Eğitimhane Sağlık Köşesi

Çevrimdışı linda75

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 117
  • 1.648
  • 117
  • 1.648
# 26 Ara 2016 08:52:16
Su

Çevrimdışı sebocan

  • Yönetim Ekibi
  • *****
  • 32.863
  • 512.266
  • 32.863
  • 512.266
# 13 Şub 2017 14:16:44
Bilim insanları, pirinç pilavını yaparken pirinci ıslatmadan haşlamanın sağlığa zararlı olabileceği uyarısında bulundu.

Son deneylere göre yaygın bir yöntem olan pirinci tencerede suyu çekene kadar pişirmek kalp hastalıklarına, diyabete, hatta kansere neden olabilir.

Belfast'ta Queens Üniversitesi'nde biyolojik bilimler profesörü Andy Meharg, BBC'de katıldığı bir programda sağlıklı pilav pişirme yöntemleriyle ilgili bilgi verdi.

Deneylere göre yetişirken pirinçte endüstriyel zehirler ve böcek ilaçlarından ötürü arsenik izlerine rastlanıyor.

Pirinci pişirince bu zehirlerin atıldığı sanılıyordu.

Ancak bilim insanları pirinç ancak bir gece önceden suda bekletilirse zehirlerinden arınabileceğini söylüyor.

Pirinci bir gece önceden ıslatmak faydalı

Profesör Meharg yaygın pilav yapma yöntemini kullanarak yani bir ölçek pirince, iki ölçek su koyarak pirinci haşladı.

Bu yöntemin sonunda Meharg arseniğin çoğunun pirinçte kaldığını gördüğünü belirtti.

Ancak bir ölçek pirince beş ölçek su konduktan sonra pişirilen pirinçte arsenik oranının yarılandığını gördü.

Son yönteme göreyse bir gece önceden ıslatılan pirinç pişirildiğinde zehrin yüzde 80 oranında azaldığı ortaya çıktı.

Meharg'a göre en güvenli pilav yapma yöntemi pirinci bir gece önceden ıslatmak, ertesi gün iyice yıkamak ve durulamak ardından bir ölçek pirinci beş ölçek suda pişirmek.

Çevrimdışı aslı_80

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.080
  • 12.050
  • Öğrenci Velisi
  • 2.080
  • 12.050
  • Öğrenci Velisi
# 15 Şub 2017 00:00:38
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Bilim insanları, pirinç pilavını yaparken pirinci ıslatmadan haşlamanın sağlığa zararlı olabileceği uyarısında bulundu.

Son deneylere göre yaygın bir yöntem olan pirinci tencerede suyu çekene kadar pişirmek kalp hastalıklarına, diyabete, hatta kansere neden olabilir.

Belfast'ta Queens Üniversitesi'nde biyolojik bilimler profesörü Andy Meharg, BBC'de katıldığı bir programda sağlıklı pilav pişirme yöntemleriyle ilgili bilgi verdi.

Deneylere göre yetişirken pirinçte endüstriyel zehirler ve böcek ilaçlarından ötürü arsenik izlerine rastlanıyor.

Pirinci pişirince bu zehirlerin atıldığı sanılıyordu.

Ancak bilim insanları pirinç ancak bir gece önceden suda bekletilirse zehirlerinden arınabileceğini söylüyor.

Pirinci bir gece önceden ıslatmak faydalı

Profesör Meharg yaygın pilav yapma yöntemini kullanarak yani bir ölçek pirince, iki ölçek su koyarak pirinci haşladı.

Bu yöntemin sonunda Meharg arseniğin çoğunun pirinçte kaldığını gördüğünü belirtti.

Ancak bir ölçek pirince beş ölçek su konduktan sonra pişirilen pirinçte arsenik oranının yarılandığını gördü.

Son yönteme göreyse bir gece önceden ıslatılan pirinç pişirildiğinde zehrin yüzde 80 oranında azaldığı ortaya çıktı.

Meharg'a göre en güvenli pilav yapma yöntemi pirinci bir gece önceden ıslatmak, ertesi gün iyice yıkamak ve durulamak ardından bir ölçek pirinci beş ölçek suda pişirmek.



Yazıyı okuyunca ürktüm. ::)

Çevrimdışı reisbey

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 252
  • 343
  • 252
  • 343
# 15 Şub 2017 00:04:37
Anlaşılan hicbirsey yememek gerek

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.228
  • 222.958
  • 28.228
  • 222.958
# 17 Şub 2017 21:26:43
 Narsistik Kişilik Bozukluğu ve tedavisi
Kendini mükemmel görmek, başkalarını düşünmemek ve yargılanmaktan korkmak

Nedir

Narsistik kişilik bozukluğu kendini mükemmel görmek, başkalarını düşünmemek ve başkaları tarafından yargılanmaya aşırı hassasiyet olarak tanımlanabilir. Sadece kendini düşünmek ve davranışlarının başkalarına olan etkisini umursamamak bu kişilerin en temel özellikleridir.

Narsistik kişiler genelde ilgi odağı olmayı, dikkat çekmeyi ve olayları control etmeyi isterler. Başkalarının hayranlığını ve sevgisini kazanmayı şiddetle arzularlar. Kendileri hakkında mükemmelliyetçidirler. Dikkati üzerlerine toplamak için tiyatromsu krizler yaratabilirler. Bu kişiler herkesin ve herşeyin kendilerine bağlı olması gerektiğine inanırlar.

Narsistik kişilik bozukluğu olan kişiler mükemmele ulaşmak için aşırı derecede çaba sarfederler. Birisi kendilerini yada yaptıkları işi eleştirdiğinde büyük bir öfke ile tepki verirler ve saldırganlık gösterebilirler.

Diğer taraftan bazı Narsistik kişiler ihtiyaçları olan tüm ilgi ve dikkati çekmelerine yetecek kadar yetenekli ve başarılı olabilirler. Böylece her hangi bir problem yaşamazlar ve gayet sağlıklı görünebilirler. Bu durumda bile hala kendilerinden bekledikleri normal üstü beklentileri nedeniyle tam olarak tatmin olmayabilirler.

Narsistik kişiler genelde kendi değerlerini fazlası ile abartırlar. Sürekli olarak yeteneklerini olduğundan fazla gösterirler, ukala, gösteriş meraklısı ve kendini beğenmiş görünürler. Kendilerinin herkesten daha üstün olduğuna inanırlar. Bu şekilde düşündükleri sürece kendilerini güvende ve mutlu hissedebilirler. Kişiliklerinin olumsuz taraflarını genelde inkar ederler yada mantıklı açıklamalar getirirler. Fakat kişi eğer önemli başarılara imza atamaz ise büyük bir ikilem yaşamaya başlarlar. Bunun sonucunda kendilerini sahtekar, boş ve mutsuz hissederler.

Bu kişiler duygusal olarak uç noktalarda yaşarlar; dolayısıyla ya kendilerini mükemmel görürler ya da utanç içinde kahrolurlar. Başka insanların onaylaması ile kendilerini mükemmel hissederler, gururlu, kibirli ve mağrur olurlar, kendi kendilerine yetebilirler. Başkalarının onayı olmaz ise yada kesilirse birden kendilerini aşağı hissederler, çirkin olduklarını düşünürler, kıskançlık ve haset duyarlar ve kendilerine olan tüm güvenlerini yitirirler.

Narsistik kişiler başkaları ile işbirliği yapmakta zorlanırlar çünkü dikkatleri hep kendi üzerlerinde olur. Yaptıkları her işte insanların hayranlığını kazanmaya ve mükemmelliklerini ve üstünlüklerini ıspatlamaya çalışırlar. Başka insanların duygularını yada ne yaşadığını algılayamazlar. Empati yapamazlar ve ender olarak bir insana duygusal olarak bağlanabilirler. Eğer başkalarının ihtiyaçlarını sezebilirlerse bunu o kişilerin zayıflıkları olarak değerlendirirler.

Narsistik kişiler başkalarının kendi rahatları ve mutlulukları için başka insanların isteklerinden vazgeçmeleri gerektiğine inanırlar. Sadece bir şeyi istiyor olmaları elde etmek için yeterli bir nedendir. Başkalarından özel muamele görmeyi hakettiklerine inanırlar. Bu insanlar genelde başkalarına haset ederler ve diğer insanlarında sürekli kendisini kıskandığını düşünür. Başka insanların sahip oldukları değerleri ve başarıları kıskanır.

Bu kişiler çoğunlukla başkalarının kendilerini nasıl algıladıklarına dikkat ederler, dolayısıyla değerli, üstün saydıları, özel yada yüksek statüye sahip insanlar ile olarak kendi değerini arttırmaya çalışırlar.

Narsistik kişilerin başkaları ile olan ilişkileri sorunludur çünkü aşırı ilgi ihtiyaçları ve başkalarının duygu ve düşüncelerini umursamamaları yüzünden insanlar uzaklaşırlar. Sosyal olarak aktif, keyifli ve cazip olabilirler fakat insanlara karşı sorumsuz ve kibirlidirler.

Özel ilişkilerinde narsistik kişiler eşlerinden karşılıksız sevgi ve ilgi isterler buna karşılık hiç bir sorumluluk almazlar. Bu kişilerin bir ilişkiye girmesinin iki nedeni vardır; ya arzu ettikleri bir noktaya ulaşmak (mevki, para, pozisyon vs) yada mükemmelliklerini sürekli onaylayıp destekleyecek birine duydukları ihtiyaç. Narsistik kişiler ile birlikte olan insanlar çoğunlukla daha once Narsistik bir anne yada babaya sahip olmuş kişilerdir, öyle ki çocukluklarında sömürünün ve ilgisizliğin sevgi olduğunu öğrenmişlerdir. Dolayısıyla Narsistik bir eş ile birlikte olduklarında kendi haklarını aramayı düşünmezler ve ilişkilerinde kalarak eşlerinin kendilerini hiç bir karşılık vermeden kullanmalarına izin verirler.

Narsist kişiler toplumsal sorumlulukların kendileri için geçerli olduğuna inanmazlar. Karşılığında hiç bir şey vermeden başkalarının kendilerine hizmet etmesini beklerler. İstekleri olmadığında sözlü saldırılar, sinir krizleri, duygusal, fiziksel yada cinsel taciz ile tepki verebilirler. Birisi çıkıp bencil ve sömürgen yapılarını yüzlerine vurmaya kalkarsa aşağılayıcı ve saldırgan olabilirler.

Mükemmel olduklarına dair inancı koruyabilmek için her tür davranışı gösterebilirler; değerlerini değiştirebilir, yalan söylemek, aldatmak, inkar etmek ve hatta gerekirse suç işlemek.

Tam olarak hastalığın sebebi bilinmiyor ama bazı araştırmacılar çocuklukta yaşanılan tecrübeler ile bağlantılı olduğunu öne sürmüştür. Hastalık genelde ergenlik çağının başında ortaya çıkmaya başlamaktadır.

Belirtiler
1.Kritize edilmeye karşı öfke, utanç ve aşağılanma hissi duyar
2.Kendi çıkarları için başkalarını kullanır
3.Sadece kendini düşünmek
4.Yeteneklerini ve başarılarını abartır
5.Başarı, güç, güzellik, zeka yada ideal aşk ile ilgili fantaziler kurar
6.Başkalarının kendisine farklı davranması gerektiğine dair beklentiler
7.Sürekli insanların dikkatinin ve beğenisinin üzerinde olmasını beklemek
8.Başkalarını kıskanmak ve haset etmek
9.Aşırı gurur ve mükemmel olduklarına dair inanç
10.Suçunu kabul etmez yada eleştiriyi kaldıramaz
11.Fedakarlık yada iyilik yapmaz ama gösteriş amacı ile küçük davranışlarda bulunabilir
12.Empati yapamaz
13.Herşeye hakkı olduğuna inanır
14.Yüzeysellik
15.Sürekli şöhret, zenginlik ve başarı hayalleri kurar
16.Dikkat çekmek, ilgi odağı olmak ve övülmek arzusu

Tedavi

Narsistik kişiler genelde psikoloğa yada psikiyatriste kişilik problemleri dışında başka sorunlar için gelirler. Genelde başka insanlar ile yaşadıkları problemleri kendi davranışlarının bir sonucu olarak düşünmezler aksine dış etkenlerin yada o insanların hataları sonucu olduğuna inanırlar. Bu kişiler çoğunlukla duygusal problemlere tahammül edemezler ve depresyon yaşadıklarında terapiye gelirler. Çoğunlukla gerçekler ile hayalleri arasında fark olduğunu gördüklerinde yada mükemmel olduklarına dair inançlarını sarsacak bir kriz yaşadıklarında (eşlerinin terketmesi, iş kaybı gibi) depresyona girerler.

Terapiye girmek genelde bu kişiler için zor olabilir çünkü yardıma ihtiyaçları olduğu fikri onlar için aşağılayıcı bir olaydır. Fakat ciddi bir kriz yaşıyorlarsa, kendilerine olan güvenlerini kazanmak, mükemmel oldukları inancına ve fantazilerine yeniden kavuşmak için tedaviye gelebilirler. Kendileri hakkındaki düşünceleri, geçmişleri, şu anki durumları ve tedavinin ne için gerektiği konusunda ki fikirleri itibarlarını yükseltme arzusu ile çarpıtılmıştır. Dolayısıyla gerçeklere dayalı yorumları redderler ve yeterince egoları beslenmezse terapiyi bırakabilirler. Dolayısıyla belli bir ölçüye kadar kişinin gururunun okşanması tedavinin devamını sağlamak açısından önemli olabilir.

Psikoterapi başkaları ile ilişkilerinde daha pozitif ve faydalı şekillerde davranmayı öğrenmesi, kendisi ve başkaları hakkında daha gerçekçi düşünceler geliştirmesi açısından faydalı olabilir, fakat doktorun hasta ile oldukça dengeli bir iletişim geliştirmesi çok önemlidir.

Çevrimdışı selcuk

  • Uzman Üye
  • *****
  • 6.028
  • 1.428
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 6.028
  • 1.428
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 25 Mar 2017 20:55:55
Arkadaşlar saç dökülmesine karsi önerebileceğiniz bi şampuan veya losyon varmı???

Çevrimdışı antalyalicavit

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.409
  • 806
  • Müdür Yetkili
  • 1.409
  • 806
  • Müdür Yetkili
# 25 Mar 2017 21:26:28
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Arkadaşlar saç dökülmesine karsi önerebileceğiniz bi şampuan veya losyon varmı???
Sampuani bosverin hocam hepsi kimyasal. Siz %100 dogal sarimsagi rendeleyip ya da ezerek suyunu cikarin. Sonra da sacinizin dokulen kismina (ya da hertarafina da olabilir) guzelce surun. 1 saat bekletin sacinizda. Ilk 5-10 dk yanma yapacaktir. Daha sonra ilik suyla ve sabunla guzelce yikayin. Her hafta yapin. Ama Hergun yaparsaniz daha verimli olur.

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.228
  • 222.958
  • 28.228
  • 222.958
# 22 Nis 2017 11:04:22
Karaciğere İyi Gelen Yiyecekler

En büyük organlardan biri olan karaciğerin, besinlerle birlikte alınan vitamin ve minerallerin emilmesi, vücuttaki zararlı maddelerin temizlenmesi gibi hayati görevleri bulunmaktadır.

Düzenli alkol kullanımı ve aşırı yağlı gıdaların tüketimi karaciğer yağlanması, hepatit ve siroz gibi karaciğer hastalıklarına yol açabilmektedir.

Karaciğer sağlığında ilk adım, tüketilen gıdaların dikkatle seçildiği bir dengeli beslenme programı olmalıdır. Doğru yiyecekler antioksidan etkileri ile karaciğeri temizler ve korur.

Karaciğer Sağlığı İçin Önerilen Gıdalar
Sebzeler: Sülfür içeren besinler karaciğeri temizler ve gıdalar yoluyla, çevresel faktörler ya da ilaçlar nedeniyle vücuda giren kimyasallardan daha kısa sürede kurtulmamızı sağlar.

Sülfür bakımından en zengin sebzeler soğan, sarımsak ve lahanadır. Ayrıca brokoli, Brüksel lahanası tüketerek karaciğeri temizleyecek oranda sülfür alabilirsiniz.

Tabii sadece bu sebzelerle kendinizi sınırlamayın ve genel sağlığınız açısından günde 3-4 servis taze sebze tüketmeye çalışın.

Ayrıca arnavut biberi, enginar (başta yaprakları), ekinezya, kekik, sarımsak, zencefil, söğüt yaprağı, deve dikeni, karahindiba, kırmızı biber ve elma suyu karaciğer dostu olduğu bilinen bitkiler arasındadır.

Meyveler: Antioksidan bakımından zengin meyveler karaciğerin normal fonksiyonlarını yerine getirmesine yardımcı olurken zararlı toksinlere karşı koruma sağlar ve bu toksinlerin vücuttan atılma sürecini hızlandırarak genel sağlığımıza katkıda bulunur.




Toksinleri temizleme görevi olan karaciğer, meyvelerden gelen antioksidanlarla birlikte çalışır ve karaciğerin üzerindeki yük bu sayede azaltılabilir.

Kivi, çilek, yaban mersini ve kızılcık gibi meyveler antioksidan bakımından oldukça zengindir.

Portakal, greyfurt gibi turunçgiller, erik, armut, elma gibi meyveler karaciğeri korur. Hali hazırda bir karaciğer rahatsızlığınız varsa karaciğer hasarını arttırabilecek A vitamini içeren (kavun gibi) meyveler tüketmeyin.

Tahıllar: Tam tahıllı gıdalar düşük yağ oranı ve kompleks karbonhidrat içeriği ile sağlıklı bir karaciğer için gerekli besinler arasında yer almaktadır.

Ayrıca antioksidan görevi gören ve vücut için gerekli vitaminleri, mineralleri içeren tam tahıllı gıdalar arasında buğday ekmeği, kepek, ve yulaf gevreğini sayabiliriz.

Protein: Vücudun enerjisini sağlayan ve kas dokusu oluşumunu destekleyen protein sağlıklı bir karaciğer için gereklidir. Ancak fazla protein karaciğeri yorabileceğinden uzmanlar tarafından önerilen günlük dozlarda tüketilmesi gerekir.

Proteini yağlı et gibi karaciğer için pek de yararlı olmayan besinler yerine az yağlı yoğurt, peynir, soya fasulyesi, ıspanak, bezelye gibi alternatif kaynaklardan alabilirsiniz. Karaciğer hastalıkları bulunanlara doktor tarafından protein tüketimini sınırlandırmaları önerilebilir. Böyle bir durumda doğru protein miktarını belirlemek için doktorunuza danışmalısınız.

Lif: Lif içeren gıdalar yemeklerle alınan fazla yağın vücuttan atılmasına yardımcı olur. Besin lifi aynı zamanda karaciğere destek olarak vücudun temizlenmesi işlemine katkı sağlar.

Mercimek, ıspanak, yulaf ezmesi, kepek, siyah fasulye, kuru fasulye gibi gıdaları beslenmenize ekleyerek almanız gereken lif miktarını alabilirsiniz. Ahududu, armut, elma ve muz gibi meyveler de lif bakımından zengindir.




Kaçınılması Gereken Gıdalar
Bazı yiyecekler karaciğere iyi gelirken bazıları karaciğer sağlığını bozabilir. Alkol bu listenin ilk sırasında yer almaktadır. Eğer karaciğeriniz sağlıklıysa günde 2 bardaktan fazla alkol tüketmemelisiniz.

Karaciğer hastalığınız bulunuyorsa alkolü tamamen bırakmanız önerilir. Yine karaciğer hastalarının A vitamini tüketimini kontrol altında tutmaları gerekmektedir.

Normal olarak alınan A vitamininin genel olarak karaciğere bir zararı yoktur ancak aşırı A vitamini karaciğer hücrelerinde tahribata yol açabilir.

Yüksek oranda A vitamini içeren gıdalar arasında havuç, yağlı süt, yumurtayı sayabiliriz.

Karaciğer hasarını önlemek için doymuş yağ tüketimini azaltmak gerekmektedir. Kırmızı et, margarin, kızartılmış gıdalar doymuş yağ içerir ve sadece karaciğer için değil kalp ve damar sağlığı açısından da zararlıdır.

Yağlı et yerine tavuk, hindi eti veya balık tüketebilirsiniz. Yemeklerde doymuş yağ içeriğini azaltmak için zeytinyağı kullanabilirsiniz. Yumurta yerken kolesterolü düşürmek ve yağ birikimini engellemek için sarılarını ayırabilirsiniz.

Bazı karaciğer hastalıkları karaciğerin protein sentezini yapmasını önleyerek damarlardan sıvı sızmasına ve diğer dokularda sıvı birikmesine neden olabilir.

Fazla tuz tüketimi vücudun tuttuğu su miktarını arttırdığından dokularda biriken sıvılar ödem oluşumuna yol açabilir. Tuz alımını (sodyum) kontrol altında tutarak sıvı birikimini ve şişliği azaltabilirsiniz.

Yüksek oranda sodyum içeren gıdalar arasında konserve yiyecekler, fast food ürünleri, şarküteri ürünleri, işlenmiş etler, hazır çorbalar sayılabilir.

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.228
  • 222.958
  • 28.228
  • 222.958
# 22 Nis 2017 11:06:01
Reflüye İyi Gelen Yiyecekler

Belirli gıdalar ve aşırı yemek, mide asidi üretimini arttırarak reflü şikayetlerine neden olabilir. Bazı gıdalar ise mide ve yemek borusu arasında bulunan, mide asidinin yemek borusuna çıkmasını engelleyen özofagus kasının zorlanmadan işlevini yerine getirmesine yardımcı olur.

Zayıflayan özofagus kası özellikle yağlı ve kızarmış gıdalar, domates içeren yiyecekler, çikolata, kafeinli içecekler ve alkol nedeniyle düzgün çalışmayabilir.

Bu yiyecek ve içecekler reflü ağrılarının artmasına yol açabilir. Bunun nedeni, bu gıdaların mide asidi üretimini arttırması ve sindirilmelerinin uzun sürmesidir.

Uzmanların reflüsü olanlara tavsiye ettiği yiyecekler genellikle sindirimi kolay ve aşırı mide asidine neden olmayacak yiyeceklerdir.

Reflü ve Beslenme
Her insanın sindirim sistemi gıdalara farklı tepkiler verebilir.

Reflü belirtileri genellikle asitli meyveler ve içecekler, kafein, çikolata, alkol nedeniyle artarken reflüsü olan bazı kişilerde bu gıdaların bazıları belirtilerin şiddetlenmesine yol açmayabilir.

Siz de hangi gıdaların reflüyü arttırdığını bulmak için kendinize bir liste hazırlayabilirsiniz. Aşağıdaki sindirimi kolay besinler uzmanlar tarafından reflüsü olanlara önerilen gıdalardır.

Bitkisel Protein: Columbia Üniversitesi’nin yaptığı çalışmaya göre bitkisel kaynaklardan alınan protein mide ve yemek borusu arasındaki asit geçişini engelleyen özofagus kasını zorlamıyor ve bu kasın fonksiyonunun gelişimine katkıda bulunuyor.




Hayvansal gıdalardan alınan protein yerine protein bakımından zengin fasulye (özellikle siyah fasulye) ve mercimek tüketmek reflü belirtilerinin azalmasına yardımcı olacaktır. Siyah fasulye ayrıca sindirim ve genel sağlık için önemli lif, folat ve antioksidanlar içerir.

Lifli Gıdalar: Lifli besinler sindirim sırasında aşırı mide salgılanmasını engeller ve reflü riskini azaltır.

Beslenmenize tam tahıllı gıdaları, lif bakımından zengin meyve ve sebzeleri ekleyerek reflü nedeniyle yaşanan ağrıları hafifletebilirsiniz.

Muz, elma, şeftali, armut, kavun ve çilek bir reflü diyetinde tavsiye edilen meyvelerdir. Ancak lifli olmalarına karşın aynı zamanda asitli olan portal, mandalina ve greyfurt gibi meyveler asit reflüye neden olabilir. Domates ve domatesli gıda ürünlerinin genel olarak reflü şikayetlerini arttırdığı bilinmektedir. L

if bakımından zengin diğer yiyecekler arasında kepekli tahıllar, esmer pirinç, yulaf ezmesi ve bazı makarna türlerini sayabiliriz.

Sebzeler: Domates dışında kalan tüm sebzeler reflü hastalarına önerilmektedir. Tabii sebzelerle hazırlanan yemeklerin az yağlı olması ve sebzeleri salata şeklinde tüketecekseniz salata sosu kullanmamanız tavsiye edilir.

Özellikle lahana gibi omega 3 yağ asitleri, vitamin ve mineral bakımından zengin sebzeler reflünün tedavisine yardımcı olabilir.

Aşağıdaki yiyecekler reflüyü tetiklemeyen ve fazla mide asidi üretimine yol açmadan sindirilebilir;

Elma
Muz
Patates (fırında veya haşlama)
Brokoli
Lahana
Havuç
Fasulye
Yağsız kıyma
Tavuk göğsü (haşlama)
Balık
Beyaz peynir
Ekmek
Kepek
Yulaf
Esmer pirinç
Beyaz pirinç
Mısır ekmeği
Yağsız krem peynir
Soya peyniri
Yumurta akı
Bu liste reflüsü olanların tüketebileceği gıdaların tamamını içermemektedir.

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.228
  • 222.958
  • 28.228
  • 222.958
# 22 Nis 2017 11:13:47
B12 Vitamini Nelerde Bulunur?

B12 vitamininin ana görevi (diğer görevleri yanında) kırmızı kan hücresi üretimi ve merkezi sinir sisteminin korunmasıdır.

B12 vitaminini gereğinden fazla almak gibi bir durum söz konusu değildir, çünkü B12 vitamini suda çözünen vitaminler arasındadır ve vücut ihtiyacı olanı aldıktan sonra fazlasını idrar yoluyla sistemden atar. Bu nedenle düzenli olarak alınmalıdır.

B12 vitamini hayvansal ve bitkisel gıdalarda (takviye edilmiş olanlarında) bulunmasına karşın hayvansal gıdalardan alınan B12 vitamini vücut tarafından daha iyi emilir.

B12 vitamini eksikliğinde anemi, denge kaybı, bacak ve kollarda uyuşma, karıncalanma, güçsüzlük gibi belirtiler görülebilir.

B12 Vitamini Hangi Besinlerde Bulunur?
B12 vitamininin ana kaynağı hayvansal gıdalardır ve pek çok hayvansal gıda bu vitamin bakımından zengindir. Günümüzde bazı bitkisel gıdalara sonradan B12 vitamini eklenmektedir. Satın aldığınız bitkisel gıdanın B12 vitamini içerip içermediğini ambalajında bulunan “içindekiler” bölümünden öğrenebilirsiniz.

Aşağıda B12 vitamini bakımından en zengin gıdaları bulabilirsiniz. Bu besinler yüksek oranda B12 içermesine karşın bazılarının kolesterol ve kalori oranları herkesin tüketimi için uygun olmayabilir.

Yüksek kolesterolü olanlar bu gıdaları tüketmeye başlamadan önce doktora danışarak, kendileri için uygun bir beslenme programı veya vitamin takviyesi önerisi almalıdır.




Deniz Ürünleri: Balık yumurtası en çok B12 vitamini içeren gıdalar arasındadır. 50 gram balık yumurtası günlük B12 vitamini ihtiyacının yaklaşık 5 katını karşılar.

Ülkemiz mutfağında pek popüler olmayan, ancak B12 bakımından zengin bir diğer deniz ürünü ise ahtapottur. 15 gram ahtapot günlük B12 ihtiyacının tamamını karşılamaya yeter.

Yüksek miktarda protein ve esansiyel yağ asitleri içeren uskumru, somon, sardalya ve ton balıkları aynı zamanda iyi birer B12 vitamini kaynağıdır.

100 gram uskumru günlük B12 ihtiyacının 3 katını, aynı miktarda somon yine 3 katını, ton balığı yaklaşık 2 katını, sardalya 1.5 katını karşılar. B12 bulunan diğer deniz ürünleri ise istiridye ve midyedir.

Et: Sırasıyla; kuzu ciğeri, sığır ciğeri, dana ciğeri, hindi ciğeri, ördek ciğeri ve kaz ciğeri B12 vitamini bakımından en zengin et ürünleridir.

Bunlar dışında sığır eti veya dana kıyma da hem B12 hem de protein, çinko ve demir bakımından oldukça zengindir. 100 gram kuzu eti günlük B12 ihtiyacının yarısından fazlasını karşılar.

Yumurta ve Peynir: Yüksek kolesterollü olması bir yana peynir çeşitleri B2 (riboflavin), protein ve kalsiyum içerir. Peynir çeşitlerinde bulunan B12 vitamini miktarı peynir tipine göre farklılıklar gösterebilir.

Örnek olarak 100 gram beyaz peynir günlük B12 vitamini ihtiyacının yaklaşık olarak 1/3’ünü karşılar. 1 adet yumurta sarısı ise günlük ihtiyacın %6’sını karşılar.

B12 Vitamini Bulunan Diğer Besinler
Takviye edilmiş kahvaltılık gevrekler
Yağsız yoğurt
Yağsız süt
Tam yağlı süt
Tam yağlı yoğurt
Tavuk
Takviye edilmiş tofu
Karides
Geyik eti
Deniz yosunu
Maya
Takviye edilmiş soya sütü
Sakatat



B12 Vitamini Eksikliği Neden Olur?
Mide rahatsızlıkları B12 vitamini eksikliği nedenleri arasındadır. B12 vitamininin vücut tarafından emilmesine yardımcı olan hücreler, mide tahrişi veya mide iltihabı nedeniyle fonksiyonlarını yerine getiremezse vitamin sisteme dahil olamaz.

Aynı şekilde mide asidi üretiminin az olduğu kişilerde B12 vitamini vücut tarafından emilemediği için B12 eksikliği görülebilir. Bu mide hastalıklarının pek çok farklı nedeni olabileceği gibi mide asidini dengeleyen reçeteli ilaçların aşırı kullanımı da aynı sonuçları doğurabilir.

B12 vitamini eksikliğinin diğer nedenleri arasında aşırı alkol tüketimi, çölyak hastalığı, bağırsak parazitleri ve bakterileri, mide ülseri, gastrit ve protein bakımından yetersiz beslenme sayılabilir.

B12 bakımından zengin hayvansal gıdaları tüketmeyen vejetaryenler genel olarak bu vitaminin eksikliği riskiyle karşı karşıyadır.

50 yaşın üzerindeki kişilerde vücut B12 vitaminini emme yeteneğini büyük ölçüde kaybeder. Aynı zamanda mide ve bağırsaklarla ilgili ameliyatlar sonrası B12 vitamini eksikliği görülebilir.

B12 Vitamini Eksikliğinde Ne Olur?
B12 vitamini eksikliğinin en yaygın belirtileri; iştahsızlık, yorgunluk, kabızlık, kilo kaybı ve anemidir. Ayrıca el ve ayaklarda uyuşma, karıncalanma gibi sinir sistemi sorunları görülebilir.

İlerleyen vakalarda denge sorunları, depresyon, zihin karışıklığı, bunama, hafıza zayıflığı, ağız içinde ve dilde ağrılar oluşabilir.

B12 eksikliği anemi sorunu olmayan kişilerde bile sinir sistemi sorunlarına neden olabilmektedir.

Bebeklerde görülen belirtiler ise büyüme geriliği, hareket ile ilgili sorunlar, gelişimsel sorunlar ve megaloblastik anemidir. Bu nedenle, yetişkinlerde ya da bebeklerde görülen B12 eksikliği en kısa sürede önlem alınması gereken önemli bir durumdur.

B12 Vitamininin Ön Plana Çıktığı Hastalıklar
Aşağıdaki hastalıkların tedavisinde B12 vitamini bakımından zengin bir beslenme programı ya da B12 vitamini takviyesi kullanımı önerilebilir.

Alkolizm
Anemi (Pernisiyöz)
Artrit (Romatoid)
Astım (Bronş)
Kteroskleroz
Kanser
Çölyak Hastalığı
Crohn Hastalığı
Dermatit (Seboreik)
Kronik yorgunluk
Lösemi
Lupus
Multipl Skleroz
Nöropatiler

Çevrimdışı mehmetalibozlu

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.485
  • 6.068
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 3.485
  • 6.068
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 25 Nis 2017 08:32:00
eşimi 7 yıl önce bel ağrısı yüzünden özel hastaneye doktora götürdük fıtık var yarın aç gel ameliyat edelim dedi bizde yuh dedik gittik 3 hafta önce başka bir özel hastaneye gittik onda MR sonucuna bktınve ameliyat dedi güvenemedik osmaniye devlet hastanesinde iki tane daha beyin cerrahına gittik onlarda ameliyat dedi.kendisi veya yakınınameliyat olan var mı bunun başka çaresi yok mu

Çevrimdışı mehmetalibozlu

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.485
  • 6.068
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 3.485
  • 6.068
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 25 Nis 2017 09:42:04
q

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.228
  • 222.958
  • 28.228
  • 222.958
# 25 Nis 2017 19:16:44
SİNÜZİT İÇİN DOĞAL TEDAVİ VE BİTKİSEL ÇÖZÜM

Sinüzite iyi gelen bitki çayları
Sinüsler kafatasında burun ve elmacık kemiği ile şakak arkasında bulunan hava boşluklarıdır. Bu boşluklarda biriken mukus tabakası sinüsler ile ilgili sorunlara ve hastalıklara neden olabilir. Sinüzitin en önemli belirtisi baş ağrısına neden olmasıdır. Özellikle şakak ve alın bölgesinde baskı ve ağrı hissi sinüzit belirleri arasında en bilinenidir. Bazı hastalıklar nedeni ile de bu boşluklara mukus birikebilir. Akut ve kronik olmak üzere iki sinüzit vardır. Akut sinüzit 4 hafta sürerken kronik sinüzit 12 hafta ya da daha fazla sürebilir. Sinüzitin tedavisinde sinüzite neden olan etkenleri ortadan kaldırmak önem arz etmektedir. Bir takım alerjen maddeler, yiyecekler, kulak, burun ve boğaz yolu enfeksiyonları sinüzit nedenleri arasında en sık karşılaşılanlarıdır. Bu nedenleri ortadan kaldırmanın yanı sıra sinüzitin bitkisel tedavisi için sinüzite iyi gelen şifalı bitkilerden de faydalanmak mümkündür.

Sinüzitin Nedenleri: Sinüs enfeksiyonu neden olur?

– Aşırı süt ürünleri alımı
– Tütün ve kirlilik
– Gıda alerjileri
– Çevre alerjileri
– Sinüslerde mantar enfeksiyonu
– Diş enfeksiyonu
– Nezle ve grip

Sinüzit belirtileri nelerdir?

– Burun tıkanıklığı ya da burun akıntısı
– Kalın ve renksiz mukus
– Yüzde ağrı ve basınç
– Ateş
– Gözlerin arkasında ağrı
– Boğaz ağrısı
– Rahatsızlık ve zayıflık

Sinüzite iyi gelen bitkiler: Sinüzit için bitkisel çözümler

1. Elma sirkesi ve sinüzit

Elma sirkesi sinüs sorunlarında kullanılan etkili çözümler arasındadır. 1 ya da 2 kaşık elma sirkesi 1 bardak su içerisine eklenir. Ardından içerisine bir çay kaşığı da çay eklenir. Bu karışım günde 3 kez; 5 gün boyunca düzenli olarak içilebilir. Elma sirkesi sinüs içerisindeki boşluklarda biriken mukus birikimini dağıtır ve tıkanıklığı giderir.

2. Yaban turbu

Yaban turbu sinüs tıkanıklığı için en iyi bitkisel ilaçlardan biridir. Biraz yaban turbu rendelenir. Bir tutam kadar ağızda tutulur ve tükürülür. Sinüslerde bulunan tıkanıklığı giderirken aynı zamanda mukusu gidermek için de kullanılır.

3. Greyfurt çekirdeği ekstresi

Kronik sinüs tıkanıklığı temizlemek için en iyi ev çözümlerinden biridir. Greyfurt çekirdeği ekstresi doğal antibiyotik olarak davranır. Aynı zamanda mükemmel anti-mantar özellikleri vardır.

4. Acı biber

Acı biber düzenli olarak beslenme düzeni içerisinde tüketilir. Burun tıkanıklığının yanı sıra sinüslerde oluşan baskıyı da azaltır.

5. Sinüs açıcı doğal burun damlası

Bir çay kaşığı deniz tuzu 2 su bardağı ılık su içinde karıştırılır. Ardından burun kanallarına uygulanır. Burun kanallarında bulunan tıkanıklığın azalmasına yardımcı olur.

6. Havayı nemlendirmek

Ortam nemli tutulmalıdır. Bu nedenle oda nemlendiriciler kullanılabilir. Burun tıkanıklığına havadaki nem oranının az olması da neden olabilir.

7. Soğan

Soğan kaynar su içerisine konulur. Yaklaşık 5 dakika kadar kaynatılır. Ardından bu sudan çıkan buhar teneffüs edilir. Soğan en iyi anti bakteriyel ajanlardan biridir. Sinüslerde oluşan mukusun dağıtılmasına yardımcı olur.

8. Sarımsak

Ezilmiş sarımsak bal ile karıştırılarak tüketilebilir. Bu işlem sinüs boşluklarında oluşan enfeksiyonun yatışmasına yardımcı olur. Sarımsak son derece etkili anti-bakteriyel ve antibiyotik etkilere sahiptir. Enfeksiyonun hızla iyileşmesine yardımcı olur.

9. Sıcak kompres kullanmak

Sıcak kompres de sinüs enfeksiyonunda kullanılmaktadır. Ağrı ve basınç hissedilen alanlara sıcak kompres doğrudan uygulanabilir. Ağrının hafiflemesine yardımcı olur. Burun bölgesinde hissedilen basıncı azaltır.

10. Havuç ve salatalık suyu

Salatalık ve havuç suyu da bol bol tüketildiğinde sinüs enfeksiyonunu engellemek için kullanılabilir.

11. Sandal ağacı, salatalık ve neem yaprakları

Sandal ağacı tozu, salatalık ve neem yaprakları karıştırılarak hamur haline getirilir. Sinüs enfeksiyonundan etkilenen alanlar üzerinde yapıştırılabilir. Bir süre ılık su ile yıkanır.

12. Fesleğen ve çay yaprakları

sinüzite iyi gelen bitki çayları arıyorsanız yeşil çay ve fesleğen bu bakımdan bulunmaz nimetlerdir. Yeşil Çay yaprakları ve fesleğen yaprakları ezilerek hamur haline getirilir. Burun ve şakak bölgesine yapıştırılır. Sinüs enfeksiyonunun hafiflemesinde son derece etkilidir.

13. Sıcak su

Bir bardak sıcak suya yarım çay kaşığı tuz eklenir ve bu karışım ile gargara yapılır. Gargara ile boğaz ve sinüs tıkanıklarının önüne geçilebilir.

14. Uyku sırasında kafayı yukarıda tutmak

Sinüs enfeksiyonu nedeni ile acı varsa kafa her zaman yüksekte tutulmalıdır. Böylece tıkanıktan kaynaklanan rahatsızlık hissi azalır ve mukus daha kolay dışarı atılır.

15. Çemen tohumu

Bir çay kaşığı çemen tohumu bir bardak su içerisinde kaynatılır. Ardından süzülür ve sıcak şekilde tüketilir. Çemen otu, sinüs enfeksiyonlarında kurtulmak için etkili bir çözümdür.

16. Okaliptüs yağı

Okaliptüs yağı birkaç damla kadar ılık banyo suyuna eklenebilir. Burun ve sinüslerdeki tıkanıklığın giderilmesine yardımcı olur.

17. Fesleğen yaprakları

Fesleğen yaprakları ezilerek bir hamur haline getirilir. İçerisine biraz da bal eklenerek elde edilen hamur basınç hissedilen alanlara uygulanır. Etkili çözümler arasındadır.

18. Kimyon tohumu

Bir çay kaşığı kimyon tohumu ince pamuklu bez içerisine konur. Bu bez suyu içerisine atılır. Suya birkaç damla okaliptüs yağı da eklenebilir. Kaynayan sudan çıkan buhar teneffüs edilir.

19. Aromaterapi

Bu yöntem sinüs tıkanıklığını gidermek için en etkili çözümler arasındadır. Lavanta esansiyel yağı, okaliptüs esansı ya da nane esansı karıştırılır. Elde edilen karışım sıcak su dolu kaseye eklenir ve buharı solunur.

20. Sirke

Sirke de sinüs enfeksiyonlarında kullanılan bir çözümdür. Kaynar suya 1 çorba kaşığı sirke eklenir. Buharı teneffüs edilir. Bu işlem sinüs boşlukları içerisinde bulunan mukusu dağıtırken boğazda balgam oluşmasını da engeller.

21. Zencefil ile sinüzite bağlı baş ağrısı nasıl geçer:

Zencefili ister yiyecek olarak tüketin isterseniz de zencefil çayı olarak için sinüzite bağlı baş ağrılarını geçirmek için birebir fayda etmektedir.

Sinüs enfeksiyonu için önleyici tedbirler

– Bol su ve diğer sıvılar tüketilmelidir. Sıvı tüketiminin artırılması burun tıkanıklığı ve burunda biriken mukusu gidermeye yardımcı olur. Suyun yanı sıra sıcak bitkisel çaylar ve sebze ile meyve suları tüketilebilir. Sebze ve meyve sularının taze olmasına özen gösterilmelidir.
– Sinüs nedeniyle baskı ve ağrı hissediliyorsa havasız ortamlarda bulunulmaması önerilir.
– Grip ya da soğuk algınlığı gibi hastalıkları olan kişiler ile yakın temas halinden kaçınılmalıdır.
– Soğuk algınlığı sinüs enfeksiyonunu tetikleyebilir. Bu nedenle eğer grip ya da soğuk algınlığı belirtileri varsa bağışıklık sistemini güçlendirmek için C vitamini, A vitamini ve çinko takviyeleri alınabilir.
– Sinüs boşlukları üzerinden oluşan mukus tıkanıklıklarını temizlemeye yardımcı olmak için baharatlı gıdalar tüketilebilir.
– Sigara kesinlikle içilmemelidir.
– Şeker yerine bal ve tatlandırıcılar kullanılabilir.
– Alerji belirtileri kontrol altına alınmalıdır.

Sinüs enfeksiyonu son derece rahatsız edici bir sağlık sorunudur. Yüzde şiddetli ağrı ve baskılara neden olabilir. Aynı zamanda nefes almada güçlük yaşanabilir ve geniz akıntısı oluşabilir. Sinüs enfeksiyonu belirtileri varsa bu bitkisel çözümler rahatlıkla kullanılabilir. Sinüs enfeksiyonu mutlaka tedavi edilmelidir. Uzun sürdüğü takdirde ya da kronikleştiğinde sinüzite neden olabilir. Kronik sinüzit durumunda her viral hastalık ile birlikte sinüs enfeksiyonu tekrar edebilir. Eğer kişide şiddetli ağrılar ve baskı hissi varsa doktora gidilmesi önerilir. Doktor ve ilaç tedavisi ile kronik sinüs sorunlarına cevap alınabilir. Doktor ve ilaç tedavisi ile birlikte bitkisel çözümler de uygulanabilir. Bazı bitkisel çözümler kullanılırken alerjik reaksiyona neden olabileceğinden dikkatli uygulanması önerilir.

Sinüs enfeksiyonu ciddi bir rahatsızlık olmasa da tedavi edilmesi gerektiği unutulmamalıdır. Doktor tedavisi ile bitkisel tedavilerin bir arada kullanılması tavsiye edilir.

Çevrimdışı hüsnü_zan

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 418
  • 665
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 418
  • 665
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 06 May 2017 12:47:39
Mikrodalga fırın almayı düşünüyorum sağlıklı olup olmadığı konusunda tereddütlerim var fikirlerinizi bekliyorum. Hangi marka model alayım(uygun bir seye bakıyorum)

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.228
  • 222.958
  • 28.228
  • 222.958
# 06 May 2017 18:18:15
Muz kabuğunun bilmediğiniz 5 faydası

1- Muz kabuğunun içini sivrisinek ısırıklarına sürdüğünüzde, kaşıntısını ve şişkinliğini alır.

2- Ayaklardaki nasırların yumuşaması için, muz kabuğunun içini sıyırın, bir kaşık kadar olduğunda nasırın üzerine koyun, üstünü sarın. Birkaç saat sonra açıp temiz su ile yıkayın. Ya da direk muz kabuğunu sarabilirsiniz nasırınıza.

3- Muzun kabuğunu akneleri geçirmek üzere, üstüne sürebilirsiniz.

4- Diz ağrılarının geçmesine yardımcı olmak için muz kabuğuyla dizleri ovun.

5- İçindeki potasyum ve yağlarla çok iyi bir ayakkabı cilasıdır. Muz kabuğunun içiyle ayakkabınızı ovun sonra bez ile temizleyin.

En sağlıklı dondurmayı da muzdan yapabilirsiniz. Birkaç tane muzu soyup, parçalara ayırıp, 30 dakikalığına buzluğa atın, donmaya yakın alın, blenderdan geçirin, isterseniz süt de ekleyebilirsiniz. Sonra sevdiğiniz tat ile tatlandırın, kakao, keçi boynuzu tozu, vanilya, frambuaz, herşeyi deneyebilirsiniz.

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK