Biz Neden Bu 4+4+4 De Diretiyoruz?

Çevrimdışı mahx

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 187
  • 881
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 187
  • 881
  • 1. Sınıf Öğretmeni
06 Kas 2016 22:38:22
 JAPONYA
Japonya’da ilköğretim iki aşamadan oluşmaktadır. Bunlardan birincisi 6 yıl süreli ilkokul, ikincisi de 3 yıl süreli olan ortaokuldur. Bu bölümde bu iki aşama ayrı ayrı incelenecektir.
2.1. İlkokul
Japonya’da 6 yaşını dolduran her çocuk 6 yıl süren ilkokula  başlar. İlkokul zorunlu ve parasızdır. İlkokulun amacı , işbirliği ruhunu , bölgesel ve ulusal gelenek bilgisini , uluslararası  anlayış ruhunu , matematik , dil ve bilim yeteneğini , müzik , sanat ve edebiyata olan ilgiyi geliştirmek ve kazandırmaktır.

Japonya’da okul yılı , 1 Nisan’da başlar ve 31 Mart’ta biter. Nisan-Temmuz ortası, Eylül – Aralık sonu ve Ocak- Mart sonu olmak üzere üç dönem halinde yapılır. Haftada 5,5 gün (cumartesi yarım gün) okula gidilir. Yılda toplam 240 işgünü vardır. Japon okullarında karma eğitim yapılmaktadır.

Her sınıf bir tek öğretmen tarafından yürütülür ve o öğretmenin sorumluluğundadır. İlkokulda tam gün eğitim yapılır. Sabah 8:30 ‘da ders başlar , 15:50’de biter. Dersler 45 dakikadır. Yıllık ders saati sayısı 1. Sınıfta 850 (haftada 25 saat), 2.sınıfta 910 ( haftada 26 saat) , 3.sınıfta 980 (haftada 28 saat) , 4.,5.ve 6.sınıflarda ise 1015 (haftada 29 saat)  saattir (9). İlkokulda Japonca , sosyal çalışmalar, matematik , fen bilgisi, müzik, resim ve el sanatları , ev işleri ( 5.ve 6.sınıfta ), beden eğitimi , ahlâk eğitimi ve özel faaliyetler dersleri verilir (10).
İSPANYA
-Zorunlu eğitimin süresi 10 yıldır. 6-16 yaşları arasında eğitim zorunludur.
-Okul öncesi eğitim, 3-6 yaş arası çocuklar için olup, zorunlu değildir.
-İlköğretimin süresi 6 yıldır ve 6-12 yaş arasını kapsamaktadır. İlköğretim 2’şer yıllık üç seviyeden oluşmaktadır.
-Ortaöğretimin süresi 4 yıldır ve 12-16 yaş arasındaki öğrenciler içindir.
YUNANİSTAN
-Zorunlu eğitimin süresi 10 yıldır. 5-15yaşları arasında eğitim zorunludur.
-Okul öncesi eğitim, 4-6 yaş arası çocuklar içindir.
-İlköğretimin süresi 6 yıldır ve 6-12 yaş arasını kapsamaktadır.
-İlköğretimden ortaöğretime geçişte sertifika gereklidir.
-Ortaöğretimin süresi 3 yıldır ve 12-15 yaş arasındaki öğrencileri kapsamaktadır
BELÇİKA
-Zorunlu eğitimin süresi 9 yıldır. 6-15 yaş aralığını kapsamaktadır.
-Okulöncesi eğitim 2/2,5 ile 6 yaş aralığındaki çocuklar için ve 3/3,5 yıl süreli olup zorunlu değildir.
-6-12 yaş aralığı ilköğretimi içermektedir ve bitiminde sertifika verilmektedir.


-Ortaöğretim 2’şer yıllık üç seviyeden oluşmaktadır. İlk iki yıllık seviyede genel bir eğitim verilmektedir. İlköğretim
sonunda sertifika alamayanların bu aşamada sertifika alması gerekmektedir.
-Dört farklı ortaöğretim mevcuttur. Bunlar; genel ortaöğretim, mesleki ortaöğretim, teknik ortaöğretim ve sanat ortaöğretim kurumlarıdır.
İRLANDA
-Zorunlu eğitimin süresi 10 yıl olup 6-16 yaş arası için geçerlidir.
-Okulöncesi eğitimin süresi bir yıldır ve zorunlu değildir.
-İlköğretimin süresi 8 yıldır ve 4-12 yaş aralığını kapsamaktadır.
-İlköğretim 4-12 yaş aralığını içermesine rağmen zorunlu eğitim 6 yaşında başlar.
-Ortaöğretimin süresi iki seviyeden oluşur. Birinci seviye 3 yada 4 yıl olup genel niteliktedir.
-Birinci seviyenin ardından sınav yapılarak sertifika verilir.
-Ortaöğretimin ikinci seviyesinin süresi ise iki yıldır. Bu iki seviye arasında bazı okullarda zorunlu olan, bazılarında zorunlu
olmayan bir yıllık bir geçiş sınıfı bulunmaktadır.

İTALYA
-Okulöncesi eğitim 3-6 yaş grubunu içermektedir. 3 yaşından itibaren çocuklar okul sisteminin ilk aşaması olan anaokullarına gidebilirler. Zorunlu eğitim süresi 10 yıldır.
-6 yaşında başlar ve 5 yıl ilkokul, 3 yıl birinci kademe ortaöğretim olmak üzere 14 yaşına kadar devam eder.
-5 yıllık ilkokul öğretimi sonucunda öğrencilere ilkokul diploması verilmektedir. Bu diplomayı alabilmek için bitirme sınavına girmek gerekmektedir.
-Mesleki eğitim, 14-17 yaşlarındaki öğrencilere verilen 3 yıllık bir programdır. Bu program uygulamalı olarak verildiğinde 5 yıllık bir süreçte 19 yaşına kadar sürer.
İNGİLTERE
-Örgün eğitim sistemi, 3-5 yaş arası çocukların devam ettiği okul öncesi eğitim, 5-11 yaş arasındaki çocukların devam ettiği 6 yıllık ilköğretim, 11-16 yaş grubun devam ettiği ortaöğretim birinci kademesi ve 16-18 yaş grubunun devam ettiği genel ve mesleki eğitimin verildiği ortaöğretim II.kademesi akademik ve mesleki eğitimin bulunduğu yükseköğretimi kapsamaktadır.
-İngiltere’de zorunlu eğitim 5-16 yaş grubunu kapsayan toplam 11 yıldır.
-Zorunlu eğitim 4 kademeye ayrılır.
-1.kademe 5-7 yaş
-2.kademe 7-11 yaş
-3.kademe 11-14 yaş
-4.kademe 14-16 yaş
-Mesleki eğitim, zorunlu eğitimi tamamlayan ve 16 yaşını dolduran öğrenciler, ya bulundukları okulda veya başka bir okulda 12. Ve 13. Sınıfları olan ve kendilerin, yükseköğretime hazırlayan genel eğitim amaçlı bir programa ya da tam veya yarı zamanlı mesleki eğitim amaçlı bir programa devam ederler.
HOLLANDA
-Okul öncesi eğitim 4-6 yaş arasını kapsar. 4 yaşını tamamlamış çocukların çoğu okul öncesi eğitime katılmaktadır.
-Her çocuk 5 yaşına bastığı ayı takip eden ilköğretim gününde tam gün eğitime başlar. Ancak tüm çocuklar hemen hemen 4 yaşında okula başlar.
-Zorunlu eğitimin süresi 12 yıldır. Zorunlu eğitim 5 yaşında başlamakta ve 17 yaşında sona ermektedir. Zorunlu eğitim süreci, 8 yıllık ilköğretim ve 4 yıllık ortaöğretim okulunu kapsamaktadır.
-Ortaöğretimi bitiren 18 yaşından büyük öğrencilerin akademik veya mesleki öğrenim gördükleri üniversiteler, yüksekokullar ve meslek yüksekokullarıdır.
-I.kademe ortaöğretimde 4 yıllık mesleki öncesi ortaöğretim ve genel ortaöğretim’in ilk 3 yılı (normalde 5 yıllık okuldur) ve 6 yıllık üniversite öncesi öğretim okulları kapsamaktadır. Bu  okullar normalde 3 yıl olup 4 veya programa göre 2 yıllık programlarda uygulanmaktadır.
-Ortaöğretim basamağında genel eğitim amaçlı dört farklı program uygulanır.
-Üniversiteye hazırlık eğitimi 6 yıl, yaş 12-18
-Kıdemli genel ortaöğretim 5 yıl, yaş 12-17
-Ön mesleki eğitim 4 yıl, yaş 12-16
-Pratik eğitim yaş 12-18 dir.
-Hollanda’da ortaöğretim ikinci kademesinde mesleki eğitim ön mesleki ve teknik eğitim düzeyindedir.
-Mesleki eğitim ve öğretim sistemi 2’ye ayrılır. Bunlar, kıdemli mesleki ortaöğretim ve yüksek mesleki eğitim.
-Mesleki hazırlık eğitimi 4 yıllık ön mesleki eğitim programı ilk iki yılında temel ortaöğretim programı uygulanmaktadır.
FRANSA
-Okulöncesi eğitim zorunlu olmamasına rağmen bütün çocuklar 3 yaşından itibaren anaokuluna gider. Zorunlu temel eğitim 10 yıla çıkarılmıştır. 6-16 yaş arasındaki çocukları kapsayan zorunlu eğitimin beş yılı ilköğretimde, dört yılı ortaöğretimin I.kademesinde verilir.
-Ortaöğretimin I.kademesini bitiren öğrencilerin, zorunlu temel eğitimlerini tamamlayabilmeleri için ortaöğretim II. Kademede genel eğitim, teknik eğitim veya mesleki eğitim liselerinden birinde bir yıl daha tam zamanlı öğrenim görmeleri zorunludur.
-Zorunlu eğitimin ilk basamağını oluşturan ilkokulda eğitim beş yıl sürer. Altı yaşına gelen her çocuk ilkokula başlamak zorundadır.
-Genel ve teknoloji lisesi 3 yıl olup ikinci, birinci ve son olarak adlandırılır. Çalışmalar iki devreye ayrılmaktadır. Birinci devresi karar verme devresidir.
-Kolej eğitiminin tamamlanmasının ardından, öğrencilere 3 eğitim seçeneği sunulur:
-Üç yıllık eğitimin ardından (ikinci, birinci ve son sınıflar) genel bakalorya (olgunluk sınavı) ile sonuçlanan genel eğitim.
-Yine üç yıl süren ve teknolojik bakalorya ile sonuçlanan teknolojik eğitim,
-Mesleki yeterlilik sertifikası veya mesleki eğitim diploması ile sonuçlanan iki yıllık mesleki eğitim ve ardından mesleki bakalorya derecesine ulaşılmasını sağlayan iki yıllık ek eğitim.
-Meslek seçiminde mesleki eğitim genel kurslar, teknoloji kurslar ve çıraklık programı olarak üç dala ayrılır.
-Eğitimin ilk seviyesindeki iki yeterlilikten birincisi teknoloji veya genel lise için karar verme devresidir. Burada iki yılda mesleki yeterlik sertifikası sınavına, profesyonel seconde ve terminal de mesleki eğitim diploması sınavına hazırlanmaktadır.
-Eğitimin ikinci seviyesi ise; final seviyesi olup 11 sınıf ve 12 sınıf olarak adlandırılıp öğrencileri olgunluk sınavına hazırlamaktadır.
-Okul öncesi eğitim zorunlu değildir. Çocuklar 7 yaşını doldurdukları yılın Ağustos ayında  zorunlu eğitime başlarlar.
-Danimarka eğitim sistemi, bir yıllık isteğe bağlı okul öncesi hazırlık sınıfı, 9-10 yıllık ilköğretim ve birinci kademe ortaöğretim, akademik eğitim verilen lise ve 2 yıllık hazırlık programları sunan Yüksek Okula Hazırlayıcı Programlar (Hojere
Forberedelseseksamen-HF), mesleki eğitim ve öğretim okulları ve üniversite veya üniversite düzeyinde olmayan kurumlarda verilen yüksek öğretimden oluşmaktadır.
-Temel eğitimde ilköğretim okulu 7-13 yaşlarını kapsamakta ve 6 yıl süren ilk devreyi oluşturmaktadır. 14-16 yaşları arasını kapsayan ikinci devre ise 3 yıllık bir süreyi kapsamaktadır.
-Üç tür temel eğitim okul vardır:
-Okul öncesi ve 1.sınıftan 7.sınıfa kadar olan okullar,
-Okul öncesi ve 1.sınıftan 10.sınıfa kadar olan okullar,
-3 veya daha fazla eğitim düzeyini kapsayan ve öğrenci sayısı 100’den az olması durumunda başka bir okul tarafından yönetilen okullar.
-7 yıllık ilkokulu bitiren öğrenciler zorunlu eğitimi tamamlamak için başka bir okula gitmek zorundadır.
-Temel eğitim kesintisiz eğitim uygulanmakta ve Türkiye’deki ilköğretim uygulamasına benzemektedir.
-Danimarka mesleki eğitimde 90 farklı programda 210 dalda uzmanlık programı uygulanmaktadır. Mesleki eğitim ve öğretim programları 4 kısımda toplanmaktadır.
1-Mesleki eğitim ve öğretim programları
2-Sosyal ve sağlık hizmetleri programı
3-Tarımsal programları
4-Denizcilik eğitim programı
ALMANYA
-Okulöncesi 3-6 yaş arasındaki çocukları kapsıyor ve zorunlu değil.
-Almanya’da eğitim sistemi, tüm eyaletlerde okul öncesi, ilköğretim, ortaöğretim I.kademe ortaöğretim,  II.kademe ortaöğretim ve yükseköğretim olmak üzere beş basamaklı bir yapıda.
-Ortaöğretim birinci devrenin sonunda uygun standartlara ulaşan öğrenciler mezuniyet belgesi alıyor
-Zorunlu eğitim süresi 6-16 yaş arasında 10 yıl.
-Tam zamanlı genel eğitimin 4 yılı ilköğretim,  6 yılı da birinci kademe ortaöğretim seviyesinde veriliyor.
-Ortaöğretimin ikinci kademesinde  öğrencileri yükseköğretime giriş için zorunlu olan genel eğitim olgunluk diplomasına hazırlayan üç yıllık (11-13.sınıflar) lisenin ve çok programlı okulun ikinci devresi ile öğrencileri  mesleki eğitim olgunluk diplomasına ve/veya mesleğe hazırlana 1-3 yıllık mesleki eğitim  okullarıdır. Ortaöğretim II. Kademeyi bitiren ve genel
veya mesleki olgunluk diploması (Abitur) olan öğrencilerin sınavsız alındıkları üniversiteler ve yüksekokullardır.
-Almanya’da 30 Haziran itibariyle 6 yaşını dolduran çocuklar, aynı yılın 1 Ağustos tarihinde  başlayan öğretim yılında “zorunlu eğitime” başlamak durumundadır
-Mesleki eğitimin önemli bir bölümü okul ve iş yerinde ikili (dual sistem-çıraklık eğitimi)  sistem olarak verilmektedir. Mesleki eğitimde okullar, tam zamanlı ve yarı zamanlı eğitim  veren kurumlar olarak örgütlenmiştir.
-İkili sistem (dual sistem), sonuçlarına bakılmaksızın orta öğretim birinci devre okulundan  mezun olan herkese açıktır.


FİNLANDİYA
-Okul öncesi eğitim dışında ilköğretim 9 yıl zorunlu eğitim verilmektedir.
-Lise eğitimi ise 3 yıldır. Lise ve mesleki eğitiminden sonra ulusal sınava girer ve buna göre üniversiteye yerleşebilirler.
-Tüm Finli vatandaşlar yedi yaşından itibaren 10 yıllık eğitim almakla yükümlüdür. Bu yükümlülük 17 yaşına kadar veya çok amaçlı okulu tamamlayana kadar sürer (hangisi önce olursa)
-Zorunlu eğitimde okula devam zorunlu değildir. Öğrenciler diğer bazı kaynaklardan da benzer bilgi ve becerileri kazanmakta serbesttir. Ancak uygulamada hemen hemen tüm Finliler 9 yıllık çok amaçlı okula giderler.
-Çok amaçlı okul birinci kademe (1-6 yıl) ve ikinci kademe (7-9 yıl) olarak ikiye ayrılmıştır. Çok amaçlı okul ayrıca altı yaşa okul öncesi eğitimi ve zorunlu eğitimi tamamlayanlara 10.yıl  eğitimi de verir.
-Zorunlu eğitimi tamamlayan öğrenciler ya okuldan ayrılır ya da bir üst ortaöğretime geçer.
-Finlandiya’da ortaöğretimin I.kademesi yoktur. Doğrudan üst ortaöğretime geçerler.
-II.kademe ortaöğretim genel ve mesleki olmak üzere iki kısma ayrılır.
-Liseyi tamamlayanlar ulusal seviyede imtihan sonucu üniversitelere yerleştirilmektedir.
-Genel ortaöğretim ikinci devre eğitiminin öğretim programı üç sene olarak belirlenmiştir, ancak öğrenciler bu eğitimi 2 ya da 4 yılda da tamamlayabilir.
-Mesleki eğitim ve öğretim yedi farklı eğitim alanını, 112 farklı çalışma programını içeren 52 mesleki yeterliliği kapsar.
-Çalışmaların kapsamı üç yıldır. (120 kredi)
-Mesleki eğitim-öğretime katılan öğrencilerin yaşı genelde 16 ve üzerinde başlar. Öğrenci gideceği mesleki okul için ulusal sisteme başvuruda bulunur.
Şimdi lütfen "Sıktı artık bu Finlandiya muhabbeti," demeyin ve aşağıdaki bilgileri bir kez daha okuyun.
Finlandiya & Türkiye eğitim sistemleri arasındaki 15 fark
1- Biz okula başlama yaşını altı bezli döneme çekmeye çalışıyoruz. Finlandiya'da ise zorunlu okula başlama yaşı 7.
2- Türkiye'de çocuklar birkaç sokak ötedeki okullarına bile mutlaka servisle gidiyor. Finlandiya'da ise çocuklar birinci sınıftan itibaren okula yürüyerek veya bisikletle gidiyorlar. Özel durumlar haricinde çocuklar okula aileleri tarafından götürülmüyor.
3- Bizde müfredat ve ders kitapları eğitimin baş aktörleri olarak biliniyor. Eğitim kalitesindeki zayıflık genelde bu ikisinin suçu olarak görülüyor. Ama Finlandiya'da çok basit bir müfredat var ve pek değişmiyor. Öğretmenler okutulacak kitapları kendileri seçiyorlar ama yine de ortalıkta pek ders kitabı gözükmüyor. Yani Fin eğitim sisteminde ders kitapları bırakın aktör olmayı, figüran bile değil. Figüranların başrol oynadığı ülkemiz eğitim sisteminden gişe hasılatı beklemek bu yüzden bir hayal.
4- Türkiye'de birinci sınıf öğrencilerinin velileri "Bizim çocuk bugün Matematikten 90 aldı," diye gururla gezebiliyor. Resmiyette not verilmiyor olsa bile öğretmenler sağ olsunlar kendi inisiyatiflerini kullanarak büyük bir özveriyle testler hazırlıyor ve çocukları sınav dolu bir geleceğe hazırlıyorlar. Ama Finli öğrencilere okulun ilk altı yılında asla not verilmiyor. Buradaki öğrenciler ilk olarak 16 yaşına geldiklerinde ülke genelinde bir sınava giriyorlar.
5- Türkiye'de öğrencilere çöp attırsanız ertesi gün muhtemelen velileri okulu basıp olay çıkarır. Ama Finlandiya'da öğrenciler okulun tüm işlerini nöbetleşe sistemde birlikte yapıyorlar. Yani Fin okullarında hizmetli yok, tüm işler öğrenciler tarafından yapılıyor. Böylece sorumluluk duyguları gelişiyor.
6- Finlandiya'daki okullar öğrencilerin rahat edebileceği şekilde tasarlanıyor. Sınıflarda yaparak-yaşayarak öğrenme modeline uygun alanlar mevcut. Binaların fiziksel özellikleri öğrencilerin evdeymiş gibi rahat etmelerini sağlayacak şekilde düşünülüyor. Türkiye'de ise her şeye hazır olan öğrenciler yıllardır komutla rahatlıyor. "Beni rahatta dinleyin" diye bağıran müdürün karşısında ne kadar rahat olunursa tabi...
7- Türkiye'deki özel okullarda ders saati 8. Ama yetmediği için okul çıkışında etütler, hafta sonu kursları ve özel derslerle bu sayı günde 12-14 bandını yakalıyor. Finlandiya'da ise günlük ortalama ders saati 4. Dünya eğitim ligindeki sıralamamıza baktığımızda, nitelik ve nicelik kavramlarının ne kadar önemli olduğu gün yüzüne çıkıyor.
8- Türkiye'de bütün öğretmenler kendilerini mesleğin zirvesinde görüyor. Sınav sonuçları kötü geldiğinde genelde öğrenme güçlüğünden bahsediliyor. Öğretme güçlüğü çeken öğretmenlerin durumu hep sümen altı ediliyor. Bu yüzden mesleki gelişimle ilgili düzenli bir çalışma yok. Finli öğretmenler ise haftada en az 2 saat hizmet içi eğitime katılmak zorunda.
9- Türkiye'de, "Hiçbir şey olamazsa, bari öğretmen olsun," mantığı devam ediyor. Ama Finlandiya'da öğretmenlik mesleği toplumun en gözde mesleklerinden bir tanesi! Öğretmenler master derecesi olanlar arasından seçiliyor. Lise mezunları arasında öğretmenlik için müracaat edenlerin ancak yüzde onu öğretmen yetiştirme programına kabul ediliyor.
10- Ülkemizde öğretmen olabilmek için sınavdan geçer puan almak yeterli. Finlandiya'da ise öğretmen olabilmek için üç aşamalı bir testten geçmek zorundasınız. Bu aşamalar arasında mülakat, ders anlatma gibi bölümler de var. Ülkemizde heykeltıraş olmak isteyenlere bile özel yetenek sınavı uygulanırken, etten kemikten gerçek insanı şekillendirecek olan öğretmenlerin çoktan seçmeli sorularla mesleğe kabul edilmesi kabul edilebilir bir şey değil.
11- Finlandiya'da öğretmenlerin gelir düzeyi oldukça iyi. Kendi mesleği haricinde bir iş yaparak ek gelir elde etmeye çalışan öğretmen yok denecek kadar az. Bizde de ek gelir için bir şeyler yapmayan öğretmen yok denecek kadar az. Çünkü aldıkları maaş faturalara bile yetmiyor. Öğretmenlerin fatura ödemek için başka şeylerle uğraşması neticesinde oluşan durumun faturasını da bütün millet ödüyor.
12- Türkiye'de en başarılı öğretmen en çok ödev verendir anlayışı hala devam ediyor. Ama Finlandiya'da öğrencilere ödev verilmiyor. Öğrenmenin yeri okul olarak görülüyor. Bu yüzden Finlandiya'da akşamları çocuğunun proje ödevi için kartona boncuk dizen veli yok.
13- Finlandiya'da hiçbir babayiğit resim dersinden öğrenci alıp matematik çalıştıramıyor. Bizdeyse öğrenciler matematik dersinde sıkılıp defterlerine resim yapıyor. Sonra matematik öğretmeni çocuğu resim dersinde yakalayıp matematik çalıştırmaya götürüyor. Döngü bu kadar kısırken, sistemin üretken bireyler yetiştirmesini beklemek tabi biraz zor oluyor.
14- Bizim sınıflarımızda eğer bütün öğrenciler yerlerinde oturuyor ve ses çıkmıyorsa, o sınıfın öğretmeni övgü alıyor. Ama Finlandiya'da durum tam tersi... Eğer bir sınıftan hiç ses çıkmıyorsa, öğrenciler sıralarında oturuyor ve hiç kalkmıyorlarsa o öğretmen soruşturmaya alınıyor. Çünkü Fin eğitim sisteminde ders anlatan bir öğretmen yok. Hep birlikte etkinlik yapan sınıflar var. Bu yüzden Fin okullarındaki sınıflarda, "Ayakta gezinme evladım, otur yerine," sözü pek duyulmuyor.
15- Finlandiya'daki okulların kantinlerinde su, süt ve meyveden başka hiçbir şey yok. Bizdeyse işin suyu çıkmış durumda. Her teneffüs fıstıklı çikolata yiyen çocukları 8 saat sırada oturtmaya çalışmak öğretmenler için büyük imtihan! Belki de bu yüzden teneffüste sınıflardan hızlı boşalma rekoru bizde.
Amerikada ve Çinde de benzer uygulamalar var.Sadece Almanyada   4 yıllık ilkokul var.Tabi birde bizde:))

Çevrimdışı boran.

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 929
  • 2.301
  • Müdür Yetkili
  • 929
  • 2.301
  • Müdür Yetkili
# 06 Kas 2016 22:43:38
Üniversitede de Karşılaştırmalı Eğitim adında seçmeli bir ders almıştım. Birçok ülkenin eğitim sistemini inceledik ayrıntılı olarak en garip ve anormal eğitim sistemi bizim ülkemizdeydi. Hayran olduğum eğitim sistemi Almanların ve Finlerin eğitim sistemiydi. Almanların eğitimle uygulamayı yani stajı mükemmel bir şekilde birleştirmesi sonucu ortaya dünyanın en iyi mühendisleri mimarları çıkmış. Bugün de bu alanlarda en ileri olan ülke Almanya.

Çevrimdışı REİKİ26

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 282
  • 4.077
  • 282
  • 4.077
# 07 Kas 2016 10:50:04
Türkiye de Eğitimin yaz - boz tahtası haline geldiğini hepimiz biliyoruz.Bu konuda rakamları ortaya koymaya gerek yok..Çalışanın karnı tokmu!işine ,borcunu düşünmeden gidebiliyormu!! Geleceğini düşünen bir öğretmen ,geleceğe emin adımla yürüyecek öğrencilerine ne verebilir? Hangi hükümet gelirse gelsin,Eğitim politikasından asla taviz verilmemesi gerekir.Bizde öyle değil ki,,aynı hükümette bakan değiştiğinde eğitim politikası değişiyor.Bu ne zamandan beri var derseniz 1960 tan beri aynı..Eğitim Bakanlığına gelecek kişi eğitimin içinden gelen kişi olmalıdır.Rahmetli Avni AKYOL
gibi..Çok konuşulur ama ne yazık ki sonuç alamıyoruz.17 Gün hatırlanırız diyecektim,sanırım TEOG sınavları var....  :D   Umarım gelecek günlerimiz Eğitimin daha güzel olması temennimle....

Çevrimdışı mahx

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 187
  • 881
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 187
  • 881
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 07 Kas 2016 21:15:09
arkadaşlar bizim en büyük handikapımız esas öğrenmenin gerçekleştiği ilkokulu es geçip bunları ortaokulda vermeye çalışmak.boş yere demiyorlar "ağaç yaşken eğilir" diye.belli bir yaş aralığındaki çocukları aşırı yükleyerek hafızalarını gereksiz ve tek düze bilgilerle doldurmaya çalışıyoruz.sonra teog sınavlarındaki yaprak dökümünü diğer sınav notlarını şişirerek telafi etmek gibi bir garabetin içine giriyoruz.sonuçta önlerine çıkan ilk duvara çarpıyorlar.işte bu vasat eğitim  sistemi dersanelerin peydahlanmasına sebep oldu. okuldan medet umamayan veli alternatif olarak bunlara saldırdı.gerçi o dersane sistemini yok etmekle bu hatadan dönülmüştür ama yine hatalara silsilesini devam ettirerek bu sefer 4+4+5 icat edildi.nedense ilkokul öğretmenine verilen görev sadece okuma yazma öğretsin dört işlemi kavratsın sonrasını ortaokuldaki hocalar halleder mantığı .bu mantıkla yıllarca öğrencileri eğitiyoruz zannettik ama pisa gibi uluslararası sınavlarda sondan ikinci ,üçüncü olunca biz demek ki öğretemiyormuşuz deyip 4+4+4 gibi garabetlerden medet umar hale geldik.baktılar oda olmuyor bari iş İngilizce öğretmeye vardıralım ve en azından bu sistemin kendilerince başarılı olduğunu ispat adına sistemi böyle evrimleştirmeye çalıştılar.sonuç yine hezimet .işin aslı ilkokul tabanlı sağlam bir temel eğitim ve sonrası seçici bir anlayışla ortaokul ve lise de ilgi alanlarına göre yönlendilmiş öğrenciler.dünya bunu yapıyor nedense biz yıllardır başaramıyoruz.yukarıda yazıdaki ülkelerin birçoğu ilkokulda en az 5 yıllık bir temel eğitimle öğrenciyi hazırlamak ve sonrasında yönlendirmekle eğitim sistemlerini başarıya ulaştırmışlar.bizler elimizden gelse ilkokulu ortadan kaldırıp bütün dersleri branşlaştırmak gibi bir saçmalığa doğru ilerliyoruz.ilkokula verdiğimiz değer ölçüsünde eğitimimizi geliştiririz.biz ne yapıyoruz ilkokulu bir kenara bırakıp saçma eğitim sistmemleri ile başarılı olmaya çalışıyoruz. bu 4+4+4 te okulların ayrıştırılmasında yine böyle bir mantıkla nerede kuytu köşede en az 40-50 yıllık dar koridorlu bahçesi olmayan okulları ilkokula dönüştürerek bu yaş gurubunu daha küçükken eğitimden küstürmeye çalışan bizler sonra nerede hata yaptık diye kara kara düşünüyoruz.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 08 Kas 2016 17:48:07
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
JAPONYA
İSPANYA
YUNANİSTAN
BELÇİKA
İRLANDA
İTALYA
İNGİLTERE
HOLLANDA
FRANSA
ALMANYA
FİNLANDİYA
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

4+4+4 olmasının nedenleri :
  • Çünkü; Bizim için neyin daha iyi olduğunu en iyi biz bilebiliriz. Diğer ülkelerin bizim için neyin iyi olduğunu bilmelerine İMKAN YOKTUR.
  • Çünkü; Başka ülkelerde uygulanan sistemlerin bizim ülkemizde uygulanması durumunda başarılı / VERİMLİ olacağının kanıtı yoktur.
  • Çünkü; Başka ülkelerde uygulanan sistemlerin temel amacı İŞE ADAM yetiştirmektir. Bizim amacımız ise AHLAKLI İNSAN yetiştirmektir.
  • Çünkü; Muhtelif konularda delilleri ile açıkladığım gibi başka ülkelerdeki eğitim - öğretim sistemleri başarılı SONUÇ üretememektedir.
    Detaylar için :
    [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
    [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
    [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
    [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
    [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
    linklerindeki açıklamalarıma bakılabilir.
  • Çünkü; Özgüven sahibiyiz. Öz güven, özüne güvenmektir. Kişinin özü, ailesi, milleti, devleti vs.'dir. Öz güveni olmayanlar, devletine, milletine bile güvenmezler. Başka milletlere (yaptıklarına) değil, özümüze inanıyoruz / güveniyoruz.
  • Çünkü; Biz çocuklarımıza kendi halkı dahil hiç kimseyi SÖMÜRMEMELERİ gerektiğini öğretmek istiyoruz
  • Çünkü; ...

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 08 Kas 2016 17:49:20
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Türkiye de Eğitimin yaz - boz tahtası haline geldiğini hepimiz biliyoruz.Bu konuda rakamları ortaya koymaya gerek yok..
Çalışanın karnı tokmu!işine ,borcunu düşünmeden gidebiliyormu!! Geleceğini düşünen bir öğretmen ,geleceğe emin adımla yürüyecek öğrencilerine ne verebilir?
Hangi hükümet gelirse gelsin,Eğitim politikasından asla taviz verilmemesi gerekir.
Bizde öyle değil ki,,aynı hükümette bakan değiştiğinde eğitim politikası değişiyor.Bu ne zamandan beri var derseniz 1960 tan beri aynı..
Eğitim Bakanlığına gelecek kişi eğitimin içinden gelen kişi olmalıdır.Rahmetli Avni AKYOL
gibi..Çok konuşulur ama ne yazık ki sonuç alamıyoruz.17 Gün hatırlanırız diyecektim,sanırım TEOG sınavları var....  :D   
Umarım gelecek günlerimiz Eğitimin daha güzel olması temennimle....
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Friedrich Wilhelm Nietzsche atfedilen şu sözü hatırlatmak istiyorum :
- Bu da dahil bütün genellemeler yanlıştır.

Türkiye'de eğitimin yaz - boz tahtası haline geldiği genellemesi yanlıştır.
Her alanda olduğu gibi eğitim - öğretim  alanında sürekli gelişmeler olmaktadır. Bu gelişmelere ayak uydurabilmek için değişim şarttır.
(Kendi ve yaşadığı toplumun) Geleceğini düşünmeyen bir öğretmen öğrencilerine ne verebilir?
2002 yılından beri eğitim - öğretim POLİTİKASINDA hiç bir değişiklik olmamıştır. Değişiklikler hedefe ulaşmak için yapılması zorunlu olanlardır.
Detay bilgi için :
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 08 Kas 2016 17:50:47
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
arkadaşlar bizim en büyük handikapımız esas öğrenmenin gerçekleştiği ilkokulu es geçip bunları ortaokulda vermeye çalışmak.boş yere demiyorlar "ağaç yaşken eğilir" diye.belli bir yaş aralığındaki çocukları aşırı yükleyerek hafızalarını gereksiz ve tek düze bilgilerle doldurmaya çalışıyoruz.sonra teog sınavlarındaki yaprak dökümünü diğer sınav notlarını şişirerek telafi etmek gibi bir garabetin içine giriyoruz.sonuçta önlerine çıkan ilk duvara çarpıyorlar.işte bu vasat eğitim  sistemi dersanelerin peydahlanmasına sebep oldu. okuldan medet umamayan veli alternatif olarak bunlara saldırdı.gerçi o dersane sistemini yok etmekle bu hatadan dönülmüştür ama yine hatalara silsilesini devam ettirerek bu sefer 4+4+5 icat edildi.nedense ilkokul öğretmenine verilen görev sadece okuma yazma öğretsin dört işlemi kavratsın sonrasını ortaokuldaki hocalar halleder mantığı .bu mantıkla yıllarca öğrencileri eğitiyoruz zannettik ama pisa gibi uluslararası sınavlarda sondan ikinci ,üçüncü olunca biz demek ki öğretemiyormuşuz deyip 4+4+4 gibi garabetlerden medet umar hale geldik.baktılar oda olmuyor bari iş İngilizce öğretmeye vardıralım ve en azından bu sistemin kendilerince başarılı olduğunu ispat adına sistemi böyle evrimleştirmeye çalıştılar.sonuç yine hezimet .işin aslı ilkokul tabanlı sağlam bir temel eğitim ve sonrası seçici bir anlayışla ortaokul ve lise de ilgi alanlarına göre yönlendilmiş öğrenciler.dünya bunu yapıyor nedense biz yıllardır başaramıyoruz.yukarıda yazıdaki ülkelerin birçoğu ilkokulda en az 5 yıllık bir temel eğitimle öğrenciyi hazırlamak ve sonrasında yönlendirmekle eğitim sistemlerini başarıya ulaştırmışlar.bizler elimizden gelse ilkokulu ortadan kaldırıp bütün dersleri branşlaştırmak gibi bir saçmalığa doğru ilerliyoruz.ilkokula verdiğimiz değer ölçüsünde eğitimimizi geliştiririz.biz ne yapıyoruz ilkokulu bir kenara bırakıp saçma eğitim sistmemleri ile başarılı olmaya çalışıyoruz. bu 4+4+4 te okulların ayrıştırılmasında yine böyle bir mantıkla nerede kuytu köşede en az 40-50 yıllık dar koridorlu bahçesi olmayan okulları ilkokula dönüştürerek bu yaş gurubunu daha küçükken eğitimden küstürmeye çalışan bizler sonra nerede hata yaptık diye kara kara düşünüyoruz.
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Eğitim - öğretim sistemini değerlendirme de ÖLÇÜ BİRİMİ ne olmalıdır?
PİSA sonuçlarını değerlendirmede  ÖLÇÜ BİRİMİ  olarak kullanmak doğru mudur?

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
linkinde sorduğum soruyu tekrarlamak istiyorum :

Öğrendiğim kadarıyla genel kabul gören "Hayat başarısı" tanımlaması şu şekilde :
- Kendisi ve yaşadığı toplum ile barışık olmak
- İletişimi ve ilişkileri güçlü olmak
- Somut hedeflerin yanısıra soyut hedefleri de olmak
- Gelecekten umutlu olmak
- Özgüveni olmak
vs.
PİSA sınavları bunları ölçebiliyor mu?

PİSA sınavlarında başarılı gözüken ülkelerde IRKÇILIK hızla yaygınlaşmaktadır. 
Uyuşturucu, toplumumuzun ahlak anlayışına uymayan davranışlar vs. PİSA sınavlarında başarılı gözüken uygulamalar normal karşılanmaktadır.

Ölçü birimi yanlış olanların tüm ölçümleri yanlıştır.

Çevrimdışı hdogan88

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.388
  • 4.802
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 1.388
  • 4.802
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 08 Kas 2016 18:06:48
4+4+4 gelirken sınıf öğretmenlerinin yetersizliğinden bahsedilip branş öğretmenleri derslere girerse çocukların başarılı olacaklarını söylüyorlardı. Şu anda çocuklar 5. sınıftan itibaren, 8. sınıfta girecekleri iki ortak sınav için kurslara gidiyorlar. Resmi olarak ders saatleri 30'dan 36'ya çıktı gibi görünse de haftasonu kursları ile birlikte aslında 45 saati aşıyor. 4 sene sonrasında hangi başarı ölçütüne göre nasıl bir başarı elde ettik?

5. sınıflarda ingilizce ağırlık müfredata geçme çalışması var. Diğer derslerin müfredatları 4. ve 6. sınıfa kaydırılacakmış. Hani şu ''sınıf öğretmeni anlatamıyor'' denilen konular, yine sınıf öğretmenlerine verilecek. Bu sistemi anlamak cidden güç. Bu zaten ortaokulu 3 seneye indirmek demek.

Biz sınıf öğretmenlerine bu süreçte ne oldu? İngilizce öğretmenleri haftasonu kurs imkanından geri kalmamak için ortaokullara gittiler. Eskiden ingilizce derslerine ingilizce öğretmenleri girerken artık çoğu okulda sınıf öğretmenleri giriyor. Çocuklar yeni bir dil ile yanlış şekilde tanışıyor. 3. sınıf müfredat olarak rahat, etkinlikler için en bol vaktin ayrıldığı sınıfken bu sene Türkçe-Matematik-Fen-Hayat-İngilizce temel derslerinde müfredatı yetiştirme çabasından ekstra etkinliklere hiç zaman kalmıyor.

Çevrimdışı hdogan88

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.388
  • 4.802
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 1.388
  • 4.802
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 08 Kas 2016 18:14:39
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Öğrendiğim kadarıyla genel kabul gören "Hayat başarısı" tanımlaması şu şekilde :
- Kendisi ve yaşadığı toplum ile barışık olmak
- İletişimi ve ilişkileri güçlü olmak
- Somut hedeflerin yanısıra soyut hedefleri de olmak
- Gelecekten umutlu olmak
- Özgüveni olmak
vs.
PİSA sınavları bunları ölçebiliyor mu?

Eeee tamam PISA çok kötü de 4+4+4 ile bu kriterlerde başarı sağladık mı?
-Okula erken başlayan çocuklar özgüven eksikliği, yaşıtlarından geride kalma korkusu yaşamıyor mu?
-10 yaşında, somut işlemlerden soyut işlemlere kritik dönemde haftada 1-4 saat arası derse giren en az 10 farklı öğretmene kendilerini tanıtmak zorunda kalan öğrenciler toplumla çok mu barışık? Birkaç ay sonra bile ismi hala karıştırılınca özgüveni mi artıyor?
-Ders saatlerini geçiyorum en azından haftasonu kurslarında somut ya da soyut hedeflerini gerçekleştirecekleri kendi fikirlerini ve projelerini yansıtabilecekleri bir eğitim mi alıyorlar? Yoksa 5. sınıftan itibaren 8. sınıftaki iki sınava test çözerek mi hazırlanıyorlar?
-Eskiden beden eğitimi öğretmenleri masa tenisi, satranç, futbol; türkçe öğretmenleri drama; fen bilimleri öğretmenleri proje egzersizleri  vs. açarken artık bu öğretmenler öğrencilere özgürce test çözdürebilecekleri kurslara yönelmediler mi? Haftada 45 saati ders ve kurs ile geçen öğrencilerin özgüvenlerini geliştirebilecekleri alanlara yönelmeye vakti kaldı mı?

Çevrimdışı wamedeusm

  • B Grubu
  • 151
  • 187
  • 151
  • 187
# 08 Kas 2016 18:23:16
din merkezli yaşam sonucu 1000 yıl geri kalmış bir avrupa vardı. şimdi kendi orta çağımızı başlatıyoruz.

Çevrimdışı hdogan88

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.388
  • 4.802
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 1.388
  • 4.802
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 08 Kas 2016 18:40:23
4+4+4'e din eğitimi demeye dilim varmıyor. Belki amaç oydu fakat uygulama çok kötü. Öğrencilerimizi gönderdiğimiz ortaokulda kadrolu din kültürü öğretmeni bir tane gelmiş geçen sene, ondan önce yoktu ve ders yükü inanılmaz fazla, 200 saatin üzerinde. Düşünün 35'in üzerinde sınıf var ve neredeyse tüm seçmeli dersleri din alanından seçiyorlar. Alanında pedagojik eğitim almamış ücretli öğretmenler derslere giriyor. Her sene hatta her yarı dönemde bu öğretmenler değişiyor. Bazıları bıkıyor, bazıları çalışmak istemiyor, bazıları sınava hazırlanıyor vs. Çocuklar ödevlerin çok fazla olması ve derslerde sınıf yönetimine hakim olmayan bu öğretmenler nedeniyle derslere gitmek istemiyor. 8. sınıflara teoga iki hafta kala 4 sayfa arapça yazı ödevi veren öğretmen varmış. Veliler isyanlarda ki bizim bölgemiz oldukça muhafazakar bir yer düşünün. Çocukları dinden bu kadar güzel soğutan bir sistem isteseler tasarlayamazlardı.

Daha merkezi yerlerde durum ne bilmiyorum ama İstanbul'un kırsalında durum bu.

Çevrimdışı mahx

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 187
  • 881
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 187
  • 881
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 08 Kas 2016 20:20:14
turgutkazan yıllardır biz kendimize özgü eğitim sistemi yaratmak için mi bu kadar öğrenciyi heder ediyoruz?yapmayın lütfen hayatın gerçekleri ile sizin gibi düşünenlerin gerçekleri farklı.eğitimde ülkeye özgü bir sitemden bahsetmişsiniz bizler 5+3 sistemi ile yetişen bireyleriz ve bu sistemde görülen aksaklıklara rağmen iyi bir ilkokul temeli alarak yetiştik.çocukların özgüven kazandığı ve kendi karakterlerini geliştirdiği dönemler eğitimlerinin ilk yıllarıdır.bu dönemde kendilerine aktif olarak rehberlik edecek ve sınıfa gerçekten hakim eğitimci yönü yeterli sınıf öğretmenleri ile kendilerini geliştirirler.ortaokulda zaten kendi müfredatlarını yetiştirmekle meşgul olan branş öğretmeni bu çocuğa ne kadar önderlik edebilir.rehber öğretmenler binlerce öğrenciyi nasıl bir sınıf öğretmeni gibi birebir takip edebilir.ben kendi sınıfımdaki çocuğunu bakışından ,duruşundan ruh halini çok iyi görebiliyorum ve sorunlu öğrenciyi tespit ederek ailesi ile irtibatlı sorun çözme adına öğrenciye rehberlik edebiliyorum.bir branş öğretmeni ne kadar bunu yapabilir?
     pisa sınavlarından bahsetmişsiniz.sizce başarının ölçüsü nedir ? pisa sınavında bizim öğrettiğimizin dışında sorular mı soruluyor?ayrıca pisa insan gelişimin unsurlarını ölçemez demişsiniz .zaten bu sistemde kültür farklığı ,davranış gelişimi değil eğitimin kalitesi ölçülüyor.gerçekten eğitimi kaliteli ülkeler ön plana çıkıyor.uyuşturucudan ,kültürel yozlaşmadan bahsetmişsiniz.gerçekten ülkemizde uyuşturucu yok diye devekuşu gibi kafamızı kuma gömmeyelim lütfen ,bonzai denen uyuşturucu ülkemizde okul kenarlarında içiliyorken ,televizyonlar kültürün yozlaşmasını çabalar bir şekilde pompalıyorken sanki bizde bu kültür yozlaşması ve uyuşturucu problemleri yokmuş gibi davranmak çok etik değil.bunu pisa ile veya başka ülkelerin eğitim sistemi ile bağdaştırmak işin kolaycılığına kaçmaktır.tutmayan bir 4+4+4 sistemini gözü kapalı desteklemek gelecek nesillerin bir çıkar uğruna vasat yetişmesi gerçeğini kabul etmektir.
    yitik nesiller mi bizi geleceğe taşıyacak?ya da bu nesiller bizi ne k akadar başarıya taşıyacak ? peki soruyorum bu 4+4+4 ün bu kadar destekçisi sizler tutmayan ve sağından solundan pot veren bu sistemin yetiştirdikleri sistemin 1-2 yıl sonra terkedilmesi ile demeyecekler mi bizi neden denek olarak kullandınız ?bizim bir gelecek umudumuz varken bu umudu Nasrettin hoca hesabı "ya tutarsa" beklentisi ile heba ettiniz.bakın benim eşim branş öğretmeni abartmadan söylüyorum saatin altı buçuğu eşimi okula götürüyorum yola dökülen ve yüzlerinde bezginlik akan ya da akşamısın yedisinde (çalışanların mesaisi bile beşte biterken) eve dönen öğrencinin yorgunluğunu ne ile savunabiliriz?iki arada bırakılan çocuk muyum ergen miyim?ben neyim deyip farklı karakterlere bürünmeye çalışan beşinci sınıfların perişanlığını görmezden gelerek mi bu sistemi inatla uygulamalayız. bu beşinci sınıflar ki bir anda 35 saat full artı kurslar şunlar bunlar ile saatlerce "bıktım artık bı derslerden" dedittirene kadar eğitim vererek ne kadar verim alacağız.çocuklar okula gitmek istemiyor,perişan oldular siz hala 4+4+4 denilen garabeti inatla savunuyorsunuz. arkadaşlar tekrar ifade ediyorum hayatın gerçekleri ile sizin gerçekleriniz farklı .siz bu garabeti hala savunarak bu nesili heba ediyorsunuz .

Çevrimdışı REİKİ26

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 282
  • 4.077
  • 282
  • 4.077
# 09 Kas 2016 11:24:57
Turgut Kuzan Bey ,yazılarınızı çok dikkatli okudum.Bende eğitimin 2002 yılından beri gayet iyi ve sağlıklı yapıldığı hakkında tabiki sizin görüşünüze saygı duymam gerek.Kabullenmem anlamına gelmez.Ne yazık ki ben tarih koymadım,siz koymuşsunuz 2002 den beri bugüne kadar eğitim camiasında oylama yapılsa ne kadar iyi veya kötü gittiğine sizde inanırsınız.Elbette kişi inanmıyorsa evet eğitim iyi gidiyor diyecektir..Size saygı duyuyorum.2002 den bugüne kadar Din Kültürü Ahlak Bilgisi öğretmeni,,Fizik ,Kimya öğretmenleri ne kadar atanmış ????Acaba ...Lütfen hemen dindar lığa kimse soyunmasın, hepimiz Müslümanız belki ağzından Dini 16 saattir indirmeyip,Namaz kılmayanlardan değiliz.O yüzden Dinimizin dediği gibi,adaleti her yere yaymalıyız.Fırat ta kaybolan koyundan sorumlu olan Hz.Ömer ki,,,şu anda eğitim de makam alacağım diye öğrencisinden sorumsuz öğretmen ;Sayın Turgut Bey,,şunu net olarak söyleyeyim,hangi hükümet olursa olsun eğitim her zaman tartışılacaktır.Çünkü Eğitim ve Savunma adı üzerinde MİLLİ değilmi ! Sizin de söyleyeceğiniz çok şey vardır,,benimde söyleyeceğim çok şey vardır.SİZE GÖRE GAYET GÜZEL,,BANA GÖRE ÇOK FARKLI BİR MİLLİ =EĞİTİM= saygılar....

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 09 Kas 2016 21:08:51
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
4+4+4 gelirken sınıf öğretmenlerinin yetersizliğinden bahsedilip branş öğretmenleri derslere girerse çocukların başarılı olacaklarını söylüyorlardı.
Şu anda çocuklar 5. sınıftan itibaren, 8. sınıfta girecekleri iki ortak sınav için kurslara gidiyorlar.
Resmi olarak ders saatleri 30'dan 36'ya çıktı gibi görünse de haftasonu kursları ile birlikte aslında 45 saati aşıyor.
4 sene sonrasında hangi başarı ölçütüne göre nasıl bir başarı elde ettik?

5. sınıflarda ingilizce ağırlık müfredata geçme çalışması var.
Diğer derslerin müfredatları 4. ve 6. sınıfa kaydırılacakmış. Hani şu ''sınıf öğretmeni anlatamıyor'' denilen konular, yine sınıf öğretmenlerine verilecek.
Bu sistemi anlamak cidden güç. Bu zaten ortaokulu 3 seneye indirmek demek.

Biz sınıf öğretmenlerine bu süreçte ne oldu? İngilizce öğretmenleri haftasonu kurs imkanından geri kalmamak için ortaokullara gittiler.
Eskiden ingilizce derslerine ingilizce öğretmenleri girerken artık çoğu okulda sınıf öğretmenleri giriyor. Çocuklar yeni bir dil ile yanlış şekilde tanışıyor.
3. sınıf müfredat olarak rahat, etkinlikler için en bol vaktin ayrıldığı sınıfken bu sene Türkçe-Matematik-Fen-Hayat-İngilizce temel derslerinde müfredatı yetiştirme çabasından ekstra etkinliklere hiç zaman kalmıyor.
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

  • Sizinde belirttiğiniz gibi 4+4+4 sistemi 3 yıldır uygulanmakta.
    Uygulamadan VERİM alınabilmesi, değerlendirme yapılabilmesi için EN AZINDAN sistemin mezun vermesi gerekir.
    Sistem hakkında değerlendirme yapılabilecek bir VERİYE sahip olmadan değerlendirme yapmak ÖN YARGIdır.
  • [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
    linkinde Gençlik ve Spor Bakanlığının gençlik merkezlerinin bilgileri mevcut.
    Sitede yer alan istatistikler :
    229 GENÇLİK MERKEZİ , 721.362 ERKEK ÜYE, 758.171 KADIN ÜYE
    [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
    linkinde Ankara Büyükşehir Belediyesinin gençlik merkezlerinin bilgileri mevcut.
    Türkiye'nin bir çok il ve ilçe belediyeleri vs. tarafından yürütülen gençlerle ilgili aktivite merkezleri mevcut.
    Bunların yanı sıra kamu kuruluşları, vakıflar, dernekler, özel sektör, spor kulüpleri vs. vasıtasıyla çok sayıda gencimiz farklı aktiviteler yapmaktadır.
    Her geçen gün bu tür merkezlerin sayısı artmaktadır.

    TÜRKİYE AMATÖR SPOR KULÜPLERİ KONFEDERASYONUNUN
    [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
    linkinde verilen bilgilere göre
    01.04.2015 itibariyle ülkemizde kurulu spor kulübü sayısı 13.255’dir.

    [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
    linkinde şu bilgi vardır:
    Türkiye’nin dört bir yanında yükselen 750 mahalle tipi tesislerde; halı sahalar,tenis kortları, basketbol ve voleybol sahaları yer alıyor.

    Öğrenciler haftada 45 saat ders çalışmaktan helak oluyorsa bu tür aktivitelere kimler katılıyor?
  • Piknik alanları ve alış veriş merkezlerinde yapılabilen aktiviteleri belgelemek mümkün olmuyor. Bununla birlikte büyük şehirlerde oturanlar tatil günlerinde bu tür yerlerdeki İZDİHAMI çok iyi bilirler.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 09 Kas 2016 21:09:55
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Eeee tamam PISA çok kötü de 4+4+4 ile bu kriterlerde başarı sağladık mı?
-Okula erken başlayan çocuklar özgüven eksikliği, yaşıtlarından geride kalma korkusu yaşamıyor mu?
-10 yaşında, somut işlemlerden soyut işlemlere kritik dönemde haftada 1-4 saat arası derse giren en az 10 farklı öğretmene kendilerini tanıtmak zorunda kalan öğrenciler toplumla çok mu barışık?
Birkaç ay sonra bile ismi hala karıştırılınca özgüveni mi artıyor?
-Ders saatlerini geçiyorum en azından haftasonu kurslarında somut ya da soyut hedeflerini gerçekleştirecekleri kendi fikirlerini ve projelerini yansıtabilecekleri bir eğitim mi alıyorlar?
Yoksa 5. sınıftan itibaren 8. sınıftaki iki sınava test çözerek mi hazırlanıyorlar?
-Eskiden beden eğitimi öğretmenleri masa tenisi, satranç, futbol; türkçe öğretmenleri drama; fen bilimleri öğretmenleri proje egzersizleri  vs. açarken artık bu öğretmenler öğrencilere özgürce test çözdürebilecekleri kurslara yönelmediler mi?
Haftada 45 saati ders ve kurs ile geçen öğrencilerin özgüvenlerini geliştirebilecekleri alanlara yönelmeye vakti kaldı mı?
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

PISA ölçüm yapılan alanda başarılı bir sistem olabilir, bu nedenle "PISA çok kötü" ifadesi doğru değildir.
Daha öncede belirtiğim gibi 4+4+4  sistemi emekleme döneminde ve hedeflenen sistemin sadece bir parçası.
Daha çok parça sistemde aktif hale geldikçe "Hayat başarısı" tanımlamasında belirtilen kriterlerin gerçekleştiği görülecektir.

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK