Öğrenci Ve Veli Öğretmene Not Verecek

Çevrimdışı cybermavi

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.571
  • 1.743
  • Birleştirilmiş Sınıf
  • 1.571
  • 1.743
  • Birleştirilmiş Sınıf
# 01 Kas 2016 17:38:35
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
kpssden yüksek not almalarına karşın şaibeli mülakatlarla atanamayan öğretmenler varken, Türkiye'nin en iyi okullarının proje okul iddiasıyla içinin boşaltılıyorken, hala kitabımız yokken kaynaksız birşeyler yapmaya çalışılıyorken, müdürler puan verirken sendikaya göre puan veriyorken, dünyada 44 ülke içinde eğitim kalitesinde Türkiye 36. iken, bazı öğretmenlerin ''her şey çok iyiye gidiyor'' tavrıyla bu olup bitenlerin avukatlığını yapmasını anlamıyorum. Öğretmene bu sistemle not vermenin eğitimin kalitesine nasıl bir katkısı olacak? Eğitim alamayan binlerce (çoğunluğu kız olan) çocuğa ne çaresi olacak? Öğretmenlerle uğraşmayı bıraksınlar da eğitimin gerçeklerine çare olsunlar. Yapılanlar ''Dostlar alış verişte görsün.''  Kimsenin eğitim diye bir derdi yok. 
öğretmenlerin çoğunluğunun kafaya hiç bisey taktigi yok.tek dertleri nasıl yolunu bulurumda kendini güzel bir okula atarım.mevcut sistemde norm fazlası ve ozur grubu atama veyahutta torpille görevlendirme  gibi seçenekleri kullanıyorlar :) mesleğe ilk atandığı zaman bir öğretmen büyüğüm şunu demişti."öğretmen milletine iyilik yaramaz".

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 01 Kas 2016 18:02:09
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
...
Recep İvedik filminde aklımda kalan bir sahne var.
'' Kaptan teknede bilmiş edasında rehberlik eder ve birazda şirin görünmek için... denizde 300 çeşit balık olduğunu söyler, Recep İvedik say bakalım der, kaptan 9 tanesini sayamaz ''

Bu sahneden yola çıkarak, avrupada ve birçok ülkede öğrenci ve velinin öğretmeni değerlendirdiği sistem uygulanıyor iddiasında bulunan arkadaşlarımız var.
Öğrencinin ve velinin öğretmeni değerlendirdiği/not verdiği ülkelerin olduğunu iddia eden arkadaşlarım hangi ülkeler ve değerlendirme şeklinin nasıl olduğunu, bu ülkelerin gelişmişlik ve eğitim düzeylerinin nasıl olduğunu anlatırlarsa bizlerde bilgi sahibi olmuş oluruz.
Daha sağlıklı bir veri elde edip, Önyargılarımızdan ! kurtuluruz belki...
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Recep İvedik filminden verdiğiniz örnek güzel olmuş. (Recep İvedik flimlerini izlemediğim için bilmiyordum.)
Bununla birlikte kaptanın 300 çeşit balığının isimlerini saymasının bir getirisi olmayacağı açıktır.
Yani İHTİYACIMIZ OLANI bilmemiz yeterlidir. 300 çeşit balık olduğunu ve 9 tanesini biliyoruz. Daha fazlasına İHTİYAÇ HİSSEDERSEK öğreniriz.

Anladığım kadarıyla Millî Eğitim Bakanlığı Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürü Semih Aktekin arkadaşınız oluyor.
Bu konuda size hak veriyorum Semih bey öğrencinin ve velinin öğretmeni değerlendirdiği/not verdiği ülkelerin hangi ülkeler ve değerlendirme şeklinin nasıl olduğunu, bu ülkelerin gelişmişlik ve eğitim düzeylerinin nasıl olduğunu daha net anlatması gerekir.
Bakanlığın bu konuda YETERLİ çalışma yapmadığına inanıyorum.

Bununla birlikte kendi araştırmalarıma dayanarak bir kaç örnek vermek istiyorum.

Milli Eğitim Bakanlığının 2016 yaz semineri için öğretmenlere tavsiye ettiği filmlerden biri "Sınıf - Entre les murs (The Class)" dir.
Fransız yapımı olan filmde olaylar Paris'de bir lisede geçmektedir.
(Detay bilgiler [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] linkinde mevcuttur.)
Olayların gerçeklerle uyumlu olduğuna dair bilgiler ilgili linkte mevcuttur.

Filmin bir sahnesinde öğretmenler, rutin bir uygulama olarak öğrenci değerlendirme toplantısı yapmaktadır.
Toplantıda sınıf temsilcisi öğrenciler de mevcuttur.
Fransa'da öğrenciler FİİLİ OLARAK denetim yapmaktadır.


Fresh off the boat dizisinde olaylar ABD Florida eyaletinin Orlando kentinde geçmektedir.
Bu dizinin bazı bölümlerinde bizdeki okul aile birliği şeklinde bir uygulama vardır.
Bizdekinden farklı olarak birlik üyelerinin tamamı velidir ve anlayabildiğim kadarıyla okul yönetiminde en fazla YETKİ sahibi olan bu birliktir.

Speechless dizisi de benzer özellik göstermektedir. Bu dizide veliler, YETKİ sahibi olmadıkları halde okul yönetiminde etkili olabilmektedirler.

İnternette  Doç. Dr. Jale Çakıroğlu, Y. Doç. Dr. Yeşim Çapa Aydın, Y. Doç. Dr. Esen Uzuntiryaki tarafından hazırlanmış (Orta Doğu Teknik Üniversitesi Eğitim Fakültesi -16.04.2009) bir rapor mevcuttur.
Raporun Öğrenci Değerlendirmesi (Student evaluation of teaching) bölümü şu şekilde başlamaktadır :

Öğretim performansının öğrenciler tarafından değerlendirilmesi dünyada 1920’lerden bu yana kullanılan bir yöntemdir; yükseköğretimde de çok sık kullanılmaktadır.
(Cashin, 1999; Seldin, 1999) ve etkililiği araştırılan konulardan biridir.
Öğrenci değerlendirmelerinin etkili öğretimin tanımlanmasında da baskın bir rolü olduğu belirtilmekte ve öğrenci değerlendirme anketlerinin analiz sonuçları öğretimin çok sayıda bileşeni olduğunu göstermektedir (Paulsen, 2002). Örneğin, Feldman (1997) 28 boyut bulmuştur.
...


İnternette Student evaluation of teaching (Öğretimde öğrenci değerlendirmesi) kelimeleri araştırma yapıldığında İngilizce olarak bir çok kaynağa ulaşılabilmektedir.

Çevrimdışı neo24

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.199
  • 4.728
  • Birleştirilmiş Sınıf
  • 3.199
  • 4.728
  • Birleştirilmiş Sınıf
# 01 Kas 2016 18:06:38
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Anladığım kadarıyla kanunlara uygun olan şeyler adalete uygun değildir diyorsunuz.
Adaleti nasıl tanımlıyorsunuz?
Örneğin "Çıkarlarınıza uygun olan" adaletli midir?
Haklısınız boşverin. Öğretmenler odasına girip, kapıyı kapatın. Kimseyle iletişim kurmak için çaba harcamayın.
Bu ülkenin yönetimi iletişim kurmak için çaba harcayanlara bırakın.
Size 2014 teki süreci anlatacak değilim...
Anlatsamda faydasız...
Size bişeyler anlatmanın faydasız olduğu kanısına vardım.
Zira herkese söyleyecek lafınız var maşallah..

Bu mesajlarınıZa son cevabımdır.

Bu arada öğretmenler odası yok benim okulda...

Çevrimdışı sanalizasyon

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.264
  • 17.221
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 3.264
  • 17.221
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 01 Kas 2016 18:11:07
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Otobüs çarpınca öleceğiniz ÖN YARGISINI taşıyorsunuz :)
Şüphesiz bazı şeyleri öğrenmek için yaşamak gerekmiyor.
Bazı şeyleri de yaşamadan öğrenmek mümkün olmuyor.

Verdiğiniz örnek duruma uymuyor. Pilot uygulama yapılmış ve VERİM alınmıştır.

Durumu sizin verdiğiniz örneğe uygulayacak olursak, otobüs çarpmış ve ölen olmamıştır.
pilot uygulama mı yapılmış
İKS (ilköğretim kurum standartlari) veli girisleri bile tarafimdan yapilmaktayken
Yarin anket doldurmaniz gerekiyor dedigimde okula evinin tapusunu bile getiren velilerin bana not vermesini kabullenemiyorum
Velilerimle en ufak sıkıntı yasamayan ben bu durumdan rahatsizim
Sonuc mu
Seriatin kestigi parmak acimaz
Eger seriat sistemi kadar adaletli davranilirsa sorun yok

Çevrimdışı eraegtm

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 6.602
  • 29.289
  • 6.602
  • 29.289
# 01 Kas 2016 23:45:51
Merhabalar.
Aslında Turgut beye cevap yazmayı bırakmıştım ama, bu akşam epeyce boş vaktim oldu, uzun aradan sonra Turgut beyin uzun uzun yazdığı mesaja bende  hoşgörünüze sığınarak uzun cevap yazdım.Okurken ben bile eyvah dedim :)
Şimdiden kusura bakmayınız.
''Alıntılar Turgut Bey'in mesajından alınmıştır''

****

Alıntı
Bununla birlikte kaptanın 300 çeşit balığının isimlerini saymasının bir getirisi olmayacağı açıktır.
Yani İHTİYACIMIZ OLANI bilmemiz yeterlidir. 300 çeşit balık olduğunu ve 9 tanesini biliyoruz. Daha fazlasına İHTİYAÇ HİSSEDERSEK öğreniriz.
Bizler fakültede bir sınıf öğretmeni için Genel Fizik ve Biyoloji dersinin ihtiyacımız olmayacak gereksiz bir ders diye eleştirirken, akademisyenler bir öğretmen öğrettiklerinden çok daha fazlasını bilmeli diye bizleri yetiştirmişti. Ortaya bir bilgi sunuyorsanız, bilgiyi veren ya da öğreten pozisyonunda iseniz konuya tamamen hakim olmalı, verdiğiniz bilgiden fazlasına sahip olmalısınız. Bilmediğiniz  hakim olmadığınız konularda bilgi verirken, ummadığınız yerden gelebilecek bir soru sizi rezil duruma düşürebilir.
Bir veli bakış açısıyla böyle bir yorum getirmek çok şaşırtmamış olsa gerek.
*****
Alıntı
Anladığım kadarıyla Millî Eğitim Bakanlığı Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürü Semih Aktekin arkadaşınız oluyor.
ÖYGM Sayın Semih Aktekin'i tanımam haliyle mesajım ÖYG Müdürünün açıklamalarına değil, açıklamaları referans alıp aşağıdaki alıntıda belirtilen yorumu yazan arkadaş, afedersiniz FORUMDAŞ'a hitaben idi. İsterdim ki ''arkadaş' ifadesine takılmak yerine gelişmiş ülkeler hangileriymiş, nasıl bir yöntem izliyorlarmış, nasıl sonuçlar alınmış bizlere anlatsaydı zira bir velinin ve forumdaşın aşağıdaki net yargı cümlesinden sonra bunu bekliyor olmamız en doğal hakkımızdır diye düşünüyorum.
Alıntı
1) Veli ve öğrencilerin öğretmen değerlendirmesi işlemi başta gelişmiş ülkeler olmak üzere bir çok ülkede yapılmaktadır. (Hemen her meslek dalında bu tür değerlendirme yöntemleri uygulanmaktadır.
**************
Konuyla ilgili kendi araştırmalarınızı açıklarken bazı dizi filmler ve MEB tarafından tavsiye edilen sinema filmlerini referans göstermişsiniz.
Sinema filmleri ve dizi filmler her zaman, hatta çoğu zaman gerçekleri yansıtmaz,gerçeklik üzerine yapılan kurgulardan ibarettir. ABD yapımı ''Ölü Ozanlar Derneği'' filmi yıllardır iyi öğretmen olma adına tavsiye edilir. Eğer bu filmden yola çıkarak ABD eğitim sisteminin o dönemi ve günümüz hakkında çıkarımlarda bulunursak büyük yanılgıya düşeriz.
Dizi film, sinema vs. yerine bilimsel veriler ve araştırmalar(belgesellerde olabilir:) ) ile konuya açıklık getirmek daha sağlıklı olacaktır diye düşünüyorum.
*************
Son olarak ;
Alıntı
Öğretim performansının öğrenciler tarafından değerlendirilmesi dünyada 1920’lerden bu yana kullanılan bir yöntemdir; yükseköğretimde de çok sık kullanılmaktadır.
(Cashin, 1999; Seldin, 1999) ve etkililiği araştırılan konulardan biridir.
Öğrenci değerlendirmelerinin etkili öğretimin tanımlanmasında da baskın bir rolü olduğu belirtilmekte ve öğrenci değerlendirme anketlerinin analiz sonuçları öğretimin çok sayıda bileşeni olduğunu göstermektedir (Paulsen, 2002). Örneğin, Feldman (1997) 28 boyut bulmuştur.
Öğretim performansını öğrenci tarafından değerlendirilmesi ile, öğretmenin veli ve öğrenci tarafından notla değerlendirmesi sizlerde biliyorsunuz ki aynı şeyler değil. 
Bizler baştan beri değerlendirmeye karşı olmadığımızı, not kaygımız olmadığını ancak değerlendirmenin niteliğinin ülkemiz eğitim sistemi ve şartlarına uygun olmadığını söylüyoruz. İKS gibi somut başarı elde edilmeyen uygulamaya dayanarak veli ve öğrencinin öğretmeni notla değerlendirmesi öğretmenlerini inciteceğini ve baskı altına alabileceğini daha farklı sorunlara neden olabileceğini söylüyoruz.
Belki de biz yanılıyoruz, bunu da zaman gösterecek.
Selam ve Saygılarımla...

Çevrimdışı esme66

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.484
  • 3.499
  • Birleştirilmiş Sınıf
  • 1.484
  • 3.499
  • Birleştirilmiş Sınıf
# 02 Kas 2016 00:06:16
Bilemedigi bir soru ,neden rezil duruma dusursun?

Çevrimdışı eraegtm

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 6.602
  • 29.289
  • 6.602
  • 29.289
# 02 Kas 2016 00:29:24
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Bilemedigi bir soru ,neden rezil duruma dusursun?

Sorunuz beni şaşırttı doğrusu.Konu dışı olacak ama cevap vereyim.

Öğretmen öğrettiği konulara hakim olmalıdır. Daha özel bir ifade ile cevabını bilmediği veya açıklayamadığı soruyu sormamalıdır.
Bu soruyu sorduğunuza göre daha somut bir ifade ile '' 4.sınıf fen bilimleri dersinde bir sınavda yetişkin bir insanın kemik sayısı kaçtır sorusu olduğunu varsayalım, öğrenci size doğru cevabın ne olduğunu sorduğunda bilmiyor ya da yanlış cevap verirseniz
-Kendi bilmiyor bize soruyor
-Annee bugünkü yazılı çok zordu öğretmen bile bir sorunun cevabını bulamadı vs. vs. gibi durumlarla karşılaşabilirsiniz.

Rezillik kısmı sizin bakış açınız ile ilgili, sadece ilkokul öğrencileri için düşünmeyin.

Özetle öğretilecek konuya hakim olma ve bunun yanında ön hazırlık çok önemli.

Çevrimdışı davlumbaz

  • Moderatör
  • *****
  • 4.846
  • 7.423
  • 4.846
  • 7.423
# 02 Kas 2016 01:05:14
Sadece sistemi anlamaya çalışıyorum, uğraştıkça da işin içinden çıkamıyorum. Veliler öğretmenleri değerlendirirken ne gibi kriterlere göre değerlendirecek? Okuma yazma bilmeyen, internet ulaşımı olmayan, soruda ne sorulduğunu anlayacak kelime bilgisi olmayan, okula hiç uğramayan vb. bir veli nasıl değerlendirme yapacak? İks'de veli söyledi, işaretledik. Bunda da öyle mi olacak acaba?

Çevrimdışı esme66

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.484
  • 3.499
  • Birleştirilmiş Sınıf
  • 1.484
  • 3.499
  • Birleştirilmiş Sınıf
# 02 Kas 2016 13:10:09
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Sorunuz beni şaşırttı doğrusu.Konu dışı olacak ama cevap vereyim.

Öğretmen öğrettiği konulara hakim olmalıdır. Daha özel bir ifade ile cevabını bilmediği veya açıklayamadığı soruyu sormamalıdır.
Bu soruyu sorduğunuza göre daha somut bir ifade ile '' 4.sınıf fen bilimleri dersinde bir sınavda yetişkin bir insanın kemik sayısı kaçtır sorusu olduğunu varsayalım, öğrenci size doğru cevabın ne olduğunu sorduğunda bilmiyor ya da yanlış cevap verirseniz
-Kendi bilmiyor bize soruyor
-Annee bugünkü yazılı çok zordu öğretmen bile bir sorunun cevabını bulamadı vs. vs. gibi durumlarla karşılaşabilirsiniz.

Rezillik kısmı sizin bakış açınız ile ilgili, sadece ilkokul öğrencileri için düşünmeyin.

Özetle öğretilecek konuya hakim olma ve bunun yanında ön hazırlık çok önemli.
Ben genel olarak dusunmustum.
Ayrica bir ogretmen zaten sinav yapmadan once sorularin seviye uygunluguna bakip cevap anahtari olusturacaktir.Ogrenci ogretmenle ilgili rakip olma, firsat kollama, cocukluk hali durumuyla yanlis iletebilir.Boyle bile olsa o an ile ilgili bir durum ,bildigini yanlista yapabilir, kontrol edebilir.Evde soylediklerini gercek yonuyle anlama ailenin bakis acisiyla ilgilidir.

Çevrimdışı carpediem03

  • Bilge Üye
  • *****
  • 6.128
  • 12.093
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 6.128
  • 12.093
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 02 Kas 2016 14:38:00
Turgut beyin ne işle meşgul olduğunu çok merak ediyorum. Gördüğüm kadarıyla tek işi Burada yazıp insanların sinirini bozmak. Tek bir soru sormak istiyorum, başka işiniz yok mu? Bir de ne yiyip ne içiyorsanız aynısından istiyorum.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 02 Kas 2016 17:41:21
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Bizler fakültede bir sınıf öğretmeni için Genel Fizik ve Biyoloji dersinin ihtiyacımız olmayacak gereksiz bir ders diye eleştirirken, akademisyenler bir öğretmen öğrettiklerinden çok daha fazlasını bilmeli diye bizleri yetiştirmişti.
Ortaya bir bilgi sunuyorsanız, bilgiyi veren ya da öğreten pozisyonunda iseniz konuya tamamen hakim olmalı, verdiğiniz bilgiden fazlasına sahip olmalısınız.
Bilmediğiniz  hakim olmadığınız konularda bilgi verirken, ummadığınız yerden gelebilecek bir soru sizi rezil duruma düşürebilir.
Bir veli bakış açısıyla böyle bir yorum getirmek çok şaşırtmamış olsa gerek.
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

İletişim zenginliktir., taraflar için kazançtır.
Mesajıma cevap yazmanızdan onur duydum.
Mesajınızı cevapsız bırakmak bana yakışmaz :)

Akademisyenlerinize hak veriyorum,  bir öğretmenin öğrettiklerinden çok daha fazlasını bilmeye İHTİYAÇLARI var.
Forumdaşlarıma cevap yazabilmek için İHTİYAÇ hissettikçe araştırma yaparak yeni bilgiler ediniyorum.
Keşke forumdaşlarım daha kaliteli mesajlar yazsa da ben de daha fazla şey öğrenme İHTİYACI hissetsem.
Bir tartışmada TARAF olmak ile öğreten pozisyonunda olmak aynı şey değildir.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
ÖYGM Sayın Semih Aktekin'i tanımam haliyle mesajım ÖYG Müdürünün açıklamalarına değil, açıklamaları referans alıp aşağıdaki alıntıda belirtilen yorumu yazan arkadaş, afedersiniz FORUMDAŞ'a hitaben idi.
İsterdim ki ''arkadaş' ifadesine takılmak yerine gelişmiş ülkeler hangileriymiş, nasıl bir yöntem izliyorlarmış, nasıl sonuçlar alınmış bizlere anlatsaydı zira bir velinin ve forumdaşın aşağıdaki net yargı cümlesinden sonra bunu bekliyor olmamız en doğal hakkımızdır diye düşünüyorum.
Arkadaş kelimesine takılmadım, uygulamanın dünyada benzerleri olduğu ifadesinin bana ait olmadığının FARKINA VARILMASI İÇİN kullandığım yöntemdi.
Bir tartışmada TARAF olmam, tarafı olduğum görüşü haklı buluyor, onaylıyormuşum gibi ALGILANIYOR.
Amacım (genellikle zayıf olan tarafta yer alarak) tartışmayı daha zengin / faydalı hale getirmektir.
Kendime ait bir görüşü ifade etmemeye ÖZEN GÖSTERİYORUM.
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Sinema filmleri ve dizi filmler her zaman, hatta çoğu zaman gerçekleri yansıtmaz,gerçeklik üzerine yapılan kurgulardan ibarettir.
Bu görüşe katılıyorum.
Bununla birlikte dikkatimi çeken filmlerde yer alan bilgilerden yola çıkarak filmin gerçekle bağlantısını araştırıyorum.

"Sınıf - Entre les murs (The Class)" filminde yer alan yer bilgilerden öğrencilerin yaşadığı yerlerin, okulun, (google maps kullandım) öğrenci profillerinin (genellikle wikipedia bilgileri) vs. gerçeklerle uyum içinde olduğunu tespit edebildim.
Bu noktadan hareketle filmin o sahnesinin de gerçeğe yakın olduğu kanaatine ulaştım.

Örnek olarak verdiğim dizilerdeki bilgileri kontrol etme imkanı bulamadım. Bunun için bu dizilerle ilgili muallak (kesin olmayan) ifadeler kullandım.
Dizilerdeki olayların gerçeğin abartılmış hali olduğu kanaatindeyim.

Yüksek düzeydeki bir bürokrat altını dolduramayacağı bir ifade kullanmaz / kullanamaz.
Semih Aktekin beyin bu ifadeyi kullanmış olmasının başka ülkelerde bu tür  uygulamalar olduğuna inanmamız için yeterli olduğu kanaatindeyim.
Bununla birlikte bunu yeterli görmeyenlerin daha fazla açıklama talep etmesini haklı görürüm ve desteklerim.
Bu konuya hiç bir itirazım yok. Bununla birlikte başka ülkelerde bu tür  uygulamalar olduğuna inancım tamdır.
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Öğretim performansını öğrenci tarafından değerlendirilmesi ile, öğretmenin veli ve öğrenci tarafından notla değerlendirmesi sizlerde biliyorsunuz ki aynı şeyler değil. 
Bizler baştan beri değerlendirmeye karşı olmadığımızı, not kaygımız olmadığını ancak değerlendirmenin niteliğinin ülkemiz eğitim sistemi ve şartlarına uygun olmadığını söylüyoruz.
İKS gibi somut başarı elde edilmeyen uygulamaya dayanarak veli ve öğrencinin öğretmeni notla değerlendirmesi öğretmenlerini inciteceğini ve baskı altına alabileceğini daha farklı sorunlara neden olabileceğini söylüyoruz.
Belki de biz yanılıyoruz, bunu da zaman gösterecek.
Forumdaşlarımın itiraz ettikleri nokta sadece notla değerlendirmesi hususu ise, öğrenci ve velilerin değerlendirme yapabilmesi için alternatif bir yöntem önermesi gerekir.
Böyle bir öneri ÖNYARGILI olunmadığının, OLUMSUZLUKLARA ODAKLANILMADIĞININ kanıtı olur.
Böyle bir öneriyi hararetle desteklerim.

Benim ALGILADIĞIM veli ve öğrencilerin öğretmen değerlendirmesi yapamayacağı / yapmaması gerektiği / yapmak için yeterli özelliklere sahip olmadığı  şeklindedir.

İKS'de somut başarı elde edilemediğini hangi veriye dayandırıyorsunuz?
Veri girişlerinin bilgisayar ortamında yapılması ve bilgisayar kullanmasını bilmeyen velilerden kaynaklanan problemler vardır ve olması doğaldır.
Bununla birlikte bilgisayar kullanmasını bilmeyen veli sayısı süratle azalmaktadır.
Bilgisayar kullanmasını bilmeyen velilerin uygulamanın sonucuna ciddi bir etkisi olabilme ihtimali olduğunu sanmıyorum. (Bu problem göz ardı edilmemiştir.)

Not: Veli ve öğrencilerin değerlendirmelerini bilgisayar ortamında yapmamaları ihtimal dahilindedir. Muhtemelen seçilecek öğrencilere ve velilere form doldurtmak suretiyle yapılacak bir uygulama olacaktır.

Saygılarımla...

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 02 Kas 2016 17:44:34
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Turgut beyin ne işle meşgul olduğunu çok merak ediyorum. Gördüğüm kadarıyla tek işi Burada yazıp insanların sinirini bozmak. Tek bir soru sormak istiyorum, başka işiniz yok mu?
Bir de ne yiyip ne içiyorsanız aynısından istiyorum.
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

1963 doğumluyum ve Açık Öğretim fakültesi öğrencisiyim.
ÖĞRENME işiyle meşgulüm.
Mesajlarımın sinirlerinizi neden bozduğunu ÖĞRENEBİLİR MİYİM?

Çevrimdışı kardia

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 3.421
  • 16.034
  • 3.421
  • 16.034
# 03 Kas 2016 00:29:40
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

ÖZENLİ ve NET ifadeler içeren mesajınız için teşekkür ederim.
Mesajınıza öncelikli cevap yazmak için iştiyak hissettim.
Mesajınızı daha iyi anlayabilmek için bir kaç defa okudum.

Sondan başlamak olacak ama mesajınızın en çok "Neden bize karşı bu kadar güvensizlik var, onu da bilmiyorum." cümlesini beğendim.
Bu cümleden öğretmenlere karşı bir güvensizlik olduğu inancını taşıdığınızı anlıyorum.
(Bu düşüncenize katılmamakla birlikte) Öğretmenlerin kaçta kaçı bu soruyu kendine soruyordur acaba?
Soruyu farklı bir şekilde sormayı tercih ediyorum:
- Öğrenci ve velilerin de dahil edildiği bir değerlendirme sistemine İHTİYAÇ DUYULMASININ sebebi nedir?
Bu İHTİYAÇ öğretmene olan güvensizlikten mi kaynaklanmaktadır?

Meslek onuru kavramı hakkında

muratcan671 forumdaşımın bir mesajındaki şu cümleye dikkat çekmek istiyorum :
"biz de de bir sorun var arkadaşlar bunu sağlık veya emniyette yada başka bir kurumda yapsalardı nasıl tepki alırlardı"

Şöyle bir uygulama yapılırsa öğretmenlerimizin tepkisi nasıl olur :
- Tüm öğretmenler okul içerisindeki her türlü faaliyetlerini yerine getirirken üzerlerinde kamera ve ses kayıt cihazı bulundurmak zorundadır.

Öğretmenlere bir güvensizlik söz konusuysa bu uygulama bir çözüm olmaz mı?
Bu tür bir uygulamayı "meslek onuru kavramı" ile bağdaştırabilir misiniz?

Emniyet teşkilatında ses kaydı yapan kamera uygulaması yaygınlaşmaktadır.
Toplu taşıma araçlarında ses kaydı yapan kamera uygulaması yaygınlaşmaktadır.
Özel sektörde küçük, büyük tüm işyerlerinde kameralar yaygın  olarak kullanılmaktadır.
................

Turgut Bey, sizden teşekkür içerikli mesajlar görünce konuya adapte olmakta zorlandım. :) Malum alışık değiliz.

Mesajınızda öğretmenlere güvensizlik duyulmasıyla ilgili düşünceme katılmadığınızı ifade etmekle beraber konuyla ilgili önerilerde bulunmuşsunuz. İyi niyetiniz ve önerileriniz için teşekkür ederim.

Önerileriniz içinde emniyet teşkilatında uygulanan dinleme cihazlarından, kameralardan bahsetmişsiniz. Emniyet teşkilatı bir dönem için gözaltına alınan ya da hapse giren insanlara yapıldığı söylenen üzücü bazı uygulamalarla ilgili olarak, doğru ya da yanlış birtakım suçlamalarla karşı karşıya kalmış olabilir. Bunun sonucu olarak da tedbir amaçlı sözünü ettiğiniz önlemler alınabilir. Fakat biz öğretmeniz ve böyle bir uygulama bizim gibi işi doğrudan çocuklarla ilgilenmeyi, eğitmeyi, öğretmeyi amaçlayan bir meslek grubu için sadece ayak bağı olur. Bir öğretmenin sınıf içinde bir konuyu anlatmak, bir davranışı kazandırmak için nasıl şekilden şekile girdiği düşünülecek olursa böyle bir dinlenme ve izlenme özgürlükleri kısıtlamaktan öteye geçemez. Belki inanmayacaksınız ama ders anlatırken, örnek verirken ya da her çocuğun farklı öğrenme tiplerine hitap etmeye çalışırken kimi zaman düştüğüm durumlara bakıp bazen ben bile kendime gülüyor, bazen de acıyorum.

Üstelik ben emniyet teşkilatında sanıldığı gibi bir tehlike arz ettiğimizi de düşünmüyorum. Yalnız benim anlamadığım bazı noktalar var. Birincisi, öğrenci ve velinin öğretmene not vermesi uygulaması, sınıfta olumsuzluk oluşturabilecek davranışları ortadan kaldırmak ve öğrenci başarısını yükseltmek için mi yapılıyor? İkincisi, eğer bu böyleyse bu başarısızlığın ya da olumsuzlukların yegane sorumlusu biz miyiz?

Bu başarısızlık ya da olumsuzluklarda sınıflardaki öğrenci sayısının eskiye oranla daha fazla olmasının, uygulanan müfredatın bir türlü öğrenci seviyesine uygun hale getirilememesinin, okulların fiziki şartlarının yetersiz olmasının, doküman, laboratuvar, kütüphane, bilgisayar gibi eksikliklerin bulunmasının, ödevini yapmadığı için eleştirdiğiniz öğrencinin anında psikolojisinin bozulmasının, kendini benim patronum sanan yedi yaşında çocuklarla, velilerin olmasının da etkisi yok muydu?

Ben mi yanlış biliyorum?

Yani bizi düzeltirseniz, yaptırım uygularsanız, gözümüzü korkutursanız her şey daha mı güzel olacak? Eğitim sistemi düzelecek, mutlu mu olacaksınız?

O zaman tamam, ben şahsım adına önerilerinizin hepsini kabul ediyorum. Eğer siz diyorsanız ki, eğitimdeki tüm sorunların temelinde siz varsınız, siz düzelince her şey düzelecek, o zaman üzerimize dinleme cihazı da takılsın, okulun, sınıfın  dört bir yanı kameralarla da donatılsın, her attığımız adım izlensin, öğrenci- veli not versin. Oldu olacak bir öğrenciye Allah korusun, vurma ya da zarar verme ihtimaline karşı da kolumuza sadece tahtaya yazı yazmamıza izin verecek mesafede zincirli kelepçe takılsın.:( Daha da olmazsa yeni bir yaptırım nasıl olsa bulunur.

Şimdi Turgut Bey ön yargı ve olumsuzluklara odaklanma suçlamasıyla alışık olduğumuz eleştirel tavrını gösterecektir ama durum bu değil. Her olayda her zaman her iki tarafta dinlenmeli. Adalet tek taraflı işleyen bir mekanizma olmamalı. Evet, güzel şeyler de oluyor ama bunlar da yaşadığımız gerçekler. Her itiraz her zaman ön yargı anlamına gelmez.

Siz diyorsunuz ki, sizi rahatsız eden not verilmesi ise, alternatif bir çözüm önerin. Ben bundan önceki mesajımda da belirtmiştim. Sözü edilen her türlü denetimi, eleştiriyi, duruma göre gerçek anlamda soruşturma geçirip, sorgulanma durumunu biz zaten yaşıyoruz. 

Şimdi ben size soruyorum, sizce biz bu muameleyi gerçekten hak ediyor muyuz? Gerçekten bu şekilde kontrol altına alınmalı mıyız?

Çevrimdışı fabaha

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 201
  • 202
  • 201
  • 202
# 03 Kas 2016 08:53:10
Turgutkuzan öğretmenim,belki yaşça sizden küçük ve sizin kadar tecrübeye sahip bir öğretmen değilim,ancak izninizle görüşlerinize naçizâne ben de bir yorum yapmak istiyorum:
Hep önyargılardan bahsediyorsunuz,ama önümüzde de somut örnekler ve bazı gerçeklerimiz var,ülkemizde böyle uygulamalar için pilot okul olarak seçilen okulların genellikle birçok ihtiyacının karşılanmış,fizikî şartları,okulun bulunduğu sosyal çevresi gelişmiş ve bununla beraber veli eğitim düzeyi iyi olan okullar. Dolayısıyla buradaki veliler değerlendirmede bulunurken o öğretmenin şahsına değil performansına not verebilir,istisnâlar hariç...
Gelelim diğer okullarımıza,ben x okulunda 1.sınıf öğretmenliği yaparken okul çıkışında çocuğunu almaya gelmemiş veliye telefon edip,öğrencimle beraber nerdeyse 40 dakika hanımefendiyi beklemişliğim var. Gerekçesi " aaa hocam saat nasıl geçmiş anlamamışım " Ve bu 1 defa olan bir durum da değil.
Ayrıca çocuğu tek başına evine göndersem hareketli bir trafiği olan yoldan geçmek zorunda.
Hadi ben kaç defa bekledim,buna benzer bir durum başka bir öğretmen arkadaşımın başına geldi,o öğrenci gelip de öğretmenine annesinin gelmediğini söylemezse okul çıkışında o kalabalıkta öğretmenin bu durumdan haberi olmayabilir,ertesi günü velisinin öğretmene hakaret ettiğini,kendi sorumsuzluğunun faturasını öğretmene kestiğini gördük. Hayır,geç kalacaksın bari öğretmenine telefon edip haber ver. Bunlar anasınıfı öğrencisi değil ki.Not: veli de çalışan bir anne değil,geç kalmasının izâhı olsun.
Yani diyeceğim o ki bu veliye siz öğretmeni değerlendirme yetkisini verirseniz,o öğretmen kötü,yetersiz bir öğretmen mi oluyor?
Ayrıca değerlendirme için demişsiniz ki evlere formlar gönderilir ve değerlendirilir. Bu formların yasal bir geçerliliği olacaktır,veli okuma-yazma bilmiyorsa bu da çok zor. Evlere öğrenci bilgi formu gönderiyoruz,bazılarının ne yazdıklarını anlamak için tekrar tekrar okula çağırıyorum,ya da eksik doldurduklarını tamamlamak için. Okula çağrılanlar okula gelirse ne âlâ gelmezse evde telefonla uğraşıyorum.
Ne olacak bu formlar,tek tek her veliyi yanımıza çağırıp "hadi bize not verin,biz de dolduralım" mı diyeceğiz?
Tabi öğretmen yatıyor nasılsa o işi de yapıversin.
Son olarak veliler kendi aralarında öğretmeni zaten değerlendiriyorlar,olumsuz bir durumda şikâyet edebilecekleri bir telefon hattının varlığını ve bu haklarını velilerin gerekli gereksiz sonuna kadar zaten kullandıklarını da hatırlatırım.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 03 Kas 2016 18:07:02
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Turgut Bey, sizden teşekkür içerikli mesajlar görünce konuya adapte olmakta zorlandım. :) Malum alışık değiliz.
Teşekkür etmek benim için çok değerlidir. Bu nedenle bol keseden kullanamıyorum.
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Fakat biz öğretmeniz ve böyle bir uygulama bizim gibi işi doğrudan çocuklarla ilgilenmeyi, eğitmeyi, öğretmeyi amaçlayan bir meslek grubu için sadece ayak bağı olur.
Bir öğretmenin sınıf içinde bir konuyu anlatmak, bir davranışı kazandırmak için nasıl şekilden şekile girdiği düşünülecek olursa böyle bir dinlenme ve izlenme özgürlükleri kısıtlamaktan öteye geçemez.
Belki inanmayacaksınız ama ders anlatırken, örnek verirken ya da her çocuğun farklı öğrenme tiplerine hitap etmeye çalışırken kimi zaman düştüğüm durumlara bakıp bazen ben bile kendime gülüyor, bazen de acıyorum.

Üstelik ben emniyet teşkilatında sanıldığı gibi bir tehlike arz ettiğimizi de düşünmüyorum.
Yalnız benim anlamadığım bazı noktalar var.
Birincisi, öğrenci ve velinin öğretmene not vermesi uygulaması, sınıfta olumsuzluk oluşturabilecek davranışları ortadan kaldırmak ve öğrenci başarısını yükseltmek için mi yapılıyor?
İkincisi, eğer bu böyleyse bu başarısızlığın ya da olumsuzlukların yegane sorumlusu biz miyiz?

Bu başarısızlık ya da olumsuzluklarda sınıflardaki öğrenci sayısının eskiye oranla daha fazla olmasının, uygulanan müfredatın bir türlü öğrenci seviyesine uygun hale getirilememesinin, okulların fiziki şartlarının yetersiz olmasının, doküman, laboratuvar, kütüphane, bilgisayar gibi eksikliklerin bulunmasının, ödevini yapmadığı için eleştirdiğiniz öğrencinin anında psikolojisinin bozulmasının, kendini benim patronum sanan yedi yaşında çocuklarla, velilerin olmasının da etkisi yok muydu?

Ben mi yanlış biliyorum?

Yani bizi düzeltirseniz, yaptırım uygularsanız, gözümüzü korkutursanız her şey daha mı güzel olacak? Eğitim sistemi düzelecek, mutlu mu olacaksınız?

O zaman tamam, ben şahsım adına önerilerinizin hepsini kabul ediyorum.
Eğer siz diyorsanız ki, eğitimdeki tüm sorunların temelinde siz varsınız, siz düzelince her şey düzelecek, o zaman üzerimize dinleme cihazı da takılsın, okulun, sınıfın  dört bir yanı kameralarla da donatılsın, her attığımız adım izlensin, öğrenci- veli not versin.
Oldu olacak bir öğrenciye Allah korusun, vurma ya da zarar verme ihtimaline karşı da kolumuza sadece tahtaya yazı yazmamıza izin verecek mesafede zincirli kelepçe takılsın.:( Daha da olmazsa yeni bir yaptırım nasıl olsa bulunur.
İçim yanan yana, bir teşekkürümü daha bu mesajdaki güzel sorularınız için kullanmak ihtiyacı hissediyorum.

Öğretmen gözüyle, öğretmen için güzel bir tarifi yapmışsınız.
Ben de öğrenci ve veli gözünden bir "öğretmen" tarifi yapayım.
Öğretmen, günün belirli saatlerinde sınıfa girip, çıkan ödev ve not vermekle görevli, her ay bankamatikten maaş çeken kişidir.
Öğrenci ödev yaparak öğrenir, eğitim ise ebeveynlerin tekelindedir. Öğretmenlerin eğitim ve öğretimde hiç bir fonksiyonu yoktur.
(Önemli not : Ülkemizde benimsenmiş ilkeler gereğince bir faaliyet sonucu ortaya çıkan olumsuzluklardan fail değil, BAŞKASI sorumludur.
Eğitim ve öğretim faaliyetlerinin olumsuz sonuçlarından sorumlu BAŞKASI öğretmen olmaktadır.) 

Yukarıdaki cümlelerin abartılı olduğu düşünülebilir.
Bununla birlikte şu hususu kesin olarak söyleyebilirim :
- Öğrenci ve veliler, öğretmenin eğitim ve öğretimdeki işlevlerinin FARKINDA DEĞİLLERDİR.

Yapılması düşünülen uygulamada, öğrenci ve veliler, kendilerinden değerlendirilmesini istedikleri hususları gördüklerinde ŞOK OLACAKLARDIR.
Öğretmenlerin ne tür işlevleri olduğunun FARKINA VARACAKLARDIR.

Yapılması düşünülen uygulamanın amaçlarından birinin, bu konuda FARKINDALIK oluşturarak toplumun öğretmene bakış açısını değiştirmek olduğuna inanıyorum.
Bunun dışında veli ve öğrenci, eğitim ve öğretim sistemi içinde kendisini BİREY olarak hissetmemektedir.  (Kendisini etkisiz eleman -sadece etki edilen- olarak görmektedir)
Uygulamanın veli ve öğrencinin eğitim ve öğretim sistemi içinde kendisini BİREY olarak hissetmesine vesile olacağına inanıyorum. (Sisteme etkisinin / katkısının olduğunu hissedecektir. )

Uygulama sonucunda eğitim ve öğretim sistemi içindeki (tüm) problemlerin çözüleceğine inanmak saflık olur.
Eğitim ve öğretim sistemi içindeki problemlerin çözüme kavuşturulabilmesi  için RADİKAL UYGULAMALAR yapılması gerekir.
Demokrasi ile yönetilen / yönetildiği söylenen ülkelerde radikal uygulamaların yapılması mümkün değildir.
Uygulamalar, zamana yayılarak aşama aşama gerçekleştirilebilir.

Yapılması düşünülen uygulama da sadece bir aşamadır. Yeni uygulamalarla değişim devam edecektir.
 
Anlayamadığım bir husus var, öğretmenler eğitim ve öğretimde tek YETKİLİ olarak (tek yetkili olması gereken olarak)  kendilerini görüyorlar.
Bununla da yetinmiyorlar (hiç bir veriye dayanmadan) eğitim ve öğretimde kötüye gidiş olduğunu ifade ediyorlar.
Eğitim ve öğretimde görevli bir öğretmen olsam, (doğru olsun olmasın)  kendimi başarılı göstermek için eğitim ve öğretimin iyiye gittiğini savunurdum ve bunun için deliller gösterirdim.
Öğretmenlerin (hiç bir veriye dayanmadan) eğitim ve öğretimin kötüye gittiğini savunmalarını aklım almıyor.

Eğitim, öğretim öğretmenlerin tek başlarına gerçekleştirebilecekleri bir uygulama değildir. Ebeveynlerle, idarecilerle vs. işbirliği içinde ele ele hareket edilmesi gerekir.
Dolayısıyla eğitim ve öğretimdeki olumsuzluklardan da işbirliği içinde olması gerekenler sorumludur.
Bununla birlikte öğretmenler eğitim ve öğretimi tekellerinde gördükleri için olumsuzluklardan da onlar sorumlu görülüyorlar.

Daha önce de söylediğim hususu tekrarlamak istiyorum.
Öğretmenler, öğretmenler odasından çıkıp, ebeveynlerle, idarecilerle işbirliği yapmalılar, birlikte hareket etmeliler.
Öğretmenler eğitim ve öğretimi tekellerinde gördükleri sürece, olumsuzluklardan sorumlu görülmeye devam edeceklerdir.

Eğitim ve öğretim alanında, denetim uygulamalarının artırılması SADECE öğretmenler için geçerli değildir.
Öğrencilerin daha fazla denetlenebilmesi için tam gün eğitim uygulamasına geçilmeye çalışılmaktadır.
Garip olan şu ki, öğrencilerin daha fazla denetlenmesi için başlatılacak bir uygulamaya karşı çıkanlarda yine öğretmenler :)
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Sözü edilen her türlü denetimi, eleştiriyi, duruma göre gerçek anlamda soruşturma geçirip, sorgulanma durumunu biz zaten yaşıyoruz. 
Öğretmenler soruşturma mı geçiriyor?
Öğretmenler denetleniyor mu?
Emin misiniz?

Böyle bir şey olsa velilerin, öğrencilerin haberi olmaz mı?

İdam cezasının geri gelmesi konusunda yazdığım bir yazıda şu ifadeleri kullandım :

İdam cezası (uygulanacak kişi için), ibret veya caydırıcı özelliğe sahip değildir.
İdam cezası uygulanacak kişinin ibret alıp, tekrar yapmayacağını söylemesi veya cezadan korktuğu için suçu tekrarlamaması gibi bir seçeneği yoktur.
İdam cezası, toplumun diğer bireylerinin ibret alması ve suçu işlemeyi akıllarına bile getirmemeleri içindir.
İdam cezaları seyircisiz uygulandığında hiç bir fayda elde edilmez.


İdam cezalarından gereken faydanın elde edilebilmesi için özellikle çocukların ve bayanların idam cezalarını en yakın mesafeden izlemesi gerekir.
Çocukluğunda idam cezasını izleyen bir çocuğun büyüdüğünde suç işlemesi mümkün olabilir mi?

Veli - öğrenci olarak öğretmenin denetlendiğinden haberim olmuyorsa denetim yapılmıyor demektir.

Bakış açınızı genişletebilmiş olduğumu umut ediyorum.
Saygılarımla...

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK