Sınıflardaki 100 Yıllık Oturma Düzeni Artık Değişmeli!

Bir gün bir mezarlığın önünden geçiyordum ve bir şey dikkatimi çekti. Bütün mezar taşları birbirine eşit uzaklıktaydı. Yan yana muntazam bir şekilde sıralanmışlardı ve hepsi de aynı yöne bakıyordu. Mezarlık alanı, değişen bitkiler ve bazı peyzaj çalışmaları hariç belli ki uzun yıllardır hep aynı şekildeydi.

Bir mezarlığın, öğretmenlik yaptığım ilk öğrencilerim için (dördüncü sınıf) tasarladığım sınıf ortamını andırdığını fark ettimde kalbim daraldı. Bir öğretmen olarak ilk yıllarda yarattığım öğrenme alanının bir haritası çizilseydi, tıpatıp bu mezarlığa benzerdi. Üstelik burası, günümüzün çoğu öğrenme ortamının aynısıydı.

Bu sınıflar, benim “Mezarlık Etkisi” adını verdiğim bir dertten muzdaripti. 1900’lerin başlarının ve günümüzün sınıflarının resimlerini yan yana koyunca, aradan geçen 100 yıl içinde yapılan onca araştırmaya ve yeniliğe rağmen aralarında tüyler ürpertici bir benzerlik bulunduğunu fark edeceksiniz. Çocukların fabrikalarda çalışması için eğitildikleri endüstriyel çağda, “çalışmaya hazır oluş” demek, bir çalışanın gün içinde saatlerini aynı rutin işi yaparak geçirdiği işlere hazır olması demekti. Ve bu çalışanlar genellikle bütün kariyerlerini aynı şirkette geçirirlerdi. Herkes için aynı şeyin geçerli olduğu “otur ve dersi dinle” eğitim modelinde bilgiyi tekrarlamak ve hatırlamak başarının anahtarıyken, bu, iş dünyası için de yeterli bir paradigmaydı.

Ancak artık dünyanın pek çok ülkesinde böyle bir iş dünyası mevcut değil.

Çocuklarımızın öğrenme ortamlarını yeniden tasarlama ihtiyacı sadece ilginç bir Pinterest fikri değil, artık önemli bir zorunluluk. Öğrencilerin kesinlikle kendi alanlarında bağımsız ve sessiz bir şekilde çalışmaları gereken zamanları olmalı. Oysa çok uzun zamandır pek çok sınıfta gördüğümüz öğretim modeli bunu içermiyordu. Okulların ve sınıfların endüstriyel çağ modelinden, öğrenci merkezli, bireyselleştirilmiş ve teknolojinin gücünden yararlanan bir modele dönüşmesi gerekiyor.

Öğrenci Merkezli Alanlar Tasarlamak

Bugünkü eğitim paradigması artık bilginin aktarılmasından değil, bilginin yaratılması ve geliştirilmesinden ibaret. İnsanların grup halinde eğitilmesi ve zil çalınca derslerin bitmesi bir yüzyıldan fazladır geçerli, oysa bu sistem artık günümüz öğrencilerine uygun değil. Eğitimciler okullarında ilişkiye dayalı, özgün, dinamik ve hatta bazen kaotik olan öğretim pedagojilerine geçiş yapmak için çabalarken, öğrenme alanları da yeniden değerlendirilmeli ve eğer gerekirse buna göre uyarlanmalı. Pedagojik inovasyon, öğrenmenin gerçekleştiği ortamda da inovasyonu gerektirir. Özetle, eğer öğrenme alanı arzulanan öğrenme pedagojisine uymuyorsa, o zaman bu durum öğrencilerin öğrenme çıktılarını engelleyecektir.

İşbirliği İçin Sınıf Tasarımı

Eğer öğrencileri üniversiteye ve kariyer yapmaya ya da daha önemlisi hayata hazırlamayı sağlamak istiyorsak, o zaman birlikte çalışabilen, saygılı söylemleri olan, problem çözebilen ve gerek fiziksel gerek sanal alanlarda işbirliği yapabilen öğrenciler yetiştirmeyi sağlamalıyız. İşbirliği için tasarlanan öğrenme ortamlarının esnek oturma düzenleri olur, rahat mobilyaları bulunur ve kısa süreli çalışmalar ya da tekrar çalışmalar yapacak kadar hızlı değiştirilebilir olurlar. İşbirliği yaparak çalışan gruplar, kısa bir zaman dilimi içinde bir avuç öğrenciden çok daha büyük gruplara dönüşebilirler. Bu tür öğrenme ortamları, teknolojinin işbirliğine dayanan doğasını da kullanır.

Kendi Kendine Öğrenme İçin Sınıf Tasarımı

Sınıflarda işbirliği anahtar kelime olsa da, hiç şüphesiz öğrencilerin bağımsız ve kendi alanlarında çalışmak isteyeceği – ihtiyaç duyacağı – zamanlar da olacaktır. İster bir köşede kulaklıklarını takarak çalışmak olsun, ister sessiz bir yerde bir edebi esere dalmak olsun, bağımsız çalışma fırsatı ve seçimi önemlidir. Farklı öğrenme türleri için farklı öğrenme alanlarının olması öğrencilerin fırsatlarını ve seçimlerini en üst seviyeye çıkarır.

Araştırma, Keşfetme ve Yaratma İçin Sınıf Tasarımı

Araştırma ve sorgulama için tasarlanmış öğrenme alanları, öğretmen ve öğrenci alanları arasında bir sınır olmasını ön plana çıkarmaz; “sınıfın önünde” diyebileceğimiz bir alana sahip değildir, öğrencilerin bir şeyler yaratması; tamir etmesi ve tasarlaması için özel bir çalışma alanı yaratır ve öğrencileri bilgiyi dinlemeye ve tekrar etmeye iten değil, soru sorma ve anlama arayışına iten öğretim pedagojilerini kullanır. Yarının problemleri, bugün bu tür fırsatları olan öğrenciler tarafından çözülecektir.

Aktif Öğrenme İçin Sınıf Tasarımı

Öğrencilerin bilgiyi deneyimleyerek edinmesi yerine öğretmenlerin bilgilerini öğrencilere aktarımasına dayanan geleneksel “otur ve dinle” zihniyeti ve eğitim modeli, daha az hareketin ve minimum aktif öğrenmenin olduğu öğrenme ortamlarını getirir. Genellikle, haftada bir beden eğitimi dersinin ya da teneffüs saatinin (sürekli azalan), insanın hareket etme ihtiyacını karşıladığına inanırız. Motor hareket ve beyin gelişimi arasında bir bağlantı olduğunu biliyoruz, ancak geleneksel öğrenme ortamları motor beceri gelişimi etkinlikleri için tasarlanmamıştır. Öğrenciler etkinlikler sırasında hareket edebilme, zıplayabilme ve sallanabilme; kısa sürelerle koşabilme ya da gerinebilme; kendini ifade etmek için dans edebilme ihtiyaçlarını gidermeliler. Bunu yapmak, kan akışını sağlayan ve beyne ekstra oksijen gönderen beyin temelli öğrenme deneyimleri sağlar. Bu da daha yüksek öğrenme seviyelerini beraberinde getirir.

İlişki Geliştirme İçin Sınıf Tasarımı

Öğrencilerin sosyal becerilerini ve ilişki kurma becerilerini geliştirebildikleri sosyal etkileşimlere olanak tanıyan öğrenme alanları, sınıf alanlarını, öğrencilerin ve eğitim kadrosunun gayri resmi bir şekilde buluşabildikleri ortak alanlara bağlar. Bir ders saatinde bu alanlar, küçük grup dersleri ya da etkileşimleri için kullanılabilir. Okuldan önce, dersler arasında ve okul sonrasında bu alanlar, sınıf tartışmalarının devam ettiği, sosyal becerilerin geliştirildiği ve gayrı resmi etkileşimlerin gerçekleştiği mekanlar olur.

Eğer eğitim pedagojimizi değiştirerek öğrencilerimiz için daha bireysel olan bir yaklaşımı benimseyeceksek, o zaman öğrencilerimizin öğrendiği alanları da eş zamanlı olarak değiştirmeliyiz. Öğrenme alanlarını yeniden tasarlamak, Pinterest’ten ilham alan çok süslü sınıflar yaratmak demek değildir. Esas konu, yarının dünyasında her tür fırsata sahip olabilmeleri için bugünün modern öğrencilerinin ihtiyaçlarını daha iyi karşılamaktır.

  • 5 14
  • 06 Kasım 2017 22:06 5.520
  • Aktif Haberler
  • İMPARATOR1
    08 Kasım 2017 21:20
    3 0
    Sabah erken kalkan bir şey icat ediyor.
  • Beyefendi006
    08 Kasım 2017 15:13
    3 0
    Yav he.29 KİŞİYİZ. Sıralardan boş alan kalmıyor bile! Ne yapalım süper zeka yazar?
  • harunca
    07 Kasım 2017 19:17
    5 0
    Hiç güleceğim yoktu... Yav sınav sisteminin bile değiştiğini MEB bakaninin TV den öğrendiği bir ülke burası. Sıra düzeni diyor ya... :)))
  • ozan/serkan
    07 Kasım 2017 11:40
    5 0
    Ağzı olan herkes konuşmalı mı?
  • nazihoca
    07 Kasım 2017 11:08
    4 0
    Bunun için mevcut okulların sayısı kadar daha okul yapılmalı.
  • aretias28
    07 Kasım 2017 11:07
    7 2
    sınıf küçük,öğrenci çok..saçma haberlerle uğraşmayalım..dünyanın en iyi iç mimarını getir sınıf düzenini değiştiremez..
  • OğuzİNAN
    07 Kasım 2017 10:59
    6 0
    Biz ikinci öğretim ilkokulda çalışıyoruz, 13.55 giriş; 18.45 çıkış, yaklaşık 300 veli akşam çocuğunu okuldan almak zorunda.

    Çocuğun yalnız başına evine dahi gidemediği bir sistemde çocuğun nasıl oturacağını hesaplamak komik sadece.
  • reeemat
    07 Kasım 2017 10:03
    4 0
    Mezarlık sistemi deyince, "Davaro" filmi aklıma geldi. Biz öğrencileri ancak sınıfa sığdırıyoruz. Bize en uygun olanı mezarlık sistemi.
  • turkc
    07 Kasım 2017 09:21
    8 0
    Mezarlık benzetmesi son derece saçma, sırf ilgi çekici olsun diye.

    Ha bu arada o kadar yazmışsınız ama başta belirttiğiniz sorunu nasıl çözdüğünüzü yazmamışsınız.
  • yelcin
    07 Kasım 2017 09:21
    4 1
    'Gelecek nesiller, onlarca öğrenciyi bir odaya doldurup onlara bir şeyler öğretmeye çalışmamıza ve buna eğitim dememize çok gülecek.'
    demiştim.
    Bazı arkadaşlar bunu eleştirdi. Ama bizim yapmaya çalıştığımızın eğitim olmadığı er ya da geç anlaşılacak!
  • carpediem03
    07 Kasım 2017 08:58
    6 0
    Sınıf mevcutları 10-15'er kişi, bahçeler yayla gibi ama öğretmenler psikopat olduğu için mezar düzeninde sınıfı düzenliyorlar.Sınıf mevcudu 20'yi geçtiği anda standart boyutlardaki sınıflarda klasik düzenden başka seçenek kalmıyor...Gelsinler de 30-40 kişilik sınıfları tasarlasınlar.
  • ümit üstel
    07 Kasım 2017 08:49
    2 1
    yabancı bir yazarın yazdığı makalenin çevirisi sadece...
  • tatanka82
    07 Kasım 2017 07:27
    9 0
    eğitime dair böyle güzel sözler yada uygulamalar görünce benim de içim daralıyor. çünkü mevcut 40, sabahçı öğlenci devam ediyor üstüne birkaç sorun daha; basit şeyler yapmak bile çok zorlaşıyor. merak etmeyin öğretmenlerimizin önemli kesimi güzel işler yapıyor yada yapmak istiyor ama gerçek şartları görün
  • victory90
    07 Kasım 2017 02:21
    12 0
    Ne güzel oturup yazmak değil mi millet 50 kişilik sınıflarda köyde şurada nasıl yapsın gel anlat da görelim biri de öğretmene suçu yığmasın yeter artık bu tür haberler ya
  • derty12
    07 Kasım 2017 00:08
    5 0
    Bunun için en başta sınıf mevcutlarının az olması gerekir, okulumdaki sınıflarda mezarlık sistemi bile sığmıyoruz, sıralara ikinci katı çıkacağız artık...
  • suleyman45
    06 Kasım 2017 23:13
    5 0
    Plansız yapılaşmalar ve şehirleşmeler, okullar için uygun ve ideal alanlar bırakmıyor.

    Düzensiz ve insan sayısındaki orantısız ileri-geri göçler, okulları fiziksel olarak yetersiz duruma getiriyor. Yatayda değil dikeyde yerleşim de bunda çok etkili.

    Gelişmekte olan bir ülke olmamız nedeniyle ve de öğrenci sayımızın çok fazla olması nedeniyle eğitime yeterli ödenek ayrılamıyor. (Öğretmenlere yönelik maaş ve diğer ücretler için de aynı durum geçerli.)

    Okul ve sınıf ortamları için yapılması gereken harcamalar çok fazla tutuyor ve çoğunlukla karşılanamıyor. Yeri geliyor bir PC tamiri bile yapılamıyor, kağıt-toner bulunamıyor.

    Özellikle kırsaldaki okullar fiziki olarak çok kötü durumda. Cumhuriyet ile birlikte yapılmaya başlanmış okullar, hâlâ o günlerin şartlarındaki hâlleriyle kullanılıyor. Okul binası eski bakımsız, lojmanı, kömürlüğü, tuvaletleri, çevre düzenlemesi, ihata duvarı... Çeşitli okullardan rastgele tedarik edilmiş sıralar, masalar kullanılıyor. Birisinin sırası küçük, masası büyük, diğerinin civataları, altlığı çıkmış vb...

    Fatih Projesi'nin uygulamadaki yanlışlarından biri de, eğitimde fırsat eşitliğine katkıda bulunması amacıyla birleştirilmiş sınıflı okullara öncelik vermemesi oldu. Birkaç sınıfın bir arada okutulduğu ve 40 dakikalık derslerin kaç sınıf varsa o kadar bölündüğü, kırsalda olmuş olmanın verdiği diğer şehir uyaranlarının olmadığı bir ortamda çocuğun interaktif katılımına çok katkı sağlayacağı aşikârdı.

    Vb. Vb.

    Daha bir çok madde eklenebilir...
  • zeytinögrt.
    06 Kasım 2017 23:06
    6 0
    46 kişilik sınıflar üstüne suriyeli öğrenciler.... hava 45 derece...hissedilen ter, ter, ter.... öğrenciler ter döküyor sınıfta okulda idare ve öğretmenler odası dışında klima yok... çok haklısınız keşke sınıflar isteğimiz gibi olsa.. hayalleriniz hayallerimiz..
  • php_korsan
    06 Kasım 2017 22:52
    9 0
    Okul bahçeleri kilit parke taş olmuş.Sinifin boyası zevksiz.Koridor isiklandirmalari ve duvarlar eğlencesiz.Biz küçükken çimenlerin üstünde yatarak kitap okuduk korkusuzca yuvarladık enerjimizi attik.Simdi kucuk koridorlarda öğrenci birbirine dayak atiyor
  • nadir.009
    06 Kasım 2017 22:32
    10 0
    herşey güzelde 20 m2 alanda zaten öğrenci zor sığıyor .biz istemezmiyiz sanat köşesi oyun köşesi beceri köşesi.bu ülkede derslik sorunu var sıra sorunu degil aslında.adamlar ne kadar çok sınıf yaparsak iyi mantığında okul yapmışlar.siz neden bahsediyorsunuz
  • volkankaz
    06 Kasım 2017 22:30
    3 0
    Sınıf ortamı öğrencilerin sıkılmadan ders işleyebileceği şekilde tekrar tasarlanmalı.
UYARI: Yayınlanan haberler, Egitimhane.Com'un görüşlerini yansıtmaz. Yazılan yorumlar, onaylanmış olsalar bile yazanın sorumluluğundadır.

Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK