Eğitimhane Sağlık Köşesi

Çevrimdışı 38fatma

  • Bilge Üye
  • *****
  • 11.244
  • 134.861
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 11.244
  • 134.861
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 13 Nis 2013 07:50:24
Bahar depresyonuna dikkat!

Bahar aylarının gelmesiyle birlikte hastalıklar nezle, yorgunluk, halsizlik, burun akıntısı şeklinde ortaya çıkıyor. Hastalar uyku problemi yaşadıklarını, bitkin olduklarını ve kas ağrıları yaşadıklarını söylüyorlar. Havadaki polenlerden dolayı daha çok alerjik reaksiyonlar görülüyor.
Bu depresif duygu halinden kurtulmak için taze meyve ve sebzeler tüketilerek vitamin alınması gerekli. Bol su tüketimine dikkat edilmesi gerektiğini bildiren uzmanlar, giyim kuşama dikkat edilmesi gerekir diyor. Uyku düzenine dikkat edilmeli, her gün düzenli olarak spor yapılmalıdır.

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 29.322
  • 231.072
  • 29.322
  • 231.072
# 13 Nis 2013 08:49:23
alıntı mutlaka okuyalım
Arkadaşlar kendi hayatımda ve yakınlarımın hayatında yaklaşık 5 yıldan beri denenmiş olan ve hiç bir yan etkisi olmayan mucizevi bir tedavi yöntemini paylaşmak istiyorum.

Yıl 2003 te ben hemeroid ameliyatı için gün almış ameliyat gününü beklerken o günlerin çabuk geçmesi ve bir an önce çektiğim acılardan kurtulmak için günün 24 saatini dua ederek geçiriyordum.

Midemde gasrtrit, bağırsak tembelliğine bağlı kabızlık ve buna bağlı olarakta hemeroid vardı ve bunlar çok ilerlemiş bir durumda idi...

Her ne yersem yiyeyim boğazıma kadar bir yanma ve çok şiddetli sancılar çekiyordum...

Bir gün arkadaşlarımdan birisi ile kahvaltıda buluştuk ve o iştahla çeşitli yiyecekleri yerken ben çay içerek her zaman olduğu gibi kahvaltıyı geçiştirmeye çalışıyordum...

Bu durumu görünce neden yemediğimi sordu bende ona detayları ile çektiğim sıkıntıları anlatınca bana zeytin çekirdeklerini çıkarmayıp yutmamı söyledi, önce şaka yaptığını sandım ama onun çekirdeklerin hiç birini çıkarmayıp yuttuğunu görünce inandım.

Bende kahvaltıya başlayıp çekirdekleri yutmaya başladım.

Çok ilginçtir yıllardır sabah kahvaltılarını çay içerek geçiştirdiğim halde boğazıma kadar yanmalar hissetmeme rağmen o gün midemde yanma olmadı kahvaltıdan yaklaşık yarım saat kadar sonra midemden saf zeytinyağı kokusu geldiğini hissettim..

Arkadaşıma midede çekirdeğin erimeyeceğini zaten rahatsız olduğumu söylediğimde bana mide özsuyunun zeytin çekirdeğini çok kısa bir sürede parçalayarak saf zeytinyağına ve şifalı yağlara ulaşıldığını geriye kalan posanın ise bağırsakları onarararak rahatlattığını dolayısı ile kabızlığın ve hemeroidinde tedavi olduğunu yanı sıra damar sertliğinden hazımsızlığa kadar bir çok derde şifa olduğunu söyledi..

İlk önce bütün bunların hayal olduğunu düşünmeme rağmen bu konuda şifa bulmak için katlandığım eziyetleri hatırlayınca bunun çok dah a kolay olduğunu düşünerek çekirdekleri yutmaya devama ettim ...

ilk 15 günde midemdeki yanmalar ve gastritin yumuşadığını ve yok olduğunu,hemeroidimin verdiği ızdırapların sın bulduğunu gördüm. Her geçen gün onlarca zeytin çekirdeğini yutarak sağlığıma biraz daha kavuştum. Bu arada ameliyatımı iptal ettim ve halen bu mucizevi ve hiç bir yan etkisi olmayan ilacı yutmaya devam ediyorum. 3 aylık bir sürenin sonunda cildimdeki matlığın yerini bir parlaklık ve bütün ıozdıraplarımın yerini bir mutluluk aldı.

Yaklaşık 6 seneden beri etrafımda bu dertlerden muzdarip olan onlarca kişiye tavsiye ettim ve hiçö firesiz hepside şifa buldu, inanın benim 5 ve 11 yaşlarında iki oğlum var onlar bile yutarlar yedikleri zeytinlerin çekirdeğini.

Arkadaşlar sonsuz şifa kaynağı bir ilaç hiç bir yan etkisi yok ben yıllardır taştan sert şeyleri bile eritiyorum ve hiç bir sıkıntım kalmadı inanın migren ağrılarında bile çok mükemmel sonuçlar veriyor.
Yapmanız gereken şey yediğiniz tüm zeytinlerin çekirdeklerini yutmak sayı sınırı yoktur.
Yalnız zeytin meyvesini çiğneyip çekirdeğini yutun zira meyveyi olduğu gibi yutarsanız mide zeytinin dışındaki ince zarı eritemiyor ve olduğu gibi dışarı atmaya çalışıyor.
Ve size hiç bir zararı olmaz.


Aşağıda okuyacağınız makale Bulgar ve ABD li bilim adamlarının yaptıkları çalışmalar temel alınarak hazırlanmıştır. Bu araştırmaların hepsinde zeytin çekirdeğinin boğaz boşluğundan mideye inene kadar eridiği gerek denekler üzerinde yapılan çalışmalar gerekse cihazlarla tespit edilmiştir.

Otorite olarak kabul edilen uzmanlar en gelişmiş şartlarda dahi bir ilaç yapsa bu ilacı insanlar üzerinde test etmeden, senelerce hatta birkaç nesil gözlemlemeden neticesi net olarak şudur diyebilmek imkânsızdır.

Zeytin çekirdeğinin yutulması günümüz insanları arasında yeni duyulan bir şey olmasına rağmen eskilerin birçoğunun yaptığı bir uygulamadır. Yani olumlu etki ve tesirleri senelerdir hatta asırlardır bilinmektedir.
1985′li yıllarda başlayan araştırmalar bugüne kadar devam ettirilmektedir. Yaklaşık 25 sene süren neticede karşılaşılan hadiseler hayret vericidir. Bu neticelere bin kişi değil belki yüz binlerce insan tarafından karşılaşılmıştır demek daha doğrudur:

Midesinde yanma olan herkes zeytin çekirdeğini yuttuktan sonra rahatladığını ifade etmiştir.

Zeytin çekirdeğini yutan kimseler sindirim yolu rahatsızlıklarının bittiğini(kabızlık gibi) ifade etmişlerdir.

Zeytin çekirdeği yutan kişilerde basur problemiyle karşılaşılmamış, hatta basuru olup ta yutanlar iyileştiklerini ifade etmişlerdir.

Zeytin çekirdeğini senelerdir yuttuğunu bildiğimiz insanlarda kanser hadisesine nadiren rastlanılmıştır.

Son günlerde gelen yoğun telefon trafiğinden dahi birkaç gündür zeytin çekirdeklerini yutmaya başlayıp ta yukarıdaki benzeri rahatlamaları hissettiklerini söyleyen onlarca insan vardır.

Tavsiyemiz bizzat kendinizin denemesidir. Günde yediğiniz 5–6 tane zeytin çekirdeğini yutun ve kararı kendiniz verin. Ne biz nede bir başkası değil bizatihi kendi vücudunuz buna karar versin. Faydasını görürseniz lütfen çevrenizdekilerle de, evinizdeki küçük çocuklarda dâhil olmak üzere, bu uygulamayı yapın.

Bizim elde ettiğimiz verilere göre aklımızın almayacağı kadar şifalı bir doğal uygulamadır. Yapmanın zarar değil fayda verdiğine inanıyor ve çevremize şiddetle tavsiye ediyoruz.

Zeytinyağı asırlardır en iyi, en mükemmel yağ olarak bilinen gıda maddesidir. Hatta reklâmlar da bile mucize olarak lanse edilir.

Yemeklik zeytinyağı normal şartlar altında muhafaza edilirse bozulmadan yenilebilecek evsafta asırlarca kalabilen yegâne yağdır. Nitekim arkeolojik kazılarda 3 bin, 5 bin yıl önce olduğu tahmin edilen mezarların yanında bozulmamış evsafta zeytinyağı da bulunabilmektedir. Zeytinyağında +10 derecelerde donmayı temin eden de bu maddelerdir.Yani evinize satın alacağınız zeytinyağının buzdolabında donabilen olmasına dikkat ediniz.

Zeytinyağından sabun yaparsanız yağlı ciltlerde yağ dengesini, kuru ciltlerde ise yağlandırma özelliği temin eden bir hususiyet olduğunu tespit edersiniz. Yağ içerisinde antioksidan (bozulmadan kalabilme), sabun içerisinde re-oily (geri yağlandırıcı) olarak tabir ettiğimiz özellikleri sağlayan bu madde veya maddelerin ne olduğu bugün dahi bilinememektedir. Bu maddelerin ne olduğunun bilinmesi belki de çok uzun yıllar sağlıklı bir şekilde yaşamanın da ipuçları olabilecektir.

Zeytinyağını diğerlerinden farklı kılan bu madde veya maddeler en yoğun halleri ile zeytin çekirdeğinin içerisindedir. Herhangi bir zeytin çekirdeğinin her iki ucunu hafifçe törpülerseniz çekirdeğin içinin oyuk olduğunu ve içerisinde pıhtılaşmış veya çok koyu kıvamlı bir yağ olduğunu görürsünüz. Bahse konu olan maddelerin burada ki konsantrasyonu %80′lere varan miktarlardadır. Zeytin çekirdeği muhteviyatında ki bu faydayı elde etmek için ise zeytin çekirdeklerini atmayıp yutmak gerekir.

En gelişmiş cihazlarla yapılan araştırmalar zeytin çekirdeğinin boğaz boşluğundan geçip mideye ulaştığı anda eridiğini tespit etmiştir. Hazmı en kolay olan yiyecek maddesi zeytin çekirdeğidir. Bu uygulamanın insan vücuduna faidelerinin ise:

1-Ülser gastrit gibi mide problemlerini bitirdiği;
2-Bağırsak ve sindirim yollarını düzenlediği;
3-Basur ve prostatı engellediği;
4-İç organlarda oluşabilecek kanserojen hücre riskini binde birlere indirgediği.Lütfen yediğimiz tüm zeytin çekirdeklerini atmayıp yutalım.

ÖNEMLİ NOT: Zeytin çekirdeklerinin ögütülmesine ihtiyaç yoktur.

Çevrimdışı 38fatma

  • Bilge Üye
  • *****
  • 11.244
  • 134.861
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 11.244
  • 134.861
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 13 Nis 2013 19:33:45
.

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 29.322
  • 231.072
  • 29.322
  • 231.072
# 14 Nis 2013 08:26:28
Cevizin bir çok hastalığa iyi geldiği açıklandı.

AGIZ KOKUSUNA SON..!!Okuyun...
Sofralarımızda sıkça yer verdiğimiz, tatlılarımızın vazgeçilmez malzemesi ceviz, kabuğuyla, içiyle, hatta perde tabir edilen iç bölümünde yer alan odunsu
zarlarıyla pek çok hastalığın tedavisine destek oluyor.


Sağlıklı Beslenme Uzmanı Dr. Dilek Polat, cevizin cilt rahatsızlıklarından saç dökülmesine, tiroit hastalıklarından ağız kokusuna kadar birçok hastalığın tedavisinde kullanılabileceğini belirtti.

Dr. Polat, kalp sağlığı açısından büyük önem taşıyan doymamış yağ asitlerini yüksek düzeyde içeren cevizin, kolesterol birikimini ve damar sertliğini önleyici etkisinin halk arasında artık daha iyi bilindiğini, bu nedenle damak zevkinin yanı sıra, birçok insanın sağlık nedenleriyle ceviz tüketmeye başladığını söyledi.

''Doğanın mucizelerinden'' cevizin farklı kullanımının ise iyi bilinmediğini ifade eden Polat, yaş ve kuru ceviz kabuklarının basit işlemlerle çok etkili sonuçlar vereceğini kaydetti.

-GÜÇLÜ VE CANLI SAÇLAR-

Dr. Polat, saç dökülmesine ve saçlarının yeterince canlı olmadığını düşünenlere cevizin kuru ve yaş kabuğunu öneriyor.

Polat, 20 tane cevizin sert kabuğunu 1 litre suda 10-15 dakika kaynatarak elde edilen suyun saç durulamasında kullanılması durumunda, saçların dökülmesinin son bulacağını belirtiyor.

Taze cevizin yeşil kabuğunun az suyla kaynatılması sonucu macun elde edileceğini anlatan Polat, bu macunun da saç maskesi olarak kullanılabileceğini kaydediyor.

-DİNLENME, TİROİD, AĞIZ KOKUSU-

Sağlıklı yaşamak ve beslenmek isteyenlerin mutfaklarından cevizi eksik etmemeleri gerektiğini ifade eden Dr. Polat, şu bilgileri verdi:

''8 tane cevizi bir bardak suda 2 gün bekletin. Günde iki ceviz olmak üzere tüketin ve cevizleri içinde beklettiğiniz suyu da için, 4 günlük kür sonunda ne kadar dinlenmiş hissettiğinize şaşıracaksınız. Cevizin arasında bulunan perdeleri atmıyoruz. 25-30 kadar ceviz perdesini bir litre suda güneş görmeyen bir yerde bir hafta bekletiyoruz. Sabahları aç karnına her gün bir bardak tüketiyoruz, tiroid hastalarına çok yardımcı olacaktır.

Ceviz yaprağını suda kaynatıp biraz zeytinyağı ekleyin. bu karışımla düzenli gargara yapıldığında ağız kokusu sorunu da ortadan kalkacaktır.''

Günde birkaç ceviz tüketmenin sindirim sistemi hastalıkları, öksürük, göğüs ağrıları gibi birçok şikayeti azaltığına işaret eden Dr. Polat, pürüzsüz bir cilt isteyenlerin de yine ceviz kabuğu suyundan yararlanabileceklerini kayde

Çevrimdışı 38fatma

  • Bilge Üye
  • *****
  • 11.244
  • 134.861
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 11.244
  • 134.861
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 14 Nis 2013 08:57:39
 ÇAYIN FAYDALARI                                                                                 Uzmanlara göre yeşil, siyah, beyaz ve oolong çayı olmak üzere 4 çeşit gerçek çay bulunuyor. Farklı bitkilerin karışımından oluşan bitkisel çaylar ise gerçek çay değil. Çay çok sıcak tüketilmemeli ve içmeden önce birkaç dakika bekletilmeli. Ayrıca çayın vücuda sağlayacağı fayda çayın türüne, saklanma ve demlenme şekline göre de değişiklik gösteriyor.
Çayda bulunan antioksidanlar meme, kolon, akciğer, pankreas, prostat, cilt kanseri gibi birçok kanser türüne karşı koruma sağlar.
Cildi zararlı ultraviyole ışınlara karşı korur. Özellikle yeşil çay güneş yanıklarına karşı koruma sağlar.
Tip 2 diyabete sahip kişiler için faydalıdır.
Dayanıklılığı artırır. Yeşil çayda bulunan kateşin (bir tür antioksidan) vücuda direnç sağlayarak yağın enerjiye dönüşmesine yardımcı olur.
Kalp krizi riskini azaltır. Kan va kalp damarına bağlı hastalıklara karşı koruma sağlar.

Çevrimdışı orgetmenim

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 128
  • 3.601
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 128
  • 3.601
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 14 Nis 2013 10:32:37
UHT sütleri öğrencilerle birlikte bazen bende tüketiyorum ama biraz sanayi işi gibi geliyor. Hani zararsız ama aynı zamanda yararsız gibi. Sizin fikirleriniz nedir bu hususta?

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 14 Nis 2013 11:07:06
Kola tüketenlerin idrar pH larına bakmalarını tavsiye ederim. Eğer idrar pH ı 5,5 çıkarsa vücutta asidoz kanser başlamış demek'tir. Asidoz daha fazlalaştığında yani 4,5 olduğunda zaten artık kanser iyice yayılmıştır. En sonunda ağrılar iyice arttığında doktora kontrole gidersiniz, size biyopsi yaparlar. Biyopsi yapılan yerde kanser varsa hemen vücudun başka bir bölgesine metasdaz yapmış olur. Önce size ne kanseri olduğunuzu sonrada kanserin başka bölümlere sıçradığı haberini alırsınız. Daha sonra hemen cerrahi müdahale, sonra kemo yani hardal gazının sıvı hali sonrada radyo önerirler. 5 kemo yaptıktan sonra yapacak bir şeyimiz kalmadı diyip eve gönderirler. Sonra Allahın Rahmetine kavuşursunuz. Kola'nın pH değeri 2,5 tur yani inanılmaz asidik, vücudunuzun bunu nötürleyebilmesi için çok fazla karbonat salınımı gerekir. Pankreas devamlı sodyum bikarbonat salgılar, böbrekler karbonatı kendisi üretir. Bu kadar asidik bir sıvıyı böbreklerimiz nötürlemeye çalışırken bol bol kalsiyum oksalat taşları oluşturur. Nötürlenemeyen asitler vücutta birikmeye başlar, bağışıklık sistemi atıl hale geçer, kanser yada mantar hücreleri asitlenmenin olduğu yerde çoğalıp koloniler oluşturur. Sonra size tümör teşhisi konur. Bol bol kola için sağlığa eminim çok faydasını görürsünüz.

Çevrimdışı asli35

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 9
  • 29
  • 9
  • 29
# 14 Nis 2013 19:05:08
kene

Çevrimdışı 38fatma

  • Bilge Üye
  • *****
  • 11.244
  • 134.861
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 11.244
  • 134.861
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 15 Nis 2013 06:38:54
Kilo Vermeyle İlgili Büyük Yanlışlar:

Y: “Su ödem yapıp beni kilolu gösteriyor”

D: Diyet yaparken sadece yediklerimizi azaltmak yeterli değildir. Vücut dengesini korumak açısından günde 2-3 litre su tüketmeniz gerekmektedir. Aksi halde vücut yeterli su alamadığından kendisini korumak adına içtiğiniz suyu tutacak bu da vücudunuzun ödem yapmasına neden olacaktır.

Çevrimdışı sebocan

  • Yönetim Ekibi
  • *****
  • 32.929
  • 513.126
  • 32.929
  • 513.126
# 15 Nis 2013 14:22:57
'Organik' diye kart tavukları yutturmuşlar


Markette yüksek fiyata satılan her iri tavuk organik değilmiş


Bazı aracılar, üreticiden aldıkları yumurta verimi düşen tavukları ‘organik’ diye satmaya başladı. Sektörde ‘çıkma’ adı verilen ‘20 aylık’ kart tavuklar, yüzde 30 ucuza alınıp tüketiciye normal tavuktan yüzde 50 daha pahalıya satılıyor.

Meyve ve sebze ürünlerinden sonra ‘organik’ dolandırıcılığı beyaz ete de sıçradı. Vatan Gazetesi'nin haberine göre  Bazı aracıların, üreticilerden aldığı yumurta verimi düşen 20 aylık tavukları, organik diye bazı market ve pazarlara sattığı ortaya çıktı. Yüzde 30 ucuz fiyata alınan kart tavuklar piyasada tüketiciye normalden yüzde 50 daha yüksek fiyata satılıyor. Hem daha büyük olması hem de etinin geç pişmesi, kart tavukları organik tavukla aynı özelliklere sahip hale getiriyor. Üreticiler ise müşteriyi sertifikalı ürün almaları konusunda uyarıyor.

Yumurta Üreticileri Merkez Birliği (YUM-BİR) Başkanı Derya Pala, yumurtlama ömrünü tamamlamış ve 1.5 yaşına gelmiş olan tavuklara ‘çıkma tavuk’ denildiğini söyledi.

Afrika’ya da gidiyor Kuzey Afrika’ya ihraç edilen tavukların bir kısmının iç piyasada ‘köy tavuğu’ ya da organik olarak satıldığını belirten Pala, şöyle konuştu: “Bazı kasaplarda köy tavuğu olarak satılan tavuklar, aslında çıkma tavuklar. Daha büyük ve yağlı olduğu için ‘gerçek köy tavuğu, yani organik’ diye ilgi görüyor. Oysa ki yumurta elde etmek için tesislerde büyütülen tavuklar bunlar.”

Kanatlı Ürünleri Tanıtım Grubu Uzmanı Mustafa Yılmaz ise Avrupa’da bu tür etleri yumuşatmak için bazı çalışmalar yapıldığını anlattı. Yılmaz’ın verdiği bilgiye göre bu etler elektrik veya ses dalgasıyla yumuşatılacak.

Çevrimdışı zalim09

  • Bilge Üye
  • *****
  • 7.885
  • 16.332
  • Öğretmen Adayı
  • 7.885
  • 16.332
  • Öğretmen Adayı
# 15 Nis 2013 22:12:23
"Suyu üç nefeste içmek hem insanı suya kandırır, hem mideye daha faydalıdır, hem sağlığa daha uygundur."
(Müslim, Eşribe 123; Ebû Dâvûd, Eşribe 19; Tirmizî, Eşribe 13)

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 15 Nis 2013 22:35:40
Kola İnsana Neler Yapıyor Neler!

 Kola ve gazlı içecekler tepeden tırnağa kadar her organı vuruyor. Bu asitli tutkudan vazgeçmek istemeyenleri, ileri yaşlarda ölümcül hastalıklar bekliyor...

 Sağlıksız olduğu hemen herkes tarafından bilinen kola ve gazlı içeceklerin zararları say say bitmiyor. Uzmanların 'uzak durun' uyarılarına rağmen bu asitli tutkudan vazgeçemeyenlerin haberimizi dikkatli okuması gerekiyor. Çünkü, kola ve gazlı içecekler tepeden tırnağa kadar hemen her organımıza zarar veriyor. Yapılan son araştırmalara göre; bu içecekler, beynimizden dişlerimize, kalbimizden üreme organlarımıza kadar bütün vücudumuzu vuruyor.
 
 DİYETİ DE ZARARLI

 ABD'li uzmanlar da 10 yıl süren araştırmaları sonunda çarpıcı verilere ulaştı. Yaşları 50 ila 70 arasında değişen 265 bin erkek ve kadın üzerinde yapılan geniş çaplı araştırmada; kola ve gazlı içecek tüketenlerin sağlık durumlarına bakıldı. Buna göre kolalı içeceklerden günde 4 kutudan fazla içenlerde, içmeyenlere göre yüzde 30 daha fazla depresyon gözlendi. Diyet içeceklerde de risk yüksek çıktı.

KANSERE DAVETİYE

 Araştırmacı Honglei Chen, aynı araştırmada günde 10 findan kahve içenlerin içmeyenlere göre sadece yüzde 10'unda depresyon belirtilerinin görüldüğünü söyledi. Kolalı içeceklerdeki şekerin kalp krizi, diyabet, kilo alma, kemik erimesi ve pankreas kanserine de yol açtığı ifade edildi.

 HER YUDUM RİSKLİ

Küçük-büyük birçok kişinin neredeyse her yemeğin yanında tükettiği kola; her içişte obez olma riskini 1.6 kat yükseltiyor .

Çevrimdışı meğri

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.165
  • 1.547
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 1.165
  • 1.547
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 15 Nis 2013 23:23:00
çay içtikten sonra titreme nedeni ne olabilir?

birde merak ettim ben yemeği çok yavaş yerim hızlı yemem ve yedikten sonra kendimi çok yorgun hissederim, çevremde kime söylesem çok garip karşılıyorlar, aranızda var mı bu şikayeti olan?

Çevrimdışı smileplease03

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.018
  • 2.893
  • Din Kült. Öğrt.
  • 4.018
  • 2.893
  • Din Kült. Öğrt.
# 16 Nis 2013 00:44:16
SEDEF HASTALIĞINI  iyileştiren bir öğretmenim var mı bu sitede? Bıktım usandım kaşınmaktan

Çevrimdışı 38fatma

  • Bilge Üye
  • *****
  • 11.244
  • 134.861
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 11.244
  • 134.861
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 16 Nis 2013 07:16:49
1- Abur Cubur tüketimlerinizde sağlıklı tercihler yapın.
Patates cipsi yerine 1 bardak kadar yağsız patlamış mısır tüketebilirsiniz. Yüksek kalori içeren kremalı bisküviler yerine kepekli ve az şekerli bisküviler tercih edilmeli.
En tehlikeli abur cuburların başında sosyal medyada da büyük oranda paylaşım alan yaş pasta ve cheesecake gibi yağ ve şeker oranı yüksek pastane ürünleri gelmektedir. ‘Bu gibi besleyiciliği düşük ama kalori içeriği yüksek besinler yerine meyve tüketerek de tatlı ihtiyacınızı karşılayabilirsiniz. Meyvelerin içerdiği fruktoz(meyve şekeri) sayesinde kan şekeriniz yükselecek ve tatlıya olan eğiliminize çözüm olabilecektir. Orta büyüklükteki bir armut, 1 avuç kadar kuru dut, 3-5 adet kuru kayısı, 1avuç üzüm, 10-15 adet çilek, 1 avuç kadar kurutulmuş elma veya 1 orta büyüklükte portakal tercih edebileceklerinizin sadece bir kısmı. Böylece fazladan kalori alımından kurtulup, daha sonra pişman olacağınız bir davranış sergilememiş olacaksınız. Kilo kontrolünü sağlama bakımından da büyük bir adım atmış olacaksınız.’
2-Tatlı tercihine dikkat
Tatlıdan vazgeçemeyenlerden misiniz? Uzman Diyetisyen İpek Ağaca, ‘Ağır, şerbetli, hamurlu tatlılar yerine daha hafif, daha az kalorili ve besleyici özellikteki sütlü tatlıları veya meyve tatlılarını tercih edebilirsiniz’ diyor. Sütlaç, muhallebi, pelteler, ayva-armut-elma veya kabak tatlıları gibi.. Tatlılarınızı tatlandırıcı kullanarak da hazırlayabilirsiniz.
3- Anaöğünleri ve anaöğünleri asla atlamayın!
günde 6-8 öğün beslenmelisiniz. 3 anaöğün, diğerleri ise araöğünler olarak planlanmalıdır. günlük yaşantılarında sosyal medya büyük yer kaplıyor. İnternet başında zamanın nasıl geçtiğini anlamayanlardansanız aman dikkat.. Atladığınız öğün, kan şekeri regülasyonunuzda düzensizliğe ve çabuk acıkmanıza neden olur. Bunun sonucunda ise; bir sonraki öğünde farkında olmadan daha çok besin tüketir; böylece gereğinden fazla miktarda enerji almış olursunuz. Bu durum, kilo alımlarını beraberinde getirmektedir. Kilo kontrolü ve tokluk için öğün atlamamak çok önemlidir.
4- Posalı besinlerin tüketimini arttırın!
İnternet başında uzun saatler harcandığı için kişiler hareketsiz kalmakta; aşırı hareketsizlik ve sağlıksız beslenme, kabızlık şikayetlerini de beraberinde getirebilmektedir. Yeterli posa tüketimini sağlamak için öğünlerinizde mutlaka sebze yemeği ve salata tüketmeye çalışmalısın, ekmeğinizi tam buğdaylı/çavdar gibi posa değeri yüksek olanlardan tercih edin, gün içerisinde 3-5 porsiyon meyve tüketin, haftada mutlaka 1-3 kez kurubaklagil yemekleri tercih edin.
5-Bol bol su için.
Sosyal medyada uzun süre geçirenler su içmeyi de unutuyorlar. ihtiyacımız olan su miktarından 1,5lt. -2,5lt. olduğunu unutmayın. Masanızın üzerinde temiz, cam bir şişede su bulundurun. Çantanızda, yanınızda su bulundurmaya dikkat edin. Acıktığınız zamanlarda da su için. Böylece hem su tüketimini arttırmış olursunuz, hem de suyun birmiktar tok tutma özelliğinden faydalanırsınız.
6-İçecek tercihiniz sağlıklı olsun..
Besin değeri açısından tercih edilecek İçecek, sade kahve yerine bol sütlü kahve ;Koyu bir çay yerine daha açık, hatta limonlu bir çay olabilir.. sıklıkla tüketilen tatlandırılmış içeceklerden vazgeçin. Gazlı içecekler, şeker eklenmiş içecekler, şeker eklenmiş tatlandırılmış çaylar, meyve suları (şeker oranı %25 veya daha az) gibi tatlandırılmış içecekler obeziteye neden olduğu için vazgeçilmelidir. Yapılan çalışmalarda bu içeceklerin tüketimi sonrasında kişilerde ciddi kilo artışlarıı meydana gelmiştir.

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK