Ücretli Öğretmenler Maden İşçilerinden Bile Kötü Şartlarda Çalışıyor



Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı okullarda “ücretli öğretmenlik”
sistemi ile çalışan öğretmenler maden işçilerinden bile kötü şartlarda
çalışıyor. Diğer öğretmenlerle aynı nitelikte olmalarına ve aynı işi
yapmalarına rağmen çalışma koşullarının çok kötü olmasının nedeni ise,
eğitimde “taşeron” benzeri bir sistemin kullanılarak işin daha az
maliyetle götürülmeye çalışılması.



Kadrolu öğretmen atamalarının az olduğu veya kadrolu öğretmenlerin
doğum, askerlik gibi nedenlerle izine ayrıldığı durumlarda, okulların
öğretmen ihtiyacı “ücretli öğretmenlik” sistemi ile karşılanıyor.
Devletin en kalabalık memur kadrosunu Milli Eğitim Bakanlığı
oluşturduğu için, boş öğretmen kadrolarının tamamına atama yapılsa
dahi, doğum, askerlik, izin gibi nedenlerle ülke genelinde her zaman
büyük öğretmen açığı oluşmakta. Kadrolu öğretmenin okulda olmadığı bu
gibi durumlarda, “ücretli öğretmenlik” sistemi kullanarak derslerin
boş geçmesi önlenmiş oluyor.

Ancak bu sistemde görevlendirilen öğretmenlerin çalışma koşulları
maden işçilerinden bile kötü olduğu için, bazen nitelikli öğretmenler
bu koşullarda çalışmayı tercih etmiyor. Böyle durumlarda, derslerin
boş geçmemesi için, lise mezunları veya 2 yıllık yüksek okul
mezunlarını bile görevlendirebiliyor.

Asgari ücretle çalışan bir maden işçisi; yol, yemek, tam sigorta,
rapor, yıllık izin, tazminat gibi imkanlara sahip. Eğitim alanında
çalışan ücretli öğretmenlerin aldığı ücret ise çoğu zaman asgari
ücretten bile düşük. Yol ve yemek paralarını da kendileri ödediği
için, aldıkları ücretten geriye bir şey kalmıyor. Hatta bazı
öğretmenler öğle yemeğinde simit yiyor, okula da yürüyerek gitmeyi
tercih ediyorlar. Hasta olup iki gün okula gelmediklerinde,
maaşlarından kesiliyor, sigorta tam değilse ilaçları da alamıyorlar.
Bu ücretle kira ödeyip aile geçindirmek ise zaten imkansız.

Ücretli öğretmenler her an işini kaybetme korkusu ile görev
yapıyorlar. Dönem içinde veya Şubat tatilinde yer değiştirme ile
kadrolu bir öğretmen geldiğinde işine son veriliyor. Sadece öğretmenin
hayatı altüst olmuyor, öğrencilerin de düzeni bozuluyor. İşine son
verildiği için kendisine tazminat da ödenmiyor.

Ülkemizdeki eğitim açığını kapatan vefakar ve cefakar öğretmenler işte
böyle cezalandırılıyor! Diğer öğretmenlerden hiçbir farkı olmayan
öğretmenlerin, kendini gerçekleştirememiş bazı öğretmen ve yöneticiler
tarafından aşağılanması da ayrı bir konu. Halbuki ücretli
öğretmenlerin çoğu, gerekli nitelikleri sağlamış, KPSS puanı ile
barajı geçmiş, sadece yeterli kontenjan verilmediği için kadrolu
ataması yapılmamış bir öğretmendir!.. İlk dönem ücretli görev yapan
bir öğretmen, yeterli kadro verilip ikinci dönem veya bir yıl sonra
kadrolu atandığında bu öğretmende ne değişiyor?...

Kimi çevrelerde ücretli öğretmenlik sisteminin düzeltilmesi için
uğraşacağına, ücretli öğretmen olarak görev yapan öğretmenlerle
uğraşıyor. “Ücretlik öğretmenlik yapmayın” diyerek derslerin boş
geçmesini sağlayan bu kişiler, boşalan kadrolarda kendileri görev
yapıyor. “Ücretlik öğretmenlik yapmayın” diyenlerin bazıları da
eğitimi sabote etmek isteyen çevreler.

Taşeron sistemi ile çalışan işçilerden bile kötü koşullarda çalışan
öğretmenlerin sayısı 55.000 den fazla. Bu durumda Milli Eğitim
Bakanlığı en çok taşeron personel çalıştıran kurum olarak gözüküyor.
55.000 sayısı birçok Bakanlığın ve kurumun personel sayısından fazla.
TÜİK de üç gün anket doldurarak çalışanlar, Belediyelerde bir ay görev
yapan işçiler, Diyanet İşleri Başkanlığında üç ay fahri öğreticilik
yapanlar ve devletin diğer kurumlarında görev yapan taşeron
personeller kadroya geçirildikleri gibi birçok hak elde ettiler.
Dershanelerde çalışan öğretmenler de kadroya alınacaklar. Ancak
ücretli görev yapan öğretmenler bu hakların hiçbirini elde edemediler.
Eğitim alanında görev yapan sendikaların duyarlı olmamaları da bu
mağduriyetin önemli nedenlerinden biri. Sendikalar ve bakanlık yeterli
adımları atmadığı takdirde, ücretli öğretmenler mahkeme kararları ile
benzer hakları elde etme yolunu tercih etmeyi düşünüyorlar.

“Ücretli Öğretmenlik” sisteminde görev yapan öğretmenlerin ücreti “Ek
ders” ücretine göre ödeniyor. Bakanlığın okullarda açtığı kurslarda
kadrolu öğretmenler ek ders ücreti düşük diyerek görev almak
istememişti. İşte ücretli öğretmenler yıllardır “Ek ders” ücreti
dediğimiz bu ücretle çalışıyor!... “Ek ders” ücreti sadece kurslarda
ve ücretli öğretmenlik görevinde arttırılsa sorun biraz düzelebilir.
Kadrolu öğretmenlerde arttırılması ise, öğretmenlerin ücret için alanı
olmayan derslere girmesine yol açabilir ki, şu anda bile böyle bir
sorun var.

Çalışma koşulları iyi olmamasına rağmen bazen ücretli öğretmen
görevlendirmelerinde de torpil olayları olmakta, liyakatsiz kişilere
görev verilebilmektedir. Bazen genç yeni yetişmiş öğretmenler
beklerken, emekli olmuş tanıdık yaşlı öğretmenlere de görev
verilebilmektedir.

Okullarda her zaman öğretmen boşluğu oluşacağı için, “ücretli
öğretmenlik” sistemi baştan aşağı değiştirilmeli, görevlendirmelerin
nasıl yapılacağı, hangi kanun ve yönetmeliklere göre yapılacağı tam
olarak neetleştirilmelidir. Ayrıca yapılan görevlendirmeler, kadrolu
öğretmen atamalarında olduğu gibi herkese açık, şeffaf olmalı ve
yönetmeliklere uygun yapılıp yapılmadığı da denetlenmelidir.

Milli Eğitim Bakanlığının ve eğitim alanında görev yapan sendikaların,
adeta bir zulüm haline dönüşen ücretli öğretmenlerin çalışma
koşullarını acil olarak düzeltmesi bekleniyor. Diğer taşeron
personellere, fahri görev yapan personellere ve dershane
öğretmenlerine tanınan hakların, ücretli görev yapan öğretmenlere de
verilmesi bekleniyor.

  • 4 0
  • 25 Ekim 2014 18:09 2.065
  • Eğitimhane
  • Aktif Haberler
  • çamurlu35
    26 Ekim 2014 22:29
    3 0
    Affınıza sığınarak bu yazıyı beğenmediğimi belirtmek isterim. Tamam ücretli öğretmenlik çok zor hem maddi hem manevi çöküntü bunu yaşamış biri olarak yazıyorum. Ayrıca maden işçiliği de ayrı bir zor hele hele son maden faciasından sonra maden işçiliği ile ücretli öğretmenliğin kıyaslanması söz konusu bile olmamalı. Kulvarlar farklı bir kere. Tekrar kusura bakmayın yazmazsam rahat edemezdim...
  • suphi55
    26 Ekim 2014 15:44
    1 0
    Kadrolu öğretmen yerini beğenmiyor.Uzak diyor, yolu bozuk diyor,yağmuru var ,çamuru var v.b. diyor adamını buluyor görevlendirme alıp kaçıyor, yerine de ücretli öğretmen gönderiliyor.
  • bolatkozan
    25 Ekim 2014 20:50
    2 0
    Kim yazmışsa elleri dert görmesin. Biz Ücretli Öğretmenlerin durumunu çok güzel özetlemiş. Hiç bir abartma ve saptırma yok. Ancak sadece burada anlatılanlar bizlerin gerçek durumunun anlaşılmasında çok yetersiz. Gerçek hayatta bu sıkıntıların çok fazlasını yaşıyoruz. Ama yine de elleri dert görmesin bu sıkıntılarımızı kaleme alanın.

    80 Milyon Türk Milleti ve bilhassa Ücretli Öğretmen dostlarımdan Ücretli Öğretmenlere Kadro Verilsin İmza Kampanyasına destek bekliyorum.

    https://imzakampanyam.com/ucretli-ogretmenlere-kadro-kadro-verilsin-imza-kampanyasi
UYARI: Yayınlanan haberler, Egitimhane.Com'un görüşlerini yansıtmaz. Yazılan yorumlar, onaylanmış olsalar bile yazanın sorumluluğundadır.

Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK