Kendi Şiirlerimizi Paylaşalım

Harf harf doğarken gözlerinde
Mısra mısra şiir olurum yüreğinde
Her düş gecemi öperken
Yanağımdan süzülür sensiz zaman

çıkartıyorum ellerimi ceplerimden şimdi...
gözlerimde kanlanan öyle bir fırtına ki...
vebalı bir organizmadır hayat...
canımı sıkan şeyler vardır...
suç vardır, ceza vardır,
oyun içinde oyun vardır...
ihtirasla kırbaçlanan köleleriz, karanlığın köründe...
ağlamaklı şarkılar çalarken kalplerimize,
açlık, açlık da vardır...

özgürlük istemiyle yargılanan gladyatör edası...
yüreğimde kısıtlanan atların coşkulu/haklı isyanı...
kepenklerini kapatan siftahsız esnaf gibi
göz yordamıyla kapatabilir miyim gözkapaklarımı?..
susturabilir miyim
-sızlamasından sorumlu olmadığım- vicdan sızımı?..
-ki su keser ya hani her sızıyı-
susuzluk, susuzluk da vardır...

bütün renkleri tanıdım insanların gözlerinde...
varlığımdan kuşkulu giysilerimdendi mutluluk...
klasik ve eğreti şarkılar eşliğinde...
sabahı beklerken ki endişe, neye değer diyorum...
neler değer diyorum kafamı çıkartsam camdan...
öyle ya şans göreceli kavramdır...
şanssız bir insan olsam kafama uçak çarpardı,
şanslı bir insanım kafama kuşlar çarptı...
uykusuzluk, uykusuzluk da vardır...

hiç bir şeyin eskisi gibi olamayacağı gerçeğinde tutuşarak
insana döndük...
günde iki defa ya öldük ya öldürüldük...
kendimizi reddedip özümüze bile küstük...
absürt psikolojik bir gerilim filmi gibidir hayat,
sonunda kimseler kazanamaz- bildiysek de-
bilemedik, kaybeden olduğunda
neye yarar kazanmak?..
ve...susmak, susmak da vardır...

Zaman sana söylüyorum
Çocukluğumu ver bana
Dört nala koşuşumu
Bağıra bağıra şarkılar söyleyişimi
Katık koymadan yediğim ekmeği
Uçurtma uçururken ki sevincimi
Masum kal çocuk
Hiç büyüme
Kötülüklerle karşılaşma olur mu
Tek derdin şekerlemen olsun
Gülümse çocuk hep gülümse
Sen kırılma küsme ki
Ben özlemeyeyim çocukluğumu

Bir ağıt gelir
Karanlığın ardından.
Sustuğun kadar bağıran.
Bağırdığın kadar ağlatan.
Merhamet hislerinin öldüğü
Mefta olup gömüldüğü
Ölüye ağıt,diriye öğüt olan.
Varsa şefkatten bir miktar
Geç ayna karşısına
Öğüt ha öğüt...

Dünden kalma, gölgesiz yalnızlık bu
Gecenin saatsizliğinde
Ay ışığından keskin hasretin
Rotasını şaşıran rüzgar ekip ,fırtına biçecek sanki

Aşk uğruna değil miydi
Çekilen bu kadar eziyet!
Madem kolaydı vazgeçmek,
Neden sevdin gideceğini bilerek ...

gitgide ısınıyor kemiklerim
öncü kırlangıç gelsin artık hücreme

Bir bulut
Ve yağmur
Ardından  huzur veren  bir gökkuşağı
Gezgin elini uzatıp dokunabildin mi  gökkuşağına ?

keşfi geç kalmış bir kıta gibisin,
en temiz okyanusun orta yerinde...
koşmak yetmez, yüzmek nafile...
uçmak gerek!..

(dokunulsa bin denize bölünecekmiş gibi 
o emsalsiz yüreğin...
limanın sessiz, denizin durgun...
ışıl ışıl fenerin...)

eski sevda hikayelerinin kahramanı gibisin...
en temiz sayfalarda ölümsüzleşen...
okumak yetmez, anlamak nafile...
bilmek gerek!..

konuşup dile gelen ve aynı anda
üç dilde konuşabilen çocuk gibisin...
duymak yetmez, işitmek nafile...
yaşamak gerek!..

Dingin yüreğimin
Kanat çırpınışları geliyor kulağıma
Acı çekmeye uçuşuyorlar
Yolu izi belli olmayan mateme...

Herkes bir renge kanatlanmış
Geceden sabaha yıldızları sağarken.
Yüzüne edebin rengi yakışır oysa,
Buluttan toprağa bir damla inmiş .
Özüne söz ,yüreğine köz değerken..

Kimsenin yerinde yoktur gözümüz
İlimle doğrulsun artık belimiz.
Dünden güne uzanıyorsa elimiz;
Gayri felaha yetmiyorsa dilimiz
Atılan adımla var göz eğerken..

Bir şiir diyorsun
Çiçek  kokulu bir şiir ...
Şairler diyarından geldim
Şiirleri hep hüzün kokuyordu
Bir gezginin  verebileceği   düş ten başka ne olabilir ki ?

Bir şiir diyorsun
Çiçek  kokulu bir şiir ...
Şairler diyarından geldim
Şiirleri hep hüzün kokuyordu
Bir gezginin  verebileceği   düş ten başka ne olabilir ki ?

şiirlere bakınca , şiir yazma konusunda ne kadar yeteneksizim diyorum.şiir yazmak ayrı bir güzellik bence..👏👏👏👏

hızlı trenle gitme nolur o kadar güzel bakma
bana ait olmayan yüzükleri takma sevgilim
bilmez misin tren hızdan nefret eder
kavakları incitmemek için ayaklanmaz
ben yoksam saçlarını topuz yapma
bir daha dünyaya gelme nolur
sağ elini masaya koyma sevgilim sol elini sakla
denize bakma sakın montunu çıkarma
pencere kenarına geçme sakince kal orda
bakışlarını biriktir biraz israf etme yazık
derin nefes al ortopediden uzak dur
alımlı olma o kadar sakla kendini
kezbana yat cappuccino iç bir şeyler yap
kimseye teşekkür etme yoluna git
yorma kendini nolur o kadar güzel bakma

Duymuyorum mu?sanıyorsun
Yürege gelen
Dile gelmeyen aşk türkülerini...