Milli Korkumuz Matematik

Dünyada, ‘Yapılandırmacı Eğitim’in öncülerinden Matematikçi Doç. Dr. Zelha Tunç Pekkan,“Türkiye’de beyinler en güzel yaşta, test sorularıyla harcanıyor. Kendi ayağımıza kurşun sıkıyoruz. Test çözme yerine öğrenme odaklı eğitim verilirse, Türklerin çözemeyeceği soru yok” dedi.

Türkiye'nin Eğitim Bilimleri alanında, ‘Bilim Akademisi Genç Bilim İnsanları Ödülü' kazanan tek ismi olan ‘Yapılandırmacı Eğitim Sistemi'nin öncülerinden Matematikçi Doç. Dr. Zelha Tunç Pekkan, SÖZCÜ'ye konuştu. ODTÜ Matematik Öğretmenliği'ni bitirdikten sonra tam bursla ABD’ye matematik eğitimine giden Pekkan, hayatını matematik öğretmeye adamış bir bilim insanı. Yüksek lisansını İndiana Üniversitesi ve doktorasını Georgia Üniversitesi Eğitim Fakültesi' nde yaptı. ‘Yapılandırmacı Eğitim' ekolünün dünyadaki öncülerinden Prof. Dr. Leslie Steffe'ın doktora öğrencisi olmayı başardı.

Doç. Dr. Zelha Tunç Pekkan

ÖDÜLLÜ MATEMATİKÇİMİZ

 Bilimsel araştırmayla öğretme hedefli, öğrenci/öğretmen etkileşimine açık ve empati kurabilen bu ekolde uzmanlaşan Pekkan, matematikte bilgisayar destekli kesir öğretimi üzerinde yoğunlaştı. Başarılarıyla, Mathematics Educator Dergisi yardımcı editörlüğü ve Matematik Education Student Association başkanığı görevlerine getirildi. Global Eğitim Ödülü kazanan Doç. Dr. Pekkan, Pittsburgh Üniversitesinde lisans ve yüksek lisans dersleri verirken, Türk çocuklarının matematik çözememesini dert edindi. Sorunun çözümü için sorumluluk almak istiyordu.

ABD’DE KÜRSÜ BIRAKTI

Amerika'da kariyerinin zirvesinde iken 8 yıl önce herşeyi bırakıp Türkiye’ye geldi. Devlet okullarında matematik öğretmenliği yapmak istiyordu. Bir lisede iş buldu. Sabah 06:30'da servise binip, akşama kadar çalıştı. Haftada 27 saat ders yükü dahil, kat ve bahçe nöbeti tutma gibi Türkiye’deki tüm öğretmenlerin yaptığı rutin işleri yaptı. Amerika'da yıllarca eğitim alıp araştırmalar yaptığı, ‘Yapılandırmacı Eğitim Sistemi'ni bu koşullarda Türkiye'de uygulamanın zorluğuyla da yüzleşti. Dersine girdiği 9.Sınıf öğrencilerine teknolojiyle matematik öğretmeye çalışan Doç.Pekkan'ın bu çabası sınıfta karşılık bulmaz. Test sistemine odaklanan öğrenciler, test kitaplarına gömülür. “En güzel beyinler, 8'inci sınıfta hatta çok daha öncesinden, çoktan seçmeli test soruları içinde harcanıyordu” diyen Pekkan'ın dikkatini akademik bir ilan çeker. ‘Türkiye'de öncü bir eğitim fakültesi kurma' hedefinden söz eden MEF Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Özcan'ın idealist yaklaşımından etkilenir. Türkiye’de matematik öğretme ümidi canlanır. MEF Üniversitesi'nde Matematik Öğretmenliği Bölümü Kurucu Başkanı olarak işe başlar.

KENDİ AYAĞIMIZA KURŞUN SIKMAK

 MEF Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekan Yardımcılığı ve İlköğretim Matematik Öğretmenliği Bölümü öğretim üyesi olarak halen görev yapan Doç. Dr. Zelha Tunç Pekkan, “Ailelerin parası, çocukların enerjisi ve zamanı test usulü bu sınavlarda başarılı olma adına boşuna harcanıyor. Bu ‘Kendi ayağına kurşun sıkmak' tır. Okullar, test usulü sınavlarda başarılı olsa bile matematik bilmeyen ve öğrenmek istemeyen çocuklar yetiştiriyor” diye uyardı.

MÜFREDAT NEDENİYLE ÖĞRENİLMİYOR

Doçent Pekkan sözlerine, “Matematik öğrenmede çocuğa saygı duyulmalı. Formül dayatmasından vazgeçilmeli. Çocuk, formülü ezberliyor ama evin büyüklüğünü bile hesaplayamıyor. Öğretmenler müfredatı yetiştirmeye çalışırken, konuyu öğretemiyor. Kesirleri, 2 haftada yetiştirme çabası çocuk için sadece zaman kaybı. Eleştirel, sorgulayan düşüncenin temeli matematiktir. ‘Matematikte tartışma olmaz.. Bilgiler kesindir' mantığı hatalıdır. Çocuk ‘Bu niye böyle?' sorgulamalıdır” diye devam etti.

Türkler uluslararası sınavlarda ‘Matematik Çözememe' problemini nasıl aşacak?

37 OECD ülkesi içinde matematikte Türkiye 33'üncü sırada yer alıyor.

En büyük problem “Matematikçiye soru soramamak, en zor matematik probleminden daha büyük bir problem.”

Türk çocukları başarısız mı?

“Okullarda, müfredat çok yoğun. Kesirler ortaokul müfredatının yüzde 30'unu alıyor. 6'ncı, 7'nci ve 8'inci sınıfta yoğun olarak işleniyor. Öğretmen her sınıfa anlatırken konuları yetiştirme telaşına düşüyor. Çocuklar öğrenemeden üst sınıflara geçiyor. Konuyu 6'ncı sınıfta anlamayan çocuk, 7'nci sınıfta da çözemiyor ve matematikten de soğuyor.”

Testi tam doğru çözen de bilmiyor

Yurt dışında ve Türkiye'de matematik öğretiminde en temel problemin, ‘matematik kesindir, doğrudur' yaklaşımından kaynaklandığını anlatan Pekkan, “Öğrenci bu nedenle sormuyor, konuşmuyor ve hiç risk almıyor. Matematik, insanın ürettiği tartışılabilir ortak bir dildir. Okul matematiğindeki sembolleri de her çocuk kendisi yapılandırabilir. Türkiye, ‘Matematik Bilmeme' sorunu yaşıyor. Üniversite sınavında tam net yapılsa da, bu çok iyi matematik bildiği anlamına gelmiyor. Test Sistemi, öğrenmeden uzaklaştırıyor” dedi.

Profesörler ilkokulda

‘‘Okulda Üniversite Modeli”yle İstanbul'daki Ayazağa İlkokulu, Darüşşafaka Eğitim Kurumları dahil 30 okulda uygulamalı öğretmenlik eğitimi veren Doç. Dr. Zelha Tunç Pekkan, “İlk hedefimiz matematiği seven öğrenciler ve sevdiren öğretmenler yetiştirmektir. Üniversite eğitimini ilkokulda derslikte alan ilk mezunlarımızı verdik. Çok iyi okullarda öğretmenliğe başladılar. Mezunlar, takibimizde ve yüzlerce çocuğa matematiği sevdirdiklerini görüyorum. Türkiye'ye dönmem anlam kazandı” diyor.

Neden öğrenemiyoruz?

– Matematikte, öğretmen ve ortaokul çok önemli.

– Öğrenciye, ‘Fikrin farklı ama çok değerli' denilirse hiç matematik yapamayan çocuk da matematik yapar.

– Türkiye'de temel sorun, soruları anlamamak değil, matematik dersinden ve öğretmeninden korkmaktır. Korkuyu yenersek, çözemeyeceğimiz matematik sorusu yok.

– Yurt dışındaki gibi öğretmenlerin en geç, 4 yılda bir kendini yenilemek için üniversitelerden ders alması gerekir.

– Nesiller, bilimsel gerçeklikler ve öğretme yöntemleri değişirken öğretmen aynı geleneksel yerinde kalamaz.

– ‘Çocuk bu konuyu nasıl öğrenir?' sorusunu öğretmenler de düşünmelidir.

BiR SORU iKi ÇÖZÜM

Matematik eğitiminde öğretmen yaklaşımının önemini bir soru örneklemiyle anlatan Pekkan; “İlkokul 4. Sınıf Fen Bilgisi Dersi'nde yaprakları dökülmüş tek bir dal kalmış çiçek görseli var. Sınavda soruluyor; ‘Sizce bu çiçek neden büyümüyor?' Çocuk, ‘Yaprak yapmak için büyüyemiyordur” diyor. Çocuk aslında bilimsel bir cevap veriyor. Ama öğretmen, ‘ Hayır yanlış. Yaprağı olmadığı için büyüyemiyor' diyor. Eğitim sistemi, çocukların farklı düşünmesinin önünü kapatıyor” dedi…

Nasıl öğreneceğiz?

– Dili öğreniyor gibi matematik öğreneceğiz.

– Çarpma bölme değil çarpımsal katlarını ölçmeyi öğretmeliyiz. Örneğin, çocuk, ‘10 yaşındayım ve babaannem benim 7 katım büyük' diyebilmeli.

– Ortaokulda çocukları en çok kesirler konusu zorlar. Aslında çocuk kardeşiyle pasta paylaştığı gün kesirlere başlıyor. 8'inci sınıfların yüzde 40'ı kesirleri yanlış yapıyor.

– Okul matematiğinde çocuklara biz hiçbir zaman 7/6'nın birin 7 katı olduğunu çocuklara anlatmıyoruz.

– Öğrenciye pay ve paydaya yaz denildiğinde; eşit bölme ve çarpımsal düşünme temelli olduğunu çocuk öğrenemediği için matematik saymada kalıyor.

 

Sultan UÇAR / Sözcü

  • 14 4
  • 18 Aralık 2019 10:09 8.934
  • Aktif Haberler
  • balakademi
    24 Aralık 2019 12:32
    0 0
    İşte bu yüzden Matematik Yarışı oyununu geliştirdik. Ücretsiz indirme linki:

    https://www.egitimhane.com/akilli-tahta-icin-yerli-oyun-matematik-yarisi-isbirligi-ve-rekabet-d316507.html
  • dürüst
    20 Aralık 2019 20:47
    3 3
    Matematikten korkan olmaz, matematiği öğretmesini bilmeyen sistemden, müfredattan kork.
  • muallim845
    20 Aralık 2019 12:56
    4 5
    İlkokulda matematiği öğrenemiyor dediğimiz çocuk Fayans Ustası oluyor.En iyi geometrik örüntü ve alan hesapları yapıyor. Başka bir çocuk mobilya ustası oluyor birplaka sunta yada mdf den en az zayiatla geometrik şekilleri tasarlıyor,başka biri çatı ustası oluyor üçgen ve kare prizmanın tüm öz öğreniyor alanlarını hesaplıyor,başka biri soğuk demirci inşaat mühendisinin bilgisayarda çizdiği projeyi okuyarak çatır çatır demirleri kesiyor diziyor.Başkası pazarcı oluyor bana mısın demeden dört işlemleri takır takır yapıyor para üstü hesaplıyor çarpıyor bölüyor.Yani biz ölçemiyor sak onların becerilerini ikide birde bizde kapasite bu kadar demek çok mesnetsiz.
  • plusmania
    20 Aralık 2019 11:54
    5 2
    Haziranda Matematik Öğretminde Çocuk Edebiyatı ve Ugulmaları adlı bir Tübitak projesine katılmıştım.3 yaş ve 2 aylık iki çocuğum var.Doğru Matematiksel Gelişim için mutlaka ve mutlaka matematik bağlamı olan çocuk kitapları çocuklara okunmalı.İlk 4 yaş çok önemli matematiğin gelişimi için.Ayrıca Dr. Dana Suskind'in otuz milyon kelime kitabında matematik başarısı için reçeteler var.Ben uyguluyorum.Tavsiye ederim.
  • reeemat
    20 Aralık 2019 11:15
    6 3
    Matematiği öğrenen öğrenci öğreniyor. Öğrenemeyene ne yaparsanız yapın, kendine yetecek kadar öğreniyor. Milletçe kapasitemiz bu kadar. Bence matematiksel zekada geri değiliz, Yeter derecede mezun veriyoruz. Asıl mesele beyin gücünü değerlendirmede...
  • tahir1699
    20 Aralık 2019 02:36
    7 0
    Eğitim sistemimizin ne kadar kırılgan olduğunu bu hanımefendinin getirdiği teziyle oluşturduğu karmaşadan daha iyi anlıyoruz.
    Neredeyse hemen yarın matematik müfredatını sil baştan değiştirip
    yeni bir öğretim sistemine geçme heyecanı oluşuyor.
    Bu da eğitim sistemimize hiçbirimizin güvenmediğini yetersiz gördüğünü ortaya koyuyor. Değerli öğretmenlerim bu kadar matematik ve bilgiyi hiç bir evladımıza öğrete bilmemiz mümkün değil.
    İlla öğrenecekler diye de kendimizi harap etmenin anlamı yok.
    Liseye kadar öğrenebildiği kadar.
    Çocuklarımızın lise döneminde kesinlikle bir mesleğe yöneltilmesi o alanda eğitilmesi uzmanlaştırılması gerekiyor.
    Matematiği şöyle öğrensin, yok olmadı böyle öğrensin tartışmaları çocuklarımızın geleceklerini kurtarmıyor.
    Sadece 18-20 yaşına gelmiş hiçbir yeteneği, becerisi vasfı olmayan nesiller yetiştirmeye devam ediyoruz.
    12 yıllık eğitimden geçirdiğimiz evladımız bir meslek alanında uzmanlaşmalı, kendi ayakları üzerinde durabilmelidir. Meslek sahibi olmayan binlerce genç evladımızın üniversite kapılarında yığılması eğitimimizin havanda su dövdüğünün en büyük kanıtıdır.
    Eğitim sistemi meslek liselerini çağın ihtiyaçlarına göre çeşitlendirmek, hızla sayısını artırmak, kalitesini artırmak,
    her ilde ilçede kompleks hale getirmek ve çocuklarımızı ilgi alanına göre buralara yerleştirmek olmalıdır.
    Burada yetişen gençlerimizin hayatını kurması için sonuna kadar takibini yapmak, kredi vermek, işini kurmasını sağlamak üretici hale getirmek devletin görevi olmalıdır.
    Huzurlu günler öğretmenlerimin olsun. Saygılarımla...
  • smyi
    19 Aralık 2019 10:44
    12 0
    evet öyle, amerika'da çalıştım ben. gelirim Türkiye'ye tek bir okulda çalışıp eğitim sistemindeki büyyyüüüüük sorunu tespit edebilirim. her ne kadar şahsi görüşüm olsa ve dar alanda tek okul kapsamlı bir gözlem yapmış olsam da ben en iyisini bilirim. NEDEN amerigada çalıştım ben çünkü.
  • php_korsan
    19 Aralık 2019 10:21
    7 2
    Matematik her yerde.28 sene önce lisede görmedim.Simdi açıköğretim sınavında polinom sorularını yaparken zorlandım.Asya ülkelerinde okulun temeli kendisi ileride seçecekleri mesleklerin temeli matematik.Katar bize tank yapıyor adamlara 13 katrilyon ödeme yapacağız.Al sana matematik.
  • tossty
    19 Aralık 2019 09:06
    6 0
    Matematik hayatın kendisi, nefes alışımız bile sayıyla... Kişi hangi mesleği yaparsa yapsın matematiksel muhakeme yeteneği yoksa beceremiyor o işi. Bu; marangozluktan perdeciliğe, aşçılıktan temizlik görevlisine kadar değişmez bir gerçek. Örgü işi yaparken bile matematik gerek
  • carpediem03
    19 Aralık 2019 07:44
    2 9
    Asıl sorun da bu işte. . Öğretmen yöntemleri gösterir, öğrenci seçer demişsiniz. Koca bir sınıf parmak sayıyorsa orada başka bir yöntem varlığından bahsetmek zor gibi geliyor bana. Şahsi anlamayın lütfen ben genel olarak gözlemlerimi yazıyorum. Zaten 3-4'de abaküs ya da boncuk kullanmaya devam edilmiyor ki, 1. En geç 2. Sınıfta mantık oturuyor. Ama parmak sayan öğrenci ömrü boyunca sayıyor.
  • seyfi ünaldı
    19 Aralık 2019 07:23
    13 2
    Sınıf öğretmeniyim. Dört yıl önce bir ortaokulda 5.sınıflara DYK için öğretmen arandığını duydum, başvurumu yaptım ve başladık işe. Konumuz "Kesirler. Ben kesir konularında ısrarla pasta modeli çiziyorum, birim kesre ulaşmaya odaklanıyorum. Eğleniyoruz da.
    Bir hafta sonu çocukların söylediği aynen şu, "Hocam, matematik öğretmenimiz size kızdı, bırakın lan pastayı mastayı dedi."
    Sonuç; o yılın sonunda mahkeme kararıyla bize düne kadar okuttuğumuz 5.sınıfların kursuna girmeyi layık görmediler. İki yıl içinde de söz konusu öğretmen büyüğümüz emekli oldu. Herkes kurtuldu.
  • zeynepgulsu
    18 Aralık 2019 23:15
    9 1
    Kolaya kacmak oldugunu dusunmuyorum.Her ogrenci farkli sekilde ogrenir.Biri parmakla,biri abakusle...Bazisi hicbirine gerek duymaz.
    Ogretmen yontemleri gosterir.Ogrencisi hangisini secerse onu kullanir.Montessori boncuklarini da abakusu de kullandim 1.sinifta.Diger siniflarda gerek kalmiyor pek.Herkesin yogurt yiyisi farkli olabilir.Dusunceleri de.Saygi duyarim.
    Ayrica cocuklar hep parmak kullanmiyor.Bazilari pratiklesiyor gerek duymuyor.Ozellikle 4.sinifta.Bazi cocuklar var.ne parmak ne boncuk.Usenmese cizgi cizecek.Matematik zekasi herkesin bir olmuyor.Oldugu kadar artik:)
  • carpediem03
    18 Aralık 2019 19:26
    3 13
    Kendimi tam olarak ifade edemedim sanırım. Zeynepgulsu öğretmenim, çıkarmanın azalma, eksilme olduğunu zaten öğretiyoruz. Nerde çıkarma nerede toplama yapacağını da. Parmak sayma alışkanlığının sürekli devam etmesidir problem. 15'ten 8 çıkarmaya çalışan öğrencinin "ama 15 parmağım yok ki" sözlerini duydu bu kulaklar. Parmakla onluk tabanı çocuğun kafasında somutlaştıramazsınız. Bunun en basit, en etkili materyali abaküstür. Bununla öğretim yaptıktan sonra zaten parmakları kullanmasına gerek kalmayacaktır. Toplamları 10 eden sayılar, 9 ile toplama, aynı iki sayının toplamı gibi şeyleri öğrettikten sonra parmak saymaya zaten gerek kalmayacaktır. Parmak saydırmak bana göre kolaya kaçmaktır.
  • bir adam
    18 Aralık 2019 19:04
    15 0
    Çocuklara sevmediği şeyler verilmemeli. Matematik sevmeyen ve yapamayan birine 12 yıl matematik öğretmeye çalışıyoruz? Okula da hayata da küsüyor.
    Ortaokulda alan ve meslek bazlı eğitime geçilmeli.
  • zeynepgulsu
    18 Aralık 2019 19:01
    11 3
    13den 8i cikartirken 8 parmagi acip geriye saydiriyorum ben de.Sebebi de cikarmada azalma oldugunun mantigini kavratmak icin.Ama benim sinifimda dogru sonucu buluyorsa her yolu kabul ediyorum ben.Uzerine de sayabilir,geriye de...Soyut kavramlari kavratmak icin somutlastirmak gerek .Bunun icinde ne varsa kullanilir.Parmaklarimiz hep bizledir dolayisiyla en yakin ve en guzel materyallerdendir benim icin de.
  • Geblüt
    18 Aralık 2019 18:57
    9 3
    Bence matematik dersi ortaokuldan itibaren kaldırılıp (ilkokul matematik bilgisi yeterlidir. Çünkü 4 işlem dışındaki konuları günlük hayatta kullanmıyoruz) seçmeli olup onun yerine genel yetenek zeka dersi ve mantık dersinin konması gerekir.
  • carpediem03
    18 Aralık 2019 18:08
    4 13
    Çarpı atanlar, parmak saydıranlar belli. Mesele parmak sayması değil, mesele parmaktan başka mantık öğret(e)memek. Öğrenci 13 den 8 çıkarabilmek için 8 parmağını açıp geri sayıyor. Neden 8'i 13'e tamamlatmıyoruz ? Üstelik bunun hazırlığını toplamada verilmeyen rakamlar etkinliğinde de yapıyoruz. Herkesin kendi tercihi. Şimdiye kadar hiçbir öğrencim parmak saymadı, saydırmam da. Bana göre öyle. Ben böyle düşünüyorum. Matematik öğretmeyi bilmiyoruz.
  • hayber_38
    18 Aralık 2019 17:57
    8 0
    Neden öğrenemiyoruz?

    – Öğrenciye, ‘Fikrin farklı ama çok değerli' denilirse hiç matematik yapamayan çocuk da matematik yapar.

    Bu haberleri yazanlar ciddi mi sizce?
  • göbekligeneral
    18 Aralık 2019 16:03
    7 2
    Kendi dilimiz olan Türkçe'yi de yazamıyor,konuşamıyoruz.Maalesef dilde de sınıfta kaldık.
  • sevmelek
    18 Aralık 2019 15:54
    1 9
    Test olmayan eğitime eğitim demem ben...
  • yelpeio
    18 Aralık 2019 14:29
    6 3
    Sayın hocam parmak bir öğrencinin sahip olduğu en yakın materyaldir. Ayıp değildir. Sayıyı somutlaştırmanın en kolay halidir.
  • carpediem03
    18 Aralık 2019 13:52
    6 15
    Bu konuda biraz iğneyi kendimize de batırmak gerekiyor. Maalesef matematik öğretmeyi bil-mi-yo-ruz. En basit materyal olan abaküsü dahi kullanmaktan imtina ediyoruz. 9'un üstüne 9 parmak açtırıp üstüne saydırarak toplama, 18'den 9 çıkarırken, 9 parmağını açtırıp, geri saydırarak çıkarma öğrettiğimizi zannediyoruz.
    Oysa bu öğrencilere abaküsten bana 39 sayısını göster diye basit bir soru sorsak, öğrencinin kafasında 39 sayısının, 3 ve 9'un birleşiminden oluşmuş bir sayı olduğunu, ne kadar bir çokluk ifade ettiğini bilmediğini gayet rahat görebiliriz. Ondan sonra lisede bile hala parmak sayan öğrencileri görüyoruz.
  • zekirdek
    18 Aralık 2019 13:26
    7 8
    senin kapasiten mecburi sınırlı çünkü genelde bir korku alanı içinde yasatılıyorsunn ....cehennem din yaratıcı öğrt baba anne abi iş aş not vs gibi korkular...daha yazamadığım bastırılmış bir sürü korku ve bunlarla sınırlı aile geliryle savasmak zorundasın ..tabiki basarısız oluruz
  • ssszmzh
    18 Aralık 2019 11:11
    4 3
    Haberdeki şu ifadeleri anlayan var mı?

    Sizce bu çiçek neden büyümüyor?' Çocuk, ‘Yaprak yapmak için büyüyemiyordur” diyor. Çocuk aslında bilimsel bir cevap veriyor. Ama öğretmen, ‘ Hayır yanlış. Yaprağı olmadığı için büyüyemiyor' diyor.

    – Okul matematiğinde çocuklara biz hiçbir zaman 7/6'nın birin 7 katı olduğunu çocuklara anlatmıyoruz.
  • php_korsan
    18 Aralık 2019 10:53
    13 0
    Şu ezberledigimiz coğrafi konumumuz ileride bize neler getirecek düşünmedik.Nukleer enerji, rüzgar türbinleri, insansız hava araçları için hep matematik lazım.Bu cocuklari testlerden sınavlardan denemelerden kurtarın artık.Dunyaca ünlü harvardda bilebjr matematik sorusu ödevime 3 gün süre veriliyor öğrenci araştırsın çalışsın diye.Biz bir günde 100 tane test sorusu cozduruyoruz.Sonra ne oluyor 500 tane uzay profesörün olmuş ama bir uzaya yörüngeye roket yerlestiremiyorsun.
    Yeni Zelandada 27 yaşında adam şirket kurmuş.Uzaya kendi yaptığı roketiyle kargo taşıyor.Bu çocuklar günün birinde bizden nefret edecek.Bizi geleceğin dünyasına neden iyi hazirlamadiniz diye.Kucuk Hintli çocuklara dahaanasinifinda oyunla matematik ve kodlama öğretiliyor.Elbetteki Apple ve Microsoft bu çocukları alıyor şirketine.
  • oguz08
    18 Aralık 2019 10:24
    13 4
    Aman efenim, bizde sorgulamaya pek iyi bakmazlar :) :)

    Sistemin başına çöreklenmiş ölü beyinler, çalışan beyinlerin de ölmesi ve itaat etmesi için çabalamaktalar...
    Sistem başta ezbere dayalı başlıyor, sonra da çocuklar basit problemleri bile anlayamıyor. Müfredat çok yoğun, tekrara ve tam öğrenmeye izin vermiyor. Bir yere yetişeceğiz sanırım! Her konuyu her sene genişleterek verme üzerine kurulu. Hazır bulunuşluluk aranmıyor. Geri kalan her şey öğretmenlerimizin inisiyatifinde. Şükür...
UYARI: Yayınlanan haberler, Egitimhane.Com'un görüşlerini yansıtmaz. Yazılan yorumlar, onaylanmış olsalar bile yazanın sorumluluğundadır.

Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK