Yorumsuz! : Haberler

Çevrimdışı toplum-bilim

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.140
  • 53.101
  • 4.140
  • 53.101
# 29 Oca 2018 20:15:16
1999 Yılında İstanbul da CARGİLL firmasının genel müdürlüğünün olduğu binanın dekorasyon işlerini yapıyordum. Teknik müdür Mehmet beyle dostluğumuz çok iyiydi. ‘’ Mehmet bey bu firma ne iş yapıyor? da bu kadar lüks arabalar buraya geliyor, Bakanlar geliyor, Eti nin ve Ülker in patronları geliyor, hayretler içindeyim’’ dedim. ‘’ Bu firma dünyada sayılı birkaç gıda firmasından biridir. ABD nin dev gıda firmasıdır sahipleri Yahudi dir. Türkiye de yakın zamanda şeker piyasasını eline geçirecek. Bursa Orhangazi de en verimli tarım arazisinin bulunduğu topraklara, hiç kimseyi dinlemeden fabrikasını kurdu, kimsenin bunlara gücü yetmez, isteseler alamayacakları yer yoktur, Bu tenekelerdeki şeker şurubunun 1 kg. mı, bizim beyaz şekerin tamı tamına 250 kg.na eşittir. Adamlar Ülker ile ortak oldular, gör bak birkaç yıl sonra şeker fabrikaları tek tek kapanacak. Bu firmada çalışan hiç kimse bu şuruba dokunmaz dahi, çünkü kanser mi yapıyormuş, şeker hastalığımı yapıyormuş işte öyle duydum. Hoca benden duyduğunu söyleme işimden olmayayım. İlk kez ben sana anlattım vallahi hanımım dahi bilmiyor. CARGİLL denen bu firma DNA sı değiştirilmiş mısırla, başka kimyasalları ve cıvayı karıştırarak tatlandırıcı dediğimiz şurubu üretiyor. Bu şurup hem çok ucuza mal ediliyor, hem tadı şekerden kat kat daha tatlı. Bu firma için Bursa_ Orhangazi deki tarım alanı bakanların girişimi ile sanayii alanı ilan edildi. Bu katil firma için açılan yüzlerce dava otomatik olarak ortadan kalktı. 2003 de ABD başkanı Bush un ricasını kıramayan başbakan Üretim kotasını % 10 dan % 50 lere yükselti.O dönemde 30 adet şeker fabrikamız vardı. Bunlarda yaklaşık olarak 30.000 kişi çalışmaktaydı. CARGİLL ve ÜLKER ortaklığı bu fabrikaların 3 üne sahipti. Fakat bunları kapatmak için almışlardı, ve öyle de yaptılar. Dünya Bankası, IMF ve Dünya Ticaret Örgütü. ülkemiz içindeki işbirlikçilerle beraber Türk tarımını bitirme hamlelerine Özal hükümeti zamanında başlayarak hızla emellerine ulaştılar. Bu gün tüm şeker fabrikaları kapatılarak şeker sektöründe çalışan veya dolaylı yoldan geçinen insanlar çaresizliğe itilmiş oldu. Cargill in kotası % 10 iken şeker fabrikalarının 2003 deki karı tam 350 trilyondu. Maalesef şimdi zarar bahane edilerek, sadece CARGİLL istedi diye kapatıldı ne yazık ki. Türkiye; Özal ile başlayan dışa bağımlı tarım politikası ile üretmeyen, sadece tüketen, hastalıkla boğuşan mutsuzların yaşadığı bir ülke oldu. Gelelim bu lanet olası lifi alınmış NİŞASTA - ŞEKER e. İnsanın sindirim sistemini darmadağın eden kimyasallardan oluşuyor. KANSER , ŞEKER HASTALIĞI, KOLESTROL, KISRLIK başta olmak üzere her türlü hastalığı yapmaya müsait maddeler içeriyor. Bu konuda BİLİMSEL AÇIKLAMA ile Tv ler de gazete Sağlık köşelerinde uyarıcı bilgiler veriyorlar da CARGİLL denen seri katil ile nasıl savaşacağımızı söyleyen yok. Zeytin ağaçları kesiliyor veya Çam ağaçları kesiliyor diye eylem yapan Sivil Toplum Örgütleri, Sağlık Örgütleri neredesiniz!… Sesiniz neden çıkmıyor. Şu an ülkemizde 4000 dolayında küçücük yavrularımız kanserle savaşıyor, buna sebep olan etkenlerle neden kimse savaşmıyor. Ülkemizde satılan % 90 Şekerli içeceklerde, COCA COLA, PEPSİ COLA, COLA TURKA, FANTA başta olmak üzere. Tüm meyve sularında, hemen hemen tüm bisküvi, gofret, çikolata, pastaneler ve marketlerde satılan hazır pasta çeşitlerinde ve de bir çok ekmekte bu lanet olası zehir i bizlere yediriyorlar, üç kuruş etmeyen bu dünyayı, beş kuruş kazanmak için bize zindan ediyorlar. EMPERYALİST ÜLKELER ;SİLAH İLE YAPAMADIKLARI SOYKIRIMI GENETİĞİNİ BOZDUKLARI GIDA İLE YAPIYORLAR.. UYUMAYINNN.!! Dünyanın hiçbir gelişmiş ülkesinde CARGİLL gibi gıda teröristlerine üretim izini verilmiyor. CARGİLL burada ürettiği zehir i geri kalmış tüm ülkelere de gönderiyor. Ben hayatım boyunca hiç sigara içmedim ama kanserle savaşıyorum, kız kardeşim ve geçenlerde haberiniz oldu, kuzenim genç yaşta KANSER nedeniyle üç yıl acı çeke çeke öldü, amcamın oğlu, teyzemin oğlu bir çok arkadaşım şu an kanserin pençesinde, geleceğin karanlık gün olduğunu bildiğimiz halde bir umutla mücadele ediyoruz. Şimdi sen bunu okurken; Pazar günü için karardı biliyorum kardeşim. Bizler sağlığımızı korumak için dahi mücadele etmeyeceksek, çocuklarımızın geleceğini korumayacaksak neye yararız acaba! Bu yazıyı saygı çerçevesinde yorumlayıp, mutlaka paylaşalım. Sağlıklı gıda ve Mutlu bir Türkiye için, çocuklarımızın ve torunlarımızın sağlıklı geleceği için.. Tarım ve Hayvancılığımızı dışa bağımlılıktan kurtarmak için, İnsanlık düşmanı CARGİLL gibi katil firmaların ülkemizden defolup gitmesi için, belki ilk adım olur. .


(Alıntı)

Çevrimdışı neo24

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.199
  • 4.728
  • Birleştirilmiş Sınıf
  • 3.199
  • 4.728
  • Birleştirilmiş Sınıf
# 29 Oca 2018 22:03:53
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
1999 Yılında İstanbul da CARGİLL firmasının genel müdürlüğünün olduğu binanın dekorasyon işlerini yapıyordum. Teknik müdür Mehmet beyle dostluğumuz çok iyiydi. ‘’ Mehmet bey bu firma ne iş yapıyor? da bu kadar lüks arabalar buraya geliyor, Bakanlar geliyor, Eti nin ve Ülker in patronları geliyor, hayretler içindeyim’’ dedim. ‘’ Bu firma dünyada sayılı birkaç gıda firmasından biridir. ABD nin dev gıda firmasıdır sahipleri Yahudi dir. Türkiye de yakın zamanda şeker piyasasını eline geçirecek. Bursa Orhangazi de en verimli tarım arazisinin bulunduğu topraklara, hiç kimseyi dinlemeden fabrikasını kurdu, kimsenin bunlara gücü yetmez, isteseler alamayacakları yer yoktur, Bu tenekelerdeki şeker şurubunun 1 kg. mı, bizim beyaz şekerin tamı tamına 250 kg.na eşittir. Adamlar Ülker ile ortak oldular, gör bak birkaç yıl sonra şeker fabrikaları tek tek kapanacak. Bu firmada çalışan hiç kimse bu şuruba dokunmaz dahi, çünkü kanser mi yapıyormuş, şeker hastalığımı yapıyormuş işte öyle duydum. Hoca benden duyduğunu söyleme işimden olmayayım. İlk kez ben sana anlattım vallahi hanımım dahi bilmiyor. CARGİLL denen bu firma DNA sı değiştirilmiş mısırla, başka kimyasalları ve cıvayı karıştırarak tatlandırıcı dediğimiz şurubu üretiyor. Bu şurup hem çok ucuza mal ediliyor, hem tadı şekerden kat kat daha tatlı. Bu firma için Bursa_ Orhangazi deki tarım alanı bakanların girişimi ile sanayii alanı ilan edildi. Bu katil firma için açılan yüzlerce dava otomatik olarak ortadan kalktı. 2003 de ABD başkanı Bush un ricasını kıramayan başbakan Üretim kotasını % 10 dan % 50 lere yükselti.O dönemde 30 adet şeker fabrikamız vardı. Bunlarda yaklaşık olarak 30.000 kişi çalışmaktaydı. CARGİLL ve ÜLKER ortaklığı bu fabrikaların 3 üne sahipti. Fakat bunları kapatmak için almışlardı, ve öyle de yaptılar. Dünya Bankası, IMF ve Dünya Ticaret Örgütü. ülkemiz içindeki işbirlikçilerle beraber Türk tarımını bitirme hamlelerine Özal hükümeti zamanında başlayarak hızla emellerine ulaştılar. Bu gün tüm şeker fabrikaları kapatılarak şeker sektöründe çalışan veya dolaylı yoldan geçinen insanlar çaresizliğe itilmiş oldu. Cargill in kotası % 10 iken şeker fabrikalarının 2003 deki karı tam 350 trilyondu. Maalesef şimdi zarar bahane edilerek, sadece CARGİLL istedi diye kapatıldı ne yazık ki. Türkiye; Özal ile başlayan dışa bağımlı tarım politikası ile üretmeyen, sadece tüketen, hastalıkla boğuşan mutsuzların yaşadığı bir ülke oldu. Gelelim bu lanet olası lifi alınmış NİŞASTA - ŞEKER e. İnsanın sindirim sistemini darmadağın eden kimyasallardan oluşuyor. KANSER , ŞEKER HASTALIĞI, KOLESTROL, KISRLIK başta olmak üzere her türlü hastalığı yapmaya müsait maddeler içeriyor. Bu konuda BİLİMSEL AÇIKLAMA ile Tv ler de gazete Sağlık köşelerinde uyarıcı bilgiler veriyorlar da CARGİLL denen seri katil ile nasıl savaşacağımızı söyleyen yok. Zeytin ağaçları kesiliyor veya Çam ağaçları kesiliyor diye eylem yapan Sivil Toplum Örgütleri, Sağlık Örgütleri neredesiniz!… Sesiniz neden çıkmıyor. Şu an ülkemizde 4000 dolayında küçücük yavrularımız kanserle savaşıyor, buna sebep olan etkenlerle neden kimse savaşmıyor. Ülkemizde satılan % 90 Şekerli içeceklerde, COCA COLA, PEPSİ COLA, COLA TURKA, FANTA başta olmak üzere. Tüm meyve sularında, hemen hemen tüm bisküvi, gofret, çikolata, pastaneler ve marketlerde satılan hazır pasta çeşitlerinde ve de bir çok ekmekte bu lanet olası zehir i bizlere yediriyorlar, üç kuruş etmeyen bu dünyayı, beş kuruş kazanmak için bize zindan ediyorlar. EMPERYALİST ÜLKELER ;SİLAH İLE YAPAMADIKLARI SOYKIRIMI GENETİĞİNİ BOZDUKLARI GIDA İLE YAPIYORLAR.. UYUMAYINNN.!! Dünyanın hiçbir gelişmiş ülkesinde CARGİLL gibi gıda teröristlerine üretim izini verilmiyor. CARGİLL burada ürettiği zehir i geri kalmış tüm ülkelere de gönderiyor. Ben hayatım boyunca hiç sigara içmedim ama kanserle savaşıyorum, kız kardeşim ve geçenlerde haberiniz oldu, kuzenim genç yaşta KANSER nedeniyle üç yıl acı çeke çeke öldü, amcamın oğlu, teyzemin oğlu bir çok arkadaşım şu an kanserin pençesinde, geleceğin karanlık gün olduğunu bildiğimiz halde bir umutla mücadele ediyoruz. Şimdi sen bunu okurken; Pazar günü için karardı biliyorum kardeşim. Bizler sağlığımızı korumak için dahi mücadele etmeyeceksek, çocuklarımızın geleceğini korumayacaksak neye yararız acaba! Bu yazıyı saygı çerçevesinde yorumlayıp, mutlaka paylaşalım. Sağlıklı gıda ve Mutlu bir Türkiye için, çocuklarımızın ve torunlarımızın sağlıklı geleceği için.. Tarım ve Hayvancılığımızı dışa bağımlılıktan kurtarmak için, İnsanlık düşmanı CARGİLL gibi katil firmaların ülkemizden defolup gitmesi için, belki ilk adım olur. .


(Alıntı)
Herkese duyurmak lazım.

Çevrimdışı zeynepgulsu

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 23.272
  • 42.267
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 23.272
  • 42.267
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 31 Oca 2018 19:02:32
Super kanlı ay tutulması bugun gerceklesti.

Çevrimdışı zeynepgulsu

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 23.272
  • 42.267
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 23.272
  • 42.267
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 31 Oca 2018 19:09:11
Afrin'deki 'Öcalan Anıtı' bombalandı.

Afrin'de inşa edilen Abdullah Öcalan anıtı, Zeytin Dalı Harekatı kapsamında insansız hava aracı (SİHA) ile bombalanarak imha edildi.

AA'nın aktardığı habere göre, Türk Silahlı Kuvvetleri'nce (TSK) yapılan keşif faaliyetinde, PYD/PKK mensuplarınca Kilis'in Gülbaba köyünün karşısındaki Darmık Dağı'nın güney yamacına 'Öcalan Anıtı' inşa edildiği belirlendi.

​53 metrelik beton yapı üzerine yerleştirilen ve Öcalan posterinin yer aldığı anıtın imha edilmesi amacıyla operasyon başlatıldı.

Yapının SİHA ve milli akıllı mühimmatlar kullanılarak bombalanmasının görüntüleri paylaşıldı.

Çevrimdışı divan1

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.417
  • 4.052
  • Sosyal Bilgiler
  • 1.417
  • 4.052
  • Sosyal Bilgiler
# 01 Şub 2018 12:45:57
Türkiye'nin 2018 nüfusu-80.810.525 kişi
Türkiye'nin nüfusu, 2017'de bir önceki yıla göre 995 bin 654 kişi artarak 80 milyon 810 bin 525 kişi oldu. İstanbul’un nüfusu 15 milyon 29 bin 231 kişi oldu. En az nüfus 80 bin 417 ile Bayburt’ta...

Çevrimdışı suleyman45

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 16.302
  • 26.704
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 16.302
  • 26.704
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 01 Şub 2018 15:29:36
Cumhurbaşkanı, ücretli öğretmenlerin maaşlarında düzenleme yapılacağını söylemiş.

Çevrimdışı endorfin2000

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 504
  • 212
  • 504
  • 212
# 03 Şub 2018 18:11:22
ERDOĞAN: ASLANLARIMIZ ÇAKALLARI SÜRÜNGENE ÇEVİRDİ

Haber Merkezi | 03.02.2018 - 13:52..

"SÜRÜNGENE DÖNDÜLER"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, mücadelede gelinen noktadaki başarıyı ise şu benzetmeyle tarif etti: "Daha düne kadar sırtlarını dayadıkları güce güvenerek bu millete meydan okuyan teröristlerin nasıl sürüngene döndüklerini görüyorsunuz. Bu millet böyle bir günde nasıl meydana çıktığını ortaya koymuştur. Bu millete yürek ve bilek gerektiren meselede kimse geri adım attıramaz."

Çevrimdışı sebocan

  • Yönetim Ekibi
  • *****
  • 32.871
  • 512.403
  • 32.871
  • 512.403
# 05 Şub 2018 18:53:26
Reuters haber ajansının aktardığına göre, Hollanda Dışişleri Bakanlığı'nın bugün Ankara'daki büyükelçisini resmi olarak ülkeden çektiğini duyurdu. Olayın Mart 2017'de Hollanda ve Türkiye arasında yaşanan krizle alakalı olduğu ifade edildi.

Habere göre, Hollanda Dışişleri Bakanlığı'nın açıklamasında, Türkiye'nin de Hollanda'ya yeni büyükelçi atamasınının kabul edilmeyeceği belirtildi.

Hollanda Dişileri Bakanlığı'ndan yapılan açıklama şöyle: "Son dönemde farklı seviyelerde Hollanda ve Türkiye arasında müzakereler gerçekleştirilmiştir. Bu aşamada, yapılan müzakereler, ikili ilişkilerin normalleşmesine dair bir perspektif sunmamaktadır. Bakan Zijlstra “Yakın zamanda yapılan görüşmeler Hollanda ve Türkiye’nin birbirine yaklaşmak için bir fırsat idi, fakat normalleşme sürecinin nasıl yürütülmesi gerektiği konusunda bir mutabakata varamadık” dedi. Bu nedenle, Hollanda Bakanlar Kurulu, Mart 2017'den beri Türkiye'ye girişi mümkün olmayan Ankara’daki Hollanda Büyükelçisini resmi olarak geri çekme kararını almıştır. Hollanda’nın Türkiye’de Büyükelçisi olmadığı müddetçe Hollanda, yeni bir Türk Büyükelçisinin işe başlamasına da izin vermeyecektir. Bu bilgi az önce Lahey’deki Türkiye maslahatgüzarına iletilmiştir. Bununla birlikte, Türkiye ile yapılan müzakerelere de ara verilmiş olundu."

Çevrimdışı toplum-bilim

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.140
  • 53.101
  • 4.140
  • 53.101
# 07 Şub 2018 23:33:44
Gazze’deki bir çocuğun yaşamı ve ölümü 

Dokuz yaşındaki Muhammed Abu Haddaf, 6 Aralık 2017’nin ilk saatlerinde bir hastanede hayata gözlerini yumdu; annesi Nisrin, dokuz aylık hamile olduğu için onun başında olamadı.

Muhammed’in babası ve Nisrin’in kocası Saleh, haberi Nisrin’e vermekten çok korkuyordu. Fakat Nisrin öğlen saatlerine doğru akrabalarından haberi aldığında, “Kendimi durduramadım. Oğlum için ağlayıp ağıt yaktım” diyecekti.

Nisrin, “Oğlum Muhammed’i kaybettim. Allah’ın takdiri. Sonra Allah’a şükrettim ve onu bağışlaması ve ona merhamet etmesi için dua ettim.” diyordu.

Muhammed, İsrail’in Gazze Şeridi’ne 2014’te gerçekleştirdiği saldırıda aldığı yaralar yüzünden öldü.

Bu hafta içinde, İsrailli insan hakları grubu B’Tselem, saldırı boyunca ve onu izleyen bir yılda Muhammed’in ailesinin neler yaşadığının ayrıntılı bir dökümünü yayımladı.

İki füze

İsrail’in saldırısı başladığında, Saleh ve Nisrin beş çocuğunu alarak el-Karara köyündeki evlerinden Saleh’in kız kardeşinin yaşadığı güzey Gazze’deki Han Yunus’a taşındılar.

8 Ağustos 2014’te, bir ateşkesin yürürlükte olduğunun düşünüldüğü bir zamanda, anne baba ve çocuklar, İsrail askeri güçleri tarafından bombalanmış olan evlerinin yıkıntılar arasından eşyalarını almak için yeniden el-Karara’ya döndüler.

Onlar oradayken, İsrailliler, B’TSelem’in açıklamasına göre “muhtemelen hemen komşu evde kapı girişinde duran ve çatışmalarda yer almamış olan Abu Haddaf sülalesinden üç kişiyi hedefleyen” iki füze fırlattı.

Bu füzeler, ikisi çocuk olmak üzere üç kişiyi öldürdü. Uluslararası Çocuklar için Savunma-Filistin’e göre, öldürülenler, 8 yaşındaki Mahmud Muhammed Saleh Abu Haddaf, 15 yaşındaki Mahmud Halid Musa Abu Haddaf ve bu çocukların yetişkin yaştaki akrabası Süleyman Samir Abu Haddaf idi.

Saleh ve Nisrin ve çocuklarından dördü yaralandı ve Han Yunus’taki hastaneye kaldırıldı.

O zaman 6 yaşında olan Muhammed karnından ve belkemiğinden yaralandı. Refah’taki –Gazze’nin Mısır sınırına yakın olan– Avrupa Hastanesi’ndeki doktorlar onu hayata döndürmek zorunda kaldı ve Muhammed’in beynine yeterince oksijen gitmiyordu. Hastanedeki 15 günlük tedavisi sorasında, Muhammed’in bacaklarının felç olduğu da görüldü.

Muhammed, tedavi için Türkiye’ye, o zamanlara 5 yaşında olan ve kısmi felç yaşayan erkek kardeşi Ayaş’ın yanına götürüldü.

Çocuklar, Türkiye’de geçirdikleri aylar boyunca ailelerinden ayrı kaldılar. Anne Nisrin “Nasıl kötü hissettiğimi anlatamam. Ben yaralandım, çocuklarım da yaralandı. Hepsinden ötesi, Muhammed uzaktaydı ve ne durumda olduğunu, ne yapıp ettiğini hiçbir şekilde bilmiyordum” diyordu. “Çocuklarımın bana ihtiyacı vardı fakat fiziksel ve duygusal olaral harap haldeydim”

“Yıkık ev”de yaşamak

Aylar sonra, aile, Saleh’in kısmen yeniden inşa ettiği el-Karara’daki evlerine geri döndüler ve Muhammed de Aralık 2014’te Gazze’de yeniden hastaneye yattı. Bir sonraki yıl, Muhammed Kudüs’teki Hadassah Hastanesi’nde midesinden ve boğazından ameliyat oldu.

Fakat durumu kötüleşmeye devam etti; taburcu edilip evine döndükten sonra görme ve konuşma kabiliyetini yitirdi. Muhammed, bir haftada yüzlerce dolara mal olan titiz bir bakıma ihtiyaç duyuyordu ve aile bunu karşılayamıyordu.

Baba Saleh, “Sürekli çalıştım çabaladım, ne kazandıysam hepsini Muhammed’e harcadım. Babam, kız kardeşim ve erkek kardeşlerim bana para verdiler fakat onlar da dar gelirli ve verecek fazla paraları yok.” diyordu.

Yine Saleh, kışın soğuğunda ve yazın sıcağında “gerçek duvarları, pencereleri ya da kapıları olmayan bir yıkık evde yaşadık”larını söylüyordu.

Geçtiğimiz yılın Ekim ayında, aile, akrabalarının ve Birleşmiş Milletler’in Filistinli mültecilere yönelik temsilciliği UNRWA’nın yardımıyla inşa ettikleri yeni bir eve taşındılar.

Muhammed Kasım 2017’de yeniden Avrupa Hastanesi’ne yatırıldı fakat karın şişkinliğine yönelik iki başarısız ameliyatın ardından, bunu izleyen ayda hayatını kaybetti.

Muhammed’in ölümünden sonra annesi Nisrin ise şunları diyecekti: “Muhammed’in durumu tedavisi boyunca, onu Çarşamba günü sabahın ikisinde kaybedene kadar ciddiyetini korudu.”

Sivillere saldırmak

B’TSelem’in açıklamasına göre “Yoğun nüfusa sahip bölgeleri bombalamak ve topçu ateşine tutmak, İsrail’in Koruma Hattı Operasyonu olarak adı altında yürüttüğü saldırıların en korkunç yönüydü.” “Bu politika, 405’i çocuk ve 229’u kadın en az 1.055 Filistinlinin öldürülmesine yol açtı – bu insanların neredeyse yarısı doğrudan operasyonlarda öldürüldü.”

B’TSelem, İsrail’in “tamamen temelsiz” olan sivil bölgeleri bombalamasının bu anlamda yasal olduğu iddiasını reddetmektedir.

İsrail’in saldırıları, 100 binden fazla Filistinliyi evsiz bırakacak şekilde 18 bin evi yıktı ya da kullanılmaz hale getirdi. B’TSelem’in alıntıladığı BM rakamlarına göre, sadece saldırılardan üç yıl sonra neredeyse 0 bin kişi halen evsiz.

Yine, 11 binden fazla kişi yaralandı ve bunların büyük kısmı “Gazze’de oldukça yetersiz olan tıbbi hizmetlerle idare etmek ve İsrail’in yol açtığı hasara dönük herhangi bir telafi girişimi olmaksızın, kendi tedavilerini kendileri yapmak zorunda kaldılar.”

B’TSelem’e göre, Muhammed’in olayında “ailesi ve doktorlar onu yaşatmak için canla başla mücadele ettiler ve onu felçli, kör ve konuşamaz durumdayken –Gazze’de, Türkiye’de ve İsrail’de– bir hastaneden diğerine götürüp durdular.

Muhammed’in yaşamı ve ölümü, henüz hiçbir şekilde hesap verme ya da adaletin olmadığı sistemli ve ağır İsrail şiddetinin dehşete düşüren ve kalıcı etkilerinin hikayelerinden sadece biridir.

(Alıntı)

Çevrimdışı Deniz_33

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.585
  • 12.971
  • 2.585
  • 12.971
# 08 Şub 2018 00:09:12
Gaziantep üzerinden geçen her helikopterde yüreğimde bir korku peydah oluyor. İçinde şehit var mı diye... Evet yine iki şehit varmış!!!

Mekanları cennet olsun...

Çevrimdışı Başkan42

  • B Grubu
  • 4.097
  • 3.092
  • İlköğretim Öğrencisi
  • 4.097
  • 3.092
  • İlköğretim Öğrencisi
# 08 Şub 2018 17:35:17
E devlette alt üst soy kütüğü öğrenme imkanı tanındı. 1867 ye kadar tüm sülaleyi görebiliyoruz. Tabi daha eskide olabilir. Fakat ölen babaannem yaşıyormuş!!  :)

Çevrimdışı didemt

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 9.335
  • 37.021
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 9.335
  • 37.021
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 08 Şub 2018 17:37:52
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
E devlette alt üst soy kütüğü öğrenme imkanı tanındı. 1867 ye kadar tüm sülaleyi görebiliyoruz. Tabi daha eskide olabilir. Fakat ölen babaannem yaşıyormuş!!  :)
Sistem bugün hizmete girdi ve çöktü.

Çevrimdışı Başkan42

  • B Grubu
  • 4.097
  • 3.092
  • İlköğretim Öğrencisi
  • 4.097
  • 3.092
  • İlköğretim Öğrencisi
# 08 Şub 2018 17:38:44
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Sistem bugün hizmete girdi ve çöktü.

Ben aldım. Hatta 1869 da doğan babamın babasının babasının annesinin hayatta olduğunu öğrendim. Araştıracağım :))

Çevrimdışı gokdeniz1966

  • Uzman Üye
  • *****
  • 5.731
  • 51.769
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 5.731
  • 51.769
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 08 Şub 2018 22:01:57
MEB, Sınavlarda Öğretmen Görevlendirme Sistemini Değiştiriyor. Yeni Sınav Görevlendirme Sistemi Milli Eğitim Bakanlığı, kendi yaptığı sınavlarda öğretmen görevlendirme sistemini değiştiriyor. MEBBİS üzerinden yapılan sınav görevlendirmelerinde kura sistemi kaldırılıyor. Sınav görevlendirmelerinde puan önceliği, kadro unvanı ve sınav tecrübesi gibi kriterler esas alınacak ve salon başkanı, gözetmen ve yedek gözetmen şeklinde doğrudan görevlendirme yapılacak.


Çevrimdışı zeynepgulsu

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 23.272
  • 42.267
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 23.272
  • 42.267
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 08 Şub 2018 23:42:11
Şehit Annesi Oğlunun Naaşını Getiren Askerin Elini Öptü


TSK’nın Afrin bölgesine düzenlediği operasyonda şehit düşen Piyade Astsubay Kıdemli Çavuş Ömer Bilal Akpınar’ın naaşı Safranbolu’ya getirildi.
İlçeye bağlı Emek mahallesinde bulunan anne ve babasının yaşadığı apartmanın önüne getirilen şehit askerin annesi Ülker Akpınar, oğlunun resmini öperek ‘Vatanım sağolsun’ dedi. Yanına gelen silah arkadaşı Ünal Daşdelen’e sarılan acılı anne Ülker Akpınar, “ Ömer’i mi sen mi getirdin yavrum. Allah seni anana babana bağışlasın. Yavrumu bu ellerinle mi getirdin” diyerek askerin ellerini öptü.
TSK’nın Afrin bölgesine düzenlediği operasyonda şehit düşen Piyade Astsubay Kıdemli Çavuş Bilal Akpınar’ın naaşı askeri uçakla Zonguldak Havalimanı’na getirildi. Buradan Karabük Belediyesi’ne ait cenaze aracı ile Karabük’ün Safranbolu ilçesine getirilen şehit Astsubay Akpınar’ı burada Karabük Valisi Kemal Çeber, yakınları ve onlarca vatandaş tarafından karşılandı. Araçtan inen anne Ülker, baba İsmail, kız Kardeşi Beyza Pınar ve 3 aylık eşi komiser yardımcısı Hafize Nur taziye çadırına geçti. Bayan askerin yakasına oğlunun resmi takılan anne Ülker bol bol oğlunun resmin öperek ‘vatanım sağ olsun’ diyerek bayan askere sarıldı. Bu sırada şehit askerin 3 aylık eşi Hafize Nur ise biran olsun eşinin resmini elinden bırakmadı.
“Oğlunu getiren askerin ellerini öptü
Afrin’de oğlunun silah arkadaşı olan Uzman Çavuş Ünal Daşdan’a sarılan acılı anne Ülker Akpınar, “ Sen mi getirdin Ömer’i mi? Allah sana ömür versin. Annene babana bağışlasın. Yavrumu bu ellerinle mi getirdin?” diyerek askerin ellerini öptü.
Anne Ülker, baba İsmail ve kız kardeşi Beyza Pınar ile şehidin 3 aylık eşi ile yakınları cenaze aracına binerek Türk bayrağına sarılı tabuta sarılarak gözyaşlarına boğuldu.
Bu sırada rahatsız olan şehit askerin anneannesi de sedye ile evden indirilerek cenaze aracına getirilerek torununun tabutuna sarılarak gözyaşları döktü.
Karabük İl Müftüsü Halil Bektaş tarafından 26 yaşındaki şehit Piyade Astsubay Kıdemli Çavuş Ömer Bilal Akpınar için dua edilip helallik alındı. Şehidin naaşı daha sonra Karabük Valiliğine getirildi. Akpınar’ın ikindi namazına müteakip kent meydanın da kılındı cenaze namazının ardından naaşı Safranbolu’da toprağa verildi.

Karabük Kent Meydanı Şehit Cenazesi

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK