Lütfen Okumayın Daha Bitmedi Çünkü

Çevrimdışı boran_12

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.441
  • 4.107
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 1.441
  • 4.107
  • 2. Sınıf Öğretmeni
26 Ağu 2010 03:10:45
Lütfen Okumayın Daha Bitmedi Çünkü - 1
                                                              24 Nisan 2008
Yeni günün ilk dakikaları ve ansızın bir yazma isteği yanmaya başladı yüreğimde. Bilmiyordum neden bahsedeceğimi neyi anlatacağımı. Ama yinede yazma isteği tutuştu bir kez yüreğimde…
Hatıralarda yaşamak, yaşadıklarımızı hatıra olarak belleğimizde saklamak, hayat da bu düştü payıma. Ve şimdi yaşıyorum hayatı, yarınlarda yaşadıklarım sadece bir anı olarak kalacak olsada. Alıştım diyorum alışmanın ne olduğunu anlamasamda. Bazen uzaklara takılı kalsa da bakışlarım, yinede alıştım yaşıyorum anı olarak kalacak “an”ı…
Öğrenen ve düşünen, düşündükçe maskeler takan, taktığı maskelerden dolayı kendini dahi şaşıran bir varlık olsa gerek insanoğlu. Yarattıklarının kölesi, mantığının aslında kurnazlığın esiri, duygularının ise mutlak efendisi…
Önce ateşi icat etti insanoğlu, ama yarattığı ateşle canları, doğayı katletti. Teker ile başladı teknoloji, oysa şimdi araçların altında neslini katletti. Parayı buldu alışverişlerde araç olarak, ama şimdi parayı tek amaç belledi. Kısacası insan yaptıkları, yarattıklarının esiri bir efendi…
Düşünmek, öğrenmek insana özeldi. İnsan bu özelliği ile yalanı gerçekmiş misali göstermeyi, ilişkilerde çıkarlarını gözetmeyi, zayıflıklarını güç gösterileri ile örtmeyi,  kısacası maskeler icat etmeyi düşünerek öğrendi. Gerçekleri olduğu gördüğü duyduğu gibi anlatmayı, hayatı paylaşmayı, yaşamı ortak kılmayı, birlikten güçlü çıkmayı, maskesiz yaşamında olabileceğini unuttu ama bunlar o kadar önemli mi ki? Kısacası bazen düşünmek, öğrenmek bu kadar tehlikeli…
İnsan düşündükçe insanlaştı, insanlaştıkça duygularının mutlak efendisi olmayı başardı. Bulduğu maskelerle duygularının yüzüne yansımasını engellemeyi başardı. Çünkü çıkarları uğruna yalanı gerçek kılmayı, öğrendi her an’a uygun maske takınmayı. Oysa ki unuttu insan korku kadar cesaretin, sevinç kadar üzüntünün, güçlü olmak kadar zayıflığında doğallığını. İşte bu yüzden olsa gerek insanların birbirini rahatça kandırması. İşte hu yüzden yüzlerde sahte tebessümlerin yayılması. Karşılıklı tebessümler yayılır çoğu zaman yüzlerde, oysa bambaşka “acaba” diye sürekli akılda bir düşünce. İşte bu yüzden olsa gerek bazen hayvanlar insandan daha insansı.  Çünkü kandırmak zordur bir hayvanı. Anlar senin gerçekte ne hissettiğini, anlar güçlü duruşun ardındaki zayıflığı. Ve kandırmaz seni, yaşar yaşatır an’ı hissettiği gibi…
Keşke bunlar dökülmeseydi yüreğimden, keşke bunlar birer yalan olsa. Belki başkalarına karşı ama insan kendine gerçeği yalan olarak sunamıyorum hissettiklerini, acı olsada!.. 
(boran_12 - R.YILMAZ)

Çevrimdışı ayçiçeğim

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 908
  • 1.889
  • 908
  • 1.889
# 26 Ağu 2010 03:21:02
bitmesin öğretmenim...bence de böyle bitmesin...:(
daha bir umut dolu ve aydılık gelsin devamı...
ellerinize ve yüreğinize sağlık...

Çevrimdışı boran_12

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.441
  • 4.107
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 1.441
  • 4.107
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 26 Ağu 2010 03:23:07
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
bitmesin öğretmenim...bence de böyle bitmesin...:(
daha bir umut dolu ve aydılık gelsin devamı...
ellerinize ve yüreğinize sağlık...
Sayın "ayçiçeğim" öğretmenim yada üstadım :)
Güzel yorumlarınız için teşekkür ederim. Birkaç yıl öncesine kadar yazabildiklerimi paylaşmak istedim sadece. Belki daha yenilerini yazmaya cesaret edebilirim diye... (teşekkür için 24 saat bekle diyorlar bana :) )

Çevrimdışı boran_12

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.441
  • 4.107
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 1.441
  • 4.107
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 26 Ağu 2010 03:50:55
Lütfen Okumayın Daha Bitmeddi Çünkü - 2
Her geçen gün artan bireysel yalnızlıklar içerisinde, çözülmenin yaşandığı günümüzde, iyinin yerini kötüye bıraktığı yalanın gerçek misali kelimeler arasına sıkıştırılıp sunulması, insan canının değerinin sadece birkaç bıçak darbesi yada bir saniyelik tetik mesafesi ile ölçüldüğü günümüzde duvarlar arasında saklı kalan mutluluklarla yaşamaya çalışıyoruz hepimiz…
Özlemlerimizden uzak, geçmişten bihaber, yarından umutsuz yetişmekteyiz. Günlük koşuşturmalarımız arasında geride bıraktıklarımızdan habersiz nereye varacağımızı bilmediğimiz bir dünya bırakıyoruz. Ne acıların paylaşılması nede sevinç çığlıklarının birlikte atılması yalnızlaşıyoruz dostlar kısacası...
Hep iç geçirişler, içten içe haykırışlar ama her daim sessiz çığlıklar. Paylaşımın rahatlatıcı gücünü yok saymalar,  umudun resminde her daim karalar, çözüm arayışları yerine sorular içerisinde kaybolmalar...
Tiyatro misali sadece bize verilen rolü yerine getirme kaygısı, sahne arkasında sıcak bir çay ile sohbetin içten içte yok olması. Oysa ne güzeldir ki yaşayan bilir sahne arkasında sıcak tebessümler doğaçlama ile olsa da sahnede zor durumda kalınan durumdan birlikte kurtulmalar. Ne güzeldir dostun yarasına merhem olabilmek yarayı birlikte sarabilmek her bir soruya birlikte cevap olabilmek…
Karamsarlık değil ama maalesef kabul görmeyecek bakmak istemeyeceğimiz bir tablo yaşananlar. İşte dostlar işte arkadaşlar sorular arasında kaybolmaktansa cevap olabilmek birlikte, paylaşımın gücü umudun ezgisi ile çözüm olabilmek daha yaşanılabilir güzel günlere… Her bir soruya en güzel yanıt olmalı hayatın kendisi, yeter ki bakmakla kalmayıp görebilelim korktuğumuz gerçekleri görelim ve yaşalım yüreğimizdeki hüznü sevinci, yalnızlıktan uzakta koşuşturmalar arasında…
(boran_12 - R.YILMAZ)

Çevrimdışı boran_12

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.441
  • 4.107
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 1.441
  • 4.107
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 27 Ağu 2010 01:49:21
Lütfen Okumayın Daha Bitmedi Çünkü - 3                                                                    14 Nisan 2008
Bir başlayabilseydim belki bitiverecek söyleyeceklerim. Ama hep yeni baştan sil baştan yazıyorum. Ve her defasında aynı şeyleri yazıyor yaşıyor hissediyorum. Oysa yalnız kalmak istiyorum ama ben düştü peşime bırakmıyor beni bana…
Artık anlam vermeye çalışmıyorum yaşananlara. Anlamını yitirdi her şey anlam veremediğim bir anda. Haberleri izlemez oldum her şey o kadar saçma geliyor ki bana. Ve önceden dizilmiş bir satranç tahtası misali hesaplanmış hamlelerde piyon olmak zor gelir artık bana. Bıraktım hayatın bensiz süren akışını kendi yolunda.
Anlam vermeye çalıştıkça yeni sorular sorunlar çıkıyor karşıma ve bin parçaya bölünüyorum her çırpınışımda. Düşüncelerim yalnızlığında ötesinde düşüncelerim benden dahi uzaklarda. Ve saçma ama ne düşünüyorum onu dahi bilmiyorum. Acı ama bitecek bütün yaşananlar iki metre beze sarıldığında. İki nokta arasındaki noktalar kümesiydi doğru. Oysa doğrularım kesişmez oldu bir tek noktada. Bakışlarım tebessüm dolu ama ardında sorularla. Bakışlarım umut dolu ama umut etmeyi bıraktım hayal kırıklarında. Ama yinede yazacak yinede yaşayacağım iki nokta arasında doğruyu yakalamaya çalışarak belki yakalayamayacak olsam da.
Hayat, nedir diye sormuyorum sorsam da sorduğum soruya anlam veremiyorum. Oysa hayatı anladığımı sanıyor bir “hayat” yaşıyorum. Aslında hayatı yaşamıyor kendimi yaşıyorum. Bir çay evinde kürsü üzerinde çayımı yudumlamak olsa gerek hayatım ya da engebeli dağlar arasında yaptığım yolculuklar. Sabah uyanışlar gece hüzün ve anlamsız rüyalar. Arada kalanlar ise teferruatlar…
Yazdıklarıma aldanıp karamsarlığın benliğimi sardığını sanma. Çünkü iyimserlikler kadar karamsarlıklarda yakın her zaman insana. Tıpkı gündüzü aydınlatan güneşin ardından karanlığın hüküm sürmesi misali dağlarda. İç içe geçmiş zıtlıklardı var olan aslında. Ve bu zıtlıklar arasında direnmek kavga düştü payıma. Kavgam savaşım hayat denilen kavramla. Kavgam savaşım beni benden alan beni ben olarak yaşatmayan yalanlarla. Ey yalanlar kavgam sizinle yaşattıklarınızla. Ve meydan okuyorum yalanlara. Alıp götüremeyeceksin beni benden bırakmam beni sana…
Ne mutlu ki günlerdir kuş sesleri ile başlıyorum sabaha. Ne egzoz kokusu ne insanların yorgun bakışları, bir başıma ama doğayla uyanıyorum sabaha. Mutluyum çünkü doğa karşılıyor her sabah beni yatağımın başucunda. İnsan denen anlam veremediğim varlıktan uzaklarda. Bazen zor geliyor bana zor geliyor bakmak aynaya. Kendimi dahi görmek bazen zor geliyor insanlara anlam veremeyen bana. Ve o an istiyorum ki kapım hiç çalınmasın hiçbir insan suretiyle gözlerim karşılaşmasın. Sadece kuş sesleri ılık esen sabah rüzgârı sonsuzluk misali uzasın. Neden güvenmek bu kadar zor insanlığa neden maskeler takmak zorundayız toplu yaşamın kurallarında? Maskesiz bir yaşam mümkün olamayacak mı yaşam denen sınavda?
Kopuk kopuk farkındayım yazdıklarım. Çünkü farklı farklı duyguları düşünceyi hissetmekte yaşamaktayım. Şimdi kim bilir kaç gece sonra yeniden yazacağım ve kim bilir neler yaşayacağım? Belki yaşadıklarım hep birbirinin aynısı bir köyün içerisinde okul ile lojman arasında. Ama hissettiklerim düşüncelerim nedense yaşadıklarımdan çok ama çok daha fazla. Şimdilik ama şimdilik elveda…
(boran_12 - R.YILMAZ)

Çevrimdışı boran_12

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.441
  • 4.107
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 1.441
  • 4.107
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 27 Ağu 2010 02:46:43
Lütfen Okumayın Daha Bitmedi Çünkü - 4      
                                                                  8 Aralık 2007
Sözcükler gözlerim, mürekkep yüreğimden akan kan olsa da yinede anlatamaz kendimi. Anlatamaz çünkü kendimin dahi kendim’e anlam katamaz olduğu zamanlardayım.

Tüketim zamanında tüketerek (kendimizi dahi) yaşamaktayız… Tüketmeye öylesine alıştık ki tükenmişliklerimiz görünmez oldu gözümüze. Ve tükendikçe tüketiyoruz, tükettikçe tükeniyoruz.

En önemlisi sorarım kendime hayat nedir diye. Ve sordukça anlıyorum ki hayat soru sormaktır, sorulara cevap bulmaktır. Öyleki bütün soruların cevabını bulduğu için bilgelik ölüm gibi gelir, soracak soru arayacak cevap yoksa anlamını yitirir hayat…

Zaman öylesine hızlı öylesine delice akan bir ırmak ve yıkandığın ırmakta, asla aynı sularda bir daha yıkanamamak. Zaman alıp gider başını, bakmaz geriye geride kalmışlığına ve bilir benliğim akıp gidecektir zaman ben olsam da olmasam da…

Düşünce bir kuyu, öylesine derin sonu öylesine karanlık. Değil midir ki en büyük deliler düşünenler? Değil midir ki deliler kuyunun derinliğinde boğulup kalanlar? Düşünce kör bir kuyu hele birde derinlere “düşünce”!...

Söyleyecek birçok sözüm soracak daha çok sorum var. O yüzden olsa gerek tükendikçe, “düşünce” kuyusuna düştükçe, zamanın akışında kendimi kaybetsemde yinede yaşayacağım. Bir çocuğun yılmak bilmez inancı, inadıyla…
Yaşamak! Her şeye rağmen inadına!!!

Çevrimdışı NİHAL21

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.078
  • 8.849
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 2.078
  • 8.849
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 27 Ağu 2010 03:26:46
Bu cümleleri ya da haykırışları desem daha doğru olacak ne güzel anlatmışsınız öğretmenim emeğinize sağlık. Okudukça kendi özeleştirimizi yapabileceğimiz ve hatta kendimizi içinde bir yerlerde bulabileceğimiz bir yazı. Ne mutlu size ki düşüncelerinizi bu kadar güzel ve etkileyici bir dille anlatıyorsunuz.

Çevrimdışı eylulada1

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.164
  • 47.315
  • 4.164
  • 47.315
# 27 Ağu 2010 03:50:06
boran öğretmenim,yüreğinize ve kaleminize sağlık.

Bir çocuğun yılmak bilmez inancı, inadıyla…
Yaşamak! Her şeye rağmen inadına!!!

bizleri de ayakta tutan bu inanç ve inat değil mi ?...
teşekkürümü 24 saat sonra yapmalıymışım..buton öyle diyor:)



Çevrimdışı hanne

  • Uzman Üye
  • *****
  • 411
  • 283
  • 411
  • 283
# 27 Ağu 2010 10:25:00
söylenecek söz yazılacak cümle yok ki yazayım süper olmuş öğretmenim
kaleminize yüreğinize sağlık.....

Çevrimdışı ankara76

  • Uzman Üye
  • *****
  • 434
  • 239
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 434
  • 239
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 27 Ağu 2010 10:33:02
Özlemlerimizden uzak, geçmişten bihaber, yarından umutsuz yetişmekteyiz. Günlük koşuşturmalarımız arasında geride bıraktıklarımızdan habersiz nereye varacağımızı bilmediğimiz bir dünya bırakıyoruz. Ne acıların paylaşılması nede sevinç çığlıklarının birlikte atılması yalnızlaşıyoruz dostlar kısacası...

yüreğinize sağlık öğretmenim...

Çevrimdışı bamurat

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.564
  • 2.127
  • 1.564
  • 2.127
# 27 Ağu 2010 10:54:56
güzel

Çevrimdışı boran_12

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.441
  • 4.107
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 1.441
  • 4.107
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 28 Ağu 2010 02:59:29
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
boran öğretmenim,yüreğinize ve kaleminize sağlık.

Bir çocuğun yılmak bilmez inancı, inadıyla…
Yaşamak! Her şeye rağmen inadına!!!

bizleri de ayakta tutan bu inanç ve inat değil mi ?...
teşekkürümü 24 saat sonra yapmalıymışım..buton öyle diyor:)


[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Bu cümleleri ya da haykırışları desem daha doğru olacak ne güzel anlatmışsınız öğretmenim emeğinize sağlık. Okudukça kendi özeleştirimizi yapabileceğimiz ve hatta kendimizi içinde bir yerlerde bulabileceğimiz bir yazı. Ne mutlu size ki düşüncelerinizi bu kadar güzel ve etkileyici bir dille anlatıyorsunuz.
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
söylenecek söz yazılacak cümle yok ki yazayım süper olmuş öğretmenim
kaleminize yüreğinize sağlık.....
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Özlemlerimizden uzak, geçmişten bihaber, yarından umutsuz yetişmekteyiz. Günlük koşuşturmalarımız arasında geride bıraktıklarımızdan habersiz nereye varacağımızı bilmediğimiz bir dünya bırakıyoruz. Ne acıların paylaşılması nede sevinç çığlıklarının birlikte atılması yalnızlaşıyoruz dostlar kısacası...

yüreğinize sağlık öğretmenim...
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
güzel

Değerli öğretmenlerim,
Güzel yorumlarınız için teşekkür ederim.Olaki burada paylaşacağım yazılarımda istemeden sürçü lisan edersem şimdiden affola... Tekrar teşekkür ederim arkadaşlar....
Saygılarımla...

Çevrimdışı boran_12

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.441
  • 4.107
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 1.441
  • 4.107
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 28 Ağu 2010 03:02:46
Lütfen Okumayın Bitmedi Çünkü - 5
                                               15 Nisan 2008
Artık yeter diye haykırmak geliyor içimden. Bitsin bu saçma komedi bitsin sahnenin perdeleri kapansın. Evet, hayat bir tiyatro sahnesi ve sıkıldım oyun içinde oyunlardan sıkıldım artık hayata anlam katmaya çalışanlardan sıkıldım artık en başta benden kendimden…

Hayat, bir sahneydi ve gözlerimi açmamla yönetmen oyun dedi. Oynamaya başladım bende ilk başta farkında olmadan anlam katmaya çalışarak. Anladım ki ilk yılları çocuk oyunuydu. Yalanlar hesapsız, arkadaşlıklar çıkarsız, bakışlar masumdu. Sahne üzerinde bazen uyulacak kural dahi yoktu. Kural çocuğun kuralı idi ve yetişkinler gelip her defasında oyunumu bozdu.

Ve bozulan oyunumla büyüdüm büyüdükçe yetiştim yetiştikçe oyunları çekilmez hallere ben getirdim. Çünkü oyunun böyle oynanması gerektiğini yetişkinlerden böyle öğrendim…

Sonra çocukluk perdesi kapandı gençlik perdesi açıldı. Perde de yepyeni karakterlerle birlikte yeni bir karaktere büründüm bende. İlk kez kalbimin atışları değişti yeni perde de ve şimdi anlamak istemediğim duyguyu gençliğin ilk yıllarında tattım kalbimde bir başıma kendi kendime. Sonra sahneler değişti hızla değişen bedenim benliğim misali. Bu kez oyunlar daha ciddiydi bu kez sorunları sorun etmeye başladım bende. Lise sahnesinde paylaştım mutluluğu paylaştım acıyı hüznü sıralarda arkadaşlarla birlikte. Sorunlara kafa yorduk birlikte yada kafa yormaktı gerçekten bizimki bunu şimdi anladım. Çünkü oyun yazılmıştı bizlerden çok önceki sahnelerde…

Bir perde daha kapandı lisenin bitimi ile ve sonraki perde işte üniversite. Dört yıla sığdırmaya çalıştıklarımı istemesem de bıraktım geride. Ve oyun içinde oyun misali üniversite de sahne üzerinde geçti her sene. Önce sahne arkasındaydım ilk senemde. Sonra bizzat sahne üzerinde. Ve anladım ki hayat bir sahneydi hayatın oyunun ta kendisi bizse birar oyuncu bence. Fakat üniversitede çalışarak çıkardık oyunlara ve çalışma aralarında sıcak bir kahve. Hayat ise plansız planlasan da senden habersiz oynuyor oyununu…

Üniversite perdesi de kapandı vakti geldiğinde. Ve şairin dediği gibi “her veda erken vedadır” vedalaştım anılarımla istesem de istemesem de. Sonra sonrası ise…

Şimdi yepyeni bir sahne yeni bir dekorda oynuyorum hayat oyununda. Sahnede dağların ardında doğması beklenen güneş, yıldızlarla kaplı bir gökyüzü gecesinde, bir dağ yamacında bulunan lojmanımda esen rüzgarın uğultuları penceremde. Sessizlik çoğu zaman dinlediğim ezgilerin yokluğunda. Korku nedense çok uzak bana. Korkularım dahi yok burada. Ve uzaktayım herkesten hatta bendeki bana…

Bilmem ne zaman biter bu sahne ve ne zaman başlar yeni bir sahne nerde? Ama bildiğim bir şey var bozacağım hayat denen oyunun ezberini zor olacak belki belkide son olacak. Ama ey hayat bozacağım ezberini senin bir çocuğun yılmak bilmez inancı inadı direnciyle…

Çevrimdışı M.TARIK

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.153
  • 2.487
  • 1.153
  • 2.487
# 28 Ağu 2010 19:43:41
Güzel paylaşımınız için teşekkürler.(24 saat engeline takıldım.)

Çevrimdışı sevde5

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.377
  • 6.714
  • 2.377
  • 6.714
# 28 Ağu 2010 20:13:51
muhtesem bir yazı.Yazdırana ,okumayı paylasmayı nasip edene elhamdulıllah,yazana tesekkurler,yuregne saglık...

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK