Yakılacak Mektuplar

Çevrimdışı eessrraa

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 5.906
  • 46.124
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 5.906
  • 46.124
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 06 Eyl 2016 19:52:07
    çay var mı [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] öğretmenim? ;)

Çevrimdışı inanoguz

  • B Grubu
  • 408
  • 3.708
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 408
  • 3.708
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 06 Eyl 2016 19:57:55
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
    çay var mı [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] öğretmenim? ;)
Es-sohbetü bilâ çay / Kes semai bilâ ay denilmiştir [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] öğretmenim.. Çay vardır her dem..

Çevrimdışı eessrraa

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 5.906
  • 46.124
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 5.906
  • 46.124
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 06 Eyl 2016 20:13:12
  eyvallah,.. çaya & muhabbete [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] öğretmenim...

Çevrimdışı inanoguz

  • B Grubu
  • 408
  • 3.708
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 408
  • 3.708
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 06 Eyl 2016 20:18:06
Sen ağladın ya
Kim gülerse gülsün
Dönmeyecek dünya

Anam ağladığında da
Böyle olurdum ben..

Çevrimdışı inanoguz

  • B Grubu
  • 408
  • 3.708
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 408
  • 3.708
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 10 Eyl 2016 22:01:39
Ruhum yangın yeri
Ruhun yangın yeri..

Beraber yanıyoruz ya
O bile güzel..

Çevrimdışı tolunays

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 267
  • 555
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 267
  • 555
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 10 Eyl 2016 22:52:19
Ne yanar kimse bana âteş-i dîlden özge
Ne açar kimse kapım bâd-ı sabâdan gayrı

Çevrimdışı inanoguz

  • B Grubu
  • 408
  • 3.708
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 408
  • 3.708
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 15 Eyl 2016 09:37:17
Ve evet ne güzel olurdu sabahın seherinde gönül bağıyla mutluluktan uçmak göklere..

En göklere..

Çevrimdışı inanoguz

  • B Grubu
  • 408
  • 3.708
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 408
  • 3.708
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 16 Eyl 2016 10:47:06
Nereden başlamalı ki?.. Ansızın yadıma düşende gönlümü alt üst edişinden mi yoksa her sabaha seninle uyanıp akşama seninle erişimden mi?

Nereden başlamalı? Kalbime nüfuz etmiş sesinden mi yoksa hülyalı gözlerinden mi? Ya da yüreğinden mi?

En başına dönmeli her şeyin. Nisan'a selam çakıp Eylüllerce sevda büyütmeli. Kırgınlıkları da yük etmeli hatta, ki onlar olmasa sarsılmazdım adın anıldığı her vakit. Bir gün nasıl doğuyorsa öyle yeniden, yeni baştan.

Duygularımı düşüncelerimden arındırıp temize çekme isteğimsin sen benim. Beynimi devre dışı edip kalbimle yoğurduğum, yalan yok kimi zaman yokluğunla yorulduğum cansın. Günleri geçirmek kolay, geceler olmasa dedirtensin. Senin suçun yok.. Bak gene yokluğa savruldu cümleler, oysa varlığının can alıcı öyküsüdür bu.

Can almak. Bazen iyi anlamda kullanılmalı bu tabir. Dahası can olmaktır. Canı veren Allah'a hamd olsun, canımı sana emanet etmek büyük konuşmak mı olur acaba? Bilincinde olunca asıl sahibimizin, olmasa gerek.

Şimdi sarmaşıklarla çevrili bir kahvede Eylül soluklarken benliğimde sırf sana kesmiş kalbimden süzülen kelimeler bunlar. Öylesine sen dolu ve gene alabildiğince hasret. Kelimelere raks ettiren adamın mevzu sen olunca tutulup kalmasından başka bir şey de değil halbuki. Söz vermiştin bana, yanı başımda yaşlanmaya diye bir şarkı çalıyor alakasız bir şekilde. Ve taş oynayan dayılar duymuyor şarkıyı. Taş sesleri, yanıbaşında yaşlanamayan ama sevdanla ölümsüzlüğe ermiş bir adam. Böylesi daha iyi sanki. En azından perde derdimiz yok. Esas olması gereken dertlerin dışında da derde hacet yok.

Çayı güzel yapmışlar. Çayın kötüsü olmaz derim her zaman. Çay var ama soğuk, çay var ama sabahtan kaldı, çay var ama bayat söylemleri benim için bir şey ifade etmez. Var mı var getir. Bitti. Çünkü başka bir alemdir bu. Çay babam demek, belki ondan. Ve seninle içilmeye hasret. Bittabi biraz da bundan.

Şekersiz olmalı ama. Şeker tatlandırdığı için lezzet katarmış. Ki kavuşmalarla edinilen lezzetin ardındaki mesele bizim derdimiz. Vuslat olmadan tadına vardığımız sevdanın ulvi duruşunu anlatacak halimiz yok. Eller şekerli içsin varsın. Bir kaşık gelir talan eder gider.

Bendeki sen. Nefes alıp veriyor gibi. Sıradan bir cümle oldu. Herkes öyle diyor zaten. Nefesimsin. Değil.

Nefes reflekstir. Kaçımız farkındayız ki nefes alıp verdiğimizin. Bak verdiğimiz de geçiyor cümlede. İçimizde kalmıyor yani. Gidiyor. Hem hangi nefesimsin ki.. Binlercesi var.

Bendeki sen. Canımsın. Çevirsem yoldan on kişi telefon rehberlerinin sekizinde canım ibaresi görebilirim. Birkaçında mmm'lar biraz fazladır yalnızca, o kadar.

Bendeki sen. Hayatımsın. Bunu uzatmaya bile gerek yok. Değil.

Ne peki o zaman? Bir insan bir insanda ne olabilir?
Aşk?
Sevda?

Değil.

Dertsin. Acımsın. Acı unutulmaz. Dert yakar. Bu dünyaya anlatmakta biçare olduğum acısın. Sığmıyor da ondan mı? Belki. Bir çocuğun gözünden süzülen yaşsın. Bir ananın şehit oğluna feryadısın. Bir babanın gizli gizli yüreğine oturan ağıtsın. Otogarda el sallayan ninenin bir daha görüşememe korkusundan kalbini dağlayansın.

Ne kötü biriymişsin değil mi? Değil.

Acı ebet müdettir.

Sana yâre diyen adamın yüreği acıdan mutlu olmayacak da ne olacak..

Herkese selam sana hasret dedi diye Nazım herkes öyle diyor. Değil.

Herkese gene selam.

Sana uçurum.
Uçurumun kenarındayım..

Çevrimdışı inanoguz

  • B Grubu
  • 408
  • 3.708
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 408
  • 3.708
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 20 Eyl 2016 12:17:34
Belki biraz daha yanmalıydık. Daha ne kadar, nasıl yanmalı diye sormak yerine. Anama sorabilirdik 35 yıl evlat yolu gözlemek nasıl bir duygu diye. Babama danışabilirdik 7 çocuğa eğip bükmeden nasıl şekil verilir diye. Yanmak başka bir şey belki de, bizim anladığımız değil belli ki.

Yanmak için mi gönderildik dünyaya? Evet ya da hayır. Çok önemli değil cevap. Ne ki yanmaya meyletmişiz. Derdi yanmak olanın yolda karşılaştıkları sönmeyi arzulatmaz.

Canımla derdin var senin diye bir dize yazmıştım. Candan öte bellediğim diye devam eden. Celladına aşık olmak gibi bu. Canıma kast edeni can bellemek. Belki de sevmek lazımdı 1.4 arabanın torkunun yüksek mi düşük mü olduğunu düşünmeyi. Ya da havuzlu villa hayallerinin peşinde koşmayı.

Ben tuttum seni sevdim.

A pılas pılas buzdolabının enerji tasarrufuna katkısını ek derse ekleyebilenlerin daha mı evla yaşadığı hayat? Kim bilir..

Şikayet ya da intizar değil yazdıklarım. Anladın aslında sen.

Gece bitmek bilmedi sadece dün.

O kadar.

Çevrimdışı inanoguz

  • B Grubu
  • 408
  • 3.708
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 408
  • 3.708
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 20 Eyl 2016 16:33:17
Bir faninin feryadından başkası değil bu.. Değil mektup ömrüm yansa ne çıkar..

Önce yağmur yağsın
Eylül bitsin sonra

Sonra ne yaparsan yap...

Çevrimdışı inanoguz

  • B Grubu
  • 408
  • 3.708
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 408
  • 3.708
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 20 Eyl 2016 22:53:02
(Bu varken kalem oynatmak haddim değil bu gece...)

LİLİYAR

Bu kuklaların kukla olmadığı besbelli
Ne söyledilerse tıpıtıpına gerçek besbelli
Altın saçlarını yana atışı yok mu Lilinin
Lilinin yağdan kıl çekercesine inanışı
Lilinin yağdan kıl çekercesine yaşayışı yok mu
Kuklalar titremesin ne yapsın
Adam konuşmasını bilmezse ne yapsın
Kuklaların kukla olmadığı besbelli
Lilinin çekip gideceği besbelli
Lilinin dönüp geleceği besbelli

Ekmek ha bakkalın olmuş ha Cabaret de Paris'nin
Sen herhangi bir ekmek yiyeceksin işte Lili
Ekmek ne kadar Allahınsa Lili de o kadar Allahın Lili
Yüzün ruhun kadar aydınlık ya Lili
Gönlün soğuk sular güzel aynalar gibi ya Lili
Anladın ya kutunun içinden çıkan mendil
Olamaz Üsküdardan geçeriken bulduğun mendil

-Bizi bırakıp nereye gidiyorsun Lili
Demek bizi bırakıp gidiyorsun Lili
Sen daima güzeller güzelini bulursun Lili
Sen istesen de taş yürekli olamazsın
Sen daima güzeller güzeli olursun Lili
Demek gideceksin arkana dönüp bakmayacaksın
Hangi kuş hangi şafakta ölecek görmeyeceksin
Öyleyse al bu kürkü bu veda kürkünü Lili
Tüyleri şiirler olan bu mahcup kürkü
Sen daima Sultanlar Sultanı olursun Lili
Demek sen gidiyorsun Lili
Bizi öpmeden mi gideceksin Lili

Lilinin güneşin altında duruşu yok mu
Perdeleri sıyırıp çirkin adamı burnundan yakalayışı yok mu
Eline bavulunu alışı yollara koyuluşu yok mu
Çirkin adamın güzel adam oluşu yok mu
Yaklaşıp onu saçlarından yakalayışı
Uzaklaşıp yollarda yol oluşu yok mu
Lilinin bir tavşan gibi koşuşu
Keklik gibi dönüp bakışı ve yıldırım gibi koşuşu yok mu
Adam da tam o zaman kapıdan çıkmaz mı dışarı
Lilinin adamın boynuna çocukça ve çılgınca atılışı yok mu

Ben konuşmasını bilmem Lili

Sezai KARAKOÇ

Çevrimdışı inanoguz

  • B Grubu
  • 408
  • 3.708
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 408
  • 3.708
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 23 Eyl 2016 20:08:59
Ve dudaklarım Lili
Çatlayan toprak gibi aç, susuz..

Dillerimden düşmeyen ağıdın Lili
Bin yangın da o eder..

Çevrimdışı inanoguz

  • B Grubu
  • 408
  • 3.708
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 408
  • 3.708
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 23 Eyl 2016 22:14:47
Akşam ya hani şimdi.. İşte başkasına akşam o, bize başka bir an. Zamanlar ötesinden, mekanlara sığmayan bir sevdanın vakti.. Gözlerin ne haldedir biliyorum mesela, kaşların, saçların... Kalbini bilen adama fizik mi sorulur ey yar, bakışlarında senin benim ruhumun aynası var..

Ve şiircesine yıldızlar. Ve yıldızların da aslında sevdası var. Hatta başkasına yok, bir tek sana-bana var.

Gel bakalım.. Çay var..

Şekeri gene yok..

Çevrimdışı humakusu

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 104
  • 642
  • 104
  • 642
# 29 Kas 2018 10:27:59
Kırıldım.

‘Kırılsa da kanadımız, âsiye çıksa da adımız...’

Olmuyor öyle. Olmadı bu sefer. ‘Dal rüzgârı affetse de...’

Kitap okumaya terk ettim dünyayı. Kitaplar... Seni anlatmıyorlar. Yazdığım hariç.

İnsan acıyı neden yazar? Acı çektireni hele? İnsan, saçmadır.

Aşk hep acı mı çektirir? Acı çektirmeyeni yok mudur? Aşk, saçmadır..

Ben insanım, sen aşksın.. İki saçma tek kurşun etmez..

Sabahtır yağmur yağıyor. Yağmasa da seni düşünecektim.. Yağmur, adın olsaydı keşke...

Herkes bir şeylerin peşinde, ne kadar saçma zamanlardayız?.. Benim şiir okuyasım var.. Ne kadar da Nurullah Genç dizeleri gibi bakıyor gözleriniz.. Biri bana böyle bir iltifat etse bayılırdım sanırım..
Bayılıyorum bu aralar.. Yaş 40’a dayandı. Kemale erdi demek isterdim. Muradına da eremedi.
Çok kadınlar sevdim... İri gözleri şehla bir peri vardı, saçlarına kar düşünce rüya bir melek, gülünce dünyayı kurtaran bir masal...
Hiçbiri beni sevmedi...
Şaka gibi... Oysa gerçek... Dünyamı yakan tek gerçek.. Allah ahiretime zeval vermesin.

Bir de kelebek vardı... Nisan kelebeği...

Dünyanın hâlâ dönüyor olması ne tuhaf...

‘Oğlum otur yerine, bi’ mektubu yazdırmadınız şurda!..’

‘Öğretmenim ama durmuyor falanca?’

‘Açın Müzik defterlerini yeni bir şarkı öğreteceğim; yazın başlığı: Gözlerin Doğuyor Gecelerime..’

Çevrimdışı humakusu

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 104
  • 642
  • 104
  • 642
# 10 Ara 2018 11:21:54
Kalbi acıyor insanın. Acıtan var. Yâr diyorlar, yâre diyorlar.
“Bir mendil niye kanar?...”

Gözlerin. Bakamadığım değil yazamadığım. Daha doğrusu, bakamadığım. Yazamadım da.

Seni, ağlarken görmüşler. Yanlıştır o.

Ağlatmayı bilirsin sen zira. Ağlamak lügatında ne gezsin...

Seni, severken görmüşler. Yanlıştır.

Seni, görmüşler.

Ne tuhaf. Seni göremeden ölecek olmak.

Sefai dinlemeliyim.

“Bak hele sevdiğim, iyi düşün taşın
Bizim baktığımız gözden ötesi
Bu muhabbet her insana rastlamaz
Haktır kelamımız sözden ötesi..”

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK