Kendi Şiirlerimizi Paylaşalım

Bulut olsun sevdiğim şiirler
Sabah olsun gül yüzün..
Çay demlensin sevdalardan
Çiçeklensin ellerinden cemre

         Çok bulutlu şiirler  var içimde
         Bahara seninle yağacak

Yüreğe ağır gelen sevda
Kulağa sağır
Kalemin ucuna kahır olarak düşer.
 
Bana mahsun mahsun bakma öyle
Hiç bi bulut anlamadı sevda taşıyan yüreğimi
Rüzgarda bilmeyecek dudağımın ucundaki türküleri
Kaderimize yazılan ayrılıklar, alın yazımıza mühürlenmiş
Sen geç kalınmışlığa yanarken , ben pişmanlığın ateşinde kavruldum.

Sabretmek , mecburiyet
Sevmek ,öğrenmeye dahilmiş hayat kitabında
Sevgi kemale erse de, aşk kıvama gelmiyor işte

Bi bilen söyledi!
Gözyaşı aşkın çiçeğidir diye

Bi gülüş, bi bakışa
Ne dertler sırtladık ne dertler  of.. of.
Kervan çekmedi, biz çektik
Af dedik ateşe,affet dedik aşka düştük
Kuş gibi çırpındık, bi ateş ,bi aşk kafesinde
Ağlayarak anladım
Yüzüstü aşka düşmeyi...

ağzı açık kurt
oyulmuş ruhundan sızan pis koku
lanet olsun mazlum postu giyen zalime
fırtına estiğinde postu düşen sırtlan
sırtlanların kanunu bu;
sürüden ayrılırsan ölmekte var
dopamin beyne zarar
namluyu kasar
her yalan söz ilmeği boynuna dolar
seni kurtaramaz taptığın PUT
yanına kar sandığın şey kırkında gelir seni bulur

hani acıtmazdı yüreği aşk
oysa severken
yüreğim acıyormuş
istemesem de
yaşlar dökülüyormuş.

mutluluk değilmiş sensizlik,
gerçeğin kendisiymiş
olmayan bir umut için
beklemeye değmezmiş.

Ne yalnızlıga  demir
Ne hasrete attık ipleri
Var olana şükür
Yok olana sabır
İlerisi gerisi yetim
Yumruklar cehalete
Yollar edebe
Gitmekte ağrıyan bacaklar
Sönmekte düzensiz ocaklar...
Bir mucizeye yetim
Konusamıyor
Susamıyor
Kime boynunu büktüyse
Kıme diz çöktüyse
Şarsarak ruhu
Gelecek
Bu hikayeye doğru..

Sana ben..
en hazin aşk şiirlerinden kalma
yakınım ayrılıklarda
Buluşulur elbet yok'la var arası
bir yağmur sonrası gözlerinden kalma
hasret çiy damlasıyken sabaha..

kırmızı bir sabaha
öğretilmiş bir hüzünle giden ay'a
denizden gelen yaşama
ekmek kavgasına coşkuyla
çığlık atarak dalan martıya
erkeğin ellerine dolanan
kadın kanadına
aşk diyerek uyan
sevgili

Yaram, ne sızılar doğurdu...
Ellerim ne dualar uçurdu..
Ne kabuslar böldü uykumu..
Aklın şaşmadan,
Ümidin cılız bir alev  gibi,
Rüzgarda yok olmadan..

Yaşın akmadan ve de!
Kızıl bir taş ki;
sol yanına oturmadan..

Bilemezsin, bilemezsin...

Herşeyden önce insandık biz.....
Bir kanadı kırık
Bir tarafı hüzün
Rüzgar kalbimizden girip çiğerimizi dağlasa da
Biz sevdiğimize önce sır sonra ser olurduk

Özlenen...!
Acıyla ihtiras arasında kalırken acıya yöneldik
Kalbimize sağır olmadık hiç
Kaybederken değil bulurken ağladık
Yaralara merhamet sürerken
Söz özümüzden gelirdi hep...
Özlüyorum diyorsun
Öz olmayınca....
Ha özlemişsin...
Ha ölmüşsün
Özünden veya ölümden hangimiz dönebilir....

yürütmeyi durdurma kararı aldı ıssız sokaklar,
tüm iyi niyetlerin feth-i kabir işlemi çıkıyor
vicdan mahkemesinden.
insanlığı rücu ediyor zaman
niyetini, niyet okuyarak İstiktab ediyor kolu uzun aklı kıt insanlar
kat iktisapı yapılmamış hayalleri kimler, kimlere naylon fatura ediyor
adiyen darp zamanın ruhu olmuş, her temasın dili
arızî atipik tipler, freni patlak araç gibi patlayacak bariyerde

Ben ona dedim ki  ..
Gidersen
Kim sular içimdeki kırgın kuşları

        bahaneler ardına sığınmışken sen
        ne  mümkün duymak sesini yüreğinin
        mesafeler konuklanmışken yüreğine
        ne mümkün söküp atmak hasreti
        tutarak baharın renginde ellerini

Varla-yok arasında
Bir söze
Bir insanı yok saydık
Gelenimiz az
Gidenimiz çok.....


Kırılgan halimizden
Kıran yapıya çabuk geçtik...
Belki vakitli ,belki vakitsiz
Bir ahın arkasından
Ödümüz kopuyor aşk'dan
Hatır için gelmiş gidenler
Sırra kadem basanlar
Çizdiler üstümüzü.....

Ne fark eder
iki lokma huzur etmeyince sevgi
Yollar yol değilse
Sevgi de ahde vefa yoksa
İnsan insanla sınanıyorsa
Yaşam savaşı veriyorsa sevdalar
Zamanı kalmadıysa sevgilerin
Varlık içinde yokluk sinmişse içimize

Saklan....
Üç günlük dünyanın..
Bugünlerinden...
Yarınlarınından...

Yalnızlığı vurdum şiirler dolusu gözlerinin derinine..
Seninle kuşatılmış sözler buldum yol boyu
Aşk artığından arınmış diyarlarda
Saçlarında uçuşan umutlu dizeler
Sürdüm
    gözlerinden hasretin maviliğine

                              Bahar mı geldi
                             İçimde sesin yeşerdi"

               

 

  GECELER UZUN


Ayak seslerini duydum avluda.
Bakışın ilk defa bu kadar mahzun.
Tadın dudağımda, kokun havluda
Kalsın. Ve geceme ay şahit olsun.
Uzan yüreğime, geceler uzun.

En son kapımı sen çalmıştın. Heyhat!
Hep karanlıktaydım; zindandan berbat.
Anlat, gözlerime bakarak anlat.
El-ayak çekilsin, sokaklar sussun.
Uzan yüreğime; geceler uzun.

Resmini kaç defa sildim; olmadı.
Kahkahalar attım, güldüm; olmadı.
Dirildim olmadı, öldüm olmadı.
Daha oracıkta ne bekliyorsun?
Uzan yüreğime, geceler uzun.

Su olsam susarım; kurur her damlam.
Son nefesim olsan, onu da almam.
Ah en zor sınavım; ah yasak elmam!
Cezamız, Cennet’ten kovulmak olsun.
Uzan yüreğime, geceler uzun.

Bir sen dindirirsin kâbuslarımı.
Buselerinle ört omuzlarımı.
Isıt her zerremi; çöz buzlarımı.
Uzan yüreğime, içim soğusun.
Uzan yüreğime, GECELER UZUN…

Sensiz yoksulluğumuz soysuz
Hadsiz hudutsuz durgun dünya
gözlerimizde esenlik yok
Bir tek uzanan eldedir Tusi
her şeyin sonunda gülümseyen hep O

Ben ona diyecektim ki ..
Vedaların bir adım ötesinde
Vefalar durur.."

        Biz güneşli günlerini çocukluğun
       rengine boyadığımızdan beridir
       Soğuyan mevsimler buluşuyor
       Ve pazar günlerinin hasret kokan 
       Uyanışı kadar kimsesiz
       Mevsim gibi..deniz gibi..an gibi
      Durulmaz O'na  hep akışım

Merhamet sen misin
Kül rengi ..koyu gri..gül rengi
Tusi