Kendi Şiirlerimizi Paylaşalım

Dünya boş dedim
Gözünün yaşını görünce annemin
Annemden ayıran yollara
Ve annemden ayrı geçen yıllara
Tek tek nasıl yanarsa bir gönül
Öyle yandım
Gene de sönmedi bağrımdaki sancım
Dedim ki kırışmış yüzü
Her kırışıklığa helallik için bin ömür tüketsem
Ödeyemem hakkını
Dünya boş dedim
Gözümün yaşına aldırmadığı için....

+sonsuz

Herkese boş sayfa gerek.
Geçmişten,geçmemişe izleri görmek için.
Zaman yıprattı diyerek,
Ağlarız için için..
Kuytular hüzün başı,
Elimizde kahır aşı,
Döndürdü giren başı
Pişeriz için için.

Herkese boş sayfa gerek.
Geçmişten,geçmemişe izleri görmek için.
Zaman yıprattı diyerek,
Ağlarız için için..
Kuytular hüzün başı,
Elimizde kahır aşı,
Döndürdü giren başı
Pişeriz için için.

+sonsuz

Herkese boş sayfa gerek.
Geçmişten,geçmemişe izleri görmek için.
Zaman yıprattı diyerek,
Ağlarız için için..
Kuytular hüzün başı,
Elimizde kahır aşı,
Döndürdü giren başı
Pişeriz için için.

bir sayfa da ben alayım lütfen

'Yalnızlığım benim pasaklı sevgilim'

Artık şiir yazmak benim ağlama biçimim
Dize dize haykırmak içimdekileri
Sel olup akmak kelimelerle
Meçhul olmak son dizesinde
Şiir olmak acemi bir şairin kaleminde
Anlam bulmak okuyanın yüreğinde
Şiir olmak
Damlamak
Anlamlanmak...

Düşler ülkesinin tüm renkleriyle merhaba diyorum sana
Aklının almadığı hayal gücüyle sesleniyorum
Masal kahramanım olur musun benim

Darağacında dört mevsim
Eylül benim olsun
Ötesi gençlik hevesim...

ZULME DİRENİŞ(Zulme duyarsız kalamam)

Çok gördüler Uygur Türk’ünün dirisini,
Merhametsiz elleriyle soydular derisini,
Artık söylemek lüzumsuzdur gerisini,
Sen ağladın benim içim parçalandı.

Tepki vermeli Filistin’deki zulme,
Dünya seyirci kalmadı mı bu filme?
Gel de medeniyeti savunanlara gülme,
Sen ağladın benim içim parçalandı.

Eziyete uğrayan Müslüman kardeşim
Senin içindir, öfkeyi saçan sesim,
Birleşmek olsun zulme karşı resim,
Sen ağladın benim içim parçalandı
Osman Ali Aydın

Kaç yenilgi varsa yürekte,
Hepsini kaybeder bilekte.
Kendine ettiğin tüm dilekte,
Hayatına yazdığındır son dilekçe.

cansız olanlarda varmış hayatta
ne hisseder, ne de ağlarlar
ve fakat sevindirirler isteyenleri.
bir oyuncak ya da bir yüzük taşı
takvimidir saflığın uçup gidişinin.

ne takvimler asılı duvarlarımızda...

Getirdigin en guzel hediyeydi duvar takvimi.
Takvim yaprağına çarpilar koyardik. .
Dünkü çarpı senindi bugünkü benim ikizim..
Koyduğumuz her çarpı bir adım gelişin.
Her çarpı biriken hasretin.
Aylık sayfa dolunca yirtmak, cikolatadan bile güzeldi.
Paskalyalari, noelleri 5 yaşında öğrendik sayende.
Olmasalar nasıl dinerdi hasretin.
 Sonunda  sayfalar, takvimler bitti.
Asilmayacak yollar,yıllar bitti.
Gelisini  saymak güzeldi de
Hasretin günü sayılmiyor Babacığım. .

"Ben" lerle sarılı etrafımız
Nereye baksam hep" ben" hep "ben"
Bitmeyen kavgalarımız" ben" olma derdinden
Oysaki "biz" ne çok şey sığdırır içine
Anlamsız kavgaları bitirin dercesine.

Çizilmiş sınırları aşarak ağlayan
Kim koşarsa rastlantı kaydırağına
Aşağı inince binerler atlıkarıncaya.
Oynadığımız roller bitesi değil
Yalnızlığımız, bilmezden geldiğimiz...

birisi seni alır,
birisi seni tutar,
birisi seni yakar,
birisi seni anlar,
birisi seni bırakmaz,
birisi seni açar,
birisi seni özler,
birisi sendedir,
birisi seni yorar,
   sen hangisini istersin ey kaari?