Lütfen Okumayın Daha Bitmedi Çünkü

Çevrimdışı burcum7

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 5.416
  • 41.987
  • 5.416
  • 41.987
# 23 Tem 2012 16:52:30
'Tatlı bir düş '' çok masum çok güzel inşallah bütün düşleriniz gerçekleşir...

Çevrimdışı boran_12

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.441
  • 4.107
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 1.441
  • 4.107
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 23 Tem 2012 17:00:58
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
'Tatlı bir düş '' çok masum çok güzel inşallah bütün düşleriniz gerçekleşir...
Güzel yorumunuz için birde buradan ayrıca teşekkür ederim öğretmenim...
DÜşlediğim masumluk olunca düşler de masumca oluyor sanırım :D İyi dilekleriniz için tekrar tekrar teşekkürler öğretmenim...

Çevrimdışı boran_12

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.441
  • 4.107
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 1.441
  • 4.107
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 24 Tem 2012 01:59:17
23.07.2012

Ey Benliğim…


Ne kadar doyumsuzsun en benliğim
Ne kadar çok arzularsın fazlasını
Oturmuş seyrederken dünyayı
Duyarken işçilerin çekiç seslerini
Kalıplara beton döken aracın sesini
Kalıplara sığdırmaya çalışıyorsun ey benliğim kendini…

Ne kadar doyumsuzsun ey benliğim
Ne kadar çok arzularsın fazlasını
Sıcaktan dem vurup dert yanarken
Balkondan bakarsın inşaatın sesine
Sen böylesine sıcak derken oturduğun yerden
Güneşin altında çalışanı emeği görmez düşünmez misin?...

Ne kadar doyumsuzsun ey benlğim
Ne kadar çok arzularsın fazlasını
Her gün otursan da sultan sofrasına
Doymak için yesende tıka basa
Kaldırıp kafanı görmez misin
Muhtaç olanı bir dilim ekmeğe bir yudum suya…

Ne kadar doyumsuzsun ey benlğim
Ne kadar çok arzularsın fazlasını
İster sultan sofrasında ağırlasın yaşam seni
İster kuru soğan ekmeğe tabi tutsunlar yiğidi
Bölüşmek paylaşmak olmadıkça nimeti
Ne fark eder söyle ey benliğim ne fark eder ki?

Ne kadar doyumsuzsun ey benliğim
Ne kadar çok arzularsın fazlasını
Birtek tebessüm unuttururken acıyı
Birtek masum selam hatırlatırken dostluğun yaşanılırlığını
Birtek sevgi yeterken iyiliğin tadına varmayı
Neden kötülüğe kötülüklere takılıp kalırısın?...

Ne kadar doyumsuzsun ey benlğim
Ne kadar çok arzularsın fazlasını
İyi niyetin yargılanıyor diye
Seni kimse anlamıyor diye
Düşlerine ütopya dediler diye
Niye vazgeçer oturursun bir köşede?

Ne kadar doyumsuzsun ey benliğim
Ne kadar çok arzularsın fazlasını
Okumanın öğrenmenin sınırı yok deyip kabul edersin
Araştırıp kendini yenileme çabası içerisinden
Yalan yazılmış yanlı yazılmış tarihe aldanıp
Niye öğrenmeye çabalamaktan vazgeçersin?

Ne kadar doyumsuzsun ey benliğim
Ne kadar çok arzularsın fazlasını
Herkese yetecek kadar yer varken yeryüzünde
Herkese yetecek kadar oksijen varken atmosferde
Bu dünya yetebilecekken herkese
Birtek sen mi varsın sandın?..

Ne kadar doyumsuzsun ey benliğim
Ne kadar arzularsın dünyayı
Sanki sen seçmişsin gibi
İsmini, memleketini, dinini, mezhebini
Sanki bunların hepsi senin elindeymiş gibi
Söyle nasıl yargılarsın düşünmeden birisini?...

Ey benliğim isteklerim hayallerim düşlerim
Kırmadan acımadan eleştirmek istedim seni
Yada acısın istedim, düşünesin bir kez daha
Elbet varsa bir haksızlık olduğun gibi dosdoğru Hak’kı ara
Ama her haksızlığa aldanıp anlamaya çalışmaktan usanma
Hem kimse olmasa dahi seni anlayacak bu dünyada
Vicdanın anlayışla seslendikten sonra
Anlayacaktır seni Yaradan asla unutma…


Çevrimdışı boran_12

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.441
  • 4.107
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 1.441
  • 4.107
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 24 Tem 2012 17:45:42
24.07.2012

Misafir…


Bir misafir geldi
Uzun dik saçlarına baktığımda
Işıldayan gözlerinin aydınlığını gördüğüm
Gözlerinde sorularla
Bakınıyordu çevresine anlamlı anlamsız
Yumuk yumuk ellerinin arasında
Serçe parmağımı yakalayan
Serçe parmağımdan yayılan
O masumiyeti yaşatan
Parmak boğumlarına bakarken
Düşündüren düşüncelere daldıran
Hoş geldin ey bebek
Zamansız çaldın kapımızı
Günün bu saatinde
Sıcaktan bunalmış yhiçbirşey yapmadan yorulmuşken
Yorgunluğumu almaya geldin
Hoş geldin ey bebek
Bakma sen ağladığında kaçışlarıma
Sanmaki almadım tenindeki süt kokusunu
Ve bulmadım sanma
Sende kaybettiğim masumluğu
Hoş geldin bebek
Ağladığında kaçtım çünkü
Seni inciten olmaktan korktum
Ve suskun bakarken çevrene
Kendi kendime sorup durdum
Büyümek mi kaybettirdi bize masumluğumuzu
Yoksa büyürken edindiğimiz tecrübeler
Yetişkin olmanın kuralları yetişkinlik oyunu mu?
Hoş geldin ey bebek
Hissettiğim yorgunluğumu
Düşüncelerde saflığı masumluğu
Ve yumuk yumuk parmaklarının arasında
Serçe parmağımdaki mutluluğu
Hissettirdin ey bebek…

Çevrimdışı smyrnian

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 535
  • 299
  • 535
  • 299
# 24 Tem 2012 17:47:06
devamı ne zaman

Çevrimdışı boran_12

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.441
  • 4.107
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 1.441
  • 4.107
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 25 Tem 2012 15:20:26
23.07.2012

Vakit Şimdi…


Vakit şimdi öğle
Yani güneş tam tepemde
Kaldırmak istesem başımı
Dönsem yüzümü göğe
Sıcaklığın ötesinde aydınlık
Parıl parıl parıldayan ışık
Vurur gözlerimin içine
Bakamam bir kere olsun
İster açık ister kapalı dursun
Göz kapaklarım…

Vakit şimdi akşamüzeri
Güneş aşıyor yavaş yavaş
Güneş aşıyor bir bir tepeleri
Kızıl bir ışık huzmesi
Bir elbisenin etekleri misali
Kaplar dağın yamaçlarını
Gözlerimde
Hüzünle karışık aydınlığı…

Vakit şimdi gündoğumu
Karanlığı selamlıyor güneş
Karanlığı aydınlatıyor yavaş yavaş
Yine dağların ardından yayılıyor
Göğün mavisinde kızıllık
Yayılıyor sabahın ilk dakikalarında
Bir aydınlık düşüyor
Evlerin çatılarına damlara
Gülümsüyor güneş yavaş yavaş
Ve bir umut doğuyor adeta
İçimde sevinç
Huzurlu bir telaşla…

Vakit şimdi
Kapadığımda gözlerimi
Karanlığa ışık tutma vakti
Güneş gibi olmasa da
Aydınlık bir tebessüm
Masum bir gülüş gibi
Yaşatıp sunarak
Pazarlıksız sevgiyi…

Çevrimdışı fusunhoca

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.378
  • 24.312
  • Müdür Yardımcısı
  • 2.378
  • 24.312
  • Müdür Yardımcısı
# 25 Tem 2012 18:03:38
İbresi saatin, gecenin tam ortasını gösteriyordu. Bir akrep, yelkovanın ardından dün gibi; bugün de sızlanıyordu:

"Yetişemiyorum..."

"Gideceğim" diyordu adam..
"Gideceğim..
Üstelik bir tan vakti emsaldir, dönmeyeceğim."

Kadın umursamıyordu. Akrebe dikilmişti gözleri..
Yelkovanın peşinde helak oluşu aynı akrebin; ona kendi yaşam öyküsünü hatırlatıyordu.

Kendi yaşam öyküsü...
O bu üç kelime birbirine bağlanır mı, hiç bilmiyordu!

Varı yoğu adam olmuştu. Ömür servetinin tamamını, nefesine kâr saydığı o varlığa harcıyordu. Defalarca uyarılmıştı üstelik...

"Güzelliğin mühim değil ya, bir daha gelmeyecek olan gençliğini; seni birgün terkedeceği kesin-kes bir adam için yokediyorsun.

Unutma...
Terkedecek
Ve 'bir tan vakti emsaldir' diyecek
...
Dönmeyecek."

Kadın, boş bavula baktı..
Kadın, dolan bavula dalıp gitti gözleriyle..

Kadın, aynanın kırılmaz yanında gençliğine gülümsedi giderken adam!
Ne gençliği dönecekti bir zaman, ne ömrünü adadığı yelkovan!

Yetişemedi bir akrep misali hiç
Geçti..
Geçti gitti...

Vakit çok geçti!

Çevrimdışı fusunhoca

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.378
  • 24.312
  • Müdür Yardımcısı
  • 2.378
  • 24.312
  • Müdür Yardımcısı
# 25 Tem 2012 18:07:23
Annesinin gözüyle kızı

Küçük kız kendini bildiği günden beri annesinden büyük bir şefkat görmüş ve ondan duyduğu sözlerle pamuk prensesten daha güzel olduğuna inanmıştı. Ona göre nur yüzlü ve badem gözlüydü bir tanecik yavrusuydu her zaman. Ama ilk okula başlayınca işler değişti. Arkadaşları onun hiç de güzel olmadığını hatta çirkin bile sayıldığını söylemekteydi. Küçük kız ilk önceleri onlara inanmadı. Çünkü herkes birbirini kıskanıyordu. Ama bir kaç yıl içinde gerçeklerle yüzleşti. Annesinin bir pamuğa benzettiği yüzü çiçek bozuğu bir cilde sahipti. “Badem” dediği gözleri ise şaşıydı. Vücudu da bir selviyi andırmıyordu. Demek ki annesi onu aldatmış ve yıllar yılı çekinmeden yalan söylemişti. Genç kızın anne sevgisi kısa bir süre sonra nefrete dönüştü. Evlenme çağına gelmiş olmasına rağmen yüzüne bakan yoktu. Üstelik de gözleri bütün tedavilere rağmen düzelmiyordu.
Genç kız doktorların gizlice yaptığı konuşmalardan kör olacağını anladığında çılgına döndü ve kendisini hâlâ çocukluk yıllarındaki ifadelerle seven annesinin bu yalanlarına dayanamayıp evi terk etmeye karar verdi. Fakat annesi uzak bir yerde iş bulduğunu söyleyerek ondan önce davrandı ve kazandığı paraları bir akrabasına gönderip kızına bakmasını rica etti. Genç kız bir süre sonra görmez oldu. Karanlık dünyasıyla baş başaydı. Bu arada annesini hiç merak etmiyordu. Yalancıydı annesi ölse bile bir kayıp sayılmazdı. Bir gün doktorlar uygun bir çift göz bulduklarını söyleyerek kızı ameliyat ettiler. Ancak o gözünü açtığında yine aynı yüzü görmekten korkuyordu. Ancak kör olmak zordu. En azından kimseye yük olmazdı.

Genç kız ameliyat sonunda aynaya baktığında müthiş bir çığlık attı. Karşısında bir dünya güzeli vardı. Gerçekten de harika bir kızdı gördüğü. Yüzündeki bozukluklar tamamen kaybolmuştu. Çok kemerli olan burnu düzelmiş kepçe kulakları normale dönmüş ve yaban otlarını andıran saçları dalga dalga olmuştu. Genç kız yanındaki yaşlı doktora sevinçle sarılarak:
- Sanki yeniden dünyaya geldim! dedi. Yüzümde hiçbir çirkinlik kalmamış. Estetik ameliyatı siz mi yaptınız?
Yaşlı doktor ; Böyle bir ameliyat yapmadık kızım! diye gülümsedi. Annenin bağışladığı gözleri taktık. Sen onun gözünden gördün kendini!
Saygılarımla…

Çevrimdışı fusunhoca

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.378
  • 24.312
  • Müdür Yardımcısı
  • 2.378
  • 24.312
  • Müdür Yardımcısı
# 25 Tem 2012 18:08:20
YAŞAMIN YANKISI

Daglik bir bölgede adam küçük ogluyla yürürken, çocuk ayagini tasa çarpar ve can acisiyla, "ahhhh" diye bagirir. Dagdan, "ahhhh" diye bir ses gelir ve bu sesi duyan çocuk hayret eder. Merakla, "Sen kimsin?" diye bagirir; ama aldigi tek yanit, "Sen kimsin?" olur.

Çocuk bu yanita kizar ve "sen bir korkaksin!" diye bagirir. Dagdan aldigi yanit da "sen bir korkaksin!" olur.

Babasina bakar ve "baba ne oluyor?" diye sorar.

"Oglum dikkat et" diyen baba, vadiye dogru, "Sana hayranim!" diye bagirir. Ses, "Sana hayranim!" diye yanitlar. Baba, "Sen harikasin!" diye yine bagirdiginda, bu kez dagdan, "Sen harikasin!" yaniti gelir.

Çocuk sasirmistir, ama hala ne oldugunu anlayamamistir.

Baba ogluna durumu açiklar; "Ogum, insanlar buna yanki derler; ama gerçekte yasamin ta kendisidir. Yasama ne verirsen sana onu yansitir. Yasam senin davranislarinin aynasidir.

-Eger yasaminda daha çok sevgi istiyorsan, insanlari daha çok sev.

-Eger sana saygili davranilmasini istiyorsan. insanlara saygili davran.

-Eger baskalari tarafindan anlasilmak istiyorsan, önce baþkalarini anlamaya gayret göster.

-Eger insanlarin sana hosgörülü ve sabirli davranmasini istiyorsan, önce sen insanlara hosgörülü ve sabirli olmalisin.

Oglum yasamda ne ekersen onu biçersin. Bu doga yasasi, yasamin her yönü için geçerlidir."

Insanlarin yasami tesadüfler sonucu olusmaz; Insanlarin yasami onlarin davranislarinin yansimasindan baska bir sey degildir.....

Çevrimdışı fusunhoca

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.378
  • 24.312
  • Müdür Yardımcısı
  • 2.378
  • 24.312
  • Müdür Yardımcısı
# 25 Tem 2012 18:10:07
Bir kadın sabah kalkmış, aynaya bakmış ve
kafasında yalnız üç kıl saç görmüş.

"Hımm, demiş galiba bugün saçımı örgü yapacağım!"
Öyle de yapmış, günü de harika geçmiş!

Ertesi gün kalkmış,
aynaya bakmış,
Kafasında iki tel saç kalmışmış....
"Hımm, demiş,
"Bugün saçımı ikiye ayıracağım demiş."
Dediğini de yapmış, harika bir gün geçirmiş..

Bir ertesi gene kalkmış,
aynaya bakmış, kafasında tek tel saç var.
"Tamam, tamam demiş...artık bugün at kuyruğu yaparım..."
Öyle de yapmış ve çok çok güzel bir gün geçirmiş...

Daha bir ertesi,
aynaya baktığında,
Kafasında bir tek tel bile kalmamışmış!
"yaşasın!" diye bağırmış.
"Bugün saç derdim yok!"

Bakış açısı her şeydir!
Gerektiğinden kibar ol!
Tanıdığın herkes kendi savaşını yaşamakta zaten!


Basit yaşa,
Cömertçe sev,
Yürekten düşün sevdiklerini,

Tatlı konuş.......
Hayat, fırtınanın geçmesini beklemek değildir ki!...
Yağmurda dans etmeyi becerebilmektir...

Çevrimdışı snnx

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 231
  • 243
  • Okul Müdürü
  • 231
  • 243
  • Okul Müdürü
# 25 Tem 2012 18:26:51
bu güzel paylaşımlar için teşekkürler

Çevrimdışı smyrnian

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 535
  • 299
  • 535
  • 299
# 25 Tem 2012 19:27:55
çok iyi :)

Çevrimdışı fusunhoca

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.378
  • 24.312
  • Müdür Yardımcısı
  • 2.378
  • 24.312
  • Müdür Yardımcısı
# 25 Tem 2012 21:39:41
Eğer, yeniden başlayabilseydim yaşamaya,
İkincisinde, daha çok hata yapardım.
Kusursuz olmaya çalışmaz, sırtüstü yatardım.
Neşeli olurdum, ilkinde olmadığım kadar,
Çok az şeyi ciddiyetle yapardım.
Temizlik sorun bile olmazdı asla.
Daha çok riske girerdim.
Seyahat ederdim çok daha fazla.
Daha çok güneş doğuşu izler,
Daha çok dağa tırmanır, daha çok nehirde yüzerdim.
Görmediğim bir çok yere giderdim.
Dondurma yerdim doyasıya ve daha az bezelye.
Gerçek sorunlarım olurdu hayali olanların yerine.
Yaşamın her anını
Gerçek ve verimli kılan insanlardan olurdum ben.
Yeniden başlayabilseydim eğer, yalnız mutlu anlarım olurdu.
Farkında mısınız bilmem, yaşam budur zaten.
Anlar, sadece anlar. Sizde anı yaşayın.
Hiçbir yere yanında termometre, su, şemsiye ve paraşüt almadan
Gitmeyen insanlardandım ben.
Yeniden başlayabilseydim eğer, hiçbir şey taşımazdım.
Eğer yeniden başlayabilseydim,
İlkbaharda pabuçlarımı fırlatır atardım.
Ve sonbahar bitene kadar yürürdüm çıplak ayaklarla.
Bilinmeyen yollar keşfeder güneşin tadına varır,
Çocuklarla oynardım bir şansım olsaydı eğer.
Ama işte 85'imdeyim ve biliyorum...
ÖLÜYORUM...

Jorge Luis Borges

Çevrimdışı boran_12

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.441
  • 4.107
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 1.441
  • 4.107
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 26 Tem 2012 18:51:39
26.07.2012

Ben Dinleyeyim Sen Anla…


Yetmez mi sandın ey benliğim
Bu dünya bu hayat sana
Biter mi sandın
İhtiyaçların ötesinde isteklerin
Sandın ki bir tek sen varsın
Bir tek sen gerçeği anlamışsın
Oysa bir tek doğru olsaydı
Bunca doğru arasında nasıl şaşıp kaldın?
Bir tek güzellik olsaydı yaşamda
Niye hep sonrasını düşleyip aradın?
Sana sunulanı kabullendin çoğu zaman
Ve sen bu benim sandın
Düşlemedin bir başka düşünceyi
Düşünmedin işin aslını gerçekliğini
Sandın ki en iyi doğru buydu
En kestirme yol bildiğin yoldu
Sanki hiçbir şeyin sonu yoktu
Oysa sen bilirdin ey benliğim
Hayat sınavlarla dolu bir oyundu
Ve sen oynarken rolünü
Sadece sana sunulanı yaşadın
Sahneyi sadece sen’lik bir alan
Sahneyi sadece var olduğun yer olarak algıladın
Görmemezlikten geldin çoğu zaman
Sahnenin bir diğer yanında olanı
Sen gülerken ağlayanı
Başkası gülerken ağladığını
Ve unuttun ey benliğim
Sahne arkasında yaşanılanları
Hep sahnede idi gözün kulağın aklın
Ve sen sadece gördüğün duyduğun düşündüğün
Sen sadece sahne önündeki kadardın
Oysa sahne arkasına bir dönüp baksaydın
Görürdün belki o zaman
Duyardın anlamaya başlardın beklide
Sahnelenenin ötesinde
Bir başka sahnenin olabileceğini
Yani sahnedekilerin her daim
Gerçekliği sunup vermeyeceğini
Yargıladın ey benliğim
Sen’den olmayanı sen’i sana anlatmayanı
Sen vardın birtek sen’din sanki hayatın anlamı
Oysa anlam kattıkların dahi sen’de sana ait olan
Sana sunduklarıydı hayatın
Anlamadın
Düşünceyi, inanışları, ilkeleri yok saydın
Yaşayanların yanlışlarına kanarak
Düşünceyi nanışı ilkeyi
Sadece yaşayanları düşünerek yargıladın
Oysa ey benliğim
Bir düşünce
Bir inanış
Bir ilke
Yaşayanların yaşatanların toplamından fazlasıdır
Bunuda yanlış anladın…
Ey benliğim
Şimdi diyeceksin sesleneceksin bana
Sen’in hiç mi suçun yok bunda
Yani diyeceksin ki bana
“Ey benliğim diyorsun bana
Sanki sen ben değil mişim gibi
Yargılıyorsun sende acımasızca”
Ve diyeceğim ki ey benliğim sana
Bunları yargılamak olarak adlandırma
Bu söylediklerim şimdilerde sana
Yargılamak değil olsa olsa sorgulama
Sorgulaman için sesleniyorum sana
Ey benliğim
Ve biliyorum ne sen nede ben
Birbirimizden ayrılamayız
Ve sen ben ey benliğim
Aslında bizi varedenlerin
Tecrübelerin yaşanmışlıkların topla mıyız
İşte o yüzden ey benliğim
Ne olur bana kızma
Ve şimdi bir söz geliyor aklıma
Bana öğretilen yaşanmışlığı olan
Ey benliğim bu sözlerim hem sana
Hem bana
Hem de bizi var eden yaşanmışlıklara
O yüzden derim ki
“Kızım sen dinle gelinim sen anla”…


Çevrimdışı fusunhoca

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.378
  • 24.312
  • Müdür Yardımcısı
  • 2.378
  • 24.312
  • Müdür Yardımcısı
# 26 Tem 2012 22:25:26
Beklemeyin

Nazik olmak için
bir gülümseme beklemeyin

Sevmek için
sevilmeyi beklemeyin

Bir arkadaşın değerini anlamak için
yalnız kalmayı beklemeyin

Çalışmaya başlamak için
en iyi işi beklemeyin

Öğütleri hatırlamak için
düşmeyi beklemeyin

Dua'ya inanmak için
acıları beklemeyin

Yardım edebilmek için
zamanınız olmasını beklemeyin

Özür dilemek için
diğerinin acı çekmesini beklemeyin
Ne de barışmak için ayrılığı

Beklemeyin çünkü
ne kadar zamanınız var bilmiyorsunuz.

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK