Neden Matematik Öğrenemiyoruz?

Öğrencilerin adeta korkulu rüyası olan matematiğin sevilmemesinde, erken yaşta oluşan önyargılardan ailelerin yanlış tutumuna kadar birçok etken bulunuyor. Ancak bu durumun değişmesinde öğretmene büyük roller düşüyor. Okul öncesinden itibaren matematik dilinin öğretilmesi, somut örnekler verilerek, az çok gibi kavramlar kullanılarak kıyas yoluyla ölçme yapılması, basit eşleşme ve yerleştirme oyunları öğrenmeyi hem kolaylaştırıyor hem de sevdiriyor.

Milliyet'ten Mine Özdemir Güneli'nin haberi: Birçok öğrencinin en zor öğrendiği ve sevmediği derslerin başında matematik geliyor. Erken yaşta oluşan önyargıları zamanla değiştirmek mümkün olsa da pek çok kişi bundan kurtulamıyor. Aslında bu olumsuz düşünce çocuklukta yerleşiyor. Öyle ki ilkokul seviyesindeki en basit işlemler bile çoğu zaman çocuklukta ortaya çıkan önyargı ve korkular nedeniyle yetişkinler tarafından çözülemiyor. Peki, matematik öğrenmek gerçekten zor mu? Bu soruyu Yeditepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekan Yardımcısı ve İlköğretim Matematik Öğretmenliği Bölümü Başkanı Doç. Dr. Hülya Kılıç cevapladı.

 ‘Oyunla destekleyin’

Matematiğin çeşitli sembollerden ve kavramlardan oluşan bir dil olarak ele alındığında çocukların hem konuşma dilini hem de matematik dilini küçük yaşlarda öğrenmeye ve anlamaya çalıştığını söyleyen Hülya Kılıç, “Öğrenme sürecinde ebeveynler olarak çocuklara gerekli desteği vermezsek ya da matematiği bir korku veya kaygı unsuru haline getirirsek çocuklar matematiği öğrenme ve anlamlandırma çabasından vazgeçerek sadece konuşma diline, diğer fiziksel ve sosyal becerilere odaklanabilirler” diyor.

Kılıç, okul öncesinde matematiği bir kaygı unsuru haline getirme konusunda ebeveynlerin yaptığı en büyük yanlışlardan bazılarının çocukların doğru bir şekilde sayı saymasını istemek, parmakla gösterdiği rakamın kaç olduğunu bilmesini beklemek veya basit de olsa toplama ve çıkarma işlemlerini yapabileceğini düşünmek olduğunu belirtiyor. Veliyi memnun etmek için çocuğun cevapları ezberlemeye çalıştığını dile getiren Kılıç, ailenin rolünü şöyle anlatıyor: “Ezberleyebilen çocuk için kaygı durumu oluşmayabilir ancak ezberleyemeyen ve bu yüzden de velisi tarafından eleştirilen çocukların hevesi kırılır ve matematik kaygısı gelişmeye başlayabilir.”

Somut örnekler verilmeli

Çocukların matematik öğrenmeyi bırakmaması için küçük bir dokunuşun yeterli olduğuna dikkat çeken Kılıç, öğrenmede dikkat edilmesi gerekenleri şöyle sıralıyor:

- Matematiksel kavramları, konuşma diliyle ve hayatta karşılaşılan çeşitli durumlarla ilişkilendirmesine yardımcı olmak; bu yardımı da somut materyallerle, görsellerle, oyunlarla veya kısa etkinliklerle onlara sunmak gerekiyor.

- Her ne kadar çocukların hayal dünyası çok geniş olsa da soyut kavramları anlama ve düşünme becerileri 10-11 yaşından sonra gelişmeye başlar. 10 yaşından önce çocuklar somut kavramları veya somutlaştırılmış kavramları anlayabilirler.

- Matematikle çocukların ilk tanışmaları somut örnekler ve kavramlar üzerinden olmalı. Bu bağlamda az-çok, uzun-kısa, ince-kalın gibi ölçmeyle ilgili kavramları pekiştireceği görsel örnekler; geometrik şekillerin köşe-kenar sayısı ilişkisini kavrayabilecekleri basit eşleme-yerleştirme oyunları ve yap-bozlar; uzamsal düşünme, alan ve hacim kavramlarını anlamalarını sağlayacak birim kare, birim küp veya benzer parçacıklardan oluşan oyun setleri kullanılabilir. Rakamlarla tanışma ise 6 yaşında olabilir.

- Henüz soyut kavramlar konusunda gelişimini tamamlamamış çocuklara 10’a veya 100’e kadar saymayı öğretmeye çalışıyoruz. Ancak çocuk sayabilse bile, bu onun sayıları kavradığı anlamına gelmez. Yalnızca bir şarkı sözünü ezberler gibi sayıları ezberler, bu ifadeler ona melodi gibi gelir. 10’a kadar saymayı öğrettiğinizi zannettiğiniz çocuğunuz, sayarken 5’i atlayabilir. Neden saymadığını sorduğunuzda, “5 sayı değil ki!” yanıtını alabilirsiniz.

- Çocuklara örneğin; bir sepette gördüğü elmaların az ya da çok olduğunu söylemelerinin bazı durumlarda yeterli olmayacağı söylenebilir. “Bir sepet elmamız var ama bu elmalar, sınıftaki arkadaşlarına yetecek kadar mı ya da herkese kaç tane elma düşecek?” gibi sorularla, bir kıyas yoluyla ölçmeye ihtiyacımız olduğunu düşündürtmek gerekiyor.

Değişimin mimarı öğretmen

Okul öncesi ve ilkokulda matematiğe karşı olumsuz düşünceler geliştirilmiş olsa da ilerleyen yıllarda bu düşüncenin değişebileceğinin altını çizen Hülya Kılıç, bu değişimin mimarlarından birinin de matematik öğretmenleri olduğunu belirtiyor. Pek çok kişinin matematikle ilgili hikâyesinde “7. sınıfa kadar matematiği sevmiyordum” ya da “Liseye gelinceye kadar matematik benim için bir kâbustu ancak matematik öğretmenim sayesinde anlamaya ve sevmeye başladım” gibi ifadelerin yer aldığını kaydeden Kılıç, matematik öğreniminde öğretmenin önemiyle ilgili şu bilgileri veriyor: “Öğretmenler, matematik konuları ve kavramları arasındaki ilişkilere, matematiğin başka disiplinlerdeki kullanımlarına ve günlük yaşamla bağlantısına derslerinde yeterince yer verir ve bu ilişkiler çerçevesinde öğrencilerin anlamasına olanak sağlayan öğrenme ortamları oluşturursa, matematik bir kişi için bir anlam ifade etmeye başlar. Bu süreçte öğretmenler hem öğrenciler için uygun örneklerle derslerini zenginleştirebilir hem de çeşitli somut ve görsel araçlardan, öğrencilerin ilişkilendirmeleri yapabilecekleri etkinliklerden yararlanabilirler. Son yıllarda matematiğin bu ilişkilendirmeler ve etkinlikler çerçevesinde öğretilmesine yönelik kaynaklar arttığı için öğretmenlerin sadece sınıf seviyesine ve konuya göre ilgili kaynakları seçip derslerinde uygulaması yeterli olabiliyor. Bu kaynakların bir kısmı öğrencilerin okul ortamı dışında kendi kendilerine bu bağlantıları ve ilişkilendirmeleri anlayacakları deneyimler yaşamasına olanak sağlıyor.”

 

  • 1 8
  • 14 Mayıs 2021 22:36 5.235
  • Aktif Haberler
  • hazanın dünyası
    18 Mayıs 2021 08:21
    0 0
    "Rakamlarla tanışma ise 6 yaşında olabilir."
    Biz o yaşta her şeyi vermişizdir. :))
  • Oguz3842
    18 Mayıs 2021 07:57
    5 0
    Diğer zeka türlerine yönelik alanlar açarsak bu saçma matematik takıntımız kalmaz. Her insanın matematik zekası olmaz zorunda değil. Siz müthiş bir hitabet yeteneği olan kişiden ileri derecede matematik çözmesini isterseniz sorunun adı ''Neden matematik öğrenemiyoruz?'' olur.
    Herkes zeka türüne göre yönlendirilse sorun kalmayacak.
  • bertiazra
    17 Mayıs 2021 22:58
    3 0
    Neden balıklar uçmuyorsa o yüzden herkes matematik öğrenemiyor?
    Neden herkes Messi olamıyor?
    Matematik zekası-becerisi olana matematik neden öğretemiyoruz denilse daha mantıklı ve tutarlı olur.
    Neden okullarda yetenek taraması yapılmıyor?
    Neden öğrenciler yetenek ve ilgilerine göre yetiştirilmiyor?
  • Karakedi
    17 Mayıs 2021 22:37
    1 0
    daha 1.sinifta farkederiz ki cocuklar sayisal sozel sanatsal sporsal beyinlerle gelirler bize.birsey yapmasanda cocuk matematik zekasiyla dogmus ve hemen anliyor oburu okumayi seviyor siir yaziyor.bize dusen bu zekalari olduklari haliyle en iyi seviyeye getirmek.keske her zekada yollarinda ilerleyebilseler imkan olsa.
  • ayshee
    17 Mayıs 2021 11:03
    2 0
    Şöyle yapılmalı,böyle yapılmalı..... Gelin buyrun bir anlatın da görelim. Verelim size matematikte başarılı olamayan öğrenciyi ona bir şeyler kazandırın,inşallah kazandırırsınız, o zaman sizleri dikkate alalım.
  • memetrabia
    16 Mayıs 2021 22:51
    8 0
    İlk 4 yıl sadece işlemsel beceri , problem çözme becerileri üzerinde durulması ve çocukların bunlar dışında başka konular ile muhattap edilmemesi en büyük hayalim.
  • adabal
    16 Mayıs 2021 13:02
    8 0
    konu anlatan ders kitabı ile matematik mi öğretilir. etkinlik hiç yok kitaplarda, yabancı menşeili kitaplara bir bakın somuttan soyuta bol etkinlikli.
  • naciekinci
    16 Mayıs 2021 09:46
    6 0
    Matematik evde de çok ciddi takip gerektiren bir ders (gerçi her ders öyle ama). Sarmal yapıda çalışma gerektirir. Devamlılık arz eder. Sabır ister. Yeni nesil sorularda ayrıca geometri mantığı ile görmesi de son derece önemli. Okuduğunu anlayabilmesi ayrıca önemli. Çocuk da bu kadar şeyle ugrasmaktansa vuruyor tabletin gözüne...
  • rtaskomur
    16 Mayıs 2021 00:36
    11 1
    Eğitimde tek faktör öğretmen değil. Bunun eğitim boyutu, aile boyutu, veli boyutu varken tek boyut sanki öğretmen. Türkçeden başlayalım. Okumayı hızlandırması için öğretmenin ne yapması lazım. Peki öğrencinin ne yapması lazım. Elinde telefon görüyoruz 5. sınıf öğrencisinin elinde. Kitap görmüyoruz kimsenin elinde. Evdeki kitapları kilo işi hurda kitap toplayıcılarına 3 kuruşa satan bir toplumumuz var. Kaç ailenin evinde kitaplık için yer var. Fakat evin en baş köşesi televizyonun. Kaç öğrencimiz kütüphaneye gidiyor. Kaç öğrencimiz kütüphaneye üye. Bedava dağıtılan kitapların yaptığı tahribatı hiç konuşan yok. Yani buraya sığmayacak başlı başına konular bir kaç kelimeyle ve cümleyle geçiştirilemez. Bu iş sloganvari cümlelerle de çözülemez. Özeti yüzde veremem ama büyük bir kısmın eğitim diye bir sorunu olduğunu sanmıyorum.
  • Duztepe76
    16 Mayıs 2021 00:29
    13 1
    Ders kitapları çok saçma. Öğrenciye konuları pekiştirmek için yeterli alıştırma yok.
    20 yıldır öğrencileri zorlamayalım diyerek içerik bırakmadılar. Beyni ne kadar zorlarsan kapasitesi artar. Bizler 4 işlem problemlerini ilkokul 4-5. Sınıfta çözerdik. Şimdi üniversite sınavına hazırlanan 12. Sınıf öğrencileri çözemiyor. Amaçlarına ulaşıyorlar.
    Tüm sayısal alanın dili matematik. Matematik bilmeyenler ne Fizik ne Kimya ne de her hangi bir mühendislik alanında başarılı olamaz.
    Öğrencilerimize problem çözme becerilerini 1. Sınıftan itibaren öğretin. Müfredata bağlı kalmayın ne kadar fazla verirseniz o kadar fazla karşılığını alırsınız
  • ab75
    15 Mayıs 2021 23:09
    3 2
    Çok güzel Türkçe, İngilizce, Fizik, Kimya öğretiyoruz ve bunların yanında yetenekleri geliştirici çok iyi işler yaptığımız için matematiğe pek vakit kalmıyor sanırım.
  • klavuz2
    15 Mayıs 2021 20:16
    2 4
    rtaskomur arkadaş ben kusursuz olduğunu söylemiyorum.Konu bu değil
  • rtaskomur
    15 Mayıs 2021 18:51
    5 2
    klavuz2 arkadaş karar vermiş dediğiniz önceki yıllar fen bilimleri kitabında anlamı bilinmeyen kelimeler kısmında fenol ftalein için protein yapı taşı yazmış. Yazan kişi daha fenil alanin nedir fenol ftalein nedir bilmiyor bile. Dört unsuru unutmadık; hava , su, ateş, tahta . Haydi yazan bilmiyor diyelim. Bu kitapları kontrol ediyorum diye devletten para alanlara ne demeli. Demek ki onlarda bilmiyor.
  • klavuz2
    15 Mayıs 2021 15:38
    3 13
    Meb 'in kitaplarını kullansaydınız öğrenciler yararlanmış olurdu.O kitaplar hakkında karar vermesi gerekenler karar vermiş ve kitaplar öğrencilere dağıtılmış.Öğretmene onu okutmak düşer.
  • Meda65
    15 Mayıs 2021 14:17
    11 2
    Bu yıl meb 'in hiçbir kitabını kullanmadım. Kaynak kitaplar okulistik ödevmatik ve ders eğitimhane üzerinden çalışmalarımı tamamladım. Keşke geçmiş yıllarda da hiç kullanmasaymışım. Şekilci bir yönetim algısı olunca iş başa düşüyor
  • morduman
    15 Mayıs 2021 14:11
    2 3
    ön yargı büyük problem.
    eski alışkanlıklar (çarpım tablosunu ezberletip problemde kullanamaması)
    ritmik sayma yapma direk cevap ver (bizimkiler dizisinde halis gibi 7 kere8 )

    başarılı öğrenciler maaş düşük olduğu için öğretmen olmuyor düşük netlerle belki de matematik çözmeden sınıf öğretmeni oluyor

    bir türlü günlük yaşama çevirmemiz (nerde lazım olacak bu )
    bir olayı anlatayım adam sıvacı ustası fiyat biçmek için bir yere üniversite okuyan oğlu ile gidiyor babası oğlum şu duvarı hesapla bakalım diyor .oğlu hesaplayamıyor ilkokul mezunu babası metre ile yatay ve dikey uzunluğu ölçüp çarpıyor oğlu böyle mi hesaplanıyor diyip şaşırıyor

    yeni nesil soruların bu sorunu çözeceğine inanıyorum
  • HLDD
    15 Mayıs 2021 13:51
    4 0
    Ilk okulda sadece dort islem uzerinde durulmali bence,oyunlarla materyal kullanarak .Yani temeli saglam olusturmak gerekiyor.

  • zeki2976
    15 Mayıs 2021 13:23
    9 4
    Ders kitabı felaket, konular çok sıkışık, araç gereç kullanılmıyor, yani çevremden kimse somutlaştırmaya çalışmıyor, konularda ne kadar öğreteceğimize sair birlik yok, ders veya yardımcı kitapta ne varsa onu vermeye çalışıyoruz bazen eksik bazen fazla, öğretmen ders yükü çok, gerekli özeni gösteremiyor o yüzden, beceri dersleri sınıf öğretmeninden alınmalı, öğretmen öğrenci peşinde koşmamalı, devamsız işaretlendiğinde takibi kolluk güçlerince yapılmalı, okul öncesi eğitim genişletilmeli, çocuk sahibi olmak isteyene aile eğitimi verilmeli bir koçluk gibi. Ve bunları yaptıracak irade olmalı.
  • übübü
    15 Mayıs 2021 12:28
    5 3
    İşleyen demir ışıldar. 1. Sınıf öğrencisine yakın uzak öğretmek nedir? Böyle böyle köreltiliyor zihinler
  • cmustafaengin
    15 Mayıs 2021 12:20
    10 3
    Bir sınıf öğretmeni olarak, o matematik kitaplarını seçen kimse helal olsun. Daha karmaşık ve kötü kitaplar seçilemez idi. Etkinlik var, klavuz kitabı var gene de biz öğretmen olarak anlayamıyoruz bazısını! Halk nasıl anlasın? Çocuk nasıl anlasın? Bir de kitapları ücretsiz verme mevzusu var! Ya ALLAH aşkına şu kitapları devlet olarak vermekten vazgeçin. Hemen hemen herkesin durumu iyi. Kötü olanları da temin ederiz zaten. Para verilmeden alınan her şeyi bizim insanımız çöp gibi görür. Değer vermez. Kitaplar açılmadan geri dönüşüme gidiyor. Bir de kitabı bırakın öğretmen seçsin ya! Her öğretmenin tekniği, taktiği başkadır. ALLAH aşkına bırakın bir de biz karar verelim!
  • rtaskomur
    15 Mayıs 2021 10:31
    15 2
    Öğretmenim çok güzel söyledi. Önce şu bedava kitap nedir? Zaten bedava da eğil son kertede o kitapların parasını halk vergileriyle ödüyor. Önce bundan kurtulmak lazım. Çocuğa harçlık vereceksiniz ve de diyeceksiniz ki bu harçlıklarını biriktireceksin kitaplarını ve defterlerini bununla alacaksın demeniz lazım. Kitap alamayacak kadar ekonomisi olmayan öğrencilere okul idareleri kitap temin edecek. Eskiden mahalle aralarında sebze ve meyve satıcıları dolaşırdı. Şimdi kitap ve defterleri kilo işi satın alan seyyar hurda kağıtçılar dolaşıyor. İşte bu bile kitaba ve eğitime bakış açısını yansıtmaktadır. Ben 53 yaşındayım. Harçlıklarımı biriktirerek aldığım ortaokuldan tut ta Biyolojiden mezun olduğum tüm kitaplarım ve dahi defterlerim durmaktadır. O kitap ve defterlerin bu günkü öğrenciler yüzüne bile bakmak. Çoğu siyah beyaz ve saman kağıda basılı. Şimdiki gibi süslü defterlerde yok tabi. Çocuklarımıza önce bu temel eğitimi vermeliyiz. Bedava alınan kitabın üstüne öğrenci şu anda adını bile yazmaya tenezzül etmiyor. Neden çünkü hiç bir emek sarf etmeden çocuğun eline verilen kitap çocukta sahiplenme duygusu bile oluşturmuyor. Bedava verilen kitapların bir kısmı ya derse getirilmiyor ya da bir kısmı verilen kitabı kaybediyor. Neredeyse %99 'u kitabın üstüne adını yazmadığı gibi kitap yıpranmasın diye kitabı cilt ile kaplayan bile neredeyse çok az. Eskiden öğretmenler matematik öğretiyordu da şimdi mi öğretemiyor. Gerçek anlamda siz öğretmeni yetkilendirin bakın öğretmen nasıl vazifesini en güzel şekilde yapacak. Öğretmen biraz yüzünü assa 2. gün hemen müdür odasına çağrılıyor. Ondan sonra biz daha bu disiplinsizlik anlayışıyla matematik fen ve diğer dersler gibi kendi içinde büyük bir disiplini olan dersleri öğretmeye kalkışıyoruz. Olmaz . Bu anlayışla olmaz.
  • volkankaz
    15 Mayıs 2021 10:12
    6 1
    Hangi yöntem ile öğretmiyorsak o yönetimi değiştirebilirsek belki başarı sağlarız. Ayrıca okul öncesi eğitim, beslenme, ailenin eğitim durumu da bununla ilgili diye düşünüyorum.
  • Raska_
    15 Mayıs 2021 06:56
    6 1
    Neden matematik öğrenmeliyiz?
    Bu basit sorunun cevabı ile işe başlayabiliriz.
  • göbekligeneral
    14 Mayıs 2021 23:30
    19 1
    mebin matematik ders kitapları öylesine kötü,soğuk ki ben bir çok yeri atlamak zorunda kalıyorum.sanki karşılarında üniversite öğrencileri var öyle yazmışlar kitapları.bir de seviyelerine göre alıştırmalar yok.sanki her yer çankaya.çankayadaki öğrenciye göre yazılmış halbuki kırsal kesimde o kadar çok öğrenci var ki.işe bence ders kitaplarından başlanmalı.hatta matematik öğretiminde kitaplar olmamalı.inanın öğretmenin kendisi daha iyi öğretir.
  • mondschein
    14 Mayıs 2021 23:18
    14 3
    Materyal eksikliği var, öğretmenin kendi hazırlaması gerekli, konular çok, sanki çok anlatınca öğrenci de çok öğrenecek gibi bir algı var. Daha azaltılabilir müfredat, Okulistik ve Morpa kampüs gibi somutlasiracak çizgi film animasyon yapılabilir, de kim yapacak? Çok değil egitimhaneden 10 öğretmen seçelim kurul olsun, onlar belirlesin mufradet ve materyali çok daha kaliteli olacağına inanıyorum.
  • ayselaysel
    14 Mayıs 2021 23:03
    22 5
    Ahhhh ahhhhh biz de biliyoruz matematik nasil sevdirilir.Ama acil ders kitapları değişmeli ya da bedava kitap dağıtımına son verilip her öğretmen dersi için kullanacağı materyali kendi seçmeli.
UYARI: Yayınlanan haberler, Egitimhane.Com'un görüşlerini yansıtmaz. Yazılan yorumlar, onaylanmış olsalar bile yazanın sorumluluğundadır.

Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK