Öğretmenlikten Bıktım Dedirten Şeyler

Geçmiş olsun dizginleri vermişsiniz tavır koymalıydınız

dediklerini yapıyorum demedim sadece bu tarz istekler oluyor dedim. Tavir koysan da koymasan da merkezi yerlerde bu tarz velilerden bol bir şey yok.

Ne idareci ne meb ne de baska işler beni yıldıran veliler oldu. Benim çocuğum orda değil burda otursun ile başlayıp benim çocuğuma sürekli söz hakki verin ile devam eden veliler ile muhattap olmam çok ama çok yordu. Üstelik emir verir tarzda ve irite edici üslupla söylemeleri.

Hayırlı sabahlar. Sayın hocam tam da bu yüzden 22. yılımda da köydeyim. Aslında bu yaz merkeze tayin oldum. Ama geri görevlendirmeyle 13 yıldır çalıştığım köydeyim 1 sezon için. Allah size sabır versin. Zor iş. Tavrımızı kırmadan yumuşak bir üslupla ama net koyun. İnşallah netice alırsınız.

Geçmiş olsun dizginleri vermişsiniz tavır koymalıydınız

Tavır koyan öğretmeni şikayet eden veli de gördüm ya da duydum öğretmenim. Hatta yakın bir arkadaşımi bu deli, psikiyatri ye gidiyor ilaç alıyormuş, bunu  görevden alın diye şikayet etmiş bi velisi, benim arkadaşım hiç psikiyatr a gitmedi, ki gitse ne yazar... Ki Al hayatımda gördüğüm en iyi öğretmenlerden biridir kendisi. Böyle veliler hiç de az değiller. Ha bir şey çıkıyor mu? Hayir. Çünkü öğretmen haklı. Saçma sapan sikayetlerle soruşturma geçirmis olmak bile başlı başına baş ağrıtıyor.

Tavır koyan öğretmeni şikayet eden veli de gördüm ya da duydum öğretmenim. Hatta yakın bir arkadaşımi bu deli, psikiyatri ye gidiyor ilaç alıyormuş, bunu  görevden alın diye şikayet etmiş bi velisi, benim arkadaşım hiç psikiyatr a gitmedi, ki gitse ne yazar... Ki Al hayatımda gördüğüm en iyi öğretmenlerden biridir kendisi. Böyle veliler hiç de az değiller. Ha bir şey çıkıyor mu? Hayir. Çünkü öğretmen haklı. Saçma sapan sikayetlerle soruşturma geçirmis olmak bile başlı başına baş ağrıtıyor.

He hee deyip, bildiğini okuyacaksın demişti bi arkadaş. Ve hep öyle yapar ve çok seviliyor velileri tarafından.

Geçmiş olsun dizginleri vermişsiniz tavır koymalıydınız

velilerin eline dizginler verileri çok oldu hocam. bir de kırbaç verdiler. bazılarında tüfek de var. canları sıkılınca ateş ediyor öğretmen öldürüyorlar.

Öğrencileri aynı saate denk getirip watsap tel. görüşmesi ile sıkıntılı ders yapmaktan.

İş bilmez ve liyakatsiz yöneticiler ile kendini geliştirmeyen meslektaşlarım yüzünden mesleğimden zevk alamaz hale geldim. O derece.

Yanlış anlaşılmasın, kendini geliştirme konusunda kendimi üstün görmüyorum. Hatta olması gereken çok normal şeyler yapıyorum kendimi geliştirmek adına. Ancak öyle öğretmenlere denk geldim ki... Çoğu zaman üzüntüden kahroluyorum öyle öğretmenler görünce.

Çok basit bir örnek vereyim: Öğrencilerime genelde nitelikli çocuk kitapları okutmayı ve önermeyi önemsiyorum. Okumadığım hemen hemen hiçbir kitabı da öğrencilerime okutmuyorum. Dolayısıyla da yeni ortamlarda tanıştığım öğretmen arkadaşlarla çocuk kitapları sohpeti yapmayı seviyorum. İlla ki kitaplardan konuşmak istiyorum öğretmenlerle çünkü çocuklar için okumayı gerçekten çok önemsiyorum. Ancak maalesef kitap konusunda konuştuğum öğretmenlerin neredeyse tamamına yakınından hep klişe şeyler duyuyorum. Şöyle bi set var da onu aldırdım. Bi arkadaşın önerdiği bir set var da onu okutuyorum gibi tekdüze şeyler... "En son okuduğun ve sevdiğin bir çocuk kitabı var mıdır hocam önereceğin?" diyorum ama bugüne kadar elle tutulur nitelikli diyebileceğim bir kitap önerisi ile karşılaşmadım arkadaşlar maalesef. Bu da beni oldukça üzüyor.

En basitinden bir örnek verdim. Çünkü maalesef bazı insanlar hemen "vay bizim özlük haklarımız", "vay bizim ek derslerimiz", "vay bizim maaşlarımız", "vay bizim geçim derdimiz" gibilerinden safsatalara sığınmayı çok seviyor arkadaşlar. Evet mazeret üretmek kolay, kaldı ki birçoğu gerçekten de var olan şeyler... Ancak lütfen vicdanı olan arkadaşlar söyleyebilir mi acaba; tüm bu yazdığım mazeretlerin hangisi kitap okumaya engel? Hangisi çocuk kitapları araştırmamıza ve çocukları iyi kitaplarla buluşturmamıza engel? Kendi adıma ben cevap verebilirim: hiçbiri engel değil. İnsanların maddi durumları çok kötü bile olsa her ilde halk kütüphaneleri var ve gerçekten de son dönemlerde oldukça zengin içerikli çocuk kitaplarını bünyelerinde barındırıyor (çoğunlukla kitap incelemelerimi kütüphanede yapıyorum, internetten de oldukça fazla çocuk kitabı sipariş ediyorum). Ancak maalesef bu konuda da oldukça yetersiziz. Birçok meslektaşımın kütüphaneye üye dahi olmadığını düşünüyorum, ya da üye olanların en son (!) ne zaman kütüphaneye gittiklerini öğrenmeye çekiniyorum. Tüm bunlar varken çocuklara "okuyun!" diyoruz!!! Ve okumayınca da kızıyoruz!

Öğrencisine (en azından ilkokul seviyesinde) kendisinin okumadığı bir kitabı okutan meslektaşlarım aslında farkında olmadan çocuklardaki okuma sevgisini de köreltmiş oluyorlar. Umuyorum ki yazdıklarımda haksız çıkayım, umuyorum ki bahsettiğim profildeki öğretmen sayısı oldukça az sayıda olsun... Ancak maalesef ben buna pek ihtimal veremiyorum. Ama yine de ben, bu konuda yanılmayı canı gönülden diliyorum...

Yöneticiler konusunda pek bir şey söylemek istemiyorum. Çünkü öğretmen değişirse eğitim değişir, ben buna inanıyorum. Bunu OECD söylüyor. OECD 2012 "Herkes İçin Eğitim" izleme raporunda geçen ifade aynen şu: "Bir eğitim sistemi ancak öğretmenleri kadar iyidir." Takdir sizin...

İş bilmez ve liyakatsiz yöneticiler ile kendini geliştirmeyen meslektaşlarım yüzünden mesleğimden zevk alamaz hale geldim. O derece.

Yanlış anlaşılmasın, kendini geliştirme konusunda kendimi üstün görmüyorum. Hatta olması gereken çok normal şeyler yapıyorum kendimi geliştirmek adına. Ancak öyle öğretmenlere denk geldim ki... Çoğu zaman üzüntüden kahroluyorum öyle öğretmenler görünce.

Çok basit bir örnek vereyim: Öğrencilerime genelde nitelikli çocuk kitapları okutmayı ve önermeyi önemsiyorum. Okumadığım hemen hemen hiçbir kitabı da öğrencilerime okutmuyorum. Dolayısıyla da yeni ortamlarda tanıştığım öğretmen arkadaşlarla çocuk kitapları sohpeti yapmayı seviyorum. İlla ki kitaplardan konuşmak istiyorum öğretmenlerle çünkü çocuklar için okumayı gerçekten çok önemsiyorum. Ancak maalesef kitap konusunda konuştuğum öğretmenlerin neredeyse tamamına yakınından hep klişe şeyler duyuyorum. Şöyle bi set var da onu aldırdım. Bi arkadaşın önerdiği bir set var da onu okutuyorum gibi tekdüze şeyler... "En son okuduğun ve sevdiğin bir çocuk kitabı var mıdır hocam önereceğin?" diyorum ama bugüne kadar elle tutulur nitelikli diyebileceğim bir kitap önerisi ile karşılaşmadım arkadaşlar maalesef. Bu da beni oldukça üzüyor.

En basitinden bir örnek verdim. Çünkü maalesef bazı insanlar hemen "vay bizim özlük haklarımız", "vay bizim ek derslerimiz", "vay bizim maaşlarımız", "vay bizim geçim derdimiz" gibilerinden safsatalara sığınmayı çok seviyor arkadaşlar. Evet mazeret üretmek kolay, kaldı ki birçoğu gerçekten de var olan şeyler... Ancak lütfen vicdanı olan arkadaşlar söyleyebilir mi acaba; tüm bu yazdığım mazeretlerin hangisi kitap okumaya engel? Hangisi çocuk kitapları araştırmamıza ve çocukları iyi kitaplarla buluşturmamıza engel? Kendi adıma ben cevap verebilirim: hiçbiri engel değil. İnsanların maddi durumları çok kötü bile olsa her ilde halk kütüphaneleri var ve gerçekten de son dönemlerde oldukça zengin içerikli çocuk kitaplarını bünyelerinde barındırıyor (çoğunlukla kitap incelemelerimi kütüphanede yapıyorum, internetten de oldukça fazla çocuk kitabı sipariş ediyorum). Ancak maalesef bu konuda da oldukça yetersiziz. Birçok meslektaşımın kütüphaneye üye dahi olmadığını düşünüyorum, ya da üye olanların en son (!) ne zaman kütüphaneye gittiklerini öğrenmeye çekiniyorum. Tüm bunlar varken çocuklara "okuyun!" diyoruz!!! Ve okumayınca da kızıyoruz!

Öğrencisine (en azından ilkokul seviyesinde) kendisinin okumadığı bir kitabı okutan meslektaşlarım aslında farkında olmadan çocuklardaki okuma sevgisini de köreltmiş oluyorlar. Umuyorum ki yazdıklarımda haksız çıkayım, umuyorum ki bahsettiğim profildeki öğretmen sayısı oldukça az sayıda olsun... Ancak maalesef ben buna pek ihtimal veremiyorum. Ama yine de ben, bu konuda yanılmayı canı gönülden diliyorum...

Yöneticiler konusunda pek bir şey söylemek istemiyorum. Çünkü öğretmen değişirse eğitim değişir, ben buna inanıyorum. Bunu OECD söylüyor. OECD 2012 "Herkes İçin Eğitim" izleme raporunda geçen ifade aynen şu: "Bir eğitim sistemi ancak öğretmenleri kadar iyidir." Takdir sizin...

Çocuk kitapları hakkında çok haklısınız hocam. Ben önce kitapçıda örnek set istiyorum. Okuyorum, ondan sonra öneriyordum. Çocuklarla okuduğumuz kitabı tartışıyorduk. Güzel oluyordu. Çocuklarıma öğretmeninin aldırdığı kitapları okuyorum. Onunla kitap hakkında konuşuyoruz. Onun da hoşuna gidiyor. Hatta kitapta yanlış bulduğum kısımları özellikle konuşuyorum. Güzel oluyor, tavsiye ederim

Çocuk kitapları hakkında çok haklısınız hocam. Ben önce kitapçıda örnek set istiyorum. Okuyorum, ondan sonra öneriyordum. Çocuklarla okuduğumuz kitabı tartışıyorduk. Güzel oluyordu. Çocuklarıma öğretmeninin aldırdığı kitapları okuyorum. Onunla kitap hakkında konuşuyoruz. Onun da hoşuna gidiyor. Hatta kitapta yanlış bulduğum kısımları özellikle konuşuyorum. Güzel oluyor, tavsiye ederim

Olması gereken de tam olarak sizin yaptığınız hocam. Tebrik ve de teşekkür ediyorum. Sizin gibi öğretmen ve velilerimizin olduğunu bilmek güzel...

He hee deyip, bildiğini okuyacaksın demişti bi arkadaş. Ve hep öyle yapar ve çok seviliyor velileri tarafından.

Hocam oturma için her hafta yer değişikliği yapıyorum. Her arkadaşı ile her sırada oturuyir çocuklar,
Söz hakkı için de söz istiyorum kararı var her ders için. Söz alınca bir kutuya atıyor. Derse katılım listemize kendisine artı atıyor. Tüm çocuk çocuklar arri aldıysa veya derse katılmak istemiyorsa söylüyorum çocuğa. Böylece devam ediyor. Toplantıda da anlatıyorum bu durumu, ama Veli'nin amacı tartusnaksa ne yaparsak yapalım bir çözüm bulamayiz

Uzaktan eğitim
Desle ilgisiz dosyalar
Öğrencisiz okul
Belirsizlikler

Belirsizlikler
Gereksiz dosya ve evrak işleri
Hatasını bile bile yanımızda oğrencisini savunan veliler
Her türlü imkânı olduğu halde çalışmayan öğrenciler
Uzaktan eğitim
Temizlik alışkanlığını bir türlü kazanamayan ögrenciler
Ev araba arsa altın dòviz konularının daha çok konuşulması
Umursuz tutumlar
...
...

13 yıldır bu işteyim.Bu sene kadar karma karışık berbat kötü bir sene geçirmedim.4 yıl önce okulda üç buçuk ay müdürsüz iş yaptım.Evrak yükü ve toplantılar vadı ancak böyle bir kaos yoktu.

Acaba bugün ya da yarın hangi veli beni şikayet edecekde,başıma iş açacağım diye dersleri ve vatana hayırlı evlatlar yetiştirmeyi tam yapamıyorum .Allah sonumuzu hayırlı eylesin.

Torpil...
Okulum yikildi yenisi yapilacak 3 sinifciyiz 2 bayan 1 erkek..
Mem 2 bayani merkezde aynı okula görevlendirdi
 Tamamen tesadüf olarakta o okulda bayanlardan birinin kocasi müdür yardımcısı.. (Sonradan ogrendim)
Ben mi beni köye verdiler.
Milli egitimi aradim beni de merkeze verin diye yoksa sonuna kadar giderim diye..
Bana verdikleri cevap ne olsa beğenirsiniz.
Bayanlarin küçük cocuklari varmış seni merkeze veremeyiz hakkini savunabilirsin istersen hemen bugün dilekceni verebilirsin..