bugüne kadar aldığım en güzel hediyeleri 24 Kasımlarda aldım. evlerinden getirdikleri yapma çiçekler, annelerinin ördüğü patikler, gazeteye sarılmış selpak mendiller...
Hediye almak kadar vermek de insanı mutlu eder. benim öğrencilerimin zaten pahalı bir hediye alacak gücü yok. o nedenle ben bu yıl birşey demiyorum. geçen yıl istemediğimi söylemiştim çok üzüldüler.
Konu başlığı güzel, ben Şebnem öğretmenime katıldığımı belirtmek isterim.Geçen sene ki öğretmenler günü öncesinde makul bir dille defalarca uyarmama rağmen ve son gün de "hediye getirirseniz çöpe atarım" dememe rağmen yine öğrencilerimin bir kısmı kendilerince hediye alıp gelmişlerdi.Ben de bir şey diyemedim.
Hediyenin boyutu genelde okulun sosyal çevresi ile ilgili olabiliyor.Öğrenciler bildiğini yapıyorlar genelde.Zaten hediyeden kasıt Şebnem öğretmenimin yazdığı şeyler genelde.Maddi boyutu sınırlı olan şeyler.Beklentimiz elbette öğrencilerimizin paralarını kesinlikle kendileri için harcamalarıdır.Bizim için en önemli hediye tüm öğretmen arkadaşlarımın da ortak olarak görüş beyan ettikleri gibi "onların başarılı birer öğrenci olmalarıdır".Bu düstur her öğretmen için geçerlidir.Ve mesleğin de en güzel manevi ve haz alınacak noktası budur.Kimsenin kalbinin kırılması taraftarı değilim, ama 24 kasım Öğretmenler Günü diye de hiç bir şeyin abartılması taraftarı da değilim.Öğretmen dilenmez dilenci rolune bürünmemeli, aileler bize farklı gözle bakmamalı, sanki o gün ellerine bakıyormuşuz havası verilmemeli.Kısacası öğretmenin her an, her durumda mağduriyeti ortadan kaldırılmalı ve hak ettiği yükseklik ve değer şartsız verilmeli.Selamlar