El sallama bana küçük kız, yüzüm yok sana karşı. Utanıyorum. Sen o soğukta, üşüyen ellerini bana doğru sallarken, ben sobanın başında, sıcacık evimde acını hissedemiyorum.
Gülümseme bana küçük kız, senin gözlerinden acıyı okuyamıyorum.
Sakın ağlama küçük kız, anneni, kardeşlerini yitirmeni anlayamıyorum.
Moralim bozuk deme bana, yedi nokta ikilerle sarsılmanın dehşetini kavrayamıyorum.
... ... Üşüyorum deme küçük kız, kışın ortasında çadırda yaşamanın zorluğuyla titreyemiyorum.
Sen yıkılırken ben gülüyordum küçük kız. Arkadaşlarımlaydım. Eğleniyordum. Sonra deprem oldu dediler. Hemen seninle aynı yerde yaşayan arkadaşımı aradım. Halini sordum. O iyiyim deyince senin de orada olduğun aklıma bile gelmedi. Arkadaşım iyiyse varsın Van yıkılsın demedim ama senin için de hiç ağlamadım.
Sarsıntıların sürdü ama ben ruhumun sahte sarsıntılarıyla kendimi kandırdım. Sen orada tekrar tekrar yıkılırken ben burada şakadan acılarla kendimi yüceltmeye çalıştım. Gerçekten sallanmanın ne demek olduğunu bilmediğimden, hayallerimde kendimi savurup, senin acına ortak olduğumu sandım.
Sonra kış geldi küçük kız. Havalar soğudu. Sen orada, Van'da, benim görmeye hasret olduğum karın içinde, soğuktan kıpkırmızı olmuş küçücük ellerini ısıtmaya çalışırken ben burada, elimin boşluğunu bahane edip, yalancı üşümelerle seni kıskanmaya çalıştım.
Seni unutmuştum. Nasıl olsa devlet, millet seferber olmuştu senin için. Nasıl olsa sana yardımlar yağıyordu. Nasıl olsa vicdanımı rahatlatmış sana ben de bir şeyler göndermiştim. Artık seni hatırlayıp kendimi, bu tatlı canımı üzmeme ne gerek vardı. Zaten başımda yeterince sorun(!) yok muydu?
..ve sonra seni gördüm küçük kız. Üşümemen için giydirdikleri lacivert montunun içinde neredeyse görünmüyordu tatlılığın. Üç kardeşini ve anneni kurban vermiştin ama oturup üzülmene, ağlamana bile fırsatın olmamıştı. Çünkü hava soğuktu ve sen sadece bir çadırdaydın.
Ağlama küçük kız, çünkü bu ülkede ağlamaması gereken sadece sen varsın.
Ağlama küçük kız, çünkü yağan yağmurlar zaten ıslatıyor güzel yüzünü.
Ağlama küçük kız, çünkü inci gibi gözyaşlarınla temizleyemezsin ihanetimizi.
Ne olur ağlama küçük kız, çünkü senin ağlaman kanatıyor yüreğimizi.