Öğretmenlikten Bıktım Dedirten Şeyler

Veliler de, öğrenci velisi olmaktan bıkmış. Öğrenciler sürekli uyarı ve nasihatten bıkmış. Biz ise modern bakıcılar olarak her ikisinin nabzını ayarlamaktan bıktık. Bazılarını evlat edinesim var. Yedir, içir, okut, uyut. (Keşke böyle kolay olsa).

Yabancı ülkeden birini getirip şu eğitim sistemini boz deseniz bu kadar bozamazdı.olan çocuklara oluyor şu sistemde.ama ilginçtir ki düzeltmek için gayret gösteren yok.lisede calisan bir arkadasla gecen sohbet ettik hic olumlu bisey söylemedi.gelecegimizi karanlık olarak görüyorum.ins yanlış düsünuyorumdur.

"Ver yiyeyim, al giyeyim, ört uyuyayım."
Yeni nesiller için atasözü.

-Çocukla ilgili her olumsuzluğun öğretmenden kaynaklandığını düşünen bazı veliler,
-Sürekli fitne peşinde koşan bazı meslektaşlarım,
-Okulu yönetmekten aciz idareciler beni öğretmenlikten bıktım dedirten durumların başında geliyor.

Böyle gelmiş (gelmedi aslında ama)
Böyle gider diyoruz sanırım.
Konuşuyorsunuz aklınız yettiği kadar.Karşınızdaki "boşuna konuşma,yap işimi de gideyim" tavrında 😔

Madem eğitim öğretim belli bir yaşa kadar zorunlu, o halde çocuğuna evde yeterince eğitim veremeyen, kötü örnek olan, ilgilenmeyen, sürekli başka suçlu arayan vb velilerin elinden çocukları alınmalı, velisi tarafından böyle muameleye maruz kalan çocuklar geçici veya kalıcı olarak başka bir yere yerleştirilmeli, veli bir tek aklı başına geldiğinde çocuğu geri alabilmeli

Ne 1 milyon fikir toplantıları ne de meslek kanunu esaslı şeyler getirmedi.Bir kere öğretmenin fikrine danışma yok.Su anda öğretmenin rahat iş görmesini engelleyen bir sürü engeli ortadan kaldırmak gerekir.Sen tutup şu bunalımlı ekonomik ortamda para işini bile kursa sınava teftişe bağlıyorsun.8 yıl 11 günüm kalmış bir an evvel kanunlara uygun şekilde bu gemiden ineceğim.
Hiç mi güzel örnek yok.Japon eğitim sistemini örnek alın.Adamlar 60-100 senelik eğitim planı hazırlıyor.

Yabancı ülkeden birini getirip şu eğitim sistemini boz deseniz bu kadar bozamazdı.olan çocuklara oluyor şu sistemde.ama ilginçtir ki düzeltmek için gayret gösteren yok.lisede calisan bir arkadasla gecen sohbet ettik hic olumlu bisey söylemedi.gelecegimizi karanlık olarak görüyorum.ins yanlış düsünuyorumdur.

Hocam dişaridakilerin(başta İsrail/İng./Amerika..) emriyle içeridekiler iktidar fark etmeksizin eğitimi sistemli ve kasıtlı bir şekilde baltalama operasyonu görevlerini itina ile yerine getiriyor ama 2023 sonrası bunun düzeleceği konusunda çok ümitliyim, bir devir kapanıp Türkiye'nin (lafta değil sahada) söz sahibi olacağı başka bir devir açılmak üzere olduğunu düşünüyorum, umarım en kısa zamanda bu; gerçekleşir.

Ne 1 milyon fikir toplantıları ne de meslek kanunu esaslı şeyler getirmedi.Bir kere öğretmenin fikrine danışma yok.Su anda öğretmenin rahat iş görmesini engelleyen bir sürü engeli ortadan kaldırmak gerekir.Sen tutup şu bunalımlı ekonomik ortamda para işini bile kursa sınava teftişe bağlıyorsun.8 yıl 11 günüm kalmış bir an evvel kanunlara uygun şekilde bu gemiden ineceğim.

Aynen öyle hocam, fazla görev yapınca fazla emekli maaşı da yalan oluyor artık, çünkü ülkede adalet yok, "ben çok çalışıp emekli olayım da daha fazla maaş alayim."hikaye oluyor artık, son tahlilde gördük ki 1750 maaş alan emekli ile 2400 alan emekli bir anda aynı seviyeye(2500 TL) getiriliverdi..
Hadi hayırlısı bakalım!!?

Bildim bileli eğitim düzeltiliyor.

Kimin nasıl karar aldığı belli değil. Kararlarda akıl-mantık yok. "Yaptım,oldu." şeklinde.

Zorunlu eğitim saçmalığı kalkmadıkça okumaya niyeti olan çocuklarımızı da kaybediyoruz.

Okula gelip tespih sallayan çocuğu bile uyaramayacak hale getirdik öğretmeni. Çıkan tartışmada da öğretmen bıçaklandı. Bıçak taşıyan adamdan öğrenci mi olur?!

Öğretmene yetki vermek yerine müfettişe teftiş yetkisi verdim diyerek öğretmenin gözünü korkuttuğunu sanan, öğretmeni iyice bıktırmaya yönelik uygulama yapıyorlar.

Bir meslek bitiriliyor. Sanki birileri ülkede eğitim bitsin diye uğraşıyor diye düşünüyorum bazen. Çok vahim durumlara gidiyor iş.

Eğitimi düzeltmek istiyorsan öğretmene yetki vereceksin. Ondan sonra etki bekleyeceksin. Gerisi boş. Bomboş...

Veliler de, öğrenci velisi olmaktan bıkmış. Öğrenciler sürekli uyarı ve nasihatten bıkmış. Biz ise modern bakıcılar olarak her ikisinin nabzını ayarlamaktan bıktık. Bazılarını evlat edinesim var. Yedir, içir, okut, uyut. (Keşke böyle kolay olsa).

Aynen öyle, işte bu yüzden yabancılar artık çocuk falan yapmıyor, bikmişlar artık, devlet "siz çocuk yapın, bakımı/okutması benden " diye teşvik paraları verdiği hâlde çocuk yerine kedi/köpek alıp onlarla ile vakit geçiriyorlar, çünkü onlar sahiplerine hiç itiraz etmiyor, strese sokmuyor!!?

Hassas davranmak lazım. Yoksa bu iş zor iş.
Hani çağrışım yapayım dedim ama bir şekil kafamda canlandıramadım. Bir tane değil ki.

Eskiden öğretmen çocuklara tek tek şunları yapacaksın mı derdi? Hazırlık ve planlamada günlük konular hakkında konuşmak ve sınıf defterine yazmak vardı. Bir küçük hikayr anlatırdı öğretmen. Bir kıssadan binlerce hisse çıkarılırdı. Öğrenci bilirdi ne söylemesi gerektiğini. Bilmiyorsa susardı.
Öğretmen değil öğrenciler düzeltirdi kendi hatalarını.

Bazı kelimeler insanın vicdanını kisiligini ortaya koyar. Allah sizin gibi zihniyetteki bir kisiyi benim cocugumun ogretmeni yapmaz inşallah.
Göreviniz gibi kuyruk oluyorlar ne alaka.
Çocukların beceri kazanmalari icin kendileri yapmaları gerekir başka birsey, bu yazdıklarıniz baska birseý.

Sizin gibi her laftan nem kapan kaprisli velilerin vicdansız saldırıları yüzünden öğretmenlerin çoğu meslekten yaka silkeliyor. Sizin gibi velilerin şerrinden Allah tüm öğretmenleri muhafaza etsin.
Sen çocuğuna evde tokasını takmayı , montunu giymeyi öğret. Ondan sonra okula yolla. Hiç bir öğretmenden de dadılık bekleme.