Anket

türkiye israile nasıl  cevap vermeli?

askeri müdahale yapmalı
diplomatik olarak baskı altına almalı
tüm ilşkilerimizi keselim
islam alemini harekete geçirmeli
israile hiçbir şey olmaz

Kahrolsun İsrail!

Çevrimdışı atabeg

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.230
  • 4.981
  • 3.230
  • 4.981
# 06 Haz 2010 11:11:09
tarla komşusu değiliz,sınır komşuyuz değerli hocam.her olumsuzlukta küsersek,kaçarsak kaybeden biz oluyoruz.sınır komşularımızla aramız yeni yeni düzeliyor,yeni düşmanlar mı edinelim? bazıların dediği gibi bizim bzden başka dostu yoksa maalesef dünya bizğe düşman.Türki cumhuriyetler bile ağızlarına bal çalmadın mı gazı kısma düşmanlığını gösteriyor.hemen parlamamk lazım.kavga etmedeen,ama yeri geldiğinde sesini yükselterek,restini çekerek uygun tepki verimeli.
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
İsrail e hepimiz kızıyoruz,hepimiz bir şey yapalım diyoruz,,ne kadar bağırsak azdır.Ama ben diyorumki İsrail uşağı Barzani nin burada işi ne!!!!hala onu karşımıza alıp konuşuyoruz.O zaman boşa bağırıyoruz.Bunları yapacak biz değiliz ki,biz tepkimizi gösteriyoruz,bir NİGARAUGA kadar olamadık.İsrail ile tüm bağlantısını kesti.Evet bizde hertürlü bağlantımızı keselim diyorummm amma nerede O YÜREK!!!!!

Çevrimdışı beşiktaşk

  • B Grubu
  • 1.300
  • 1.046
  • Okul Müdürü
  • 1.300
  • 1.046
  • Okul Müdürü
# 06 Haz 2010 11:16:33
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
tarla komşusu değiliz,sınır komşuyuz değerli hocam.her olumsuzlukta küsersek,kaçarsak kaybeden biz oluyoruz.sınır komşularımızla aramız yeni yeni düzeliyor,yeni düşmanlar mı edinelim? bazıların dediği gibi bizim bzden başka dostu yoksa maalesef dünya bizğe düşman.Türki cumhuriyetler bile ağızlarına bal çalmadın mı gazı kısma düşmanlığını gösteriyor.hemen parlamamk lazım.kavga etmedeen,ama yeri geldiğinde sesini yükselterek,restini çekerek uygun tepki verimeli.

aynen  hocam.. ne kaybettiksek böyle düşünmekten kaybettik. isarilin adamı olacağına bizim adamımız olsun...

Çevrimdışı 33kalemdar

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.450
  • 5.164
  • 2.450
  • 5.164
# 06 Haz 2010 11:18:46
zulüm ile abad olanın zahiri berbed olurmuş.Zulüm ile ilerleyen israilin geleceğinin berbat olacağı kesindir

Çevrimdışı 33kalemdar

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.450
  • 5.164
  • 2.450
  • 5.164
# 06 Haz 2010 16:40:02
2 gündür çeşitli kuruluşların organize ettiğ mitinglerle israil protesto ediliyor.bu kuruluşları kutluyorum

Çevrimdışı AKSA

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 1.564
  • 2.847
  • 1.564
  • 2.847
# 06 Haz 2010 17:54:07
Bu ülkede hala siyonistler gibi düşünenler var,öncelikle onlara tepkimizi göstermeliyiz.İsrail le olan tüm antlaşmaları dondurmalıyız ve yahudilerden alınan tüm ödüller geri verilmelidir.

Çevrimdışı 33kalemdar

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.450
  • 5.164
  • 2.450
  • 5.164
# 06 Haz 2010 17:57:30
Muhterem hocam,

Nazım Hikmet, Kuvayi Milliye destanı’nda Kartallı Kazım’ın dramatik öyküsünü anlatır. Milli Mücadeleye katılmıştır Kartallı bahçıvan Kazım, sıradan biridir. Ona bir gün görev verilir, Bir İngiliz ajanını vuracaktır. Kazım, yüreklidir, inanmıştır, kendini feda etmeye hazırdır. Ama adam öldürmek…İşte bu zordur. Ama görev kesindir, Kazım zorda olsa öldürür ajanı.

Nazım o güzel dizeleriyle anlatır bunu..


“…Demek istediğim,
böyle günlerde bile, böyle bir adamı bile bu çeşit öldürüp
ortalık duruldukta, yıllarca sonra mehtaba baktığın vakit
üzüntü çekmemek için,
ya insanlarda yürek dediğin taştan olacak,
yahut da dehşetli namuslu olacak yüreğin,
Kâzım'ınki taştan değildi çok şükür,
fakat namuslu.
Ne malûm? dersen :
Dövüştü pir aşkına,
yaralandı birkaç kere
ve saire.
Ve kavga bittiği zaman
ne çiftlik sahibi oldu, ne apartıman.
Kavgadan önce Kartal'da bahçıvandı,
kavgadan sonra Kartal'da bahçıvan...”



Muhterem hocam, Nazım Hikmet, bu dizeleriyle şunu anlatır bize, Öyle günler olur ki; tarlasında çalışan karıncayı bile incitmemiş sıradan bir insan adam öldürür. Ardından dava bitince döner tarlasına. Kaldığı yerden devam eder hayatına..dava adamlığı budur. Ne çiftlik sahibi kılar ne apartıman. Ve yıllar sonra mehtaba bakıp oturup ağlamaz ben ne yaptım diye. Çünkü onun davası çok büyüktür. Öldürdüğü kişi bir ‘adam’, yaptığı ise ‘katillik’ değildir zira.

Rahmetli annem anlatırdı, çocukken Ramazan aylarında Hasankale’ye köye giderlermiş. Orada muhterem pederinizin sohbetlerini dinlemiş birkaç defa. Hayal meyal hatırlardı. Sizinde aynı yaşlarda küçük bir çocuk olarak babanızın dizi dibinde, o anlatırken sessizce ağladığınızı söylerdi. Hafızası bu sahneyi hiç unutmamıştı.

Geçen gün fatih camiinde şehit cenazelerimizi kaldırırken bir yaşlı kadın ilişti gözüme. Kenara bir köşeye çökmüş, sessizce ağlıyordu. Kalabalıklarla, sloganlarla, nutuklarla hiç ilgilenmiyordu. Gözlerini sadece ayyıldızlı, kelimeitevhidli ve Filistinli bayraklarla sarılmış o güzel tabutlara dikmişti. Baktım o yaşlı, yoksul ve yorgun yüzüne, hiçbir yıkılmışlık yoktu, mağduriyet ve perişanlıktan eser yoktu. Son derece mağrur bir hüzündü gözyaşlarından akan. Peki niye ağlıyor acaba diye düşündüm. Bu onurlu ve cesur yüz, bu başı dik kartal gözler neden yaş döküyor?

Dün son şehidimizi uğurlarken gelen bir telefon sizin açıklamanızdan bahsetti. Daha ilk cümleleri duyarken aklıma bu soru geldi tekrar. Ve devamını dinlemeden kendi kendime konuşmaya başladım. O güzel yaşlı annemiz kaderimize ağlıyordu. Değiştirmek için çaba gösterdiğimiz yüz yıllık esaretimize göz yaşı döküyordu. Rehinelerimizi ve cesetlerimizi 24 saat içinde alabilmeyi zafer addedecek kadar derin bir rehine ilişkileri ağının kaderimiz olmasına ağlıyordu. Sandalyeyle İsrail komandosu kovalayıp altına kaçırtan O güzel çocukların, o 19 yaşındaki Furkan’ın cesaretinin ve kararlılığının devletimizde, ordumuzda, büyüklerimizde, ulu şahsiyetlerimizde neden olmadığını kavrayamayışına ağlıyordu. Bu cehaletinin kendi suçu olabilme ihtimaline ağlıyordu. Sizin 10 yaşından beri ağlayan gözlerinizin bu şehitler için ağlayamama ihtimaline ağlıyordu.

Diyorum ki hocam, şu kahpe saldırı vallahi büyük bir rahmet bizim için. Çok yönlü bir muhasebe ve büyük bir değişim için hepimizi test eden kritik bir imtihan. Devleti, Arap rejimlerini, batıyı, milletimizin farklı unsurlarını, batı ve doğu halklarını, sıradan Yahudileri, hristiyanları, diğer inançtan toplumları yani tüm insanlığı bir elekten geçirecek bu süreç. Hepimiz bir birimize hesap vereceğiz Allahtan önce.

Ve diyorum ki hocam, bu iş sandığımızdan da büyük. Bu esaret, bu rehine ilişkileri, bu küresel tezgah, bildiklerimizin de ötesinde çok girift kurgulanmış…

Ama sorun şu hocam, bazılarımız diyor ki, ‘gerçek bu kardeşim, bunu kabul edelim, gerçekçi olalım. rasyonel olalım. Hamasete, taşkınlığa, otoritelere kafa tutmaya kalkmayalım. Var olan gerçeklik içerisinde çok uzun vadeli, sessiz, derinden gidelim. Önemli köşeleri tutalım. Adamlarımızı her yere yerleştirelim. O büyük güne kadar karda yürüyüp iz belli etmeyelim, bazılarımız farklı kılıklara bürünsün, düşmanı şaşırtsın, onlara benzesin, bazılarımız o güne kadar hep düşmandan yana görünsün. Böyle böyle çalışalım. Hatta diğerleri gibi küçük değil büyük düşünelim. Şu Osmanlı haritası bile bize dar gelsin. Bizzat dünyanın merkezini ele geçirelim. Ama yavaş, sakin, sessiz ve derinden….böyle diyorlar hocam.

Başka bazıları da bunlara çok kızıyor. Takiyeyle iman yan yana durmaz diyor. Takiye bir süre sonra yol olur diyor. Kimlik ve kişilik olur diyor. Rehineler düşman askerlerin arasına sızarak kurtarılmaz diyor. Ağlamadan, dillerimiz dolaşmadan, şafaktan utanmayıp utandırmadan aşkı konuşalım diyor. Ruhumuzun içine kar yağar anamızdan doğduğumuz geceden beri diyor. heybemizi emektar makinalara yükleriz fikirlerimizi tıfıl vinçlere diyor biz koşu bittikten sonrada koşan atlarız diyor..diyor da diyor..

Ben de acizane diyorum ki hocam, insan neye inanıyorsa odur. Düşmanın gücüne inanıyorsan düşmanın güçlüdür. Kendi zayıflığından eminsen zayıfsındır. Rehin olduğunu düşünüyorsan rehin, aciz olduğunu söylüyorsan acizsindir.

Ve diyorum ki hocam, çok çok büyük hedefler, çok çok önemli amaçlar, çok çok gizli niyetler, çok çok derin yürüyüşler…çok çok açık yalanların çok çok utanmazca söylenmiş kılıflarından ibarettir. Kendimizi kandırmayalım güzel kardeşlerim, çocuklarımızı da zehirlemeyelim diyorum. Hayat, yaptığımız bilinçli tercihlerden ibarettir. Kimimiz açık, cesur ve net konuşur, kimimiz haindir, kalleştir, işbirlikçidir ve bunu saklamayı yol edinmiştir. Bazılarımız tüccar karakterlidir hayatı bir pazarlık ve kazanma-kaybetme oyunu olarak görür, bazılarımız asker ruhludur her şeye yenme-yenilme savaşı olarak bakar. Bir kısmımız sanatçı ruhludur güzel ve çirkini ayırt etmekle geçer hayatı, bir kısmımız köledir efendisinden aferin almaktır tüm gayreti..diyorum.

İster 6 milyar insan, ister 200 devlet, ister binlerce kavim, onlarca din ,yüzlerce mezhep olalım, insanın sadece iki yolu vardır diyorum hocam, ya adamdır ya değil…Allah, yani, o İsrail askerlerinin de Allahı olan, o sizin yanınıza da gelen veya haber gönderen askerlerin de, o Irak’ta, Afganistan’da çocukları bombalayan askerlerinde, o Auswictte Yahudi yakan askerlerinde Allah’ı olan mutlak irade, diyor ki hocam, “dünya hayatı bir oyun ve eğlenceden başka bir şey değildir, asıl hayat ebedi olanıdır.” Ve diyor ki hocam, onları çok güçlü ve yenilmez sanırsın, oysa onların düzeni bir örümcek ağı gibidir. Ve diyor ki hocam, Allahtan başka korkulacak, itaat edilecek, saygı duyulacak, güvenilecek ve inanılacak ciddi bir şey yoktur.sakın yolunuzu şaşırmayın, kendiniz seçilmiş zannedip başkalarına iftira atmayın, aşağılamayın, dışlamayın yani Yahudileşmeyin.

Son olarak muhterem hocam, diyorlar ki Fethullah Gülen Hocaefendi hazretleri, şöyle böyle demiş..Savaş halinde düşmanın işine yarayacak laflar etmiş. Tek vücut olmuş insanları bölecek, parçalayacak, eylem sahipleri hakkında istifham yaratıp kafaları bulandıracak sözler söylemiş, o büyük amaçları için o dünyayı kurtarmak için yaptığı faaliyetler uğruna Türkiyeyi ve Arap dünyasını feda etmiş. İlerde bir gün kendisinin bu derin vizyonunu anlayıp affederler ümidiyle bugünü hiçe saymış..

Onlara dedim ki hocam, annemin uzaktan da olsa çocukluk hatırası olan bu muhterem hocam, böyle bir şey yapmamıştır. Maksadı bu değildir, onun piri Kürd Said, benim pirim olan Kuşçubaşı Eşrefin adamıdır. Onun faaliyetleri doğunun haysiyet davasının büyük örgütü olan Teşkilatı Mahsusa’nın devamıdır. Onun, ince ruhu düşmana prim vermez. O zeki irade, yıkılmakta olana selam göndermez. O kararlı ve inanmış dava adamı yolunu şaşırıp takiyeyi yol edinmez.

Bana çok kızdılar hocam. Yanlık düşünüyorsun dediler. Zaten kaç gündür hep yanlış bakıyorsun deyip durmaktalar. Ne olursun hocam, beni aydınlatınız. Biz kartallı kazım soyundanız hocam, ne yaparsak taştan bir kalple değil, namuslu bir yürekle yaparız. Sonra bahçemizde işimize döneriz. Bu kafayla ne çiftlik sahibi olacağız ne apartıman, bari kalplerimizi rahatlat hocam..şakirtlerini de aydınlat, onlara da söyle, de ki, bir kez olsun kendi aklınızla kendi kalbinizle düşünün. Bir kez olsun haysiyetiniz hizmetlerinizin önüne geçsin, bir kez olsun insan gibi davranın, bir kez olsun robotluğu bırakıp canlı varlık tepkileri verin. Ben kendimden sorumluyum sizde kendinizden. ben fareli köy kavalcısı sizde fare değilsiniz. Bir defada olsa şahsiyetlerinizle kendi başınıza yüreğinizin götürdüğü yere gidin.

Sevgili hocam, sizden bir cevap istiyorum. Beni o cenazedeki yaşlı annemiz gibi ağlatmayın. Ben de sizin gibi çok hassas bir insanım. Nolursunuz hocam bir cevap verin. I.Meşrutiyet kavgasında Fuad Paşa’nın Namık kemal için, “onu bir ağacın dalına asıp altında ağlamak istiyorum” dediği gibi, sizde İHH’cıları asıp altında ağlamak istiyorsanız söyleyin o zaman, o yaşlı annemizi de alıp gelelim pensilvanyadaki çiftliğinizde bir ağacın altına oturup hep birlikte bu zalim kaderimize ağlayalım.Rehineleri kurtarmak yerine kendi esaretimizin yasını tutalım.

Ellerinizden öper, hürmet ederim hocam..

ahmetozcan1@yahoo.com
ahmet abime bu yazısından dolayı teşekkür ederim.düşünüpte söyleyemediklerimize tercüman olmuş

Çevrimdışı 33kalemdar

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.450
  • 5.164
  • 2.450
  • 5.164
# 06 Haz 2010 18:04:46
Bana Furkan`ı Anlatın!

Bana Furkan`ı anlatın ne olur. Hiç görmediğim, tanımadığım bu yiğit kardeşimi anlatın. Söz veriyorum, gözümü bile kırpmadan dinlerim sizi. Saatlerce dinlerim, ağlamayacağıma söz veremem ama ses çıkarmam inanın bana..


On dokuz yaşındaymış. Amerikan vatandaşlığı varmış, fen lisesindenmiş, doktor olmak istiyormuş...


Biliyorum bunları! Aldırmayın yine de anlatın tekrar tekrar anlatın.Dinlerim...


Mesela deyin ki, “Ailesi ona doğruyu yanlıştan ayırt etsin diye, Furkan adını koydu”


Ekleyin, “Ele avuca sığmaz bir çocuktu O, sıradan bir ufaklık olmadığını çok öncelerden hissettirmişti bize. Bir keresinde ilkokuldayken öğretmenine Filistinle ilgili esaslı bir ders vermişti” deyin mesela...


“Hani onbirindeyken çıktığı ağaçtan düşüp kafasını kırmıştı da, dikiş atılırken gıkını bile çıkarmamıştı. Doktoru da şaşırtmıştı” Devam edin lütfen!


“İnatçıydı, kararlı, ilkeliydi ama illa ki çok cesurdu”


“Manevi tarafı çok sağlamdı, çalışkandı, yardımseverdi”


Şahidiz!!! Yeryüzü şahit, melekler şahit, alemler şahit...


Beş kurşun sıkmışlar Furkan Dogan`a...Üstelik, yakın mesefaden. Dört kurşun kafasına isabet etmiş Furkan`ın..Birini de göğsünden çıkarmışlar..


Aşkolsun Furkan sana aşkolsun... Böyle mi ölünür ya? Böyle güzel bir ölüm olsa dahi konduramadık sana Furkan, ama bu şehadet var ya şehadet sende çok güzel durdu be Aslanım..


Yarı yaşımdasın, hiç kimseye imrenmediğim, hiç kimseyi kıskanmadığım kadar sana imrendim seni kıskandım...


Ey Mavi Marmara`nın yolcuları, ey ümmetin yüz akı şehitlerimiz. Biraz daha anlatın, Furkanlı saatlerim olsun. Şehadet anından bahsedin, hangi kahramanlığı katili çıldırttı ki, kahpece kursunlarını boşalttı Furkan`ımızın bedenine?


Bakışları kurşun olmuştur muhtemelen Furkan`ın...Bakışlarından ürkmüştür alçak komando, gözüne bakamamış silahını ateşlemiştir. Zira silahı yoktu, silahsızdı Furkan. Tıpkı şehadet yolculuğuna çıktığı diğer büyükleri gibi silahsızdı.


Zalim tanıyor o bakışı, Rama


Şahidiz!!! Yeryüzü şahit, melekler şahit, alemler şahit...


Beş kurşun sıkmışlar Furkan Dogan`a...Üstelik, yakın mesefaden. Dört kurşun kafasına isabet etmiş Furkan`ın..Birini de göğsünden çıkarmışlar..


Aşkolsun Furkan sana aşkolsun... Böyle mi ölünür ya? Böyle güzel bir ölüm olsa dahi konduramadık sana Furkan, ama bu şehadet var ya şehadet sende çok güzel durdu be Aslanım..


Yarı yaşımdasın, hiç kimseye imrenmediğim, hiç kimseyi kıskanmadığım kadar sana imrendim seni kıskandım...
%

Çevrimdışı 33kalemdar

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.450
  • 5.164
  • 2.450
  • 5.164
# 06 Haz 2010 18:31:10
Onlar Muhammed İkbal’ın rüyasını bir kez daha doğrulamış, Anadolu çocuklarının Gazze için döktüğü masum kanını bir kase içinde Peygamberimize sunmuşlardır.

Çevrimdışı ADAM11

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.090
  • 6.672
  • 2.090
  • 6.672
# 06 Haz 2010 18:44:27
zalimler istemese de ALLAH nurunu tamamlayacaktır...

Çevrimdışı simurg79

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 62
  • 61
  • 62
  • 61
# 08 Haz 2010 21:19:17
Siyonistler ve Türkiye deki taraftarları kahrolsun.

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK