Prof. Üstün Dökmen'in Çok Güzel Bir Yorumu...

Çevrimdışı yun123

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 408
  • 331
  • Matematik Öğretmeni
  • 408
  • 331
  • Matematik Öğretmeni
# 16 Kas 2011 21:14:28
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
PROF. ÜSTÜN DÖKMENiN ÇOK GÜZEL BiR YORUMU :
"...Çocuğumuz düşüp kafas ını masaya çarpınca biz hemen masayı
döveriz,
"he masa ehhhh sen niye orada duruyorsun" diye. Çocuk masa orada
durmasa kafasını çarpmayacağını sanır ve büyüdükçe yaptığı her
hatayı yükleyecek birini veya bir şeyi mutlaka bulur."
Malum...

Mesela, bizim Balkan harbinden kalma, dandik vagonlara 160
Kilometre hız yaptırdılar. İlk virajda sizlere ömür...
Kimin üstüne kaldı?
Makinistin...

Mersin'de bayrağımız yakıldı, yırtıldı. Askere taş attılar, panzere
molotof... Memleket ayağa kalktı. Kimin yüzündenmiş?..
İki veled...

Gelene geçene ayran, tost falan satan, kendi halinde sakin bir kasabaydı,
Susurluk... İçişleri Bakanlığı, MİT, Jitem, generaller, özel tim polisleri,
kumarhaneciler, bakanlar, milletvekilleri, işadamları... 1000 kişi falan
yargılandı. Her şey kimin başının altından çıkmış?
Yeşil'in...

Deprem oldu... 7 vilayette 50 bin kişi öldü. Binlerce bina yıkıldı, on
binleri ağır hasarlı. Hepsinin sorumlusu olarak kimi kulağından tutup
hapse tıktık?
Veli Göçer'i...

Edirne'de b ebeler şakır şakır öldü... Hiç utanmadan biskuvi kolilerine
koyup, gömdüler. "Araştırdık, ihmal yok" dediler. Peki neden öldü bu
yavrular? Klima'dan...
Dikkat isterim, klimacı bile değil, klima.

Rakıdan öldük. O gün ile bu gün arasında ne değişti?..
Kapağın rengi...

Sanal "sorumlumuz" bile var... Yollarda her gün 20 insanımız heba oluyor.
Trafik Canavarı'ndan...

Dolar patlarsa?
Enflasyon Canavarı'ndan...

Hatta "sorumlu olmayan sorumlumuz" da var... Milli takım oynayıp
yeniliyor. Suçlusu kim?
Takıma alınmayan Hakan...

Domatesleri Ruslara kakalayamıyoruz...
Sinekten...

Deli dana geliyor.
inekten...

Millet hormonlu diye tavuk yemiyor.
Erman Toroğlu'ndan...

Evleri su basıyor.
Yağmurdan...

Ormanlar yanıy or.
Sigaradan...

Gemi batıyor.
Dalgadan...

İyi de kardeşim, uçak neden düşüyor?
Rahmetli pilottan...

Peki bu şartlarda hayatta kalmayı nasıl başarıyoruz?
Allah'tan...

----


Çevrimdışı okulönceci26

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.624
  • 18.850
  • Okul Öncesi Öğrt.
  • 3.624
  • 18.850
  • Okul Öncesi Öğrt.
# 14 Nis 2012 15:59:38
Ufkunuzun neresi olacağını başkalarının kalemine bırakmayın. Siz çizin. Ancak elinizde kurşun kalem de bulunsun. Gerektiğinde silip daha ilerisini çizebilmek için. ve yelkenleriniz için rüzgar beklemeyin, bulutu ve rüzgarı da siz çizin.

Üstün Dökmen

Çevrimdışı arıpınar

  • Uzman Üye
  • *****
  • 5.506
  • 11.605
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 5.506
  • 11.605
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 20 Nis 2012 09:49:15
Prof. Dr. Üstün Dökmen: Kişisel gelişim, kişiyi ezmemeli. Yani genelde eğitim sisteminin amacı, bireyin iç dünyasını zenginleştirmek, potansiyelini ortaya çıkarmaktır. Kişisel gelişim de bu amaca hizmet ediyorsa eyvallah. Ama, sanki günümüzde birtakım insanlar, kişisel gelişimin ağırlığı altında eziliyorlar. Yani, fil olmak iyi bir şeydir. Filin doğada düşmanı yoktur bildiğim kadarıyla. Çok güçlü, aslan filan da bir şey yapmıyor. Fil, güçlü, iri olduğu için doğal düşmanı yok, ama filin en önemli düşmanı da kendisidir. Mesela bir fil yavrusu ters yattığı zaman, 5-10 dakika içinde kalkması gerekiyor. Kalkamazsa kendi ağırlığı altında eziliyor, kaburgaları, ciğerinin içine batıyor ve ölüyor. Böyle olan dişi filler, özel bir ses çıkarıyor, koşup gelip kaldırıyorlar onları. Yani bir filin doğal bir düşmanı yok. Niye güçlü, çünkü ağır… Ama yan yattığı zaman, gücü onun aleyhine çalışıyor. Dünyada biz insanlar için de bazı şeyler böyledir.

Çevrimdışı okulönceci26

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.624
  • 18.850
  • Okul Öncesi Öğrt.
  • 3.624
  • 18.850
  • Okul Öncesi Öğrt.
# 28 Tem 2012 01:27:30
“Güven tek kullanımlıktır!…”
 
Üstün Dökmen

Çevrimdışı okulönceci26

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.624
  • 18.850
  • Okul Öncesi Öğrt.
  • 3.624
  • 18.850
  • Okul Öncesi Öğrt.
# 29 Tem 2012 01:47:13

Geleceğin suçlusunu yetiştirmenin 8 basit kuralı...

1. Küçükken daha, çocuğa ne isterse vermeye başla!
 Ki herkesin onun geçimini sağlamakla mükellef olduğuna inansın...
 2. Fena sözler söylediğinde gül!
 Ki, kendisinin akıllı olduğuna inansın...
 3. Ona düşünmeyi, beynini kullanmayı öğretme sakın!
 Bırak, on sekizine gelince kendisi karar versin...
 4. Yerde bıraktığı her şeyi kaldır: kitaplarını, giysilerini, pabuçlarını...Onun için her şeyi sen yap!
 Ki sorumlulukları hep başkalarına yüklesin...
 5. Onun önünde sık sık kavga et!
 Ki bir gün aile parçalanırsa pek de şaşırmasın...
 6. Ona istediği kadar harçlık vermekten kaçınma!
 Asla kendi parasını kazanmanın ne demek olduğunu öğrenmesin...
 7. Yiyecekmiş, içecekmiş, konformuş, tüm arzularını yerine getir!
 Ki istediklerini her zaman elde etmeye şartlansın...
 8. Komşulara, öğretmenlere, polise, vs. karşı hep onun tarafında ol!
 Ki hepsine karşı önyargılarla davransın...
 
Üstün DÖKMEN

Çevrimdışı tükenmez

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 323
  • 473
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 323
  • 473
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 29 Tem 2012 02:20:15
üstün hocam sen bi harikasın:)) keşke bunları yapabilsek dünya ne kadarda yaşanılır olur du ..

Çevrimdışı okulönceci26

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.624
  • 18.850
  • Okul Öncesi Öğrt.
  • 3.624
  • 18.850
  • Okul Öncesi Öğrt.
# 29 Kas 2012 20:13:48

''Bir insan bazen çok küçüktür ama bazen de çok büyüktür. Bir çocuğun bir damla gözyaşı çok küçüktür ama çok da büyüktür. Neyin büyük neyin küçük olduğuna karar vermek çok güç. Eski insanlardan biri demiş ki: İnsan evrenin merkezidir. Uzaydan bakınca Mısır piramiti de çok küçüktür. Bir açıdan bakınca da çok büyüktür. Şeyleri büyük küçük diye ayırt etmeden yaşama bir bütün olarak bakmalı.''

Üstün Dökmen

Çevrimdışı eylulada1

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.164
  • 47.315
  • 4.164
  • 47.315
# 22 May 2013 20:40:28
Üç oğlan çocuğu top oynarken bakkalın camını kırdılar; ikisi hemen kaçtı, üçüncüsü kaçmadı/kaçamadı, olayı üstlendi. Alışılagelmiş baba tavrı şudur: Baba bakkala camın parasını öder, eve gelir, oğlana olayın nasıl olduğunu sormaz ve bir tokat atıp “Bir daha cam kırdığını görmeyeyim” der. Evlerimizde yaygın olarak sergilenen bu senaryoda ne var? Dayak var, yanlış bir ahlâk eğitimi anlayışı var; zulüm var. Baba hak etmediği halde para ödeyerek, bakkal zahmete girerek, çocuk da tokat yiyerek zarara uğradılar.

Baba, “Şimdi bu tokadı yedi, dersini aldı; artık dikkatli olur” diye düşünür. Bence bu çocuk alması gereken dersi almadı. Çocuk, “Ben bu tokadı niçin yedim?” diye düşündü diyelim. Niçin yemiş olabilir? 'Camı kırdığı için', 'Babası masrafa girdiği için', bir de şunun için yemiş olabilir: Yakalandığı için. “Biz bu camı üç çocuk kırdık; diğer ikisi akıllı davrandı, - çağdaş (!) davrandı – hemen kaçtı. Ben dürüst davrandım, kaçmadım, bakkala kırdığımı söyledim, sonuçta da tokadı yedim. Bir daha ben de arkadaşlarım gibi davranırsam, tokat filan yemem.”

Bu örnekte, çocukta vicdan gelişmedi, ahlâk gelişmedi, bakkalla empati kurmadı. Bütün bunların yanı sıra çocuk, gelecekte cam kırdığında, olayın sorumluluğunu üstlenmek yerine üçkâğıtçılığı tercih edecektir.

ÜSTÜN DÖKMEN

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK