Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı harslan05

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 3.366
  • 69.100
  • 3.366
  • 69.100
# 05 Haz 2018 00:33:43
Ben senin çocuksu gülüşünü sevdim en çok
saçlarına günün düşüşünü
bir sevdayı bölüşünü yeryüzünde
gülüşün bahar buğusu senin
gülüşün bir avuç su
gülüşün gül
gülüşün karanfil kokusu
sen gülünce mavi maví esiyor rüzgarlar
çiçek açıyor bütün evren
ben seninle baharları sevdim, yağan karları sevdim,
sonbaharları sevdim, ben seni çok ama çok sevdim
      ....
gözlerim seni sevdiğim için böyle aydınlık
yüreğim seni sevdiğim için sıcak böyle..
ben sevgine koşulsuz bağlanmayı sevdim
özleminle kavrulup yanmayı
her ayrıldığımızda yeniden kavuşmayı
çiçekte bir dal gibi
bitmeyen bir masal gibi
seni umudumda, seni düşlerimde,
seni yüreğimde taşıdım bir ömür
ben seni hayat kadar sevdim
dünya kadar sevdim
ben seni
ben seni
ben seni çok ama çok sevdim...

Nuri Can

Çevrimdışı PINARCIK

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 5.796
  • 30.402
  • 5.796
  • 30.402
# 05 Haz 2018 00:34:51
GÜN EKSİLMESİN PENCEREMDEN
Ne doğan güne hükmüm geçer,
Ne halden anlayan bulunur;
Ah aklımdan ölümüm geçer;
Sonra bu kuş, bu bahçe, bu nur.
Ve gönül Tanrısına der ki:
- Pervam yok verdiğin elemden;
Her mihnet kabulüm, yeter ki
Gün eksilmesin penceremden! 

Cahit Sıtkı TARANCI

Çevrimdışı Gül Rengi

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.941
  • 47.505
  • 2.941
  • 47.505
# 05 Haz 2018 09:17:00
Gözlerin ipek yoludur ömrümün
Akasya yüklü kervanlar geçer
Çan sesleri arasında bir fener
Yanar söner yanar söner yanar söner
Gözlerin ipekyoludur ömrümün
Kentin en kalabalık yerlerinde
Dört nala koşan bir at gibi
Çılgınlığa akan yalnızlığa ölüme
Yazılmış şiirleri yeniden yazmak bütün
Hayatı teyellemek yepyeni bir güne
Ve sonra sökmek uzun uzun
Gözlerin ipekyoludur ömrümün
Yalnızlıktan gelir yalnızlıklara gider
Düşülür her şeyin altına bir tarih
Soluksuzum günlerdir geceler uzar
Yaşamak dünyayı ödüllendirmektir artık
Kendimi öldürdüğüm yerlerde beni kan tutar
Başıma gelecekleri bile bile yürürüm
Bakarım gözlerine eğnim silkelenir
Döktüğüm acılar yıllar kederlerdir
Alnıma bir avuç tuz atılır düşünemem
Konuşamam ağlayamam bağıramam
Neden gece her gecenin ardından gelir
Gözlerin ipekyoludur ömrümün
Gözlerin tarihçesi yaşayıp öldüğümünI
Ihlamur ağaçları altında bir Saraybosna hatırası
Rüya bu oturur konuşurmuşuz
Sen ben ve Deniz bir de rüzgarın örttüğü gençliğimiz
Sen ben ve Deniz. Sen ben ve Deniz..."

Ahmet Erhan'

Çevrimdışı ALAMET-i FARİKA

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.093
  • 11.857
  • 1.093
  • 11.857
# 05 Haz 2018 15:24:32


         h.n.a.



TOPRAK - MAZİ

Gel arkadaş, gel seninle az dertleşelim:
Okuyarak hayat denen koca kitabı,
Gönüldeki yaraları biraz deşelim.

Gömdüm kara topraklara melekten iyi,
Perilerden nazlı, güzel bir sevgiliyi.
Derin derin sızlıyor gönlümde yaram,
Bana artık her saadet olmuştur haram.

Beni sardı kefen gibi mazinin tülü,
Yere batsın bu toprakla bu korkunç mazi!
Orda çünkü sevgilimle sevgim gömülü…
Hey arkadaş sözünü bil, hem kendine gel,
Bahtiyarlıklara olmaz ölümler engel.
Bir sevgili kızı senden aldıysa toprak,
Buna katlan, toprak için çünkü bu bir hak!

Hem yaratan, hem büyüten topraktır bizi,
Üzerinde işitiriz ilk ninnimizi;
Fışkırttığı serin sular bize can verir;
Ormanları gönlümüze heyecan verir.

Hey arkadaş sende insaf duygusu yok mu?
Sana her şey veren, seni büyüten toprak,
Senden bir tek kız aldıysa acaba çok mu?

Doğup ölmek… Millet için bunlar bir hızdır,
Toprak bizim beşiğimiz, mezarımızdır.
Toprak bizim anamızdır… İnsan yasına
Kapılarak nasıl söver öz anasına?

Hakikat ne şu göklerin derinliğinde,
Ne suların şairane serinliğinde…
Aristonun mantığında zerresi yoktur,
Fisagorda, Eflâtunda nebzesi yoktur.
Mefkûreler âleminde olunca kıtlık,
Kafaların içerisinde başlar çıfıtlık:
Bir budala “zulüm yeter!” diye haykırır,
Bir it çıkar “proleter” diye haykırır!

Bir hayvanda hâkim olur cinsî heyecan,
Froyt denen yahudiye gider verir can…
Kimi kördür… Kendisine büyük gelir pek,
Lenin denen o maskara vatansız köpek…

O ne felsefe ne de “din”in “hiç”inde,
O, toprağın asırlardan beri içinde…
Hakikati bulmak için onu eşmeli,
Yükselmekten bir şey çıkmaz, derinleşmeli…
Göğe doğru yükselenler bir gün yorulur,
Derinleşen hakikati toprakta bulur.
Şu ne başı, ne de sonu olmıyan toprak,
Gömdüğümüz vücutlardan gıda alarak,
Bize hayat verir, bize tarih, mazi yaratır.
Mazi köhne kitap değil, şanlı bir satır…

Mazi ırkın yarattığı çoksun bir seldir,
Mazi bizim alnımızı göğe yükseltir,
Geçmişlerin gecesinden ışık alırız…

Bir düşünsen mazideki olan işleri,
Hâdisatın büyüklüğü seni şaşırtır.
İstersen gel yadedelim o geçmişleri…

Kaynar elbet damarında halis Türk kanın,
Damarında çünkü kanı var “Atilâ”nın,
Avrupanın her ırkından toplanan ordu,
Onu Galya ovasında zorla durdurdu.

İradesi yenilmeden sinirle ete,
Vatan için karısını bırakan “Mete”
Yasa için kardeşini öldüren “Çingiz”

Yeryüzünde bırakmadan küçücük bir iz,
Geçip giden milyonlarca adsız kahraman,
Ki her biri bugün bize vermektedir şan,
Bu erlerin cisimleri toprakta kaldı,
Hangisini hangisinden üstün tutmalı?
Her birisi bu toprağın, bu ırkın malı…
“Tonyukuk”un gizlenmiştir dehâ kanında,
Bismark onun at uşağı olmaz yanında…

“Alp Arslan”la “Kılıç Arslan” şanlı bir fasıl,
Avrupayı rezil eden “Yıldırım”… Nasıl?

Düşünsene ne biçim bir kahraman erdir,
Ankarada Yıldırımı eriten “Demir”…

Bu kadar mı? Bu saydığım ancak bir kaçı!
“Katerin”le neler yaptı acaba “Baltacı”?
Anafarta cephesinde kim durdu en son?
İlk dayağı kimden yedi kuduz Napolyon?

Sevdiğin kız şu toprağa eğer girdiyse,
Sen toprağı eskisinden fazla benimse.
Bil ki toprak ebediyen senin olmuştur.

Bu dünyada bizim bir genç kızı sevmemiz,
Filhakika gayet doğru, hem de çok temiz
Bir gayedir… Fakat bunun hududu dardır…
Sevgiliden sevgili bir mefkûre vardır.
Biz kız solar, yahut senin tükenir aşkın,
İnsan kalmaz uzun zaman neşeli, taşkın…
Ya mefkûre? Ebediyet onunla birdir,
Kişioğlu müebbeden ona esirdir.

En mukaddes iki “Var”a böyle söversen,
Toprak ejder, mazi kanlı bir gece dersen,
İleriye bakamazsın, gözün kamaşır.
İstikbali kucağında bu mazi taşır…
Arkasında olmasaydı şanlı bir mazi,
Bu milletten çıkar mıydı bir büyük “GAZİ”?
Kara toprak yine bizden gıda almasa,
Kalır mıydı aramızda türe yasa?
Mazi bizim atamızdır, toprak anamız,
Biri bizi yetiştirir, biri verir hız.
Bu toprağa nasıl dersin kara bir ölü,
Ki bağrında bütün şanlı ecdat gömülü.

Yabancılar bir gün yine akın ederse,
Ve zaferi kendisine yakın ederse,
Sevgilimi aldı diye bu kara toprak,
Tarihin ün meydanında uzun kalarak,
O toprağın uğruna sen can vermez misin?

Bu maziyle bu toprağa küfürden sakın,
Kendine gel, iradeni üstüne takıl!
Savaşları, türeleri, yasalarıyla,
Zaferleri, bozgunları, tasalarıyla,
Mazi ırkın yarattığı bir şaheserdir…

Hey arkadaş, sapıtmışın, doğru yola gir;
Hakkı neyse ver maziyle kara toprağın…
Onlar değil efsaneyle cansız bir yığın!

Bu ikisi ebediyen kutlanacaktır…
Ve bunları inkar eden, bil ki alçaktır…

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.382
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.382
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 06 Haz 2018 20:07:27
Sen kollarıma asla gelmemiş sevgili,
sen yitirilmiş olan daha başından,
senin hangi şarkılar gider hoşuna
hiç öğrenemedim. Vaz geçtim ben seni
gelecek anın kabaran dalgaları içinde
tanımaya çabalamaktan. İçimdeki
tüm uçsuz bucaksız imgeler çok uzaktaki
derinliğine hissedilen peyzaj,
şehirler, kuleler, köprüler ve patikaların tahmin-
edimedik dönemeçleri
ve şu bir vakitler nabzı tanrıların hayatıyla atan
kudretli topraklar
tümü, beni her zaman atlatan seni
anlamlandırmak için içimden yükselirler.
Sen, sevgili, daima hasretle seyrettiğim
bahçelersin sen. Bir kır evinde
açık bir pencere, ve sen daha yeni
atmışsın adımını dışarı, dalgın düşünceli
karşılamak için beni. Rast gele geçtiğim sokaklar,
sen onlarda az önce yürümüş ve gözden kaybolmuşsun.
Ve bazen, bir dükkanda, aynalar hala sersemlemiş
olurlardı senin orada bulunmuş olmandan, irkilmiş
geri verirlerdi benim çok ani hayalimi.Kim bilir? belki de
aynı kuş yankılanıyordu içimizden ikimizin de
ayrı ayrı, dün akşam.

| Rainer Maria Rilke

Çevrimdışı toplum-bilim

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.141
  • 53.110
  • 4.141
  • 53.110
# 07 Haz 2018 10:25:59
GÖÇ




bana
uçmayı anlatma
kol kanat geremedikten sonra ufkuma…

.

.

bir bütünün
bilmem kaçıncı parçasıyım bilmiyorum
bütün kalbimle dilemiştim oysa
parçalarına ayrılmamayı,
suretinden savrulmamayı



birazdan yağmur yağacak
nasıl olacaksa,
senden geçip kendime uğramalıyım
şemsiyesi olmalıyım belki de göz yaşlarımın
ya da ne bileyim tek gidişlik bir bilete bavul mesela



kanatsız kuş gibidir
uyumadan biten tüm masallar
kalemsiz kağıt gibidir perisiz ilhamlar
ağaran saç oldum tel tel dökülen mısralara
ömrüm dağılmış mürekkepken şiir bana küsse kime ne



mum misali ateşim
eriyen zamanım bir ipin ucunda
tutun gölgemi bittiği yerden
titrekliğime an,
şafağıma tan olayım son kere



oysa,
bir masal ülkesine taşıyabilseydik umutlarımızı
bir varmış biz olsak hiç ama hiç yok olmasaydık
intihar etmezdi çocukluğum rüzgarsız bir uçurtmanın yerçekiminde
ve ben bu şiiri göçüne tutukluk yapmış bir kuşun kalbine gömmezdim

.

.

bana
uçmayı anlatma
süzüm süzüm süzülüp konamadıktan sonra ruhuma…


İlhan AŞICI

Çevrimdışı ferdem

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 4.415
  • 27.381
  • 4.415
  • 27.381
# 09 Haz 2018 15:05:00
Şiire Dair

Şiir bir cennet bahçesi
Girmeyene anlatılmaz.
Cennet nedir, bahçe nasıl?
Görmeyene anlatılmaz.

Şair gülü, şükür gülü
Yaprak yaprak dokur gülü
Her mısradan fikir gülü
Dermeyene anlatılmaz.

İne gönül, kalka gönül
Hep doğruya baka gönül
Hak vergisi.. Hakk’a gönül
Vermeyene anlatılmaz.

Şiir toprak kokusudur
Şiir damla damla sudur
Ermişlerin duygusudur
Ermeyene anlatılmaz.

Şairler sultanı Yunus
Her sözü yüz defa yumuş
Aşk bağına dergâh kurmuş
Varmayana anlatılmaz.

Abdurrahim Karakoç

Çevrimdışı ayse14882

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 616
  • 4.662
  • 616
  • 4.662
# 09 Haz 2018 22:09:19
 ::)

Çevrimdışı ayse14882

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 616
  • 4.662
  • 616
  • 4.662
# 11 Haz 2018 16:22:10
 😊👍
Hep böyle çocuksu mu bakar senin gözlerin?
Hep böyle içinde uzak bir ışık mı yanar?
Bakışlarında beni dinlendiren bir şey var;
Kıyısındaymış gibi en sakin denizlerin...
Bir yelkenliyim şimdi ben senin limanında
Fırtınalardan geldim sende dinleniyorum.
Bu huzur, bu sessizlik hiç bitmesin diyorum;
En eşsiz dakikalar sürsün senin yanında...
Hiç yumma gözlerini, ışığın eksilmesin,
Gündüzüm aydınlığım, ipek böceğim benim!
Güz bahçemde açılmış o son çiçeğim benim!
Yorgun kalbim seninle elem nedir bilmesin;
Ayırma gözlerimden çocuksu gözlerini,
O sakin o yalansız, o kuytu gözlerini.
              ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.302
  • 223.466
  • 28.302
  • 223.466
# 13 Haz 2018 09:10:00
ÖĞRETMENİM
ve sen öğretmenim
Bana okuma yazmayı öğretirken
Keşke insanları da okumayı öğretseydin
Küçük sayının büyükten çıkmayacağını anlatırken
Küçük yüreklileri büyük aşkla sevmemeyi de
Seversem eğer, benden kalanın
Kocaman bir sıfır olacağını da öğretseydin

ve sen öğretmenim
Karşımızda asık suratlı duran o adamın
Sıcacık bir yüreği olduğunu da hissettirseydin

Belki daha iyi tanırdım insanları
Daha dikkatli severdim o hayırsızı
ve daha çok severdim seni
Daha çok öğrenirdim öğrettiklerini
Asil duruşlu, yüreği sıcacık öğretmenim...

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.302
  • 223.466
  • 28.302
  • 223.466
# 17 Haz 2018 09:10:38
Yalnız insan merdivendir
Hiçbir yere ulaşmayan
Sürülür yabancı diye
Dayandığı kapılardan

Yalnız insan deli rüzgar
Ne zevk alır ne haz verir
Dokunduğu küldür uçar
Sunduğu tozdur silinir

Yalnız insan yokki yüzü
Yağmur çarpan bir camekan
Ve gözünden sızan yaşlar
Bir parçadır manzaradan

Yalnız insan kayıp mektup
Adresi mi yanlış nedir
Sevgiler der fırlatılır
Kimbilir kim tarafından

Louis Aragon

Çevrimdışı PINARCIK

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 5.796
  • 30.402
  • 5.796
  • 30.402
# 17 Haz 2018 13:44:33
Öyle çabuk geçiyor ki günler 
Hele sen de bir bak hayatına.
Daha dün doğmuşuz sanki 
Yeni okula başlamışız
Yeni sevmişiz

Öyle çabuk geçiyor ki günler 
Hele sen de bir bak hayatına 
Yarın bitecek sanki her şey
Yarın ölecek gibiyiz.

Daha doymamışız yaşamasına
Günlerimiz dün bir, bugün iki
Sakın bir şey bırakma yarına
Yarın yok ki

Özdemir Asaf

Çevrimdışı toplum-bilim

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.141
  • 53.110
  • 4.141
  • 53.110
# 19 Haz 2018 11:57:00
Söyleyemediklerimin arkasında değersiz kalır bütün yaşananlar,
Elbette suskunluklarında bir anlamı vardır.
Ama korkaklığımdır kelimeleri mühürleyen,
Gururumdur yolları kapatan.
Yine de yetmiyor hayalin, yetmiyor anılar.
Geleceksen kendin gel.
Koparıp yüreğinden bütün kötülükleri,
En saf halinle gel.
Acılarında bir sonu vardır,
Sadece özlemlerine gel.
Söyleyemediklerimi bir tek sen anla,
Senin dillerinde çözülsün mühürlenmiş sırlarım.
Bütün sessizliklerin çığlığı olup GEL...

Çevrimdışı Gül Rengi

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.941
  • 47.505
  • 2.941
  • 47.505
# 19 Haz 2018 12:09:32
Sözlerimle bıraktın
Yusuf kuyusuna beni
Bir gök damlası yüzün
Uzaklaştıkça sonsuz
Sesin çekildi sesimden
Ağzım kumlar avazı
Kırk ayrılıkla sevdiğim
Kumaşım tarazlı gece
Boyam gözyaşı
O hareli zamanlardan
Ne bir kirpik yıldızı
Ne saçlarının sabahı
Götürdün çıkrığımı
Ağzıma gelmişken dünya
Ey Züleyha masalı
Ben bir zaman yanlışıyım
Sen zamandan büyük güzellik
Elinde başkalarının sözü
Ölümün doğrusunu
Seç diyorsun şimdi bana
İpim yılan ıslığı
Kuyum çınlayan gövden
Ben o Yusuf’um
Ölümden sana gelen…"

Şükrü Erbaş'

Çevrimdışı bergüzar

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.141
  • 10.627
  • Okul Müdürü
  • 1.141
  • 10.627
  • Okul Müdürü
# 20 Haz 2018 19:06:39
Ben ne dersem anlamayacaksın, biliyorum
Biliyorum ,anlamak istediklerinin sıyrılmış tarafıdır yerim yurdum.
Bir trenin ayaklanıp koşmasına inandırmak istiyorum seni,
Sense takılıp kalıyorsun tutuklanıyorsun,
Parklarda ki ‘gülleri koparmayın’ yazısında.

Bunca şeye inanmak yerine ,tercih ediyorsun,
Dolmuştan dışarıya bakan genç bir kızın dünyayı kurtarabileceğine.

Yanlış yerde yanlış zamanda görmüş olmalıydık birbirimizi
Yoksa bu kadar yoksa böylesine yoksa

Kurduğun şehirleri kasabaları bilirdim ben
Bilirdim kilometreleri ayırmaya yetmezdi bir tabela
Üç beş meridyen geriye atılsam mancınıklarla
Yetmese vaktim bir ülkenin yerel zamanına

Olsaydı bir barikat dövüşürken sevebilirdin beni
Bu kabahanım hallerimi mazur gör
Ben hiç beceremedim kibarlık denen yeneteneği

Bir seri katil düşüyor şakaklarıma
Sadece o an yalvarıyorum sana
Küstürdüğün kuşlar hatrına kimsenin diline düşürme
Gülünce güzelleştiğimi
 Rojan Tiryaki


 


 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK