bir illüzyon gibi; beynimiz bize iyi gelecek şeyleri bulup yüceltir, inancın verdiği huzur mesela...insanlar Allaha veya Tanrıya yada Brahmaya inanır fakat bu inancın gereği olan pek çok şeyi yapmaz, zor gelir; üşenir...Ancak inancının, imanın gereklerini yerine getirmemek konusunda sorgulanmak istemez, çünkü huzuru kaçar...beynimiz huzurumuz kaçıracak her türlü varoluşsal soruyu, sorguyu inkar etmek üzere bizi -mış gibi yaşamdan memnun kılar....
Kaleminiz elinizden eksik olmasın...
Kendi kendimize yarattığımız onca kötülüğe karşı kadere boyun eğmek ve bir iç geçirmek ne çok alışkanlık edinmemize neden oluyor. Oysa hayat uzun vadeli tek kullanımlık bir çek. İnsan/insanlık tükenişte kaç kişi bu tükenişin'in farkında.
Sorunun çözümünü dışarıda aramak; delik ağla balık tutmaya benzer… insan kendi özüne dönmedikçe, fomo kabullenmişliğini göremez veya görmek istemez
Ne gerçekçiliğin..
Ne doğruluğun…
Ne objektifliğin…
Değerlerinin kalmamasına bağlı;
kolay ulaşılabilir şeyleri seviyor olmamıza ne dersiniz üstadım…