Bunları Biliyor Musunuz?

Çevrimdışı ilhami_60

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 5.172
  • 34.384
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 5.172
  • 34.384
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 06 Mar 2022 15:57:43
" İbretlik hikaye "

“Tokat'ın bir köyünde, daha 10 yaşını bile doldurmamış bir çocukken babası tarafından evlatlıktan reddedilir...

Aynı gaddar babası, annesiyle de yollarını ayırarak onu birkaç keçiyle birlikte bir çobana verir...

Hem koyun güdüp hem de çoban Celal emmiden okuma yazma öğrenince babasını hayatlarından çıkarmak için Ankara'ya silah almaya gider, üstelik biletini de annesi alır.

Fakat 11 yaşındaki bir çocuğa kimse iş vermez..

Ulus'ta çakmak satarak günde 75 kuruş kazanmaya başlayınca gidip bir ciğerci ile anlaşır ve günde bir öğün ciğer yiyerek hayatta kalır.

Sıhhiye'de bir tuvalette yatıp kalkar.

Anne tarafından kalan tarla 2'ye bölünmesin diye karşısına çıkan abisi onu zehirlemeye çalışır, fakat durumu fark edip kurtulur...

O günden sonra silah almaktan vazgeçip tüm bağını koparıp İstanbul'a gider.

Bir meyhanede komi ve bulaşıkçı olarak çalışmaya başlayınca biriktirdiği parayla bir kömürlük kiralar ve orada yatar.

Aynı zamanda emekli bir albaydan çok ucuza haftada 1 kez İngilizce dersi alır.

Bilet için parası yetince İngiltere'ye gider ve iş bulduğu kebapçının bodrumunda kalır.

Tuvalette yıkanır fakat asla pes etmez.
Peki sonra ne mi olur?

Aradan yıllar geçer ve yükseldiği o kebapçıdan çıkıp, bir lokanta açar.

Yılmadan çalışır ve bugün Londra'da önünde kuyruklar oluşan ‘Sofra’ ismindeki restoran zincirini kurar.

Eskiden çalıştığı lokantayı satın alır ve yemeklerini İngiltere kraliyetine sunan ünlü biri haline gelir.

Bu yüzden ‘İngiliz Kraliyet Ailesi’ne Türk yemeği yediren adam’ lakabını alır.

İşte bu ibretlik hikayedeki kişi, fotoğrafta gördüğünüz,
İngiltere'nin ünlü Tokatlı şefi,
70 yaşındaki
‘Hüseyin ÖZER’dir...”👏

Çevrimdışı 12345

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 1.403
  • 10.644
  • 1.403
  • 10.644
# 06 Mar 2022 16:04:01
Uzun bir hayat. Güzel bir hikâye [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] öğretmenim. Oysa şimdi 12-13 yaşında halkı nasıl kandırırım da zengin olurum demiş zatlar Multi trilyoner oluyor. Yaş aynı anlayış farklı.

Çevrimdışı cafer2000

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 500
  • 5.282
  • 500
  • 5.282
# 06 Mar 2022 16:16:28
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
" İbretlik hikaye "

“Tokat'ın bir köyünde, daha 10 yaşını bile doldurmamış bir çocukken babası tarafından evlatlıktan reddedilir...

Aynı gaddar babası, annesiyle de yollarını ayırarak onu birkaç keçiyle birlikte bir çobana verir...

Hem koyun güdüp hem de çoban Celal emmiden okuma yazma öğrenince babasını hayatlarından çıkarmak için Ankara'ya silah almaya gider, üstelik biletini de annesi alır.

Fakat 11 yaşındaki bir çocuğa kimse iş vermez..

Ulus'ta çakmak satarak günde 75 kuruş kazanmaya başlayınca gidip bir ciğerci ile anlaşır ve günde bir öğün ciğer yiyerek hayatta kalır.

Sıhhiye'de bir tuvalette yatıp kalkar.

Anne tarafından kalan tarla 2'ye bölünmesin diye karşısına çıkan abisi onu zehirlemeye çalışır, fakat durumu fark edip kurtulur...

O günden sonra silah almaktan vazgeçip tüm bağını koparıp İstanbul'a gider.

Bir meyhanede komi ve bulaşıkçı olarak çalışmaya başlayınca biriktirdiği parayla bir kömürlük kiralar ve orada yatar.

Aynı zamanda emekli bir albaydan çok ucuza haftada 1 kez İngilizce dersi alır.

Bilet için parası yetince İngiltere'ye gider ve iş bulduğu kebapçının bodrumunda kalır.

Tuvalette yıkanır fakat asla pes etmez.
Peki sonra ne mi olur?

Aradan yıllar geçer ve yükseldiği o kebapçıdan çıkıp, bir lokanta açar.

Yılmadan çalışır ve bugün Londra'da önünde kuyruklar oluşan ‘Sofra’ ismindeki restoran zincirini kurar.

Eskiden çalıştığı lokantayı satın alır ve yemeklerini İngiltere kraliyetine sunan ünlü biri haline gelir.

Bu yüzden ‘İngiliz Kraliyet Ailesi’ne Türk yemeği yediren adam’ lakabını alır.

İşte bu ibretlik hikayedeki kişi, fotoğrafta gördüğünüz,
İngiltere'nin ünlü Tokatlı şefi,
70 yaşındaki
‘Hüseyin ÖZER’dir...”👏
Azmin ve pes etmeden verilen mücadelenin sonucu... Gerçekten ibretlik bir hayat öyküsü... Kendisini bilmiyorum inşallah kişilik olarak da kaliteli bir insandır.

Çevrimdışı toplum-bilim

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.119
  • 52.937
  • 4.119
  • 52.937
# 06 Mar 2022 21:26:41
Mimoza Çiçeğinin Anlamı Ve Hikayesi...

Mimoza çiçeği anlamını da, hikayesini de hayat dolu renklerine borçlu.
İtalya 1946 yılında ikinci dünya savaşından yıkık dökük çıkmış; insanlar bir coşku, yaşama dair bir umut aramaktalardı. Derken İtalyan Kadın Birliği üyesi olan 3 kadın, toplumun yeniden inşasının “kadın dayanışmasına” bağlı olduğunu düşündüler: Teresa Mattei, Rita Montagnana ve Teresa Noce.
Üç güçlü kadın, bu yaklaşımlarını sembolize etmesi için bir çiçek seçmeyi teklif ettiler. Sunulan tüm teklifler arasında üç tanesi öne çıktı: Karanfil, anemon ve enfes kokusuyla mimoza çiçeği. Aşağıdaki özellikleri sayesinde kazanan mimoza çiçeği oldu: • Sapsarı renkleri ile neşe saçtığı için (savaşla yıpranan moraller, mimoza çiçeği ile düzelsin diye) • Martta çiçek açtığı için (Dünya Kadınlar Gününü sembolize etsin diye) • Büyük bir ağaç haline gelene kadar çok fazla emek ve bakım gerektirmediği için (İtalya da mimoza çiçeği gibi hızla kalkınabilsin diye) • En önemlisi  de, aynı kadınlar gibi kırılgan görünümlerinin arkasında güçlü bir karakter barındırdığı için (mimoza çiçeği zor coğrafi koşullarda bile çiçek açabilir).
O gün bugündür başta İtalya ve Rusya’da olmak üzere, Dünya Kadınlar Gününde (8 Mart) kadınlara mimoza çiçeği hediye edilmektedir. Bir kadın sadece sevgilisinden veya çocuklarından değil; dayanışmayı sembolize ettiği için kadın dostlarından da mimoza çiçeği hediyesi alır.
Mimoza çiçeğinin özelliklerini ve dünya literatüründeki yerini göz önüne aldığımızda, mimoza çiçeğinin aşağıdaki anlamları taşıdığını söyleyebiliriz: • Dayanışma • Ölümsüzlük ve diriliş • Hassasiyet, coşku ve umut!

Çevrimdışı toplum-bilim

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.119
  • 52.937
  • 4.119
  • 52.937
# 06 Mar 2022 21:54:53
Denizlerin tanrısı Poseidon, Zeus'a uzak diyarlara dahi uçarak gidebilen ve savaşta yenilmeyecek bir At armağan eder.

Athena ise Zeytin ağacını. Yarışma çetindir çünkü ikisi de Zeus'a dünyanın en güzel hediyesini vermek isterler.

Kuşkusuz dünyanın en uzak diyarlarına gidebilecek ve yenilmez savaşçı bir At mükemmel bir hediyedir, ancak Zeytin ağacı daha mükemmeldir.

Zeytin ağacının muazzamlığı karşısında başta Zeus olmak üzere tüm Tanrılar, Tanrıçalar büyülenmiş ve ağacın kustallığı karşısında donakalmışlardır.

Tüm hırsına ve kazanma isteğine rağmen Poseidon bile Zeytin ağacından o kadar etkilenmiştir ki, aralarındaki çekişmeye rağmen
Zeytin ağacının üstünlüğünü kabul eder.

Bunun üzerine, Athena Zeytin ağacından bir dal kırıp Poseidon'a verir ve öylece aralarındaki düşmanlık Zeytin ağacının rakipsiz güzelliği karşısında yok olur.
O günden sonra Athena'nın ismi Atina kentine verilir.

'Düşmana zeytin dalı uzatmak' deyimi de neredeyse tüm dillere tam da bu mitten gelmiştir. Çünkü Zeytin ağacı, düşmanınızın dahi kıyamayacağı güzellikte ve kutsallıktadır.

Dünyada kesilmesi yasak olan başlıca iki ağaç, Zeytin ve Sakız ağaçlarıdır.
Diplerine kimyasal dökülmediği müddetçe ya da dünyadan, doğadan ve çocuklarımızın güzel geleceklerinden nefret eden bir grup merhametsiz ve aç gözlü kesmediği müddetçe sonsuza kadar yaşarlar.

Zeytin, sonsuzluktur...

Çevrimdışı Gefsob

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.021
  • 15.098
  • 2.021
  • 15.098
# 07 Mar 2022 22:36:47
Cumhuriyet kuruldu üzerinden iki yıl geçti. Devrim olmuş tabi dünyanın bundan haberi yok. Bas bas bağıran televizyon falan da yok. Tüm dünya Osmanlı 'hasta' bir şekilde sürünerek varlığını devam ettiriyor sanıyor.
Osmanlı denince de tüm Avrupa’nın kafasında fesli sarıklı deveye binen adamlar canlanıyor. Atatürk de bunun böyle olmadığını, Osmanlı’nın yerine çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığını duyurmak istiyor. Tabi o dönem kitle iletişim araçları yaygın değil .
adamları da ayağına getiremezsin “Bakın biz deveye binmiyoruz“ demek için.  E o zaman diyorlar, biz gidelim :) Haliç’te üç ay süren özel bir bakıma alınmış, süslenmiş bir vapur olan Karadeniz Vapuru'yla tam seksen altı gün sanatçı, gazeteci, milletvekili, öğretmen, müzisyen ve denizcilerden oluşan toplam 285 kişilik bir ekiple dünyayı Avrupa’yı geziyorlar. Vapura bir sergi bölümü yapıyorlar Türkiye’ye ait ne varsa dünyaya sunmak için. Kütahya çinileri, Hacı Bekir Lokumları,Bursa Hereke kumaş ve halıları,Beykoz Fabrikası malları,tekel ürünleri,kehribar ve kıymetli taşlarla yapılmış süslemeler gibi pek çok ürün konuyor.. Ayrıca Sanayi-i Nefise Mektebi öğrencilerinin yaptıkları heykel,resim ve biblolarla tüm vapur süsleniyor.
Ürünlerin üzerlerine dört dilde bilgi veren etiketler konuluyor. Ünlü ressam İbrahim Çallı’ya yaptırılan Mustafa Kemal’in yağlı boya tablosu salonun baş kösesinde. Gemide ayrıca İstiklal Marşının bestecisi Zeki Bey’in başında olduğu Cumhurbaşkanlığı orkestrası da var .
gidilen yerlerde konserler vermek için.
Vapur, Barcelona, Le Havre, Londra, Amsterdam, Hamburg, Stockholm, Helsinki, Leningrad, Danzig, Gdynia, Kopenhagen, Anvers, Marsilya, Cenova, Napoli gibi şehirlere uğruyor ve büyük ilgiyle karşılanıyor.
Doğu’dan gelen bu vapurun orient esintiler sunacağı beklenirken vapurdaki modern görünümlü Türk kadınları, siyah takım elbiseli beyaz gömlekli türk erkekleri, Cumhurbaşkanı orkestrasının başarısı herkesi şok içinde bırakıyor.
  Sunulan birçok ürünler için ticari anlaşmalar yapılıyor. Gittiği her ülkenin basınında ertesi gün Karadeniz Vapuru’ndan bahsediliyor. Beğenilerle dolu makaleler yazılıyor. Amsterdam Belediye Başkanı’na gemiyi gazeteci Bedia Celal Hanım’la beraber geziyor. Yabancı dil bilen başı açık Türk kızı belediye başkanını o kadar çok şaşırıyor ki başkan ‘Ben böyle bir Türk kadınıyla karşılaşacağımı bilmiyordum’ diyor. Gemi Stockholm’deyken büyük bir baloya ev sahipliği yapıyor. Misafirler, gemiye motorlarla taşınıyor.
Şehrin belediye başkanının da katıldığı gecede, kadehler Atatürk ve İsveç Kralı için kalkıyor. Vakit gece yarısını geçtiğinde, dans tüm hızıyla devam ediyor. Totalde on binlerce kişinin ziyaretine uğrayan gemi, dünya basınında beklenmedik yankı uyandırıyor.
86 gün süren bu yolculuğun sonunda gemi tekrar Türkiye’ye dönüyor. Cumhuriyet tarihimizin ilk PR çalışması olarak anılan bu olay, yeni Türkiye Cumhuriyeti’ni dosta düşmana tanıtmak için önemli bir adım oluyor.

Çevrimdışı omerf

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.525
  • 9.508
  • 2.525
  • 9.508
# 08 Mar 2022 22:09:31
Formula 1 araçlarının kanatları uçak kanatlarının tersi gibi çalışır. Yüksek hızda arabanın daha sıkı yere yapışmasını sağlar.

Çevrimdışı alcalar

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.199
  • 2.962
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 1.199
  • 2.962
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 08 Mar 2022 22:25:16
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Denizlerin tanrısı Poseidon, Zeus'a uzak diyarlara dahi uçarak gidebilen ve savaşta yenilmeyecek bir At armağan eder.

Athena ise Zeytin ağacını. Yarışma çetindir çünkü ikisi de Zeus'a dünyanın en güzel hediyesini vermek isterler.

Kuşkusuz dünyanın en uzak diyarlarına gidebilecek ve yenilmez savaşçı bir At mükemmel bir hediyedir, ancak Zeytin ağacı daha mükemmeldir.

Zeytin ağacının muazzamlığı karşısında başta Zeus olmak üzere tüm Tanrılar, Tanrıçalar büyülenmiş ve ağacın kustallığı karşısında donakalmışlardır.

Tüm hırsına ve kazanma isteğine rağmen Poseidon bile Zeytin ağacından o kadar etkilenmiştir ki, aralarındaki çekişmeye rağmen
Zeytin ağacının üstünlüğünü kabul eder.

Bunun üzerine, Athena Zeytin ağacından bir dal kırıp Poseidon'a verir ve öylece aralarındaki düşmanlık Zeytin ağacının rakipsiz güzelliği karşısında yok olur.
O günden sonra Athena'nın ismi Atina kentine verilir.

'Düşmana zeytin dalı uzatmak' deyimi de neredeyse tüm dillere tam da bu mitten gelmiştir. Çünkü Zeytin ağacı, düşmanınızın dahi kıyamayacağı güzellikte ve kutsallıktadır.

Dünyada kesilmesi yasak olan başlıca iki ağaç, Zeytin ve Sakız ağaçlarıdır.
Diplerine kimyasal dökülmediği müddetçe ya da dünyadan, doğadan ve çocuklarımızın güzel geleceklerinden nefret eden bir grup merhametsiz ve aç gözlü kesmediği müddetçe sonsuza kadar yaşarlar.

Zeytin, sonsuzluktur...
Sakız veya sakızlık ağacı... Küçükken köyde oynarken eve gitmeyip yeni filizlerini afiyetle tükettiğimiz ağaç. Kokusu hala burnumda.

Çevrimdışı ilhami_60

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 5.172
  • 34.384
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 5.172
  • 34.384
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 08 Mar 2022 22:42:09
YOL HİPNOZU NEDİR ?


- Yol hipnozu çoğu sürücünün bilmediği ve farkında olmadığı bir fiziksel durumdur.
- Yola çıktıktan 2,5 saat sonra YOL HİPNOZU başlar, hipnoz olan sürücünün gözleri açıktır, ancak gözün gördüğünü beyin kayıt etmez ve analiz etmez .
- Yol kenarında duran araca veya önde giden TIR'a arkadan çarpma kazalarının bir numara sebebi YOL HİPNOZU'dur .
- YOL HİPNOZU olan sürücü çarpma anına kadar son 15 dakika hiçbir şey hatırlamaz. Kaç km hızla gittiğini, önündeki aracın hızını analiz edemez, genellikle çarpışma 140 km ve daha üzeridir.
- YOL HİPNOZU'ndan korunmak için 2,5 saatte bir durmak hava almak, yürümek, çay veya kahve içmek gerekir.
- YOL HİPNOZU uzun yolda 4. saatte zirve yapar. Film tamamen kopmuş olur.
- Yolda giderken belli yer ve araçları not edip hatırlama yapmak gerekir .
- Son 15 dakika hiçbişey hatırlamıyorsan kendini ve yolcuları ölüme götürüyorsun demektir.
- YOL HİPNOZU gece daha çok olur ve yolcular da uyuyor ise durum çok vahimdir.
- Sürücü her 2,5 saatte bir durmalı, dinlenmeli, 5-6 dakika yürümeli ve zihni sürekli açık olmalıdır.
- Gözler açık fakat zihin kapalı ise kaza kaçınılmazdır..

Çevrimdışı Harmoni

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.506
  • 17.985
  • 2.506
  • 17.985
# 09 Mar 2022 20:04:49
Okullar teneffüslerde gürültülüdür.Ders esnasında gürültü azalır,ancak sıfırlanmaz,kalabalığın uğultusu devam eder.Mesleğimizin en yorucu tarafı da,şiddeti az ya da çok olsun her gün saatlerce bu gürültüye maruz kalmamızdır.

Çevrimdışı elnino007

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.291
  • 3.297
  • 1.291
  • 3.297
# 09 Mar 2022 20:39:47
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Okullar teneffüslerde gürültülüdür.Ders esnasında gürültü azalır,ancak sıfırlanmaz,kalabalığın uğultusu devam eder.Mesleğimizin en yorucu tarafı da,şiddeti az ya da çok olsun her gün saatlerce bu gürültüye maruz kalmamızdır.
Iste bu hocam bu gürültü maalesef insan sağlığı icin çok olumsuz bisey..resmen işkence bu..buna senelerce maruz kalan bi insanda her türlü hastalık olur

Çevrimdışı dark city

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 8.990
  • 58.047
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 8.990
  • 58.047
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 09 Mar 2022 22:09:08
Okuldaki gürültünün verdiği sıkıntıyla, evde kendi çocuklarımızın sesinden rahatsız olduğumuzu ona söylememiz ya da bunu onlara hissettirmemiz de öğretmen çocuklarının mağdur olduğu durumlardan biri olsa gerek.

Çevrimdışı Harmoni

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.506
  • 17.985
  • 2.506
  • 17.985
# 09 Mar 2022 22:28:22
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Okuldaki gürültünün verdiği sıkıntıyla, evde kendi çocuklarımızın sesinden rahatsız olduğumuzu ona söylememiz ya da bunu onlara hissettirmemiz de öğretmen çocuklarının mağdur olduğu durumlardan biri olsa gerek.
Tamamen katılıyorum hocam.

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.230
  • 222.966
  • 28.230
  • 222.966
# 09 Mar 2022 22:30:58
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Okuldaki gürültünün verdiği sıkıntıyla, evde kendi çocuklarımızın sesinden rahatsız olduğumuzu ona söylememiz ya da bunu onlara hissettirmemiz de öğretmen çocuklarının mağdur olduğu durumlardan biri olsa gerek.

Ve büyüyünce de o çocukluk yıllarındaki tepkileri unutamaz;
-Hep mükemmelliyetçi oldunuz ve  bize hata payı bırakmadınız..
Diye yakınırlar... 
(tecrübeyle sabit)

Çevrimdışı blue38127

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.777
  • 16.704
  • Müdür Yardımcısı
  • 2.777
  • 16.704
  • Müdür Yardımcısı
# 09 Mar 2022 22:35:22
Gürültüden dolayı işitme kaybı olursa malunen emekli olabilir miyiz?Kaç db şiddetinde çalışıyoruz allah bilir.dünyaya tekrar gelsem öğretmen olmayı istemem kendi işimin patronu olurdum herhalde yada düz memurluk.

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK