" Her Çekirdek, Bir Ağaçtır." Adlı Kampanyaya Destek

Çevrimdışı şule27

  • Uzman Üye
  • *****
  • 870
  • 478
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 870
  • 478
  • 1. Sınıf Öğretmeni
11 Ağu 2007 20:51:40
Yaz aylarında sofralarımızın vazgeçilmezi olan meyvelerin çekirdeklerini ne yaptığınızı hiç düşündünüz mü? Diğer atıklarla beraber çöpe gidiyordur muhtemelen. Çekirdeği de yenilebildiği için belki kayısı bunun dışında kalabilir; ama bütün çekirdeklerin kaderi çöpe gitmektir genellikle.

Oysa her meyve çekirdeğinde bir ağaç saklı. İstisnasız her ağacın nüvesi, ilk hali çekirdektir. Fideye dönmüş halleriyle görmeye alıştığımız ve ilkbaharda diktiğimiz zeytin, çam, ladin, şeftali, kayısı, erik gibi bitkilerin kaynağı da aslında çekirdekler. Fide veya Ege’deki yaygın tabiriyle fidanlar, Anadolu’da önemli bir ticarî sektör olduğundan, çekirdeklerden ağaç dikmek hiç gündeme gelmez bu ülkede.(Zafer Özcan - z.ozcan@aksiyon.com.tr - Sayı: 659 - 23.07.2007)

Tek yapmamız gereken meyve çekirdeklerini gölgede kurutup, toprakta çekirdeğin çapı kadar bir oyuntuya bu çekirdekleri gömmek.Ben biriktirmeye başladım bile ;)

Çevrimdışı emrovic

  • Uzman Üye
  • *****
  • 506
  • 339
  • 506
  • 339
# 11 Ağu 2007 21:51:02
sağolun hocam güzel fikirmiş gerçekten.Ayrıntılı yazı;

Çevreci doktor ormana mutfak kuracak



Manisa’nın ikinci Tarzan’ı diye anılan Doktor Fahrettin Er, Manisa dağlarını meyve ağaçlarıyla donatmak için kolları sıvamış. Yöntemi ise basit; meyve çekirdeklerini çöpe atmak yerine, paraşütçülerle dağlara serpmek.
   

--------------------------------

Yaz aylarında sofralarımızın vazgeçilmezi olan meyvelerin çekirdeklerini ne yaptığınızı hiç düşündünüz mü? Diğer atıklarla beraber çöpe gidiyordur muhtemelen. Çekirdeği de yenilebildiği için belki kayısı bunun dışında kalabilir; ama bütün çekirdeklerin kaderi çöpe gitmektir genellikle.

Oysa her meyve çekirdeğinde bir ağaç saklı. İstisnasız her ağacın nüvesi, ilk hali çekirdektir. Fideye dönmüş halleriyle görmeye alıştığımız ve ilkbaharda diktiğimiz zeytin, çam, ladin, şeftali, kayısı, erik gibi bitkilerin kaynağı da aslında çekirdekler. Fide veya Ege’deki yaygın tabiriyle fidanlar, Anadolu’da önemli bir ticarî sektör olduğundan, çekirdeklerden ağaç dikmek hiç gündeme gelmez bu ülkede.

Manisa’nın yeni kuşak Tarzan’ı olarak tanınan Dr. Fahrettin Er’in başlattığı, ‘her çekirdek bir ağaçtır’ kampanyası, ağaç ve orman kavramına işin kaynağından, yani çekirdekten bir bakış açısı getiriyor. ‘Yediğiniz meyvelerin çekirdeklerini çöpe atmayın’ diyor Doktor Bey, bu çekirdeklerin her birinde bir ağacın saklı olduğunu hatırlatarak. Önerisi son derece basit ve uygulanabilir aslında; çekirdekleri belirli merkezlerde toplamak, sonra da bunları dağlık araziye atmak. Atma işini gönüllüler de yapabilir, yamaç paraşütçüleri de. Toprağa rasgele bırakılan her on çekirdekten birinin mutlaka tuttuğunu belirterek, “Eğer dikerseniz, çekirdeklerin her birinin ertesi yıl, başını topraktan çıkardığını görürsünüz” diyor. Hesap basit, Manisa’nın meşhur Spil dağına 1 milyon çekirdek atılabilirse, bunların en az 100 bini meyve ağacı olarak geri dönecek. Peki, bu proje nereden çıktı, sonuçları neler olabilir, ilgi görecek mi ve tabiat açısından önemi nedir?

ORMANLARIMIZIN MUTFAĞI YOK!

Dr. Fahrettin Er’in büyük ilgi gören projesinin uzun yıllara dayanan bir altyapısı var. O, her fırsatta kendini tabiatın kollarına bırakan, her gittiğinde de dağlara, ormanlara katkı yapmayı ihmal etmeyen bir çevreci. Yine bir hafta sonu, doktor arkadaşlarıyla birlikte çıktığı Spil Dağı’nda ilginç bir durum dikkatini çeker. 1997 başlarıdır. Dağdaki ağaç ve orman yoğunluğuna rağmen, hayvan sayısının azlığıdır ona tuhaf gelen. Bu kadar ormanın bol olduğu bir yerde, farklı türden hayvanların bulunması da gerekmektedir ama bu teorik bilginin pratikte karşılığını bir türlü göremez Manisa dağlarında. Bunun sebeplerini araştırmaya başladıkça ilginç sonuçlara ulaşır. Ormanı bir ev gibi düşünürsek salon, oturma odası, çocuk odaları hatta banyo tuvalet bile mevcuttur ama mutfak unutulmuştur. Ev tanımlamasını biraz daha açıyor çevreci doktor: “Ormanın mutfağı olmaması demek, orada meyve veren ağaçların bulunmamasıdır. Sadece çam ve türevi reçineli ağaçlardan oluşan ormanlarda, doğal olarak vahşi hayvanları besleyecek bir ortam oluşamıyor. Beslenemeyen hayvanlar da bizim ormanlarımızda yaşayamıyor. O bakımdan ormanlarımızda mutfak bölümü eksik kalmıştır.”

Doktor Fahrettin Er, bu eksikliği giderebilmek için kendi çapında bir çalışma başlatır. Önce yabani armutları aşılamayı dener. Ardından erik, kiraz ve kayısı aşılamaya başlar, ormandaki yabani meyve ağaçlarına. On yıldır kendisi gibi gönüllü arkadaşlarıyla bu işi sürdürür ve toplam 3 bin ağacı aşılamayı başarır. Aşıladığı ağaçları bugün gururla gösteren Doktor Er, sadece hayvanların değil, insanların bile bunlardan faydalandığını söylüyor. Aşılama dışında diğer çalışma ise ormana badem, ceviz ve kestane ağaçlarının dikimidir. Manisalı doktorlar tarafından kurulan ve kendisinin de başkanlığını yürüttüğü Sağlık ve Eğitim Derneği üyelerini bu iş için seferber eden çevreci doktor, bugüne kadar toplam 5 bin yeni ağacın dikilmesine de vesile olur. Kestane, badem ve cevizin özellikle ağaçkakan, sincap gibi kabuklu meyvelerle beslenen hayvanların kışlık gıdalarının temini için büyük önemi olduğunu vurgulayarak, bu gibi meyveli ağaçların olmadığı ormanlarda hayvanların yiyecek ihtiyacını karşılamasının ve hayatta kalmasının mümkün olmadığını belirtiyor.


ARILAR BİZİ TERK EDERSE

Aslında devlet, ormanda yaşayan kuşların konforunu düşünüyor. Üretilen suni kuş yuvaları çam ağaçlarına bırakılıyor. Bu kuşlar için iyi bir hizmet belki de ama maalesef bu yuvaların kiracısı yok. Çoğu zaman boş kalıyor ve bu da Fahrettin Bey’in, ‘mutfaksız orman’ teorisini destekliyor. Kuşlar bir yana, sadece Manisa ve çevresi değil bütün Batı Anadolu ormanları tavşan, keklik, güvercin, arı gibi türler açısından da son derece fakir. Temel gıdası polenli ve şekerli gıdalar olan arıların da çam ormanlarında fazla seçeneği yok. Dr. Er, özellikle arı meselesine dikkati çekiyor. Son yıllarda tarım ilaçlarının bilinçsiz kullanımının artmasının arıları dağlara kaçırdığı tespitini yaparak, dağlarda da aradığını bulamayan arıların yok olma tehlikesi yaşadığını belirtiyor. Bir anda ortadan kaybolan arı kolonileriyle ilgili basına yansıyan haberleri de bu gerekçeye dayandırarak, durumun vahametini ortaya koyuyor: “Einstein’ın bir sözünü hatırlatmak istiyorum bu noktada. ‘Arı nesli yeryüzünden yok olursa insanoğlu ancak dört yıl yaşayabilir’ diyor. Neden? Çünkü sebze ve meyvelerin yetişmesi için tozlaşmayı sağlayan arılardır. Arılar olmazsa tarımda verim sıfırlanır. Benim çalışmam arıları hiç değilse dağda biraz rahat ettirmek. Aşılanan yabani armutların (ahlat) meyve vermeye başlaması, onlar için önemli besin kaynağı oluyor.”

Tabiat âşığı doktor, armut aşılama işinde oldukça iddialı. Üç bin sayısını 100 bine çıkarmayı hedefliyor. Aşılamada farklı cinsleri kullanarak, 7-8 ay boyunca ormanda armut mevsimini sürdürmeyi planlıyor. Hayvan türleri yönünden zengin ormanların ve dağların, zengin ovalar anlamına geleceğini de özellikle belirterek, “Dağlar hayvan yönünden ne kadar zengin olursa ovaların verimi artar. Dağlar arı bakımından zengin olursa ovadaki sebze, tahıl ve pamuk verimi artar. Güçlü orman, güçlü ova demektir.” diyor. Ormanlarda kuş sayısı azalınca, ormanları yiyip bitiren zararlı böcek ve tırtılları da yok etme imkânı kalmadığını vurgulayarak, bu durumda ormanın kendi dengesini kuramadığını, hazırladığı projenin temel hedefinin bu dengenin kurulmasına yardım etmek olduğunu ifade ediyor.

KÜRESEL ISINMAYA KARŞI FOTOSENTEZ

Dağlardaki aşılama çalışmaları dolayısıyla Manisa’da çevre ödülü alan Dr. Fahrettin Er, ‘her çekirdek bir ağaçtır’ projesini de, bir nevi bu ödüle teşekkür düşüncesiyle hazırladığını belirtiyor. Maliyeti sıfır denebilecek kadar az, herkesin katılabileceği, ses getirecek ama bir o kadar da çevreye faydalı bir çalışma yapmak isterken aklına gelmiş bu fikir. Projenin ayrıntılarına geçmeden önce, sözü son yılların en önemli gündemi, küresel ısınmaya getiriyor: “Küresel ısınma ve susuzluk dünyayı bekleyen felaket. Küresel ısınmanın sebebi, havadaki karbondioksitteki on binde birlik veya on binde ikilik artıştır. Karbondioksit artınca sera etkisi oluşuyor, sera etkisinden dolayı soğurulamayan ultraviole ışınları yerküreyi hızla ısıtıyor. Yerküre ısındıkça buzullar eriyor, buzullar eridiği için daha çok ısı absorbe oluyor ve bir fasit daireye giriyor dünya. Onun için karbondioksiti azaltıp, bunu oksijene çevirecek bir mekanizmaya ihtiyaç var. Bu fotosentez mekanizmasıdır, yani yeşil yapraklı ağaçların yaptığı iş. Bunların sayısını olabildiğince arttırmamız lazım.”

Bunların sayısını arttırmanın çok basit yolları var aslında. Devlet her yıl binlerce çam fidanı dikiyor. Özel kuruluşlar, gönüllüler, çevre dernekleri bu iş için seferber oluyor. Çam fidanı dikmek hem masraflı, hem zaman, emek ve özen isteyen bir iş. Oysa sonuçta her fidan bir çekirdekten çıkıyor. Doktorun önerisi ise bunlardan çok daha basit. Yaz aylarında yediğimiz kiraz, vişne, kayısı, erik ve şeftali çekirdeklerini çöpe atmak yerine toprağa atalım. Bu işin bir püf noktası var. Bir fidanı dikmek için toprak, gübre, sulama gibi ek katkılar lazım. Oysa bir çekirdeğin topraktan yetişip fidan haline gelmesi, sonra da ağaç olması için bir avuç toprak yetiyor. Her çekirdek, kendi çekirdek kalınlığının yarısı kadar toprakla örtülürse oradan ağaç olarak çıkabilir. Bu işin kuralı bu. Bir santim kadar toprağın altına girmesi, çekirdeğin çimlenmesi için yeterli.

Çekirdeği toprağa bırakmanın iki yolu var. Birincisi saçmak, ikincisi toprağa gömmek. Gömdüğünüzde bir çekirdeğin bitmesi yüzde yüz ihtimal. Attığınızda ise bu ihtimal yüzde 10’a düşüyor. Manisa Tarzanı’nın torunları bu ihtimali yükseltmenin de yolunu bulmuş. Paraşütle atılacak çekirdekler, bu işlemin öncesinde TORF denilen organik bir madde ile kaplanacak. Kaplama işlemini gerçekleştirmek için çekirdekleri bir kazana doldurmak ve içine bu maddeden atmak yeterli oluyor. TORF’un özelliği, havadan atılan çekirdeklerin çimlenme ihtimalini yüzde 70’lere kadar çıkarması.

Dr. Fahrettin Er, bu projede gönüllülerin yamaçlara çekirdekleri gömeceğini, ulaşılamayan dik yamaçlara ve derin vadilere ise çekirdeklerin paraşütçüler tarafından atılacağını belirtiyor. Bu konuda projeye, Manisa Havacılık Topluluğu’na bağlı yamaç paraşütü ekipleri destek verecek. Projenin uygulamaya geçmesi için en uygun zaman ise ekim, kasım ve aralık ayları. Bu aylarda çekirdekler atıldıktan sonra üzerine yağacak yağmurlarla ilk fidanların baharda yeryüzüne merhaba diyeceğini ifade ediyor.

Ormanlara meyve ağacı ekme projesinin tek faydası kuşlara ve hayvanlara sağlayacağı gıdalar değil elbette. İşin ilginç bir boyutuna da dikkati çekiyor çevreci doktor ve bu tip ağaçların yangınlara karşı ne kadar dirençli olduğunu belirtiyor. Çünkü meyve ağaçları reçinesiz. Bu yüzden tutuşmaları, çam gibi reçineli ağaçlara nazaran oldukça zor. Çam ve benzeri bitkiler kolay yandığı gibi, yangın esnasında kozalaklar uzun menzilli bomba etkisi yapıyor. Yaz aylarındaki orman yangınlarında, olayın büyümesinin en büyük sebeplerinden biri, çamlardan fırlayan, ateş topu halindeki kozalakların yangını bir anda yüz metre öteye taşıması.

Bu tip projelerin tatlı bir fanteziden öteye gitmeme riski de var elbette. Anlatılanlar, hedefler kulağa hoş geliyor ama acaba uygulama başarılı olabilecek mi? Dr. Fahrettin Er işin bu kısmını da ihmal etmemiş. Projesini Manisa Belediyesi ile paylaşmış. Belediyenin bu projeye sahip çıkması, Manisa Havacılık Topluluğu’nun da tam destek vermesi onu daha da heyecanlandırıyor. Bir de internet var tabii. Bu projede kendisine sağladığı katkılardan sonra internetten artık, ‘büyülü-sihirli bir şey’ diye söz ediyor. Kendisinden bu çalışmayı dinleyen birinin ‘en çılgın proje’ başlığı ile sanal âleme attığı bir yazı bir anda her tarafa yayılmış.

Röportajımız esnasında bile telefonları susmadı. Arayanlar İstanbul ve İzmir’den büyük şirketlerin yöneticileri veya yönetici asistanlarıydı. (Sabancı, HSBC, Zorlu Grubu, Turkcell, Dr. Otker… gibi) Hepsi projeye destek vermek istiyor, çalışanlarından toplayacakları çekirdekleri gönderebilecekleri bir adres istiyordu. Doktor hepsine adresini verdi ve bir de çağrı yaptı: “Bu çekirdekleri önce birkaç gün güneşte kurutun, sonra biriktirerek bize gönderin. Uzun süre elinizde kalanları atmayın çünkü bunlar iki yıl bozulmadan bekleyebilir.” Manisa’da ise 13 adet çekirdek toplama merkezi belirlenmiş. Buralardaki depolara çekirdekleri bırakmak mümkün. Şehrin birçok noktasında insanları yedikleri meyvelerin çekirdeklerini atmamaya davet eden panolar yer alıyor.

Doktoru en fazla memnun eden ise sokakta yolunu kesen bazı annelerin söyledikleri olmuş. “Beni durdurup, ‘doktor bey çocuklarımız hiç meyve yemezdi, şimdi sırf size çekirdek getirebilmek için meyve yemeye başladılar.’ diyorlar. Bu da beni ayrıca mutlu ediyor. Gelişimlerinde çok önemli olan bir gıdayı çocuklara yedirebilmek beni mutlu ediyor.” diyor. Fahrettin Er’in tespitlerine göre bu projenin uygulanmasına sadece Manisa’da değil, bütün Batı Anadolu’da ihtiyaç var. O sebeple Manisa dışındaki Batı Anadolu illerindeki belediyeler ve gönüllüleri de projeye katılmaya davet ediyor. (Kampanyaya katılmak isteyenler [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] internet sitesini ziyaret edebilir.)

TARZAN’IN RUHUNA UYGUN PROJE

Manisa Belediyesi ‘her çekirdek bir ağaç’ kampanyasına destek veriyor. Başkan Bülent Kar, bu çalışmanın Manisa’nın sembolü, ülkemizin en önemli çevrecisi Manisa Tarzanı Ahmet Bedevi’nin ruhuna uygun bir çalışma olduğunu düşünüyor. Belediye olarak Tarzan ve çevre günlerini her yıl kutladıklarını belirten Kar, bir ay önce ortaya atılan bu fikrin il merkezinde hemen kabul gördüğünü ve insanların sahiplendiklerini belirtiyor. Türkiye’nin büyük dağlarından olan Spil Dağı’ndaki doğal dengeyi yeniden kurma adına projenin büyük önemi olduğunu belirterek, “Meyve ağaçlarından bütün canlılar istifade edecek. Bize cazip geldi ve destekliyoruz. Özellikle ağaçlandırmanın olmadığı veya yapılamadığı yerleri seçerek o bölgelere paraşütçüler vasıtasıyla attırmayı planlıyoruz. Böylece dağdaki çıplak alanları da ağaçlandırma şansımız olacak.” diyor. Başkan Kar, hemen hemen hiçbir maliyeti olmayan bu projenin orman yönünden yetersiz yerlerde uygulanabileceğini, bütün dağlara meyve çekirdeği atmanın mümkün olduğunu vurguluyor.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
11.08.2007

Çevrimdışı nelmin

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 166
  • 19
  • 166
  • 19
# 11 Ağu 2007 22:03:05
ÇOK SÜPER BİR KAMPANYA  HEMEN KONUYU YAYGINLAŞTIRMAYA ÇALIŞACAĞIM.

Çevrimdışı sudee

  • Yönetim Ekibi
  • *****
  • 7.533
  • 14.515
  • 7.533
  • 14.515
# 11 Ağu 2007 22:33:44
Verdiğiniz bilgiler ve anlamlı kampanya için teşekkürler arkadaşlar .

Ben herzaman meyve çekirdeklerini bahçeye atarak değerlenmesini sağlıyordum kendi çapımda ama bu kampanya sayesinde bu güzel bir alışkanlık haline gelmeye başlayabilir.

Haydi bol meyve tüketmeye ve çekirdekleri tekrar toprakla buluşturmaya...  :)

Çevrimdışı şule27

  • Uzman Üye
  • *****
  • 870
  • 478
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 870
  • 478
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 14 Ağu 2007 02:53:10
Birçok ilde çekirdekleri toplama merkezleri varmış. Haberiniz olsun istedim.

Çevrimdışı zelihagok

  • Uzman Üye
  • *****
  • 394
  • 13
  • 394
  • 13
# 14 Ağu 2007 07:22:04
ne kadar güzel ya
bende uygulamaya başladım biriktirdim kurutuyorum ve ekicem

Çevrimdışı chns

  • Uzman Üye
  • *****
  • 510
  • 161
  • 510
  • 161
# 14 Ağu 2007 10:17:28
Gerçekten de güzel ve anlamlı bir çalışma , ben de varım.

Çevrimdışı arse01

  • Üye
  • *
  • 34
  • 3
  • 34
  • 3
# 14 Ağu 2007 11:05:32
Evet bugünden itibaren bende başlıyorum.
Küçükken şeftalinin çekirdeğini ekerdik.Ama hiç çıkmazdı.İnşallah bu sefer çıkar :D

Çevrimdışı şule27

  • Uzman Üye
  • *****
  • 870
  • 478
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 870
  • 478
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 15 Ağu 2007 01:18:47
Zaten hedef 10 milyon çekirdek 1 milyon ağaçmış. Yani her ektiğimiz çıkmayabilirmiş.

Çevrimdışı şule27

  • Uzman Üye
  • *****
  • 870
  • 478
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 870
  • 478
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 18 Ağu 2007 02:29:59
Kaç çekirdeğiniz oldu? Benim 20 yi geçti. :o

Çevrimdışı VUSLAT16

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 173
  • 4
  • 173
  • 4
# 21 Ağu 2007 10:40:48
TEMA ÜCRETSIZ 9 AGAÇ DIKIYOR SIZIN IÇIN...


Bir insanin yıllık gazete, dergi, kürdan, kırtasiye vesaire ihtiyaçlari için tam 7 agac kullaniliyor. Yani düsünün her birimiz yilda 7 agaci tuketiyoruz!
Sizin icin 7 degil tam 9 tane mese ağacı dikilecek... ve ÜCRETSIZ.
Siz de kendi adiniza kampanyaya destek olmak için Siteye giriyorsunuz...
Sol altta projeye destek butonuna tikliyorsunuz. Formu doldurup yolluyorsunuz. Sponsor firmalardan 20 adet sms geliyor size... Isterseniz mesajlari okumadan siliyorsunuz.
Formu dolduran herkes icin 9 mese dikiliyor. Toplam 100 milyon sms'e ulasmak gerekiyor...
Ayvalik, Antalya, Datca...
Her yil her yerde ormanlar yaniyor (veya yakiliyor) sadece 1 dakikanizi alacak ve 9 meseniz olacak



[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Çevrimdışı baranuz

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 900
  • 24.399
  • 900
  • 24.399
# 10 Eyl 2007 00:39:06
      Değerli arkadaşlar, bir kaç gün önce haberdar olduğum bir projeyi sizlerle paylaşmak istedim... Sayın Doktor Fahrettin Er'in başlatmış olduğu ve katılımın günden güne arttığı böyle güzel bir projeye biz öğretmenlerin, dolayısıyla öğrencilerimizin ve velilerimizin de dikkatini çekerek destek verebileceğimizi düşündüm ve ilk iş olarak okulumun sitesine proje tanıtımının linkini koydum... Öğrencilerimi ve velilerimi bilgilendirmek ve projeye katılımlarını sağlamak ikinci işim olacak...
     Aşağıda verdiğim linkte proje ile ilgili ayrıntıları bulabilirsiniz.
     
      [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

     Başka neler yapılabileceği konusunda görüşlerinizi bekliyorum...

Çevrimdışı sebocan

  • Yönetim Ekibi
  • *****
  • 32.871
  • 512.414
  • 32.871
  • 512.414
# 12 Nis 2010 17:34:15
 Yeryüzünün aldığı yağmur oranı 10 yıllık aralıklarda artar. bu sene (2010) dünyanın periyodik olarak en çok yağmur alan yıllarından biri olacak,   bu nedenle yediğiniz kayısı, şeftali, kiraz, vişne, karpuz, kavun, erik vb. meyvelerin çekirdeklerini lütfen çöpe atmayın, hele çöp poşetlerine ASLA hapsetmeyin. Mümkünse herhangi bir yerde toprağın 10 cm altına gömün. Üzerine de bir bardak su dökün.

Gömme imkanınız yoksa bi poşette bu çekirdekleri biriktirip yanınıza alın ( ya da arabanıza koyun) arsa, tarla, toprak yol kenarı, yamaç gibi toprağı gördüğünüz alanlara bu çekirdeklerinizi savurun, korkmayın bu çevre kirliliği değildir aksine çevre için yeni hayattır. Doğa hemen o yeni çekirdekleri kucaklar ve besler…

Yapacağınız en kötü hareket çekirdekleri poşetlere hapsetmektir !
Bunu yapmayın ve yaptırmayın.

Yapılan çalışmalarda doğaya başıboş atılan yada dikilen bu çekirdeklerin en az yarısının yeşerip ağaç veya bitki olduğu kanıtlanmış.
En büyük israflardan birisi meyve çekirdeklerinin çöpe atılması, ülkemiz adına küçümsenemeyecek büyük bir servet...
Daha yeşil bir ülke için, daha temiz hava için, toprak kaymasını önlemek ve yeni nesillerimize yeşil bir dünya bırakmak için hep birlikte elimizden geldiğince meyve çekirdeği gömelim, savuralım, fırlatalım…

Doğaya yardım etmek, gelecekte etrafımızı saracak beton ve gökdelenlerden alamayacağımız oksijeni karşılamak için bile bu çekirdeklerden çıkacak ağaçlara ihtiyacımız olacaktır.

Poşete koymadığınız her çekirdek için şimdiden teşekkürler!

Çevrimdışı sebocan

  • Yönetim Ekibi
  • *****
  • 32.871
  • 512.414
  • 32.871
  • 512.414
# 12 Nis 2010 17:35:49
Projenin amacı:
1 - ormanlarımızda yeterli gıda bulamadığı için çoğalıp yaşayamayan böcekler,arılar,kuşlar,tavşanlar,tilkiler gibi yaşam zinciri birbirine bağlı olan hayvanları ekosistem halinde yaşatmak ve ormanlarımızın ekosistemine katkıda bulunmak.ünlü bilim adamı einstain eğer arıların nesli biterse ,insanoğlu yeryüzünde ancak 4-5 yıl yaşayabilir diyor.son zamanlarda arıların hızla kullanılan tarım ilaçlarına bağlı olaraktan azaldığını ve öldüğünü unutmayalım.
2 - karadeniz bölgesi ormanlarımız hariç hemen hemen tüm ormanlarımız iğne yapraklı ,yani reçineli çam ve türlerinden oluşmaktadır,bu durum orman yangınlarında ormanlarımızın çok hızlı yanmasına ve çam kozalaklarının adeta bir yangın bombası gibi bir yangın halinde tutuştuktan sonra yüz metre kadar ileriye fırlayaraktan yangınların sıçrayaraktan ilerlemesine sebep olmaktadır.işte ormanlara atacağımız ve toprağa gömeceğimiz meyve ağaçları yayvan yapraklı ve reçinesiz oldukları için bir yangın halinde orman altı bitkisi olsa dahi yangın anında alevlerin ilerleme hızını yavaşlatacaktır ve kontrolu nisbeten kolaylaştıracaktır.
3 - "küresel ısınma" tüm insanlığı tehdit eder boyuta gelmiştir.küresel ısınmanın temel sebebi havadaki karbondioksit oranındaki onbinde 3 veya 4 'lük artışlara bağlıdır .artan karbondioksit dünyamızın etrafındaki atmosferi bir sera gibi sarıp örtmekte ve dünyamız soğuyamamakta ve ısınan dünyada ilk olarak kutuplardaki buzullar erimekte ve buzuların altından çıkan kara parçaları daha çok güneş ışığını soğurdukları için dünya dahada ısınmakta ve bir fasit daire tarzında ısınma giderek artmakta ve iklimsel değişmeler oluşmakta.bu küresel ısınmaya sebep olan karbondioksit artışı nelere bağlıdır.dünyadaki hızlı nufus ve sanayi artışı üretile karbondioksiti artırmıştır.ayrıca bu karbondioksiti oksijene çevirecek olan denizlerdeki tek hücreli bitkiler olan fitoplanktonlarda son elli yılda deniz kirliliğine bağlı olarak hızla azalmakta,yine en önemli fotosentez alanları olan yağmur ormanlarınında hızla azalması ,havadaki karbondioksiti hızla arttırmakta ve buna bağlı olarakta küresel ısınma hissedilir olaraktan artmaktadır. işte ormanlara atacağımız her çekirdek çok büyük ağaç olmasada yeşil yapraklı bitki olacağı için karbondioksiti oksijene çevireceğinden küresel ısınmayı azaltıcı etkisi olacaktır.
4 - her ülkenin en önemli zenginliklerinden biriside sahip olduğu hayvan ve bitki çeşitleri ve bunların gen havuzlarıdır.genleri ile oynanmış bitki ve hayvanlar verimli nesiller vermediği için vahşi olarak doğada var olacak meyve ağaçları zamanla kendi aralarında çapraz tozlaşmalar sonucu daha verimli ve zor şartlara dayanıklı nesiller verebileceğinden atacağımız çekirdekler gen havuzumuzun zenginleşmesi bakımından önemlidir.
5 - bu proje maliyeti sıfır denecek kadar az olduğu için katılım çok kolay ve yüksek olacaktır .katılımın yüksek olması çevre duyarlılığını arttıracağından çok önemlidir.ve bu proje çok sade olduğu için çok kolay algılanacaktır.
6 - küçük çocukların meyve yeme alışkanlıkları ,çıkardıkları çekirdekler kendilerine ektirilerekten ve bir yıl sonra ektiği çekirdeği çimlenmiş olarak gösterildiğinde kendiliğinden artmış olacaktır.

Çevrimdışı sebocan

  • Yönetim Ekibi
  • *****
  • 32.871
  • 512.414
  • 32.871
  • 512.414
# 12 Nis 2010 17:44:49
ÇEKİRDEKLERİN TOPLANMASI VE KURUTULMASI

Yenilen çeşitli meyve çekirdekleri(erik,kiraz,kayısı,vişne,şeftali,yeni dünya,elma,iğde) balkonda pencere kenarında ,beton zemin veya kağıt üzerinde iki üç gün gazete üzerinde kurutulur.Daha sonra bez veye naylon poşetler ile depolanır.Depolamanın bez torbalarda olması daha uygundur.


ÇEKİRDEKLERİN TOPRAĞA EKİLME MEVSİMİ ve ŞEKLİ

Sonbahar da ilk yağmurlar toprağı ıslattıktan sonra nemli toprağa ekilmesi daha kolay olacağı için ilk yağmurların akabinde toplanan çekirdekler ekilebilir .Her çekirdek kendi kalınlığı kadar veya kendi kalınlığının iki üç katı kadar bir derinliğe gömülmesi yeterlidir.Gömülme işlemi ucuna geçirilmiş konik sivri demir uç ile delme gücü arttırılmış sopa veya baston ile çukur açılıp içine bir veya iki çekirdek atılıp ayak ile çukur kapatılarak en pratik ve kolay bir şekilde böyle yapılabilir.Bu şekilde ekilen çekirdeklerin çok büyük bir kısmı ilkbaharda mutlaka çimlenecektir.

Ayrıca sarp kayalık ve derin vadilere ise çekirdekler şöyle ulaştırılabilir.Ağaç çürüğü,humuslu topraktan oluşan TORF ile çekirdekler kaplanaraktan bu çekirdekler yamaç parşütcüleri veya helikopter ile atılabilir.Bu şekilde çekirdekler hen yukarıdan düşünce kırılmamış olur,hemde ilk yağmur damlaları ile dışındaki TORF ıslanınca çekirdeğin çimlenip kök salacağı uygun ortam sağlanmış olur.Böylece paraşüt ile atılan çekirdeklerinde çimlenme ve gelişme ihtimali çok çok artmış olur.


PROJENİN SAKINCALARI VE YAN ETKİLERİ

Bazı ormancılar ve çevre bilimciler birtakım eleştiriler yapmaktalar.En önemli eleştiri ormanlardaki bitki florasını bozacağı yönündeki eleştiridir.Şunu unutmamak lazımdır devlet yıllardan beridir zaten tek tip iğneli çam türlerini dikerekten ormanlarımızın ekosistemini bozmuş durumdadır.Doğada hiç mümkünmüdür bizim ektiğimiz veya diktiğimiz gibi kızılçam ,beyaz çam,karaçam serileri görmek.Asla mümkün değildir tabii ormanlar karışıktır.Burada devletin ormanlara salt tomruk,odun,selüloz olarak bakmasından kaynaklanan bir problam vardır.Oysa ormanlar yaşayan ekosistemlerdir.Bu yüzden bizim atacağımız meyve çekirdekleri ormanların ekosistemini bozacak boyutta olmayacağından bir sakıncası yoktur.


PROJENİN UYGULANMA ALANLARI

Ülkemizin özellikle iç ve batı anadolu bölgelerinde kolaylıkla uygulanabilir.Bu projenin nihai amacı bireysel duyarlılığı arttırıp her bireyi yazın yediği meyvelerin çekirdeklerini ve gerekirsede çam tohumlarını kendisini ekebilir hale getirmek.Her sivil toplum kuruluşunu bunu yapmaya teşvik etmek.


TOHUM EKMENİN ,FİDAN EKMEYE OLAN ÜSTÜNLÜĞÜ

Ağaçlandırmanın fidan olarak yapılması hem çok maliyetli olduğu için hemde fidanlar yetiştirilirken daha sunii ortamlarda ve özel toprak ve gübreler ile yetştirildiği için bu fidanlar doğaya dikildiğinde ortama uyumu zor olacağı için bir çoğu kuruyup ölecektir.Ancak tohumdan çıkacak olan fideler çıktıkları andan itibaren doğal şartlarla büyüyeceği için daha dirençli ve daha dayanıklı olacaktır.Üstelik bir fidanlıkta yetişen fidan en az yarım metre toprak derinliği istediği halde ,tohumdan çıkacak olan fidan bir avuç toprakta bile çimlenip kayaların çatlaklarına köklerini salıp gelişecektir.



 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK