Belgeseli Çekilen Köy Okulu Yeniden Açıldı
Denizli’nin Bozkurt ilçesine bağlı Sazköy’ün kapanan köy okulu yeniden açıldı. Yönetmen Jale İncekol’un çektiği “Okulum Açılsın” adlı belgesel 380 kişinin yaşadığı köyde okulun tekrar hayata dönmesini sağladı. Okul binası restore edilerek, müze, toplumsal eğitim merkezi ve kütüphane olarak yeniden faal duruma getirildi. Açılışta bu okulda çocukluk anıları olan Sazköylüler de vardı. Jale İncekol hikayeyi bu kez “Okulum Açıldı” devam filminde anlattı. Şimdi hedef okulun tekrar köy okuluna dönüştürülerek eğitime başlaması.
Hürriyet'ten Zülal Atagün'ün haberine göre; 1957 yılında açılan ve 1994 yılında kapanan Sazköy İlkokulu binası kullanılmıyordu. Kapanan okulun hikayesinden etkilenen yönetmen Jale İncekol’un “Okulum Açılsın” belgeselini çekmesiyle Sazköy İlkokulu’nun hayata dönüşünün ilk adımı atılmış oldu. İlk olarak belgeseli izleyen oyuncu Filiz Taçbaş, İncekolu arayıp ‘okul için ben de varım’ dedi. Ardından harekete geçen gönüllü ekip başka bağıçcıların da desteğiyle yola çıktı. Bozkurt Belediye Başkanı Birsen Çelik ve Bozkurt Kaymakamı Tayyar Emre Mahmutoğlu’nun da desteğiyle okulun tekrar açılması sağlandı. Artık Sazköy İlkokulu, müze, kütüphane ve toplumsal eğitim merkezi olarak hizmet verecek. Yönetmen Jale İncekol Sazköy’deki çalışmalarla ilgili şunları söyledi:
ÖRNEK OLSUN İSTEDİM
“Okulun bir sınıfını 1980 yıllardaki şeklini koruyarak müzeye çevirdik. Sıraları, kara tahtası, duvarlardaki fişleri, öğrencilerin yaptığı resimlere kadar aslında uygun olarak bıraktık. Çünkü hayatında hiç köy okulu görmemiş çocukların da gelip görebileceği ve o zamanı öğrenebileceği bir alan yaratmak istedik. Bu çocuklar köydeki çocuklarla tanışsınlar, birbirilerini sevsinler, paylaşım yapsınlar istedik. Çoğunluğu eğitimcilerden oluşan bir grup gönüllü olarak elimiz erdiğince gücümüz yettiğince bir şeyler yapacağız. Filmleri bu konuda bir şeyler yapmak isteyenlere örnek olsun diye çekmek istedim. ‘Okulum Açıdı’ belgeselinde adım adım neler yaptığımızı anlatıyorum. Bize destek verenler, gönüllüler neler hissettiler, hangi motivasyonla katıldılar? Bunları anlatıyorum. Bir şey istenirse pekala yapılabilir. ‘Okulum Açılsın’ filminin sonucu da doğru yolda olduğumu gösterdi bana. Birileri bir konuda destek istediği zaman, onlara el uzatabilecek başka birileri çıkabiliyor. Benzer düşünce içinde olan insanlar bir araya gelebiliyor. Dolayısıyla başka yerlerdeki diğer okullar da yeniden hayata neden kazandırılmasın? Bunu da filmleştirerek mümkün olabileceğini insanlara göstereceğim.
HAYALİMİN İLK ADIMINI ATTIK
Sazköy İlkokulu’nda benim bir hayalim gerçekleşti aslında. Buraya Narperi’nin Bileziği filminin çekimleri için mekan bakmaya geldiğimde, Sazköy İlkokulu ile karşılaştım ilk. Okulun o kırık camları, çökmüş çatısı ve Atatürk büstünün yerinde yeller esen hali beni çok üzdü, hüzünlendirdi. O gün kendime bir söz verdim ve ‘bir gün bu okulun önünde okul zili çalacak, çocuklar bahçesinde koşup oynayacaklar’ dedim. Bu hayalim şu an gerçekleşmiyor belki ama biz ilk adımını atmış olduk. Okul, restorasyonla beraber kütüphane ve kadın eğitim merkezi olarak Sazköylü kadınlara olduğu kadar çocuklara ve gençlere de hizmet veren bir mekana dönüşmüş oldu.”
KÖYDE 59 ÖĞRENCİ VAR
Sazköy’de toplam 59 öğrenci var, bunlardan 46’sı, köye yaklaşık 10 kilometre uzaklıktaki okullarda taşımalı eğitim görüyor. Kalan 13’ü köydeki anaokuluna gidiyor. Köyün okul öncesi öğrencileri yine bu binanın bahçesinde yer alan sınıfta eğitim alıyor ancak geri kalan öğrenciler, Bozkurt ilçesinde bulunan okullara gidiyor.
3 KARDEŞ BU OKULDA OKUDUK
Ayşe Sevim- Sazköy İlkokulu eski öğrencisi “Ben Ayşe Sevim, 20 şubat 1975 tarihinde doğdum. 1982 yılında Sazköy ilköğretim okuluna başladım. 1986 yılına kadar hem akranlarım hem de yaşı benden büyük ya da küçük arkadaşlarımla birlikte aynı okulda okuduk. Düşünürsek küçücük köy okulu 3 kardeşimi de bünyesine aldı, öğretmek için bağrına bastı. Tabi ki çok değerli öğretmenlerimizin hakları ödenmez. Bizler okulumuzda büyürken birliği, paylaşmayı, kardeşliği, sevgiyi, saygıyı, sorumluluğu daha birçok iyi şeyleri öğrendik ve bugünlere yanımızda getirdik. Bugün yıkılmaya yüztutumuş okulumu böyle sapasağlam ayakta görmek beni çok mutlu etti. Umarım bu zincirin halkaları daha da uzar.”
- 8 3
- 13 Haziran 2022 11:11 6.529
-
Aktif Haberler
-
Memleketin çocuklarına yazık oluyor. Şimdilerde köy okulu açma sevdası var. Çoğu okulun birleştirilmiş sınıfa dönme durumu ortaya çıkacaktır. Kapanan okullar perişan zaten şu ortamda hiç gerek yoktur.
-
abdulmelik hocam. Merak etmeyin hepimiz aynı duygulardayız.
Allah bu fazla hizmetlerimizi sevap olarak hanemize yazacaktır diye umut ediyorum. Başka bir motivasyon kaynağımız yoktur hamd olsun.
Size laf eden müdür kimse yüzüne karşı gerçekleri çarpın hocam.
Bizimkiler çok şükür insan evladı. Halimizi anlayıp yükümüzü kolaylaştırıyorlar. Allah güzel ahlaklı insanlarla karşılaştırsın, insanları güzelleştirsin. -
yazılan yorumları okuyunca aaa yalnız değilmişim demekki dedim bir açıdan sevindim ama içim hala buruk çünkü bu yazılanlar ve yaşananlar ne yazıkk, gerçek bende birleştirilmiş sınıflı köy okulunda müdür yetkili hizmetli, öğretmenim.4 sınıf bir arada.Yapmış olduğumuz eğitimin kalitesi bir yana yetkililerin angarya işleri bizleri ayrıca yorması inanın insanı çok yoruyor.Buradan başka okula da gidemiyorum 3 senedir okulumdayım seviyorum da ama iş bilmez ,kadir kıymet bilmez yetkililer insanı soğutuyor.İlçe meme işimiz düşer gideriz işimiz düşmez ama çağırırlar es kaza ilçe müdürü görse bu nasıl kıyafet bir daha böyle görmeyim diye azarlar sen müdür değil misin diyor soba yakan tuvalet temizleyen ben takım elbise giyecekmişim.İşini bilmez başkaları istenilen bi iş gecikince sen kaç yıllık öğretmensin bilmiyorsun diyerek senin onca emeğini kaldırır çöpe atar. Yani Köy okulu açmak marifet değil malesef.Ben devletini iktidarını seven biriyim lakin gerçekleri görmemek çok yanlış.Maksat hasıl olmadıktan sonra köy okulu da açsan mezrada açsan boştur.Kusura bakmayın benim zümrem olmadığı için buradan dertleşiyorum çok doluyum böyle giderse devlete okula küseceğim.
-
Yıl 2022 köy okulu açmak hele de kapanmış okulu açmak marifet diye millete yutturulmaya çalışılıyor. Yersen...
-
Öğretmen var var da;
Akıllı tahta yok,
bilgisayar yok,
yazıcı yok,
internet yok
ulaşım yok...
kim bilir daha neler yok.
Zihniyet belli:
"""Amaaan öğretmen düşünsün,
olmayanların hesabını da ona sorarız!"""
-
Şu her şeye çarpı atan arkadaş, seni de Allah'a havale ediyorum.
İnsanlar burada dertlerini dile getiriyor.
Hayatımız geçiyor bu rezilliklerle.
Az önce sınıfı temizledim. Terledim. Yalandan 3 ay temizlikçi verdiler. Gel de ders yap. Yönetim işi yap.
Allah bu devletin parasını çar çur edenlerden iki cihanda da hesabını misliyle sorsun.
Bana üç kuruş yol parası vermeyip 5. ayda %20'lik vergi dilimine sokup milyon kazanan futbolcunun, tiktokçunun vergisini silenin iki cihanda da elim yakasında. -
Laf aramızda ama köy okulu açmak marifet değil!
Önemli olan oraya gidecek öğretmeni ve öğrencileri teşvik! Soba yakılacak, kim yakacak? Bakın başınızın çaresine ama iş güvenliği var sigorta yaptırın! Öğretmen gidip gelecek, lojman yıkık dökük, yol uzak ama cebinden versin! Öğretmen müdür yetkili olsun, ikide bir çağıralım. Eğitim öğretim önemli değil, evraklar tam olsun diyen müfettiş silsilesi. Muhtemelen 4 sınıf bir arada. Ana sınıfı için azıcık çocuk yeter iken sen norm dolmadı diye önce öğrenciye öğretmenlik et. Sonuç olarak yıpran dur. Çocuklar da müstakil sınıfa gire geri kalsın dursun!
Ya olmayan okul aile birliği evraklarını eski yönetmeliğe göre yaptım diye uyarı cezası aldım mesela. Gelin de çalışın? Günlük kmlerce yol yapıp kaza bile yaptık da bir tek milli eğitim personeline geçmiş olsun dahi demedi de, bayrak hafif solmuş sen nasıl müdürsün oldu.
Tek değilimdir eminim ama bakalım kaç kişi neler yaşadı buna benzer! -
Ayrıca okula bakınca nefesim daraldı. Güzelim köylerde bu kadar boğucu okulları yapmayı nasıl başarıyorsunuz.
Benim bahçe 5 bin metre kare. Tuvalet okulun 250 metre uzağında. Her kış su donuyor. Okulda su yok.
Planlamalara bak... -
Okulu okul olarak acmadiktan sonra ne faydasi var? Tasimaliya devam...
-
Her şeyden önce köyde çalışan öğretmene ceza gibi uygulamalar var.
Onlar düzeltilmeli.
-Maaş yetersiz olduğu gibi kamu hizmet aracına dönüşen şahsi araç ve cepten giden yol parası.
-30 derse kendimiz girdiğimiz halde maaş karşılığının hala 18 saat olması.
-Her işe koşturduğumuz halde sadece 3 saat yönetim görevi ek dersi.
-5 gün nöbet tut 3 saat nöbet ücreti al.
-Merkezdeki okullarla aynı hizmet puanı(Hadi parayı da anlarım da hizmet puanını da mı cebinizden veriyorsunuz!)
-Vakitli vakitsiz ilçeye çağrıl. Yol paran katlansın.
-Muhtar hiç bir işe karışmasın köyün derdini de sen çek.
Sonra köy okullarını açtık. Hadi eğitin!
Öğretmen bunlarla uğraştıktan sonra köy okulunun açık olması daha zararlı bir uygulama.
Bir Allah'ın kulu yetkili burayı okumuyor mu?
Şu dertlerle bir öğretmen bu şartlarda nasıl faydalı olsun.
Tüm öğretmenlerin özellikle köy öğretmenlerinin aklında her gün daha da artan yakıt masrafı var. Tüm insanların çektiği ekonomik sıkıntının üstüne bir de yol masrafı koyuyoruz. Adına da öğretmen diyoruz.
Yakında sadece yaşamak ve mesleğimizi yapabilmek için çalışan kölelere dönüşeceğiz. -
Açılsın ama eğitim eksikleri ile değil. Nerede akıllı tahta ? Bu zamanda kara tahta ile konulara hakim olamazsın. Ya öğretmen durmak ister mi köyünüzde?