İlkokuldan Akılda Kalanlar

sınıf başkanından yediğim tokat..
öğrtmen masasında kıldığım namaz .
fatura için sınıfı geçtiğim yıllar..

Cin Ali hikayeleri.Çok severdim.Sayfaları sarı,yazıları büyük ve koyuydu.Birde kahvaltı etmek istemediğim zamanlar annemin teneffüste sınıfa yemek getirmesi.Annem şimdi yok...Ne güzel yıllarmış.

İlkokulda hem başarılı hem de bir kız öğrenci için oldukça hareketli bir öğrenciydim..Okulumuzun arka bahçesinde kömür yığını olurdu...Resmen yüksek bir tepecik halinde..Beni hemen hemen her teneffüs o kömür tepesinin üstünd bulurdu öğretmenim:)Elim yüzüm kapkara olmuş şekilde...Çok kızardı ama çokta severdi...
  Çocukluk işte,ne işin var senin her teneffüs orada:)))

  

 Siyah önlüğüm, sarı saman kağıdından çizgisiz matematik defteri, teneffüslerde hiç durmadan oynadığımız (beş taş, istop,bir-iki-üç-buçuk diye sayarak oynadığımız toplar....) hepsi birbirinden güzel oyunlardı. Bir de her müzik dersinde mutlaka söylediğim (Allah rahmet eylesin) Özay Gönlüm'ün Nineme Mektuplar, Tepside Tepsi Fındıklar türküsü. Öğretmenim çok sabırlıydı, şimdi düşününce çok işkence çektirmişim. Her söylememden sonra yine de alkışlattırıyordu beni.
 Konu başlığını açan ankaraankara öğretmenime teşekkürler...

ton ton ali ,ve ip atlarken düşüp bileğimi burkmam. bir hafta şiş bir bilek ağrısı çekmem. iş eğitimi dersinde makarna pişirmemiz. gözüme sıçrayan kırmızı kalem gözyaşımla ıslanınca öğretmenim gözüm kanıyor sanıp çok panik olmuştu.
öğretmenimin ellerinden öpüyorummm

ilkokul öğretmenim topuklu çizmesini çıkartıp oturduğu sandalyeden arkasındaki tahtaya dizdiği öğrencilerine gelişigüzel vurması hiç unutamadığım sahnedir..

Kız kardeşimin doğduğu gün saçlarımı tarayamamıştı annem ve o gün gelen müfettişlerin sorulan sorulara verdiğim cevaplarla değil de saçlarımın dağınıklığı ile ilgilenmeleri ve öğretmenimin bana kızması....Şimdi bütün kız öğrencilerimin çantasında mutlaka bir tarak vardır ve ben bıkmadan saçları dağınık olan öğrencilerimin saçlarını hep büyük bir zevkle ve sevgi ile toplarım. Kimbilir o günü yaşamasaydım ben de kızardım dağınık saçlara  ...Hey gidi günler annemi çok özledim gecenin şu vaktinde ...

ilkokul değince hep sobanın yanında kitap okuyuşum geliyor birde annemin heyecanla takip ettiği yalan rüzgarı :)ne güzel yıllardı keşke geri dönebilsem.......

Beyaz çoraplarımın sınıfın tabanından siyaha boyanması,kolalı yakalığım ve kurdelam,üstten bağlanmış saçlarım.

Beyaz çoraplarımın sınıfın tabanından siyaha boyanması,kolalı yakalığım ve kurdelam,üstten bağlanmış saçlarım.

Sahi birde tabanı tahta olan sınıflara yanık yağ sürerlerdi.Bulaşması ayrı bir dert günlerce çıkmayan yağ kokusu ayrı bir dert:))

Yakalarımı Annem Örmüştü
Hatta Saçıma Toka Olarak İnce Bir Dantel Örmüş Onu Kurdele Şeklinde Bağlamıştı.
Çok Güzeldi.

Öğretmenler Tenefüslerde Yanlarına Çağırıp Örnek Çıkarırlardı

Sahi birde tabanı tahta olan sınıflara yanık yağ sürerlerdi.Bulaşması ayrı bir dert günlerce çıkmayan yağ kokusu ayrı bir dert:))

İlkokul 1. sınıftayken silgim, bu taban tahtalarının arasından alta düşmüştü ve çok üzülmüştüm o zaman. Hala çok iyi hatırladığıma göre...

aşı olmamak için kaçtığım bir öğleden sonrası... evde annem neden erkenden geldin sorusuna muhatap olmamak için yollarda boş boş dolaştığım anlar...

yarından itibaren bende yazacağımmm paylaşacak çok şey var...ne güzel günlermiş o günler.

kız kardeşim hep benden once eve gelirdi okul çıkışlarında. ben yarım, bir saat sonra önlüğü çıkarmış çantaya yarım yamalak sokmuş, çanta omuzlarımdan düştü düşecek... annem babam bana bakıyorlar bana mısın demiyorum. artık öyle olduki bu eve dönme maceralarım akşam hava kararmadan eve dönmeyi başarırsam büyük bir başarıydı. canım annem ödevlerimi yapmamda çok yardımcı oluyordu motive edıyordu. iyiki bana yardımcı olmuşsun canım annem..