Milli Eğitimin Halleri Üzerinden Değerlendirmeler

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
23 Haz 2016 11:02:43
Milli Eğitimin Halleri Üzerinden Değerlendirmeler

Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Eğitim - öğretim alanındaki problemler üzerine derli toplu değerlendirme konusu açmayı düşünüyordum.
Bununla birlikte problemlerin ÇEŞİTLİLİĞİ gözümü korkuttuğundan bu konuda adım atmaya cesaret edememiştim.
Milli Eğitim eski bakanlarımızdan Hüseyin Çelik Bey'in üç haftadır yayınladığı "Milli Eğitimin Halleri" başlıklı yazı serisi bu konuda değerlendirmeler yapmak konusunda bana cesaret verdi.

Hüseyin Çelik Bey'in "Milli Eğitimin Halleri" başlıklı yazı serisinin merkeze alarak eğitim - öğretim alanındaki problemler üzerindeki düşüncelerimi mümkün olduğu kadar derli toplu paylaşmaya çalışacağım.
Katkıda bulunan forumdaşlarım olursa memnun olurum.

Batı Kafası

Hüseyin Çelik Bey'in yazılarında en çok dikkatimi çeken husus, düşüncelerini ifadelendirirken "Batı kafasını" kullanıyor olması oldu.
(Batı kafası ifadesinin anlamı için bakınız : [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] )

Hüseyin Çelik beyin benim dönemimde eğitim - öğretim alanında yapılan her şey doğruydu, daha sonra yapılanlar tümüyle yanlıştır anlamındaki ifadeleri "Batılı kafası"  yaklaşımıdır.

"Doğulu kafası"  yaklaşımını benimsemiş biri olarak, gerek Hüseyin Çelik Bey döneminde yapılanlarda, gerekse sonrasında yapılanlarda doğrular / yanlışlar olduğu inancındayım.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 23 Haz 2016 11:04:36
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Demokrasi bir oyundur

Bilindiği üzere BUGÜN İngiltere'de "AB kalalım mı? / kalmayalım mı?" sorusunun sorulduğu bir referandum yapılmaktadır.
Cumhurbaşkanımız DÜN referandum sonucunu açıkladı :) İngilizler referandum sonucunda AB'de kalmaya karar verdiler.

Bir devletin kaderi, hiç bir SORUMLULUĞU olmayan, kararının sonuçlarının ne olacağı hakkında en ufak bir bilgisi olmayan kişilerin kararına bırakılamaz.
İngiltere'yi yönetenler AB'liğinde kalıp kalmamalarının kendileri için iyi olup olmadığı konusunda kararlarını vermişlerdir.
Referandumun amacı bu kararı halka ONAYLATMAKTIR.

Bir hafta önce yapılan anketler + %4 ayrılalım şeklinde sonuç verirken, son anketler + %2 AB'de kalalım şeklinde sonuç vermektedir.
Olmadı oy sayımında gerekli düzenlemeler yapılarak verilmiş olan kararın ONAYLANDIĞI sonucu ilan edilir :)

Bir ülkenin milli eğitim alanındaki uygulamaları, hiç bir SORUMLULUĞU olmayan halkın BEKLENTİLERİ çerçevesinde şekillendirilemez.
Öğretmenlerin, velilerin, öğrencilerin, işadamlarının vs. ÇIKARLARINA uygun olmayan kararlar alınıp uygulanabilir.
Bu kararlar için, ÇIKARIMIZA uymadığı için, YANLIŞTIR değerlendirmesi yapmak abesle iştigaldir.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 23 Haz 2016 11:07:21
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Hüseyin Çelik bey eğitim - öğretim alanında (göreve başladığı zaman) şu altı konuda ciddi sıkıntılar  olduğunu belirtmektedir :

1- Milli Eğitim Bakanlığı, başta öğretmen olmak üzere, insan kaynakları açısından çok fakir bir bakanlıktı.
2- Okullaşma oranlarımız (okul öncesi, ilköğretim, ortaöğretim, mesleki eğitim,yaygın eğitim ve yükseköğretim) geri kalmış ülkeler düzeyinde idi.
3- Fiziki altyapı yetersizdi ve mevcut olan fiziki altyapı büyük çapta kalitesizdi.
4- Teknolojik altyapı, özellikle bilişim altyapısı, yok denebilecek bir düzeyde idi.
5- Adeta eğitimin ruhu olan müfredat ve müfredat uygulamaları, çağın çok ama çok gerisinde idi.
6- Okullarımızda rehberlik uygulamaları, emekleme düzeyinde idi.

Hüseyin Çelik bey kendisinden sonraki dönemde bakanlıkda büyük oranda "İnsan Kaynağı" israfı yapıldığını ifade etmektedir.

Milli Eğitim Bakanlığının 2016 yaz semineri için öğretmenlere tavsiye ettiği filmlerden biri olan "Süpermeni beklerken" isimli belgeselde
2007 yılında, başkent Washington DC'de eğitim / öğretimden sorumlu birimin başına 37 yaşında ve daha önce bölge okulları yöneticiliği yapmamış,  üç yıl öğretmenlik yapmış bir kadın yönetici getirildiği belirtiliyor.

Yeni yöneticinin ilk icraatı, başkent Washington DC Genel Merkezinde yüzden fazla kişinin işine son vermek, 23 okul kapatmak, okul müdürlerinin dörtte birini kovmak.
Bunlar arasında kendi çocuğunun gittiği okulun müdürü de var.

Amerika'da öğretmenlere hayat boyu iş garantisi sağlayan "tenure" denen bir  uygulama mevcut.
Bu kanun nedeniyle, bir öğretmen, eğitim - öğretime  ZARAR VERDİĞİ tespit edilse bile işten çıkarılması mümkün değildir.
Ancak çalıştığı okulu kapatarak işten çıkarabiliyorsunuz.

Benzer bir uygulama ülkemizdeki tüm memurlar için geçerlidir. Her hangi bir memurun ZARAR VERDİĞİNİ tespit EDEBİLSENİZ bile işten çıkaramazsınız.
Bir memuru işten çıkarırsanız idari mahkeme göreve iade eder.

Bu durumda hiç değilse memurun zarar vermesini engellemek için iş yapmasını engellersiniz.
İnsan kaynağı israfı olarak ifadelendirilen durum için bu tür bir izah mümkündür.

ABD'de uygulanan yöntemde kullanılabilir, memuru işten çıkaramadığımıza göre çalıştığı kurumu kapatalım :)
Çözüm, çözümdür. Çözümün doğrusu yanlışı olmaz.
ABD'de yapılan doğrudur. Türkiye'de yapılan da doğrudur.
Yanlış olan memuru işten atamamaktır.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 24 Haz 2016 08:24:14
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Hüseyin Çelik SBS uygulaması için şu savunmayı yapmaktadır :
Alıntı
Dünyada başarılı olmuş ve bizim şartlarımıza da uyan kalıcı bir sistemi yerleştirelim ve sabah akşam çocuklarımızla oynamayalım. SBS, bu mantıkla yürürlüğe konmuştu.
Dünyada başarılı olmuş bir eğitim - öğretim sistemi var mı?
Dünyada bizim şartlarımıza uyan  bir eğitim - öğretim sistemi var mı?
Dünyada KALICI olabilen bir eğitim - öğretim sistemi var mı?

Finlandiya, Japonya gibi ülkelerde uygulanan eğitim - öğretim sistemlerinin başarılı olduğu İDDİASI mevcuttur.
Bu İDDİA genel olarak PİSA gibi uluslararası sınavlarda öğrencilerin gösterdikleri başarılara dayandırılmaktadır.
Ölçü birimizin doğru değilse tüm ölçümleriniz yanlıştır.
Uluslararası sınavlarda öğrencilerin gösterdikleri başarılar eğitim - öğretim sisteminin başarısı anlamına mı gelir?

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] linkinde bazı VERİLERİ paylaştıktan sonra şu ifadeleri kullanmıştım :
- Japon eğitim sistemi aile kurma, çocuk sahibi olma gibi sonuçlar üretememektedir.
- İnsan Japon eğitim sistemi suç gruplarına eleman mı yetiştiriyor diye düşünmeden edemiyor.

Bir eğitim - öğretim sisteminin başarısını öğrencilerin matematik, dil bilgisi beceriyle ölçmeye kalkarsanız hatalı sonuç üretirsiniz.

Alıntı
Üniversitelerden de uzman desteği alarak aylarca süren bir araştırma ve çalışma yaptık.
Bu arada öğrencilerin, öğretmenlerin, velilerin, okul yöneticilerinin ve ilgili tüm tarafların görüşlerine başvurduk ve arazide bir çok anket yaptırdık.
Varılan sonuçlar ince ince bilimsel veriler haline getirildi ve buradan SBS çıktı.

ALEV ALATLI'nın Viva La Muerte! • Yaşasın Ölüm kitabında şu ifadeler mevcuttur.

"Bilimler aksiyomlar (mantıklar) üzerine kurulur, aksiyomlar (mantıklar) üzerine bina edilirler.
Aksiyomların (mantığın) değişmesi halinde o güne kadar 'bilimsel' olduğu iddia edilen edinimler işlevlerini kaybederler.

Geniş çaplı herhangi bir uygulama öncesinde, araştırmalar yapmak, görüşler almak, bu çalışmaların sonucunu düzenli veriler haline getirmek yapılması gereken ve yapılan uygulamalardır.
Bu işlemler SBS öncesinde yapıldığı gibi günümüzdeki uygulamalar içinde yapılmıştır, yarın başlayacak uygulamalar içinde yapılacaktır.

Değişen husus MANTIKTIR. Mantık değişince ortaya çıkan sonuç da değişir.
Sürekli aynı mantığın geçerli olmasını istemek statükoyu (Süregelen düzenin korunması durumu) korumak amacını taşır.

SBS o günün şartları için uygun bir yöntem olabilir. (Kişisel kanaatimde uygun bir yöntemdi.)
Bu uygulanan yöntemin problemleri olmadığı anlamına gelmez.
Zaten sistemin değişmesinin sebebi de sistemde ortaya çıkan olumsuzlukları ortadan kaldırmaktır.

SBS uygulamasının yan etkisi dershane uygulamasının artarak, ALTERNATİF bir eğitim - öğretim sistemine dönüşmesi olmuştur.

Hüseyin Çelik dershane uygulaması için şu savunmayı yapmaktadır :
Alıntı
Dershaneler bir sebep değil, bir sonuçtu. Bu sonucu ortaya çıkaran sebepler var oldukça bu sonuç hep ortaya çıkacaktı.
Tüm deshaneleri bir anda kapatsanız bile, ihtiyaç devam ettiğinden, bu faaliyet tıpkı bugün olduğu gibi illegal olarak, kontrolsüz ve daha kötü şartlarda yapılmaya devam edilecekti.
Bir ihtiyacın artarak devam etmesini sağlamak mantıklı / güzel bir uygulama mıdır?
İhtiyacı ortadan kaldırmak için çalışmalar yapmak daha mantıklı, daha güzel olmaz mı?
İhtiyaç tamamen ortadan kalkmayacak olsa bile, azaltılması mümkün değil midir veya ihtiyacın artması engellenemez mi?

İhtiyaçları çoğaltmak, ihtiyacı karşılamayı zorlaştırır. İhtiyaçlarını karşılayamayan insanlar mutsuz olur.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 25 Haz 2016 12:35:07
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Dershaneler konusunda beni rahatsız eden, bununla birlikte pek konuşulmayan bir husus vardı.

Öğrencilerin tüm başarılarını dershaneler SAHİPLENİYORDU.
Okullarda, "başarı dershanelere ait ise biz bir şey yapmasak da olur" anlayışı hakimdi.
Okullar, başarıda pay sahibi olmalarına rağmen,  paylarına SAHİP ÇIKMIYORLARDI.

Bu durum okullarda görev yapan öğretmenlerin performanslarını tespit etmeyi İMKANSIZ hale getiriyordu.
Günümüzde uygulanması mümkün hale gelen "merkezi ortak sınavlar" öğretmenlerin performansını değerlendirebilmek için önemli bir imkandır.

Bu sınavların yaygınlaştırılması, soru tiplerinin çeşitlendirilebilmesi dershane türü yapılanmalara ihtiyacı asgari seviyeye düşürecektir.
"Merkezi ortak sınavların" SBS uygulamasının yapıldığı dönemde yapılması mümkün değildi.
Merkezi ortak sınavlarda yapılacak iyileştirmelerle TEOG veya üniversite sınavlarına ihtiyaç asgariye düşecektir.

Hüseyin Çalik beyin
Alıntı
Üniversite sayısı çok ama adaylara gelecek sunacak ve rahatlıkla iş bulmalarını sağlayacak üniversite ve bölüm sayısı çok fazla değildir.
tespiti ile ilgili şu değerlendirmeyi yapmak istiyorum.
Her hangi bir zaman diliminde, üniversite mezunlarının  RAHATLIKLA iş bulmalarını sağlayacak bölümler açılması MÜMKÜN MÜDÜR?
Üniversiteleri "iş bulma merkezi" olarak görmek ZİHNİYETİ değişmelidir.
Genç nesillerin suça bulaşmaması için, öğretim sistemi içinde tutma çalışmaları lise ile son bulmalıdır.
Lise mezunları, SORUMLULUKLARININ BİLİNCİNDE bireyler haline gelebilmelidir.
Liselerde EN AZ matematik, dil bilgisi kadar sorumluluk bilinci kazandıracak çalışmalara da yer verilmelidir.

Sınavların bilgi ve performans ölçmek için yapıldığı, liselerin sorumluluk kazandırmayı amaçladığı bir yapıya kavuştuğu günleri görebilmek umuduyla...

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK