MEB Üstün Yetenekli Çocukları Tanıyamıyor
Türkiye’deki üstün yeteneklilerin eğitimindeki eksiklik, MEB’in dergisinde yayımlanan araştırmayla gözler önüne serildi. Araştırmaya göre, sayıları 1.5 milyon olduğu tahmin edilen üstün yetenekli bireylerin yalnızca 40 bini fark edilmiş durumda
Milli Eğitim dergisinin özel sayısı, üstün yetenekli öğrencilere yönelik araştırmalara ayrıldı. Dergide, Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Mahmut Çitil imzasıyla yer verilen araştırmada, Türkiye’deki üstün yetenekliler eğitiminin tarihsel gelişimi incelenerek bu alanda yapılması gerekenler sıralandı.
Dergide Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) üstün yeteneklilerle ilgili ilk stratejik planı 2009 yılında hazırladığı bildirilerek 2013-2017 yıllarını kapsayan, “Özel Yetenekli Bireyler Strateji ve Uyguluma Planı”nda belirtilen eksikliklerin hâlâ sürdüğü belirtildi. Araştırmaya göre, Türkiye’deki üstün yetenekli öğrencilerin yalnızca yüzde 1’i tanılanabildi.
POLİTİKA VAR UYGULAMA YOK
Milli Eğitim Dergisi’nde, “Türkiye’de Üstün Yeteneklilerin Eğitimi Politikalarının Değerlendirilmesi” başlığıyla yayımlanan araştırmada, MEB’in genel stratejilerini içeren 2015-2016 stratejik planında üstün yetenekli öğrencilere dönük politikaların, “Zayıf yanlar” arasında gösterildiğinin altı çizildi. Araştırmada, bu alandaki politikaların sistemli ve planlı şekilde oluşturulamadığı vurgulanarak “Belirlenen hedef ve politikalarla uygulamalar arasında ciddi tutarsızlık olduğu anlaşılmaktadır” ifadesi kullanıldı.
YÜZDE 1’İ FARK EDİLDİ
Türkiye’deki üstün yetenekliler eğitiminin özel eğitim hizmetleri şeklinde ve kaynaştırma eğitimi modeliyle sürdürüldüğünü aktaran araştırmada, resmi olarak “üstün yetenekli” olarak tanılanmış öğrencilerin okullarındaki destek eğitim odasında ya da Bilim ve Sanat Merkezleri’nde destek eğitimi aldığı anlatıldı. Türkiye’nin üstün yeteneklilerin eğitiminde ayrı okul denemeleri konusunda oldukça az tecrübeye sahip olduğunu ifade eden araştırmada şu bilgiler paylaşıldı: “Üstün yeteneklilerin ülkelere göre oranı yüzde 2-3 civarında kabul edilmektedir. Buna göre, ülkemizde yaklaşık 1.5 milyon üstün yetenekli birey olması gerekmektedir. TÜBİTAK araştırmasına göre, Türkiye’de 0-24 yaş aralığında 682 bin üstün zekalı birey vardır ve bu sayı nüfusun yüzde 2’sini oluşturmaktadır. Ancak MEB tarafından tanılanmış üstün yetenekli öğrencilerin sayısı yaklaşık 40 bin kişidir. Bu sayının dışındaki üstün yetenekli yetişkin ve küçük çocukların kim oldukları ya da nerede oldukları bilinmemektedir. Bu açıdan bakıldığında ülkemizdeki üstün yeteneklilerin yalnızca yüzde 1’i fark edilebilmiştir.”
Çitil, üstün yetenekliler konusunda kavramsal kargaşa olduğuna dikkat çektiği araştırmasında şunları kaydetti: “Bunun temelinde MEB’in üstün yeteneklilik alanında temel bir felsefe ve yaklaşım geliştirmemiş olması gösterilebilir. Yani, ‘MEB zekâ ve yeteneği hangi kuramsal temelle açıklamakta, bu alandaki uygulamaları hangi felsefeye dayandırmaktadır?’ sorusunun cevabını vermek oldukça güçtür. Günümüzde akademik alanda, ‘Üstün yetenekli’ pratik alanda, ‘Özel yetenekli’ kavramlarının kullanılması ciddi bir kavramsal karışıklığa yol açmaktadır.”
Mustafa Mert BILDIRCIN / 
- 10 1
- 17 Mart 2019 12:35 7.338
-
Aktif Haberler
-
bence bu da velilere bırakılsın..veli derse ki benim çocuğum üstün zekalı..başımız üstüne??? doğru üstün zekalılar okuluna..eminim ülkemin yarısından fazlası üstün zekalı olur..
-
üstün yetenekli çocukları tespit prosödürü o kadar karmaşık ki,üstün yetenekli çocukları sakın tespit etmeyin başınız bela alırsınız der gibi prosödürü var.üstelik bütün yük herşeyde olduğu gibi yine öğretmene yüklenmiş.bilseem öğretmeni sınıfa gelsin öğretmene sorsun varsa sınıfta öyle birisi alsın götürsün.sınıf öğretmenini uğraştırmanın ne alemi var?
-
üstün yetenekli öğrenciyi tespit etmek kolay . bu öğrencilere hizmet edecek donanımlı eğitimcilere ihtiyaç var. bilsemdekiler fazlasıyla yetersiz!!!
-
Üç haber başlığı aşağıda koca koca öğretmenler topuklu ayakkabı tartışıyor. Siz ne üstün yetenek seçmesinden bahsediyorsunuz?
-
Her ilde sadece bu öğrenciler ile ilgilenen kendini geliştirmiş öğretmen, fiziksel ve donanım olarak yeterli yapı, iyi bir planlama ile geleceğimize sahip çıkılması gerekmektedir..
-
Bu öğrencilere özel okul olmalı her ilde. Bilsem yeterli değil. Daha çok öz güven geliştirici bir kurum. Öğrenciler proje bile geliştiremiyor çünkü vakit yok orda.
-
1980 öncesi teknik ve yöntemler ile tarama yapılırsa üstün zekalı tespit edemezler tabi....
-
Her sehirde her okulda butun ogrencilere bu zeka testi uygulanmali.Kimin ustun zekali oldugunu anlamak gercekten zor.Bu cocuklar kendi ozel okullarinda okumali ki faydasi olsun.Haftada bir gun bilseme gotur getir zor.Devlet karsilamali herseyini.
-
BİLSEM vakit kaybından başka bir şey değil. BİLSEM sadece tanılama yapmalı. Eğitim ise çocuğun kendi seviyesindeki öğrencilerle ayrı bir okulda, mümkünse yatılı olarak olmalı. Çocuğun bütün eğitim masrafları devlet tarafından karşılanmalı. Hatta aileye de maaş bağlanmalı. Bu çocuklar ülkenin üretiminde ve gelişiminde rol oynamalılar. Bu gün yapılan kovayla su taşıyıp değirmeni döndürmeye çalışmak.
-
Uluslarasarası istatitiklere göre, her 1 milyon insandan 1'i dahi olarak kabul ediliyor. Bizde 82 milyon insan +5 Milyon Suriyeli =87 milyon var. Dahi sayısı ise tüm harcamalara rağmen "0".
Bizde dahilik sıfatı, sokakta, su, simit, peçete satan, ya da dağ başında, çocuk fabrikatör olunca veriliyor. Bu çocuk hangi şartlardan, buraya geldi, hangi eğitimleri aldı, hangi üniversitelerde master yaptı soran yok.
Hele bir de ABD'nin prestijli üniversitelerine gidip, Nasa'da, MIT, te çalışmışsa , o zaman kimse şüphe etmiyor.
Kendi öğretmenine, doktoruna güvenmeyen bir toplumda, ağzınızla kuş tutsanız, size "niye 2 tuş tutmadın" diye hesap sorarlar. -
Bizde oğlumuzu 3 yıl ilçeden ile Bilsem'e götürdük. Kendi imkanlarımızla hem maddi hem manevi yorulduk. Tam günlü okula gidip okuldan çıkıp bir saat yol gittikten sonra Bilsem'de derslere giriyordu. Dönüş yolu ile akşam 21.30 gibi evde oluyordu.Dolayısıyla yorucu oluyordu. Ve bıraktık bu sene malesef. Bu çocuklar sadece Bilsem'de eğitim alsa ve servis ile ulaşımı sağlansa çok daha iyi olur. Bu çocuklar kazanılmış olurlardı.
-
Bilsemler var iyiki de var.Şimdi her şehirde bir sürü okullara şu beklediğimiz tasarım beceri atölyeleri kurulacakBuraya her öğrenci alınmayacak.3 türde eğitim verecek tasarım ve üretim, robotik kodlama ve elektronik programlama.Neden bunlar diyeceksiniz?
Çünkü trilyonlarca para ile okullara yatırım yapıldı netice sıfır.Normal öğrenci okulunda bilgisini alacak yoluna devam edecek.Bu atölyelerden yetişecek çocuklar eğer ki ülkeden gitmezlerse kalkınmada rol oynayacak.Bu bilsemler de şehrine göre iyi.yeğenim ilkokul öğrencisi bilsemde strach kodlama lego setlerini programlama gitar çalma hepsini öğrendi. -
bilsem sınavında yapılan şey mülakat değil zeka testidir bilmeden lütfen yorum yapmayalım. Ayrıca Meb in üstün yetenekli öğrencilere verdiği (vermediği) önemi en iyi bilenlerdenim. Zihinsel yetersizliği bulunan öğrenciler evlerinden alınıp evlerine kadar bırakılıyor. Üstüne ailelerine maaş veriliyor. Üstün yetenekli öğrenciler de özel eğitime tabi olmalarına rağmen ben ayda 2000 tl ye yakın harcama yapıp getirip götürüyorum. Dayanacak gücüm kalmadı artık. En kısa sürede Bilsem e götürmekten vazgeçeceğim artık. BU söylediğim tek sorun. Bilsemin bulunduğu yerde olmadığımız için açılan atölyelere de katılamıyoruz. Yapılan etkinlikler de üstün yeteneklilere uygun değil...... Daha ne anlatayım...
-
Bilsem sınavında da mülakat olursa bu sonucun çıkması normal
-
öğretmenini tanıyamadığı için normal bunlar.
-
mebi neyi tanıyor da üstün yetenekli çocukları tanıyacak Allah aşkına
-
Tanısa ne olacak.Çocuklara özel eğitim mi var?Haftada 3 saat Bilsem'le olmuyor bu işler.Ondan sonra niye göçüyor bu beyinler? Zevkten!...