Köy Ve Köy Okulları İşte Böyle Yok Oldu

 Abbas Güçlü

Köye dayalı bir toplum elbette düşünülemez ama köysüz bir ülke de söz konusu olamaz.

Cumhuriyetin ilk yıllarında nüfusumuzun çok önemli bir bölümü kırsalda yani köylerde yaşıyordu.

 Oran azaldıkça azaldı ve buna hep birlikte sevindik.

Ta ki domates, soğan, kuru fasulye, kırmızı biber, mısır ithal edinceye kadar...

Köylümüzü, çiftçimizi, önce şehirlere özendirdik, ardından da bin bir zorlukla açtığımız köy okullarını bir gecede kapattık.

Sonra da binlerce köyü şehirlere bağlayıp, mahalle yaptık.

Okulsuz köyler şehirlere olan göçü daha da hızlandırdı.

Giden gitti, peki ya gidemeyenler?

İşte onlar için de önce yatılı bölge okulları açtık ama kimse 8-10 yaşındaki çocuğunu bu okullara göndermek istemedi.

Oysa Köy Enstitülerinin önünde kuyruk olurdu!

Bunun üzerine, taşımalı eğitim diye ucube bir sistem yarattık.

Sabahın köründe, hava koşulları elverişli olduğunda, bir minibüs yola koyuluyor, köy köy dolaşarak, topladığı çocukları daha büyük köydeki bir okula götürüyor. Akşam da geri getiriyor.

Ve çoğu, birkaç sınıf bir arada, eğitim yapmaya çalışıyor.

Sayıları iyice azalsa da hâlâ çok fazlaymış.

İsterseniz gelin önce, CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer’in verdiği soru önergesine Milli Eğitim Bakanı Yılmaz’ın verdiği cevaba bir göz atalım.

Kapan köy okulları ve taşımalı eğitim!

İşte Bakan Yılmaz’ın taşımalı eğitim alan öğrencilerle yönelik sorulara verdiği yanıtlar:

“2016-2017 eğitim öğretim yılı 05.01.17 tarihi itibariyle Türkiye geneli taşımalı eğitim alan ilköğretim kız öğrenci sayısı 401.452, erkek öğrenci sayısı 416.347 olup toplam öğrenci sayısı 817.799’dur.

Taşımalı eğitim alan ortaöğretim kız öğrenci sayısı 214.249, erkek öğrenci sayısı 237.301 olup toplam öğrenci sayısı 451.550’dir.

Taşımalı eğitim alan özel eğitim kız öğrenci sayısı 30.915, erkek öğrenci sayısı 45.488 olup toplam öğrenci sayısı 76.403’tür.

2016-2017 eğitim öğretim yılı 07.12.2016 tarihi itibariyle Türkiye geneli pansiyonda kalan öğrenci sayısı ise ilköğretim kız öğrenci sayısı 24.598, erkek öğrenci sayısı 28.879 olup toplam kalan öğrenci sayısı 53.477’dir.

Ortaöğretim pansiyonda kalan kız öğrenci sayısı 148.018, ortaöğretim pansiyonda kalan erkek öğrenci sayısı 153.694 olmak üzere toplam pansiyonda kalan ortaöğretim öğrenci sayısı 301.712’dir.”

Gürer, Milli Eğitim Bakanı’na yatılı ve taşımalı eğitim alan öğrenci sayısını, kız çocuklarının okula gönderilmesine yönelik çalışmalarda bulunulup bulunulmadığını ve kız çocukları içerisinde okula gitmeyenlerin olup olmadığını sormuştu.

Ama görünen o ki zorunlu eğitim çağında olup da okula gitmeyen öğrenci sayısında net bir rakam bulunmuyor!..

Zorunlu eğitim

Zorunlu temel eğitimi 12 yıla çıkararak büyük bir iş başardık ama takibi konusunda ciddi zaaflarımız var.

İlk, orta ve lise çağında kaç çocuğumuz var ve kaçı eğitim alıyor?

İşte bu konuda net bir rakam yok. Çünkü kırsaldaki çocukların ne kadarı nüfusa kayıtlı, onu bile tam olarak bilmiyoruz.

İşe keşke önce oradan başlasak.

Yani doğan her çocuğu nüfusa kaydedip, okul çağı geldiğinde okula devamlarını sağlayıp, mezun oluncaya kadar takiplerini yapabilsek.

Dünyanın neresinde zorunlu eğitim çağında açık öğretim varsa, MEB, yasal sorumluluktan kurtulmak amacıyla zorunlu eğitim çağındaki çocuklar için açık öğretim başlattı.

Onda bile başarılı değil.

Bu da gösteriyor ki yasa çıkarmakla iş bitmiyor, bu konuda topyekûn bir seferberlik gerekiyor...

Şimdi birileri çıkıp da siz daha okuma-yazma sorunu çözememişken, nasıl kodlama eğitimine geçeceksiniz, nasıl bilişim çağını yakalayacaksınız derse, ne diyeceğiz?..

Özetin özeti: Eğitim eşittir sınav demek değil. Ne olur, artık, bunu anlayalım ve şu sınav belasından eğitim sistemimizi kurtaralım!

  • 34 7
  • 18 Mayıs 2017 15:44 3.958
  • serdaraydın
  • Aktif Haberler
  • öffpüff
    22 Mayıs 2017 13:56
    2 1
    Zor olan köye gidip çalışmak değil köyden ne zmn çıkacağının belirsiz olması.hiç şark görmeyenler varken gençliğini dağ köylerinde yalnız geçirmek mesele.istden ankdan yazmak köyde yaşamaya benzemez
  • hazan_gazel
    22 Mayıs 2017 13:35
    2 0
    köylerde çocuk kalmadı ki eski görev yaptığım ya da bizzat kendi memleketimdeki köyde sadece yaşlılar var çocuklu aileler şehire göç ediyor genelde kalan bir kaç çocuk da sayı olarak az olduğu için mecbur taşıma
  • smyi
    22 Mayıs 2017 12:14
    2 3
    biz neden böyle oturduğumuz yerden ahkam kesiyoruz. kapandı, taşımalı eğitime geçti diye ağladığınız köye lütfen bir gidin. bir hafta bir yaşayın oralarda. sonra karar verin.
    ayrıca köylüyü köyde tutarak sebze meyve fiyatlarının ucuzlayacağını düşünmek ekonominin e'sini bilmemektir.
  • egitimci2007
    22 Mayıs 2017 08:50
    7 1
    Taşımalı eğitim bir eziyet değil eğitimde fırsat eşitliğidir. Meselelere şayet olumsuz olarak yaklaşılacaksa ilk önce öğretmen yetiştiren üniversitelerdeki eğitimcilerin durumundan başlanmalı şehre göç Türkiye gerçeği insanlar kendilerini geliştirmeli imkan var zemin var eğitimd elbet eksiklikler olabilir ama ülkesini seven bir eğitimci camiası var eksiklerimizi görecek ve telafi edecek kadar azmimiz var. Ülkesini seven insan isterse her konuda en iyisi olur.
  • devreklim
    22 Mayıs 2017 08:12
    7 2
    Köy okulunda birleştirilmiş sınıf (4 sınıf bir arada) okutuyorum. Çocuklarımı müstakil sınıfta okuyan öğrencilere yetiştirmeye çalışıyorum, zaman yetersiz, imkan yetersiz.Şimdi benim öğrencim mi şanslı yoksa taşımalı da olsa müstakil sınıfta okuyan öğrenci mi? Taşımalı eğitim köyde yaşayan öğrenciler ve diğer öğrenciler arasında fırsat eşitliği yaratmaktır.
  • suphi55
    21 Mayıs 2017 22:18
    2 6
    Abbas GÜÇLÜ ' ye katılmıyorum. Sınav belası derken sınavları kötülüyor.Dünyanın her yerinde sınav var. Sınavları sıralama sınavlarına dönüştürmeliyiz.İĞNEYİ KENDİMİZE ÇUVALDIZI BAŞKASINA BATIRALIM. Öğretmen köyü sevmiyor. Köyde kalmak istemiyor.Gününün bir kaç saati yollarda geçiyor. Halbuki mesleği seçerken biliyorduk köylerde çalışacağımızı ...Torpili olanlar kentlere doğru görevlendirme yapıyorlardı.Onların yerine Lisans ya da önlisans mezunu ücretli öğretmenler çalışıyordu( bu yıl ohal nedeniyle pek görevlendirme yapılmadı). TAŞIMALI EĞİTİMDEN ÖNCE DE KIRSALDA ÇOĞUNLUK VEKİL ÖĞRETMENLER ÇALIŞIYORDU.
  • selam38
    21 Mayıs 2017 21:15
    2 1
    idealistlik eğitim köy öğretmenliği :) alakasız şeyler
  • blue.dark
    21 Mayıs 2017 01:31
    7 1
    İdealist öğretmenlerin bitişi ile köy okullarının kapanması eş zamanlıdır. Ben yıllarımın yarısını köylerde geçirdim. Ve şimdi çağdaş Türkiye için kimse bedel odemiyor. Ve sonuç. Köylerde kalmayan öğretmenler! Köylüyü bir görenler! Yasayacaklarinizdan şikayet etme hakkınız yok belkide.
  • tatanka82
    19 Mayıs 2017 07:22
    13 2
    haberi beğenmeyenler neresini beğenmedi merak ettim.yazılanlardan hangisi yanlış? gerçekten samimi olarak soruyorum.
  • serdaraydın
    18 Mayıs 2017 23:22
    14 0
    Köy okullarını, bir kapandığı zaman, bir yarım ettiği zam , bir de çoluk çocuk sahibi olup, hayat enerjimizin bittiği, işçi-memur emeklisi olup, domates, soğan, kuru fasulye, kırmızı biber, mısırın pazardaki fiyatını görünce hatırlıyoruz.

    Hatırlamıyorsak, bu bitkilerin, Dünya'nın en güzel topraklarına, dışarıdan ithal edilmesine ses çıkarmıyoruz.

    Köylüye ve çocuklarına değer ve destek vermek sadece ve sadece, hepimizin sofrasını güzelleştirir arkadaşlar.
UYARI: Yayınlanan haberler, Egitimhane.Com'un görüşlerini yansıtmaz. Yazılan yorumlar, onaylanmış olsalar bile yazanın sorumluluğundadır.

Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK