" Bunları Biliyor Muydunuz?"

Çevrimdışı jordan_02

  • Üye
  • *
  • 25
  • 7
  • 25
  • 7
# 13 Nis 2008 18:42:36
çok güzel tşkler paylaşım için

Çevrimdışı bahadun

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 140
  • 63
  • 140
  • 63
# 13 Nis 2008 19:14:48
Paylaşımalr İçin Teşekkürler

Çevrimdışı huldzar

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 170
  • 24
  • 170
  • 24
# 13 Nis 2008 19:16:25
Şaşırtıcı gerçekten...

Çevrimdışı reng63

  • Uzman Üye
  • *****
  • 386
  • 293
  • 386
  • 293
# 13 Nis 2008 20:56:48
tüm yazılar çok güzeldi emeğinize yüreğinize sağlık sayenizde öğrendim.dağarcığıma ekledim.

Çevrimdışı bursa2008

  • Uzman Üye
  • *****
  • 231
  • 144
  • 231
  • 144
# 13 Nis 2008 21:05:15
Nerden bulursunuz böyle ilginç şeyleri....Bilmiyorduk sayenizde öğrendik.Çok teşekkürler...

Çevrimdışı tayfun06

  • Üye
  • *
  • 15
  • 0
  • 15
  • 0
# 13 Nis 2008 21:06:16
hocam bunlar çok güzel şeyler hiçbirinden haberim yok muşş meğer!..

Çevrimdışı sitemkar45

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.871
  • 934
  • 1.871
  • 934
# 24 Nis 2008 11:40:53
Nehir Kıvrımlarındaki Matematik Mükemmellik
Prof.Dr. M.Sami POLATÖZ
Kıvrım kıvrım akan nehirleri ve etraflarındaki güzellikleri görmüşüzdür. Nehirlerin bu kıvrımları tesadüfî midir, yüzey şartları mı bunları belirlemektedir, yoksa bunlar bir nizamı mı göstermektedir? Bunların meydana getirilmesinde bir matematik güzellik ve âhenk olabilir mi? Enerjinin en az olacak şekilde seçilmesi, bu kıvrımlara sebep olarak gösterilebilir mi?

Nehir kıvrımlarını inceleyen jeologlar bazı temel prensiplere ulaşmışlardır:
i) Hiçbir nehir, genişliğinin 10 katından fazla bir mesafeyi düz gitmemektedir.
ii) Kıvrımın eğrilik yarıçapı her zaman nehrin o noktadaki genişliğinin 2-3 katıdır.
iii) Kıvrımların dalga boyu ortalama genişliğin 7-10 katıdır.

Birbirinden çok farklı yüzeylerde farklı yatak şartlarına ve büyüklüklerine sahip nehirlerde şaşırtıcı benzerlikler bulunabilmektedir. Kıvrımlar tesadüfî şekilde oluşmamakta, aksine, tepedeki bir A noktasından aşağıdaki bir B noktasına ulaşmada en az iş yapacak dönme enerjisi kullanılmaktadır.

‘Kıvrım’ mânâsına gelen İngilizce’deki ‘meander’ kelimesi kök olarak Ege Bölgesi’ndeki meşhur Menderes Nehri’nin kıvrımlarından gelmektedir. İlk bakışta nehir içindeki ve kenarlarındaki düzensizliklerin kıvrımlara yol açtığı düşünülebilir. Kaya parçaları, düşen ağaçlar ve kayalık zeminler kıvrımların oluşmasında bir sebep olabilmekle birlikte kıvrım geometrilerini açıklamakta yeterli değildir. Bu tip mâniaların olmadığı Gulf Stream gibi okyanus akıntılarında veya buzulların üzerindeki su kanallarında da benzer kıvrımlara rastlanmaktadır.

İlk başta deprem ve kabuk hareketleri yoluyla meydana gelen büyük kırılmalar dağlık alanlarda dar vadi ve ırmak yatağı oluşumuna yol açar. Dağların içindeki büyük yeraltı suyu dolaşımlarının yüzeye çıktığı noktalardan itibaren bu dar vadileri takip ederek yüksek kottan alçak kotlara doğru akan yüzey suları bilhassa yağmur mevsimlerinde dışarıdan da beslenir. Aşırı yağışın tesiriyle debisi yükselen bu sular, nehir yatağı ve hattâ vadi geometrisinin değişmesinde rol oynar. Böylece erozyon, taşıma ve biriktirme ile ırmakların şekilleri sürekli değişir. Bu sular denize doğru olan yolculuklarında, kıyıya yakın düz ovalara ulaştığında, yatağının da genişlemesiyle yavaşlar, enerjisi azalır; dolayısıyla taşıdığı sediman malzemenin tane büyüklüğü de giderek ufalır. Zaman zaman meydana gelen taşkınlar sırasında ise, nehir yükselir ve sular iki yandan ovaya yayılır. Bu yolla, bloktan kil ve çamur taneciğine kadar nehrin taşıdığı irili ufaklı malzemeden bilhassa çok ince taneli olan kum, silt, kil ve çamur tanecikleri ovayı kaplar. Tarihi boyunca binlerce defa bu taşkın hâdisesiyle karşılaşan bu nehirler, insanlığa bereketli tarım ovalarının lütfedilmesinde vazife görür. Nil, Dicle, Fırat, Menderes gibi nehirler bu konudaki en tipik misâllerdendir.

Bir ırmakta küçük bir kıvrılma olduğunu varsayalım. Irmağın akışı sırasında su kütlesinin uyguladığı merkezkaç kuvvetle eğrilik merkezine uzak olan kıyıda erozyon artar. Su aşındırdığı kıyıya doğru yönelecek, daha sonra da diğer kıyıya çaprazlama hareket edecektir. Bu hareket esnasında dipteki sürtünmeden dolayı diğer kıyıya yakın kısımda taşınan kum ve çakıllar dibe çökecektir. Zamanla aşındırılan kıyıda eğrilik diğer kıyıya kıyasla daha da artacaktır. Bu eğrilik elbetteki sürekli artamaz; çünkü böyle bir durum ırmağın yukarıya doğru akması demektir ki, bu hiçbir zaman mümkün değildir. Bu tip kıvrımlar zamanla aşağıya doğru da hareket eder. Kıvrımların meydana gelmesinde en ideal şartlar; hafif eğim, kolayca aşınabilen ve yapışkanlık özelliği olan ince taneli kumlardır.



Kıvrımların dalga boyunun eğrilik yarıçapına oranı sâbit bir değere doğru yaklaşır. Sinüs yapısındaki eğrilerde bu oran 5’e 1’dir (5:1). Daha birbirine yakın kıvrımları olan bazı nehirlerde bu oran 3:1 şeklindedir. 50 farklı nehirden yapılan örneklemelerde bu oranın ortalama değeri 4.7:1 olarak bulunmuştur.

Nehirler genellikle sinüs fonksiyonu yapısında eğriliklere sahiptir (Şekil). Nehirlerde görülen bu geometride acaba ne gibi faydalar vardır? Daire, parabolik ve sinüs tipi benzer yapıdaki eğrilikler karşılaştırıldığında, sinüs tipi eğriliğin, eğrilik boyunca yön değiştirme açıları toplamının en küçük olduğu bulunmuştur. Böyle bir eğri aynı zamanda en az iş eğrisidir. Bunu anlamak için esnek bir çubuğu iki ucundan tutarak eğelim. Çubuk sinüs yapısında bir eğrilik şeklini alacaktır; çünkü bu yapıda en az eğme işi yapılmaktadır. Bu şekilde yerel olarak eğrilikte aşırı değişimler olmamakta, eğrilik olabilecek en düzenli şekilde pürüzsüz değişmektedir. Nehrin dönerken en az iş yapması ile neticelenen bu şeklin başka bir avantajı daha vardır; kıyılarda en az aşınma bu yapıda olmaktadır.

Eğrilikleri ifade etmede aşağıdaki formül kullanılabilir:

l bir referans başlangıç noktasından uzunluk boyunca çizilen koordinatı, L nehrin seçilen iki noktasının arasındaki uzunluğu, q herbir l değerinde nehir merkez eğrisinin aşağıya doğru hareket yönü ile yaptığı açıyı, q0 ise orijindeki bu açının değerini temsil eder (Şekil).
Mademki nehir akışı ve eğilme gibi cansız varlıklara ait hareketlerde bile minimum enerji ile maksimum verim alma prensibi bir kanun olarak konulmuştur, insan olarak bizlerin de hayatımızı bu prensibe göre tanzim etmemiz, aşırılıklardan uzaklaşarak verimli olmamız, israftan kaçınmamız en doğru yol olacaktır. Bu sayede tabiata konulmuş nizam da bozulmayacaktır.

Çevrimdışı huldzar

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 170
  • 24
  • 170
  • 24
# 24 Nis 2008 15:36:51
Kendi dirseğini yalamanın imkansız olduğunu
Ördeğin vakvaklamasının yankı yaratmadığını ve bunu kimsenin açıklayamadığını
Yaşamın boyunca uyku sırasında yaklaşık 70 böcek ve 10 örümcek yiyeceğini (Mmmmh!!:)
Eğer çok şiddetli hapşırırsan, kaburgalarından birini kırabileceğini
Hapşırmayı engellemeye calışırsan, başındaki veya boynundaki damarlardan birinin yırtılabileceğini ve ölebileceğini
Hapşırdığın sırada gözlerini açık tutmaya çalışırsan, yerlerinden fırlayabileceklerini
Domuzların vücut yapılarından dolayı hiçbir zaman başlarını yukarı kaldırıp gökyüzüne bakamadıklarını
Dünya nüfusunun %50 sinin hiç telefonla konuşmadığını
Farelerin ve atların kusamadıklarını
1 saat süreyle kulaklıkla birşey dinlemenin kulaktaki bakteri sayısını %700 arttırdığını
Çakmağın kibritten önce bulunduğunu
Parmak izleri gibi dil izlerinin de her insan için benzersiz olduğunu
Bu yazıyı okuyan insanların %75 inden fazlasının, dirseklerini yalamaya çalışacaklarını
Biliyormuydunuz?

Çevrimdışı huldzar

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 170
  • 24
  • 170
  • 24
# 24 Nis 2008 15:37:56
Gökyüzü Neden Mavidir ?

Gökyüzünün mavi görünmesinin (dikkat! olmasının değil görünmesinin! çünkü normalde atmosferimiz daha doğrusu hava renksiz bir gazdır!) tek sebebi kırılma hadisesidir. Güneş ışınları atmosfere girdiğinde atmosferdeki gaz moleküllerine ve toz parçacıklarına çarparak saçılır. Gün ışığı değişik dalga boylu birçok ışından oluşur. En kısa dalga boylu mavi ışınlar atmosferin üst tabakalarındaki küçük parçacılar tarafından hemen saçılırlar. Fakat kırmızı ışık (ki en büyük dalga boylu ışıktır!) saçılmak için daha büyük parçacıklara çarpmak zorundadır.

Gökyüzü açık olduğunda, mavi ışık diğer ışıklara oranla en fazla saçılan ışıktır. Bu yüzden de gökyüzü mavi görünür. Mesela gökyüzü yoğun bulutlarla veya dumanla dolu olduğunda, tüm ışınlar nerede ise aynı oranda saçılır. Bu da gökyüzünün gri renkte görünmesine sebep olur.

Gün batımında veya doğumunda ise güneş ışınları atmosfere eğik girdikleri için daha fazla yol katetmek zorunda kalırlar. Bu yüzden daha çok ışın ve renk saçılır ve o posterlere konu olan, şahane gün doğumu ve batımını gözlemleyebiliriz. Çok az saçılmış olan kırmızı ışık ise güneşe ve ufuğa kızıl veya portakal görüntü verir.

Çevrimdışı boşnak

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.158
  • 338
  • 1.158
  • 338
# 24 Nis 2008 15:56:23
Yaşamın boyunca uyku sırasında yaklaşık 70 böcek ve 10 örümcek yiyeceğini (Mmmmh!!:)

köydeysen de bunun daha da artacağını.. :D ;D

Çevrimdışı Eshab

  • Yeni Üye
  • 8
  • 0
  • 8
  • 0
# 15 Haz 2008 21:32:26
Güzel Bilgiler

Çevrimdışı simeranya

  • Uzman Üye
  • *****
  • 735
  • 786
  • Sosyal Bilgiler
  • 735
  • 786
  • Sosyal Bilgiler
# 15 Haz 2008 21:48:28
-yunusların beyni insanlarınkinden daha büyüktür.
-insan ömrü boyunca 20 kilogram toz yutar.
-Kibrit kutusu kadar bir altın, bir tenis kortu büyüklüğüne kadar inceltilebilir.
-İnsanlar 60 yaşında tat alma duyularının %50'sini kaybeder.
-gülmek için 17 adaleye ihtiyaç vardır, surat asmak için ise 43...
-insan günde ortalama 80 ile 100 saç teli döker.
-sıcak su soğuk sudan daha ağırdır.
-günde tam 23 bin kez nefes alıp veririz.
-döllenmeden doğuma kadar bir bebeğin ağırlığı 5 milyon kat artar.
-insan vücudu 1 saniyede 2 milyon kırmızı kan hücresi üretir.
-insanlar yılda 1500 rüya görür.
aynı parmak izi gibi insanların dil izi de farklıdır.
-soğan doğrarken sakız çiğnemek göz yaşarmasını önler ???
-ketçap önceleri ilaç olarak kullanılıyordu.

Çevrimdışı s.kahya

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 8.773
  • 33.609
  • Müdür Yardımcısı
  • 8.773
  • 33.609
  • Müdür Yardımcısı
# 15 Haz 2008 21:51:15
Türklerin 20 özelliği

1-Kâğıt mendili kumaş mendil gibi günlerce buruşuk şekilde cebinde taşır.
2-Serçe parmağını kulağına sokup iyice sallayarak karıştırır.
3-Sakal trası olduktan sonra kanayan yerlerine küçük kağıtlar yapıştırır.
4-Konuşma yeteneği olan hayvanlara ilk olarak küfür etmesini öğretir.
5-Sahilde mayosunu kabinde giymek yerine arkadaşlarına havlu tutturarak giymeye çalışıp bir de arkadaşlarına "bakmayın lan" diye çıkışır.
6-Çorabının kirlenip kirlenmediğini burnuna götürerek kısa süreli
koklayarak anlayan kişi temizliğine düşkün bir Türk´tür.
7-Daha birinci telefon zili çaldığında telefonun başına dikilen ama açmak için ikinci kez çalmasını bekler.
8-Cebinden çıkardığı paraların içinde en eskisini özenle arayıp bulduktan sonra para üstü verir.
9-Kürdanla dişini karıştırıp önce çıkarıp bakar, sonra tekrar ağzına
koyar.
10-Dişlerini gazoz açacağı, fındık ve ceviz kıracağı olarak kullanır.
11-Dingildeyen bir masanın ayağına kâğıt sıkıştırma fikri bir Türk´ündür.
12-Tv´de film seyrederken filmin oyuncularıyla muhatap olan (dur oraya
gitme öldürecekler seni) Türk sinemaseverlerdir.
13-Gazete kağıdını en iyi şekilde kullanır.(Cam silme bezi, külah, mendil, sofra bezi )
14-Plastik yoğurt kabini saksı yapar.
15-Arabasının arkasına yazı yazar .(Rahmetli de sollardı, tek rakibim THY, kroyum ama para bende)
16-Tek abdestle beş vakit namaz kılmak için iki büklüm kıvranır.
17-Desenlerini çok beğenerek aldığı yeni bir mobilyanın üstünü başka bir
örtü örterek kullanır.
18-Tüp kaçırıyor mu, kaçırmıyor mu diye kibrit yakıp kontrol eder.
19-Otoyolda, otomobilin gaz pedalına tuğla koyup, yorulmadan kullanma
fikri bir Türk´ündür.
20-Elektronik hesap makinesini, uzaktan kumandasını naylona sarmış,
üzerine de ambalaj lastiği geçirmiş birini görürseniz

Türk´tür o.

 ;D :D :D

Çevrimdışı s.kahya

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 8.773
  • 33.609
  • Müdür Yardımcısı
  • 8.773
  • 33.609
  • Müdür Yardımcısı
# 15 Haz 2008 21:58:03
Zemzem Suyunun Esrarı

 

>1-) Modern laboratuarlarda yapılan araştırmaya göre Zemzem suyu diğer sulara göre çok daha az kükürt taşımaktadır.
> 2-) Yine ayni araştırmaya göre diğer sulara göre çok daha besleyicidir ve çok daha fazla mineral barındırmaktadır.

> 3-) Kaynağı henüz bulunamamıştır. Nereden geldiği su anki teknolojiye göre bile bilinemiyor. Yakınlarında hiçbir kuyu yok ve denize de 80 km uzaklıkta. Bu şartlarda suyunu denizden veya başka bir kuyudan alması imkansız. Nasıl oluyor da yıllardır suyu bitmiyor, bunu kimse bilmiyor.
> 4-) Açlığını gidermek için içen kişinin açlığını, susuzluğunu gidermek için içenin susuzluğunu giderir.
> 5-) Sadece 1,5 metre derinliğindeki ufacık bir kuyudan çıkan su, hac mevsimi boyunca milyonlarca hacının tüm su ihtiyacını karşılamaktadır ve hiçbir zaman ne azalma ne de kuruma göstermemektedir.
> 6-) Dünya Sağlık Örgütü (WHO)`nün raporlarına göre Dünya`deki en içilebilir ve sağlıklı sulardan biri.
> 7-) Amerika`da yapılan test sonuçlarına göre Dünya`da içinde mikroorganizma ve bakteri bulundurmayan TEK su zemzem suyu

Çevrimdışı erdemc28

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.983
  • 438
  • 1.983
  • 438
# 17 Haz 2008 15:26:34
3-Sakal trası olduktan sonra kanayan yerlerine küçük kağıtlar yapıştırır ;D ;D ;D ;D ;D ;D

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK