Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı kut35ege

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 63
  • 188
  • 63
  • 188
# 08 Kas 2010 16:02:14
düşünce insanların ve kaderin gözünden
afarozlular gibi yapayalnız ağlarım,
irkilir sağır gökler çığlıklarım yüzünden
bahtıma lanet okur, yüreğimi dağlarım
talihi yaver giden herkese gıbta eder
şu denli güzel olsam, dostlarım olsa derim
şunda sanata, bunda dehaya içim gider
oysa solda sıfırdır yapmak istediklerim
kendimden iğrenirken aklım sana doğrulup
gönlüm kara dünyayı gerilerde bırakır
gündoğarken yükselen bir tarla kuşu olup,
cennet kapılarında kutsal ezgiler şakır,
öyle bir servettir ki sevgini anmak bile
sultanlarla yer değiş deseler de nafile

shakespeare

Çevrimdışı kut35ege

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 63
  • 188
  • 63
  • 188
# 08 Kas 2010 16:04:03
vurgunum gözlerine, o gözler acır bana:
bilirler, yüreğin hor görüp işkence eder;
seven yaslılar gibi kara çekmiş sırtına,
kıvranışımı özlü bir şefkatle süzerler.
sabahleyin göklerde ışıyan güneş bile
yaraşamaz doğunun soluk yanaklarına,
akşama yol gösteren gür yıldız, görkemiyle
böyle ışık saçmaz loş batının yarısına:
yaşlı gözlerin daha çok yaraşır yüzüne.
bana da bir pay ayır yüreğindeki yastan:
seni yas daha güzel gösterir ele güne;
işte acıma duygun sana biçilmiş kaftan.
"güzel ancak karadır," diye yemin ederim,
senin renginden yoksun olan çirkindir derim

shakespeare

Çevrimdışı kut35ege

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 63
  • 188
  • 63
  • 188
# 08 Kas 2010 16:11:37
ah, doğrudur kendimi sağa sola attığım,
vazgeçmediğim ele güne soytarılıktan,
canevimi yıktığım, sevdiğimi sattığım,
eskileri kırdığım yeni uçarılıktan.
gerçeğe göz ucuyla yan baktığım da doğru,
ama gönlüme yeni gençlik verdi bu suçlar;
değersiz tutkuların ortaya attığı şu:
her sevginin üstünde, sana olan aşkım var.
hepsi yapıldı, bitti; bu aşk sonsuz sürecek;
artık iştahlarıma yenilecek değilim,
eski dostu sınamam yeniyi deneyerek;
aşk tanrısını buldum: onun oldu benliğim.

bağrına bas, cennete buyur et beni sen de
ve yaşat o tertemiz, en sevecen göğsünde.

Çevrimdışı güll_

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 562
  • 846
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 562
  • 846
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 08 Kas 2010 19:05:41
KIYAMADIĞIM

Hey bir zaman bakıp bakıp
Seyrine doyamadığım!
Şimdi gurbette bırakıp
Sesini duyamadığım!

Evde kapanıp kaldın mı?
Seyrana çıkıp güldün mü?
Başkalarının oldun mu?
'Benimsin!' diyemediğim!

Akıtıp gözüm yaşını
Hatırlarım gülüşünü;
Kıvırcık saçlı başını
Göğsüme koyamadiğım!

Dik yamaçların selisin,
Sen benden daha delisin,
Şimdi kimlerin kulusun?
Başını eğemediğim!

Nasıl vurgunum bilirdin,
Niçin benden yüz çevirdin?
Kimlerin koynuna girdin?
Öpmeğe kıyamadığım!

SABAHATTİN ALİ

Çevrimdışı TugraÖzyıldız

  • Bilge Üye
  • *****
  • 10.239
  • 16.841
  • Birleştirilmiş Sınıf
  • 10.239
  • 16.841
  • Birleştirilmiş Sınıf
# 08 Kas 2010 19:10:55
Gittin...
Ben, arkandan sadece baktım.
Oysa; söyleyecek o kadar çok şeyim vardı ki...
"Gidersen iyiye dair ne varsa içimde yitireceğim hepsini.
Gidersen sönecek içimdeki ateş
ve bir daha hiç kimse yakamayacak.
Gidersen karanlığa mahkum edeceksin günlerimi
O karanlıkta yolumu kaybedeceğim" diyecektim sana.
Konuşamadım...

Gittin...
Gidişini görmemek için gözlerimi kapattım
Öylesine acıdıki içim, tutup koparsalardı kolumu
bacağımı bu kadar acı duymazdım.
Acım yaş olup akmalıydı gözlerimden.
Ağlayamadım...


Gittin...
Seni delicesine bir tutkuyla seviyordum oysa
Tutkum seninle olmaktı, tutkum teninde erimek,
tutkum hayatı seninle sadece paylaşmaktı.
Anlatamadım...


Gittin...
Gidişini önlemek için tutmak vardı ellerinden
Ellerim değil miydi her dokunuşumda seni ürperten?
Ürperdin yine biliyorum.
Bir kez dokunsam, bir kez tutsam ellerini
Gitmek için biriktirdiğin bütün cesaretin kaybolurdu.
Tutamadım.


Gittin...
Bir yıkım gibiydi gidişin
Sen adım adım uzaklaşırken benden
Çöküp kaldı bedenim olduğu yere
Nice terk edişlere dayanan yürek bu kez yenilmişti
Bu kadar zayıf değildim ben kalkmalıydım.
Kalkamadım...


Gittin...
Oysa geldiğin gün gideceğini biliyordum
Hazırdım gidişine,
Kaçak zamanları yaşıyorduk
Zaman bitecek ve sen gidecektin
Bense, gidişinin ertesi günü
Hayatıma kaldığım yerden yeniden başlayacaktım.
Başlayamadım...


Gittin...
Bir şey söyledin mi giderken?
"Kal" dememi istedin mi?
Son bir kez "seni seviyorum" dedin mi?
"Bekle beni döneceğim" diye umut verdin mi?
Beynim öylesine uğulduyorduki.
Duyamadım...


Gittin...
Nereye gittiğin önemli değildi
Binlerce kilometre uzakta da olsan,
iki metre ötemde de farketmiyordu.
Artık yoktun ve asıl bu düşünce beni felç ediyordu.
Kurtulmalıydım senden,
bu yokluk duygusundan kurtulmalıydım.
Kurtulamadım...


Gittin...
Unutulanların arasına katılmalıydım
Anıları bir sandığa koyup
hayatı bir yerinden yakalamalıydım.
Bu aşk noktalanmalıydı, bu sevdadan vazgeçmeliydim.
Yapamadım...


Gittin...
Bir okyanusun ortasında
tek küreği kaybolmuş sandalda
Dev dalgalarla boğuşan bir denizciyim şimdi.
Bil ki; sevmekten vazgeçmedim seni,
Bil ki; seninle birlikte sevdanı da taşıyacağım yüreğimde,
Bil ki; seni Unutamadım...

(alıntı)

Çevrimdışı AYNALI

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.281
  • 21.080
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 3.281
  • 21.080
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 08 Kas 2010 19:38:37

Fahriye Abla 

Hava keskin bir kömür kokusuyla dolar.
Kapanırdı daha gün batmadan kapılar.
Bu, afyon ruhu gibi baygın mahalleden,
Hayalimde tek çizgi bir sen kalmışşın, sen!
Hülyasındaki genıs aydınlığa gülen
Gözlerin, dişlerin ve ak pak gerdanınla
Ne güzel komşumuzdun sen, Fahriye abla!

Evimiz kutu gibi küçücük bir evdi,
Sarmaşıklarla balkonu ortuk bir evdi;
Güneşin batmasına yakın saatlerde
Yıkanırdı gölgesi kuytu bir derede;
Yaz, kış yeşil bir saksı ıtır pencerede;
Bahçende akasyalar açardı baharla,
Ne şirin komşumuzdun sen, Fahriye abla!

Önce upuzun, sonra kesik saçın vardı;
Tenin buğdaysı, boyun bir başak kadardı;
İçini gıcıklardı bütün erkeklerin,
Altın bileziklerle dolu bileklerin.
Açılırdı rüzgarda kısa eteklerin;
Açık saçık şarkılar söylerdin en fazla,
Ne çapkın komşumuzdun sen, Fahriye abla!

Gönül verdin derlerdi o delikanlıya,
En sonunda varmışşın bir Erzincanlıya.
Bilmem simdi hala bu ilk kocanda mısın?
Hala dağları karlı Erzincan'da mısın?
Bırak, geçmiş günleri gönlüm hatırlasın;
Hatırada kalan şey değişmez zamanla,
Ne vefalı komşumuzdun sen, Fahriye abla!
 

Ahmet Muhip Dranas   
 

Çevrimdışı AYŞEGÜL59

  • Uzman Üye
  • *****
  • 475
  • 2.580
  • 475
  • 2.580
# 08 Kas 2010 19:51:57
ALTINCI MEKTUP

Bir gün bir yalnızlığa düştüm yine. Başımı
ellerimin arasına aldım, sessizce ağlamaya başladım .
Önümde yarıya gelmiş bir konyak şişesi 'beni iç'
diye fısıldıyordu, 'beni iç'. Sonra yalvarmaya başladı:
'Ne olur' dedi 'ne olur haydi iç beni'.

Bir bardak doldurdum, tepeme diktim .
Şişe rahatladı, sustu. Hani ellerimiz birbirine
değince nasıl oluyorduk? İşte öyle oldum .
Hani bakışlarımız buluştuğu zaman, bir başka
türlü atması vardı yüreklerimizin. Onu hatırladım .

Sonra bir tren hareket etti. Sabahtı. Karşıkarşıyaydık .
Konuşuyorduk. Ben sevmek diyordum durmadan.
Gözlerim gözlerine soruyordu: 'seviyor musun?' diye.
Hep evet diyordu gözlerin, ellerin, dudakların hep
evet diyordu. Oysa ki, bir çok hayır diyen insan vardı
çevremizde. Örneğin: bir çocuk hayır, diyordu, bir kadın,
bir adam ve bir başkası, bir başkası hayır diyordu.
Hayır'lar arasında ezilmeğe mahkûmdu evet'lerimiz .

Tren ilerliyordu. Gözlerin gözlerime soruyordu
ne olacak diye. Sigara üstüne sigara yakıyordum,
kadeh kadeh içki içiyordum, fakat bilmiyordum
ben de ne olacağını. Bizi sürükleyen bir akıntıydı.
Durduramazdık onu, hükmedemezdik ona.
Bir anafora rastlayıp yok oluncaya kadar akıp
gidecektik işte. Peki anafor nerdeydi? Uzak mıydı?
Belki çok yakındı kimbilir. Biz onu
göremiyecektik. O, gözlerimizi kör ettikten sonra
saracaktı bizi buz gibi kollarıyla.

Tren ilerliyordu. Pencereden deniz görünüyordu.
Denize akşam güneşi vurmuştu. Renk renk
kayıklar gördük kıyılarda. Denize taş atan çocuklar
gördük. Uzakta bir balıkçı ağlarını topluyordu.

Ve tren ilerliyordu. Kadere yaklaşıyorduk .
Bir alacakaranlık bastı zamanı. Gözlerim gözlerindeydi.
Ellerini tuttum, titredin. Acı acı bir düdük öttü.
Bir şeyler koptu içimizden.

Sonra tren durdu, indik, yollarımız ayrı ayrıydı.
Şimdi, o gün verdiğin yalnızlığı yaşıyorum .

 ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN

Çevrimdışı hercaihoca

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.388
  • 6.328
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 1.388
  • 6.328
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 08 Kas 2010 22:37:36
Ihlamurlar Çiçek Açtığı Zaman
------------------
Dilimde sabah keyfiyle yeni bir umut türküsü
Kar yağmış dağlara, bozulmamış ütüsü
Rahvan atlar gibi ırgalanan gökyüzü
Gözlerimi kamaştırsa da geleceğim sana
Şimdilik bağlayıcı bir takvim sorma bana
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.

Ay, şafağa yakın bir mum gibi erimeden
Dağlar çivilendikleri yerde çürümeden
Bebekler hayta hayta yürümeden
Geleceğim diyorum, geleceğim sana
Ne olur kesin bir takvim sorma bana
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.

Beklesen de olur, beklemesen de
Ben bir gök kuruşum sırmalı kesende
Gecesi uzun süren karlar-buzlar ülkesinde
Hangi ses yürekten çağırırsa beni sana
Geleceğim diyorum, takvim sorma bana
-Ihlamur çiçek açtığı zaman.

Bu şiir böyle doğarken dost elin elimdeydi
Sen bir zümrüd-ü ankaydın, elim tüylerine deydi
Sevda duvarını aştım, sendeki bu tılsım neydi?
Başka bir gezegende de olsan dönüşüm hep sana
Kesin bir gün belirtemem, n`olur takvim sorma bana
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.

Eski dikişler sökülür de kanama başlarsa yeniden
Yaralarıma en acı tütünleri basacağım ben
Yeter ki bir çağır beni çiçeklendiğin yerden
Gemileri yaksalar da geleceğim sana
On iki ayın birisinde, kesin takvim sorma bana
-Ihlamur çiçek açtığı zaman.

Bak işte, notalar karıştı, ezgiler muhalif
Hava kurşun gibi ağır, yağmursa arsız
Ey benim alfabemdeki kadîm Elif
Ne güzellik, ne de tat var baharsız
Güzellikleri yaşamak için geleceğim sana
Geleceğim diyorum, biraz mühlet tanı bana
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.

Ihlamurlar çiçek açtığı zaman
Ben güneş gibi gireceğim her dar kapıdan
Kimseye uğramam ben sana uğramadan
Kavlime sâdıkım, sâdıkım sana
Takvim sorup hudut çizdirme bana
Ben sana çiçeklerle geleceğim
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.

Bahattin Karakoç--

(Aşkın imkansız ve karşılıksız olduğunu bilerek. Işıklara göğüs gererek. Bir yetimin bir yetime sahip çıktığı gibi sevmek istiyorum seni.)

Çevrimdışı seço58

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.343
  • 41.692
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 3.343
  • 41.692
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 09 Kas 2010 00:01:02
Başka türlü birşey benim istediğim
Ne ağaca benzer ne de buluta
Burası gibi değil gideceğim memleket
Denizi ayrı deniz
Havası ayrı hava

Nerde gördüklerim nerde o beklediğim
Rengi başka tadı başka
Bir başka yolculuk dalından düşmek yere
Yaşadığımdan uzun
Bir tatlı yolculuk dalından inmek yere
Ağacın yüksekliğince, dalın yüksekliğince rüzgarda
Ve bir yeni ömür vardığın çimen yeşilliğince

Can Yücel

Çevrimdışı hercaihoca

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.388
  • 6.328
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 1.388
  • 6.328
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 09 Kas 2010 10:57:43
BABO'YA MEKTUP ...
 
Babo nasısan, eyimisen?
Gene Fatihayı gaptın, keyfin yerinde.
Oraları bilmem amma...
Buraları bura olmaktan çıkmış.
 
Mezarıydan galksan, gafayı yersen.
Öldüğüye sevinirsen...
 
Sıra geceleri bitti artık.
Şindi Bitliste beş minare de yok.
Hasangalasında caketim de galmamış.
Hem Urfa dağlarında ceylanlar da gezmiy.
Herkes: şak-şuka, şaka da - şuka söylüy...
 
Ne mırranın, ne de gayfenin dadı galdı,
Gayfenin nestlisi çıkmış, südü de içinde.
Gaçak çay da hepden gaçak olmuş,
Sallama içiyler...
 
Ahhh.. şu gavur icadı televizyon yokmu?
Tam üç tene eve aldım,gene de acans dinliyemiyem.
Gumasının yüzünden gocasından ayrılan böyük gız,
Yaseminin penceresinden bakmazsa göremiymiş.
Öbür oğlan Gurtlar Vadisi.
Hele o güççüğü yokmu ? Sen görmedin.
Saçını hep Amerikan kesdiren,
Gözü, gulağı oynuy namıssızın.
Acun Firarda diy, başka bişey demiy
Turizm dersine eyi geliymiş.
Valla yalan,
Mahsadı çıbıldak garılara baha...
 
Torunun şehmuzla iftihar etmelisen,
Aletirik Mehendisi çıktı.
İş bulamadı, galdırım mehendisiyem diy.
Galdırım da yok ya, çamırlarda debeleniy, duruy...
 
Babo bi de telefon çıkmış, minnacık.
Şalvarın cebine on tene siğar.
Tele-fon amba teli, meli yok.
Eyi bişey de çok yalan söylüy.
Ben Siloyu tarlada görüyem,
Aradığın gişiye ulaşılmıy diy.
Ancaaa foturaf çekiy...
 
Bu cümma rühuya hatim indirecektik;
Mevlüt Hoca nazlanıy, boğazı ağrıymış.
Yoh gendini üçaylara hazırlıymış...
Eve iki tene CD göndermiş,
Bunuyla gıyrık hatim iner demiş.
Eh.. Sen de bunuyla idare edersiy.
Dünya işleri bitmiy.
Şindi bana müsade;
Aşağı kepir tarlaya gidiyim.
Golf oynuyacağım da...

Alıntı---

Çevrimdışı kut35ege

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 63
  • 188
  • 63
  • 188
# 09 Kas 2010 14:22:58
bir an sevinç duyarken, korkuyorum sonra hemen,
haydut yıllar çalar götürür diye hazinemi;
bir an, başbaşa kalmaktan öte bir şey istemezken,
sonra diyorum ki, alem niye görmesin sevincimi?
bazan, sana baka baka kendime çektiğim ziyafetle,
doydum sanırken, bir bakışın açlığıyla ölüyorum sonra,
senin bana verdiğin ya da verebileceğinden öte,
ne bir şeyden zevk alıyorum, ne de çabalıyorum almaya.
işte böyle, her gün hem açlıktan ölüyor, hem tıkanıyorum;
ya oburca her şeyi yiyorum, ya da hiçbir şeye dokunmuyorum.

shakespeare

Çevrimdışı kut35ege

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 63
  • 188
  • 63
  • 188
# 09 Kas 2010 14:40:17
sana önceden yazdığım dizeler yalan söylüyordu;
seni bundan daha çok sevemem diyenler hani;
ama o zamanlar aklım bir türlü almıyordu,
içimdeki alevin daha da parlak yanabileceğini.
oysa zaman, kralların fermanını bile değiştirir,
yeminler arasına girer, milyonlarca oyunuyla,
kutsal güzelliği karartır, sivri niyetleri köreltir;
nice dik başları değişimin çarkına uydurur sonunda;
heyhat! ben de zaman denen zorbanın korkusuyla,
'en çok şimdi seviyorum seni,' diyemez miyim;
aşkımdan kuşku duymadığım, en emin olduğumda,
geleceği unutup, o güne taç giydiremez miyim.
aşk bir bebek olduğuna göre,
hayır, bunu diyemem,
büyümesini sürdüren şeyi,
büyümüş gibi göremem.

shakespeare

Çevrimdışı kut35ege

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 63
  • 188
  • 63
  • 188
# 09 Kas 2010 15:53:10
zamanla gelir geçer her güzelin güzelliği
kimi mevsimle değişir, kiminin kısmeti yoktur
oysa senin sonsuz yazın asla solmayacak
kaybolmayacak güzelliğin, zaman geçse de
gölgeme girdi artık diye ölüm kabaramayacak
sen zaman ötesine geçtin şu dizelerde
insanlar soluk aldıkça, gözler gördükçe
bu şiir yaşayacak ve yaşatacak seni de.

yapacağını yaptın bir kere , bırak artık üzülmeyi,
gülün de dikeni olur, gümüş pınarlar bulanır;
güneşle ay tutulur, bulut karartınca yüzlerini;
nice güzelim goncada iğrenç kurtlar barınır.
her insan hata yapar ; işte ben de baksana,
seni aklayayım derken kendim hataya düşüyorum;
onunla bununla kıyaslayıp özür ararken sana,
günahından beter özürlerle günahlarını örtüyorum.
çünkü senin bedensel suçuna ben anlam veriyorum,
hasmın olacak yerde, avukatlığını üstleniyorum yani;
senden yana çıkıp, kendime karşı davanı alıyorum:
aşkımla nefretim arasında öyle bir iç savaş var ki,
beni hiç sıkılmadan acı acı soyuyor olsa da,
suç ortaklığı yapmak zorundayım o tatlı hırsıza.

william shakespeare

Çevrimdışı kut35ege

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 63
  • 188
  • 63
  • 188
# 09 Kas 2010 16:06:40
sevgi,iç çekişlerin buğusuyla yükselen bir dumandır;
o bu dumanlardan arındı mı parlayan bir ateş olur sevenlerin gözünde;
bir de kederlenmeye görsün,
sevenlerin gözyaşıyla beslenen bir denizdir artık.
başka nedir ki o?

en akıllı bir cinnet,
boğunç bir zehir,
kurtarıcı bir tatlılık"

shakespeare

Çevrimdışı van65

  • Uzman Üye
  • *****
  • 243
  • 979
  • 243
  • 979
# 09 Kas 2010 16:08:24
Canım, Sevdiğim, Yüreğim
Bu duvarlar yetmiyor bizi ayırmaya bilesin...
Bu parmaklıklar, bu demir kapılar, bu hava, inan...
...Bazen bir yumrukta yıkacak kadar güçlü,
Bazen bir serçe kadar güçsüzsem, bir nedeni vardır...
Hangi zorluğu yenmemiş insanoğlu.
Hele taşıyorsa içinde bu insanca sevgiyi.
Güzel günler zorlu duraklardan geçer sevdiğim.
Damla damla birikiyor insan.
Damla damla sevgili...
Bir gün akıp gideceğiz hayata...
Duvarlar yıkılacak, açılacak bütün kapılar bilesin.
Benim yüreğim sensin şimdi, seni vurur durur...
Ve yine damla damla çoğalıyorsun içimde.


 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK