Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı bilaldikici

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 2.512
  • 57.274
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 2.512
  • 57.274
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 30 Oca 2013 13:54:37
Sen Ve Ben

Dostum,
Sen ve ben
Hayata hep yaban kalacağız.
Birimiz diğerine
Ve her birimiz kendisine.
Senin konuşacağın
Ve benim seni dinleyeceğim güne değin.
Sesini sesim sanarak.
Ve karşında durduğum güne değin.
Bir aynanın karşısında duruyormuşcasına.

Çevrimdışı finike

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 336
  • 1.082
  • 336
  • 1.082
# 30 Oca 2013 14:40:39
Bir Eşi Olmalı İnsanın !

Bakarken yüreğinin kabardığı,
Gözlerinden gözlerine yüreğinin aktığı…
Aşık olduğu bir eşi olmalı!
Sabah gözlerini açtığında, yanında olduğunu görüp,
Şükürler etmeli Yaradana.
Koklamalı saçlarını uyuyan eşine şefkatle bakıp,
Usulca dokunmalı yüzüne.

Bir eşi olmalı insanın!
Varlığını hissedebilmek için.
Parmakları titremeli, incitirim korkusuyla.
Sürekli çağlayan bir pınar olmalı gönlü…
Kramplar girmeli midesine,
Onsuzluk aklına geldikçe!

Bir eşi olmalı insanın!
Rüzgar O’nun kokusunu getirmeli,
Yağmur O’nun sesini.
Elleri yanmalı ellerini tutabilmek için.
Akşam O’nu görecek diye, pırpır etmeli yüreği.
Kelebekler gibi olmalı insanın kalbi.
Ayakları birbirine dolaşmalı heyecandan, eve dönerken eşi.
Beklemek asırlar gibi uzun gelmeli.
Gelişi ile sonsuz bir nur dolmalı içine.

Bir eşi olmalı insanın!
Yüzüne baktığında, konuşmadan anlamalı derdini,
Tasasını, öfkesini, sevincini, coşkusunu…
Güven duymalı, her şeyiyle.
Başını göğsüne koyup huzurla uyuyabilmeli,
Tüm düşüncelerinden arınmış olarak.
Babası, abisi, arkadaşı, dostu, sırdaşı, anası, çocuğu olmalı…
Şımarabilmeli yanında.
Kıskanılmalı zaman zaman da…

Bir eşi olmalı insanın!
Sabah yolcularken işine, içi acımalı,
Daha yollarken özlemeye başlamalı.
Seni şimdiden özledim!!

Bir eşi olmalı insanın!
Akşam dönüşünü beklemeli sabırsızlıkla.
Gözleri yollarda kalmalı
Ve kapıyı çalmadan açmalı…
Aşkla karşılamalı,
Hasretle sarılmalı boynuna,
Özlemle koklayıp öpmeli,
Yıllarca uzak kalmışçasına!

Bir eşi olmalı insanın!
Her günü bir başka güzel olmalı yaşamın,
Bir başka özel, bir başka soluklanmalı her anında.
Verdiği hiçbir şeyin yeterli olmadığını düşünüp, kahrolmalı,
Daha fazla ne yapabilirim diye düşünmeli.

Bir eşi olmalı insanın!
Cennetten köşe almışçasına
Sevdiği, sakındığı, bakmaya kıyamadığı…
Her bir hücresinden aşkın fışkırdığı,
Çölde okyanusu yaşadığı bir eşi olmalı insanın!

Ben seni ölene dek seveceğim boş laf !
Ben seni sevdikçe ölmeyeceğim...

CAN YÜCEL

Çevrimdışı canegt

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.904
  • 12.100
  • 2.904
  • 12.100
# 01 Şub 2013 06:32:09
BU BİZİMKİ

Yıkıcı bir aşk bu,
Yıkıyor milletin ortasına
Tutku yükünü.

Bölücü bir aşk,
Ekmeği suyu bölüyor
Günde üç öğün.

Hain bir aşk bu,
Sizin eve hırsız girer
Onunkine polis.

Yasadışı bir aşk ,
Evlenmeyi
Hiç mi hiç düşünmüyor.

Soyguncu bir aşk bu,
En sıradan ezgilerden
Sevinçler devşiriyor.

Kökü dışarda bir aşk,
Dante ile Beatrice'inkine
Fena öykünüyor.

İşgalci bir aşk bu, 
Samanlık sevişenin diyor
Başka şey demiyor.
 
 

Cemal Süreya

Çevrimdışı hercaihoca

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.401
  • 6.353
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 1.401
  • 6.353
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 04 Şub 2013 00:13:47
EĞER...

Eğer, herkes kendini kaybedip seni suçladığı zaman,
sen soğukkanlılığını koruyabilirsen;

Eğer, herkes senden kuşkulandığında
sen kendine güvenip tüm şüpheleri hoşgörü ile karşılayabilirsen;

Eğer, sabırla bekleyebilir ve beklemekten yorulmazsan;
ya da iftiraya uğradığında yalana yalanla karşılık vermezsen ve
kin tutana kin duymazsan;

Eğer, düşlere kapılmadan düş kurabilir;
düşünebildiğin halde düşüncelerin kölesi olmazsan ve aynı zamanda ne çok uysal olup, ne de çok akıllıca bir tavır ile konuşmazsan;

Eğer, ne kazandım diye sevinir, ne yıkıldım diye yerinir,
ikisini de karşılayıp yüzleşebilirsen, ömür verdiğin şeylerin yıkılışını seyredebilir ve yılmadan onu yine kurmaya çalışırsan:

Eğer, iş işten geçtikten sonra da yüreğini ve
bedenini bütün direncinle seferber edip,
herkesin vazgeçtiği noktada sen amacına yönelebilirsen;

Eğer, herkesle birlikte olur da erdemli kalabilirsen ya da krallarla dolaştığın bir durumda, gururlanıp benliğini ve
dostlarını unutmazsan;

Eğer, ne sevgili dostların, ne de düşmanların seni incitemezse ve kimseyi hem küçümsemez hem de
kimseye bağımlı olmamayı başarabilirsen;

Eğer, her günün her saatini, her dakikanın her saniyesini iç rahatlığı ile yaşayabilirsen, bütün dünya senin olur yavrum...
ve o zaman artık "ADAM" olduğunu düşünebilirsin.

Rudyard Kipling
[1865-1937]
Çeviren: Bülent Ecevit

Çevrimdışı ewa21

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 12
  • 1.370
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 12
  • 1.370
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 04 Şub 2013 02:20:15
Mesut sanmak için kendimi
Ne kâğıt isterim, ne kalem,
Parmaklarımda cıgaram,
Dalar giderim mavisinden içeri
Karşımda duran resmin.

Giderim deniz çeker;
Deniz çeker, dünya tutar.
İçkiye benzer birşey mi var,
Birşey mi var ki havada
Deli eder insanı, sarhoş eder?

Bilirim, yalan, hepsi yalan;
Taka olduğum, tekne olduğum yalan;
Suların kaburgalarımdaki serinliği,
İskotada uğuldayan rüzgar,
Haftalarca dinmeyen motor sesi,
Yalan....

Ama gene de,
Gene de güzel günler geçirebilirim;
Geçirebilirim bu mavilikte.
Suda yüzen karpuz kabuğundan farksız,
Ağacın gökyüzüne vuran aksinden,
Her sabah erikleri saran buğudan,
Buğudan, sistem, aşktan, kokudan...

Ne kağıt yeter ne kalem,
Mesut sanmam için kendimi.
Bunların hepsi... hepsi fasafiso.
Ne takayım, ne tekneyim.
Öyle bir yerde olmalıyım
Öyle bir yerde olmalıyım ki,
Ne ışık, ne sis, ne buğu gibi...
İnsan gibi.
Orhan Veli...

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 29.289
  • 230.828
  • 29.289
  • 230.828
# 04 Şub 2013 06:51:17
Çatallı yolağzında şaşırıp kaldım Derviş
Söyle hangi patika güldağına gidermiş?

Uçurum kenarında düşle-ölüm gerçeği
Ne zaman yeşerecek bu sahranın çiçeği?

Göğsümün ortasında âşk nişânesi bıçak
Buz tutmuş aynalarda kan tütüyor sımsıcak!

Alınımdaki çiğsime azabımdan sızan ter
Bu suskun başkaldırış isyandan daha beter

Hücreme ışık düşür, zindanıma kapı aç
Beni bir sen anlarsın, ipe çekilen Hallaç!

Yeter artık, bu çığlık yüreğime sığmıyor
Yalvarırım hüznümü şerre değil, hayra yor

Çatallı yolağzında şaşırıp kaldım Derviş
Söyle hangi patika güldağına gidermiş?

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 29.289
  • 230.828
  • 29.289
  • 230.828
# 04 Şub 2013 07:22:47
Hicrân dökme Karadağlar önüme
Tel içinde bilir misin sel geçer?
Çuvaldızla dert dikersin tenime
Al içinde bilir misin dal geçer?

Yoldakini yoldan yola vurursun
Gâhî eğri gâhî yokuş durursun
Çok ah alma bir gün gelir kurursun
Çul içinde bilir misin kül geçer?

İnsan nedir gelmedi mi bağrından
Gel dedikçe kaçar oldu çağrından
Yoksa sen de biçâr mısın ağrından
“Ol” içinde bilir misin kul geçer?

Omuzların yaralı mı yaslı mı
Gâh Züleyha gâhî Yusuf sesli mi
Benim gibi deli misin uslu mu
Sol içinde bilir misin gül geçer?

Karıncanın yolu var mı yüzünde
Ebabil’in izi var mı izinde
Ol bülbülün aşkı var mı özünde
Gül içinde bilir misin “kal” geçer?

Çobanların kavalını dağlarsın
Kervanların el ayağın bağlarsın
Zikretmezsen benim gibi ağlarsın
Kıl içinde bilir misin yol geçer?

Ne gelirse Hak’tan gelir bilene
Kul odur ki yalnız ona dilene
“Şah” deriz biz ölüyorken gülene
Yel içinde bilir misin dil geçer?

Âşıkların garip olur sinesi
Say ki buğday say ki yağmur danesi
Makberî’nin sana döner çenesi
Hâl içinde bilir misin dol geçer?


Makberi

Çevrimdışı heroh

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 1.791
  • 3.279
  • 1.791
  • 3.279
# 04 Şub 2013 23:30:19
Ihlamurlar Çiçek Açtığı Zaman



Dilimde sabah keyfiyle yeni bir umut türküsü
Kar yağmış dağlara, bozulmamış ütüsü
Rahvan atlar gibi ırgalanan gökyüzü
Gözlerimi kamaştırsa da geleceğim sana
Şimdilik bağlayıcı bir takvim sorma bana
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.

Ay, şafağa yakın bir mum gibi erimeden
Dağlar çivilendikleri yerde çürümeden
Bebekler hayta hayta yürümeden
Geleceğim diyorum, geleceğim sana
Ne olur kesin bir takvim sorma bana
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.

Beklesen de olur, beklemesen de
Ben bir gök kuruşum sırmalı kesende
Gecesi uzun süren karlar-buzlar ülkesinde
Hangi ses yürekten çağırır beni sana
Geleceğim diyorum, takvim sorma bana
-Ihlamur çiçek açtığı zaman.

Bu şiir böyle doğarken dost elin elimdeydi
Sen bir zümrüd-ü ankaydın, elim tüylerine deydi
Sevda duvarını aştım, sendeki bu tılsım neydi?
Başka bir gezegende de olsan dönüşüm hep sana
Kesin bir gün belirtemem, n`olur takvim sorma bana
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.

Eski dikişler sökülür de kanama başlarsa yeniden
Yaralarıma en acı tütünleri basacağım ben
Yeter ki bir çağır beni çiçeklendiğin yerden
Gemileri yaksalar da geleceğim sana
On iki ayın birisinde, kesin takvim sorma bana
-Ihlamur çiçek açtığı zaman.

Bak işte, notalar karıştı, ezgiler muhalif
Hava kurşun gibi ağır, yağmursa arsız
Ey benim alfabemdeki kadîm Elif
Ne güzellik, ne de tat var baharsız
Güzellikleri yaşamak için geleceğim sana
Geleceğim diyorum, biraz mühlet tanı bana
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.

Ihlamurlar çiçek açtığı zaman
Ben güneş gibi gireceğim her dar kapıdan
Kimseye uğramam ben sana uğramadan
Kavlime sâdıkım, sâdıkım sana
Takvim sorup hudut çizdirme bana
Ben sana çiçeklerle geleceğim
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.


        Abdurrahim Karakoç

Çevrimdışı atasay15

  • Bilge Üye
  • *****
  • 10.485
  • 10.707
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 10.485
  • 10.707
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 05 Şub 2013 01:35:01
TÜRK GENÇLİĞİNE

Adalar Denizinden Altayların daha ötesine kadar bütün Türk gençliğine....

Yer bulmasın gönlünde ne ihtiras, ne haset.
Sen bütün varlığına yurdumuzun malısın.
Sen bir insan değilsin; ne kemiksin, ne de et;
Tunçtan bir heykel gibi ebedi kalmalısın.

Iztırap çek, inleme... Ses çıkarmadan aşın.
Bir damlacık aksa da, bir acizdir göz yaşın;
Yarı yolda ölse de en yürekten yoldaşın
Tek başına dileğe doğru at salmalısın.

Ezilmekten çekinme... Gerilmekten sakın!
İradenle olmalı bütün uzaklar yakın,
Dolu dizgin yaparken ülküne doğru akın
Ateşe atılmalı, denize dalmalısın.

Ölümlerden sakınma, meyus olmaktan utan!
Bir kere düşün nedir seni dünyada tutan?
Mefkuresinden başka her varlığı unutan
Kahramanlar gibi sen, ebedi kalmalısın...

Sen ne elde ve dilde gezen billur bir sağrak,
Ne de sıska bir göğüse takılan bir çiçeksin;
Senin de bu dünyada nasibin var: Savaşmak!..
Kayalarla güreşip dağlarda öleceksin.

Yoldaşlık ederekten gökte güneşle, ayla
Aşarsın tepe, ırmak; yürürsün ova, yayla...
Hayata ne biçimde geldinse bir borayla
Daha sert bir kasırga içinde biteceksin.

Kızıl Elma uğrunda kılıç çekince kından
Bahtiyarlık denen şey artık geçmez yakından;
Mesut olup gülmeyi sök, çıkar hatırından.
Belki öldükten sonra bir parça güleceksin.

Yüz paralık kursunla gider “Hayat” dediğin;
“Tanrı Yolu” uzaktır; erken kalk, sıkı giyin.
Yazık, bütün ömrünce o kadar özlediğin
Güzel Kızıl Elma’na varmadan öleceksin.

Belki bir gün çöllerde kaybedersin eşini,
Belki bir gün ağlarsın kaçtı diye karına.
Işıksız kulübende boranın esişini
Dinleyerek çıkarsın bir ümitsiz yarına.

Gün olur ki mertliğin uğrar kahpe bir hınca;
Namert bir el arkandan seni vurur kadınca;
Bir gün sabrın tükenir... Silahını kapınca
Haykırarak çıkarsın yurdunun dağlarına...

Hayatin kamçısıyla sızar derinden kanlar,
Senin büyük derdinden başkaları ne anlar?
Vicdanını Paris`e, Moskova`ya satanlar,
Küfür diye bakarlar senin dualarına.

Hey arkadaş! Bu yolda ben de coşkun bir selim,
Beraberiz seninle, işte elinde elim.
Seninle bu hayatin gel beraber gülelim
Ölümüne, gamına, tipisine, karına...

Atandan kalmış olan kılıcı iyi bile,
Onu bütün gücünle vuracaksın çağında.
Savaş... Bunun tadını ey Türk sen bulamazsın,
Ne sevgili yanında, ne baba ocağında.

Savaşmaktan kaçınır, kim varsa alnı kara;
Kan dökmeyi bilenler hükmeder topraklara...
Kazanmanın sırrını bilmiyorsan git, ara
“Çanakkale” ufkunda, “Sakarya” toprağında.

Siyasette muhabbet... Hepsi yalan palavra...
Doğru sözü “Kül Tegin” kitabesinde ara...
Lenin’den bahsederse karşında bir maskara
Bir tebessüm belirsin sadece dudağında.

Yatağında ölmeyi hatırından sök, çıkar!
Döşeğin kara toprak, yorganındır belki kar...
Sen gurbette kalırsan, ben ölürsem ne çıkar?
Ruhlarımız buluşur elbet Tanrıdağı`nda...

Mukadderat isterse seni yoldan çevirsin,
Sen hele bu yollarda yıpranarak aşın da,
Varsın bütün ömrünce bir an nasip olmasın
Yorgunluğunu gidermek serin bir su başında.

Bir gülüşten ne çıkar, ne çıkar ağlamaktan?
Kullar kancıklık eder, bela bulursun Hak’tan.
Gün olur ki bir yudum su ararsın bataktan,
Gün olur ki bir tutam tuz bulunmaz aşında.

Bir çığ gibi yürürsün bir lahza durmaksızın,
Bir ilahi kaynaktan geliyor çünkü hızın.
Duygular ölmüştür... Tapınılan bir kızın
Bir füsun bulamazsın gözlerinde, kaşında.

Iztırabı kanına katta göz kırpmadan iç!
Varsın gülsün ardından, ne çıkar, bir iki p...
Bu varlık dünyasında yalnız senin hiç mi hiç
Bir şeyin olmayacak... Hatta mezar taşın da...

ATSIZ

Çevrimdışı bergüzar

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.141
  • 10.627
  • Okul Müdürü
  • 1.141
  • 10.627
  • Okul Müdürü
# 05 Şub 2013 02:49:43
Buyur Gönül Haneme…

İçimde duygular kördüğüm oldu,
Çözeceksen buyur gönül haneme…
Ne yazacak şiir ne de söz kaldı,
Sezeceksen buyur gönül haneme…

Bin bir kaygı ile korkular saçtım,
Kendimi görünce kendimden kaçtım!
Halimin resminden bir sergi açtım,
Gezeceksen buyur gönül haneme…

Çıkarıp bedeni can yeleğinden,
Kurtularak nefsin her dileğinden,
Topyekûn hayatı aşk eleğinden,
Süzeceksen buyur gönül haneme…

Uzanır sonsuza aşkın yolu bir,
Baki olmak için bir gönüle gir…
Bu yolda ne varsa gurura dair
Ezeceksen buyur gönül haneme…
 Uğur IŞILAK

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 29.289
  • 230.828
  • 29.289
  • 230.828
# 07 Şub 2013 14:26:49
UTANSIN

Tohum saç, bitmezse toprak utansın!
Hedefe varmayan mızrak utansın!

Hey gidi küheylan, koşmana bak sen!
Çatlarsan, doğuran kısrak utansın!

Eski çınar şimdi noel ağacı;
Dallarda iğreti yaprak utansın!

Ustada kalırsa bu öksüz yapı,
Onu sürdürmeyen çırak utansın!

Ölümden ilerde varış dediğin,
Geride ne varsa bırak utansın!

Ey binbir tanede solmayan tek renk;
Bayraklaşamıyorsan bayrak utansın!

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 09 Şub 2013 23:41:34
Ya Râb Belâyı Aşk İle Kıl Aşina Beni 

Ya râb belayı aşk ile kıl aşina beni
Bir dem belâ-yı aşktan etme cüdâ beni

Az eyleme inâyetini ehli derdden
Yani ki çok belâlara kıl mübtelâ beni

Oldukça ben götürme belâdan iradetim
Ben isterim belâyı çü ister belâ beni

Gittikçe hüsnün eyle ziyâde nigarımın
Geldikçe derdine beter et müptelâ beni

Öyle zaîf kıl tenimi firkatinde kim
Vaslına mümkün ola getürmek saba beni

Nahvet kılıp nasib fûzûlî gibi bana
Ya râb mukayyed eyleme mutlak bana beni


Fuzuli

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 09 Şub 2013 23:44:32
Derindesin Rüya Kadar Derinde

seni bir kilimin nakışlarında
devlerin şimşekli bakışlarında
kanı sevgi olan hatıraların
göklere uzayan yokuşlarında
bulamaz ayağı prangalılar

yayını terkederken kırılan bir ok gibi
doğarken ölen bir çocuk gibi
çekingen çeşmelerin suyunda eriyen güz
yorgun patikalrda sevda arayan öksüz
bulamaz izlerinitilkiler kurt ininde
yağmur hala murada ermedi teninde

mağrur bir kıvılcım görünce seni
başın alıp gitmiş karanlıklara
mehtabı beklemiş seneler boyu
yüreğinde duymuş hep o korkuyu
ardına bakınca gamlı bir akşam
duymuş tenhalarında çalan şarkıyı

ceviz sandık bom boş ; kapılar kırık
senden artakalan mor bir hıçkırık

okunmamış esrarlı bir öykünün
memnu satırları gibidir yüzün
vuslatın eflatun gecelerinde
uykusunu kaçırmışsın gündüzün
oysa ne yerdesin , ne gökyüzünde
derindesin rüya kadar derinde

Nurullah Genç

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 09 Şub 2013 23:51:17
GEÇMİŞ YAZ       

Rüya gibi bir yazdı. Yarattın hevesinle
Her anını, her rengini, her şiirini hazdan.
Hala doludur bahçeler en tatlı sesinle!
Bir gün, bir uzak hatıra özlersen o yazdan

Körfezdeki dalgın suya bir bak, göreceksin:
Geçmiş gecelerden biri durmakta derinden;
Mehtap... iri güller... ve senin en güzel aksin...
Velhasıl o rüya duruyor yerli yerinde!

YAHYA KEMAL BEYATLI
 

Çevrimdışı evgi-47

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 956
  • 5.484
  • 956
  • 5.484
# 10 Şub 2013 02:34:25
UNUTMA Kİ

Sen uykusuzluk nedir bilir misin?
Tırnaklarınla yastığını parçaladın mı?
Gözlerini tavana dikip
Düşündüğün oldu mu bütün gece?
Ve bütün bir gün
Belki gelir ümidiyle bekledin mi hiç?
Gelmeyince,
Seni aramayınca
Ölesiye ağladın mı ?
Sonra çekilip en koyusuna yalnızlıkların
Ona ait ne varsa
Bir bir hatırladın mı?

Sen günden güne erimeyi bilir misin?
Dev bir ağacın vakarı içinde ölmeyi,
Bir teselli aramayı
Issız parklarda, tenha sokaklarda
Ve bütün bir şehir uyurken uzaklarda
Deli divane yollara düşüp
Yaşlanmış bir köpek gibi
Eskimiş bir gömlek gibi
Atılmışlığını hissettiğin oldu mu?
Sevmekten,
Günler geceler boyunca yürümekten
Elin ayağın yoruldu mu?

Sen yalnızlığın acısını bilir misin?
Unutulmak bir hançer gibi saplandı mı sırtına?
İçinde kıskançlığın zehirli çiçekleri açtı mı?
Bütün gururunu çiğneyip
Sevdiğinin geçtiği yollarda
Bastığı toprakları eğilip öptün mü?
Sen çaresizlik nedir bilir misin?
Sen yokluk nedir gördün mü?
Yanan başını
Duvarlara vurup parçalamak geldi mi içinden?
Sen her gün bin defa öldün mü?

Böyleyim diye ayıplama beni.
Bir gün kendimi
Sonsuzluğun koynuna bırakırsam
Yaralı ve yenik bir asker gibi
Darılma.
Unutma ki
Her seven isimsiz bir kahramandır.
Unutma ki
İnsan; sevebildiği kadar insandır.

Ümit Yaşar Oğuzcan




 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK