Sezer Ortadağ, Kocaeli Gebze’de Mehmet Alp Tiryakioğlu İlkokulunda sınıf öğretmeni...

Onun hikâyesi oldukça ilginç... Gitar çalmak isteyen bir öğrencisinin hayalinden yola çıkarak “Minik Notalar”ı kurdu. Bu ekiple Sezer öğretmen, 110 ülkede 15 bin öğretmen arasından seçilerek ‘küresel öğretmen’ ödülünü kazandı. Ortadağ’ın sınıfında her öğrenci, en az iki enstrüman çalabiliyor. Ders verdiği öğrencilerden enstrüman çalan öğrencilerin sayısı iki yüzü geçmiş durumda.

Bu başarısını “Tebeşir Tozu”nda kitaplaştıran ve şu günlerde konferastan konferansa koşan Sezer Ortadağ sorularımızı cevapladı.

Ortadağ şunları söyledi: 

-Sınıfımızda akademik eğitimin yanında sanat ve müzik çalışmaları da yoğun olarak yürütülüyor. Mezun olmadan önce en iki enstrümanı iyi düzeyde çalabilen, ilk yardım ve sağlık konularında uygulama bilgisi olan ve aynı zamanda sosyal projelerle insanların hayatlarına güzel dokunuşlar yapabilen çocuklar olarak benim yanımdan ayrılmalarını amaçlıyorum.   

NEDİR BU MİNİK NOTALAR? 

-Derslerde sürekli enstrüman çalıyordum. Hayranlıkla izliyorlardı. Bir derste öğrencilerimden biri “En büyük hayalim gitar çalabilmek ama annem bunun için yeterli imkânımız yok” dedi. Büyük bir sorumluluk duygusu hissettim. 

Düşünsenize benim için sıradan olay bir çocuğun en büyük hayali. O gün sınıfa sordum herkes öğrenmek istediğini söyledi. Ailelerle görüştüm hemen, maddi imkânı olmayana sponsor bulduk. 

Böylece ‘Minik Notalar’ ekolü doğdu. Çaldığımız parçaları kayda alıp yayınlamaya başladık. Kısa sürede patladı. Çünkü sınıfımızda her öğrenci en az iki enstrüman çalabiliyordu. İnsanlar bu denli büyük çapta bir sanat akımının devlet okulunda yapılabildiğine şaşırmışlardı. İki yüksek lisans ve iki de doktora tezine konu olduk. Ardından MEB’in “Çizgi Ötesi Öğretmenlerimiz” adlı bir belgeselinde yer aldık.  

-Dünya Küresel Öğretmen Ödüllerinde şanlı bayrağımızı dalgalandırmak bize kısmet oldu. Kazan dairesinde başlayan yolculuğumuzun dünya sahnesine uzandı. Başarıya ulaşmak için gerekli olan üç olguyu çocuklar çok iyi kavramışlardı. Karar, emek ve gönül vermek... 

-Yıllar içinde enstrüman öğrenen öğrencilerimizin sayısı tahmin ediyorum iki yüzü geçmiştir. Kurs veri uzaktan destek verdiklerim de dâhil. 

HER ÖĞRETMEN DE ÖZELDİR 

-Öğretmenliği tüm mesleklerin ortak çıkış noktası olarak değerlendiriyorum. Öğretmenlik doğası gereği yalnızca öğretme işinin gerçekleştirildiği bir meslek değildir.

Öğretmen yeri geldiğinde bir yönetmene, bir mühendise, bir doktora, bir boyacıya ya da sporcuya dönüşebilir. Öğretmenlik mesleğini seçmemdeki ana etken öğrenmeye ve öğretmeye karşı olan karşı konulmaz tutkumdur. 

-Bizde sınıfın yönetimi öğretmen ve öğrenciler ile birlikte yürütülür. Birçok karar ortak alınır. 

-Bir çocuğu anlamak ve olumsuzluklara sabretmek öğretmenliğin olmazsa olmazlarıdır. Eğitimciler öncelikle kendi potansiyelini keşfedip sonrasında çocukların saklı kalmış yeteneklerini keşfe çıkmalıdır. Her çocuğun özel olması gibi her öğretmen de özeldir ve kendine özgü beceri ve yetenekleri vardır. Kimisi drama konusunda kimisi spor konusunda kimisi müzik konusunda becerilerle donatılmıştır. Çocuklara da sahip oldukları bu yetenekleri merkeze alarak yaklaşırlarsa eğitim öğretim o zaman verimli ve etkin bir şekle bürünür. 

-Öğretmenlik yalnızca para kazanmak için yapılmaz elbette ama öğretmenlik mesleğinin toplumda hak ettiği itibarı alması maddiyattan daha önemlidir. Öğretmenlik işin içine gönül bağının da katıldığı ender mesleklerdendir. 

'TEBEŞİR TOZU' RAFLARDA "ÇOCUKLARIN GÖZÜNDEN BAKTIM"

“Tebeşir Tozu” benim kimi zaman bir çocuk, kimi zaman da bir eğitimci olarak okuyucuların karşısına çıktığım ve kendi yaşamış olduğum deneyimlerden yola çıkarak hazırladığım ilk kitabım. Bu kitabı yazmaktaki amacım dünyaya birazcık olsun çocukların gözünden bakabilmek adına farkındalık oluşturmak. Üzerimize yapışan başarısızlık korkusunun ardında yatan gerçeği irdeledim ve mazeretlere değil maharetlere odaklanmanın önemini vurguladım. 

 

Mahmut ÖZAY /