Kitap Mı Okuyoruz, Kitap Mı Seyrediyoruz?

kitap okumuyoruz maalesef

   Günün birinde aklıma şöyle bir soru taklıdı:
   İnsanların ruh halleri olumlu ya da olumsuz bir enerji yayıyor mu?İnternetten araştırdım, 2,5 metreye kadar etkili bir alan oluşturuyor.Tabii bu ilk daire azalan etkisi ile nereye kadar etki alanına sahip,şimdilik meçhul...

  Şu soruya cevap arayalım:
  Okumak sadece alfabe ile mi yapılıyor?Görsel okuma var mı?Beş duyu organımızdan giden iletiler beyinde okunduğuna göre rakam ve harf görmesek de okuma yapmış olmuyor muyuz?Mesela hava sıcaklığını hissetmek,bir ses duymak vb.okuma mıdır,değil midir?

Bu soruya şöyle cevap vermek istiyorum;
Kuranın ilk emri "oku"dur.Bu emir bile bize okumanın ne demek olduğunu anlatıyor, doğru yorumlayabiliyorsak.İlk emir söylendiğinde okunacak Kuran daha yoktu ortada.O zaman neyi okuyacaktı Hz.Muhammet ve tabii insanlar?Hayatı okuyacaktı tabiatı, doğa olaylarını, kendini, yaratılışını kısaca her şeyi...Bence okumak hayatı anlamıyla yaşamaktır, farkına vararak, sorgulayarak, özümseyip anlamlandırarak.

Güzel soru, güzel cevap.

  Yunus Emre,cehennemde ateş yoktur,herkes odununu buradan kendi götürür,diyor.Sizce Yunus kötülüğün negatif enejisini ve etkisini görüp hissetmiş midir?
 

şu kitap kokusu varya... hergün 1,2 kitap okurum kitaptakileri film gibi hissediyorum...harika bişe bağımlılık yapabilir

Aslında bu resim hal-i pür melalimizi çok güzel özetlemektedir. Fazla söze ne hacet.

  Yunus Emre,cehennemde ateş yoktur,herkes odununu buradan kendi götürür,diyor.Sizce Yunus kötülüğün negatif enejisini ve etkisini görüp hissetmiş midir?
 

Hani bir söz vardır "insanın kendine ettiğini kimse etmez" diye, iyi ya da kötü ne yapıyorsak hatta ne düşünüyorsak bu bizi, hayatımızı, geleceğimizi ve ölümümüzden sonrasını da etkiler.Yunus gibi büyük bir "okuyucu" elbette bunu görüp hissetmiş ve bizlere de büyük bir öğüt bırakmıştır kanaatimce...

  Bir marangoz ile geometri konusunda teorik bilgi sahibi olan bir insanı karşılaştıralım.Biri uygulamada çok iyiyken diğeri teoride öbüründen tartışmasız olarak çok ileride.Marangoz ya da yapı ustası belki de 3-4-5 üçgenini ya da diğer özel üçgenleri bilmiyor.Aslında birbirlerini bilgi ve uygulama alanında tamamlayacak insanlar birbirinden oldukça kopuk.Bu da okumanın ve uygulamanın ayrı bir boyutu.

  Bir bilgisayardan diğerine ya da sanal boyutlar arasında bir bilgi akışı var.Peki o halde insanların beyinleri arasında beş duyu dışında direk beyinden beyine bir bilgi akışı var mı?

 Bir bilgisayardan diğerine ya da sanal boyutlar arasında bir bilgi akışı var.Peki o halde insanların beyinleri arasında beş duyu dışında direk beyinden beyine bir bilgi akışı var mı?

 Evet arkadaşlar,beyinden beyine bilgi akışı olabileceği aklıma takılmıştı.İnternetten araştırdım,Ruslar deneylerini yapmışlar.Önce birbirine yakın iki odadaki insanlar denenmiş,daha sonra çok daha uzaktaki.Denemelerde bilgi akışının olduğu sonucuna varılmış.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
 
  ''beyinden beyine iletişim'' yazıp araştırın,bakalım nelerle karşılaşacaksınız?

Analitik düsünmeyi pek bilmiyoruz ne yazıkki...
çıkarım yapamıyor,bir durumu başka bir duruma aktaramıyoruz.  Aksiyomlarımız çok fazla ve gereksiz...

Hal böyle olunca ya kitap okumuyoruz ya da mış gibi yapıyoruz.
Bir insan düşünün 5 yıl önce nasıl bakıyorsa hayata , olaylara 5 yıl sonra da aynı. ve bir 5 yıl sonra da aynı kalacak. bi de övünecek. bunla üstüne üstlük... oysa o arada kitap da okudu(!), sözde kendini de gelistirdi...

Lise son sınıfta felsefe olimpiyatlarına hazırlanırken etrafıma bakıp ne de cok sey bildigimi dusunurdum...

Okudukca anladım ki bildiğim okyanusta bir su damlası bile degilmis.

Sokratesten bu güne belki de hicbir sey degismemis...

  gülümseyinnn öğretmenim eski uygarlıkların(Mayalar olabilir) ışınlanmayı buldukları fakat bu gibi bilgilerin uygarlığın aniden yok oluşuyla unutulduğuna benzer iddialar var.

öğretmenim arastırmadım ama olabilir tabii neden olmasın.

Neticede şamanlar beyin güçleriyle hastalıkları iyilestirmediler mi ? Beyin gücü ve karsıdaki beyine enerji bunu transfer etmeden bunu yapabilirlermiydi? Sanmam...

Telepati mesela yine benzer sonuclara vardirıyor insanı...

Daha cok sey var da burayı mesgul etmeyeyim..

  Lise son sınıf öğrencileri 9 yıl boyunca yabancı dil eğitimi almış oluyorlar değil mi?Bunları hangi dili öğrendilerse o ülkeye bırakalım,bakalım halkla anlaşabilecekler mi?
  Bu öğrencilerin yabancı dili okuyamayıp seyretmelerinin sorumlusu acaba kimdir?

Hocam politeknik eğitim sart..
teorinin pratikten kopuk oldugu yerde kitap dogal olarak seyrediliyor. Ogrenci ögrendigi bilginin ne ise yaradigini bilmek gormek istiyor...

ögrenciyken hangimiz " hocam bu ne isimize yarayacak " demedik?

Dil egitiminde de ayni sey söz konusu... ayrica dilde luzumsuz bi kuralcilik var... kural koymaya bayiliyoruz zaten..

ben sahsen super lisede okudum. ustune ist unv. hazirlik okudum 3 sene uluslararsi iliskiler okudum ing ek olarak fransizca gordum sozde... ama eminim hintli bir lise ogrencisi benden iyi konusur. bense gramer kurallarini ondan iyi bilirim.
ingiltereye gitsek o pratik onu kurtarir
bendeki gramer beni kurtarmaz