Ey nefsim!
Deme, “ZAMAN DEĞİŞMİŞ, ASIR BAŞKALAŞMIŞ. Herkes dünyaya dalmış, hayata perestiş eder,[taparcasına sever] derd-i maişetle [geçim derdiyle] sarhoştur.”
Çünkü ÖLÜM DEĞİŞMİYOR.
Firak, [ayrılık] bekaya [ebediyete] kalb olup [değişip] başkalaşmıyor.
Acz-i beşerî [insanın acizliği], fakr-ı insanî [çok şeye muhtaç oluşu] değişmiyor, ziyadeleşiyor. Beşer (insanın) yolculuğu kesilmiyor, sür’at peydâ ediyor.
Hem deme, “BEN DE HERKES GİBİYİM.”
Çünkü HERKES SANA KABİR KAPISINA KADARA ARKADAŞLIK EDER..
Herkesle musibette beraber olmak demek olan teselli ise, kabrin öbür tarafında pek esassızdır.
Hem KENDİNİ BAŞIBOŞ ZANNETME. ZİRA ŞU DÜNYA MİSAFİRHANESİNDE, HİKMET NAZARIYLA BAKSAN, HİÇBİR ŞEYİ NİZAMSIZ, GAYESİZ GÖREMEZSİN. NASIL SEN NİZAMSIZ, GAYESİZ KALABİLİRSİN.