geceleri uyuyamama sorunu vardı. Damadı Ankara'da bir devlet hastanesinde beyin cerrahi doçent de çözüm bulamamıştı uyku sorununa. Biberiye çayı içmeye başladıktan sonra gece de gündüz de uyumaya başladı.

7. Yine ayni çok yaşlı komşumuz gut hastalığından da muzdarip idi ve kanında ürik asit yüksek çıkıyordu. Biberiye çayı ile bu sorunu da çözüldü.

8. Kayınpederim boyun kireçlenmesinin sonucunda boynu tamamen hareketsiz duruma geçti. Doktorlar ameliyat yapamayız böyle idare et dediler. Biberiye yağı ile yaptığı masajlar sonucu 1 hafta sonra boynunu hareket ettirmeye başladı.

9. Kızım koşarken çarptığı eli mosmor oldu. Biberiye yağını sürdük, 2 saat sonra morluk geçmeye başladı. Akraba doktora soruyorum söyle morluk normal ne kadar zamanda geçer diye ve 2 günde geçer diyor.

10.Biberiye yağı ecza dolabımızda artık yerini almıştı. Bir yerin mi ağrıyor (örneğin baş ağrısı) sür biberiyeyi en azından geçici olarak ağrı geçsin. Bir yerin kesildi mi, çizildi mi sür biberiye yağını çok süratli olarak iyileşsin.

Umarım arkadaşlar için bu bilgiler yararlı olur.

Prof. Dr. Turhan USLU

TIBBİ ETKİLERİ VE KULLANIMI

Biberiye bitkisi sağlığa çok yararlı olduğu gibi, mükemmel bir güzelleştiricidir. Önce bitkinin tıbbi etkilerinden söz edelim:

-Kan dolaşımını hızlandırır.Kılcak damarları açar.
-Karaciğeri tedavi eden bitkilerin başında gelir.
-Biberiye yağı,kanser tümörlerinin ve vücuttaki yağ bezelerinin zamanla
eriyerek kaybolmasını sağlar.
-Sinirleri uyarır ve güçlendirir.
-Mide ve bağırsakları uyarır. Böylece sindirime (özellikle yağlı yiyecek
yendiğinde) yardımcı olur.
-Hazımsızlıktan oluşan gazları söktürür.
-Safra salgısını artırır.
-İdrar söktürücüdür.
-Kadınlarda aybaşını düzene sokar. Gecikmeleri önler. İyi bir adet
söktürücüdür.
-Etkili bir toniktir.
-Kas ağrılarını, siyatik ve nevraljiyi hafifletir
-Romatizma ağrılarını azaltır.
-Burkulma ve eziklerde iyileştiricidir.
-Saç diplerindeki bezleri uyarır. Erken saç dökülmelerini önler. Bu nedenle
özel şampuanların yapımında kullanılır.

Biberiye Çayının Hazırlanışı:
Biberiye taneleri iyice ezilir. 2 çorba kaşığı ezilen biberiye taneleri 1 tatlı kaşığı burçak unu ile birlikte sıcak suda 15 dakika boyunca kaynatılırlar. Elde edilen çay şeke ryada bal ile birlikte tatlandırılarak içilir.

Çevrimdışı 38fatma

  • Bilge Üye
  • *****
  • 11.244
  • 134.748
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 11.244
  • 134.748
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 07 Şub 2016 10:15:48
.

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.302
  • 223.466
  • 28.302
  • 223.466
# 08 Şub 2016 17:05:28
■ Karbonat bademcik iltahabında yarım çay bardağı suya bir çay kaşığı karbonat ilave edilip karıştırılır gargara yapılır.
■ Saçınızdaki kalın sprey tabakasını ve jöle artıklarını tamamen çıkarıp saçına derin bir nefes aldırmak için orta boy şampuanın içine bir çay kaşığı karbonat katıp karıştırın.
■ Günlük yüz temizleme kreminin içine yarım çay kaşığı karbonat karıştırıp nemli cilde 2-3 dakika masaj yaparak uygulayın. Sonra yüzünüzü iyice yıkayın. Cilt çok daha parlak ve canlı olacak. Eğer sivilce probleminden muzdaripseniz bu karışıma ezilmiş yarım asprin karıştırarak aynı işlemi tekrarlayın. Asprindeki salisilik asit sivilceleri yaratan bakterileri yerle bir edecek.
■ Karbonat lohusa anneler içinde mucize bebeğinizi emzirmeden önce bardağa biraz su ve karbonat atıp karıştırın pamukla göğsünüzü önce karbonatlı suyla sonra temiz suyla silin göğsünüzde çatlaklık olmaz bebeğinizin ağzına beyaz pamukçuk oluşmaz
■ Dişlerinizi iki günde bir karbonatla çok yavaş fırçalayın ve fırçaladıktan sonra ağzınızı iyice çalkalayın. Evet tadı mükemmel değil ama değer.
Bir kase ılık suyun içine bir çay kaşığı karbonat koyun ve ellerinizi bu suda 15 dakika bekletin. Tırnak diplerindeki etler yumuşacık olacak. Özellikle manikürden uzak duran baylar ve bayanlar için çok faydalı.
■ Evinizdeki halıları süpürseniz de silseniz de zamanla kokmaya başlar. Halı yıkamacılara verdiğiniz halı bilin ki en kötü kimyasal deterjanla yerlerde araba yıkanır gibi yıkanmaktadır. Oysa kokuyu çıkarmak için şunu yapabilirsiniz. Bir iki avuç karbonatı halının her tarafına serpin ve 1–2 saat bekledikten sonra elektrik süpürgesi ile iyice süpürün. Halınızdaki o kötü kokudan eser kalmayacaktır.
■ Buzdolabınızdaki kokuyla baş edemiyorsunuz. Bütün yiyecekleri dışarı çıkar sil süpür kurula vs. uğraşmak istemiyorsanız bir kâse karbonatı buzdolabının bir köşesine koyun. 4-5 günde bir karıştırın. Kötü kokuların gittiğini göreceksiniz. Ayrıca dolapta sakladığınız meyve sebzeler üzerinde koruyucu bir etkisi olacaktır karbonatın.
■ Halı koltuk elbise üzerine yağ mı damladı? Panik yapıp deterjana saldırmayın! Çünkü deterjan leke olan bölgenin rengini açıp renk dokusunu bozacaktır. Bunun yerine yağ lekesinin üzerine karbonat dökün ve üzerini hafifçe ıslayın. 1–2 saat bekledikten sonra silin. Yağ lekesinden eser kalmayacaktır. Zira suyla birleşen karbonat yağları söküp atan doğal bir sabun haline gelir.
■ Mutfak tezgâhınızın mermerlerini ve fayanslarını limonlu karbonat ile ovun ve durulayın. En güzel temizleyicidir. Kimyasal deterjan kalıntısı kalmadığı için üzerine meyve- sebzelerinizi, ekmeğinizi rahatlıkla koyabilirsiniz.
■ Ayrıca tıkanan lavabolarınızı açmak için bir su bardağı karbonatı lavaboya dökün. Üzerine 1 bardak sirke ilave edip 2 litre kaynar suyu lavaboya boşaltın. Tıkanan lavabo açılacaktır.
■ Kirli lavabolarınız için krem deterjanlar yerine limon ve karbonat kullanın. Lavaboya karbonat döküp limonla ovun. Hem kirlerin kaybolduğunu hem de parladığını göreceksiniz.
■ Dibi tutan tava ve tencerelerinize akşamdan karbonat döküp sıcak su ilave edin. Sabah temizlerken zorlanmayacaksınız.
■ Paslanabilecek eşyalarınızı karbonatla ovarsanız paslanmasını engellemiş olursunuz.
■ Porselen gibi kararan eşyalarınız varsa limonlu karbonat ile ovun. Rengi açılacaktır. Aynı şekilde gümüş eşyalarınızı suyla macun haline getirdiğiniz karbonat ile ovarsanız, rengi açılıp parlayacaktır.
■ Elbise dolabınızda rutubet ve küf kokusu varsa ve naftalin kokusunu da sevmiyorsanız dolabınızı bir köşesinde ağzı açık şekilde kavanozda karbonat bulundurun.
■ Banyo duşa kabin camlarını karbonat ile silip durulayın. Duş alırken daha rahat nefes alacaksınız.
■ Banyo terlikleriniz ister tahta ister plastik olsun üzerine karbonat dökün ve öyle duş alın. Hem terlikleriniz hem de ayaklarınız rahat edecek. Bu yolla tahta takunyalarınızın ömrü uzayacağı gibi kimyasal temizleyiciler, cildinizden uzak tutmuş olacaksınız.
■ Çamaşır makinesinde kullandığınız deterjan miktarını yarı yarıya azaltıp gerisini karbonat ile tamamlayın. Çamaşırlarınız daha temiz ve kimyasal artıklardan uzak kalmış olacaktır.
■ Özellikle koltuk altı ter kokuları için. Banyo sonrası 1/2 çay kaşığı kuru karbonat kol altına ovularak sürülürse koku namına bir şey hissetmiyorsunuz
■ Karbonatla sirkeyi karıştırıp odanın bi köşesine koyulduğunda sigara kokusunuda alıyor
■ Evde termos kullanıyorsaniz zamanla, içini ya kahvenin yada çayın siyahlaştırdığını görürsünüz, 2 kaşık karbonat termosun içine atıp üzerine örtecek kadar kaynamış su dökün, 1-2 saat bekletip bir bezle ovun, kolayca çıkıyor pırıl pırıl oluyor!

Sonuç olarak; sirke limon ve karbonat evinizde sadece mideniz için değil her türlü temizlikte ve pratikte kullanabileceğiniz doğal ürünlerdir. Mümkün olduğunca bu ürünleri kullanmaya özen göstermeniz; hem çocuklarınızın ve sizin sağlığınız için hem de yaşanabilir nefes alan bir ev açısından önemlidir.
■ Bir çay kaşığı karbonatın üzerine bir kaç damla limon sıkıp dişlerinizi çok yavaşca onunla ovdunuzmu dişlerdeki çay, kahve, sigara sarar tısını ve ağız kokusunu alır.

Sevgi ve sağlıkla kalın..!
sevgi paylaştıkça çoğalır sevdikleriniz için paylaşmayı unutmayın

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.302
  • 223.466
  • 28.302
  • 223.466
# 10 Şub 2016 22:40:04
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Çevrimdışı eessrraa

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 5.906
  • 46.126
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 5.906
  • 46.126
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 11 Şub 2016 21:04:30

  televizyon açıkken uyumak, beyni kısmen aktif bıraktığı için uyku kalitesini oldukça düşürüyormuş...

Çevrimdışı ferdem

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 4.415
  • 27.381
  • 4.415
  • 27.381
# 11 Şub 2016 21:45:46
İnsan ömrünün yaklaşık üçte birini kapsayan uyku; vücudun ve beynin dinlenmesi, kendini yenilemesi için gerekli bir ihtiyaçtır. Uykusuzlukla başa çıkabilmek için; Yatağa uyku geldiğinde girmek, kafeinli, alkollü, kolalı içeceklerden ve tütün kullanımından kaçınmak, düzenli egzersiz yapmak, yatmadan çok aç ya da tok olmamak gibi şeylere özen göstermek gerekir.

Çevrimdışı peugeot307

  • B Grubu
  • 2.730
  • 5.322
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 2.730
  • 5.322
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 11 Şub 2016 21:52:55
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
  televizyon açıkken uyumak, beyni kısmen aktif bıraktığı için uyku kalitesini oldukça düşürüyormuş...
ben çok severim özellikle öğretmen evinde yatarken öyle uyumak çok hoşuma gidiyordu

Çevrimdışı eessrraa

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 5.906
  • 46.126
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 5.906
  • 46.126
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 11 Şub 2016 21:54:39
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
ben çok severim özellikle öğretmen evinde yatarken öyle uyumak çok hoşuma gidiyordu

artık daha dikkatli olursunuz öğretmenim...

Çevrimdışı peugeot307

  • B Grubu
  • 2.730
  • 5.322
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 2.730
  • 5.322
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 11 Şub 2016 22:08:06
yok sadece o yıl yapmıştım sene 2012 gibi geçmişti

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK