İletişim Çağında, İlkel İletişim Yöntemleri Üzerine Düşünceler

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
30 Kas 2014 12:43:41
İletişim çağında, ilkel iletişim yöntemleri üzerine düşünceler - 1

Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Eğitimhane ailesinin 1 Kasım 2014 tarihinde gerçekleştirdiği ilk seminer çalışmasının konusu  "İletişim Çağında İletişimsizlik"'di.
Olumsuzluk içeren kelimelere  karşı antipatim olduğu için konu başlığı hoşuma gitmemişti.

Seminerde yapılan "her şey zıttıyla vardır, iletişim varsa, iletişimsizlikte olacaktır" açıklamasına rağmen, "iletişimsizlik"   kelimesi ile iletişim eksikliği ve yanlış iletişimin ifade edilmek istendiğine inanıyorum.
Canlıların bulunduğu bir ortamda, mutlak anlamda iletişimsizliğin mümkün olacağına inanmıyorum.


Muhtelif yazılarımda, basılı kitapları okumayı, kalemle yazı yazmayı vs. ilkellik olarak tanımlamış ve tepki almıştım.
"İlkel" kelimesini bir işi ebeveynlerimizin yaptığı şekilde yapmak anlamında kullanıyorum.

Yaptığım bu tanımlamayı dikkatine aldığımda, seminerde vurgulanan,  görsel, işitsel, dokunsal iletişim tekniklerini ilkel iletişim yöntemleri olarak algılıyorum.
Çağımıza uygun iletişim şeklinin teknolojiden azami şekilde yararlanıldığı bir iletişim modeli olduğuna inanıyorum.

Türk dil kurumu iletişimi şu şekilde tanımlıyor:
1. (isim) Duygu, düşünce veya bilgilerin akla gelebilecek her türlü yolla başkalarına aktarılması, bildirişim, haberleşme, komünikasyon

Atalarımız iletişimi büyük oranda  yüz yüze gerçekleştirmek zorudaydılar. Günümüzde böyle bir zorunluluk kalmamış olmasına rağmen, ısrarla yüz yüze iletişim üzerinde durulmaktadır.

Görsel, işitsel ve dokunma tekniklerinin, teknoloji destekli iletişimi daha etkin, daha verimli kullanabilmek için öğrenmek gerektiğine inanıyorum.
Lie to Me dizisini izleyenler bu tekniklerin önemini daha iyi anlayabilirler. Özellikle "mikro ifade" olarak tanımlanan ifadelerin iletişimde çok önemli olduğuna inanıyorum.
BUNUNLA BİRLİKTE bu teknikleri öğrenmekte temel amaç, teknoloji destekli iletişimi daha etkin, daha verimli kullanabilmek olmalıdır.

Teknoloji destekli iletişimi daha aktif kullanabilmek için bir üst model iletişim yöntemi  olacağına inandığım "telepatik iletişim" konusunu da gündelik hayatımıza sokmamız gerekir.
Bir çok kişi yeterli bilgi sahibi olmadığı için "telepatik iletişim"'in bir yetenek olduğunu sanıyor.

Telepatik iletişim bir yetenek değil, daha üst model iletişime geçişte basamak olacak bir iletişim yöntemidir.
Farkında olmasa da bir çok kişi telepatik iletişim modelini kullanmaktadır.

Konuya başka bir mesajda devam edebilmek umuduyla...

Not: Bu mesaj, "İletişim Çağında İletişimsizlik"' seminer videolarının ilk üç bölümü izlendikten sonra yazılmıştır.
Seminer videolarının tamamı ve seminerde kullanılan slayt yayınlanırsa, iletişim konusunun farklı özellikleri ile ilgili düşüncelerimi de paylaşmak isterim.

Çevrimdışı divan1

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.417
  • 4.052
  • Sosyal Bilgiler
  • 1.417
  • 4.052
  • Sosyal Bilgiler
# 30 Kas 2014 15:38:34
İletişimsizlikte bir çeşit iletişimdir.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 03 Ara 2014 16:08:29
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

İletişim çağında, ilkel iletişim yöntemleri üzerine düşünceler - 2
'İletişim Çağında İletişimsizlik' seminerinde kullanılan slaytı indirdim ve inceledim.
Öncelikle slaytı hazırlayan Ayşegül Ekti hanıma ve NİL35 forumdaşımın şahsında slaytı yayınlayan Egitimhane yönetimine teşekkür ederim.
Slaytta paylaşılan hususlarla ilgili düşüncelerim :

Alıntı
İletişim bir çeşit bilginin paylaşılmasını mümkün kılan ve bir ilişkileşme ve paylaşım SÜRECİDİR.
Bir süreç olarak iletişim, bireyin bir başka bireye yaptığı herhangi bir etki olmasının ötesinde, bir paylaşım eylemidir.
Bu nedenle iletişim tek yönlü olmayıp, iki yönlü bir süreçtir.
İletişimin bir süreç olduğuna dikkat çekilmiş olması çok önemlidir.
Medyanında etkisi ile, kişilerin paylaşımlarından cımbızla çekip alınmış cümleleri dikkate alarak kişiler hakkında yargılara varıyoruz.   
Örnek :
Kenan Evren devlet başkanı olduğu dönemde bir konuşmasında NİSA suresi 43. ayetin bir kısmını alıntılayarak. Kur'an-ı Kerim'de  "namaza yaklaşmayın" emrinin bulunduğunu söylemişti.
Ömürlerinde Kur-an'ı Kerim meali okumamış kişiler büyük şaşkınlık yaşamışlardır :)
Koskoca devlet başkanı yalan söyleyecek değil ya...
Evet Kur-an'ı Kerim'in  NİSA suresi 43. ayetinde "namaza yaklaşmayın" emri vardır. Ayetin tam mealini okuyalım :
Ey iman edenler, sarhoş iken, ne dediğinizi bilinceye ve cünüp iken de -yolculukta olmanız hariç- gusül edinceye kadar namaza yaklaşmayın.
Eğer hasta veya yolculukta iseniz ya da biriniz ayak yolundan (hacet yerinden) gelmişseniz yahud kadınlara dokunmuş da su bulamamışsanız, bu durumda, temiz bir toprakla teyemmüm edin, (hafifçe) yüzlerinize ve ellerinize sürün.
Şüphesiz, Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.

Kişiler anlık duyguların etkisi ile söylemek istemedikleri sözler sarfedebilirler, olgun bir birey olma yolunda iletişim hatalarına düşebilirler vs.
Bunlar iletişimin safhalarıdır (iletişimi sonlandırmamalıdır). Bu tür durumlarla karşılaşıldığında iletişimi sonlandırmak kişisel olarak kaybımız olur.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 03 Ara 2014 16:10:11
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

İletişim çağında, ilkel iletişim yöntemleri üzerine düşünceler - 3

Alıntı
Bizler iletişim süreci içinde sadece mesaj almaz mesaj da göndeririz. Böylece iletişim sürecinde karşılıklı olarak etkilenir ve değişime uğrarız.
Olmazzz.. Katiyen olmazzz...
Mesajı sadece ben gönderirim, diğerleri mesajı almakla yükümlüdür.
Kimse beni etkileyemez, değiştiremez.
Ben 7 sinde ne isem 70'inde de oyum.
...
- Efendim... Anlayamadım... 63 sene boşu boşuna yaşamışım mı diyorsunuz? Niye ki?

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 04 Ara 2014 15:51:34
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

İletişim çağında, ilkel iletişim yöntemleri üzerine düşünceler - 4

Alıntı
İletişimin bir çok bozucu engelli vardır ve bunlardan bazıları
tutarsızlık,
güvensizlik,
isteksizlik,
yetersiz dinleme,
aşırı bilgi yükleme,
sempatik etkenler,
statü,
yaş ve cinsiyet uyuşmazlıkları,
gürültü ve diğer çevresel etkenlerdir.

Tutarsızlık engeli hakkında üzerinde önemle durulması gerektiğinde inanıyorum. Seminerde muhtemelen kısıtlı zaman nedeniyle bu konuda bir açıklama yapılmadı.
Ebeveynlerin en belirgin tutarsızlıklarını şa sözlerle ifade etmek mümkündür sanıyorum :
- Koca adam oldun...
- Daha yaşın ne başın ne...
vs.

Güven çift taraflı bir duygu /davranıştır. Kendimize güvenmezsek başkalarına güvenemeyiz. Başkalarına güvenmediğimiz zaman, başkaları da bize güvenmez.

İsteksizliğin temelinde, iletişimde kalitenin düşürülmesinin etkili olduğuna inanıyorum.
Gençlik yıllarımda birisiyle sohbet amaçlı bir görüşme yapacağım zaman, sohbet konularını belirler, konularla ilgili söyleyeceklerim üzerine hazırlık yapardım.
Bazı durumlarda konuları, söylemem gerekenleri ufak notlar olarak yazar yanımda bulundururdum.
Bu şekilde kaliteli ve verimli bir sohbet yapmış olurduk. Günümüzde sohbet için konu belirleyen, hazırlık yapan hiç kimse olduğunu sanmıyorum.
Nerde o eski günler... :)

Yetersiz dinleme: Bu konuda çok mustaribim. Uyumadan önce gün içinde yaptığım konuşmaları zihnimden geçirme alışkanlığım vardır.
Bu alışkanlığım gün içinde yaptığım konuşmalardaki hatalarımın farkına varmama vesile oluyor.
Özellikle muhataplarımın söyledikleri anda farkına varamadığım anlamların FARKINA VARIYORUM. O zaman iyi bir dinleyici olmadığımı anlıyorum.

Aşırı bilgi yükleme: Çevremizde bu kadar çok uyarıcı etken varken aşırı bilgi anlamsız kalıyor. Bilgilerin çoğu muhatabımıza ulaşmadan kaybolup gidiyor.

Sempatik etkenler ifadesinden gülümseyen bir yüz, dekolte bir kıyafet gibi dikkat dağıtıcı etkenleri anlıyorum. Doğru anlamış mıyım?

Statü : Üst kademe ile muhatap olmaktan oldum olası hoşlanmam. Tercihim eşitler arası iletişim olsa da her zaman mümkün olmuyor.
Özellikle çocuklar ve gençler ile iletişim üzerinde büyük eksikliklerim var.

Yaş kemale erince, cinsiyet iletişimde daha fazla problem olmaya başlıyor. Karakterlerin oturması cinsiyetler arasındaki farkı belirginleştiriyor.
BUNUNLA BİRLİKTE hoşgörünün artması iletişimi olumlu yönde etkiliyor.

Gürültü ve çevresel etkenler kanıksanmıştır. İletişime etkisinin farkına varamıyoruz.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 06 Mar 2015 18:29:19
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Ayşegül Ekti hanım tarafından hazırlanan ve Egitimhane.com'un İletişim çağında iletişimsizlik konulu 2. seminer organizasyonunda sunumu yapılan "BİLİNÇALTI TEKNİKLERİ İLE SAĞLIKLI İLETİŞİM" başlıklı sunuyu dikkatle inceledim ve faydalandım.
Sunu ile ilgi düşüncelerimi paylaşmamın faydalı olacağını umut ediyorum.

1) Sunuda, anne karnında başlayıp, devam eden bir kayıttan bahsedilmekle birlikte bu kayıt işleminin NEREYE yapıldığı konusunda bilgi verilmemektedir.
Bırakılan boşluğu biz tamamlayalım :)
Kayıt işleminin yapıldığı yer RUHTUR.
Sunu boyunca kullanılan bilinçaltı, bilinçüstü, ego, süper ego, id gibi terimlerle ifade edilenler ruhun fonksiyonlarıdır.
Sunuda, bilim insanları Ericson ve Freud'un görüşlerine yer verilmiş.
Bununla birlikte ruhu yaratanın, ruh hakkında bildirdiklerine yer verilmemiş.

2) Sunuda, 0 - 6 yaş dönemine yapılan kayıtlarla oluşan bilinçaltının, ileri yaşlardaki psikolojik durumu önemli ölçüde etkilediği belirtilmiş.
0 - 6 yaş döneminde yapılan kayıt miktarı buz dağının su altında kalan bölümü ile sembolize edilmektedir.
Yetişkin bir insanın, 6 yaşından sonraki kayıtları bilinçüstü olarak isimlendirilmekte ve buzdağının su üstünde kalan kısmı ile sembolize edilmektedir.
Örneğin
80 yaşındaki bir insanın
0 - 6 yaş dönemi kayıtları buz dağının suyun altındaki BÜYÜK kısmı,
7 - 80 (63 yıllık) yaş dönemi kayıtları buz dağının suyun üstündeki KÜÇÜK kısmını oluşturmaktadır.

3) Bilinçaltı kayıtları, genel olarak İD olarak isimlendiriliyor.
Sunuda id kelimesi için, ilkel ve doğuştan gelen dürtüler tanımlaması yapılıyor.
(Olumsuz anlamdaki) cinsel arzular, saldırgan tepkiler gibi olumsuzlukların kaynağı olarak gösteriliyor.
İnançlarımıza göre, insan, gerek bu dünya, gerekse ahiret hayatı için mükemmel özellikte yaratılmaktadır.
Yaratılış, (bedensel özürler dahil) hiç bir yönüyle olumsuzluk barındırmamaktadır.
Yaratılıştan sonra ortaya çıkan olumsuzlukların tamamı insan kaynaklıdır.

4) Ruhu etkileyen insan kaynaklı olumsuzlukların bir çok sebebi vardır.
Örnek :
- Aldığımız besinler ruhu etkiler: Yaratanın yasakladığı / tavsiye etmediği besinleri yiyen bir anne vasıtasıyla rahimdeki çocuğun ruhu olumsuz etkilenir.
Aynı durum bu dünyaya geldikten sonra aracısız olarak olumsuz etkisini devam ettirir.
Ağırlıklı olarak hayvansal ürünlerle beslenen bir insanın sakin / uysal ruh yapısına sahip olması mümkün değildir.
Benzer şekilde, ağırlıklı olarak bitkisel ürünlerle beslenen bir insanın saldırgan bir ruh yapısına sahip olması mümkün değildir.

- Ses dalgaları ruhu etkiler: Ruh, bu dünyanın kavramları ile bir tür enerji olarak tarif edilebilir.
Bu nedenle her türlü enerji (olumlu / olumsuz) ruhu etkiler.
Seste bir tür enerjidir.
Bir çok kişi çocukların yanında kötü anlamı olan sözler söylenilmesinin doğru olmadığını düşünür.
Bu görüşe katılmıyorum. Sözlerin anlamı değil, söylenirken üretilen ses dalga boyu ruhu etkiler.
Örneğin, kötü anlamı alan bir sözü, çok güzel bir şey söylüyormuş gibi tatlı bir ses tonu ile söyleyebilirseniz ruh bundan olumsuz etkilenmez.
Güzel anlamı olan bir sözü, kızgınlık içeren sert bir ses tonu ile söylerseniz ruh bundan olumsuz etkilenir.

- İklim şartları ruhu etkiler: Ruh için en uygun olan ılıman iklimdir. Sıcak iklimler ruhu olumsuz etkiler (saldırgan davranışlar).
Soğuk iklimlerin ruha sakinlik / uysallık veren etkisi vardır.
...
Ruhu etkileyen hususlar çok fazla olduğu için, psikolojik rahatsızlıkların çoğunluğunu 0 - 6 yaş arasında yapılan kayıtlara bağlamanın sağlıklı bir düşünce olmadığına inanıyorum.

İnsan ruhu, doğrusal bir etki altında değildir. Değişik dönemlerde, değişik özellikler gösterir.
Örnek:
- Evlilik öncesi ve sonrası arasında insan ruhunda olumlu / olumsuz önemli değişiklikler olur.
- Ergenlik öncesi ve sonrası arasında insan ruhunda olumlu / olumsuz önemli değişiklikler olur.
- Büyük sağlık problemleri, büyük sıkıntılar sonrasında insan ruhunda olumlu / olumsuz önemli değişiklikler olur.
...
Bu değişiklikleri sadece 0 - 6 yaş arasında yapılan kayıtlara bağlamanın sağlıklı bir düşünce olmadığına inanıyorum.

Sunu ile ilgili düşüncelerimi inşallah paylaşmaya devam edeceğim.

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK